KÜFÜR TEK MİLLETTİR:
ALLAH-u Teâlâ bir Âyet-i kerime'sinde buyurur ki:
"Eğer onlar ALLAH'a, Peygamber'e ve ona indirilene (Kur'an'a) inanmış olsalardı, onları dost edinmezlerdi. Fakat onların çoğu yoldan çıkmış fâsıklardır."
(Mâide: 81)
Bu Âyet-i kerime'ler İslâm'a ve müslümanlara karşı küfrün tek millet olduğuna delildir.
Zira Resulullah -sallALLAHu aleyhi ve sellem- Efendimiz Hadis-i şerif'lerinde:
"Küfrün tek millet olduğunu"
haber vermişlerdir.
Nitekim diğer bir Âyet-i kerime'de şöyle buyurulmaktadır:
"Kâfir olanlar birbirlerinin dostlarıdır."
(Enfâl: 73)
Onlar küfür ve sapıklık hususunda bir tek millettir.
Gerek ehl-i kitap olan yahudi ve hıristiyanlar, gerek müşrikler ve gerekse müslüman gibi görünerek müslümanlar arasında fitne çıkaran içteki düşman münafıklar hep aynı tıynette ve vasıftadırlar.
İslâm dininin ezelî ve ebedî düşmanıdırlar.
ALLAH-u Teâlâ Âyet-i kerime'sinde buyurur ki:
"Şüphesiz ki kâfirler sizin apaçık düşmanınızdır."
(Nisâ: 104)
Ehl-i küfür hiçbir zaman müsülanlara olan düşmanlıklarından vazgeçmezler.
Nitekim ALLAH-u Teâlâ Âyet-i kerime'sinde şöyle buyurmaktadır:
"Eğer onların güçleri yetse, sizi dininizden döndürünceye kadar size karşı savaşa devam ederler."
(Bakara: 217)
Bu ilâhi buyruk, kâfirlerin müslümanlara düşmanlıkta ne kadar ileri gittiklerini, bâtıl inançlarında ne derece katı davrandıklarını, düşmanlıklarının sürekliliğini bildirmekte, müslümanları dinlerinden çeviremedikleri sürece bu savaşlara ara vermeyeceklerini beyan etmektedir.
Güçleri yetse, bundan hiç de geri kalmazlar.
ALLAH-u Teâlâ Âyet-i kerime'sinde buyurur ki:
"Sen onların dinine uymadıkça ne yahudiler ne de hıristiyanlar senden aslâ hoşnut olmazlar."
(Bakara: 120)
Yahudi ve hıristiyanlar hiçbir yerde, hiçbir tarihte müslümanlara dost olmamışlardır.
Müslümanlarla savaşmakta her zaman için birbirine dost olmuşlardır.
İnkâr ve sapıklıkta birleştikleri için, müslümanlara karşı bir el gibidirler.
Yahudi, hıristiyan ve putperest kâfirler sizi kıskandıkları ve kin kustukları için Rabb'iniz tarafından size bir iyilik dokunmasını, öne geçmenizi, yükselmenizi istemezler.
"Size bir iyilik dokunursa bu onları üzer.
Başınıza bir musibet gelse buna da sevinirler."
(Âl-i imrân: 120)
Müslümanlar ALLAH-u Teâlâ'nın yardımıyla güçlenirler, zaferler kazanırlarsa onlar bundan hoşlanmazlar.
Bir bozgun ile karşılaşırlarsa, bundan dolayı da son derece sevinç duyarlar.
Bu ise düşmanlığın en ileri derecesidir.
"Eğer sabreder ALLAH'tan korkarsanız, onların hilesi size hiçbir zaman zarar veremez.
Şüphesiz ki ALLAH onların yaptıklarını çepeçevre kuşatmıştır."
(Âl-i imrân: 120)