E
Çevrimdışı
Şevkani rahımullah’ın Mezheb Taassubu Fakihin İntisabına ve Taklit ile Alakalı Bazı Tenkitler’i
Bunlar ümmet âlimleri arasında taklid ettikleri imamlarının bir benzerinin ve hatta ona yakın olanının dahi bulunmadığına inanırlar. Bu inançları günlerin gecelerin geçmesiyle giderek kuvvetlenmiş ve nihâyet imamlarının bütün görüşlerinin şeriata uygun olduğuna kani olmuşlardır. Onlara göre imamlarının sözleri arasında hiçbir hata ve zaaf yoktur ve imamları delilleri en iyi bilen âlimdir ve bilmediği delil yoktur. Kendilerine Kur’ân’dan veya Sünnet’ten bir delil getirildiğinde “bu delil imamımıza göre racih olsaydı kesinlikle kabul ederdi, terk ettiğine göre onun katında ercah olan delil vardır” diyerek itirazlara kulak asmaz ve naslara olan böylesi muhalefetlerde bir beis görmezler. Edebü’t-taleb, 109.
Her bidatın anası ve bütün çirkinliklerin başı olan taklid bidatına bu cahiller nasıl da kani olmuşlar?Sonunda şeriatın Allah’ın Kitab’ı ve Rasûlullah’ın Sünnet’inden elde edilmesinin önüne geçmişler ve artık bunun mümkün olmadığını iddia etmişlerdir. Sanki insan anlayışı gerilemiş, beşerin aklı ortadan kaybolmuştur! Böylelikle taklid bidatının bütün ümmeti sarmasını istemişler ve aşağılık tabakalarından kimsenin yükselmemesini arzulamışlardır.Artık mezheblerden-Allah onları yok etsin- başka uyulacak bir yolun kalmadığını iddia ederler. Kur’ân ve Sünnet’teki hüküm mezheblerinin hükmüne uyarsa kabul eder, muhalif olursa reddederler. Muvafık olduğundaki kabulleri de sadece kendi mezheblerine uygun olduğundan dolayıdır. Ancak bunu açıkça söylerlerse halkın tepki göstereceğini bildiklerinden dolayı, bu küfür ibaresi ve cahilî sözden döner, nifak ederek yine o manaya gelecek şekilde ictihad kapısı kapandı derler. el-Kavl el-Müfîd, 64.
İbn Dakîkü’l-îd maraz-ı mevt halinde iken talebesi el-Ertevî’den bir kağıt ister ve ona bir şey yazıp yatağının altına koyar. Kendisi vefat ettikten sonra kağıdı çıkarıp baktıklarında, hocalarının taklidin haram olduğunu yazdığını görürler. el-Kavlü’l-müfîd, 50.
EL-BEDRÜ’T-TÂLİ‘DEN NAKİLLER
el-Bedr et-Tâli‘ bi mehâsini men ba‘de’lkarni’s sâbi‘’i
Şevkânî bu eseri kaleme alışının sebebi olarak şunları söyler:
Ayak takımından bir grup arasında ‘bu ümmetin selefinin ilimlerde önde olma faziletini elde edip halefinin bundan mahrum kaldığı’ şeklinde bir kabul yayıldı. Hatta dört mezheb müntesiblerinin oluşturduğu bir cemaatin altıncı asırdan, diğer bir cemaatin de yedinci asırdan sonra müctehid gelemeyeceğine dair iddialarda bulundukları yayıldı. Bu sözler son derece cahilane iddialar olup ilimden bir behresi olanların kabul edemeyecekleri ifadelerdir. Zira bu ilahi lütfun bazı kullara hasredilip diğerlerinin bundan mahrum bırakılması, bazı asırların rabbânî feyizden nasiplenip diğerlerinin nasiplenememesi demektir. Bu ise sonraki asırların Allah’ın hüccetlerini ayakta tutacak ve Kitab’ı ve Sünnet’i izah edecek kimselerden mahrum kalması demektir ki bu da şeriatın kaybolup dinin ortadan kalkması manasına gelir. Halbuki Allah teâlâ dininin korunmasını kendisi üstlenmiştir. Dinin korunması ise kitap aralarında kalmakla değil, onu insanlara her zamanda ve her ihtiyaç anında açıklayacak kimseleri yetiştirmekle olur. Bu kabuller, beni sekizinci asırdan sonra yaşamış olup haberleri bize ulaşan âlimleri toplayan bir kitap yazmaya itti. Bu kitabı dikkatli bir şekilde inceleyip boynundan taklid yularını çözen kimse görecektir ki Allah teâlâ selefe nasıl lütufta bulunmuşsa halefe de bulunmuştur. Hatta sonraki nesiller arasında meârif-i ilmiyeyi ihya eden öyle âlimler vardır ki ilk nesillerde bunların benzerleri çok azdır. el-Bedr et-tâli‘, I, 33–34.
Şevkânî’nin el-Bedrü’t-tâli‘’de Müctehid Olarak Nitelediği Âlimler
1. İbrahim b. Hasan b. Şihâbüddin el-Kûrânî (1025–1101/1616–1689) Büyük Şafiî âlim, müctehid. el-Bedr et-tâli‘, I, 42.
2. es-Seyyid İbrahim b. Abdülkâdir (1169–1223/1755–1808) Bir mezhebe bağlı kalmaz, Bilakis Kitab ve dinî hususlarda kimseyi taklid etmez. Sünnet naslarıyla amel eder, re’yi ile ictihad eder. Buna da ehildir. el-Bedr et-tâli‘, I, 48.
3. Ahmed b. Abdilhalîm b. Abdisselâm b. Abdillah b. el-Kâsım b. Teymiyye (661–738/1262–1337) Mutlak müctehid. İbn Hazm’dan sonra onun gibisini bilmiyorum. Bu iki adam arasında zaman onların bir benzerini veya onlar gibi olan yahut onlara yaklaşan birisini ihsan etmedi. Onun gibi Kitap ve Sünnet’le amel eden âlimleri dönemin mukassırlarının kötü görmemesi imkânsızdır. el-Bedr et-tâli‘, I, 94.
4. Ahmed bin Muhammed b. Abdilhâdî b. Sâlih b. Abdillah b. Ahmed Kâtın (1118–1199/1706–1784) Farklı ictihad ilimlerinin tamamını elde etmiştir. Sünnet’i iyi bilir, kendi ictihadıyla amel edip kimseyi taklid etmez. el-Bedr et-tâli‘, I, 144.
5. Abdülhamid b. Ahmed (d.1175/1761) Bir öncekinin oğludur. İctihad ilimlerinde tam bir bilgisi vardır. Delillerde amel etme hususunda babası gibidir. el-Bedr et-tâli‘, I, 145.
6. Sâlih b. Mehdi el-Makbelî (1047–1108/1637–1696) Delilin gerektirdiği ile amel ve taklide iltifat etmediğinden dolayı bazı âlimlerle münazaralarda bulundu. Kendisini delille bağlı kıldı. Böyle davranan kimse müctehiddir. el-Bedr et-tâli‘, I, 327.
7. es-Seyyid Abdülkadir b. Ahmed (1135–1207/1722–1792) Mutlak müctehid hocamız. el-Bedr et-tâli‘, I, 399.
8. Abdülkadir b. Ali el-Bedrî (1070–1160/1659–1747) Allâme, müctehid, mütebahhir. Yazdığı eserlerde müctehidlerin yolundan gidip kîl ü kâl ile muhalefet edenlere aldırmaz. el-Bedr et-tâli‘, I, 409.
9. Ali b. Hâdi Arheb(d. 1164/1750) Mukallid değildir, ibadet ve diğer alanlarla ilgili meselelerde ihtiyaç duyulan her sahada reyiyle ictihad eder. Buna hakkı vardır, çünkü ictihad ilimleri kendisinde fazlasıyla hâsıldır. el-Bedr et-tâli‘, II, 539.
10. es-Seyyid Muhammed b. İbrahim (775–840/1373–1436) İbnü’l-Vezîr olarak tanınan büyük imam, mutlak müctehid. el-Bedr et-tâli‘, II, 636.
11. es-Seyyid Muhammed b. İsmail (1099–1142/1687–1729) el-Emir olarak tanınan büyük imam, mutlak müctehid. İctihadı ile ortaya çıktı, delille amel etti, taklidden nefret etti, fıkhî görüşlerden delili olmayanların zayıflığını gösterdi. el-Bedr et-tâli‘, II, 686.
12. İbn Kayyım el-Cevziyye (691–751/1291–1350) Büyük allâme, mutlak müctehid. Üzerinde yetiştiği mezhebin görüşlerine nadiren meyleder, ancak diğer mezhebcilerin yaptığı gibi zorlama tevillere gitmez. O, Sünnet’i neşreden ve onu kendisi ile sonradan ortaya çıkan re’yler arasında en büyük delil edinen kimsedir. el-Bedr et-tâli‘, II, 695.
13. Muhammed b. Ali b. eş-Şevkânî(1173–1250/1760–1834) Otuz yaşından önce taklidi terk edip mutlak müctehid olarak ictihadda bulundu. el-Bedr et-tâli‘, II, 767.
Zımnen Müctehid Olarak Nitelediği Âlimler
1.İbrahim b. Hâlid b. Ahmed bin Kâsım el-Ulfî es-San’ânî (1106–1156/1694– 1743) Furû ve diğer ictihad ilimlerini elde etti. Bu ilimlerde kuvvetli bir şekilde iştirakte bulundu. İctihadları ve sahih görüşleriyle (nazar) döneminin büyük âlimlerine itirazlarda bulunmuştur. el-Bedr et-tâli‘, I, 43.
2.es-Seyyid İbrahim b. Abdullah el-Hûsî es-San’ânî (1187–1223/1773–1808) Re’y ictihadı ve delilin muktezasıyla amel hususunda o da hocaları gibidir. el-Bedr et-tâli‘, I, 49.
3.es-Seyyid Ahmed b. Muhammed (v. 1039/1629) Allâme Hüseyin b. el- Kâsım onu ictihadla tavsif etmiştir. el-Bedr et-tâli‘, I, 150.
4.es-Seyyid Ahmed b. Muhammed eş-Şerefî (975–1055/1567–1645) Şiirleri, haberleri, cihadı ve ictihadı vardır. el-Bedr et-tâli‘, I, 151
5.es-Seyyid Hasen b. Ahmed (1014–1084/1605–1673) Delil muktezasınca ictihadlarını kaleme aldı. Kendisine muvafık veya muhalif olanları umursamadı. el-Bedr et-tâli‘, I, 225.
6.el-Hasen b. İsmail el-Celâl (1140–1208/1727–1793) Kendisinden ders alan öğrenciler arasında on kadar müctehid vardır. el-Bedr et-tâli‘, I, 231
7.es-Seyyid el-Hasan b. Yahya (1167–1238/1753–1822) İsabetli re’yi ile ictihad kanalında hakkın alemlerini yaydı. el-Bedr et-tâli‘, I, 247.
8.es-Seyyid Hüseyin b. Abdullah el-Kebsî (1147–1223/1734–1808) İctihad ilimlerinde öne çıkan âlimlerdendir. el-Bedr et-tâli‘, I, 255.
9.el-Hüseyin b. Muhammed (el-Mağribî) (1048–1119/1638–1707) Çoğu zaman tercihten kaçınır. Bu ise ictihadın semeresidir. el-Bedr et-tâli‘, I, 269.
10.el-Hüseyin b. Yahya es-Selefî es-San’ânî (1160–1230/1747–1814) İctihad ilimlerine kuvvetli bir şekilde iştirak eder. Delilin gerektirdiği ile amel eder. el-Bedr et-tâli‘, I, 276.
11.Süleyman b. Hamza (628–715/1230–1315) Hadiste temayüz etti, ciddi davrandı ve ictihad etti. el-Bedr et-tâli‘, I, 307.
12.Abdurrahman b. Ahmed (d. 1180/1766) Kimseyi taklid etmez, re’yi ile ictihad eder. Bunu hak eden biridir. el-Bedr et-tâli‘, I, 357.
13. Abdurrahman b. el-Hasen el-Bühkelî (1224/1809) İctihad ilimlerinde yed-ı tûlâsı vardır. el-Bedr et-tâli‘, I, 361.
14.Abdurrahman es-Suyûtî (849–911/1445–1505) Kendisi “İctihad aletleri bende tamam oldu” demiştir. Âlimlerin kendisine binlerce soru sorduğunu, kendisinin de bunlara ictihad yoluyla cevaplar verdiğini söyler. İctihad iddiasında bulunduğu için bütün insanlar kendisine karşı çıkmıştır. el-Bedr et-tâli‘, I, 367.
15.eş-Şeyh Molla Ali Kârî (1014/1605) İmamlara muhalefet edişi, onun ictihadda yüksek bir konumda olduğunu gösterir. el-Bedr et-tâli‘, I, 484.
16.es-Seyyid Ali b. Abdullah (1169–1240/1755–1824) Delillere tâbi olup onlarla amel etti. Kimseyi taklid etmedi, talebeler ondan ictihad ilimlerini öğrendiler. el-Bedr et-tâli‘, I, 507.
17.Ömer b. Raslan el-Bulkînî (769/1367) İbn Hacer onun hakkında ictihad ilimlerinin kendisinde kamilen bulunduğunu söyler. İbn Kesir de onun kendisine İbn Teymiyye’yi hatırlattığını söylemiştir. el-Bedr et-tâli‘, II, 545.
18.es-Seyyid İsa b. Muhammed el-Kevkebânî (1130–1207/1717–1792) İctihad ilimlerinde iyi bir durumdadır. el-Bedr et-tâli‘, II, 556.
19.el-İmam Kâsım b. Muhammed (Kasımî imametinin kurucusu) (967– 1029/1559–1619)Kitabü’l-I‘tısâm isimli eserinde temel hadis kaynaklarından görüşleri arz eder ve her meselede ictihadının gereğini tercih eder. el-Bedr et-tâli‘, II, 602.
20.es-Seyyid Kâsım b. Muhammed (1166–1246/1752–1830) İctihad ilimlerinde parladı, delille amel etti. el-Bedr et-tâli‘, II, 606.
21.Lütfulbârî es-Silâî (1121/1709) Sünnet’le amel, selefin yolundan gitme ve re’yle taklidden kaçınmada tam bir hassasiyeti ve rağbeti vardır. el-Bedr et-tâli‘, II, 613.
22.Muhammed b. Ahmed es-San’anî (1186–1223/1772–1808) Taklide dayanmayan, bilakis delillerden tercih ettiğiyle amel edenlerdendir. el-Bedr et-tâli‘, II, 669.
23.es-Seyyid Muhammed b. İshak (1090–1167/1679–1753) İctihad ilimlerini ihata ettiği hakkında icma olan imamlardandır. el-Bedr et-tâli‘, II, 681.
24.es-Seyyid Muhammed b. el-Hasen ez-Zaferi es-Sanânî (1170–1203/1756– 1788): İctihadı ile amel eden, naslara bağlı kalan birisidir. el-Bedr et-tâli‘, II, 707.
25. es-Seyyid Muhammed b. el-Hasen el-Muhtesib (1170–1257/1756–1841) Delillerle amel etti, kimseyi taklid etmedi. el-Bedr et-tâli‘, II, 714.
26. Muhammed b. Abdullah el-Kureşî (751–817/1350–1414) Rivâyetle iktisar etmedi, bilakis ictihad etti. el-Bedr et-tâli‘, II, 749.
27. Muhammed b. Ali el-Amranî es-Sanânî (1194–1264/1780–1847) İctihad ilimlerinde parladı, delille amel edenler arasına girdi. el-Bedr et-tâli‘, II, 763.
28. el-İmam en-Nâsır (739–793/1338–1390) İctihad rütbesinin fevkinde birisidir. el-Bedr et-tâli‘, II, 779.
29. Muhammed b. Muhammed İbn Şıhne el-Kebir (749–815/1348–1412) Sonunda taklidi terk etti ve ictihad etti. Onun gibisinin kendi döneminde ve memleketinde olması bile yeter. Zira bu bir zamandır kapalı olan bir kapı idi. el-Bedr et-tâli‘, II, 819.
30. Muhammed b. Yahya el-Yemânî (650–719/1252–1319) İctihad rütbesine ulaştı. el-Bedr et-tâli‘, II, 832.
31. el-Mutahhir b. Ali (1049/1639) Eserinde delilleri ortay koydu ve ictihad yolu üzere yürüdü. el-Bedr et-tâli‘, II, 864.
Delille Amel Ettiğini Övdüğü Kimseler
1. es-Seyyid el-Hasen eş-Şâmî (1196/1781) Sadece delille amel eden tâbileri oldu. el-Bedr et-tâli‘, I, 234.
2. el-Hasen b. Ali (1153–1225/1740–1810) Delilin gerektirdiği ile amel eder. Bunun dışındakileri dikkate almaz. el-Bedr et-tâli‘, I, 236.
3. es-Seyyid Abdullah b. Lütfulbârî (1113–1173/1701–1759) Delillerle amel eder, insanları ona yönlendirir ve taklidden nefret ettirirdi. el-Bedr et-tâli‘, I, 432.
4. es-Seyyid Abdullah b. Muhammed (1160–1242/1747–1826) Taklidden yüz çeviren, delillerle amel eden, dönemin faydalı âlimlerindendir. el-Bedr et-tâli‘, I, 435.
5. Abdullah b. Muhammed (1190–1241/1776–1825) Delillerde amelde güzel bir yolu vardır. el-Bedr et-tâli‘, I, 438.
6. el-İmâm el-Hâdî İzzüddin (845–900/1441–1494) Delile tâbi olmada başkasında görmediğim bir yolu vardır. el-Bedr et-tâli‘, I, 455.
7. Ali bin İsmail en-Nehmî (1170–1232/1756–1816): Delile ve sahih olanıyla amel etmeye, sırf re’ye iltifat etmemeye meyillidir. el-Bedr et-tâli‘, I, 471.
Bunlar ümmet âlimleri arasında taklid ettikleri imamlarının bir benzerinin ve hatta ona yakın olanının dahi bulunmadığına inanırlar. Bu inançları günlerin gecelerin geçmesiyle giderek kuvvetlenmiş ve nihâyet imamlarının bütün görüşlerinin şeriata uygun olduğuna kani olmuşlardır. Onlara göre imamlarının sözleri arasında hiçbir hata ve zaaf yoktur ve imamları delilleri en iyi bilen âlimdir ve bilmediği delil yoktur. Kendilerine Kur’ân’dan veya Sünnet’ten bir delil getirildiğinde “bu delil imamımıza göre racih olsaydı kesinlikle kabul ederdi, terk ettiğine göre onun katında ercah olan delil vardır” diyerek itirazlara kulak asmaz ve naslara olan böylesi muhalefetlerde bir beis görmezler. Edebü’t-taleb, 109.
Her bidatın anası ve bütün çirkinliklerin başı olan taklid bidatına bu cahiller nasıl da kani olmuşlar?Sonunda şeriatın Allah’ın Kitab’ı ve Rasûlullah’ın Sünnet’inden elde edilmesinin önüne geçmişler ve artık bunun mümkün olmadığını iddia etmişlerdir. Sanki insan anlayışı gerilemiş, beşerin aklı ortadan kaybolmuştur! Böylelikle taklid bidatının bütün ümmeti sarmasını istemişler ve aşağılık tabakalarından kimsenin yükselmemesini arzulamışlardır.Artık mezheblerden-Allah onları yok etsin- başka uyulacak bir yolun kalmadığını iddia ederler. Kur’ân ve Sünnet’teki hüküm mezheblerinin hükmüne uyarsa kabul eder, muhalif olursa reddederler. Muvafık olduğundaki kabulleri de sadece kendi mezheblerine uygun olduğundan dolayıdır. Ancak bunu açıkça söylerlerse halkın tepki göstereceğini bildiklerinden dolayı, bu küfür ibaresi ve cahilî sözden döner, nifak ederek yine o manaya gelecek şekilde ictihad kapısı kapandı derler. el-Kavl el-Müfîd, 64.
İbn Dakîkü’l-îd maraz-ı mevt halinde iken talebesi el-Ertevî’den bir kağıt ister ve ona bir şey yazıp yatağının altına koyar. Kendisi vefat ettikten sonra kağıdı çıkarıp baktıklarında, hocalarının taklidin haram olduğunu yazdığını görürler. el-Kavlü’l-müfîd, 50.
EL-BEDRÜ’T-TÂLİ‘DEN NAKİLLER
el-Bedr et-Tâli‘ bi mehâsini men ba‘de’lkarni’s sâbi‘’i
Şevkânî bu eseri kaleme alışının sebebi olarak şunları söyler:
Ayak takımından bir grup arasında ‘bu ümmetin selefinin ilimlerde önde olma faziletini elde edip halefinin bundan mahrum kaldığı’ şeklinde bir kabul yayıldı. Hatta dört mezheb müntesiblerinin oluşturduğu bir cemaatin altıncı asırdan, diğer bir cemaatin de yedinci asırdan sonra müctehid gelemeyeceğine dair iddialarda bulundukları yayıldı. Bu sözler son derece cahilane iddialar olup ilimden bir behresi olanların kabul edemeyecekleri ifadelerdir. Zira bu ilahi lütfun bazı kullara hasredilip diğerlerinin bundan mahrum bırakılması, bazı asırların rabbânî feyizden nasiplenip diğerlerinin nasiplenememesi demektir. Bu ise sonraki asırların Allah’ın hüccetlerini ayakta tutacak ve Kitab’ı ve Sünnet’i izah edecek kimselerden mahrum kalması demektir ki bu da şeriatın kaybolup dinin ortadan kalkması manasına gelir. Halbuki Allah teâlâ dininin korunmasını kendisi üstlenmiştir. Dinin korunması ise kitap aralarında kalmakla değil, onu insanlara her zamanda ve her ihtiyaç anında açıklayacak kimseleri yetiştirmekle olur. Bu kabuller, beni sekizinci asırdan sonra yaşamış olup haberleri bize ulaşan âlimleri toplayan bir kitap yazmaya itti. Bu kitabı dikkatli bir şekilde inceleyip boynundan taklid yularını çözen kimse görecektir ki Allah teâlâ selefe nasıl lütufta bulunmuşsa halefe de bulunmuştur. Hatta sonraki nesiller arasında meârif-i ilmiyeyi ihya eden öyle âlimler vardır ki ilk nesillerde bunların benzerleri çok azdır. el-Bedr et-tâli‘, I, 33–34.
Şevkânî’nin el-Bedrü’t-tâli‘’de Müctehid Olarak Nitelediği Âlimler
1. İbrahim b. Hasan b. Şihâbüddin el-Kûrânî (1025–1101/1616–1689) Büyük Şafiî âlim, müctehid. el-Bedr et-tâli‘, I, 42.
2. es-Seyyid İbrahim b. Abdülkâdir (1169–1223/1755–1808) Bir mezhebe bağlı kalmaz, Bilakis Kitab ve dinî hususlarda kimseyi taklid etmez. Sünnet naslarıyla amel eder, re’yi ile ictihad eder. Buna da ehildir. el-Bedr et-tâli‘, I, 48.
3. Ahmed b. Abdilhalîm b. Abdisselâm b. Abdillah b. el-Kâsım b. Teymiyye (661–738/1262–1337) Mutlak müctehid. İbn Hazm’dan sonra onun gibisini bilmiyorum. Bu iki adam arasında zaman onların bir benzerini veya onlar gibi olan yahut onlara yaklaşan birisini ihsan etmedi. Onun gibi Kitap ve Sünnet’le amel eden âlimleri dönemin mukassırlarının kötü görmemesi imkânsızdır. el-Bedr et-tâli‘, I, 94.
4. Ahmed bin Muhammed b. Abdilhâdî b. Sâlih b. Abdillah b. Ahmed Kâtın (1118–1199/1706–1784) Farklı ictihad ilimlerinin tamamını elde etmiştir. Sünnet’i iyi bilir, kendi ictihadıyla amel edip kimseyi taklid etmez. el-Bedr et-tâli‘, I, 144.
5. Abdülhamid b. Ahmed (d.1175/1761) Bir öncekinin oğludur. İctihad ilimlerinde tam bir bilgisi vardır. Delillerde amel etme hususunda babası gibidir. el-Bedr et-tâli‘, I, 145.
6. Sâlih b. Mehdi el-Makbelî (1047–1108/1637–1696) Delilin gerektirdiği ile amel ve taklide iltifat etmediğinden dolayı bazı âlimlerle münazaralarda bulundu. Kendisini delille bağlı kıldı. Böyle davranan kimse müctehiddir. el-Bedr et-tâli‘, I, 327.
7. es-Seyyid Abdülkadir b. Ahmed (1135–1207/1722–1792) Mutlak müctehid hocamız. el-Bedr et-tâli‘, I, 399.
8. Abdülkadir b. Ali el-Bedrî (1070–1160/1659–1747) Allâme, müctehid, mütebahhir. Yazdığı eserlerde müctehidlerin yolundan gidip kîl ü kâl ile muhalefet edenlere aldırmaz. el-Bedr et-tâli‘, I, 409.
9. Ali b. Hâdi Arheb(d. 1164/1750) Mukallid değildir, ibadet ve diğer alanlarla ilgili meselelerde ihtiyaç duyulan her sahada reyiyle ictihad eder. Buna hakkı vardır, çünkü ictihad ilimleri kendisinde fazlasıyla hâsıldır. el-Bedr et-tâli‘, II, 539.
10. es-Seyyid Muhammed b. İbrahim (775–840/1373–1436) İbnü’l-Vezîr olarak tanınan büyük imam, mutlak müctehid. el-Bedr et-tâli‘, II, 636.
11. es-Seyyid Muhammed b. İsmail (1099–1142/1687–1729) el-Emir olarak tanınan büyük imam, mutlak müctehid. İctihadı ile ortaya çıktı, delille amel etti, taklidden nefret etti, fıkhî görüşlerden delili olmayanların zayıflığını gösterdi. el-Bedr et-tâli‘, II, 686.
12. İbn Kayyım el-Cevziyye (691–751/1291–1350) Büyük allâme, mutlak müctehid. Üzerinde yetiştiği mezhebin görüşlerine nadiren meyleder, ancak diğer mezhebcilerin yaptığı gibi zorlama tevillere gitmez. O, Sünnet’i neşreden ve onu kendisi ile sonradan ortaya çıkan re’yler arasında en büyük delil edinen kimsedir. el-Bedr et-tâli‘, II, 695.
13. Muhammed b. Ali b. eş-Şevkânî(1173–1250/1760–1834) Otuz yaşından önce taklidi terk edip mutlak müctehid olarak ictihadda bulundu. el-Bedr et-tâli‘, II, 767.
Zımnen Müctehid Olarak Nitelediği Âlimler
1.İbrahim b. Hâlid b. Ahmed bin Kâsım el-Ulfî es-San’ânî (1106–1156/1694– 1743) Furû ve diğer ictihad ilimlerini elde etti. Bu ilimlerde kuvvetli bir şekilde iştirakte bulundu. İctihadları ve sahih görüşleriyle (nazar) döneminin büyük âlimlerine itirazlarda bulunmuştur. el-Bedr et-tâli‘, I, 43.
2.es-Seyyid İbrahim b. Abdullah el-Hûsî es-San’ânî (1187–1223/1773–1808) Re’y ictihadı ve delilin muktezasıyla amel hususunda o da hocaları gibidir. el-Bedr et-tâli‘, I, 49.
3.es-Seyyid Ahmed b. Muhammed (v. 1039/1629) Allâme Hüseyin b. el- Kâsım onu ictihadla tavsif etmiştir. el-Bedr et-tâli‘, I, 150.
4.es-Seyyid Ahmed b. Muhammed eş-Şerefî (975–1055/1567–1645) Şiirleri, haberleri, cihadı ve ictihadı vardır. el-Bedr et-tâli‘, I, 151
5.es-Seyyid Hasen b. Ahmed (1014–1084/1605–1673) Delil muktezasınca ictihadlarını kaleme aldı. Kendisine muvafık veya muhalif olanları umursamadı. el-Bedr et-tâli‘, I, 225.
6.el-Hasen b. İsmail el-Celâl (1140–1208/1727–1793) Kendisinden ders alan öğrenciler arasında on kadar müctehid vardır. el-Bedr et-tâli‘, I, 231
7.es-Seyyid el-Hasan b. Yahya (1167–1238/1753–1822) İsabetli re’yi ile ictihad kanalında hakkın alemlerini yaydı. el-Bedr et-tâli‘, I, 247.
8.es-Seyyid Hüseyin b. Abdullah el-Kebsî (1147–1223/1734–1808) İctihad ilimlerinde öne çıkan âlimlerdendir. el-Bedr et-tâli‘, I, 255.
9.el-Hüseyin b. Muhammed (el-Mağribî) (1048–1119/1638–1707) Çoğu zaman tercihten kaçınır. Bu ise ictihadın semeresidir. el-Bedr et-tâli‘, I, 269.
10.el-Hüseyin b. Yahya es-Selefî es-San’ânî (1160–1230/1747–1814) İctihad ilimlerine kuvvetli bir şekilde iştirak eder. Delilin gerektirdiği ile amel eder. el-Bedr et-tâli‘, I, 276.
11.Süleyman b. Hamza (628–715/1230–1315) Hadiste temayüz etti, ciddi davrandı ve ictihad etti. el-Bedr et-tâli‘, I, 307.
12.Abdurrahman b. Ahmed (d. 1180/1766) Kimseyi taklid etmez, re’yi ile ictihad eder. Bunu hak eden biridir. el-Bedr et-tâli‘, I, 357.
13. Abdurrahman b. el-Hasen el-Bühkelî (1224/1809) İctihad ilimlerinde yed-ı tûlâsı vardır. el-Bedr et-tâli‘, I, 361.
14.Abdurrahman es-Suyûtî (849–911/1445–1505) Kendisi “İctihad aletleri bende tamam oldu” demiştir. Âlimlerin kendisine binlerce soru sorduğunu, kendisinin de bunlara ictihad yoluyla cevaplar verdiğini söyler. İctihad iddiasında bulunduğu için bütün insanlar kendisine karşı çıkmıştır. el-Bedr et-tâli‘, I, 367.
15.eş-Şeyh Molla Ali Kârî (1014/1605) İmamlara muhalefet edişi, onun ictihadda yüksek bir konumda olduğunu gösterir. el-Bedr et-tâli‘, I, 484.
16.es-Seyyid Ali b. Abdullah (1169–1240/1755–1824) Delillere tâbi olup onlarla amel etti. Kimseyi taklid etmedi, talebeler ondan ictihad ilimlerini öğrendiler. el-Bedr et-tâli‘, I, 507.
17.Ömer b. Raslan el-Bulkînî (769/1367) İbn Hacer onun hakkında ictihad ilimlerinin kendisinde kamilen bulunduğunu söyler. İbn Kesir de onun kendisine İbn Teymiyye’yi hatırlattığını söylemiştir. el-Bedr et-tâli‘, II, 545.
18.es-Seyyid İsa b. Muhammed el-Kevkebânî (1130–1207/1717–1792) İctihad ilimlerinde iyi bir durumdadır. el-Bedr et-tâli‘, II, 556.
19.el-İmam Kâsım b. Muhammed (Kasımî imametinin kurucusu) (967– 1029/1559–1619)Kitabü’l-I‘tısâm isimli eserinde temel hadis kaynaklarından görüşleri arz eder ve her meselede ictihadının gereğini tercih eder. el-Bedr et-tâli‘, II, 602.
20.es-Seyyid Kâsım b. Muhammed (1166–1246/1752–1830) İctihad ilimlerinde parladı, delille amel etti. el-Bedr et-tâli‘, II, 606.
21.Lütfulbârî es-Silâî (1121/1709) Sünnet’le amel, selefin yolundan gitme ve re’yle taklidden kaçınmada tam bir hassasiyeti ve rağbeti vardır. el-Bedr et-tâli‘, II, 613.
22.Muhammed b. Ahmed es-San’anî (1186–1223/1772–1808) Taklide dayanmayan, bilakis delillerden tercih ettiğiyle amel edenlerdendir. el-Bedr et-tâli‘, II, 669.
23.es-Seyyid Muhammed b. İshak (1090–1167/1679–1753) İctihad ilimlerini ihata ettiği hakkında icma olan imamlardandır. el-Bedr et-tâli‘, II, 681.
24.es-Seyyid Muhammed b. el-Hasen ez-Zaferi es-Sanânî (1170–1203/1756– 1788): İctihadı ile amel eden, naslara bağlı kalan birisidir. el-Bedr et-tâli‘, II, 707.
25. es-Seyyid Muhammed b. el-Hasen el-Muhtesib (1170–1257/1756–1841) Delillerle amel etti, kimseyi taklid etmedi. el-Bedr et-tâli‘, II, 714.
26. Muhammed b. Abdullah el-Kureşî (751–817/1350–1414) Rivâyetle iktisar etmedi, bilakis ictihad etti. el-Bedr et-tâli‘, II, 749.
27. Muhammed b. Ali el-Amranî es-Sanânî (1194–1264/1780–1847) İctihad ilimlerinde parladı, delille amel edenler arasına girdi. el-Bedr et-tâli‘, II, 763.
28. el-İmam en-Nâsır (739–793/1338–1390) İctihad rütbesinin fevkinde birisidir. el-Bedr et-tâli‘, II, 779.
29. Muhammed b. Muhammed İbn Şıhne el-Kebir (749–815/1348–1412) Sonunda taklidi terk etti ve ictihad etti. Onun gibisinin kendi döneminde ve memleketinde olması bile yeter. Zira bu bir zamandır kapalı olan bir kapı idi. el-Bedr et-tâli‘, II, 819.
30. Muhammed b. Yahya el-Yemânî (650–719/1252–1319) İctihad rütbesine ulaştı. el-Bedr et-tâli‘, II, 832.
31. el-Mutahhir b. Ali (1049/1639) Eserinde delilleri ortay koydu ve ictihad yolu üzere yürüdü. el-Bedr et-tâli‘, II, 864.
Delille Amel Ettiğini Övdüğü Kimseler
1. es-Seyyid el-Hasen eş-Şâmî (1196/1781) Sadece delille amel eden tâbileri oldu. el-Bedr et-tâli‘, I, 234.
2. el-Hasen b. Ali (1153–1225/1740–1810) Delilin gerektirdiği ile amel eder. Bunun dışındakileri dikkate almaz. el-Bedr et-tâli‘, I, 236.
3. es-Seyyid Abdullah b. Lütfulbârî (1113–1173/1701–1759) Delillerle amel eder, insanları ona yönlendirir ve taklidden nefret ettirirdi. el-Bedr et-tâli‘, I, 432.
4. es-Seyyid Abdullah b. Muhammed (1160–1242/1747–1826) Taklidden yüz çeviren, delillerle amel eden, dönemin faydalı âlimlerindendir. el-Bedr et-tâli‘, I, 435.
5. Abdullah b. Muhammed (1190–1241/1776–1825) Delillerde amelde güzel bir yolu vardır. el-Bedr et-tâli‘, I, 438.
6. el-İmâm el-Hâdî İzzüddin (845–900/1441–1494) Delile tâbi olmada başkasında görmediğim bir yolu vardır. el-Bedr et-tâli‘, I, 455.
7. Ali bin İsmail en-Nehmî (1170–1232/1756–1816): Delile ve sahih olanıyla amel etmeye, sırf re’ye iltifat etmemeye meyillidir. el-Bedr et-tâli‘, I, 471.