Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Peygamberin (s.a.v.) Ailesiyle Iliskisi

ruveyda Çevrimdışı

ruveyda

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
Peygamberin Sav. ailesiyle iliskisi

Muhammed Sav., eslerine karsi iyi davranir ve onlarla iyi gecinirdi. Ensarin kizlari
gruplar halinde beraber oynamalari icin Hz. Aise`ye gonderirdi. Aise R.a.h
sakincasi olmayan bir sey istedigi zaman, o konuda Aise`ye tabi olurdu. Aise, bir bardaktan su ictigi zaman kendisi o bardagi eline alir, agzini esinin agzinin degdigi yere kor, sonra su icerdi.

Hz. Aise`nin kucagina yaslanir, bazen hayizli olup, basi onun kucaginda iken
kuran okurdu. O hayizli iken ona pestamel tutmasini soyler sonra onunla
munasebet kurardi. Oruclu oldugu halde onu operdi.
Sahih bir senetle Enes`ten rivayet edildigine gore Hz. Peygamber:
“Dunyanizdan bana kadinlar ve guzel koku sevdrildi.” “Gozumun aydinligi da
namaza baglandi.” buyurmustur. {NESAI}
Hz. Peygamber bir gecede hanimlarini dolasirdi. Geceleme, yanlarinda kalma ve nafaka konularini esleri arasinda tak-sim ederdi/esitlige uyardi. Sevgi konusunda is: “Allahim! Gucumun yettigi konulardaki taksimim bu, gucumun
yetmedigi hususlarda ise beni kinama!” diye duada bulunmustur. {EBU DAVUD}

Hz. peygamber, yolculuk esnasinda. Hz. Aise ile iki kez kosu yarisi yapti.
Yolculuga cikmak istediginde hanimlari arasinda kura ceker, kimin sansina cikarsa onu beraberinde goturur ve soyle buyururdu: “Sizin en hayirliniz, hanimina karsi en iyi davranan benim.” {IBN MACE}
ikindi namzini kilinca hanimlarini dolasir, onlara yaklasip hal ve hatirlarini
sorardi. Gece olunca geceleme sirasi kendine gelen haniminin odasinda gider, butun geceyi ona tahsis ederdi. Bu hususta Hz. Aise`ye soyle demektedir:
“Rasulallah, hanimlari arasinda yaptigi paylastirmada/gecelemede onlarin
yaninda kalma hususunda bizi birbirimzden ustun tutmazdi.” {EBU DAVUD}

“ Rasulullah eslerine karsi ne kadar nazik davrandiginin orneklerinden biri esi Hz. Safiye`yi deveye bindirirken, binecegi kisma bir ortu serip sonra devenin yaninda comelerek dizini dayamasi ve Hz. Safiye`nin de onun dizine basarak devenin terkisine binmesidir .” {Buhari}
Allah rasulunun hem bir aile reisi, hem bir peygamber, hem de bir devlet baskani olarak esleriyle iliskisini ve ev hayatini sergilemesi acisindan sira disi baska bir ornek olaydan daha bahsetmek mumkundur: “Yine bir gun Hz. Aise, Hz. Peygamber ile yuksek sesle konusuyordu: tesaduf
babasi Hz. Ebubekir iceriye girdi ve aise`yi tokatlamak istedi. Fakat Hz.
Peygamber ikisinin arasina girdi. Ebubekir kizgin oldugu halde disari cikti. Sonra
Hz. Peygamber Aise`ye soyle dedi: :”Yaa, seni nasil korudum? ”
Bir kac gun sonra Ebubekir geldi ve durumu degismis buldu ve soyle dedi: O
defasinda harbe istirak ettigim gibi simdi barisa da istirak edeyim. Peygamber Sav., evet, evet dedi. {EBU DAVUD}

Hz. Aise`ye peygamberimizin evdeki hayati soruldugunda, O mutevazi bir hayattan ornekler vererek sunlari soyledi: “Rasullulahin siradan bir insan gibi ev islerinden cogunu yapardi. Elbisesini diker,ayakkabilarini ve gomlegini tamir eder ve evi supururdu. En fakirlerin hastalarini evlerinde ziyaret ederdi. Fkir ve muhtaclarla oyle otururdu ki, onlardan ayirt edilemezdi. Bir meclise gittiginde, buldugu yere otururdu.” {EBU DAVUD}
Hz. peygamber ev halkina karsi tasidigi agir sorumluluktan dolayi kaygilanir ve
surekli onlara bu dunyanin geciciligine kiyasla oteki dunyanin mukafat ve
guzelliklerini anlatir, hayirli amellere yonlendirirdi. Gece teheccut namazina kalktiginda, hanimlarinin da bu karsiligi sinirsiz olan ibadetten nasiplenmelerini arzulardi. Ancak onun gerek farz gerekse nafile ibadetleri tesvikteki yaklasimi, sevgi ve yumusak davranma formullerinde gizliydi.
Peygamber Sav.in Evlilikleri
Hz. Peygamber, hemşehrileri arasında iffetli, şerefli ve namuslu bir şahsiyet olarak tanınıyordu. 25 yaşında iken, kendisinden yaşça büyük ve iki defa evlenip dul kalmış olan Hz. Hatice ile evlenmiş; onunla 25 yıl mutlu bir hayat geçirmiştir. Hz. Peygamber'in Hz. Hatice ile beraberliğinde göze çarpan en önemli husus, sıcak bir dostluk ve arkadaşlıktır. Hz. Peygamber Allah'tan aldığı vahyi gelip ilk defa ona anlatmış ve onunla paylaşmıştır. Hz. Hatice de kendisini anlayış ve olgunlukla karşılamıştır. Hz. Hatice'nin vefat ettiği yıl, Resûl-i Ekrem'in en çok üzüldüğü yıl olarak "Hüzün Yılı" tabiriyle anılmistir.Hz. Peygamber onun sağlığında başka bir kadınla evlenmemiştir. Halbuki o dönemin örf ve adetleri çok kadınla evliliğe müsaitti. Hz. Hatice'nin vefatından sonra onun aziz hatırasına saygı duyarak, yaklaşık 2,5 yıl yalnız ve bekar olarak yaşadıktan sonra Sevde bint Zem'a ile evlenmiştir. Hz. Peygamber, cinsel tatmin peşinde olsaydı, geleneğe, gençliğine, Kureyş kabilesine mensup oluşuna ve özellikle bir peygamber olarak, kendisine tabi olanlardan gördüğü itibara bağlı olarak 54 yaşına kadar birkaç evlilik gerçekleştirebilirdi.
Mekke döneminde tek kadınla evli olan Hz. Peygamber çok kadınla Medine döneminde evlenmiştir. İlk defa çok evliliğe 53 veya 54 yaşlarında iken ayak atmıştır. Bu evliliklerin dinî, sosyal, ekonomik ve ahlâkî pekçok sebebi vardır. Buna ek olarak, Kur'an'ın çok evliliği sınırlayan hükümleri, Nisâ Sûresinin 3. ayeti, Medine döneminin sonlarına doğru ve Hz. Peygamber'in vefatından yaklaşık iki yıl önce nâzil olmuştur. Çok evliliği sınırlayan emirlerin gelmesinden önce evlilik konusunda eski örf geçerli idi. Arabistan'da çok kadınla evlilik normal olarak yaşanan bir hayat tarzıydı. Dolayısıyla onun evlilikleri değerlendirilirken dönemin siyasal, sosyal ve kültürel şartları gözönünde bulundurulmalıdır. Çünkü kendi döneminde dostlarından ve düşmanlarından hiç kimse onu bu uygulamasından dolayı eleştirmemiştir.
Hz. Peygamber on bir hanımını bir arada nikahı altında bulundurmuştur; vefatı esnasında ise nikahı altında dokuz kadın vardı. Hz. Peygamber'in hanımlarının isimleri şöyledir: Hatice bint Huveylid; Sevde bint Zem'a; Aişe bint Ebû Bekir; Hafsa bint Ömer; Zeyneb bint Huzeyme; Ümmü Seleme; Zeyneb bint Cahş; Cüveyriye bint Hâris; Reyhâne bint Zeyd; Safiyye bint Huyey; Ümmü Habîbe bint Ebû Süfyan; Mâriye; ve Meymûne bint Hâris. Ancak dokuz rak..... birkaç yılda değil, vefatına kadar geçen bir zaman diliminde ulaşılmıştır.Bu hanımların çoğu çocuklu idi. Yani vefat etmiş olan eski kocalarından çocukları kalmıştı. Hz. Peygamber hanımlarına verilmesi gereken mehiri daha evlenirken ihmal etmemiş, hepsine dönemin örfüne göre mehir vermiştir. Ancak Safiyye'ye vermemiş, onu hürriyetine kavuşturmayı mehir olarak saymıştır.[Ibn Mace]
Hz. Peygamber, çok evliliği dört ile sınırlayan ayet nâzil olduktan sonra dörtten fazla kadınla evli bulunan sahâbîlerine dördünü seçip diğerlerini boşamalarını emretmiştir. Kur'an-ı Kerim'de kendisine, evlendiği bütün kdınları nikahı altında tutma müsadesi verilmiştir.[ Ahzâb sûresi 50.] Fakat bundan böyle başka kadınlarla evlenmesinin kendisine helâl olmadığı bildirilmiştir.[ Ahzâb sûresi 50.] Resûl-i Ekrem'e özel olarak verilen bu müsadenin hukûkî, siyâsî, sosyal ve eğitimle ilgili çeşitli sebepleri vardır.
Kur'an-ı Kerim'de, Hz. Peygamber'in hanımlarının mü'minlerin anneleri oldukları ve mü'minlerin ondan sonra onun eşleriyle asla evlenemeyecekleri hükme bağlanmıştır.[ Ahzâb sûresi 6] Hz. Peygamber dokuza ulaşan hanımlarından dördünü tercih edip diğerlerini boşasaydı, bu hanımlarla başka birisi evlenemeyeceğine göre, boşamak onlar için zulüm olurdu.
İslâm toplumunun eğitilmesinde Hz. Peygamber'in evliliklerinin önemli yeri vardır. İslâm'ın, özellikle kadınlarla ilgili görüşlerinin çevreye yayılmasında Hz. Peygamber'in hanımlarının büyük katkısı olmuştur. Onlar, sahâbîlerin hanımlarının eğitimi için ellerinden gelen çabayı esirgememişlerdir. Mü'min kadınların eğitimiyle özellikle meşgul olup, İslâm'ı yayacak öğrenciler yetiştirmişlerdir.
Şüphesiz Hz. Peygamber'in bütün eşlerinin eğitim konusunda aynı seviyede oldukları söylenemez. Onların bir kısmı yaşlı, bir kısmı ise gençti. Fakat bu hususta Hz. Aişe'nin özel bir yeri vardır. Nitekim, Hz. Peygamber'in Hz. Aişe ile evliliğinde göze çarpan en önemli husus, bir hoca-talebe ilişkisidir. Hz. Aişe, o derece mükemmel yetişmiştir ki, Hz. Peygamber'den sonra onun evi, kadın-erkek, büyük-küçük birçok kimsenin huzuruna gelip kendisini dinlediği, soru sorup cevabını aldığı bir ilim ve irfan ocağı olmuştur. Hz. Peygamber zamanından itibaren kadınların eğitim ve öğretimiyle yakından meşgul olmuştur.
Hz. Aişe, hem sahâbîlere ve hem de tâbiîlere, sonraki müctehit imamlara ışık tutacak bilgiler nakletmiştir. Hz. Peygamber'in evliliklerinden bazıları da fedâkar ve cefâkar Müslüman kadınları himaye, onları takdir etme ve itibarlarını koruma gayesine yönelikti. Mekke döneminde Müslüman olan bazı hanımlar işkenceye maruz kalmışlar, Habeşistan'a ve daha sonra Medine'ye göç etmişler, kocaları vefat etmiş; birkaç çocukları kalmıştı. Üstelik aileleri de Mekke'de henüz müşrik oldukları için onların yanına da dönemiyorlardı. Hz. Peygamber onları himaye ve çocuklarını da bakım altına almak istemiş, sonunda bunları nikahı altına almıştır. Sevde bint Zem'a, Zeyneb bint Huzeyme, Ümmü Seleme ve Ümmü Habibe bu hususa örnek teşkil etmektedir.
Hz. Peygamber bazı evliliklerini, o hanımın kabilesini İslâm'a yaklaştırmak, onun kabilesi ile Müslümanlar arasındaki düşmanlığı gidermek, sahip olduğu mevkii korumak ve sahâbîler arasında doğabilecek kıskançlığın, kırgınlığın ve dedikoduların önüne geçmek için gerçekleştirmiştir. Cüveyriye ve Safiyye ile evliliği buna örnek gösterilir. Cüveyriye, Mustalik kabilesinin başkanı Hâris b. Ebû Dırâr'ın kızı idi. Mustalikoğulları Gazvesi'nde kocası ölmüş ve kendisi de Müslümanların eline esir düşmüştü. Fidyesi ödendikten sonra Hz. Peygamber'le evlenmiş; bunu duyan Müslümanlar, Hz. Peygamber'in hısımları kabul ettikleri Mustalik kabilesine mensup diğer esirleri de serbest bırakmışlardır. Bu evliliğin Mustalik kabilesi ile Müslümanlar arasındaki düşmanlığı giderdiği ve bu evlilikteki asıl hedefin adı geçen kabileyi İslâm'a yaklaştırmak olduğu anlaşılmaktadır. Mustalikoğullarının bu evlilikten sonra İslâm'ı kabul etmeleri de bunu göstermektedir. Safiyye de Hayber Gazvesi'nde esir alınanlar arasında bulunuyordu. Kendisi Yahudi başkanlarından Huyey b. Ahtab'ın kızıydı. Hz. Peygamber aradaki kin ve nefreti ortadan kaldırmak maksadıyla bunlarla akrabalık kurmuş ve Safiyye ile evlenmiştir.
Hz. Peygamber'in bazı evlilikleri de yeni İslâmî bir hükmün topluma kazandırılması amacını taşıyordu. Zeyneb bint Cahş ile evliliği buna örnektir. Zeyneb'in ilk kocası Hz. Peygamber'in azatlı kölesi ve evlatlığı Zeyd b. Harise idi. Hz. Peygamber, aynı zamanda halasının kızı olan Zeyneb'i Zeyd ile bizzat kendisi evlendirmişti. Zeyd azatlı bir köle idi. Eski Arap geleneğine göre asîl bir kadın bir köle ile evlenemezdi. Halbuki İslâmiyet bütün insanları yaratılış bakımından eşit sayıyordu. Bu sebeple Resûl-i Ekrem, eski gelenek ve anlayışın ortadan kaldırılmasını önce kendi akrabası arasında uygulamaya başladı. Böylece eski an'ane yıkılmış oluyordu. Fakat Zeyd ile Zeyneb mutlu bir aile hayatı yaşayamadılar. Zeyd, Hz. Peygamber'e müracaat ederek karısını boşamak istediğini söyledi. Hz. Peygamber bundan çok müteessir oldu. Kur'an-ı Kerim'de Zeyd ile Zeyneb arasında gerçekleşen bu evliliğin devamını sağlamak için Peygamber'in takındığı olumlu tavır anlatılmaktadır. Nitekim o Zeyd'e "Hanımını tut (boşama) ve Allah'tan kork!"[ Ahzâb sûresi 37] diyordu. Ancak geçimsizlik son haddine vardığı için Zeyd karısı Zeyneb'i boşamak zorunda kaldı. Câhiliye döneminde evlatlık, öz evlat gibi muamele görüyor ve öz evladın bütün haklarına sahip bulunuyordu. Geleneğe göre evlatlığın boşadığı hanımla evlenmek babalığa yasaktı. İslâmiyet bu geleneği kaldırdı ve evlatlığı sadece din kardeşi olarak kabul etti. Evlatlığın boşadığı kadını nikahlamayı manevî babalara helal kıldı. Hz. Peygamber, hem Zeyneb'in ve hem de akrabasının isteği üzerine onu nikahladı. İddia edildiği gibi Hz. Peygamber Zeyneb'in güzelliğine hayran kaldığı için evlenmiş değildir. Zeyneb onun halasının kızıydı. Onu her zaman görüyordu. Şayet isteseydi onunla Zeyd'den önce kendisi evlenebilirdi.
Hz. Peygamber'in bazı evlilikleri, yakın dostları, çevresi ile irtibatının, evlilik yoluyla kurulan akrabalıkla güçlenmesine yönelik idi. Mesela Hz. Ebû Bekir'in kızı Hz. Aişe ve Hz. Ömer'in kızı Hafsa ile evliliği buna örnek gösterilebilir.[Ibn Sa’d]
 
Pulcet Çevrimdışı

Pulcet

Forumun Bekçisi
Site Emektarı
Bizlere düşen sünnetleridir..İNŞALLAH eksiksiz yerine getirme dularıyla

ALLAH Razı olsun ... :gül :gül :gül
 
Üst Ana Sayfa Alt