Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Onların Sözleri

İ Çevrimdışı

İki Hicretyolu

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Sizden cehenneme uğramayacak hiçbir kimse yoktur.(meryem,71) ayeti nazil olunca ,Abdullah bin Revaha evine gitti ve ağlamaya başladı.Hanımı geldi oda ağladı.Sonunda bütün ev halkı ağlamaya başladı.Gözyaşları biraz kesilince ey ailem sizi ağlatan nedir diye sordu,onlarda; bilmiyoruz senin ağladığını görünce bizde ağlamaya başladık.Allahın Rasulu s.a.v. Aziz ve Celil olan Rabbimin cehenneme gireceğimi haber verdiği ve ama oradan çıkacağımı bildirmediği bir ayet nazil oldu.:(
İşte beni ağlatan budur dedi. Malik Bin Dinar ;Bir evde oturulmadığı zaman harabe olduğu gibi,bir KALPTE DE EĞER HÜZÜN YOKSA O KALP HARABE DEMEKTİR.Yahya İbnu Kesir r.a. bir adamın kuran okuyuşunu ve duasını işitti.Dinlemeye çalıştı sonra
şöyle diyerek yürüdü: KIYAMET GÜNÜNDEN ÖNCE KENDİLERİNE AĞLAYANLARA NE MUTLU.....

Hasan Basri r.a. şöyle rivayet etti:Rasulullah s.a.v. şöyle buyurdu : dünya müminin zindanı,kafirinse cennetidir.Hasan Basri r.a şöyle dedi Vallahi mümin dünyada ancak mahzun olarak sabahlar.Nasıl mahzun olmasın ki Aziz ve Celil olan Allah'tan cehenneme gireceği haberi gelmiş,çıkacağı haberi ise gelmemiştir.Vallahi hastalıklar ,sıkıntılar,hoşlanmadığı şeylerle karşılaşacak ,kendisine zulmedilecek,kimseden yardım göremeyecek.Bundan dolayı Allah'tan sevap umacak Dünyadan ayrılıncaya kadar da daima mahzun ve korkar olacaktır.Ancak ordan ayrıldığı zaman rahata ve ikrama kavuşacaktır.
 
yusuf Çevrimdışı

yusuf

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Takva elbisesini kendine şiar kıl.İnsafı elden bırakma.Hakkı aramak mezhebin.Hakkı ehline teslim etmek prensibin olsun.Taassup pınarından sakın içme, konunun hakikati anlaşıldığında onu kabul edip teslim olmaktan çekinme.

Şatibi ,El Muvafakat
 
yusuf Çevrimdışı

yusuf

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Süfyan ibni Uyeyne'ye heva ve heves ehli hakkında sorulmuş: "Bu heva ve isteklerinin esiri olanların durumu ne ki, heva ve isteklerine pek aşırı bir şekilde düşkündürler, söyler misiniz? O da cevap olarak: Sen yüce Allah'ın şu ayetini unuttun mu: "Küfürleri sebebiyle kalblerine buzağı sevgisi dolduruldu." (el-Bakara 2/93) diye konuştu. (İbni Teymiyye, el-Ubudiyye, 70)
 
yusuf Çevrimdışı

yusuf

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Muhammed b. Abdi’l-Berr eş-Şafîi es-Sübkî (v. 777) şöyle diyor:

"İbni Teymiyye’ye cahil bir kimse ile yanlış kanaat ve görüşlere sahib bir kimseden başkası buğzetmez. Cahil bir kimse ne söylediğini bilmez, yanlış kanaat sahibi kimseyi ise sahib olduğu yanlış kanaat onu bilip tanıdıktan sonra hakkı söylemekten alıkoyar."
 
İ Çevrimdışı

İki Hicretyolu

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Vehb İbni Münebbih şöyle dedi:

“Musa (a.s) İsrailoğullarına:

Bana en hayırlı adamınızı getirin, dedi. Onlar da getirdiler. Musa (a.s) getirilen adama dönüp:

Sen İsrailoğullarının en hayırlısı mısın? diye sordu. Adam:

Öyle iddia ediyorlar, cevabını verdi. Bunun üzerine Musa (a.s):

Öyleyse git bana İsrailoğullarının en kötüsünü bul getir, dedi. Adam gitti, bir süre sonra yanında kimse olmadığı halde geri geldi.

Musa (a.s):

Bana İsrailoğullaırının en kötüsünü getirdin mi? diye sordu. Adam:
Kendi durumumu bildiğim kadar, onlardan hiçbirisinin durumunu bilmiyorum, dedi.

Musa (a.s) da:
Sen onların en hayırlısısın, diye karşılık verdi""

(Kitabu’z-Zühd/Ahmed b. Hanbel 382.)
 
İ Çevrimdışı

İki Hicretyolu

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Ammar bin Yâsir (r.a), arkadaşları kendisini beklerken onların yanlarına geldi.

Ey Emir! Geciktin, dediler. O da:

Dikkat edin, ben size bir hadis anlatacağım: Öncekilerden sizin bir kardeşiniz vardı ki O Musa (a.s)’dır. O:

Ey Rabbim! Sana en sevgili olan kulunu bana bildir, dedi. ALLAH:

Niçin? diye sorunca:

Senden dolayı onu seveyim, diye cevap verdi. ALLAH:

Yakında yeryüzünün bir tarafında bana ibadet eden bir adam senin karşına çıkacak. Onun bir kardeşi yeryüzünün

diğer tarafındadır; kendisini tanımadığı halde onu işitir. Ona bir bela isabet edince, sanki kendisine isabet etmiş gibi

olur. Ona bir diken batsa sanki kendisine batmış gibi olur. Onu, ancak benim için sever. İşte bu, kullarımdan bana en

sevgili olanıdır, buyurdu. Sonra Musa (a.s):

Ey Rabbim! İnsanları yarattın sonra onlardan bazılarını ateşe koydun? dedi. Bunun üzerine ALLAH:

Ey Musa! Bir ekin ek, diye vahyetti. Musa (a.s) ekin ekti, suladı, ona özen gösterdi. Nihayet hasat edip harman etti. ALLAH:

Ekinin ne oldu ey Musa? diye sordu. O da:

Kaldırdım, cevabını verdi. ALLAH:

Ondan geriye ne bıraktın? diye sordu.

Hiçbir işe yaramayan kısmını bıraktım, cevabını verdi. ALLAH da:

Elbette Ben de ateşe kendisinde hiçbir hayır olmayan, hiçbir işe yaramayan kimseleri atacağım, buyurdu.” (Kitabu’z-Zühd ve’r-Rekaik/Abdullah ibni Mübarek 351.)
 
farkındayız Çevrimdışı

farkındayız

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Semadaki yildizlarin bir kismi gezegendir, tefsir âlimleri terim olarak buna Mütehayyine yildizlar derler.
Bunlarin hakkinda ilmin çogu sahihtir. Ama ahkam ilmi böyle degildir. Onun çogunlugu batil ve iddiadan baska bir sey degildir ki, delili yoktur.
Gökteki seyyar yildizlar yani gezegenler yedidir.
Bunlardan Ay birinci gök tabakasinda,
Utarit ikinci tabakada,
Zühre üçüncü tabakada,
Günes dördüncü tabakada,
Merih besinci tabakada,
Müsteri altinci tabakada,
Zühal yedinci tabakadadir.
Diger yildizlarsa sabit yildizlar diye adlandinlirlar. Astronomi âlimlerine göre bunlar, sekizinci gök tabakasındadirlar ki oraya Kürsi denilir.
Bir çok müteahhirin ulema sekizinci feleke, Kürsi adini vermislerdir.

el bidaye ven nihaye -İbn Kesir (s:41)

(kitap astronomi kitabı çıktı :D:D)
 
İ Çevrimdışı

İki Hicretyolu

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
-Abdullah b. Ömer (r.a) güzel bir hırka giyinmiş olarak bir topluluğa uğradı. O gelirken oradakilerden biri şöyle dedi:

- Eğer hırkasını ondan alırsam bana ne vereceksiniz? Oradakiler de ona verecek bir şey belirlediler. Adam İbni Ömer’in yanına geldi ve:

- Ey Ebu Abdurrahman! Bu giydiğin hırka benimdir, dedi. Şaşıran İbni Ömer:

- Ama ben onu daha dün satın aldım, dedi. Adam:

- Ben sana söyledim, artık onu zor giyersin, dedi. Bu söz üzerine İbni Ömer vermek için hırkasını çekip çıkardı. Bu arada etraftakiler gülmeye başladılar. İbni Ömer:

- Niçin gülüyorsunuz? diye sordu. Onlar da:

- Bu adam gevezenin biridir, sana şaka yapıyor, dediler. Bunun üzerine İbni Ömer adama dönerek şunları söyledi:

- Kardeşim! Ölümün önünde olduğunu bilmiyor musun? Ölümün nerede, sabah mı, akşam mı, gece mi, gündüz mü
geleceğini bilmiyorsun. Bunun ardında kabir, korkunç manzaralar ve Münker ile Nekir var. Devamında da kıyamet gelecek. Gevezeler de o gün elbette ALLAH’ın huzuruna çıkacak.

İbni Ömer bu sözleriyle oradakileri ağlattı, sonra yoluna devam etti.”

Kitabu’z-Zühd/Beyhaki 864.
 
İ Çevrimdışı

İki Hicretyolu

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Ömer İbnu’l-Hattab (r.a) Şam’a geldiği zaman şehri şöyle bir dolaştı ve Hıms’ın yanına oturdu. Bu arada kendisine fakir fukaranın listesinin yapılmasını emretti. Liste getirilince bir de baktı ki, şehrin valisi Said bin Amir bin Cezim de listede yer alıyor. Hemen:

- Kim bu Said bin Amir, idareciniz mi? diye sordu. Halk:

- Evet, cevabını verdiler. Bunun üzerine Hz. Ömer şaşkınlık içinde:

- Sizin idareciniz nasıl fakir olabilir? O maaş almıyor mu? diye sordu. Halk:

- Ey mü’minlerin emiri! O elinde hiçbir şeyi tutmaz, dediler. Bunu duyan Hz. Ömer ağlamaya başladı ve bin dinar parayı bir keseye koyup ona gönderdi.

- Benden ona selam söyleyin ve; “Mü’minlerin emiri ihtiyaçlarınızı karşılamanız için bu parayı size gönderdi” deyin, dedi. Elçi parayla Said’in yanına gelince Said:

- “İnna lillahi ve inna ileyhi raciun (Biz Allah’a aitiz ve O’na döneceğiz)” ayetini tekrarlamaya başladı. Hanımı:

- Ne oluyor? Yoksa mü’minlerin emiri mi öldü? diye sordu. O:

- Hayır, ondan daha büyük bir şey oldu, cevabını verdi. Hanımı bu defa:

- Yoksa kıyametin alametleri mi ortaya çıktı? diye sordu. O:

- Hayır, ondan daha büyük bir şey oldu, cevabını verdi. Hanımı şaşkınlıkla:

- Öyleyse neyin var? diye sordu. O:

- Dünya bana fitne getirdi ve dilediğimi yapmamı söyledi, dedi. Sonra bir İslam ordusu hazırlayarak bütün parasını oraya harcadı. Hanımı:

- Allah sana rahmet etsin! Keşke bizim de faydalanacağımız bir miktar para ayırsaydın, deyince o:

- Ben Rasulullah (s.a.v)’ın şöyle buyurduğunu işittim; “Eğer cennet kadınlarından biri yeryüzü ehline görünse, yeryüzü misk kokusuyla dolardı” Ben seni onlara tercih edecek değilim, dedi. Bunun üzerine eşi sustu.”

Kitabu’z-Zühd/Ahmed bin Hanbel 1027.
 
farkındayız Çevrimdışı

farkındayız

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Özellikle su sûre, yüceligiyle kötülüklere ve serre karsi koruyucu bir kalkandir:
«Ey Muhammed! De ki: Insanlardan, cinlerden ve insanlarin gönüllerine
vesvese veren o sinsi vesvesecinin serrinden, insanlarin tanrisi, insanlarin
hükümrani ve insanlarin Rabbi olan Allah'a siginirim.»


Buhari ve Müslim'in sahihlerinde Safiye binti Hüyey'den rivayet olunduguna göre Rasûlullah (s.a.v.) söyle buyurmustur:
«Dogrusu seytan, ademoglunun kaninin dolastigi yerlerde dolasir.»
Hafiz Ebu Ya'lâ el-Musilî, Enes'ten rivayet etti ki, Rasûlullah (s.a.v.) söyle buyurmustur:
«Seytan burnunu ademoglunun kalbinin üzerine koyar. Ademoglu, Allah'i zikrederse, seytan geri çekilir. Eger ademoglu Allah'i anmayi unutursa, seytan onun kalbini yikar; Iste vesveseci ve sinsi seytan budur.»
Cenâb-i Allah'i anmak, seytani kalbten uzaklastiran bir iksir olduguna göre bunda insanlar için bir ibret vardir. Nitekim Allah Teâlâ buyurmus ki:
«Unuttugun zaman Rabbini an.» (oi-Kehf,24.)
Musa peygamber'in arkadasi da söyle demisti. «Bana O'nu hatirlamami unutturan ancak seytandir.» (el-Kehf,63.)
Yüce Allah buyurdu ki: «Ama seytan, efendisine onu hatirlatmayi unutturdu.» (Yûsuf,42.)
Yani saki, Yusuf peygamberin kendisine, «Beni hükümdarinin yaninda an.» diye yaptigi tenbihati unuttu. Bunu ona seytan unutturdu. Bu yüzden Yusuf
peygamber bir kaç sene daha bekledi. Bu sebepledir ki daha sonraki ayette Allah Teâlâ söyle buyurmustur:
«Hapisteki iki kisiden kurtulmus olani, nice zaman sonra Yusuf u hatirladi.» (Yûsuf,45.)

el bidaye ven nihaye -İbn Kesir (s:77)



[TR="bgcolor: #FF9900"]
İbni Kesir
:
Meğer ki Allah dilemiş ola. Unuttuğun zaman da Rabbını an ve şöyle de: Umulur ki Rabbım; beni doğruya daha yakın olana eriştirir.


Kehf,24.
 
İ Çevrimdışı

İki Hicretyolu

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
“Enes b. Malik ile kardeşi, Irak’ta düşman kalesinin önündeydiler. Düşmanlar, başı çengelli bir zinciri ateşte kızdırdıktan sonra aşağıya sarkıtıp zincirin başındaki çengelle Enes b. Malik’i ansızın yukarıya çektiler. Berâ da hemen sıçrayıp o kızgın zincire yapıştı. Avuçları cayır cayır yanarken, bütün gücüyle zinciri çekti. Zincirin öbür ucundaki ip koptu da Enes kurtuldu. Sonra Berâ’nın ellerine baktık. Avuçları tamamen yanmış, bembeyaz kemikleri görünüyordu.“ (El-İsabe 1/143.)

 
farkındayız Çevrimdışı

farkındayız

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
İbn Hibban, Sahihinde der ki: Hasan b. Süfyan, Enes b. Malik'den rivayetle, Rasûlullah (s.a.v.)'m şöyle buyurduğunu söyledi: «Adem'in içine ruh üflenip de ruh, başına vardığında Adem aksırdı ve "Alemlerin Rabbi Allah'a hamdolsun". dedi. Kutlu ve yüce Allah da ona: "Allah sana rahmet etsin." diyerek karşılık verdi.»

Hafız Ebu Bekr el-Bezzar dedi ki: Yahya b. Muhammed es-Sekn, Ebu Hüreyre'nin merfu olarak rivayet ettiği bir hadiste şöyle dediğini nakletti: "Allah, Adem'i yarattığında Adem aksırdı ve "Elhamdülillah.» dedi. Rabbi de ona: "Rabbin sana rahmet etsin ey Adem" diyerek karşılık verdi.

Ömer b. Abdülaziz dedi ki: "Melekler secde etmekle emrolundukla-rında, ilk secde eden İsrafil olmuştu. Bunun üzerine Cenâb-ı Allah, mükafat olarak İsrafil'in alnına Kur'ân'm yazılmasını emretmişti." Bu, nu İbn Asakir rivayet etmiştir.

Hafız Ebu Yala dedi ki: Ukbe b. Mükerrem, Ebu Hüreyre (r.a.)'den rivayet ederek Rasûlullah (s.a.v.)'m şöyle buyurduğunu söyledi: «Allah Teâlâ, Adem'i topraktan yarattı. Sonra onu çamura dönüştürüp öylece bıraktı. Sonra işlenebilen kara bir toprak haline getirdi. Bu haldeyken onu yaratıp şekillendirdi ve bu vaziyette bıraktı. Nihayet pişirilmiş toprak gibi balçık haline geldi. İblis, Adem'in bu durumdaki cesedinin yanına gelir ve: "Bu, önemli bir iş için yaratılmıştır." derdi. Daha sonra Allah, o cesede kendi ruhundan üfledi. Ruhun ilk aktığı yer, onun gözü ve genizi oldu. Bunun üzerine Adem aksırdı. Allah ona rahmet verdi ve: "Rabbin sana rahmet etsin." dedi. Sonra şu emri verdi: "Ey Adem! Şu topluluğun yanma git. Onlarla konuş.. Bak, ne diyecekler" Adem, o topluluğun yanma gidip selam verdi. Onlar da, "ve aleykesselam ve rahme-tüllahi berekâtühü" diye karşılık verdiler. Allah dedi ki:

- Ey Adem! Bu, senin ve zürriyetinin selamıdır


Bunu Ebi Hatîm ve "Sahih" adlı eserinde îbn Hibban rivayet etmiş, demiş İd: Muhammed b. İshak b. Iiuzeyme, Ebu Hüreyre (r.a.)'den rivayet ederek Rasûlullah (s.a.v.)'m şöyle buyurduğunu söyledi: «Cenâb-ı Allah, Adem'i yaratırken içine ruh üflediğinde Adem aksırdı. "Elhamdülillah" dedi. Allah'ın izniyle ona hamdetti. Rabbi ona şu buyruğu ver-' di: "Rabbiıı sana rahmet etsin ey Adem! Bir kısmı oturmakta olan şu.melekler topluluğuna git, onlara selam ver." Adem, yanlarına gidip; "Es-seîamü aleyküm.» dedi. Onlar da; "Ve aleykümüsselam ve rahmetul-lah." diyerek karşılık verdiler. Adem geri döndüğünde Rabbi ona şöyle dedi: "Bu, hem senin selamın, hem de evlatlarının kendi aralarındaki selamıdır."



El bidaye Ven nihaye , İBN Kesir
 
İ Çevrimdışı

İki Hicretyolu

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
SubhanAllah ,SubhanAllah...


Hz Ömer bir orduyu Rum diyarına gönderdi. İçlerinde Abdullah b. Huzafe de vardı. Rumlara esir düştü. Krallarına götürdüler ve

“Bu adam Muhammed’in arkadaşlarındandır!” dediler. O Rum tağutu Hz. Abdullah’a

“Sen hristiyan olursan mülk ve saltanatıma seni ortak yapacağım” dedi. Abdullah

“Eğer bütün mülkünü ve Arapların elinde bulunan bütün memleketleri bana bağışlasan karşılığında Hz. Muhammed’in dininden bir göz açıp kapayıncaya kadar ayrıl desen bunu yine yapmam” dedi. Bunları işittikten sonra kral, onun ağaca bağlanmasını emretti ve okçulara

“Ona okları isabet ettirmeyin ve her atışta ona hristiyanlığı teklif edin” dedi. Onlar da öyle yaptılar. Fakat Abdullah yine reddetti. Sonra kral emretti, onu indirdiler. Daha sonra bir kazana su koyup kaynattılar. Başka bir müslüman esir getirip ona da hristiyan olması teklif edildi. O da reddetti. Bunun üzerine kaynamakta olan kazanın içine attılar. Sonra kral, kazanın içine Abdullah’ın atılmasını emrettiğinde Abdullah ağladı. Bunun üzerine Kral’a

“Bu adam suya atılmaktan korktuğu için ağlıyor!” dediler. Kral onun geri getirilmesini emretti. Abdullah’a tekrar hristiyan olmasını teklif etti. Fakat o yine kabul etmedi. Kral

“O halde, kabul etmediğine göre, seni ağlatan nedir?” diye sordu. Abdullah

“Ben kendi kendime dedim ki, şimdi seni bu kazanın içine atarlar da biraz sonra ölüp gidersin. Halbuki ben cesedimdeki her kıl adedince canım olsun ve Allah için bu suya atılsın isterdim” dedi. Bunun üzerine kral ona

“Benim başımı öpmen karşılığında seni serbest bırakmama ne dersin?” diye sordu. Abdullah

“Beni ve bütün müslüman esirleri serbest bırakırsan başını öperim” dedi. O da bu şartı kabul etti. Abdullah kalbinden

“Bu Allah’ın düşmanlarından birisidir” dedi ve başını öptü. Kendisi ile beraber bütün müslüman esirleri bıraktırdı. Onları Hz. Ömer’in huzuruna getirdi ve hâdiseyi ona anlattı. Hz. Ömer

“Her müslümana Abdullah b. Huzafe’nin başını öpmek görevdir” dedi ve “İşte ben başlıyorum” diyerek kalktı ve Abdullah’ın başını öptü.[1]

--------------------------------------------------------------------------------

[1] Beyhaki, İbn Asakir (Ebu Rafi’den); Kenzü’l-Ummal, VII/62, İsabe, II/297
 
farkındayız Çevrimdışı

farkındayız

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Ibn Hibban, Ebu Hüreyre'den rivayet etti ki, Rasûlullah (s.a.v.) söyle buyurdu:

«Musa, onur ve üstünlük sahibi olan Rabbine alti özellik sordu. Bunlarin sadece kendisinde bulundugunu saniyordu. Sordugu yedinci özelligi ise sevmiyordu.
Demisti ki:
'Ya Rab! Hangi kulun daha takvalıdır?"
"Zikreden ve asla unutmayandir."
"Hangi kulun daha dogru yoldadir?"
"Hidayete tabi olandir."
"Hangi kulun daha iyi hüküm verendir?"
"Kendi nefsi için hüküm verdigi gibi insanlar için de ayniyla hüküm verendir."
"Hangi kulun daha bilgilidir?"
"Ilimden doymayan alimdir ki insanlarin bilgilerini kendi bilgisine katar."
"Hangi kulun daha güçlüdür?"
"Gücü yettiginde bagislayandir."
"Hangi kulun daha zengindir?"
"Kendisine verilene razi olup onunla yetinendir."
"Hangi kulun daha yoksuldur?"
"Azimsayan kimsedir.
(Kendisine verileni az görüp daha fazlasini isteyendir)."»


Rasûlullah (s.a.v.) da bir hadis-i serifte söyle buyurmustur:
«Zenginlik, mal çokluguyla degildir. Zenginlik, ancak gönül zenginligiyledir. Allah bir kul için hayir dilediginde, onun zenginligini gönlüne, takvasini da kalbine yerlestirir.
Bir kul için de kötülük dilediginde, onun yoksullugunu gözlerinin önüne koyar.»[20]

[20] Suyutî, Camiü's-Sagir, Hadis No: 376.


El Bidaye Ven nihaye c:1 s:448
 
farkındayız Çevrimdışı

farkındayız

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Ibn Abbas ile selef ulemasindan bazilari dediler ki:
Musa, Tevrat'in yazili oldugu levhalari îsraiîogullanna getirdiginde, o levhalarda yazili bulunan hükümleri kabullenmelerini, onu, azim ve kuvvetle tutmalarini emretti.
Onlar ise: "Aç da görelim. Emir ve yasaklari kolaysa kabul ederiz." dediler.
Musa: "Içindeki seylerle birlikte bu levhalari kabul edin." dedi. Defalarca onunla tartistilar.
Bunun üzerine Cenâb-i Allah meleklere emir verdi.
Üzerlerine dagi bir gölge (bulut) gibi kaldirdilar. Tevrat'i kabul etmezlerse, dagi üzerlerine birakacaklarini söylediler de kabul ettiler. Secde etmeleri emredildi, secde ettiler. Yüzlerinin yan tarafiyla daga bakiyorlardi. O secdeden sonra Yahudiler, "Azabi üzerimizden kaldiran secdemizden daha muazzam bir secde yoktur." demeyi âdet haline getirdiler.


Süneyd b. Davud, Ebu Bekr b. Abdullah'in söyle dedigini rivayet etmistir: "Musa, Tevrat'in levhalarini açinca yeryüzündeki daglarla taslar ve agaçlarin hepsi titreyip sarsildilar. Bu nedenle irili ufakli bütün Yahudiler, Tevrat okunurken mutlaka titreyip baslarini sallarlar."

El Bidaye Ven nihaye c:1 s:451
 
farkındayız Çevrimdışı

farkındayız

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Al-Jazeera TV Kanalı‟nda meşhur Diğer Görüşler Programı‟nın Sunucusu Faysal El-Kasım şöyle dedi:


Şeyh Usame Bin Laden‟in ağırlığının ne kadar geldiğini biliyor musunuz? -En son düzenlenen Amman Zirvesi‟nde liderlerden bir tanesi soruyor bu soruyu.- Usame‟nin kilosu 50 kg.‟yi geçmez. Oysa Arap liderlerinin kilosu ortalama olarak en az 80 kilo. Hele büyük ordu komutanlarına bakılınca Bin Laden yanlarında çöp gibi kalır. Oysa tarihe, ismi duyulduğunda her yeri titreten kişi olarak geçmekte Usame. Kilo sahiplerine gelince onlar da, Amerika‟nın gözünde ancak acıma belki de
dalga geçme duygusu yaratabilirler. İşte onların karşılaştırılması böyle yapılır!!.
 
farkındayız Çevrimdışı

farkındayız

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Amir b. Rebia dedi ki: "Ben Müslüman olunca, Zeyd b. Amr'm sözlerini ve
selamini Rasûlullah'a naklettim. Rasûlullah, onun selamini aldi, ona sefkat
etti ve: "Onu Cennet'te eteklerini sürüyerek dolasirken gördüm." dedi.
Sahih-i Buharî'de Abdullah b. Ömer'den rivayet edildigine göre kendisine
risalet gelmeden önce Hz. Peygamber, Mekke'nin bati yakasindaki Beldah
vadisinin asagi taraflarinda Zeyd b. Amr b. Nüfeyl ile karsilasmis. O esnada
Hz. Peygamber'e yemek getirilmis, Zeyd'e de buyur denilmis, ama o, bu
yemegi yemeyip söyle demis: "Putlariniz adina kestiginiz hayvanlarin
etlerini yemem. Üzerine Allah adi anilmadan kesilen hayvanlarin etlerini
yemem!"
Zeyd b. Amr, Kureyslilerin putlar adina hayvan kesmelerini kinayarak söyle
derdi: "Koyunu yaratan Allah'tir. Onun için gökten su indirip, yerden ot
bitiren de Allah'tir. Sonra kalkip bu nimetleri inkar ediyor, hayvanlari
Allah'tan baskasi adina kesip günaha giriyorsunuz!»

ElBidaye Ven Nihaye S:893

02/6/2014


İbnu'l Cezvi bir sıkıntı yaşamış. Ne biliyormusunuz? Oğlu malesef şarapçı. 1 tane oğlu var o da malesef şarapçı çıkmış. Babası vefat ettikten sonra babasının bütün kitaplarını satmış. İçki masasını donatacak meze yapmış bu kitapları
En son bi tane kitabı kalmış. Onun içine de İbnu'l Cezvi vasiyetini yazmış
Bir gün götürüyor pazardaki kitapçıya diyor ki.
"Al bunu da bunu da satacağım.Ver bunun da parasını kendime meze, şarap alacağım, içki alacağım."
Sarraf kitabı açıp içine bakıp diyor ki

-Bunu kitabı yazan kişi senin baban mı?
Evet babam diyor.
-Bak burda ne yazmış biliyor musun
"Oğlum biz Ebubekirin torunlarıyız sakın bizim şerefimize leke sürmeyin
biz Hz Ebubekirin torunlarıyız onun neslindeniz . sakın ha sakın neslimize bizim şerefimize leke sürmeyin"

Oğlu bir anda tövbe ediyor ve gidip babasının bütün kitaplarını satın alıyor.

Alıntı:Said Özdemir sohbetinden

Okumayan Ümmet ve Abdurrahman İbnu'l Cevzi
43:00

.
 
eL_Muhacir Çevrimdışı

eL_Muhacir

İlimsiz Mucâhid, kâtil; Cihâdsız âlim, belâm olur
Frm. Yöneticisi
Saîd b. Müseyyeb rahimehullah

Dinden kıl ucu ayrılmaz, önce nefsine nasihat ederdi. Gece olunca, nefsini muhâtab alır, ona: "Ey bütün şerrin yuvası, kalk bakalım. Allah'a yemin olsun, seni yorgun bir deve haline getirip bırakacağım." der. Sabaha kadar ibâdet ederdi. Bu sebeple ayakları şişerdi. Bu defâ da nefsine; "İşte böyle olacaksın; aldığın emir bu yoldadır ve bunun için yaratıldın" derdi.
 
kayısı çiçeği Çevrimdışı

kayısı çiçeği

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Yahudiler, tarihlerinde çok kere denemiş olarak Filistin’e girip yerleşmiş, fitne ve bozgunculukları dolaysı ile de çıkarılmışlardır. Onlara iki vaad verilmiştir. Birincisini: tarihin sayfaları arasında bir çok kere deneyerek kapatmışlardır. Allah’ın vaadi haktır. Onda zerre kadar yalan ve şüphe yoktur. İkinci vaadi ise; -Allah’ın izni ile – Müslümanların elleriyle gerçekleşecektir. Yahudilerin kurdukları her devlet ve egemenlik, fitne ve bozgunculuklarından dolayı mutlaka yıkılacaktır. Kur-an-ı Kerimde bu hususta (isra süresi ayet 5) diye işaret edilmiştir.
(Seyyid Kutub)
 
_katre_ Çevrimdışı

_katre_

الحمدلله
Site Emektarı
1476433_709479859064358_445269099_n.jpg


10516664_832731003418656_8466645809097949389_n.jpg
 
Üst Ana Sayfa Alt