Açıkcası bazı şeyleri bu siteden öğrendim.Her defasında demokrasinin şirk olduğunu belirten insanlar şimdi mursicilik oynuyor.Biri benim şu sorularıma cevap versin.Kimseyi tekfir etmek gibi bir şeye girişmeyeceğim zaten çoğu zaman bu gibi şeylerden sakındım.Ayrıca ilmim de çok az cahil denilebilecek birisiyim.
Mısır anayasasında şirk yok mu?
Mısır anayasası kurana göre mi yönetiliyor?
Mısır devleti laik bir devlet mi değil mi?
Mısır devletinde Allahın kanunlarına karşı kanunlar var mı?
Demokrasi düzeni şirk değil midir?
Siz diyorsunuz ki mursi şeriat istiyordu.Tamam bunu kabul ederim ne güzel şey.Ama önemli olan bir sözü söylemesi midir gereğini yapması mıdır?
Bugüne kadar kim demokrasi ile şeriatı getirmiştir?
Son olarak ben oradaki Müslümanlara destek veriyorum.Darbeye karşıyım.Zaten darbeyi de kafirler yaptı.Ama sırf darbe oldu diye mursiyi şirin gösteremem kusura bakmayın...
Kardeşim, bir ülkenin hükümeti veya başkanı hakkında konuşmamız için o ülkenin siyasi yapısını, anayasa yargı hukukunu, devletin o duruma gelme sürecini ve ülkenin dini yapısını bilmemiz gerekir. Ancak o zaman kesin ve net konuşabiliriz. Ben Mısır hakkında bu konularda çok yeterli bilgiye sahip değilim. Çok fazla kişinin, hatta tekfir edenlerin bile bunları bildiklerini sanmıyorum.
Ben bildiğim kadarı ile aktarayım;
Eski bir yorumumda dedim ki, Mursi ile Erdogan arasında ne fark var? Yani ikisininde gittiği yol aynı; demokrasi. Niye birini desteklenmezken diğerinin posterleri taşınacak şekilde destekleniyor? Bu sorum hala Mursi'yi savunan arkadaşlar için geçerli...
Mursi ve Erdogan arasında, daha doğrusu Mısır ile Turkiye arasında farkları ortaya koyacak olursak;
1. Erdoğan'ın başbakan olduğu T.C devleti ilk olarak Laik bir devlettir. Devletin dini yoktur. Bu devleti yönetecek kişi dini ile yönetemez.
Bu söylenen kural ama bence bu devletin ait olduğu bir din vardır. O da kemalizm.. Bu devlete başkansan hatta bakansan ilk olarak onların baş atalarının karşısında eğileceksin. Onun söylediği bir kanun karşısında asla ve asla değişmesini teklif bile etmeyeceksin. Belli zamanlardaki ayinlerle ona sadakatini yenileyeceksin. Kemalizm dinine aykırı olacak bir kanunu teklif bile edersen sonun gelir. Yani bu ülkede başbakan olacaksan, mensup olduğun din sadece kendi alanlarında geçerlidir. Tayyib konuşmalarında öyle asıyor kesiyor, bazen ayet söylüyorda.. İcraata gelelim adama bir şey yaptırıyorlarmı?
Yani bu devlette İSLAM dininin İ'sinden bahsedemezsin.. Tayyib'in İslam getirme gibi bir gayesi olduğunuda düşünmüyorum. Zaten getirecekleri Şeriat diye bir şey yok. Adamların müslümanlığı ayrı bir müslümanlık oldu çıktı.
Kısaca Türkiye laik bir devlettir. Ve bu devlete dini bir siyaseti asla ve asla kabul ettiremezsin.
Ayrıca AKP, islami bir hareket değildir. Alt tabanı yoktur. Yani taraftarı çok ama sağlam bir temeli yok. Hep ordan burdan toplama. Bakanlara veya belediye başkanlarına bakarsan, nerede eski akıncı islami harekete mensup ama şu günümüze ayak uyduran insan varsa getirmişler oturtmuşlar başına. Yani AKP içinde başbakanın, cumhurbaşkanın ve bazı bakanların temelinin islami hareketlere dayanması bir şey değiştirmiyor. Bence dağınık bir yapı AKP bu anlamda..
Taraftarlarına bakacak olursak, geneli muhafazakar olsada hiç İslamla alakası olmayan insanlarında fazla olduğu bir toplum. Benim gördüğüm bazı kişiler var adam İslam düşmanı ama AKP'ye oy veriyor, sebep ekonomi maddi sebeler v.s.
Yani AKP'nin içindeki bazı adamların muhafazakar olmasından başka İslami bir durumu yok.
Ayrıca koyu Akp'li muhafazakarlara baktığımızda çoğunun MODERN İSLAM diye tanımladığımız bir kalıba girdiklerini görüyoruz. Akp'nin üst tabanı ve orta tabanı kendilerini müslüman diye adlandıran MODERN müslümanlar. Bu çoğu şeyi açıklar aslında. Kur'an'a, Şeriat'e, Din'e bakış açıları çok çok farklı.. Bir kere el kesmeyi, recm etmeyi ve buna benzer islami hukuk kurallarını kabul etmeyen bir zihniyetin nasıl Şeriat getireceğine inanılıyor ben anlamıyorum.
İslami camiadan olmayan bir gazetecinin çok önemli bir tesbiti vardı. Diyorki: "Şu gezi parkı olaylarında bir çok kişiyi, grubu gözlemledim. Ama anladımki şu 10 yıl içinde AKP en çok zararı müslümanlara vermiştir. Dini dünyevileştirmiştir. Ve müslümanların o eski samimiyetleri ve ruhları artık kalkmıştır." Müslümanları modernleştirmiştir yani..
Bunlarıda AKP'nin İslam adına ne verdi ne aldı adına bilmemiz gerekir diye düşünüyorum.
Kısaca Türkiye portresi böyle...
Mısıra gelecek olursak...
Dediğim gibi Mısır'ın yakın tarihini okumamızda fayda var. Mısır devletinde 1971'den beri (şuan uygulanan anayasa ilk bu tarihte yapılmıştır) anayasanın 2. maddesinde şöyle bir kural var: İslam devletin resmi dinidir. Ve İslam şeriatı, yasamanın ana kaynağıdır"
Tabi aynı kanunlar içinde Mısır demokrat bir arap cumhiriyetidir v.s de yazıyor.
Mısır anayasası şu iki hukukdan oluşuyor: İslam Hukuku ve İngiliz “Common Law” adlı saçma bir hukuk.
Yani anayasanın içinde özellikle sivil hukuk İslam hukuku çerçevesinde düzenlenmiştir. Tabi bu kesinlikle Mısır anayasasını İslam anayasası kılmaz. Ben sadece olayın fotoğrafını ortaya koyuyorum. Mısır devleti laik bir devlet değil. Ben, İhvana izin verseler (darbe v.s olmasa) Mısır'da anayasanın tümünün şeriata uygun olabileceğini düşünüyorum. Tabi her zaman dediğimiz gibi bu mumkun olmuyor. Çünkü demokrasi ile getirilmeye çalışan İslam'da muhakkak bir darbe oluyor, batı buna izin vermiyor.
Ama değerlendirme açısından, Mısır'da böyle bir umut var. Mursi c.başkanı olduğu zaman anayasa düzenlemesinde bu 2. maddeyi güvence altına alıyor ve yeni sunacakları anayasanın tamamen İslami hukuğa göre hazırlanmış bir anayasa olacağını belirtiyor.
Tabi ordu ve batının buna asla musaade etmeyeceğini biliyoruz velhasıl, Mursi bu 1 senelik döneminde anayasa düzenlemesi adı altında İslami olarak hiçbir şey yapamadı.
Hatta, Mısır'daki Selefi-Cihadi hareketine yakın alimler bu referandumu boykot ettiler. Çünkü İslam'a bir şey yok diye. Haberlerden incelersen Mursi'nin anaysada düzenlediği bir şey yok aslında. Ordu, basın özgürlüğü, ekonomi gibi konularda az bir oynama yaptı. İslam dışındada adamın bir şey yapmasına izin vermediler.
Mısır'da tanıdığım kardeşler, oradada Turkiye gibi derin devletlerin olduğunu söylüyor.
Yani İhvan demokrasi ile başa geçip İslam'ı getirmeye çalışmaya çalıştı. dediğim gibi izin verseler (ordu ve dış güçler olmasa) ben getirebileceklerine inanıyordum. Ona inandığım gibi bunu dış güçlerin yaptırmayacağınada inanıyordum.
İhvan'a gelecek olursak.. Bildiğin gibi İhvan alt temeli sağlam olan bir İslami Hareket. Hasan el-Benna ve Seyyid Kutubların çıktığı bir hareket.. Her ne kadar şuan siyasete atılsada alt tabanında hala mucadele, cihad ve İslam ruhu var. Mensublarına baktığımızda modernleşmemiş olduğunu görebiliriz. Yani bir Akp ile kesinlikle yan yana koyamayız. İki tarafın mitinglerini karşılaştırın bunu daha iyi anlayacaksınız. İhvan'ın mitinglerindeki gördüğüm suretler; görevli peçeli bayanlar, sakallı gençler.. Bu tablo, bu hareketin modernleşmediğini gösterir. Ve tabi daha bir çok fikirleri... (Bizzat İhvancı olan bir Mısırlı ile konuşmuşluğum var, belki aramızda siyaset dışında pek fark yok gibi) ve İhvan bu olaylarda anladıki c.başkanlığınada geçseler, hükümetide ele geçirseler bu iş demokrasi ile olmuyor.
Ve şundan eminimki Mursi, erdogan kadar ılımlı, laik demokrat olsa, darbe v.s olmazdı... Zaten onu da bu kıvama getirmek istiyorlar.
Şimdi genel değerlendirme bu.. Ben Akp ile İhvanı aynı kefeye koymak büyük haksızlık olur diye düşünüyorum.
Gezi parkı olaylarında Türkiye iki kutup olarak ayrıldı. 1. AKP-İslam düşmanları 2. AKP-İslam yanlıları
Mısır'daki darbe olaylarında da Mısır iki kutup olarak ayrıldı 1. Mursi-İslam düşmanları - 2. Mursi - İslam yanlıları.
Bu süreçte Turkiye'de saldırıya uğrayan peçeli, çarşaflı bir bayana kimse "sen Akp'den misin" diye sormadı..
Mısır'da öldürülen sakallı gence kimse "Sen ihvandanmısın?" diye sormadı.
Amaç İslam düşmanlığı..
Şu süreçte en güzel durabileceğimiz konum; "Mursici" olmadan veya şucu bucu olmadan müslümanların yanında durmak. Selefi liderler şuan Rabiatul adeviyye meydanında ihvanla beraber. Bize de bunu yapmak düşer. Mursi'yi tekfir etmeden, Mursici olmadan orta bir konumda dualarımızla destek olmak.. bizim amacımız Mursi değil, İslam ve Muslumanlar.
Batı'nın demokrasisinin ne olduğunuda bu Muslumanlar deneyerek gördü. Bir musibet, bin nasihatten iyidir demişler. Umarım yine aynı hatalara düşmezler.
Ayrıca Zevahiri, bu olaylar üzerine bir beyanda bulundu. Her zaman olduğu gibi, ilk başta yapılan yanlışları,hataları belirtti daha sonra güzel bir uslup ile nasihat etti. Ve muslumanların nasıl bir yol izlemeleri gerektiğini söyledi. İhvana saldırmadı zaten şöylesiniz böylesiniz diye. veya sevinir gibi oh iyi oldu demedii, ben size baştan beri söylüyordum böyle olmayacağını demedii. Ben hiç bir alimin, beyanlarında onu bunu tekfir ettiklerini görmedim.
Bize de bu düşer. Tartışmaya gerek yok.