Şefaat Ya Rasulellah demek: Özellikle camide farz namazlara kalkarken bazı kişiler "Şefaat Ya Resulullah" diyorlar. Bu caiz midir? Cami imamına da sordum ama doyurucu bir cevap alamadım. Her şeyin Allah’tan (cc) istenmesi gerekmez mi?
bizim cevabımız
Hz. Peygamber’in (sav), Allah (cc) katında ümmeti için şefaatçi kılınacağı kesindir. Bunun anlamı, Müslümanların günahlarından bir kısmının da onun hatırına ve onun talebi üzerine Allah (cc) tarafından bağışlanacağıdır. Ama elbette Allah (cc) onun kime şefaat etmesine izin verirse o da ancak ona şefaat edebilecektir. Buna göre bir müminin bunu arzulaması ve bunun için “Ah! Keşke bana da şefaat etsen ya Rasulellah!” anlamında “şafaat ya Rasulellah!” diye seslenmesi ve bu temennisini sesli olarak dile getirmesi caizdir. Nitekim biz Tahiyyat okurken, “Selam sana ey Nebi!” diyoruz. Bununla onun bizi duyduğunu ve bize cevap verebileceğini kastetmiyoruz, sadece temennimizi, arzumuzu ve tahassürümüzü dile getiriyoruz. Bu anlamda “şefaat ya Rasulellah!” demekte de bir sakınca olmamalıdır. Ancak Allah’ın (cc) özel alanına dokunan hususlarda dikkatli ve ihtiyatlı olmak her zaman daha iyidir. Bazen sakıncalı durumlara düşme tehlikesi olduğu yerlerde, sakıncasız şeyleri de terketmek gerekir. Eğer böyle bir ifadeyi kullanan insan, Hz. Peygamber’in o anda kendisini duyabileceğini ve ona imdad edebileceğini sanıyorsa tehlikeli bir inanca sapmış demektir. Çünkü ibadet sadece Allah’a yapılır ve sadece Allah (cc)’tan yardım dilenir. İnsanların bu noktada çok hata etme istidadında olduklarını bildiği için Allah (cc) namazlarımazda bizden günde 17, ya da 40 kez şu sözü alır: “Allah’ım (cc), sadece sana ibadet eder ve sadece senden yardım dileriz”. Bu konuda Allah (cc) kimsenin kendine ortak kılınmasını istememekte ve böyle bir şey olursa bunun şirk olacağını, şirki ise asla affetmeyeceğini söylemektedir. Mülteka adlı fıkıh kitabımızın nikâh bölümünde şöyle bir fetva zikredilir: “Bir erkekle bir kadın tek başlarına kendi nikâhlarını kıysalar ve ‘Allah (cc) ve Rasulü şahit ki, ben seni eş olarak aldım, ben de kabul ettim’ deseler küfre girmiş olurlar. Çünkü bu sözleriyle Allah’la (cc) beraber Peygamber’in de kendilerini duyabileceğine ve şahit olabileceğine inandıklarını anlatmış olurlar ki, bu mümkün değildir. Meseleyi bununla beraber düşündüğümüz zaman “Şefaat ya Rasulellah!” sözünün bir temenni olmaktan başka bir mana ile söylenmesinin caiz olamayacağını anlamış oluruz. Allahü alem
http://farukbeser.com/soru/sefaat-ya-rasulellah-173.htm
bizim cevabımız
Hz. Peygamber’in (sav), Allah (cc) katında ümmeti için şefaatçi kılınacağı kesindir. Bunun anlamı, Müslümanların günahlarından bir kısmının da onun hatırına ve onun talebi üzerine Allah (cc) tarafından bağışlanacağıdır. Ama elbette Allah (cc) onun kime şefaat etmesine izin verirse o da ancak ona şefaat edebilecektir. Buna göre bir müminin bunu arzulaması ve bunun için “Ah! Keşke bana da şefaat etsen ya Rasulellah!” anlamında “şafaat ya Rasulellah!” diye seslenmesi ve bu temennisini sesli olarak dile getirmesi caizdir. Nitekim biz Tahiyyat okurken, “Selam sana ey Nebi!” diyoruz. Bununla onun bizi duyduğunu ve bize cevap verebileceğini kastetmiyoruz, sadece temennimizi, arzumuzu ve tahassürümüzü dile getiriyoruz. Bu anlamda “şefaat ya Rasulellah!” demekte de bir sakınca olmamalıdır. Ancak Allah’ın (cc) özel alanına dokunan hususlarda dikkatli ve ihtiyatlı olmak her zaman daha iyidir. Bazen sakıncalı durumlara düşme tehlikesi olduğu yerlerde, sakıncasız şeyleri de terketmek gerekir. Eğer böyle bir ifadeyi kullanan insan, Hz. Peygamber’in o anda kendisini duyabileceğini ve ona imdad edebileceğini sanıyorsa tehlikeli bir inanca sapmış demektir. Çünkü ibadet sadece Allah’a yapılır ve sadece Allah (cc)’tan yardım dilenir. İnsanların bu noktada çok hata etme istidadında olduklarını bildiği için Allah (cc) namazlarımazda bizden günde 17, ya da 40 kez şu sözü alır: “Allah’ım (cc), sadece sana ibadet eder ve sadece senden yardım dileriz”. Bu konuda Allah (cc) kimsenin kendine ortak kılınmasını istememekte ve böyle bir şey olursa bunun şirk olacağını, şirki ise asla affetmeyeceğini söylemektedir. Mülteka adlı fıkıh kitabımızın nikâh bölümünde şöyle bir fetva zikredilir: “Bir erkekle bir kadın tek başlarına kendi nikâhlarını kıysalar ve ‘Allah (cc) ve Rasulü şahit ki, ben seni eş olarak aldım, ben de kabul ettim’ deseler küfre girmiş olurlar. Çünkü bu sözleriyle Allah’la (cc) beraber Peygamber’in de kendilerini duyabileceğine ve şahit olabileceğine inandıklarını anlatmış olurlar ki, bu mümkün değildir. Meseleyi bununla beraber düşündüğümüz zaman “Şefaat ya Rasulellah!” sözünün bir temenni olmaktan başka bir mana ile söylenmesinin caiz olamayacağını anlamış oluruz. Allahü alem
http://farukbeser.com/soru/sefaat-ya-rasulellah-173.htm