Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Necip Fazil Kisakürek

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
M Çevrimdışı

mucahit571

Üye
İslam-TR Üyesi
İNŞAALLAH ALLAH HAKKINDA HAYIRLISINI VERİR

Hayatı ve Eserleri

Maraş'lı bir soydan gelen Necip Fazıl'ın çocukluğu, mahkeme reisliğinden emekli büyük babasının İstanbul Çemberlitaş'taki konağında geçti. İlk ve orta öğrenimini Amerikan ve Fransız kolejleri ile Bahriye Mektebi'nde (Askeri Deniz Lisesi) tamamladı.Lisedeki hocaları arasında dönemin ünlülerinden Yahya Kemal,Ahmet Hamdi(Akseki),İbrahim Aşki gibi isimler vardı.

İstanbul Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü'nü bitirdikten (1924) sonra gönderildiği Fransa'da Sorbonne Üniversitesi Felsefe Bölümünde okudu. Paris'te geçen bohem günlerinden sonra,Türkiye'ye dönüşünde Hollanda,Osmanlı ve İş Bankalarında müfettiş ve muhasebe müdürü olarak çalıştı. Bir Fransız okulu,Robert Kolej,İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi, Ankara Devlet Konservatuarı,Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'nde hocalık yaptı(1939-43).Sonraki yıllarında fikir ve sanat çalışmaları dışında başka bir işle meşgul olmadı.

Şairliğe ilk adımını on yedi yaşında iken,annesinin arzusuyla başladı ve ilk şiirleri Yeni Mecmua'da yayımlandı.Milli Mecmua ve Yeni Hayat dergilerinde çıkan şiirleriyle kendinden söz ettirdikten sonra,Paris dönüşü yayımladığı Örümcek Ağı ve Kaldırımlar adlı şiir kitapları onu çok genç yaşta çağdaşı şairlerin en önüne çıkararak edebiyat çevrelerinde büyük bir hayranlık ve heyecan uyandırdı.Henüz otuz yaşına basmadan çıkardığı yeni şiir kitabı Ben ve Ötesi (1932) ile en az öncekiler kadar takdir toplamayı sürdürdü.
Şöhretinin zirvesinde iken felsefi arayışlarını sürdürüp içinde yeni bir dönemin doğum sancısını hisseden Necip Fazıl için 1934 yılı gerçekten de hayatının yeni bir dönemine başlangıç olur.Bohem hayatını en koyu rengiyle yaşadığı günlerde Beyoğlu Ağa Camii'nde vaaz vermekte olan Abdülhakim Arvasi ile tanışır ve bir daha ondan kopamaz.Necip Fazıl'ın hemen tümünde üstün bir ahlak felsefesinin savunulduğu tiyatro eserlerini birbiri ardına edebiyatımıza kazandırması bu döneme rastlar.Tohum, Para, Bir Adam Yaratmak gibi piyesleri büyük ilgi görür.Bu eserlerden Bir Adam Yaratmak,Türk tiyatrosunun en güçlü oyunlarındandır.

Necip Fazıl'ın şairliği ve oyun yazarlığı kadar önemli yönü,çıkardığı dergilerle düşünce hayatımıza kattığı zenginlik ve bu dergilerde çıkan yazılarla sürdürdüğü mücadeledir.Haftalık Ağaç dergisi(1936,17 sayı) dönemin ünlü edebiyatçılarının toplandığı bir okul olmuştur.Büyük Doğudergisinde çıkan yazılarıyla İsmet Paşa ve tek parti (CHP) yönetimine şiddetli bir muhalefet sürdürmesi sonucu hakkında açılan çok sayıda davada yüzlerce yıl hapsi istendi,163. maddeye aykırı bulunan yazıları ve kimi zaman da bulunan bahanelerle birkaç yılda bir hapse mahkum oldu.Cinnet Mustatili adlı eserinde hapishane anıları yer alır.Sık sık kapatılan ve çeşitli bahanelerle toplatılan Büyük Doğu'nun çıkmadığı sürelerde günlük fıkra ve çeşitli yazılarını Yeni İstanbul, Son Posta, Babıalide Sabah, Bugün, Milli Gazete, Hergün ve Tercüman gazetelerinde yayımlandı. Büyük Doğu'da çıkan yazılarında kendi imzası dışında Adıdeğmez, Mürid, Ahmet Abdülbaki gibi müstear isimler kullandı.1962 yılından itibaren de hemen hemen tüm Anadolu şehirlerinde verdiği konferaslarla büyük ilgi topladı.Başta İdeolocya Örgüsü (1959) olmak üzere düşünce eserleriyle kültür hayatımıza verdiği büyük hizmet, diğer tüm yönlerini bile geride bırakacak üstünlüktedir.

1980'de Kültür Bakanlığı Büyük Ödülü'nü, 'İman ve İslam Atlası' adlı eseriyle fikir dalında Milli Kültür Vakfı Armağanı'nı (1981),Türkiye Yazarlar Birliği Üstün Hizmet Ödülü'nü (1982) almış beratla 'Sultan-üş Şuara' (Şairlerin Sultanı) ünvanını kazanmıştır
 
M Çevrimdışı

mucahit571

Üye
İslam-TR Üyesi
GENÇLİĞE HİTABE

Bir gençlik, bir gençlik, bir gençlik...
"Zaman bendedir ve mekân bana emanettir!" şuurunda bir gençlik...
Devlet ve milletinin 7 asırlık hayatında dört devre...
Birincisi iki buçuk asır... Aşk, vecd, fetih ve hakimiyet...
İkincisi üç asır... Kaba softa ve ham yobaz elinde sefalet ve hezimet...
Üçüncüsü bir asır... Allahın, Kur'an'ında "belhümadal - hayvandan aşağı" dediği cüce taklitçilere ve batı dünyasına esaret... Ya dördüncüsü ?...
Son yarım asır!.. İşgal ordularının bile yapamayacağı bir cinayetle, madde plânında kurtarıldıktan sonra ruh plânında ebedi helake mahkumiyet...
İşte tarihinde böyle dört devre bulunduğunu gören... Bunları, yükseltici aşk, süründürücü satıhçılık, çürütücü taklitçilik ve öldürücü küfür diye yaftalayan ve şimdi, evet şimdi...
Beşinci devrenin kapısı önünde nur infilakı yeni bir şafak fışkırışını gözleyen bir gençlik...
Gökleri çökertecek ve son moda kurbağa diliyle bütün "dikey"leri "yatay" hale getirecek bir çığlık kopararak "mukaddes emaneti ne yaptınız?" diye meydan yerine çıkacağı günü kollayan bir gençlik...
Dininin, dilinin beyninin, ilminin, ırzının,evinin, kininin, kalbinin dâvacısı bir gençlik...
Halka değil, Hakka inanan, meclisinin duvarında "Hakimiyet Hakkındır" düsturuna hasret çeken, gerçek adâleti bu inanışta bulan ve halis hürriyeti Hakka kölelikte bilen bir gençlik...
Emekçiye "Benim sana acıdığım ve seni koruduğum kadar sen kendine acıyamaz, kendini koruyamazsın.! Ama sen de, zulüm gördüğün iddiasıyla, kendi kendine hakkı ezmekte ve en zalim patronlardan daha zalim istismarcılara yakanı kaptırmakta başı boş bırakılamazsın!" diyecek...
Kapitaliste ise "Allah buyruğunu ve Resul emrini kalbinin ve kasanın kapısına kazımadıkça serbest nefes bile alamazsın!" ihtarını edecek...Kökü ezelde ve dalı ebedde bir sistemin, aşkına,vecdine, diyalektiğine, estetiğine, irfanına, idrâkine sahip bir gençlik...
Bir buçuk asırdır türlü buhranlar içinde yanıp kavrulan ve bunca keşfine rağmen başını yarasalar gibi taştan taşa çalarak kurtuluşunu arayan batı adamının bulamadığı, Türk'ün de yine bir buçuk asırdır işte bu hasta batı adamında bulduğunu sandığı şeyi, o mübarek oluş sırrını, her sistem ve mezhebe ortada ne kadar illet varsa devasının ve ne kadar cennet hayâli varsa hakikatinin,İslâmda olduğunu gösterecek ve bu tavırla yurduna, İslâm âlemine ve bütüıı insanlığa model teşkil edecek bir gençlik...
"Kim var?" diye seslenilince, sağına ve soluna bakmadan fert fert "ben varım!" cevabını verici, her ferdi "benim olmadığım yerde kimse yoktur!" fikrini besleyici bir dâva ahlakına kaynak bir gençlik...
Can taşıma liyakatini, canların canı uğrunda can vermeyi cana minnetsayacak kadar gözü kara ve o nispette usule, stratejiye uygun bir gençlik...
Büyük bir tasavvuf adamının benzetişiyle zifiri karanlıkta, ak sütün içindeki ak kılı farkedecek kadar gözü keskin; ve gerçek kahramanlık mâdeniyle sahtesini ayırdetmekte kuyumcu ustası bir gençlik...
Bugün komik üniversitesi, hokkabaz profesörü, yalancı ders kitabı, demagog politikacısı,çıkartma kâğıdı şehri, muzahrafat kanalı sokağı, takma diş fabrikası, fuhuş albümü gazetesi,mümin zindanı mâbedi, temeli yıkık ailesi, hasılı kendisini yetiştirecek bütün cemiyet müesseselerinden aldağı zehirli tesiri üzerinden atabilecek, kendi öz talim ve terbiyesine memur vasıtalara kadar nefsini koruyabilecek, destanlık bir meydan savaşı içinde ve bu savaşı mutlaka kazanmakla vazifeli bir gençlik...
Annesi, babası, ninesi ve dedesi de içinde olsa, gelmiş ve geçmiş bütün eski mümin nesillerden hiçbirini beğenmeyecek, onlara "siz güneşi ceplerinizde kaybetmiş marka müslümanlarısınız !Gerçek müslüman olsaydınız bu hallerden hiçbiri başımıza gelmezdi!" diyecek ve gerçek müslümanlığın "nasıl" ını ve "ne idüğü" nü her haliyle gösterecek bir gençlik...
Tek cümleyle, Allahın, kâinatı yüzü suyu ,hürmetine yarattığı Sevgilisinin fezâyı bütün yıldızlariyle manto gibi saran mukaddes eteğine tutunacak, ve O'ndan başka hiçbir tutamak,dayanak, sığınak tanımayacak ve O'nun düşman larını ancak kubur farelerine lâyık bir muameleye tâbi tutacak bir gençlik...
İşte bu gençliği, bu gençliğin ilk filizlerini karşımda görüyorum.Şekillenmesi,billurlaşması için 30 küsur yıldır, devrimbazlık kodamanların viski çektiği kamış borularla kalemime ciğerîmden kan çekerek yırtındığım, paralandığım ve zindanlarda süründüğüm bu gençlik karşısında, uykusuz, susuz, ekmeksiz, başımı secdeye mıhlayıp bir ömür Allaha hamd etme makamındayım. Genç adam! Bundan böyle senden beklediğim şudur: Tabutumu öz ellerinle musalla taşına koyarken, Anadolu kıtası büyüklüğündeki dâva taşını da gediğine koymayı unutma ve bunu tek vasiyetim bil!

Allahın selâmı üzerine oIsun...

Surda bir gedik açtık; mukaddes mi mukaddes!
Ey kahbe rüzgâr, artık ne yandan esersen es!..

Necip Fazıl
 
M Çevrimdışı

mucahit571

Üye
İslam-TR Üyesi
ESERLERİ

1-Hikayelerim
2-Cinnet Mustatili
3-Bir Adam Yaratmak
4-Çile
5-Kafa Kağıdı
6-O ve Ben
7-Yunus Emre
8-At'a Senfoni
9-Para
10-Sahte Kahramanlar
11-Hazret-i Ali
12-Tanrı Kulundan Dinlediklerim
13-İhtilal
14-Moskof
15-Tohum
16-Aynadaki Yalan
17-Reis Bey
18-Batı Tefekkürü ve İslam Tasavvufu
19-Babıali
20-Sosyalizm,Komünizm ve İnsanlık
21-Hitabeler
22-Peygamberler Halkası
23-İbrahim Ethem
24-Hesaplaşma
25-Esselam
26-Dünya Bir İnkilap Bekliyor
27-Hac
28-Tarih Boyunca Büyük Mazlumlar
29-Türkiye'nin Manzarası
30-Çerçeve-I
31-Nur Harmanı
32-İman ve İslam Atlası
33-Müdafaalarım
34-Veliler Ordusundan 333
35-Benim Gözümde Menderes
36-İdeolocya Örgüsü
37-Mümin-Kafir
38-Senaryo Romanlarım
39-Çöle İnen Nur
40-Son Devrin Din Mazlumları
41-Öfke ve Hiciv
42-Sabır Taşı
43-Ulu Hakan II.Abdülhamid Han
44-Başbuğ Velilerden 33
45-Çerçeve-II
46-Konuşmalar
47-Rabıta-i Şerife
48-Doğru Yolun Sapık Kolları
49-Başmakalelerim-I
50-Tasavvuf Bahçeleri
51-Çerçeve-III
52-Namık Kemal
53-Hücum Ve Polemik
54-Rapor 1/3
55-Rapor 4/6
56-Rapor 7/9
57-Rapor 10/13
58-Yeniçeri
59-Reşahat
60-Başmakalelerim-II
61-Mektubat
62-Başmakalelerim-III
63-Çerçeve-IV
64-Gönül Nimetleri
 
S Çevrimdışı

Sadat-ı Kiram

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Değerli Kardeşim RedveKabul ;

Birçok kez rastladımki siz hep başkalarının Alimleri yada sevdikleri kişiler Hakkında Kötü söz ( Argo ) Kullanmaktasınız...

Şunu unutmayınki , Sizin Alimlerinize ve Sevdiklerinize Kötü söz söylendiğindede Tepki verme Hakkınız yoktur...

Önce Üstad Necib Fazıl için '' Şarlatan '' diyorsunuz , sonrada şu büyük alimlere Böyle şöyle dedi diyorsunuz...

Kısacası Değerli Kardeşim ; Ne ekerseniz onu biçersiniz...

Bu arada Üstad Necib Fazıl'a Allah c.c Rahmet buyursun ve Mükafatlandırsın..AMİN...
 
laylay Çevrimdışı

laylay

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
Necip Fazıl Kısakürek Kadar zalimin karşısında dilsiz şeytan kesilmiyorsan...istediğin kadar konuş...hee burada klavye mücahitliği değil..karşına geçip dediğine demektir necip fazıl olmak...onun gibi umarsızca başına ne geleceğini umursamadan hakkı haykıran pek azzdır..
 
S Çevrimdışı

Sadat-ı Kiram

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Değerli RedveKabul kardeşim ;

Sizin Mantığınızla hareket edersem eğer , Hz.Ömer'ede r.a Nebiçim adam Puta tapıyordu pis müşrik ! demem gerekir.. HAŞA !

Demek istediğim şudur değerli kardeşim , Bir kişiyi islama girmeden öceki Hayatı ile sentezlemek ne islama nede vicdana sığar..

İşte bu ince nüansı ayırt edemediğimiz zaman yanılgılar içinde yüzeriz dururuz...

Bunları nedenmi dedim kardeşim? Çünkü Necib Fazıl , islama girmeden önceki bütün şiirlerim birer çöptür..bütün düşüncelerim hükümsüzür..demiş ve bunu açıkca şiirlerinde ve konferanslarında belirtmiştir...

Geniş açıklamalı hayatını okursanız sizde bunu göreceksiniz...
 
S Çevrimdışı

Sadat-ı Kiram

Üyeliği İptal Edildi
Banned
İspatı Hayatını okumanızdır..Kendinizi Tembel olarak alıştırmayın ve araştırın insaAllah...

Tartışmakmı? hayatımda en son yapacağım iştir..Ben acizane bir mü'min olarak , bir kardeşimizi Ahirette işinin zor olmaması için uyarmaktayım..bunun adıda tartışma olmaması gerekir diye düşünüyorum...

Bir insanı tanımadan son derece cesaretli bir şekilde yargılayan bir kişi , Lütfedip bunun yanlışlığınıda o kişinin hayatını okuyarak anlayabilir...

Ahiretteki Sorgu Gerçekten ÇETİNDİR !
 
K Çevrimdışı

kelime-i şehadet

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Sadat-i Kiram mevzuyu uzatmayalim ben tartismak icin bu konuya yorum yapmadim.
Ayrica Islam'a girdikten sonra veya once gibi sozler konuyu saptirmaktir baska birsey degil.
Yukaridaki alintilarin Islam'i secmeden onceki sozleridir diyorsaniz o halde burada bunu ispat edin.

Kronolojik bilgiye sahip olmadığın sürece yani küfür, sapkın sözleri vs. İslam'dan önce mi sonra mı diye bilmeden Müslüman olduğu söylenen, bilinen birisi hakkında hüsnü zanda bulunmak gerekir. Bu ataput dediğimiz adam için bile geçerli olmalıdır. şu an ben Mustafa Kemal'in kendisini islama nispet edebileceğimiz herhangi bir sözünü ya da amelini bilmiyorum sadece 1923'ten önceki dönemde halkın desteği için (bence) münafıkane İslami söz ve amllerde bulunmuştur. 1923'ten sonra ise bunun tam tersi söylem ve eylemlerde bulunmuştur. bu da münafıklığını destekler niteliktedir ama son nefesinde nasıl gittiğini bilmiyorum. tabi bu onu müslüman bellediğim anlamına gelmiyor. ben en son küfür sözlerini bildiğim için şu an gözümde bir kafirdir ama o küfür sözlerinden sonra herhangi bir islam söz ya da amelinde bulunduğu bana ulaşırsa o halde onu müslüman bellemem için engel ne olabilir? hem sözleri de öyle yalın bir şekilde değerlendirmemek gerekir. anlamaya çalışmak, tevil etmeye çalışmak lazımdır. yoksa her "enel hakk" diyene direkt satırla, baltayla girişmek ne sana ne de bana fayda sağlar. biraz anlayış, empati...
 
H Çevrimdışı

hido79

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
Birincisi Necip Fazil Kisakurek alim degil, sairdi. Kendisi koyu bir Naksi idi. Ibni Arabi'nin ve Vahdeti Vucud sirkinin koyu savunucusuydu. Islami fikirleri kendini baglar. Kendisinin kavmiyetcilikten tevbe ettigini duymadim. Ayrıca kendisi MHP' ye destek vermiştir.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Benzer konular

Üst Ana Sayfa Alt