Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Rehine konsolos yardımcısı, Suudi yönetimi ifşa etti!

H Çevrimdışı

Hamza el Hatib

Üyeliği İptal Edildi
Banned
rehine-konsolos-yardimcisi-suudi-yonetimi-ifsa-etti.jpg


Rehine konsolos yardımcısı, Suudi yönetimi ifşa etti!

Yemen’deki El Kaide Örgütü’nün elinde rehine bulunan Suudi konsolos yardımcısı Abdullah Muhammed Halife El Halidi, örgütün medya kolu Melahim Medya’ya verdiği röportajda Suudi yönetimi hakkında çok önemli bilgiler verdi. El Halidi, Suudi Arabistan’ın bölgede gerçek anlamda şeriatı uygulayan bir rejimin gelmesinden korktuğunu vurguladı.


Incanews / Defne Bayrak


Yemen’deki El Kaide’nin elinde rehine tutulan Suudi konsolos yardımcısı, örgüte tabi medya kuruluşu El Melahim’in yayınladığı röportajda, ABD’nin Suudi Arabistan topraklarında Yemen’deki savaşçıları –Şeyh Enver El Evlaki de dahil olmak üzere- vurmada kullandığı gizli hava üssüne ilişkin soruya şöyle cevap verdi: ‘Fayda; yani genel fayda için şunu açıklayabiliriz: El Kaide’ye karşı sürdürülen savaş her yönden sürdürülüyor. Yani davet yönünden askeri yönden… Bilindiği gibi Şeyh Enver davetçi; yani savaşçı değil davetçiydi. Ancak bazen dil, Hint kılıcından daha şiddetli ve keskin olabiliyor. Suudi Hükümeti, El Kaide’yi ilgilendiren her şeye karşı savaşıyor. Sebep ise İslamî şeriatı ve kanunları temsil eden bir rejimin varlığını istemiyor olması. Bunu uygulamak isteyenlerin de ‘terörist’, ‘radikal’ ya da ‘tekfir cemaati’ diye isimlendirilmesi farketmiyor. El Kaide’nin uygulamak istediği İslami bir model var. Suudi hükümeti ise bunu reddediyor.

Suudi Arabistan’ın her nerede olursa olsun şeriatı uygulayan İslami bir rejimin varlığından korktuğuna dikkat çeken Suudi konsolos yardımcısı sözlerini şöyle sürdürdü: Suudi Arabistan ve Körfez devletlerini takip eden bir kişi, Arap Baharı devletlerindeki durgun suyu hareket ettirenin Suudi Arabistan olduğunu farkeder. Bu konuda Tunus ve Mısır’dan örnek verelim. Mısır’da (tabi ki mevcut) ve Tunus’ta Müslüman Kardeşlerin hareketi bulunuyor. İslam’ı tam olarak temsil etmeseler de bazı şeyleri uyguluyorlar. Ancak –ne olursa olsun- İslami bir hareketin yönetimde bulunması laik bir hareketten çok daha iyidir. Buna karşın Suudi hükümeti memnun olmuyor. Tabi ki sebep, bu hükümetin, bu hareketlerin varlığı ya da iktidara gelip İslam’ın rükünlerini adım adım da olsa uygulamaya başlaması ve Mısır ile Tunus’ta İslami modelin kemale ermesi.

İkincisi; böyle bir şey Suudi hükümetine olumsuz olarak döner. Çünkü Suudi vatandaş, bu ülkelerde şeriat uygulandığı takdirde ‘vallahi bizim Suudi Arabistan topraklarında yönetildiğimiz rejim İslam rejiminden farklıymış’ diyecek. Bu bir açıdan!

Daha derin bir şekilde bakalım! Diğer bir açıdan; hükümet ya da rejim, Arap Baharı’nın Suudi topraklarına intikal etmesinden ya da bulaşmasından korkuyor. Doğrusu Suudi sokaklarında zaten bir huzursuzluk söz konusu. Sosyal siteleri takip eden, okuyan, bilgisi olan kişi açık ve net bir huzursuzluk olduğunu görür. Bunun sebebi de şu anda içine düştüğümüz hatalar. Bu hataların arasında da benim bir senedir burada bulunup çıkarılmamamdır. Sorunlar gerektiği gibi çözülseydi bunlar olmazdı.’

Suudi Arabistan ABD’nin emirlerine tabidir

2012 yılının Mart ayında kaçırılan Yemen’deki Suudi konsolos yardımcısı Abdullah Muhammed Halife El Halidi, Suudi Arabistan’ın Amerika ile ilişkilerinin düzeyi hususunda sorulan soruya ise şöyle cevap verdi: ‘Ben Al-i Suud’un Amerika için çeşitli yönlerden zenginlik kaynağı olduğunu düşünüyorum. Bu kaynakların birincisi petrol. Petrol, dünyanın hayatında bir damar ya da sinir mesabetindedir. Herhangi bir petrol krizinden Amerika’nın etkilenmesi gerekir. Suudi Arabistan ve diğer dünya ülkeleri Amerika’ya ucuz petrol sattığı sürece ise Amerika’nın ekonomisi istikrarlıdır, demektir.

İkincisi: Suudi Arabistan devleti ya da hükümetinin elinde Harameyn bulunuyor. Harameyn ise Müslümanların kıblesi. Suudi Arabistan’ın kullandığı bir slogan var bu da İslam sloganı. ABD bu sloganı Suudi hükümeti aracılığıyla kullanmak istiyor.

Sonra Suudi hükümeti vatandaşın ya da vatanın menfaatine değil bir grup şahsın ya da tabiri caizse ‘ailenin’ menfaatine bakıyor. Konuya daha geniş bir şekilde değinelim. Suudi Ailesi ya da Al-i Suud’un yönetimde kalıp bundan sonraki nesiller geldiğinde de hükmünün sürmesi Amerika’nın Suudi rejimini koruması, bu rejimin sürmesi ve kalması içindir. Ki bu yolda Suudi hükümeti Amerika’nın siyasetlerine göz yummakta ya da daha doğrusu boyun eğmektedir. Bunun delili ise hükümetin, ABD’nin Irak’a girip Irak’ı vurmasını, Irak’ı yerle bir edip iflas ettirmesini, Irak’taki Sünnileri tehdit etmesini onaylamasıdır. Peki ne karşılığında? Hiçbir şey!

Tüm bu davadan ne fayda etti? İran, Irak’ı altın tabak içinde teslim aldı. Irak’taki Şiiler, Sünnilerin boyunlarını ele geçirdi. Şii rejimi elinde Sünnilerden Müslüman kız kardeşlerimize tecavüz edildiğinden bahseden Irak hapishaneleri trajedileri açıktır. Irak hapishanelerinde on binlerce tutuklu var.’

Suudi konsolos yardımcısı, Iraklı Şii milislerin İran’da eğitim gördüğüne dikkat çektikten sonra ise bu durumun Suudi hükümetinin İslami menfaati, ulusal menfaati ve de vatandaşın menfaatini düşünmediğine en büyük delil olduğunu ifade etti.

Suudi rejimi, ailenin iktidarda kalması uğruna Sünnilerin çıkarlarını feda etti

Hak Haber Ajansı’nın haberine göre El Halidi sözlerine şöyle devam etti: ‘İslam menfaati… Tabi ki İslam ümmetinin ehli, Ehli sünnet ve’l cemaattir. Çünkü dünyadaki Müslümanların büyük çoğunluğu Ehli sünnet ve’l cemaat’a tabidir. Buna rağmen Suudi hükümeti Irak’taki Sünnileri feda etti. Ne karşılığında? Suudi rejimi, Riyad’da iktidar koltuğunda kalsın, karşılığında. Irak’taki, İran’daki hatta Suriye’deki Sünnileri görmezden geldi, onları önemsemedi, itibar etmedi. Şu anda Sünniler Suriye’de öldürülüyor. Irak’ta değil Suriye’de bile Nusayri-batıni rejime karşı savaşan Suriyeli savaşçıların donatılmaması hususunda Amerika’nın emirlerine boyun eğdi. Neden?... Boyun eğdi. Hatta bazı şeyhleri; ürdün’deki, Lübnan’daki Sünnilere (Suriyeli mülteciler) barınak sağlanması, soğuktan, yağmurdan korunmaları için az bir bağış toplayan ya da toplamak isteyen, evlerinde barındırıp koruyan şeyhleri tutukladı. Bu gizli bir şey değil. Aksine herkes biliyor. Sosyal paylaşım sitelerine gir. Toplumun huzursuz olduğunu göreceksin. Bunlar, toplumu huzursuz eden konulardan bazıları; önemli konular! Buna karşın hükümet boyun eğiyor, alçalıyor. Neden? … karşılığında. Hükümet, Amerika’yı memnun etmek ya da Suudi rejiminin iktidar koltuğunda kalmasını devam ettirebilmek için Amerikan hükümetinin politikalarına boyun eğiyor.’

Suudi Arabistan’ın Yemen’deki konsolos yardımcısı Abdullah Muhammed Halife El Halidi 2012 yılının Mart ayında El Kaide Örgütü üyelerince kaçırılmıştı. El Halidi bir yıl boyunca Suudi hükümetine iki video aracılığıyla seslenmiş, kendisinin serbest bırakılması karşılığında örgütün taleplerini sunmuştu. Bu taleplerin başında ise Suudi hapishanelerinde esir Sünni kadınların serbest bırakılması yer alıyordu. Ancak Suudi hükümeti dava ile hiçbir etkileşimde bulunmayarak konsolos yardımcısını kaderiyle başbaşa bırakma yolunu seçti.



 
Üst Ana Sayfa Alt