İyi, hoş güzelde, adama demezler mi; yıllardır bu topraklarda muayyen tekfir yoktur diyen sizler değil misiniz? Ne oldu da mezhebinizi terk ettiniz? Şimdi yanınızdakiler demeyecekler mi size; Hocam hani muayyen tekfir yoktu? diye.
Sizde onlara İslam ulemasının "Dinde zaruri olarak bilinmesi gereken konularda cehalet mazeret değildir" sözlerini mi getireceksiniz? Yoksa sahabenin kaderi inkar eden kimseleri hüccet bile ikame etmeden tekfir ettiğini mi söyleyeceksiniz?
Hadi Bayındır küfrün önderi diyelim, ne oldu da şimdi onun etbaını, mukallidlerini tekfir ediyorsunuz?
Halbuki sizin mezhebinizin imamlarından olan El Bani Allah'a küfreden kişi bile muayyen tekfir edilmez diyor. Namaz'ı terk eden bir kimseyi tekfir edenler içinde "haricilere muvafakat etmiştir" diyor.
Yaptığınız her iş, söylediğiniz her söz çelişkili. Allah'a hamd olsun ki biz sizin çelişkilerinizden uzağız.
Sizi her gün şeriat yapan, Müslümanlar aleyhine kafirlere yardım eden ve savaş açan tağutlar hakkında konuşmaya davet ediyoruz. Tabii Abdulaziz Bayındır garibanın teki. Onu da tekfir etsen, etbasını da tekfir etsen seni kim kınayacak? Ama devletler ve hükümetler hakkında konuşun bakalım Suud'un şeytan alimleri size nasıl tepki veriyorlar, Türkiye'de ki telefiler sizi nasıl onlara şikayet ediyorlar..
Ayrıca bu kimselerin "Türkiye'de ki selefiler" ismiyle anılması beni rahatsız etti. Bunlara "Türkiye'deki Suudiler" desek hakka daha yakın olur kanaatindeyim.