Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Mezhebsizlik Savunucusu Kur'ancı(!)lara Kur'an'dan Cevaplar

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Ebu Selman et-Turkî Çevrimdışı

Ebu Selman et-Turkî

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
.اعوذ بالله من الشيطان الرجيم, بسم الله الرحمن الرحيم
الصلاة والسلام علي رسول الله
اما بعد


Kovulmuş şeytanın şerrinden Allah'a sığınırım; Esirgeyici, bağışlayıcı Allah'ın Adıyla. Salat ve Selam Allah Rasulu'nun üzerine olsun. Bundan sonra:

Hadis inkarcılarının en çok yaymaya çalıştığı görüşlerden biri de mezhepsizlik. Kur'an'dan cımbızladıkları ayetlerden bahsetmeden önce evvela Allah'ın kitabındaki diğer Ayetleri incelemek faydalı olacaktır.

اللَّهُ يَحْكُمُ بَيْنَكُمْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ فِيمَا كُنتُمْ فِيهِ تَخْتَلِفُونَ
İhtilaf ettiklerinizde Allah kıyamet günü aranızda hukmedecektir (Hacc 69)



وَمَا اخْتَلَفْتُمْ فِيهِ مِن شَيْءٍ فَحُكْمُهُ إِلَى اللَّهِ ذَلِكُمُ اللَّهُ رَبِّي عَلَيْهِ تَوَكَّلْتُ وَإِلَيْهِ أُنِيبُ

İhtilafa düştüğünüz bir şeyde hukmetmek Allah'a aittir. İşte bu, Rabbim Allah'dır. O'na tevekkul ettim, O'na yönelirim (Şura 10)



Hacc suresi 67'den başlanarak 69'a kadar okunduğunda bahsedilen şeyin ibadet ve din işleri olduğu anlaşılıyor. Aynı şekilde Şura suresi de 7'den 10'a kadar okunduğunda bahsedilen şeyin Kur'an olduğu anlaşılıyor. Dolayısıyla, bizi bizden daha iyi bilen Alemlerin Rabbi olan Allah (s.v.t.), bizlerin bazı konularda ihtilafa düşeceğini, bunlara kıyamet gününde hukmedeceğini söyleyerek de kıyamet gününe kadar bu ihtilafların süreceğini zaten Kur'an'da bildirmiş. Bu durumda hadis inkarcılarının mezheblere dil uzatması gereksiz ve boşa çabadan başka bir şey değil.


Bu durumda, ilim sahibi olmayan insanlar, hayatını ilme adamış olan alimlerin görüşlerine tabi olmak durumundadırlar. Zaten akıl başka bir yol göstermiyor.



Hadis inkarcılarının öne sürdüğü ayetler :

وَاعْتَصِمُواْ بِحَبْلِ اللّهِ جَمِيعًا وَلاَ تَفَرَّقُواْ وَاذْكُرُواْ نِعْمَةَ اللّهِ عَلَيْكُمْ إِذْ كُنتُمْ أَعْدَاء فَأَلَّفَ بَيْنَ قُلُوبِكُمْ فَأَصْبَحْتُم بِنِعْمَتِهِ إِخْوَانًا وَكُنتُمْ عَلَىَ شَفَا حُفْرَةٍ مِّنَ النَّارِ فَأَنقَذَكُم مِّنْهَا كَذَلِكَ يُبَيِّنُ اللّهُ لَكُمْ آيَاتِهِ لَعَلَّكُمْ تَهْتَدُونَ

Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin. Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Hani sizler birbirinize düşmanlar idiniz de O, kalplerinizi birleştirmişti. İşte O’nun bu nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz. Yine siz, bir ateş çukurunun tam kenarında idiniz de O sizi oradan kurtarmıştı. İşte Allah size âyetlerini böyle apaçık bildiriyor ki doğru yola eresiniz. (Ali İmran 103)


Bu ayette insanların birbirlerine düşmanlık etmemeleri, düşmanlıkların insanları bölmemesi gerektiği zaten açıkça belirtiliyor, mezhebsel bir durum söz konusu değil.


إِنَّ الَّذِينَ فَرَّقُواْ دِينَهُمْ وَكَانُواْ شِيَعًا لَّسْتَ مِنْهُمْ فِي شَيْءٍ إِنَّمَا أَمْرُهُمْ إِلَى اللّهِ ثُمَّ يُنَبِّئُهُم بِمَا كَانُواْ يَفْعَلُونَ

Şu dinlerini parça parça edenler ve kendileri de grup grup ayrılmış olanlar var ya, onlarla hiçbir ilişiğin yoktur. Onların işi ancak Allah’a kalmıştır. Sonra (O), yapmakta olduklarını kendilerine haber verecektir. (En'am 159)

En'am suresi 156'dan 159'a kadar okunduğunda, kitab ehlinden bahsedildiği anlaşılıyor. Ayrıca ayette "senin onlarla hiç bir ilişiğin yoktur" diye Rasulullah'a (s.a.v) hitab ediliyor. Oysa ki Rasulullah (s.a.v) zamanında mezhebler yoktu. Eğer iddia ediliyorsa ki, Allah (s.v.t.) bize hristiyan ve yahudileri örnek göstererek bizlere "onlar gibi bölünmeyin" diye öğütlüyorsa burada iki husus vardır. Mezhebleri iki yönden inceleyebiliriz, biri günlük hayatta nasıl amel edeceğimize, nasıl inanacağımıza yol gösteren mezhebler, diğeri de siyasal mezhebler. Günlük hayatta ibadetlerimize ve itikadımıza yol gösteren Hanefi, Şafiî, Hanbeli, Maliki gibi mezhebler herhangi bir bölünme teşkil etmiyor. Aynı camide aynı safta namaz kılıp namazdan sonra Allah kabul etsin deyip el sıkışıyoruz, namazlar arasında da neredeyse hiç bir fark yok. Burada dini parça parça etme gibi bir durum söz konusu değil. Siyasi mezheblere (Şia, Sunni, Harici) gelince, tarihe baktığımızda bölünenlerin kimler olduğu ortada, bu durumda hadis inkarcıları "tebliğ"(!) lerini bizlere değil ayrılma meraklılarına yapmalıdır.
 
Ş Çevrimdışı

Şeker Kız

Üye
İslam-TR Üyesi
Bu konuya cewap yazmak istiyorum ama lütfen , bana hakaret ederek karşı yorum yazmayın..
Tartışmalardan hakikatler doğar, sesimizi yükseltmeden tartışalım..

“Kullarıma söyle, en güzel sözü söylesinler! " (İsra.53)

Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel bir biçimde mücadele et. Şüphesiz senin Rabbin yolundan sapanı bilendir ve hidayete ereni de bilendir."
 
Ş Çevrimdışı

Şeker Kız

Üye
İslam-TR Üyesi
Mezhepleri Eleştirmek; Kesinlikle, "Mezhep Kurucusu"dediğimiz / bildiğimiz Kişileri eleştirmek değildir.
 
Ebu Selman et-Turkî Çevrimdışı

Ebu Selman et-Turkî

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Bu konuya cewap yazmak istiyorum ama lütfen , bana hakaret ederek karşı yorum yazmayın..
Tartışmalardan hakikatler doğar, sesimizi yükseltmeden tartışalım..

“Kullarıma söyle, en güzel sözü söylesinler! " (İsra.53)

Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel bir biçimde mücadele et. Şüphesiz senin Rabbin yolundan sapanı bilendir ve hidayete ereni de bilendir."

Estağfirullah. Buyrun.
 
Ş Çevrimdışı

Şeker Kız

Üye
İslam-TR Üyesi
"Mezhep Kurucusu" dediğimiz / bildiğimiz

Kişiler; Kesinlikle "Mezhep Kurmak" amacında olmamışlardır. Önlerine gelen / Günün sorunlarına çözüm üretmişlerdir. Tabii ki hata yada isabet edilmiş olabilir. Yada o gün için geçerli olan çözüm, bu gün için yetersiz kalabilir.
 
Ş Çevrimdışı

Şeker Kız

Üye
İslam-TR Üyesi
Eleştirilen Nokta:Mezhebin; Dinin "Olmazsa olmazı" haline getirilmiş olmasıdır... Bununla da yetinmeyip"Mezhep = Din"Hatta:"Mezhep olmadan Din olmaz"noktasına gelinmesidir.
 
Ş Çevrimdışı

Şeker Kız

Üye
İslam-TR Üyesi
Mezhepler Gerekli midir?

Soruna değişik açılardan bakılabilir.

Akla gelen ilk Sorular ve verilen Klasik(?) cevaplar:

Allah'ın elçisi ve Ashabının bir Mezhebi var mıydı? -varsa- hangi Mezheptendi?

Cevap: Peygamberin Mezhebe ihtiyacı olur mu? Ashap da sorularını Ona sorardı

Mezheplere sonra neden ihtiyaç oldu?

Cevap: İslam Devleti büyüdü, Zaman da değişti, Yeni sorunlar ortaya çıktı. Bunların çözümü için...

Daha sonra; İçtihat kapılarını da kapattınız.

İçtihat kapıları Kapandıktan(!?) sonra yaşanan Değişim; O zamana kadar olanla kıyaslanamayacak kadar büyüktür. Bu Sorunlar; Asırlarca önce verilen hükümlerle nasıl çözümlenecek?

Bu sorunun cevabını, Mezheplerin gerekli olduğunu savunanlar herhalde vereceklerdir.
 
Ş Çevrimdışı

Şeker Kız

Üye
İslam-TR Üyesi
Bir ilahiyatçının, Herhangi bir konuda yorumunu okuyorsunuz.
Beğenmezsiniz, yada Kısmen / Tamamen beğenirsiniz. Alacağınız -varsa- alırsınız. Konu orada biter.
 
Ebu Selman et-Turkî Çevrimdışı

Ebu Selman et-Turkî

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
"Mezhep Kurucusu" dediğimiz / bildiğimiz

Kişiler; Kesinlikle "Mezhep Kurmak" amacında olmamışlardır. Önlerine gelen / Günün sorunlarına çözüm üretmişlerdir. Tabii ki hata yada isabet edilmiş olabilir. Yada o gün için geçerli olan çözüm, bu gün için yetersiz kalabilir.

Doğrudur. Zaten Hanefi gibi mezhebler alimlerin verdiği fetvaları talebeleri sonradan bir araya getirerek mezhebleri oluşturmuşlardır.
Günümüz meseleleri için de yöntem hala kullanışlıdır. İlk olarak Kur'an'a bakılır. Eğer Kur'an'da mesele açıkça bulunamazsa Rasulullah'ın (s.a.v) sunnetine uygulamalarına bakılır. Yine bulunamazsa sahabelerin uygulamalarına ve alimlerin icmasına bakılır. Eğer yine bulunamaz ise kıyas yapılır.
 
Ş Çevrimdışı

Şeker Kız

Üye
İslam-TR Üyesi
"Mezhep Kurucusu" dediğimiz / bildiğimiz Kişiler de Bu günkü ilahiyatçılar gibi; gündemde olan yada önlerine getirilen bir sorunun yorumunu yapmışlardır. İsabet Vardır / Yoktur. Ve o Yorum, bu gün hala, Geçerlidir / Geçersizdir. Konunun gerçek boyutu bundan ibarettir.

Kuran: "Eksik / Noksan olmadığını - Detayları ile açıklandığını - Öğüt için kolaylaştırıldığını" Söylüyor mu?

Aksini söylemek; Bir anlamda -haşa- Kuran'ın yetersizliğini iddia etmektir.

Tarih boyunca, yaşamış herhangi bir Alimin yorumlarından faydalanmak ayrı şeydir.
 
Ebu Selman et-Turkî Çevrimdışı

Ebu Selman et-Turkî

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Eleştirilen Nokta:Mezhebin; Dinin "Olmazsa olmazı" haline getirilmiş olmasıdır... Bununla da yetinmeyip"Mezhep = Din"Hatta:"Mezhep olmadan Din olmaz"noktasına gelinmesidir.

Mezheb = Din gibi bir anlayış zaten yanlıştır. Bizzat İmam-ı Azam bile doğru delilin bulunduğu taktirde eğer kendisinin görüşüyle çelişiyorsa doğru delile uyulması gerektiğini söyler.
 
Ebu Selman et-Turkî Çevrimdışı

Ebu Selman et-Turkî

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Mezhepler Gerekli midir?

Soruna değişik açılardan bakılabilir.

Akla gelen ilk Sorular ve verilen Klasik(?) cevaplar:

Allah'ın elçisi ve Ashabının bir Mezhebi var mıydı? -varsa- hangi Mezheptendi?

Cevap: Peygamberin Mezhebe ihtiyacı olur mu? Ashap da sorularını Ona sorardı

Mezheplere sonra neden ihtiyaç oldu?

Cevap: İslam Devleti büyüdü, Zaman da değişti, Yeni sorunlar ortaya çıktı. Bunların çözümü için...

Daha sonra; İçtihat kapılarını da kapattınız.

İçtihat kapıları Kapandıktan(!?) sonra yaşanan Değişim; O zamana kadar olanla kıyaslanamayacak kadar büyüktür. Bu Sorunlar; Asırlarca önce verilen hükümlerle nasıl çözümlenecek?

Bu sorunun cevabını, Mezheplerin gerekli olduğunu savunanlar herhalde vereceklerdir.

"İctihad kapılarının kapanması" meselesi sadece bir kısmı alınarak maalesef "işte mezhepçiler böyle" denilerek insanlara sunulmaktadır. İctihad'ın kapıları her zaman açıktır. Kapanışı ve açılışı Allah'ın (s.v.t) ve Rasulu'nün (s.a.v) emri değil ki insanlar kapasına göre açık veya kapalı desin. "İctihad kapıları kapandı" derken belirtilen şey ya 4 hak mezheb dışında başka bir mezhebin kurulmaması gerektiği, ya da herhangi bir muctehid alimin çıkmaması sonucu ictihad yapacak kimsenin kalmamasıdır. İlim sahipleri her zaman ictihad yapabilir.
 
Ş Çevrimdışı

Şeker Kız

Üye
İslam-TR Üyesi
Mezheplerin; Dinin "Olmazsa Olmazı" durumunu bir tarafa bırakalım; Kurandaki İslam'a "Her yönü ile, Tam olarak uydukları" iddia edilebilir mi?

-- Sahabenin hepsi adl (adalet sahibidir) Aralarındaki muhalefet "İçtihat Farkından" olmaktadır. (Ehli Sünnet) (Buna göre Cemel Vakası ve Sıffin savaşı da İçtihat farkıdır.)

-- Suç işlese de İmamın ardında Namaz kılınır. Zorla da başa geçse itaat edilir. İsyan suçtur. İsyan etmiş olarak ölen kafir olur. (Hanbeli) [1/s:210]

--- Hadis rivayet eden Sahabi meçhul olsa da bu hadis kabul edilir. Bu hadisle Amel caizdir.Ravisi güvenilir Kişi olmayan fakat Yalan olduğu sabit olmayan Hadiste böyledir. (Hanbeli) [1/s:210] (Kuran'la çelişiyor mu sorusuna hiç gerek yoktur(?))

Ciddi bir tarama yapıldığında, bu liste hayli kabaracaktır sanırım.
Bu görüşlerde olmayan diğer mezhepler; bunlara nasıl "Hak" diyebilir. Derse ne ölçüde Tutarlı olur?
 
Ebu Selman et-Turkî Çevrimdışı

Ebu Selman et-Turkî

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
"Mezhep Kurucusu" dediğimiz / bildiğimiz Kişiler de Bu günkü ilahiyatçılar gibi; gündemde olan yada önlerine getirilen bir sorunun yorumunu yapmışlardır. İsabet Vardır / Yoktur. Ve o Yorum, bu gün hala, Geçerlidir / Geçersizdir. Konunun gerçek boyutu bundan ibarettir.

Kuran: "Eksik / Noksan olmadığını - Detayları ile açıklandığını - Öğüt için kolaylaştırıldığını" Söylüyor mu?

Aksini söylemek; Bir anlamda -haşa- Kuran'ın yetersizliğini iddia etmektir.

Tarih boyunca, yaşamış herhangi bir Alimin yorumlarından faydalanmak ayrı şeydir.

Lukman suresi 27. Ayet :

Eğer yeryüzündeki ağaçlar kalem, deniz de mürekkep olsa, arkasından yedi deniz daha ona katılsa, Allah’ın sözleri yine de tükenmez. Şüphesiz Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.

Allah (s.v.t) bizlere Allah'ın sözlerinin tükenmeyeceğini bildirmiş, Allah'ın tükenmeyen kelamı elbette ki bir kitaba sığmaz. Bu yüzden diğer konularda Rasulullah'a (s.a.v) danışmamız bir çok emredilmiştir. Fakat Allah'ın (s.v.t) tükenmeyen kelamı kendisi de sadece bir insan olan Rasulullah'ı da (s.a.v) aşar, bu yüzden bizlere ictihaddan başka çare kalmıyor. Bu yüzden de ilmi az olanlar da ilim sahiplerine danışıyor.
 
Ş Çevrimdışı

Şeker Kız

Üye
İslam-TR Üyesi
Tarih boyunca; Kendi aralarında ve Mezheplerle İktidarlar arasında "Hoşgörü" Ne ölçüde geçerli olmuştur? İktidarlar diğer Ekol-Mezhep taraftarlarını ezerken, Desteklenen Mezhep huzursuzluk - Acı duymuş mudur?

Bu sorulara, "Hayır" diyen örnekler çoktur. "Evet" diyen örnekler yoktur yada çok azdır.
 
Ş Çevrimdışı

Şeker Kız

Üye
İslam-TR Üyesi
Ehli Sünnet Kelamının kurucularından, Eş'ari (H.260-324) Ahmet b. Hambel'e büyük saygısına rağmen; Eş'arilik, Hanbeli yanlısı İbni Teymiye tarafından şiddetle kınanmıştır.

-- Selçuklular bir ara Eş'ariliğe lanet okumuştur.

-- Abbasi Halifesi El-Mansur'un emri ile İmam Malik dövdürülmüştür. [1/s:202]

-- Şafilik Mısıra girince, daha önce yayılan Malikilikle çatışmıştır.

-- İ.Malik'in, Endülüste "El-Muvatta" hadis kitabı dışındaki esreleri yakılmıştır. [1/s:204]

-- Ebu Hanife fikren Emevilere karşıdır. Emevi Irak valisi Ebu Hureyre tarafından verilen görevi kabul etmediği için, bir süre hapsedilmiştir. Abbasi Halifesine Biat etti. Daha sonra Abbasi Zulmü aleyhine fetva verince; Bağdat Kadılığı teklif(?) edildi. Kabul etmeyince hapse atıldı. Her gün 10'ar artırılan "Başına Kırbaçla vurma" cezası uygulandı. Hastalandı. Çıkınca öldü. [1/s:205-6]
 
Ş Çevrimdışı

Şeker Kız

Üye
İslam-TR Üyesi
Ebu Hanife Kıyas'a önem verdiği için, aralarında: İ. Malik ve Hambel'inde olduğu Ehli Sünnet alimleri tarafından kınandı. [1/s:206]

-- Şafiler ve Hanefiler arasında çıkan çatışmalara, Selçuklular devlet olarak katıldı. [1/s:207]

-- Abbasi Halifesi El-Me'mun; "Kuran Mahluktur" fikrini tüm alimlere zorla kabul ettirmek istemiş.(H.218) kabul etmeyen Ahmed b. Hanbel'i de zincire vurdurmuştur. Müsta'sımzamanında da hapsedilmiş ve dövülmüştür.

-- Mezhepler arasında; Kız alıp vermemeden, Düşmanlık boyutlarına varan husumetlere kadar, hoşgörüsüzlük somut bir olgudur. "Hoşgörü" ise, ancak zor rastlanan bir iz olabilir.

-- Tarih boyunca; Dış güçler ve Dini çıkar için kullanan iç odakların; Toplumumuzu Parçalayıp zayıf düşürmede kullandıkları toplumun en zayıf karnı; -Tarikatlarla birlikte- Mezhepler olmuştur.

Tablo kabarıktır... Ve "Her biri diğer Üçüne Hak diyor" ifadesi tutarlı değildir
 
Ebu Selman et-Turkî Çevrimdışı

Ebu Selman et-Turkî

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Tarih boyunca; Kendi aralarında ve Mezheplerle İktidarlar arasında "Hoşgörü" Ne ölçüde geçerli olmuştur? İktidarlar diğer Ekol-Mezhep taraftarlarını ezerken, Desteklenen Mezhep huzursuzluk - Acı duymuş mudur?

Bu sorulara, "Hayır" diyen örnekler çoktur. "Evet" diyen örnekler yoktur yada çok azdır.

İtikadi ve fıkhi mezhebler için herhangi bir savaş, çatışma vb. şeyler söz konusu değildir. Onların meseleleri ilim meclislerinde tartışmışlardır.
Siyasal mezhebler'e ayrılmak (Haricilik, Şiilik vb.) zaten caiz değildir. Ehli Sunnet'den ayrılan bu mezhebler de alimler tarafından tenkit edilmiştir.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst Ana Sayfa Alt