I
Çevrimdışı
بســـم الله الرحمن الرحيم
Peygamberlerin tevbesi
Yüce Allah Hz. Âdem, Nûh ve onlardan sonra, Peygamber lerin sonuncusu Hz. Muhammed'e -salat ve selâm hepsinin üzerine olsun- kadar gelen bazı peygamber lerin tevbesi hakkında bilgi vermekted ir.
Meselâ Kur'ân'ın son indirilen sûrelerinden birisi olan Nasr sûresinde Cenâb-ı Hak şöyle buyurmakt adır:
"Allah'ın yardımı ve fethi geldiği"
"Ve insanların dalga dalga Allah'ın dinine girdikler ini gördüğün zaman."
"Rabb'ine hamdedere k tesbih et. O'ndan mağfiret dile. Çünkü o, tevbeleri çok kabul edendir." (Nasr, 110-1-3)
Öte yandan Hz. Âişe Rasûlullah'ın (sallallah u aleyhi ve sellem)'ın rükû ve secdesind e genellikl e şöyle duâ ettiğini rivayet etmektedi r:
سُبْحَانَكَ اللَّهُمَّ رَبَّنا وَبِحَمْدِكَ ،اللَّهُمَّ اغفِر لي
"Rabbimiz olan Allah’ım! Seni her türlü noksan sıfatlardan tenzih eder ve hamdinle seni tesbih ederim. Allah’ım! Beni bağışla."
(Buhari, ezan bahsi, c. 1, s. 199; Kitabût-Tefsir, c. VI, s. 93; Müslim, Kitab-üs-Salât, c.1, s. 350; H. No 484; Ebû Dâvud, Kitab-us-Salât, Ah-med, El-Müsned, c. VI, s. 43, 49,190)
Nitekim Rasûlullah henüz böyle duâ etmezden önce Cenâb-ı Hak kendisine şu âyeti indirmiştir:
"Andolsun Allah, peygamber i ve güçlük saatinde ona uyan muhacirle ri ve ensârı affetti. O zaman içlerinden bir kısmının kalpleri kaymaya yüz tutmuş iken yine de onların tevbesini kabul buyurdu. Çünkü o, onlara karşı çok şefkatli, çom merhametl idir." (Tevbe, 9/17)
Konu ile alâkalı olarak Rasûlullah da şöyle buyurmuştur:
"Ey insanlar! Rabbinize tevbe edin; canımı elinde tutan Allah'a yemin ederim ki, ben günde yetmiş kereden fazla "estağfurullah'e ve etûbû ileyh" (Allah'tan mağfiret dilerim ve O'na tevbe ederim) derim."
(Buhârî, Kitâbü'd-Deavât (Dualar kitabı) c. VII, s. 145)
Öte yandan Müslim, el-Eğar el-Müzenî'den, Rasûlullah'ın (sallallah u aleyhi ve sellem) şöyle buyurduğunu rivayet etmektedi r. Rasûlullah -salat ve selâm üzerine- şöyle buyurdu:
"Elbette benim kalbimde bulutlanır; bundan dolayı günde yüz defa "estağfırullah" (Allah'dan mağfiret dilerim) derim."
(Müslim, Kitâb-üz-Zikir, c. III, s. 2075; H. No 41; Beyhâkî, Şuab'ul-İman, 47. Şu'be)
İbn Ömer aynı konu ile ilgili şöyle bir hadis rivayet etmektedi r:
Rasûlullah (sallallah u aleyhi ve sellem)'in bir mecliste, yüz kez şöyle duâ ettiğini saydık:
"Rabb'im, beni bağışla; tevbemi kabul buyur. Kuşkusuz sen tevbeleri çokça kabul buyuran ve günahları çokça bağışlayansın."
(Ebû Dâvud, K. Salât, c. II, s. 178, H. No 1616; Tirmizl, Kit. Dualar, c. V, s. 494, H. No 3434 İbn Mâce, K. Edeb, c. II, s. 1253, H. No 3814; Nesâî, Amel-ül-Yevm vel-Leyle, H. No 458; Buhârî, Edeb'ül-Müfred, s. 162, H. No 618; İbn Hibbân, Sahih, s. 2459)
Buhârî, Müslim, Ebû Musa'dan, Rasûlullah'ın şöyle duâ ettiğini nakletmek tedir:
"Allah'ım işlerimdeki hatalarımı, bilgisizl iğimi ve aşırılığımı bağışla. Zira sen onu benden çok daha iyi bilirsin. Allah'ım şakamı, ciddiyeti mi, hatamı ve kastımı bağışla; ki bunların tamamı benim katımdandır; benden meydana gelen durumlardır. Allah'ım yapıp öne sürdüğüm yapmayıp ertelediğim, açıktan yaptığım şeyler için beni mağfiret et. Çünkü bunların hepsini sen benden iyi bilirsin. Öne alan sonraya bırakan gerçekte Sensin ve Sen herşeye güç yetirensi n."
(Buhâri, K. Dualar, c. VII; s. 166; Müslim, Zikir k. c. III, s. 2087; H. No 70)
Gene Buhârî ve Müslim, Ebû Hüreyre'nin şöyle dediğini aktarmakt alar:
Ebû Hüreyre anlatıyor:
Rasûlullah'a:
"Ey Allah'ın elçisi, namazda tekbir ile kıraat arasında hangi duayı okuyorsun?" diye sorduğumda şöyle duâ ettiğini söyledi:
"Allah'ım! Doğu ile batının arasını birbirind en uzaklaştırdığın gibi benimle hatalarımın arasını da birbirind en uzaklaştır. Allah'ım! Beyaz elbisenin kirden temizlend iği gibi beni de hatalarımdan temizle. Allah'ım! Beni kar, buz ve soğuk su ile hatalarımdan yıka."
(Buhâri, Kitab-ül-Ezân, c. 1, s. 180; Müslim, K. Mesâcîd, c. I, s. 419, H. 147. Ebû Dâvud, K. Salât, c. 1, s. 493, H. No 781; Nesâî, c. II, s. 129; İbn Mâce, c. 1, s. 263, H. No 508; Ahmed, c. II, s. 494)
Ancak Müslim ve diğer bazı hadis kaynakları Rasûlullah'ın, başını rükû'dan kaldırdığı zaman bu duayı okuduğunu ifade etmişler.
(Müslim, c. 1, s. 346-347, H. No 204; Abdullah b. Ebû'l-Evfâ, Rasûlullah'ın şöyle duâ ettiğini rivayet etmiş: "Allah'ım! Gökler yer ve bunların dışında dilediğin şeyler doluşunca hamd sana aittir. Allah'ım beni kar, buz ve soğuk su ile günahlarımdan temizle; Allah'ım! Beyaz elbisenin kirden temizlend iği gibi beni günah ve hatalarımdan temizle." Ayrıca-Ahmed, El-Müsned, c. IV, s. 354)
Gene Müslim, Hz. Ali'den Rasûlullah'ın iftitah tekbiri (namaza başlama tekbiri)nin ardından şu duayı okuduğunu rivayet etmektedi r:
"Allah’ım! Sen, Meliksin. Sen’den başka ibadete layık ilah yoktur. Sen benim Rabbimsin, ben ise senin kulunum. Nefsime zulmettim, günahımı itiraf ettim. Benim bütün günahlarımı affet. Muhakkak ki günahları senden başka affedecek yoktur. Allah’ım! Beni en iyi ahlaka yönelt. Sen’den başka beni en iyi ahlaka yöneltecek yoktur. Kötü ahlakı benden uzaklaştır. Senden başka kötü ahlakı benden uzaklaştıracak yoktur. Buyur, Senin emrindeyi m. Hayırların hepsi senin elindedir . Şer sana nisbet edilmez. Ben seninim ve sana döneceğim. Sen Mübareksin, yücesin. Sana tevbe eder ve günahımın bağışlanmasını senden dilerim."
Yine Müslim Sahih'inde, Rasûlullah'ın secdede iken şöyle duâ ettiğini kaydetmiş:
"Allah'ım! Küçük-büyük, gizli-açık, önce ve sonra yaptığım günahların hepsini mağfiret et."
(Müslim, Kitab'üs-Salât, c.1, s. 350, H. No 216; Ebû Hüreyre'den; E. Dâvud, c. I, s. 547, H. No 878)
Öte yandan Sünen sahipleri, Rasûlullah'ın (sallallah u aleyhi ve sellem) at vb. binek hayvanına binerken şöyle duâ ettiğini İmâm Ali'den rivayet etmişlerdir:
"Bunu bizim emrimize veren Allah'ın şanı yücedir. Yoksa biz bunu hizmetimi ze yanaştıramazdık".
(Zuhrûf, 43/13) (Ebû Dâvud, Kitab'ül-Cihâd, c. III, s. 77, H. No 2602; Tirmizî, K. Da'avat, c. Vs. 501, H. No 3446; Nesâî, Amel'ül-Yevm Vel-leyle, s. 502; İbn Hibbân Sahih, s. 2380-2381; Hâkim, el-Müstedrek, c. II, s. 98-99; Beyhâkî, Sünen c. V, s. 252)
Rasûlullah ardından tekbir alır ve hamd eder sonra şöyle duâ ederdi:
"Şenin şanın yücedir. Ben kendime zulmettim . Beni mağfiret eyle. Çünkü Senden başka günahları mağfiret eden yoktur."
Ardından gülerek şöyle buyurdu Rasûlullah:
"Rabb, kulunun "beni bağışla; çünkü günahları Senden başka bağışlayacak hiç kimse yoktur" şeklinde duâ etmesinde n hoşlanır ve şöyle der:
"Kulum, benden başka günahları hiç kimsenin bağışlamayacağını öğrenmiş."
Cenâb-ı Hak Resûl'e şöyle duâ etmesini buyurdu:
"Kendinin, mü'min erkek ve mü'min kadınların günahı için mağfiret dile." (Muhammed, 47/19)
Devamla şöyle buyuruyor yüce Allah:
"Biz sana apaçık bir fetih verdik"
"Tâ ki Allah, senin günahından, geçmiş ve gelecek olanı bağışlasın, bütün tasalarını gidersin. Ve Sana olan nimetini tamamlasın ve Seni doğru bir yola iletsin." (Feth, 48/1-2)
Buhârî ve Müslim, şefaat hadisinde Rasûlullah'ın şöyle buyurduğunu kaydetmişler:
"Kıyamet günü kendisind en şefaat dileğinde bulunanla ra Mesih şöyle diyecek: "Muhammed'e gidin. Çünkü O, Allah'ın geçmiş ve gelecek tüm günahlarını bağışladığı bir kuldur."
(Buhârî ve Müslim bu hadisi. Enes'ten rivâyet etmişler; Kitabu't-Tevhîd, c. VIII, s. 173; Müslim, K. İman, c. 1, s. 180, H. No 193; Beyhâki,Şuab'ul-İman H. No 303)
Yine Buhârî Sahih'inde şu hadisi nakletmiş:
"Rasûlullah ayakları şişinceye dek ibadet ederdi:
Bunu görenler kendisine:
"Neden böyle yapıyorsun, oysa Allah senin geçmiş ve gelecek tüm günahlarını bağışlamıştır?" diye sorduklarında Rasûlullah (sallallah u aleyhi ve sellem):
"Rabbine şükreden bir kulda mı olmayayım." diye cevap verdi.
( Buhârî Kitabu't -Tefsir, c. VI, s. 44; Beyhâkî, Şuab'ul-İman, 33. Şube)
Bu konu ile ilgili kitab ve sünnette birçok nâss vardır. Bunun yanısıra sahabe, tabiin ve müslüman âlimlerden birbirini destekler mahiyette bir çok görüş vardır.
Peygamberlerin tevbesi
Yüce Allah Hz. Âdem, Nûh ve onlardan sonra, Peygamber lerin sonuncusu Hz. Muhammed'e -salat ve selâm hepsinin üzerine olsun- kadar gelen bazı peygamber lerin tevbesi hakkında bilgi vermekted ir.
Meselâ Kur'ân'ın son indirilen sûrelerinden birisi olan Nasr sûresinde Cenâb-ı Hak şöyle buyurmakt adır:
"Allah'ın yardımı ve fethi geldiği"
"Ve insanların dalga dalga Allah'ın dinine girdikler ini gördüğün zaman."
"Rabb'ine hamdedere k tesbih et. O'ndan mağfiret dile. Çünkü o, tevbeleri çok kabul edendir." (Nasr, 110-1-3)
Öte yandan Hz. Âişe Rasûlullah'ın (sallallah u aleyhi ve sellem)'ın rükû ve secdesind e genellikl e şöyle duâ ettiğini rivayet etmektedi r:
سُبْحَانَكَ اللَّهُمَّ رَبَّنا وَبِحَمْدِكَ ،اللَّهُمَّ اغفِر لي
"Rabbimiz olan Allah’ım! Seni her türlü noksan sıfatlardan tenzih eder ve hamdinle seni tesbih ederim. Allah’ım! Beni bağışla."
(Buhari, ezan bahsi, c. 1, s. 199; Kitabût-Tefsir, c. VI, s. 93; Müslim, Kitab-üs-Salât, c.1, s. 350; H. No 484; Ebû Dâvud, Kitab-us-Salât, Ah-med, El-Müsned, c. VI, s. 43, 49,190)
Nitekim Rasûlullah henüz böyle duâ etmezden önce Cenâb-ı Hak kendisine şu âyeti indirmiştir:
"Andolsun Allah, peygamber i ve güçlük saatinde ona uyan muhacirle ri ve ensârı affetti. O zaman içlerinden bir kısmının kalpleri kaymaya yüz tutmuş iken yine de onların tevbesini kabul buyurdu. Çünkü o, onlara karşı çok şefkatli, çom merhametl idir." (Tevbe, 9/17)
Konu ile alâkalı olarak Rasûlullah da şöyle buyurmuştur:
"Ey insanlar! Rabbinize tevbe edin; canımı elinde tutan Allah'a yemin ederim ki, ben günde yetmiş kereden fazla "estağfurullah'e ve etûbû ileyh" (Allah'tan mağfiret dilerim ve O'na tevbe ederim) derim."
(Buhârî, Kitâbü'd-Deavât (Dualar kitabı) c. VII, s. 145)
Öte yandan Müslim, el-Eğar el-Müzenî'den, Rasûlullah'ın (sallallah u aleyhi ve sellem) şöyle buyurduğunu rivayet etmektedi r. Rasûlullah -salat ve selâm üzerine- şöyle buyurdu:
"Elbette benim kalbimde bulutlanır; bundan dolayı günde yüz defa "estağfırullah" (Allah'dan mağfiret dilerim) derim."
(Müslim, Kitâb-üz-Zikir, c. III, s. 2075; H. No 41; Beyhâkî, Şuab'ul-İman, 47. Şu'be)
İbn Ömer aynı konu ile ilgili şöyle bir hadis rivayet etmektedi r:
Rasûlullah (sallallah u aleyhi ve sellem)'in bir mecliste, yüz kez şöyle duâ ettiğini saydık:
"Rabb'im, beni bağışla; tevbemi kabul buyur. Kuşkusuz sen tevbeleri çokça kabul buyuran ve günahları çokça bağışlayansın."
(Ebû Dâvud, K. Salât, c. II, s. 178, H. No 1616; Tirmizl, Kit. Dualar, c. V, s. 494, H. No 3434 İbn Mâce, K. Edeb, c. II, s. 1253, H. No 3814; Nesâî, Amel-ül-Yevm vel-Leyle, H. No 458; Buhârî, Edeb'ül-Müfred, s. 162, H. No 618; İbn Hibbân, Sahih, s. 2459)
Buhârî, Müslim, Ebû Musa'dan, Rasûlullah'ın şöyle duâ ettiğini nakletmek tedir:
"Allah'ım işlerimdeki hatalarımı, bilgisizl iğimi ve aşırılığımı bağışla. Zira sen onu benden çok daha iyi bilirsin. Allah'ım şakamı, ciddiyeti mi, hatamı ve kastımı bağışla; ki bunların tamamı benim katımdandır; benden meydana gelen durumlardır. Allah'ım yapıp öne sürdüğüm yapmayıp ertelediğim, açıktan yaptığım şeyler için beni mağfiret et. Çünkü bunların hepsini sen benden iyi bilirsin. Öne alan sonraya bırakan gerçekte Sensin ve Sen herşeye güç yetirensi n."
(Buhâri, K. Dualar, c. VII; s. 166; Müslim, Zikir k. c. III, s. 2087; H. No 70)
Gene Buhârî ve Müslim, Ebû Hüreyre'nin şöyle dediğini aktarmakt alar:
Ebû Hüreyre anlatıyor:
Rasûlullah'a:
"Ey Allah'ın elçisi, namazda tekbir ile kıraat arasında hangi duayı okuyorsun?" diye sorduğumda şöyle duâ ettiğini söyledi:
"Allah'ım! Doğu ile batının arasını birbirind en uzaklaştırdığın gibi benimle hatalarımın arasını da birbirind en uzaklaştır. Allah'ım! Beyaz elbisenin kirden temizlend iği gibi beni de hatalarımdan temizle. Allah'ım! Beni kar, buz ve soğuk su ile hatalarımdan yıka."
(Buhâri, Kitab-ül-Ezân, c. 1, s. 180; Müslim, K. Mesâcîd, c. I, s. 419, H. 147. Ebû Dâvud, K. Salât, c. 1, s. 493, H. No 781; Nesâî, c. II, s. 129; İbn Mâce, c. 1, s. 263, H. No 508; Ahmed, c. II, s. 494)
Ancak Müslim ve diğer bazı hadis kaynakları Rasûlullah'ın, başını rükû'dan kaldırdığı zaman bu duayı okuduğunu ifade etmişler.
(Müslim, c. 1, s. 346-347, H. No 204; Abdullah b. Ebû'l-Evfâ, Rasûlullah'ın şöyle duâ ettiğini rivayet etmiş: "Allah'ım! Gökler yer ve bunların dışında dilediğin şeyler doluşunca hamd sana aittir. Allah'ım beni kar, buz ve soğuk su ile günahlarımdan temizle; Allah'ım! Beyaz elbisenin kirden temizlend iği gibi beni günah ve hatalarımdan temizle." Ayrıca-Ahmed, El-Müsned, c. IV, s. 354)
Gene Müslim, Hz. Ali'den Rasûlullah'ın iftitah tekbiri (namaza başlama tekbiri)nin ardından şu duayı okuduğunu rivayet etmektedi r:
"Allah’ım! Sen, Meliksin. Sen’den başka ibadete layık ilah yoktur. Sen benim Rabbimsin, ben ise senin kulunum. Nefsime zulmettim, günahımı itiraf ettim. Benim bütün günahlarımı affet. Muhakkak ki günahları senden başka affedecek yoktur. Allah’ım! Beni en iyi ahlaka yönelt. Sen’den başka beni en iyi ahlaka yöneltecek yoktur. Kötü ahlakı benden uzaklaştır. Senden başka kötü ahlakı benden uzaklaştıracak yoktur. Buyur, Senin emrindeyi m. Hayırların hepsi senin elindedir . Şer sana nisbet edilmez. Ben seninim ve sana döneceğim. Sen Mübareksin, yücesin. Sana tevbe eder ve günahımın bağışlanmasını senden dilerim."
Yine Müslim Sahih'inde, Rasûlullah'ın secdede iken şöyle duâ ettiğini kaydetmiş:
"Allah'ım! Küçük-büyük, gizli-açık, önce ve sonra yaptığım günahların hepsini mağfiret et."
(Müslim, Kitab'üs-Salât, c.1, s. 350, H. No 216; Ebû Hüreyre'den; E. Dâvud, c. I, s. 547, H. No 878)
Öte yandan Sünen sahipleri, Rasûlullah'ın (sallallah u aleyhi ve sellem) at vb. binek hayvanına binerken şöyle duâ ettiğini İmâm Ali'den rivayet etmişlerdir:
"Bunu bizim emrimize veren Allah'ın şanı yücedir. Yoksa biz bunu hizmetimi ze yanaştıramazdık".
(Zuhrûf, 43/13) (Ebû Dâvud, Kitab'ül-Cihâd, c. III, s. 77, H. No 2602; Tirmizî, K. Da'avat, c. Vs. 501, H. No 3446; Nesâî, Amel'ül-Yevm Vel-leyle, s. 502; İbn Hibbân Sahih, s. 2380-2381; Hâkim, el-Müstedrek, c. II, s. 98-99; Beyhâkî, Sünen c. V, s. 252)
Rasûlullah ardından tekbir alır ve hamd eder sonra şöyle duâ ederdi:
"Şenin şanın yücedir. Ben kendime zulmettim . Beni mağfiret eyle. Çünkü Senden başka günahları mağfiret eden yoktur."
Ardından gülerek şöyle buyurdu Rasûlullah:
"Rabb, kulunun "beni bağışla; çünkü günahları Senden başka bağışlayacak hiç kimse yoktur" şeklinde duâ etmesinde n hoşlanır ve şöyle der:
"Kulum, benden başka günahları hiç kimsenin bağışlamayacağını öğrenmiş."
Cenâb-ı Hak Resûl'e şöyle duâ etmesini buyurdu:
"Kendinin, mü'min erkek ve mü'min kadınların günahı için mağfiret dile." (Muhammed, 47/19)
Devamla şöyle buyuruyor yüce Allah:
"Biz sana apaçık bir fetih verdik"
"Tâ ki Allah, senin günahından, geçmiş ve gelecek olanı bağışlasın, bütün tasalarını gidersin. Ve Sana olan nimetini tamamlasın ve Seni doğru bir yola iletsin." (Feth, 48/1-2)
Buhârî ve Müslim, şefaat hadisinde Rasûlullah'ın şöyle buyurduğunu kaydetmişler:
"Kıyamet günü kendisind en şefaat dileğinde bulunanla ra Mesih şöyle diyecek: "Muhammed'e gidin. Çünkü O, Allah'ın geçmiş ve gelecek tüm günahlarını bağışladığı bir kuldur."
(Buhârî ve Müslim bu hadisi. Enes'ten rivâyet etmişler; Kitabu't-Tevhîd, c. VIII, s. 173; Müslim, K. İman, c. 1, s. 180, H. No 193; Beyhâki,Şuab'ul-İman H. No 303)
Yine Buhârî Sahih'inde şu hadisi nakletmiş:
"Rasûlullah ayakları şişinceye dek ibadet ederdi:
Bunu görenler kendisine:
"Neden böyle yapıyorsun, oysa Allah senin geçmiş ve gelecek tüm günahlarını bağışlamıştır?" diye sorduklarında Rasûlullah (sallallah u aleyhi ve sellem):
"Rabbine şükreden bir kulda mı olmayayım." diye cevap verdi.
( Buhârî Kitabu't -Tefsir, c. VI, s. 44; Beyhâkî, Şuab'ul-İman, 33. Şube)
Bu konu ile ilgili kitab ve sünnette birçok nâss vardır. Bunun yanısıra sahabe, tabiin ve müslüman âlimlerden birbirini destekler mahiyette bir çok görüş vardır.