Ömer SEVİNÇGÜL - KULLUĞUM SULTANLIĞIMDIR

Kulluğum Sultanlığımdır

Hatırlıyorum, bir tanıdığım, "Niçin namaz kılıyorsun?" diye sormuştu da, hemen cevap vermek yerine, başka bir soru ile mukabele etmiştim: "İlletini mi öğrenmek istiyorsun, hikmetini mi?"

Şaşırmış, "Bu da ne demek oluyor?" demişti.

Şöyle bir açıklama yapmıştım: "İllet, hakiki sebep, demektir. Hikmet ise, gözetilen fayda ve menfaat."

"Şu hâlde illeti nedir?"

"İlahî emirdir, ben namazı sadece emredildiği için kılıyorum."

"Ya hikmeti..?"

"Saymakla bitmez. Ben, hemen aklıma gelenleri söyleyeyim. Namaz, her şeyden önce, cehennem ateşinin kalkanı, kabir azabının siperi ve cennet kapılarının anahtarıdır. Ebedî saadet, onun sonsuza uzanan bir meyvesidir.

"Namaz, kalbe gıda, ruha şifa, bedene sıhhat, vicdana ölçü, akla istikamet, iradeye kuvvet ve duygulara intizam verir.

"Namaz, hayatı disiplin altına alır, günahtan korur, manevî kirleri temizler. Ruh, onunla nefes alır, huzur bulur, sükûna erer, Rabbine yönelir. Manevî yükselişin merdivenidir namaz, bütün ibadetlerin özüdür.

"Ancak, bunların hiçbiri olmasaydı bile, ben namazımı yine kılacaktım. Çünkü, faydalar teşvik edici olabilir, fakat asla hakikî sebep olamazlar. Onlar, önce istenilmez, belki sonra verilir."

O zaman söyleyemedim, dostuma şunları da söylemek isterdim:

"Namaz, imanımın ifadesidir, âcizliğimin, zayıflığımın, çaresizliğimin, kısacası, kulluğumun itirafıdır.

"Namaz, gözümün nuru, gönlümün göz bebeğidir. Dünyam onunla aydınlandı, hakikati onun ışığıyla gördüm, diğer varlıkların ibadetlerini onun ilhamıyla bildim.

"Secdedeki zilletimde izzetimi bulmuşum. Allaha baş eğişim, başkasına baş eğmeyeceğime dair yeminimdir. Alnım yeri öperken, ruhum da beni sayısız nimetlerle yaşatan rahmet elini öpmektedir.

"Namazda ben âlem olurum, âlem de ben olur. Yüce divanda kâinatın sözcülüğünü ederim. Dilsiz varlıklar, benim dilimde dile gelir.

"Seccade tahtım, secde saltanatım... ve kulluğum sultanlığımdır."


"Ömer SEVİNÇGÜL "KULLUĞUM SULTANLIĞIMDIR" Kitabından alıntı yapılmıştır"

''Bu Kitabı Tüm Dostlarıma Tavsiye Ederim''

Selametle

Allah razı olsun. gerçekten çok güzel bir kitap. özellikle namaz hakkında yaşanan gafletleri dile getiriyor. yalnız ben bu kitabı okuduğumda, namazlarımı da bunun doğrultusunda kılmaya çalıştığımda çevremden çok tepkiler aldım, alıyorum, zira kitapta tadil-i erkân ile namazın nasıl kılınması gerektiği konusunda çok ilginç açıklamaları var yazarın. mesela; 4 reaktlık bir farz namazının (ihlas ve kevser gibi en kısa surelerle)itidal ile yani sünnete uygun bir şekilde en az 10-12 dakika arası sürmesi gerektiğini belirtiyor ve nasıl kılınması gerektiğini açıklıyor.bunun olmadıığı taktirde namazın çok aceleyle kılınmış olduğunu, ve namazın zedeleneceğini belirtiyor. ben bundan etkilendim ve namazlarımı artık bu şekilde kılaya özen gösteriyorum..yalnız çevremde hiç bu şekilde namazını kılan birilerini görmedim. böyle olunca acaba onlamı yanlış yapıyor yoksa ben mi yanlış içindeyim diye insanın aklına vesvese geliyor.

Tadil-i erkân hanefi mezhebine göre vacip, Şafii, Hanbeli, Maliki ve Hanefi fıkıhçısı Ebu Yusuf'a göre farzdır.araştırdım ama hiç bir yerde bu namazın süresinin nasıl ayarlanması gerektiği konusunda tatmin edici bir cevap bulamadım kendime.tabiki namazın süresini hesaplamanın doğru olacağını düşünmüyorum.yanlız şu da bir gerçektir ki doğru namazın nasıl kılınması gerektiği hakkında bir ölçünün olması gerekir, bunun da ortalama bir tasviri ancak, secde ve rükûlerin nasıl yapılmasının açıklanmasından sonra, akılda süphe bırakmamak için bunu süreyle de daha belirgin kılmayla olacağını ve ortalama bir süre belirtmenin sakıncalı olduğunu düşünmüyorum

Bu konuda bir bilgisi olan varsa Allah rızası için yardımcı olsun :yardimm çünkü vesvese çok kötü bişey.insanın aklına takıldı mı başa çıkılması çok zor oluyor.

Bu arada kitabı kesinlikle okuyun derim, gerçekten çok şeyin farkına varıyorsunuz, kitap da 140 sayfa bişey zaten.ama içeriği gerçekten çok daha büyük