''RİSALE-İ NUR ŞİRK ÇIKMAZI''
3.2.3. EBCEDİN KULLANILDIĞI YERLER
Sayı değerlerinden faydalanılarak, ebced çeşitli yerlerde kullanılmıştır. Başlıcaları şunlardır:
1) Günlük İhtiyaçlarda: Günlük ve çeşitli ihtiyaçlar için, rakam yerine kullanılmıştır. Yalnız, bu harfler, rakamlar gibi soldan sağa değil, sağdan sola doğru yazılmışlardır. Harfler çok bitişiktir.
2) Kitap Sayfalarında: Arap harfleriyle yazılmış olan ön söz, sunu, beğence, içindekiler ve dizin gibi kitabın asıl bölümlerinden ayrı olan sayfalar, bu harflerle numaralandırılmıştır. Örneğin Celâleddin Harzemşah’ın ön sözünün bütün sayfaları ebced harfleriyle numaralandırılmıştır (yazarı Namık Kemal’dir). İdes’e, yazarı Osman Adil ve Recaizade M. Ekrem tarafından yazılmış olan 90 sayfa tutan ön sözler ebcedle numaralandırılmıştır.
Ebced harflerinin sıra ile, fakat sayı değerlerine uyulmadan da kullanıldığı olmuştur. Ebcedin 28 harfi, 1’den 28’e kadar rakam olarak alınmıştır. Adlarını anacağımız kitapların ön sözlerinin sayfa numaraları da bu yoldadır:
Ahmet Refik, Makine Nazariyatı ve Tatbikatı, İstanbul 1314; Askerî Mecmua Tarih Kısmı, İstanbul 1927-1928; Yorgaki, Usûl-ı Cezaiye Kitabının Deavi Bölümü, İstanbul 1324; Osman Ergin, Mecelle-i Umur-ı Belediye, İstanbul 1338; Ahmet Midhat, Kâinat, İstanbul 1288-1299...
Ahmet Kemal’in Tarih-i Kadim-i Mısriyyîn ve Asar-ı Bedayi-i Akdem’in 22 sayfalık ön sözü Osmanlı alfabesinin harf sırasına göre numaralandırılmıştır.[382]
Ali Özek’in başkanlığında bir heyet tarafından hazırlanan ve Medine-i Münevvere, 1407/1987’de basılan Kur'ân-ı Kerim ve Açıklamalı Meâli’nin sonundaki Ta‘rîfu bihâze’l-Mushafi’ş-Şerîf başlıklı 10 sayfalık açıklama da ebced elifbasıyla numaralandırılmıştır.
Bu tarz kullanım, ülkemizde Lâtin harfleri ile yazılmış kitapların ön sözlerinin Roma rakamlarıyla numaralandırılmasına benzemektedir. Kullandığımız alfabenin harfleriyle numaralandırılmış mukaddimelere de rastlanmaktadır. Örneğin; İbn Hacer’in eseri Bulûğ el-Merâm’ın Ahmed Davudoğlu tarafından hazırlanan tercüme ve şerhi böyledir: Ahmed Davudoğlu, Selâmet Yolları, Sönmez Neşriyat, İstanbul 1977.
3) Yazı Bölümlerinde: Rakamla ya da "evvelâ, sâniyen" gibi sözcüklerle başlamış olan yazı bölümlerinin içinde kalan öteki sayılar ve bölümler, ebced harfleriyle gösterilmiştir.
4) Matematik ve Fizikte: Ebced, matematik ve fizikte de değerler yerine kullanılmıştır. Yalnız "se‘afaṣ" harfleriyle bilinmeyen; diğer harflerle bilinen değerler gösterilmiştir.[383]
Ebced hesabı, İslâmdan önceki Arapların kullandıkları bir sayı sisteminden ibarettir. Araplar, rakam dediğimiz özel işaretlere sahip olmadıklarından, sayıları harflerle ifade ediyorlardı. Geçmişteki sayı sistemlerinden biri olmaktan öte bir anlamı olmayan ebced hesabının değeri, hâlen yararlanılmakta olan Roma rakamı denilen sayı sisteminin değerinden fazla değildir. Ebced harflerinin sayı değerlerini gösteren tablo gibi, okurun aşina olduğunu tahmin ettiğimiz Romalıların sistemini gösteren tabloyu da verelim:
Yüzler
Onlar
Birler
100-(C)
10-(X)
1-(I)
200-(CC)
20-(XX)
2-(II)
300-(CCC)
30-(XXX)
3-(III)
400-(CD)
40-(XL)
4-(IV)
500-(D)
50-(L)
5-(V)
600-(DC)
60-(LX)
6-(VI)
700-(DCC)
70-(LXX)
7-(VII)
800-(DCCC)
80-(LXXX)
8-(VIII)
900-(CM)
90-(XC)
9-(IX)
1000-(M)
Bayrakdar’ın dediği gibi, bugün kullandığımız rakamları Müslümanların icat ettiğini kabul edersek:
Hiçbir sistem, bugün bütün dünyanın kullandığı ve Müslümanların malı olan sayı sistemi kadar kullanışlı değildir ve onun yerini tutamaz. Müslümanların sistemi kendi kolaylığının yanında, insana ayrıca zaman, iş, mekân ve zekâdan tasarruf sağlar. (...)
Şimdi aradaki kolaylık ve farkları göstermek için, meselâ 1843 yazacak olursak;
a) Roma Rakamıyla: MDCCCXLIII şeklinde bir şey elde ederiz.
b) Eski Arap Rakam Sistemiyle: ﺝﻡ ﺽ ﺥşeklini elde ederiz.
c) Müslümanların Sistemiyle: 1843 (١٨٤٣ )şeklini elde ederiz.
Bu karşılaştırmadan, Müslümanların sayı sisteminin daha kısa zamanda, az bir yer kaplayacak ve ilk bakışta zihnen kontrol edilebilecek kolaylıkta olduğu görülür. Hele çok sayılı ve büyük rakamlı dört işlem yapmaya kalkacak olursak, Romen ve Eski Arap sistemine göre bir çarpma için, icabında sayfalar gerekecek ve hatta işlem, içinden çıkılmaz hâle dönüşecektir.[384]
İşte bu sebeplerden dolayı Müslümanlar, ebced sayı sistemini terk etmişler ve ondalık sisteme geçmişlerdir.
Maalesef, bu sayı sistemi Nur Risaleleri’nde amacından çok farklı bir biçimde kullanılmıştır.
5) Sözcük Olarak: Kimi sözcüklerin sayı değerleri, o sözcüklerin simgesi olmuş ya da sözcük yerine kullanılmıştır. Örneğin Muhammed adının sayı değeri olan 92, Hz. Muhammed’i anlatmıştır.[385]
6) Büyülerde ve Muskalarda[386]
7) Tarih Düşürmede[387]
3.2.4. EBCEDLE TARİH DÜŞÜRME
Tarih düşürme, herhangi bir olayın tarihini ebcedin sayı değerleriyle saptama işidir. Harflerinin toplamı belirli bir hicret yılını gösteren sözcük, bir tamlama bulmak; tümce, mısra ya da beyit düzmek yoluyla yapılır.
Belirli bir tarihi gösteren söz ve deyişlere "tarih", yapılan işe "tarih düşürme" ya da "tarih koymak, tarih çekmek, tarihlemek", tarih düşürene de "tarihçi (müverrih)" denir.
Örneğin 1310’da doğan çocuğuna bir baba, Ömer Nazmi adını koymuştur. Bu sözcükler 1310 doğum yılını göstermektedir:
ﻰﻣﻆﻧﺭﻣﻋ
ﻉ = 70 ﻥ = 50310
ﻡ = 40 ﻅ = 9001000
ﺭ = 200 ﻢ = 40+
ﻯ = 101310
310
1000
Edebiyatta, daha çok mısra hâlinde olan bu tarihlerle, geçmiş yüzyılların önemli olayları saptanmış bulunmaktadır. Evlenme, doğum, bir göreve atanma gibi günlük olaylar için de tarih düşürülmüştür.
Ebced, bilinen hesap değeri ile, öteden beri sayılar için, rakam gibi kullanılmakta idi. Ebcedin bu niteliğinden faydalanılarak, belirli olayların geçtiği yılları gösteren sözler bulunmuş ve söylenmiştir. Örnekler:
Hafız Şirazî’nin ölümü için: ﻰﻠﺻﻣ ﻚﺎﺧ= 791
Timur’un Sivas’ı yakıp yıktığı tarih: ﺐﺍﺮﺨ= 803
İstanbul’un fetih tarihi olan 857 yılına: ﺔﺑﻴﻂﺓﺪﻠﺑ= 857
Fatih’in Uzun Hasan’ı yendiği tarihi gösteren: ﺍﺯﻴﺯﻋﺍﺭﺼﻧ ﷲﺍﻚﺭﺼﻧﻴ ﻮ= 878
Molla Cami’nin ölüm tarihi için: ﺎﻧﻣﺁ ﻥﺎﻜﻪﻠﺧﺩ ﻥﻤ ﻮ= 898
tarih olarak bulunmuştur.
Kemalpaşazade, Yavuz Sultan Selim’in Mısır’da Kansu Gavri’yi yenmesine tarih olmak üzere: ﺐﺮﻌﻠﺍﻚﻠﺎﻣﻣ ﺢﺗﻓ= 922 ve Mısır’ı aldığı zaman: ﺏﺭﻌﻟﺍﻚﻟﺎﻣﻣ ﺢﺘﺎﻓ= 923 sözlerini tarih olarak bulmuştur.
Birkaç ilginç örnek daha verelim:
Hızır Bey, Fatih Sultan Mehmed’in yaptırdığı bir camiye tarih olan şu mısrayı söylemiştir: ﻩﺭﻣﻋ ﻥﻣﺮﻣﻋ ﺪﻳﺯﻊﻣﺎﺟ= 850
Anlamı: Bu cami, yapanın ömrünü artırsın.
İstanbul’un fetih yılı için Fatih de şunu düşürmüştür:
Feth-i İstanbûl’a fırsat bulmadılar evvelûn
Fethedip Sultan Muhammed dîdi târih: âhirûn
ﻥﻮﺮﺧﺁ= 857[388]
Dört mezhep imamının doğum ve vefat tarihleri ile, ne kadar yaşadıklarını göstermek üzere bir şair, şu beyitleri söylemiştir:
ﺎﻄﺑﺿ ﻒﻭﺟﻊﻄﻗ ﻰﻓ ﻚﻟﺎﻤ ﺎﻃﺴﻑﻳﺴ ﻰﻛﻴﻥﺎﻣﻌﻧﺦﻳﺮﺎﺘ
79 179 90 70 150 80
ﺩﺠﺣ ﺭﻣﺍﻖﺑﺴﺑ ﺪﻣﺤﺍﻮ ﺪﻧ ﺭﺑﺑ ﻥﻴﺻﻰﻌﻓﺎﺸﻠﺍﻮ
77 241 164 45 204 160
ﺮﻣﻌﻠﺎﻓﻡﻬﺘﻮﻣﻓ ﻢﻫﺪﻼﻳﻤ ﺭﻌﺸﻠﺍﻡﻅﻧ ﺐﻳﺗﺭﺘﻰﻠﻋ ﺬﺧﻓ
Bu beyitlerin ilk mısrası "Numan’ın tarihi..." diye başlıyor, son beyitte de "manzûmenin tertibine göre sırayla imamların doğumlarını, ölümlerini ve ne kadar yaşadıklarını al" denmiştir.[389]
İmam Buharî için de şöyle tarih düşülmüştür:
ﺭﻳﺭﺤﺘﻟﺍﻞﻣﻜﻣﺢﻴﺤﺻﻠﺍ ﻊﻣﺠ ﺎﺜﺪﺤﻣﻮﺎﻅﻓﺎﺣﻯﺭﺎﺧﺒﻠﺍﻦﺎﻜ
ﺭﻮﻧ ﻰﻓﻰﺿﻗﻧﺍﻮﺪﻳﻣﺣﺎﻬﻴﻓ ﻩﺭﻤﻋﺓﺪﻣﻮ ﻖﺪﺼﻩﺪﻼﻳﻤ
Buharî hafızdır, hadisçidir, es-Sahîh adlı eserini mükemmelce toplayıp kaleme almıştır. Onun doğumu sıdk (194), ömrü hamîd (62), vefatı nur (256) dadır.[390]
Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür.[391]
Ð
3.2.3. EBCEDİN KULLANILDIĞI YERLER
Sayı değerlerinden faydalanılarak, ebced çeşitli yerlerde kullanılmıştır. Başlıcaları şunlardır:
1) Günlük İhtiyaçlarda: Günlük ve çeşitli ihtiyaçlar için, rakam yerine kullanılmıştır. Yalnız, bu harfler, rakamlar gibi soldan sağa değil, sağdan sola doğru yazılmışlardır. Harfler çok bitişiktir.
2) Kitap Sayfalarında: Arap harfleriyle yazılmış olan ön söz, sunu, beğence, içindekiler ve dizin gibi kitabın asıl bölümlerinden ayrı olan sayfalar, bu harflerle numaralandırılmıştır. Örneğin Celâleddin Harzemşah’ın ön sözünün bütün sayfaları ebced harfleriyle numaralandırılmıştır (yazarı Namık Kemal’dir). İdes’e, yazarı Osman Adil ve Recaizade M. Ekrem tarafından yazılmış olan 90 sayfa tutan ön sözler ebcedle numaralandırılmıştır.
Ebced harflerinin sıra ile, fakat sayı değerlerine uyulmadan da kullanıldığı olmuştur. Ebcedin 28 harfi, 1’den 28’e kadar rakam olarak alınmıştır. Adlarını anacağımız kitapların ön sözlerinin sayfa numaraları da bu yoldadır:
Ahmet Refik, Makine Nazariyatı ve Tatbikatı, İstanbul 1314; Askerî Mecmua Tarih Kısmı, İstanbul 1927-1928; Yorgaki, Usûl-ı Cezaiye Kitabının Deavi Bölümü, İstanbul 1324; Osman Ergin, Mecelle-i Umur-ı Belediye, İstanbul 1338; Ahmet Midhat, Kâinat, İstanbul 1288-1299...
Ahmet Kemal’in Tarih-i Kadim-i Mısriyyîn ve Asar-ı Bedayi-i Akdem’in 22 sayfalık ön sözü Osmanlı alfabesinin harf sırasına göre numaralandırılmıştır.[382]
Ali Özek’in başkanlığında bir heyet tarafından hazırlanan ve Medine-i Münevvere, 1407/1987’de basılan Kur'ân-ı Kerim ve Açıklamalı Meâli’nin sonundaki Ta‘rîfu bihâze’l-Mushafi’ş-Şerîf başlıklı 10 sayfalık açıklama da ebced elifbasıyla numaralandırılmıştır.
Bu tarz kullanım, ülkemizde Lâtin harfleri ile yazılmış kitapların ön sözlerinin Roma rakamlarıyla numaralandırılmasına benzemektedir. Kullandığımız alfabenin harfleriyle numaralandırılmış mukaddimelere de rastlanmaktadır. Örneğin; İbn Hacer’in eseri Bulûğ el-Merâm’ın Ahmed Davudoğlu tarafından hazırlanan tercüme ve şerhi böyledir: Ahmed Davudoğlu, Selâmet Yolları, Sönmez Neşriyat, İstanbul 1977.
3) Yazı Bölümlerinde: Rakamla ya da "evvelâ, sâniyen" gibi sözcüklerle başlamış olan yazı bölümlerinin içinde kalan öteki sayılar ve bölümler, ebced harfleriyle gösterilmiştir.
4) Matematik ve Fizikte: Ebced, matematik ve fizikte de değerler yerine kullanılmıştır. Yalnız "se‘afaṣ" harfleriyle bilinmeyen; diğer harflerle bilinen değerler gösterilmiştir.[383]
Ebced hesabı, İslâmdan önceki Arapların kullandıkları bir sayı sisteminden ibarettir. Araplar, rakam dediğimiz özel işaretlere sahip olmadıklarından, sayıları harflerle ifade ediyorlardı. Geçmişteki sayı sistemlerinden biri olmaktan öte bir anlamı olmayan ebced hesabının değeri, hâlen yararlanılmakta olan Roma rakamı denilen sayı sisteminin değerinden fazla değildir. Ebced harflerinin sayı değerlerini gösteren tablo gibi, okurun aşina olduğunu tahmin ettiğimiz Romalıların sistemini gösteren tabloyu da verelim:
Yüzler
Onlar
Birler
100-(C)
10-(X)
1-(I)
200-(CC)
20-(XX)
2-(II)
300-(CCC)
30-(XXX)
3-(III)
400-(CD)
40-(XL)
4-(IV)
500-(D)
50-(L)
5-(V)
600-(DC)
60-(LX)
6-(VI)
700-(DCC)
70-(LXX)
7-(VII)
800-(DCCC)
80-(LXXX)
8-(VIII)
900-(CM)
90-(XC)
9-(IX)
1000-(M)
Bayrakdar’ın dediği gibi, bugün kullandığımız rakamları Müslümanların icat ettiğini kabul edersek:
Hiçbir sistem, bugün bütün dünyanın kullandığı ve Müslümanların malı olan sayı sistemi kadar kullanışlı değildir ve onun yerini tutamaz. Müslümanların sistemi kendi kolaylığının yanında, insana ayrıca zaman, iş, mekân ve zekâdan tasarruf sağlar. (...)
Şimdi aradaki kolaylık ve farkları göstermek için, meselâ 1843 yazacak olursak;
a) Roma Rakamıyla: MDCCCXLIII şeklinde bir şey elde ederiz.
b) Eski Arap Rakam Sistemiyle: ﺝﻡ ﺽ ﺥşeklini elde ederiz.
c) Müslümanların Sistemiyle: 1843 (١٨٤٣ )şeklini elde ederiz.
Bu karşılaştırmadan, Müslümanların sayı sisteminin daha kısa zamanda, az bir yer kaplayacak ve ilk bakışta zihnen kontrol edilebilecek kolaylıkta olduğu görülür. Hele çok sayılı ve büyük rakamlı dört işlem yapmaya kalkacak olursak, Romen ve Eski Arap sistemine göre bir çarpma için, icabında sayfalar gerekecek ve hatta işlem, içinden çıkılmaz hâle dönüşecektir.[384]
İşte bu sebeplerden dolayı Müslümanlar, ebced sayı sistemini terk etmişler ve ondalık sisteme geçmişlerdir.
Maalesef, bu sayı sistemi Nur Risaleleri’nde amacından çok farklı bir biçimde kullanılmıştır.
5) Sözcük Olarak: Kimi sözcüklerin sayı değerleri, o sözcüklerin simgesi olmuş ya da sözcük yerine kullanılmıştır. Örneğin Muhammed adının sayı değeri olan 92, Hz. Muhammed’i anlatmıştır.[385]
6) Büyülerde ve Muskalarda[386]
7) Tarih Düşürmede[387]
3.2.4. EBCEDLE TARİH DÜŞÜRME
Tarih düşürme, herhangi bir olayın tarihini ebcedin sayı değerleriyle saptama işidir. Harflerinin toplamı belirli bir hicret yılını gösteren sözcük, bir tamlama bulmak; tümce, mısra ya da beyit düzmek yoluyla yapılır.
Belirli bir tarihi gösteren söz ve deyişlere "tarih", yapılan işe "tarih düşürme" ya da "tarih koymak, tarih çekmek, tarihlemek", tarih düşürene de "tarihçi (müverrih)" denir.
Örneğin 1310’da doğan çocuğuna bir baba, Ömer Nazmi adını koymuştur. Bu sözcükler 1310 doğum yılını göstermektedir:
ﻰﻣﻆﻧﺭﻣﻋ
ﻉ = 70 ﻥ = 50310
ﻡ = 40 ﻅ = 9001000
ﺭ = 200 ﻢ = 40+
ﻯ = 101310
310
1000
Edebiyatta, daha çok mısra hâlinde olan bu tarihlerle, geçmiş yüzyılların önemli olayları saptanmış bulunmaktadır. Evlenme, doğum, bir göreve atanma gibi günlük olaylar için de tarih düşürülmüştür.
Ebced, bilinen hesap değeri ile, öteden beri sayılar için, rakam gibi kullanılmakta idi. Ebcedin bu niteliğinden faydalanılarak, belirli olayların geçtiği yılları gösteren sözler bulunmuş ve söylenmiştir. Örnekler:
Hafız Şirazî’nin ölümü için: ﻰﻠﺻﻣ ﻚﺎﺧ= 791
Timur’un Sivas’ı yakıp yıktığı tarih: ﺐﺍﺮﺨ= 803
İstanbul’un fetih tarihi olan 857 yılına: ﺔﺑﻴﻂﺓﺪﻠﺑ= 857
Fatih’in Uzun Hasan’ı yendiği tarihi gösteren: ﺍﺯﻴﺯﻋﺍﺭﺼﻧ ﷲﺍﻚﺭﺼﻧﻴ ﻮ= 878
Molla Cami’nin ölüm tarihi için: ﺎﻧﻣﺁ ﻥﺎﻜﻪﻠﺧﺩ ﻥﻤ ﻮ= 898
tarih olarak bulunmuştur.
Kemalpaşazade, Yavuz Sultan Selim’in Mısır’da Kansu Gavri’yi yenmesine tarih olmak üzere: ﺐﺮﻌﻠﺍﻚﻠﺎﻣﻣ ﺢﺗﻓ= 922 ve Mısır’ı aldığı zaman: ﺏﺭﻌﻟﺍﻚﻟﺎﻣﻣ ﺢﺘﺎﻓ= 923 sözlerini tarih olarak bulmuştur.
Birkaç ilginç örnek daha verelim:
Hızır Bey, Fatih Sultan Mehmed’in yaptırdığı bir camiye tarih olan şu mısrayı söylemiştir: ﻩﺭﻣﻋ ﻥﻣﺮﻣﻋ ﺪﻳﺯﻊﻣﺎﺟ= 850
Anlamı: Bu cami, yapanın ömrünü artırsın.
İstanbul’un fetih yılı için Fatih de şunu düşürmüştür:
Feth-i İstanbûl’a fırsat bulmadılar evvelûn
Fethedip Sultan Muhammed dîdi târih: âhirûn
ﻥﻮﺮﺧﺁ= 857[388]
Dört mezhep imamının doğum ve vefat tarihleri ile, ne kadar yaşadıklarını göstermek üzere bir şair, şu beyitleri söylemiştir:
ﺎﻄﺑﺿ ﻒﻭﺟﻊﻄﻗ ﻰﻓ ﻚﻟﺎﻤ ﺎﻃﺴﻑﻳﺴ ﻰﻛﻴﻥﺎﻣﻌﻧﺦﻳﺮﺎﺘ
79 179 90 70 150 80
ﺩﺠﺣ ﺭﻣﺍﻖﺑﺴﺑ ﺪﻣﺤﺍﻮ ﺪﻧ ﺭﺑﺑ ﻥﻴﺻﻰﻌﻓﺎﺸﻠﺍﻮ
77 241 164 45 204 160
ﺮﻣﻌﻠﺎﻓﻡﻬﺘﻮﻣﻓ ﻢﻫﺪﻼﻳﻤ ﺭﻌﺸﻠﺍﻡﻅﻧ ﺐﻳﺗﺭﺘﻰﻠﻋ ﺬﺧﻓ
Bu beyitlerin ilk mısrası "Numan’ın tarihi..." diye başlıyor, son beyitte de "manzûmenin tertibine göre sırayla imamların doğumlarını, ölümlerini ve ne kadar yaşadıklarını al" denmiştir.[389]
İmam Buharî için de şöyle tarih düşülmüştür:
ﺭﻳﺭﺤﺘﻟﺍﻞﻣﻜﻣﺢﻴﺤﺻﻠﺍ ﻊﻣﺠ ﺎﺜﺪﺤﻣﻮﺎﻅﻓﺎﺣﻯﺭﺎﺧﺒﻠﺍﻦﺎﻜ
ﺭﻮﻧ ﻰﻓﻰﺿﻗﻧﺍﻮﺪﻳﻣﺣﺎﻬﻴﻓ ﻩﺭﻤﻋﺓﺪﻣﻮ ﻖﺪﺼﻩﺪﻼﻳﻤ
Buharî hafızdır, hadisçidir, es-Sahîh adlı eserini mükemmelce toplayıp kaleme almıştır. Onun doğumu sıdk (194), ömrü hamîd (62), vefatı nur (256) dadır.[390]
Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür.[391]
Ð