Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Soru Müminler Olarak Ne Zaman Hicret Edeceğiz?

M Çevrimiçi

Muvahhid Mücahid

İslam-tr Mudâvimi
İslam-TR Üyesi
Allah Resulü s.a.v. veya İsa a.s. 'ın uygulamalarına baktığımızda duruma göre bazı insanların yanlarına gelmelerine izin vermemişlerdir kendi halklarına davet etmeleri için. Yalnız savaş veya zulüm halinde hicrete çağırmıştır. Bu meselede genel bir hüküm yoktur. Eğer kişi dinini yaşayamıyorsa ve haramlara zorlanıyorsa o zaman hicret vacip olur.

İnsanların alay etmesi ise her zaman vardır. Buna karşı faaliyet yürütülebilir.
Lut a.s. sonuna kadar Sodom'da kalıp tebliğ etmiştir. Azap ancak susup bilerek emri bil marufu terkedenlere haktır. En küçük bir tavır bile, gücümüz nispetince, sorumluluğumuzu yerine getirir. La yukellifullahu nefsen illa vüsaha.
Hadiste açık bir şekilde Allah rasulü sallallahu aleyhi ve sellem kişinin dinini korumasından bahsediyor Emri bil maruf nehyi anil münkeri de şartları vardır.İlmi ve imanı sağlam olmayan bir kişinin dinine zararı olan yerde yaşaması onun için bir fitne olur.Bundan sakınana da kaçıyorsun denemez.Bu bahsedilen haller de kişiye, muhataba göre değişir.
Zira Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem "Kurtuluş sebebini soran sahabiye şöyle şöyle söylemiştir: "Dilini tut, evinde kalmayı yeğle ve günahlarını hatırlayarak gözyaşı dök."
 
Elveravelbera Çevrimdışı

Elveravelbera

السلام عليكم
İslam-TR Üyesi
Melekler, dininin emirlerini yerine getirmeyerek kendilerine yazık ederken canlarını aldıkları kimselere: “Sizler ne işle meşguldünüz?” diye sorarlar. Onlar: “Biz düşman yurdunda dinimizi yaşamaktan âciz bırakılmış, gerçekten zayıf kimselerdik” derler. Melekler de onlara: “Allah’ın arzı geniş değil miydi? Orada uygun bir yere hicret etseydiniz ya!” derler. Onların varacağı yer cehennemdir. Orası, son durak olarak ne fena bir yerdir.
Ancak hiçbir çareye gücü yetmeyen ve hicret için bir yol bulamayan gerçekten âciz ve zayıf erkekler, kadınlar ve çocuklar bunun dışındadır.Nisa 97-98
Bunun üzerine Lût, İbrâhim’e iman etti. İbrâhim: “Ben, dinimi yaşayabilmem için Rabbimin emrettiği yere hicret ediyorum. Şüphesiz O, kudreti dâimâ üstün gelen, her hükmü ve işi hikmetli ve sağlam olandır” dedi.ANKEBUT-26
 
Elveravelbera Çevrimdışı

Elveravelbera

السلام عليكم
İslam-TR Üyesi
aleykum selam

****

Yönetim:
Sapkın topluluğun adının geçtiği pdf kaldırıldı
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
E Çevrimdışı

ebu _yahya

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Hicret bu ülkeden gitmek için değilse ne için var? Zillete bak ki gece polis evimizi basacak mı diye bekliyor müslümanlar ama bu durum nasıl oluyorsa dinini yaşamayı engellemiyor.3-5 kişi bir araya gelip daire tutup dernek kurmakla kendini kandırmasın kimse.Zaten tedbir diye kolay kolay aralarına kimseyi almıyorlar kendi kedilerine takılıyorlar.Resmen ülkeye gelecek azabı bekliyoruz.Allah bize ehlimize ve tüm müslümanlara hayırlı bir yol göstersin.
 
عبد الرحمن Çevrimdışı

عبد الرحمن

قُل آمَنتُ بِاللهِ ثُمَّ استَقِم
İslam-TR Üyesi
Hadiste açık bir şekilde Allah rasulü sallallahu aleyhi ve sellem kişinin dinini korumasından bahsediyor Emri bil maruf nehyi anil münkeri de şartları vardır.İlmi ve imanı sağlam olmayan bir kişinin dinine zararı olan yerde yaşaması onun için bir fitne olur.Bundan sakınana da kaçıyorsun denemez.Bu bahsedilen haller de kişiye, muhataba göre değişir.
Zira Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem "Kurtuluş sebebini soran sahabiye şöyle şöyle söylemiştir: "Dilini tut, evinde kalmayı yeğle ve günahlarını hatırlayarak gözyaşı dök."

Kişiye göre değişir tabi kardeşim, burada tamamen haklısın. Ama Hristiyanlardaki gibi ütopist bir yaklaşımdan uzak durmak lazım. Gerçekten tehlikede olmak başka, günlük sıkıntıları idare edebileceği halde rahip gibi uzlete çekilmek başka. Kastım buydu.

Geçen bir konuda şu hadisi paylaşmıştım, buraya da uyuyor:

المؤمنُ الَّذي يخالطُ النَّاسَ ويصبرُ على أذاهم أعظمُ أجرًا منَ المؤمنِ الَّذي لاَ يخالطُ النَّاسَ ولاَ يصبرُ على أذاهم
الراوي : عبدالله بن عمر | المحدث : الألباني | المصدر : صحيح ابن ماجه
الصفحة أو الرقم : 3273 | أحاديث مشابهة | خلاصة حكم المحدث : صحيح | انظر شرح حديث مشابه

"İnsan içine karışıp onların eziyetine katlanan mümin, insan içine karışmayıp onların eziyetlerine sabretmeyen müminden daha büyük ecir alır."

Kendini tehlikede hisseden kardeşler Türkiye içinde de salih bir topluluğun yakınına hicret edebilirler bu arada. Cemaatte rahmet, ayrılıkta azap vardır. Ayrıca karamsar olup hiç kimseyi beğenmemezlikten de kurtulmak lazım. Herkesin hatası kusuru olur. Böyle tutum sergileyenler gittikleri hiç bir yerde tutunamazlar.

@Elveravelbera Gönderdiğin yazıda Sahibül Muğni hicretin (daha büyük Müslüman topluluğa katılıp cihat etme amacıyla) müstehap olduğunu söylemiş, ancak örneğin Maverdi ve Nevevi gibi Şafii ulema aksine dinlerini yaşayabilenlerin darülharpte kalmasını yeğlemişlerdir. Ben de bu görüşü savunuyorum genel itibariyle. Ancak tabi ki her diyarın insanı kendisi bir içtihatta bulunmalı.
İşin garip tarafı bu içtihadı cemaatin emiri yapması gerekirken günümüzde Müslümanlar dağılmış, herkes kendi kafasına buyruk bir halde yaşıyor. Bu durumda tabi her mükellef ya bir cemaate katılacak, veya ülke içinde beraber çalışabildiği bir cemaat bulamadıysa farklı yerlerde arayacak. Ama dediğim gibi sorun bence çoğu insanda hicret değil, bir denge bulamamak. Koca ülkede hiç mi İslami cemaat yok?
 
Son düzenleme:
M Çevrimiçi

Muvahhid Mücahid

İslam-tr Mudâvimi
İslam-TR Üyesi
Kişiye göre değişir tabi kardeşim, burada tamamen haklısın. Ama Hristiyanlardaki gibi ütopist bir yaklaşımdan uzak durmak lazım. Gerçekten tehlikede olmak başka, günlük sıkıntıları idare edebileceği halde rahip gibi uzlete çekilmek başka. Kastım buydu.

Geçen bir konuda şu hadisi paylaşmıştım, buraya da uyuyor:

المؤمنُ الَّذي يخالطُ النَّاسَ ويصبرُ على أذاهم أعظمُ أجرًا منَ المؤمنِ الَّذي لاَ يخالطُ النَّاسَ ولاَ يصبرُ على أذاهم
الراوي : عبدالله بن عمر | المحدث : الألباني | المصدر : صحيح ابن ماجه
الصفحة أو الرقم : 3273 | أحاديث مشابهة | خلاصة حكم المحدث : صحيح | انظر شرح حديث مشابه

"İnsan içine karışıp onların eziyetine katlanan mümin, insan içine karışmayıp onların eziyetlerine sabretmeyen müminden daha büyük ecir alır."

Kendini tehlikede hisseden kardeşler Türkiye içinde de salih bir topluluğun yakınına hicret edebilirler bu arada. Cemaatte rahmet, ayrılıkta azap vardır. Ayrıca karamsar olup hiç kimseyi beğenmemezlikten de kurtulmak lazım. Herkesin hatası kusuru olur. Böyle tutum sergileyenler gittikleri hiç bir yerde tutunamazlar.

@Elveravelbera Gönderdiğin yazıda Sahibül Muğni hicretin (daha büyük Müslüman topluluğa katılıp cihat etme amacıyla) müstehap olduğunu söylemiş, ancak örneğin Maverdi ve Nevevi gibi Şafii ulema aksine dinlerini yaşayabilenlerin darülharpte kalmasını yeğlemişlerdir. Ben de bu görüşü savunuyorum genel itibariyle. Ancak tabi ki her diyarın insanı kendisi bir içtihatta bulunmalı.
İşin garip tarafı bu içtihadı cemaatin emiri yapması gerekirken günümüzde Müslümanlar dağılmış, herkes kendi kafasına buyruk bir halde yaşıyor. Bu durumda tabi her mükellef ya bir cemaate katılacak, veya ülke içinde beraber çalışabildiği bir cemaat bulamadıysa farklı yerlerde arayacak. Ama dediğim gibi sorun bence çoğu insanda hicret değil, bir denge bulamamak. Koca ülkede hiç mi İslami cemaat yok?
Kardeşim genel olarak haklısın.Uzlet konusunda söylediklerine katılıyorum.Ancak şu da var ki bizim bahsettiğimiz uzlet değil.Kişinin dinini daha iyi nerede yaşar meselesi.Salihlerle birlikte olma meselesi.Kalpler birbirine benzemeye meyillidir.Karakterler birbirlerini çalarlar.Bugün İslami cemaatler kendi kabuklarına çekilmiş rejimin kendilerine çizdiği sınırın dışına çıkamaz olmuşlar.Bir davet yapmaya kalksalar(Buna çabalıyorlar mı bilmiyorum) rejim bu daveti baltalamaya, basitleştirmeye ve sindirmeye çalışıyor.İnsanları İslama davet etmek de zorlaştı.Sokak daveti yapanları içeri alıyorlar.Müslüman okul kurup kendi eğitimine odaklanmaya çalışsa kapatıyorlar.
Onların çizdiği sınırı aşamazsın.Bu Mekke müşriklerinin davranışlarına benzemiyor mu? Mekke müşrikleri ilk başlarda davete aşırı tepkide bulunmazken onların ilahlarının batıllığının açıklandığı zaman Müslümanları sindirmeye, dövmeye, eziyetler etmeye başladılar.Ki şunu da söylemek gerekiyor ki bu toplumdaki (bazı) insanlar bazı yönlerden Mekke müşriklerini de geçmiş durumdalar.
Dolayısıyla İslamı daha güzel yaşamak, Müslümanların gelişimi, çoğalması, güçlenmesi gibi düşüncelerle bir Müslümanın hicret etmesi o Müslüman için çok güzel bir haslettir.Bu Müslümana kaçıyorsun demek, küçümsemek gidene güle güle gibi sözler söylemek yanlıştır.

Kavmiyetçilikten kurtulup İslam'ın gelişmesi için çabalamalıyız.Sahabe bu dine düşmanlık yaptığı için kendi babalarını öldürmüşlerdi.Bazı tevillerle kendimizi kandırarak toplumu aklamak bana yanlış geliyor.Bu demek değildir ki İyiliği emredip kötülükten sakındırma.

Allah Subhanehu ve Teala sonumuzu hayreylesin ayaklarımızı sabit kılsın.Seni de beni de tüm Müslümanları da razı olacağı kullarından eylesin.
 
عبد الرحمن Çevrimdışı

عبد الرحمن

قُل آمَنتُ بِاللهِ ثُمَّ استَقِم
İslam-TR Üyesi
Dolayısıyla İslamı daha güzel yaşamak, Müslümanların gelişimi, çoğalması, güçlenmesi gibi düşüncelerle bir Müslümanın hicret etmesi o Müslüman için çok güzel bir haslettir.Bu Müslümana kaçıyorsun demek, küçümsemek gidene güle güle gibi sözler söylemek yanlıştır.

Bu biraz Halid bin Velit'in -r- Mute'den rücu etmesine benziyor. Kafirlerle karşılaştığınız zaman onlara sırtlarınızı dönüp kaçmayın, ancak savaş sanatı dahilinde veya başka bir gruba katılma amacı hariç (Enfal Suresi). Kimisi onu ayıplamışken, Resulullah -s- onu stratejik başarısına bakarak takdir etmiştir.

Senin dediğin niyetle hicret edene tabi ki de bir şey denmez. Ama açıkçası insanların niyetinden şüphe duymayı haklı kılacak bazı sebepler var. Hicret zor durumda sığınılan bir slogan, bir ütopya haline gelmiş. Kim samimi ve akl-ı selim ile düşünmüş, kim kafasına estiği gibi konuşuyor, ayırt etmek zor. O yüzden genel bir ifadeyle öyle söyledim.
 
Muqarrab Çevrimdışı

Muqarrab

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Va aleykum selam.
Müminlerin annesi, Ümmü'l Hakem Zeyneb binti Cahş radıyallahu anha' nın anlattığına göre, Nebi Sallallahu aleyhi ve sellem korkudan titreyerek yanına girdi ve:
"Allah' tan başka ilah yoktur. Yaklaşan şerden ötürü vay Arabın haline! Bugün Ye'cuc ve Me' cuc' in seddi şu kadar açıldı." buyurdu ve baş parmağı ile şehadet parmağını birleştirerek halka yaptı. Bunun üzerine ben:
"Ey Allah' ın Rasulü! İçimizde iyilerde olduğu halde helâk olur muyuz?" dedim.
Rasul-I Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem:
"Kötülük ve günahlar çoğaldığı vakit evet. " buyurdu." Buhari, Fiten 4, 28; Muslim, Fiten, 1.
Allahu akbar va a' le. Leileheillallah ....
Bazen düşünüyorum helâk olmayı mı bekliyoruz!! Mal korkusu, evlat korkusu, aile, eş, hapis korkusu.... genel olarak bizi amel etmekten alıkoyuyor!!! LAİLAHEİLLALLAH... Allah subhanehu ve teala kalplerimizdeki korkuyu, vehni kaldırsın ve İslam' ı bizlerle muzaffer kılsın. Allahumme amin...
 
Ömer2 Çevrimdışı

Ömer2

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Va aleykum selam.
Müminlerin annesi, Ümmü'l Hakem Zeyneb binti Cahş radıyallahu anha' nın anlattığına göre, Nebi Sallallahu aleyhi ve sellem korkudan titreyerek yanına girdi ve:
"Allah' tan başka ilah yoktur. Yaklaşan şerden ötürü vay Arabın haline! Bugün Ye'cuc ve Me' cuc' in seddi şu kadar açıldı." buyurdu ve baş parmağı ile şehadet parmağını birleştirerek halka yaptı. Bunun üzerine ben:
"Ey Allah' ın Rasulü! İçimizde iyilerde olduğu halde helâk olur muyuz?" dedim.
Rasul-I Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem:
"Kötülük ve günahlar çoğaldığı vakit evet. " buyurdu." Buhari, Fiten 4, 28; Muslim, Fiten, 1.
Allahu akbar va a' le. Leileheillallah ....
Bazen düşünüyorum helâk olmayı mı bekliyoruz!! Mal korkusu, evlat korkusu, aile, eş, hapis korkusu.... genel olarak bizi amel etmekten alıkoyuyor!!! LAİLAHEİLLALLAH... Allah subhanehu ve teala kalplerimizdeki korkuyu, vehni kaldırsın ve İslam' ı bizlerle muzaffer kılsın. Allahumme amin...
Kurtuluş savaşında ilk kurşunu atan Sütçü imamın memleketinde, Maraş'ta bir Cuma toplanır ahali. Kalede Fransız bayrağı dalgalanmaktadır.

Yabancı bir ülkenin işgalinin sembolü olan bayrak kalede dalgalanırken Cuma namazı kıldırmak Ulu Cami İmam Hatibi Rıdvan Hoca'ya zor gelmiştir. Hutbeye çıkar ve "Bayrağın dalgalanmadığı yer hür değildir, hür olmayana da cuma namazı farz değildir" der.

Bu çağrıyı duyan özgürlüğe susamış Maraş Halkı kaleye hücum eder ve Fransız bayrağını indirerek Türk bayrağını kaleye dikerler.

Tarihin altın sayfalarından alınan bu olay bize Cuma namazının bir özgürlük namazı olduğunu ibretle anlatmaktadır.

İnsanlar her zaman topla tüfekle hürriyetlerinden mahrum edilmezler. Bazen de insanlar kendi heva ve heveslerinin esiri olurlar. Hakka değil nefislerine uyarlar. İşte bu durumda özgürlük insanın kendi benliğini esarete sürükleyen bu durumdan kurtulmasıdır.

Bunu söylerken asıl İslam düşmanlarıyla mücadele eden Müslümanları unutmuş değiliz. Irak, Afganistan, Çeçenistan, Keşmir ve Açe'ye selamımız var. Allah onları doğru yoldan ayırmasın. Kalplerine güç, mücadelelerine zafer versin.

Subhanallah.

Nereden nereye..
 
Üst Ana Sayfa Alt