Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Recm Ayeti Nasıl Nash Oldu?

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
SerpentLord Çevrimdışı

SerpentLord

Üye
İslam-TR Üyesi
kafama çok takılan bir konu. forumdaki yazıyı okudum. ama anlamadığım nokta şudur ki bu ayet nasıl nash oluyor? yani peygamberimiz inen bu ayeti okuyor ama yazdırmıyor mu katiblere? tam olarak ayet nasıl nash oluyor?
 
Abdulmuizz Fida Çevrimiçi

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
İSLAM'DA RECM SABİTTİR
İlmi Konu - İslam'da Recm Sabittir
Kur'an, Sünnet (Hadis)'le Nesh Olunur mu? : "OLUR!"
https://www.islam-tr.org/konu/hadis-sünnet.11790/
Kur'an-ı Kerim'de Nesh ve Metnin Kaldırılıp, Hukmun Kalması
https://www.islam-tr.org/konu/kuran-ı-kerimde-nesh-ve-metnin-kaldırılıp-hukmun-kalması.22747/
Hadis Ayeti Nesh Eder mi?
Çözüldü - Kur'anda Nesh Var mı? Hadis Ayeti Nesh Eder mi?

Kardeşim, Kur'an-ı Kerim 22 yılda nazil olmuş , günümüzdeki gibi hali toplanma çalışmaları Ebu Bekir (r.anh)'ın hilafeti zamanında başlanmıştır. Bu sürece kadar parça parça, nusha nusha dağınık olarak ilk inerken yazdırılığı haliyle vahy kâtiblerinde duruyordu. Recm ayeti de mevcud idi.
Fakat ilk dönemlerde inmiş, sonraki dönemlerde tilaveti nesh olmuş fakat hükmü kalmış olan ayetler (recm, süt kardeşliği ayetleri gibi) olduğu gibi; tilaveti Kur'anda kalmış fakar hükmü kalkmış ayetler de mevcuddur. Hatta hem tilaveti hem hükmü kalkmış ayetler de vardır.
İşte Kur'an-ı Kerim'in sonraki dönemlerde mushaf haline getirilirken bu (tilaveti - okunması) nesh olmuş ayetler Kur'an-ı Kerime eklenmemiştir. Ömer (r.anh)'ın "Allah'a kasemle söylüyorum, eğer insanlar: "Ömer Allah Teâla' nın kitabına ilâvede bulundu" demeyecek olsalar, recm âyetini (Kitabullah'a) yazardım." sözünün içeriği de bundan bahsetmektedir. Yâni insanlar 'Kur'anda ayet yok' diye zinaya meyletmesinler veya 'recmi inkâr etmesinler diye' okunması nesh olan bu recm ayetini , bazı cahiller Ömer Kur'ana ilave yapıyor diye zannederek fitne çıkarmalarından korkmasaydım bu ayetin hükmünü hatırlatmak için Kur'an-ı Kerim'in kenarına şerh olarak yazardım buyurmuştur.


Ömer (r.anh)'in Okunması Nesh olunan Recm ayeti hakkındaki sözü

İbnu Abbâs (r.anhuma) anlatıyor:
" Ömer (r.anh)'i hutbe verirken dinledim. Şöyle demişti:
"Allah Teâla hazretleri Muhammed (s.a.v.)'i hak (din ile) gönderdi ve O'na Kitab'ı indirdi. Bu indirilenler arasında recm âyeti de vardı! Biz bu âyeti okuduk ve ezberledik. Ayrıca, Rasûlullah (s.a.v.) zinâ yapana recm cezasını tatbik etti, ondan sonra da biz tatbik ettik. Ben şu endişeyi taşıyorum: Aradan uzun zaman geçince, bazıları çıkıp: "Biz Kitabullah'da recm cezasını görmüyoruz (deyip inkâra sapabilecek ve) Allah'ın kitabında indirdiği bir farzı terkederek dalâlete düşebilecektir.
Bilesiniz, recm, kadın ve erkekten muhsan olanların zinâları, -delil veya hamilelik veya itiraf yoluyla- subût bulduğu takdirde, onlara tatbik edilmesi gereken Kitabullah'da mevcut bir haktır. Allah'a kasemle söylüyorum, eğer insanlar: "Ömer Allah Teâla' nın kitabına ilâvede bulundu" demeyecek olsalar, recm âyetini (Kitabullah'a) yazardım."
(Buhârî, Hudud 31, 30, Mezâlim 19, Menâkibu'l-Ensar 46, Megâzi 21, İ'tisâm 16; Muslim, Hudud 15, (1691); Muvatta, Hudud 8, 10, (, 823, 824); Tirmizî, Hudud 7, (1431); Ebu Dâvud, Hudud 23, (4418)

İzahı

1- Bu hadis, hadis kaynaklarında farklı vecihlerle rivayet edilmiştir. Muvatta'nın bir rivayeti daha açıktır:
"Ömer (r.anh) haccdan çıkınca Medine'ye geldi. Orada halka hitaben şunları söyledi: "Ey insanlar! Sizlere bir kısım sünnetler ve farzlar teşrî edildi. Size çok açık bir din bırakıldı. Recm âyeti hususunda kendinizi sakın tehlikeye atmayın. İçinizden biri: "Biz Allah'ın kitabında iki haddi (1) bulamıyoruz" diyebilir. Şurası muhakkak ki Rasûlullah da, biz de (zinâ edenlere) recm uyguladık. Nefsimi elinde tutan Zât-ı Zulcelâl'e yemin ederim, insanlar "Ömer Kitabullah'a (onda olmayan şeyi) ilavede bulundu"demiyecek olsalar, (Kur'ân'ın sonuna) şu âyeti elimle yazardım:

اَلشَّيخُوَالشَّيْخَةُإِذَازَنَيَافَارْجُمُوهُمَااَلْبَتَّةَ
"Yaşlı bir erkek ve yaşlı bir kadın zinâ edecek olurlarsa onları mutlaka recmedin."

İmam Mâlik, burada geçen yaşlı erkek ve yaşlı kadın tâbirlerini "dul erkek", "dul kadın" diye açıklar.
Parantez içindeki ziyadeler başka rivayetlerden alınarak dercedilmiştir.
Nesâî'de Ubey İbnu Ka'b'dan kaydedilen rivayette recm âyetinin Ahzâb sûresinde gelmiş olduğu belirtilir.

2- Neshle ilgili konulardan biri de, tilâveti mensuh, hükmü bâki âyetlerin varlığıdır. İşte Recm ayeti bunlardandır.

3- İbnu Hacer: "Ömer (r.anh)'in korktuğu husus vukua gelmiştir. Zîra Haricîlerin büyük çoğunluğu ile bir kısım Mu'tezile, recmi inkar ettiler" der.

4- Recm cezası Peygamber tarafından erkek olan Mâîz İbnu Mâlik el-Eslemî (r.anh)'ye tatbik edilmiştir. Mâiz, bizzat gelerek, Peygamber (s.a.v.)'e zinâ yaptığını itiraf etmiştir. Rasûlullah, onu üç sefer reddeder. Mâiz dördüncü sefer müracaat ederek zinâ yaptığını beyan edince, yakınlarına: "Bunun aklında bir eksiklik var mıydı?" diye sorar. "Yoktu!" cevabını alınca recmedilmesini emreder ve recmedilir.

Kadın olarak da Gâmidiyye (radıyallahu anhâ) recmedilmiştir. Bu da kendisi gelip Peygamber'e "Ey Allah'ın Rasûlü, beni temizle!" diye itirafta bulunmuş, Rasûlullah onu: "Git!" diye geri çevirmiş, ancak o, ertesi günü tekrar gelib hâmile olduğunu da belirtmiştir.
Rasûlullah çocuğunu doğurmasını söylemiş, doğumdan sonra gelince "sütten kesilinceye kadar" mühlet vermiş, çocuk sütten kesilince tekrar gelen kadının recmedilmesini emretmiştir.
Gâmidiyye ile ilgili rivayette Hâlid İbnu Velid'in attığı taşın kadında açtığı yaradan yüzüne kan sıçrayınca, Halid (r.anh) kadına küfreder. Ancak Peygamber mudahale ederek:
"- Yapma! Ruhumu elinde tutan Zât-ı Zulcelâl'e yemin olsun, o öyle bir tevbede bulundu ki, öylesini alışveriş sahtekârları yapsaydı affa uğrarlardı" buyurur.

Kadının cenaze namazını kıldırır ve defnedilir.
Keza, Yahudilerin mürâcaatı üzerine, Peygamber (s.a.v.) zinâ yapan bir Yahudi çiftine de recm tatbik eder.

5- Şarihler, " Ömer (r.anh)'in: "İnsanlar: "Ömer Allah'ın Kitabına ilavede bulundu" demeyecek olsalar, recm âyetini Kur'ân' ın sonuna yazardım" demesini, mübalağaya ve recmi tatbik etmeye teşvike hamlederler.

"Zîra, derler, âyetin lafzı neshedilse de mânası bakidir. Ömer gibi, fıkhı, ilmi yüce bir şahsiyetin lafzı neshedilen bir âyeti, Kur'ân-ı Kerim'e yazmaya kalkması düşünülemez."
Kur'ân-ı Kerim, Ashab'ın huzurunda, bugünkü haliyle ihtilafsız olarak cem'edilmiştir. Recm âyetinin Kur'ân-ı Kerim'e lafzen girmeyeceği hususunda icma vardır. Rasûlullah'a gelen vahiylerden bir kısmının lafzen, bir kısmının hükmen, bir kısmının hem lafzen ve hem de hükmen nesh edildiği Ashab'ca bilinen bir husustur. Bu durumu açıklayan rivayetler gelmiş, ulema bunların değerlendirmesini yapmıştır. Daha önceki bahislerde, Rasûlullah'ın her Ramadan ayında, o zamana kadar inmiş olan âyetleri önce Cebrâil (aleyhisselam)'e, sonra da halka okuyarak "arza" yaptığını, Cebrâil'e okuyarak hatası, yanlışı varsa tashih ettirdiğini, halka okumakla da onların hatalarını düzelttiğini, işte bu arzalarda, lafzı neshedilen vahiylerin de Kur'ân-ı Kerim'den çıkarıldığını belirtmiştik. Rasûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) ömrünün son Ramadan'ında arzayı iki sefer yapmıştır. Buna arza-i âhire denir.

6- Zinâ eden kadın ve erkek muhsan olduğu takdirde recm edilirler. Zinâ, itiraf veya beyyine ile sâbit olur.
İtiraf : Kişinin zinâ yaptığını kadıya gelip beyan etmesidir.
Beyyine: Şehâdeti makbul dört erkeğin veya sekiz kadının zinâya şahidlik yapmasıdır. Şahidlerin sayısı bu rakamdan aşağı düşerse zinâ suçu sübût bulmaz. Âlimler bu hususlarda ittifak ederler. Ancak itirafın sayısı ve şahidlerin sıfatları gibi bazı teferruatta ihtilâf vaki olmuştur. Sözgelimi Hanefîlerle Hanbelîler itirafın dört ayrı mecliste vaki olmasını şart koşarlar. İmam Mâlik ve Şâfiî'ye göre, kişinin zinâ yaptığını bir kere ikrar etmesi kâfidir, suç subût bulur.

7- Gebelik zinâya delil olur mu?
Bu husus ihtilaflıdır.
Ömer (r.anh)'e göre, gebelik zinâya delildir, recme sebeb olur. İmam Mâlik ve ashâbı da aynı kanaattedirler: "Kocası veya efendisi bilinmeyen bir kadın gebe olur ve zinâya icbar edildiği de bilinmezse, recmi gerekir. Ancak yabancı ise ve çocuğun kocasından veya efendisinden olduğunu söylerse beyanına itibar edilir" demişlerdir.
İmam Âzam, Şâfiî ve ulemânın cumhuruna göre, gebelik mutlak surette zinâya delil olmaz. Bu hususta, kadının kocası veya efendisi olmuş olmamış, kadın yerli veya yabancı olmuş, zinâya mecbur edildiğini söylemiş, söylememiş hüküm aynıdır. Beyyine olmadıkça veya itirafta bulunmadıkça recmedilemez. Zîra şer'î hadler şubhe ile ortadan kalkar ve sâkıt olur.
 
SerpentLord Çevrimdışı

SerpentLord

Üye
İslam-TR Üyesi
Kardeşim, Kur'an-ı Kerim 22 yılda nazil olmuş , günümüzdeki gibi hali toplanma çalışmaları Ebu Bekir (r.anh)'ın hilafeti zamanında başlanmıştır. Bu sürece kadar parça parça, nusha nusha dağınık olarak ilk inerken yazdırılığı haliyle sır kâtiblerinde duruyordu. Recm ayeti de mevcud idi.
Fakat ilk dönemlerde inmiş, sonraki dönemlerde tilaveti nesh olmuş fakat hükmü kalmış olan ayetler (recm, süt kardeşliği ayetleri gibi) olduğu gibi; tilaveti Kur'anda kalmış fakar hükmü kalkmış ayetler de mevcuddur. Hatta hem tilaveti hem hükmü kalkmış ayetler de vardır.
İşte Kur'an-ı Kerim'in sonraki dönemlerde mushaf haline getirilirken bu (tilaveti - okunması) nesh olmuş ayetler Kur'an-ı Kerime eklenmemiştir. Ömer (r.anh)'ın "Allah'a kasemle söylüyorum, eğer insanlar: "Ömer Allah Teâla' nın kitabına ilâvede bulundu" demeyecek olsalar, recm âyetini (Kitabullah'a) yazardım." sözünün içeriği de bundan bahsetmektedir. Yâni insanlar 'Kur'anda ayet yok' diye zinaya meyletmesinler veya 'recmi inkâr etmesinler diye' okunması nesh olan bu recm ayetini , bazı cahiller Ömer Kur'ana ilave yapıyor diye zannederek fitne çıkarmalarından korkmasaydım bu ayetin hükmünü hatırlatmak için Kur'an-ı Kerim'in kenarına şerh olarak yazardım buyurmuştur.

heh işte ben de tam bunu soruyordum. recm ayeti nin sonraki dönemlerde tilaveti nesh olmuş fakat hükmü kalmış olduğunu peygamberimiz mi insanlara bildiriyor bu nesh olmuştur diye ? yoksa nerden anlayacaklar ki bunun nesh olduğunu da musafa geçirmeyecekler?
 
Abdulmuizz Fida Çevrimiçi

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Tâbi ki Rasulullah (s.a.v.) bildirmeden kim kendi kafasına göre bunu yapabilir. Yoksa Kur'an ayeti niye toplanan Kur'ana yazılmıyor diye itiraz edecek bir sahabe olmaz mı? O kadar hafız sahabe mevcud iken üstelik. Her sahabe Rasulullah'ın yanında devamlı bulunmadığı için haberi olmayanların olması mumkundur. Nitekim mut'a nikahın ve ehl-i eşek etinin haram kılınmas gibi
 
SerpentLord Çevrimdışı

SerpentLord

Üye
İslam-TR Üyesi
Tâbi ki Rasulullah (s.a.v.) bildirmeden kim kendi kafasına göre bunu yapabilir. Yoksa Kur'an ayeti niye toplanan Kur'ana yazılmıyor diye itiraz edecek bir sahabe olmaz mı? O kadar hafız sahabe mevcud iken üstelik. Her sahabe Rasulullah'ın yanında devamlı bulunmadığı için haberi olmayanların olması mumkundur. Nitekim mut'a nikahın ve ehl-i eşek etinin haram kılınmas gibi


bu dediğiniz doğru açıklama gibi ama bu olayla çakışmış oluyor o zaman

Biz Mervan’ın yanındaydık, içimizde Zeyd de vardı. Zeyd: "Biz zina eden ihtiyar erkeği ve ihtiyar kadını mutlaka recm edin, diye okurduk" dedi.
Mervan: "Onu mushafa yazmadın mı?" diye sordu da, o şöyle dedi: "Biz bunu zikretmiştik. Ömer İbnu’l Hattab da içimizdeydi. Size bu hususta yeterli bilgi vereyim mi?" dedi.
Biz: "Nasıl?" diye sorduk da, şöyle dedi: "Bir adam Peygamber (s.a.v.)’e; "Ey Allah’ın elçisi, bana recm ayetini yazdır." dedi.
Allah Râsulu (s.a.v.): "Şimdi yazdıramam, veya benzeri bir söz söyledi."
(İbn Kesir : 11.c / 5687.s, Ebu Ya’la, Nesei)

bu yazıya göre peygamberimiz bu ayeti hiç yazdırmamış oluyor. bu yazıyı ciddiye almalımıyız? çakışıyor çünkü iki açıklama siz yazılmıştır demiştiniz.
 
Abdulmuizz Fida Çevrimiçi

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Hayır kardeşim, aksine bu rivâyet benim yukarıdaki düşüncemi destekliyor. Tâbi rivâyetin sıhhatine hiç bakmadım ve değinmiyorum. Sahih kabul ederek yorum yapıyorum. Ayrıca Rasulullah (s.a.v.)'ın (o an) yazdırmama sebebi onlarca olabilir. Fakat bu sizin tezini doğrulamaz. Çünkü recm konusunda ayet olmamış olsa sahabe ayet olduğunu bilerek sormaz, Rasulullah'dan bu konudaki hükmü(görüşü)nü sorardı. Bu isteğe Rasulullah (s.a.v.) de 'şimdi yazdırmamam' değil, bilâkis "bu konuda Rabbim daha hukum bildirmedi (indirmedi)" demesi gerekirdi.

Aşağıda sahih hadis-i şerifte recm hakkında ayet olduğu zikredilmektedir:

İbnu Abbas (radıyallahu anhuma) anlatıyor:
"Ömer (radıyallahu anh)'i hutbe verirken dinledim. Şöyle demişti:

"Allah Teala hazretleri Muhammed (aleyhissalatu vesselam)'i hak (din ile) gönderdi ve O'na Kitab'ı indirdi. Bu indirilenler arasında recm ayeti de vardı! Biz bu ayeti okuduk ve ezberledik.
Ayrıca, Rasulullah (aleyhissalatu vesselam) zina yapana recm cezasını tatbik etti, ondan sonra da biz tatbik ettik. Ben şu endişeyi taşıyorum:
Aradan uzun zaman geçince, bazıları çıkıb: "Biz Kitabullah'da recm cezasını görmüyoruz
(deyip inkara sapabilecek ve) Allah'ın kitabında indirdiği bir farzı terkederek dalalete düşebilecektir.

Bilesiniz, recm, kadın ve erkekten muhsan olanların zinaları, -delil veya hamilelik veya itiraf yoluyla- subut bulduğu takdirde, onlara tatbik edilmesi gereken Kitabullah'da mevcut bir haktır. Allah'a kasemle söylüyorum, eğer insanlar: "Ömer Allah Teala' nın kitabına ilavede bulundu" demeyecek olsalar, recm ayetini (Kitabullah'ın kenarına şerh olarak) yazardım."
[Buhari, Hudud 31, 30, Mezalim 19, Menakibu'l-Ensar 46, Megazi 21, İ'tisam 16;
Muslim, Hudud 15, (1691);
Muvatta, Hudud 8, 10, (, 823, 824);
Tirmizi, Hudud 7, (1431);
Ebu Davud, Hudud 23, (4418).
 
SerpentLord Çevrimdışı

SerpentLord

Üye
İslam-TR Üyesi
Hayır kardeşim, aksine bu rivâyet benim yukarıdaki düşüncemi destekliyor. Tâbi rivâyetin sıhhatine hiç bakmadım ve değinmiyorum. Sahih kabul ederek yorum yapıyorum. Ayrıca Rasulullah (s.a.v.)'ın (o an) yazdırmama sebebi onlarca olabilir. Fakat bu sizin tezini doğrulamaz. Çünkü recm konusunda ayet olmamış olsa sahabe ayet olduğunu bilerek sormaz, Rasulullah'dan bu konudaki hükmü(görüşü)nü sorardı. Bu isteğe Rasulullah (s.a.v.) de 'şimdi yazdırmamam' değil, bilâkis "bu konuda Rabbim daha hukum bildirmedi (indirmedi)" demesi gerekirdi.

Aşağıda sahih hadis-i şerifte recm hakkında ayet olduğu zikredilmektedir:

İbnu Abbas (radıyallahu anhuma) anlatıyor:
"Ömer (radıyallahu anh)'i hutbe verirken dinledim. Şöyle demişti:

"Allah Teala hazretleri Muhammed (aleyhissalatu vesselam)'i hak (din ile) gönderdi ve O'na Kitab'ı indirdi. Bu indirilenler arasında recm ayeti de vardı! Biz bu ayeti okuduk ve ezberledik.
Ayrıca, Rasulullah (aleyhissalatu vesselam) zina yapana recm cezasını tatbik etti, ondan sonra da biz tatbik ettik. Ben şu endişeyi taşıyorum:
Aradan uzun zaman geçince, bazıları çıkıb: "Biz Kitabullah'da recm cezasını görmüyoruz (deyib inkara sapabilecek ve) Allah'ın kitabında indirdiği bir farzı terkederek dalalete düşebilecektir.

Bilesiniz, recm, kadın ve erkekten muhsan olanların zinaları, -delil veya hamilelik veya itiraf yoluyla- subut bulduğu takdirde, onlara tatbik edilmesi gereken Kitabullah'da mevcut bir haktır. Allah'a kasemle söylüyorum, eğer insanlar: "Ömer Allah Teala' nın kitabına ilavede bulundu" demeyecek olsalar, recm ayetini (Kitabullah'a) yazardım."
[Buhari, Hudud 31, 30, Mezalim 19, Menakibu'l-Ensar 46, Megazi 21, İ'tisam 16;
Muslim, Hudud 15, (1691);
Muvatta, Hudud 8, 10, (, 823, 824);
Tirmizi, Hudud 7, (1431);
Ebu Davud, Hudud 23, (4418).


yani akhim sonuç olarak olay sıralaması şu şekilde mi oluyor?

ramadan'da ayet iner > peygamberimiz ilk seferde yazdırmaz(burda nesr olduğu bildirilmediği halde yazdırmaz) > sonra yazdırılır > peygamberimiz nesr olduğunu açıklar > peygamberimiz vefat eder > kuran toplanır > nesr olan ayetler yazılmaz.
 
Abdulmuizz Fida Çevrimiçi

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Kardeşim bu zaman dilimlerini nasıl tesbit ettin anlamadım. Ben böyle bir şey demedim.

Ayet vahyolunduğu zaman Rasulullah (s.a.v.) vahy kâtiblerine ayeti yazdırır ve hangi sureye ekleneceği ve sıralamasını bildirirdi. Rasulullah (s.a.v.) hayattayken nesh olan oldu, din tamamlandı Kur'an nihayetini aldı. Fakat elimizdeki mushaf halinde değildi, toparlanmamıştı. Rasulullah'ın vefatından sonra Yemame savaşında 70 hafızın şehadeti üzerine Kuran-ı Kerimin bir araya getirilerek toparlanması ihtiyacı hissedilince Halife Ebu Bekir (r.anh), vahiy kâtiblerini Zeyd bin Sabit (r.anh) emri altında bir araya toplayıp, saklanmış ayetlerin bir araya getirilerek Kur'an-ı Kerim'in günümüzdeki haline getirilmiştir. Bu esnada Rasulullah (s.a.v.)'in kendilerine bildirdiği kıraati nesh olan ayetler (zina ayeti de dahil) eklenmemiş, eklenen ayetler de vahy kâtiblerine yazdırılırken Rasulullahın sıralamasında dikkat çektiği ikazlarına riayet edilerek günümüzdeki mushafta ummet ittifak etmiştir.
Konu hakkında diyecek bir şey benim açımdan kalmadığı için kapanmıştır.


İlgili Konu:


Kur'an-ı Kerim'in Ne zaman Yazıldı, Toparlanıp Mushaf Haline Getirildi ?
Çözüldü - Kur'an-ı Kerim ve Hadisi-i Şeriflerin Toparlanıp Yazılması
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst Ana Sayfa Alt