:yaleBu sitede bulunan tüm kardeşlerime önce sevgi ve saygılarımı sunuyorum.Birbirimizi sevgiyle kucaklayıp bir ve beraber olmayı yüce rabbimden niyaz ediyorum.Söz sevgiden açılmışken bu konuda izninizle bazı düşüncelerimi açıklamak istiyorum.Söz sevgiden açılınca, kimse mangalda kül bırakmaz. Hele bu sevgi Allah sevgisi olunca, O daha başka… Bırakın sevmeyi, “Allah’a canım kurban” diyerek, yoluna kurbanlık olmaktan bahsederler…
Tarihte örneklerine çok rastladığımız, sapık din anlayışları bile hep sevgiden bahsetmiş, hatta putperestler, Yahudiler, Hıristiyanlar ve diğerleri; sapık anlayışlarını, yalanlarını, sevgi sözcüğünün arkasına sığınarak gizlemeye çalışmışlardır.
“Yahudiler “Biz Allah’ın oğulları ve sevgilileriyiz.” (Mâide, 5/18) demişlerdi. Müşrikler de Allah’a muhabbetimizden dolayı bizi Allah’a iyice yaklaştırsınlar diye putlara tapıyoruz, demişlerdi (Zümer, 39/3). Necran heyetindekiler de, “Biz Allah’a sevgimizden dolayı İsa’yı tanrı tanıyoruz.” demişlerdi…”(Elmalılı Hamdi Yazır /Kuran Tefsiri)
Bu iddialara karşılık, bütün sapık görüş sahiplerine cevap olarak muazzam bir buyruk gelmiş, bu sayede sevgi iddiasında bulunanların, gerçek yüzünü meydana çıkaracak bir ölçü ortaya konmuştur.
“De ki: “Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Çünkü Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.”
“De ki: “Allah’a ve Peygamber’e itaat edin.” Eğer yüz çevirirlerse şüphe yok ki Allah kâfirleri sevmez.”(Al-i İmran /31-32)
Buradan çıkan mana şudur; Her kim Allah’ı sevdiği iddiasında bulunursa, onun doğru olup olmadığını anlamak için o kişinin, Âlemlere Rahmet Hazreti Muhammed’e olan sevgisi, tabiiyeti, teslimiyeti ve Onun sünnetlerine karşı tutumuna bakılmalıdır. Hz. Muhammed’e uymadan Allah’ı sevdiği iddiasında bulunanların sözlerinin kuru bir iddia ve yalan olduğu böylece meydana çıkacak, o da sahibini kurtarmayacaktır.
Şimdi bu bilgiler ışığında peygambersiz din anlayışını savunan, kelime-i tevhidin sadece “La ilahe illallah” kısmını söylemekle kurtuluşa erişileceğini savunarak, Muhammed’i devre dışı bırakmaya çalışan, zavallı diyalog meftunlarının, nasıl bir sapıklık içinde bulunduklarını, sizin değerli anlayışınıza sunuyorum dostlar!
Sevgi sözcüğü bir iddiadır. İman gibi… Her iddia gibi bunlarda da mutlak ispat şarttır. İspat edilemeyen hiçbir iddia kabul görmeyecektir.
“iman ancak bir iddiadır, ispat için şahit gerek, delil gerek, o da ibadetlerdir.” Hükümler açık ve net; “eğer Allah’ı seviyorsanız, Muhammed’e uyacaksınız”, başka çıkar yol yoktur…
Şayet Cenneti umuyorsanız!
Tarihte örneklerine çok rastladığımız, sapık din anlayışları bile hep sevgiden bahsetmiş, hatta putperestler, Yahudiler, Hıristiyanlar ve diğerleri; sapık anlayışlarını, yalanlarını, sevgi sözcüğünün arkasına sığınarak gizlemeye çalışmışlardır.
“Yahudiler “Biz Allah’ın oğulları ve sevgilileriyiz.” (Mâide, 5/18) demişlerdi. Müşrikler de Allah’a muhabbetimizden dolayı bizi Allah’a iyice yaklaştırsınlar diye putlara tapıyoruz, demişlerdi (Zümer, 39/3). Necran heyetindekiler de, “Biz Allah’a sevgimizden dolayı İsa’yı tanrı tanıyoruz.” demişlerdi…”(Elmalılı Hamdi Yazır /Kuran Tefsiri)
Bu iddialara karşılık, bütün sapık görüş sahiplerine cevap olarak muazzam bir buyruk gelmiş, bu sayede sevgi iddiasında bulunanların, gerçek yüzünü meydana çıkaracak bir ölçü ortaya konmuştur.
“De ki: “Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Çünkü Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.”
“De ki: “Allah’a ve Peygamber’e itaat edin.” Eğer yüz çevirirlerse şüphe yok ki Allah kâfirleri sevmez.”(Al-i İmran /31-32)
Buradan çıkan mana şudur; Her kim Allah’ı sevdiği iddiasında bulunursa, onun doğru olup olmadığını anlamak için o kişinin, Âlemlere Rahmet Hazreti Muhammed’e olan sevgisi, tabiiyeti, teslimiyeti ve Onun sünnetlerine karşı tutumuna bakılmalıdır. Hz. Muhammed’e uymadan Allah’ı sevdiği iddiasında bulunanların sözlerinin kuru bir iddia ve yalan olduğu böylece meydana çıkacak, o da sahibini kurtarmayacaktır.
Şimdi bu bilgiler ışığında peygambersiz din anlayışını savunan, kelime-i tevhidin sadece “La ilahe illallah” kısmını söylemekle kurtuluşa erişileceğini savunarak, Muhammed’i devre dışı bırakmaya çalışan, zavallı diyalog meftunlarının, nasıl bir sapıklık içinde bulunduklarını, sizin değerli anlayışınıza sunuyorum dostlar!
Sevgi sözcüğü bir iddiadır. İman gibi… Her iddia gibi bunlarda da mutlak ispat şarttır. İspat edilemeyen hiçbir iddia kabul görmeyecektir.
“iman ancak bir iddiadır, ispat için şahit gerek, delil gerek, o da ibadetlerdir.” Hükümler açık ve net; “eğer Allah’ı seviyorsanız, Muhammed’e uyacaksınız”, başka çıkar yol yoktur…
Şayet Cenneti umuyorsanız!