Bu benim de görüşüm, küfrünü görmediğim kendisini Müslüman ilan eden, La ilahe illAllah diyen, İslam'ın şartlarından ve şiarlarından birini yerine getiren kişiye ben hükmen müslüman derim ta ki küfrünü görene kadar, küfrü açıksa arkasında namaz kılmam. Suizan yerine hüsnü zan yapmayı tercih ediyorum, bunu daha hayırlı görüyorum. Allah en iyisini bilir.
İslam ulemasının üzerinde olduğu görüş; bir kimsenin La ilahe illallah demekle Müslüman olmayacağı, La ilahe ilallah diyen kimsenin de İslamına hükmedilmeyeceğidir. Alimlerin bu konudaki icmasını İbn Hacer nakletmiştir.
İbn Hacer'in Fethu'l Bari'de naklettiğine göre İmam Beğavi de diyor ki: "Şayet kafir olan kimse, tevhidi ikrar etmeyen bir putperest ise tevhid kelimesini söylediği zaman ona Müslüman hükmü verilir. Daha sonra o kimseye İslam’ın diğer ahkamlarını kabul etmesi ve İslam’a muhalif olan dinlerden beri olması istenilir. Fakat tevhidi ikrar ettiği halde nübüvveti inkar eden bir kimse ise, kendisinden Rasulullah(aleyhisselatu vesselam)'ın risaletini ikrar etmesi istenir. Şayet Rasulullah(aleyhisselatu vesselam)’ın sadece Araplara gönderildiğine itikad eden bir kimse ise, Rasulullah(aleyhisselatu vesselam)’ın bütün insanlara gönderildiğini ikrar etmesi gerekir."
İmam Beğavi, Kadı İyad gibi birçok ulema bunu söylemişler ve "La ilahe ilallah" sözünü söyleyen kimsenin İslam'ına hükmedilmez demişler. Bunun sebebi de bu sözün sahibi kimselerin zaten bu sözü ikrar ediyor olmalarıdır. Fakat Mekke müşrikleri bu sözü söyledikleri zaman İslam'ına hükmediliyordu. Çünkü onlar bu sözü söylediğinde İslam'ı kabul ettikleri manasına geliyordu.
Şimdi gelelim günümüz vakıasına, sizin asıl probleminiz İslam alimlerinin sözlerini alakalı-alakasız yerlerde tatbik etmenizdir. Alimler "Küfrünü görene kadar Müslümandır" sözünü aslen Müslüman olan Daru'l islam olan bir belde hakkında söylemişlerdir. Bunun aksini söyleyen varsa buyursun isbat etsin.
Fakat günümüzde olduğu gibi tüm toplumun Allah'a şirk koştuğu, Muvahhidlerin azınlık olduğu ve elle sayıldığı bir toplumda bu fıkhı hangi hakla uyguluyorsunuz?
Şimdi sana bir soru: Sen bugün İran'a gitsen, orada La ilahe ilallah diyen, namaz kılan rafızilerin arkasında namaz mı kılacaksın? Senin inancına göre itikad sorgulamakta bidatsa, o halde sana göre tüm İran halkı Müslüman öyle mi? Küfrünü görene kadar arkalarında namaz kılacaksın, kestikleri etleri yiyeceksin, kızlarıyla evleneceksin, kızını onlara nikahlayacaksın öyle mi?
Arkadaşım, işte alimlerin sözlerini tahkik etmeden, manasını anlamadan amel edersen işin sonu işte böyle sapık bir yola çıkıyor. O zaman tüm sofileri, şiileri, rafızileri, demokratları Müslüman göreceksin. Hatta bugün Menzil köyüne gitsen, şirklerini görmedim diyerek hepsine Müslüman muamelesi yapacaksın. Böyle batıl bir mezhebten Allah'a sığınırız.
Sizin için Sahabe'nin uygulaması hüccet değil mi? Sahabe (radiyallahu anhum) Riddet savaşlarında "La ilahe illallah Muhammedu'r Rasulullah" diyen, namaz kılan nice nice insana kafir muamelesi yaptılar. Hiçbirine bu alametleri sebebiyle Müslüman demediler. Hatta İslam toplumunun 4'de 3'ü kafir oldu. Beldelerinde ezan okunmasına rağmen saldırdılar ve hepsini öldürüp mallarını ganimet aldılar.
İmam Ahmed Bin Hanbel (Rahimehullah) kendi döneminde "Kuran Mahluktur" fitnesi yayıldığı dönemde öğrencilerine:"İtikadını bilmediğin kimsenin arkasında namaz kılmayın" dedi. Çünkü küfür yayılmıştı. İşte alimler bu şekilde vakıaya göre hareket ederlerdir. Aksi bir davranış insanı sapıklığa, şirk ehline İslam muamelesi yapmaya sevkeder.
Yine Osman ibn Merzuk Mısır'a gittiği zaman Mısır'ın kralı şiiliği izhar ediyordu. Bunun üzerine Osman ibn Merzuk öğrencilerine:"İtikadını bildiğiniz kimsenin dışında kimsenin arkasında namaza durmayın." dedi.
Gel gelelim sizin inancınıza göre bir belde müşrikte olsa, kafirde olsai rafızide olsa, La ilahe illallah dediği, namaz kıldığı için onlara Müslüman muamelesi yapılıyor. Bunu iddia eden bir tane İslam alimi varsa buyrun buraya yazın. Allah'a yemin ediyorum ki yok. Son dönem fıkıhtan yoksunları dışında böyle bir iddiayı hiçbir İslam alimi söylememiştir. Şirki ve küfrü izhar eden bir topluma birkaç ameli sebebiyle Müslüman muamelesi yapılır dememiştir.
Günümüz diyanet'inin Allah düşmanı imamlarına gelince, sizler bunların hepsinin devletin yalakası olduğunu, hutbelerden şirki ve küfrü izhar ettiklerini bile bile onlara Müslüman muamelesi yapıyorsanız, demek ki siz alimlerden daha alim, müctehidlerden daha müctehidsiniz. İslam toplumunda "itikadını bilmediğinin arkasında namaz kılma" diyen İmam Ahmed'in görüşü nerede? Kafirliğinde hiçbir şek ve şüphe olmayan kafir diyanet imamlarının arkasında namaza duranların hali nerede?
Ayrıca şunu da belirtmek gerekir ki; burası Daru'l İslam değil. Bu imamlarda İslam devletinin atadığı imamlar değil. Burası Daru'l küfürdür. Devleti kafir, milleti de küfrü şirki izhar eden, Allah'a şirk koşmayı kendine din edinen bir toplumdur. Bir şey hakkında hüküm verirken bunları da gözönüne alın. Sizin sözlediğiniz fıkıh Daru'l İslam'da, toplumu da küfrü şirki izhar etmeyen bir beldede uygulanacak hükümdür.