Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

İlmi Konu Seyhu'l İslam İbn Teymiyye: Müslümanı Tekfir Câiz midir?

ABDULHAK Çevrimdışı

ABDULHAK

الإذلال هو بعيد عنا
Admin
Müslümanı Tekfir Câiz midir?
Bir müslümanı işlediği bir günah ve yaptığı bir hata sebebiyle tekfir etmek caiz değildir.
Nitekim kıble ehli olan müslümanların ihtilâf ettikleri meselelerde durum böyledir.
Cenâb-ı Hak şöyle buyurur:
"Rasul, Rabb'inden kendisine indirilene inandı, mûminler de. Hepsi Allah'a, meleklerine, kitablarına ve peygamberlerine inandı. 'O'nun elçilerinden hiçbirini diğerinden ayırmayız' (dediler). Ve dediler ki: 'İşittik, itaat ettik! Rabbimiz, (bizi) bağışlamanı dileriz. Dönüş(ümüz) Sana'dır!" (2 Bakara 285)

Sahih bir hadîste Allah-u Teâlâ'nın bu duayı kabul ederek mûminlerin hatalarını bağışladığı belirtilmiştir. (Muslim, İmân, 199)
Vaktiyle, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Efendimiz kendileriyle muharebe edilmesini emrettiği, haktan uzaklaşmış bulunan Haricîler ile râşid halifelerden birisi olan mûminlerin emîri Ali b. Ebî Tâlib muharebe etmişti. Bu kimselerle çarpışmak gerektiği hususunda, gerek sahabe ve tâbiûn'un ileri gelenleri, gerekse daha sonraki nesillerin imamları ittifak etmişlerdir.
Ama bu Hâricileri ne Ali b. Ebî Tâlib, ne Sa'd b. Ebî Vakkâs, ne de bir başka, sahâbî tekfir etmemiş, bilâkis kendileriyle çarpışmış olmakla beraber onları müslüman saymışlardır.
Ayrıca Ali onlarla ancak haksız yere kan dökmeye ve müslümanların mallarını yağmalamaya başladıkları zaman savaşmıştır. Ama onlarla kâfir saydığı için değil, zulümlerini ve azgınlıklarını ortadan kaldırmak için çarpışmıştır. Bu sebeble de o, Haricîlerin esir edilen kadınlarına câriye, ele geçirilen mallarına da ganimet muamelesi yapmamıştı.
Sapık oldukları nass ve icmâ ile sabit bulunan bu kimseler, Allah ve Rasulu kendileriyle çarpışılmasını emretmiş olmasına rağmen tekfir edilmediklerine göre, kendilerinden daha bilgili kimselerin dahi hataya düşebildikleri bazı mes'elelerde hakka isabet edememiş muhtelif grublar nasıl kâfir sayılabilirler?!
Bu grublardan herhangi birisinin bir diğer grubu kâfir ilân etmesi, kanını ve malını helâl sayması kesinlikle caiz değildir.
Kâfir sayılan bu grub arasında kesinkes bid'atler bulunsa bile, durum aynıdır.
Ama aksine bunlara küfür damgasını vuran fırka da bizzat bir bid'atçı ise bu takdirde ne demeli?!
Hatta bazan bu damgacıların bid'atı daha da beter olabilmektedir. Genellikle bu fırkaların tamamı, üzerinde ihtilâf ettikleri hususların gerçek yönünü bilmemektedirler.
Aslolan şudur ki: müslümanların kanları, malları, ırz ve namusları birbirlerine karşı haramdır; ancak Allah'ın ve Rasulünün izniyle helâl olabilir.
Peygamber Veda Haccı'nda müslümanlara îrâd ettiği hutbede şöyle buyurmuştu:
"Kanlarınız, mallarınız, ırz ve namuslarınız birbirinize karşı, aynen içerisinde bulunduğunuz şu gün, şu şehir ve şu ayın hürmeti ve mubârakliği gibi, haramdır" (Buhârî, İlim, 9; Hacc, 132; Muslim, Kasâme, 29, 30).
Yine O, şöyle buyuruyordu:
"Her müslümanın kanı, malı ve ırzı bir diğer müslümana haramdır" (Muslim, Birr, 32; Ebû Dâvud, Edeb, 35; Tirmizî, Birr, 18),
"Bizim namazımızı kılan, kıblemize yönelen, kestiğimizi yiyen herkes müslümandır, o kimse için Allah ve Resulünün te'minatı vardır" (Buhârî, Salât, 28),

"İki müslüman birbirlerine kılıç çektikleri zaman öldüren de, öldürülen de cehennemdedir".
Bunun üzerine soruldu: "
Yâ Rasûlâllah! Katili anladık, ama öldürülen niye cehenneme gidecek? buyurdular ki:
"O da hasmını öldürmeyi murâd etmişti" (Nesâî, Tahrîm, 29; İbn Mâce, Fiten, 11).

"Sakın ola benden sonra birbirinizin boynunu vuran kâfirler haline gelmeyin!" (Buhârî, İlm, 43; Muslim, İmân, 118-120),

"Bir müslüman bir kardeşine 'kâfir!' dediği zaman mutlaka o söz, bu ikisinden birisine döner" (Buhârî, Edeb, 73; Muslim, İmân, 111; Tirmizî, İmân, 16)

Bu hadîslerin tamamı sahih hadîs mecmualarından tahric olunmuştur.
Yalnız bir müslüman, bir diğerini tekfir etme veya onunla çarpışma konusunda bir te'vilden hareket ediyorsa bu takdirde kendisi tekfir olunmaz.

Nitekim Ömer b. el-Hattâb, ashâbtan Hâtıb b. Ebî Beltea için:
"Yâ Rasûlâllah! Musaade et de şu munâfığın boynunu vurayım" demiş, Peygamber Efendimiz ise şöyle buyurmuşlardı: "Hâtıb, Bedir Harbine katıldı. Sen nereden bileceksin ki, Cenâb-ı Hak Bedir ehlinin durumlarına muttalîdir ve onlar hakkında: 'Dilediğinizi yapın, Ben sizi bağışladım, buyurmuştur".
Bu hadîs Buhârî ve Muslim'de mevcuttur. (Buhârî, Meğâzî, 46; Muslim, Fedâilu's-Sahâbe, 161)

(Hâtıb b. Ebî Beltea (30/650)
: Peygamber'le beraber bütün seferlere katılmış bir sahâbîdir. Rasûl-u Ekrem Efendimiz Mekke Fethi için hazırlıkları son derece gizli bir şekilde yürütürken Hâtıb, Mekke'deki yardımcısız kalmış, oğulları, kardeşleri ve akrabaları için himâyekâr olurlar, düşüncesiyle Mekke ileri gelenlerine durumu gizli bir mektubla bildirmek istemişti. Bu teşebbüsü tesbit edilince gelip özür beyân etti. Peygamber onun özünü kabul etmiştir. (İbn Hacer, İsâbe, 1/300)

Hafız İbni Hacer el-Askalani bu hadisin şerhinde şöyle dedi:
"Hatıb radiyallahu anh’ın mazereti; bu yaptığının müslümanlara ve Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’e zarar vermeyeceğini düşünerek yaptığı tevildir." (Fethu’l-Bari c:8 s: 634)

Buhârî ve Muslim'de îfk hadisesiyle ilgili olarak şu rivayet de yer alır:
Useyd b. el-Hudayr, Sâd b. Ubâde'ye:
"Sen, munafıkları koruyan bir munafıksın!"dedi.
Bunun üzerine iki grub (Evsliler ve Hazrecliler) munakaşaya başladılar. Ama Peygamber aralarına girip onları yatıştırdı ve barıştırdı. (Buhârî, Şehâdât, 15; Meğâzî, 34; Muslim, Tevbe, 56)

Görüldüğü gibi Bedir savaşına katılmış bu ashâb arasında biri diğerine:
"Sen bir munafıksın!" diyenler bulunuyordu ve Peygamber bunlardan hiçbirini kâfir saymıyor, aksine hepsinin de cennetlik olduğuna şehâdet ediyordu.
Aynı şekilde Sahîhayn'de Usâme b. Zeyd'den rivayet olunduğuna göre, Usâme (harb sırasında) bir adamı 'Lâ ilahe illallah' dedikten sonra (onun ölümden kurtulmak için böyle dediğini düşünerek) öldürmüştü. Bunu Peygamber'e haber verdiği zaman, Allah Rasulu durumu çok önemli ve hatalı görerek:
"Yâ Usâme! 'Lâ ilahe illAllah' dedikten sonra adamı öldürdün öyle mi?!" dedi ve bu sözü o kadar çok tekrar etti ki neticede Usâme:
"(Böyle bir hatayı işlemektense) 'keşke ancak o gün müslümanlığa girmiş olsaydım' diye temenni ettim" demiştir.
(Buhârî, Diyât, 2; Muslim, İmân, 158, 159)

Ama buna rağmen Peygamber, Usâme'ye ne kısas, ne diyet, ne de keffâret tatbikini gerekli görmemiştir.
Çünkü; Usâme bir te'vilde bulunmuş, kelime-i tevhid getiren adamı bunu ancak ölümden kurtulmak üzere söylediğini zannettiği için öldürmesinin caiz olduğunu sanmıştı.
Bu şekilde Cemel, Sıffîn ve benzeri hâdiselerde bulunmuş Selef-i Salihîn birbirleriyle çarpışmışlardı ve bunların tamamı da mûmindi, müslümandı.
Nitekim Cenâb-ı Hak buyurur:
"Eğer inananlardan iki grub vuruşurlarsa onların arasını düzeltin. Şayet biri ötekine saldırırsa Allah'ın buyruğuna dönünceye kadar saldıran tarafla vuruşun. (Allah'ın buyruğuna) dönerse artık adaletle onların arasını düzeltin ve(her hususta) âdil olun. Allah adalet (le hareket) edenleri sever" (Hucurât 9)

Böylece Cenâb-ı Hak birbirleriyle çarpışmaları ve birbirlerine karşı azgınlık yapmalarına rağmen bunların mûmin ve kardeş olduklarını beyân etmiş ve aralarının adaletle düzeltilmesini emretmiştir.
Bu sebebledir ki selefimiz, aralarında çarpışmalar cereyan etmesine rağmen birbirlerini din dostu bilirler, kâfirlerin düşmanlığı gibi düşmanlık yapmazlar, birbirlerinin şâhidliğini makbul sayar, birbirlerinden bilgi alış-verişinde bulunur, kız alır-verir, birbirlerine vâris olur ve karşılıklı olarak tamamen müslüman muamelesini uygularlardı; aralarında bulunan çarpışma, birbirlerine lanet okuma ve benzeri hususlar da bunlara mâni olmazdı.
Sahih bir hadîste sabit olmuştur ki;
Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Rabbinden, ümmetini umumî bir sünnetle (geçmiş ummetlerde olduğu gibi bir azab göndererek) helak etmemesini istedi; Cenâb-ı Hak O'nun bu isteğini kabul etti.
Onların başına dıştan bir düşman musallat etmemesi duasında bulundu; Allah bunu da kabul etti.
Sonra onların aralarında bir çatışma olmamasını da talep etti; ancak bu taleb kabul olunmadı.
Bunu takiben Rasûlullah Efendimiz, ummeti birbirini öldürüp esir muamelesi yapmadıkça Cenâb-ı Hakk'ın onlara, tamamına birden tahakkümde bulunacak dıştan bir düşman musallat etmeyeceğini haber verdi. (İbn Hanbel, 5/278)

Buhârî ve Muslim'de yer alan bir hadîse göre; En'âm sûresinin 65. âyetinin "De ki: "O, sizin üzerinize üstünüzden bir azâb göndermeğe kadirdir" şeklindeki kısmı nazil olunca Peygamber: "Yâ Rabbi, Sana
(vechine) sığınırım!" dedi.
Âyetin devamında: "Yahut ayaklarınızın altından
(da, azab göndermeğe O'nun gücü yeter") buyurulunca yine,
"Yâ Rabbi, Sana sığınırım" diye duâ etti.
Aynı âyet: "Ya da sizi fırka fırka birbirinize düşürüp kiminize kiminizin hıncını taddırmağa
(da kadirdir)" şeklinde devam edince,
Rasûlullah Efendimiz: "Bu ikisi daha ehvendir" buyurdular.

(Buhârî, Tefsiru Sûreti'l-En'âm, 2; Tirmizî, Tefsiru Sûreti'l-En'am, 2)
Evet, durum işte böyledir.
Ama hadd-i zâtında Cenâb-ı Hak cemaat halinde olmayı, birlik ve beraberliği emretmiş; bid'ati, bölünüp parçalanmayı yasaklamıştır.
O şöyle buyurur:
"Dinlerini parça parça edip, grub grub olanlar var ya, senin onlarla hiç bir ilişkin yoktur" (En'âm 159).
Peygamber Efendimiz de buyurmuştur:
"Size cemaatı, birlik ve beraberliği tavsiye ederim. Çünkü Allah'ın eli, cemaatın üzerindedir" (Tirmizî, Fiten, 7; Nesâî, Tahrim, 6),

"Şeytan tek başına olan kişiye musallattır, ama iki kişi bir araya gelince daha uzaktır" (Tirmizî, Fiten, 7; İbn Hanbel, 1/18, 26),

"Sürünün kurdu gibi, Şeytan da insanın kurdudur. Kurt sürüden ancak ayrılanı ve uzaklaşanı kapar" (İbn Hanbel, 5/233, 243).


(Seyhu'l İslam İbn Teymiyye ; mecmuul_feteva C:3 ; KÂİDETU EHLİ'S-SUNNE VE'L-CEMÂA)
 
fatih0073231 Çevrimdışı

fatih0073231

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Hocam başlığın kökünde bence biz yanlışlık var yani müslüman zaten tekfir edilmez ki bunun caizliği tartışılsın.

Müslümanı tekfir etmek bana ilginç bir başlık olarak geldi.....
 
ebubeyza Çevrimdışı

ebubeyza

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Abdulhakem abi konu ile ilgili birşey soracam.
İslamın asli meselelerinde yani akideyi ilgilendiren meselerde tevil ya da yanlış tevil sahibi kişinin durumu veya hükmü nedir?
Mesela hakimiyet meselesinde "ehven-i şer"i delil getirip buna göre oy verilebilinir diyen kişi tevil sahibi kişimidir? ve mazurmudur
 
M Çevrimdışı

Mutedeyyin

Misafir
Tirmizi ebu umame el bahiliden o da Resulullah (sav) den rivayet etmişdir.Hariciler hakkında buyurdularki : Şüphesiz onlar cehennemliklerin köpekleridir.Sonra da o gün bazı yüzler ağarır.Bazi yuzler kararır ayetini okudular.


İmam ahmed ibn hanbel şöyle demiştir.Hariciler hakkında hadisler on açıdan sahihdir.Müslim olanlari sahihden tahric etmiştir.Buhari bir kısmını tahric etmiştir.Peygamber (sav) buyurmuştur ki : Onların namazı yanında kendi namazinınızı, oruçlari karsında kendi orucunuzu ;kur an okuyusları karsısında kur an okuyusunuzu begenmessiniz.Kur anı okurlar , bogazlarından aşagı inmez , İslam dan okun fırlayıp çıktığı gibi çikmişlardır.Bir Rivayette de ehli islami öldürürler Putperestlere ülfet ederler. Buyurulmustur…

bu hadisler doğruysa haricileri Peygaber sav efendimiz tekfir etmiştir ondan sonra söylenen her söz nafiledir
 
H Çevrimdışı

Harkani

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
Bir Müslümanı Tekfir etmek elbette caiz değil hiç sorulmaması gereken konulardan biri amma velakin bugün kaydolduğum formlarda bol bol Tekfir okudum, Hatta öyle ki Ebu Cehil ile Erbakanı aynılaştıran yazılarada rastladım. Tekfir Haricilerden bu yana ümmeti muhammedin çok büyük sorunudur. Mücahade ve mücadele biçimi olarak demokratik seçimleri kullananlarıda tekfir eden yazılar okudum ,gerçekten üzücü,
Bir arkadaşımız demişki Ebu Cehil Kabede yiyecek dağıtırken kim adına dağıtıyordu Allah adına değilmi demiş ve Buradan Erbakanın mücadelesine varmış ve oda aynını yaptıya getirmiş.Ebu Cehil Allahtan önce putları adına çalışıyor ve Allahın Birliğine Peygamber AS ın peygamberliğine inanmıyor iken. Bizler Şirke batmamış yani alenen Allah cc ortak koşmamış ve Kuranın hükümlerinin bir kısmına veya tamamına kapalı veya alenen inanmadığını beyan etmeyen ,Aynı kıbleye yöneldiğimiz Lailahe illallah Muhammeden rasulullah diyen herkesi Şeriati Ahmediyyeyi kabul etmek şartı ile İslam Akıdesine bağlı ise Müslüman biliriz Günahkar olmak ile müşrik ve Kafir olmak ayrı şeylerdir.
Bir Müslüman müslüman ise ve kardeşi onu tekfir ediyorsa sorumluluğu çok büyüktür.Hariciler Sabah akşam namaz kılıyor hatta kıldıkları namazdan dizleri parçalanmış iken kendilerinden başka hiç kimseyi Müslüman kabul etmiyorlar İlk iki müslümandan biri ve Ehli beytin babası Hz.ali K V yi Tekfir etmekten geri durmuyorlardı.
Yüklendikleri günah ise 1300 yıllık ihtilaf ve kardeş katlidir.
Aziz Kardeşlerim Hz İsa Efendimize atfedilen bir söz vardır İlk taşı günahsız olanınız atsın diye.Tekfirden sakının eğer Şeriata muhalif bir durumu var ise ve Alanen dinin bir kısmını kabul edip bir kısmına muhalif değilse TEKFİR den ziyade iyiliği emretmektir Müslümanın görevi .Ama günah kavramı ile açıklanabilecek pek çok şeyi TEKFİR le tanımlar olduk.Demokratik seçimlerin anlamsız olduğuna inanabilirsiniz amma bri grupta mücadele biçimini demokratik yolla iktidara gelmekte görebilir bu yalnızca mücadele biçiminizi değiştirir.bir diğerini KAFİR yapmaz Kafir sözü ne acı bir sözdür .İsmet Özel bile Müslüman Kafir birde ortası vardır diyor yani Münafık Ertuğrulgiller için incelikli olamamakta
fayda var Kimse Kalkıp Allah ve Resulunun önüne geçmesin vesselam
“Ey iman edenler Allah ve Rasülü'nün önüne geçmeyin ve Allah'dan sakının Şüphesiz Allah herşeyi işiten, herşeyi bilendir.” Hucurat suresi 1. ayet
 
H Çevrimdışı

Harkani

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
Düzeltme:İsmet Özel bile Müslüman Kafir birde ortası vardır diyor yani Münafık da vardır islamda,Ertuğrulgiller için incelikli olmakta
fayda var ABDÜLHAK KARDEŞİME açtığı konu için teşekkür ve dua ile
 
karafi Çevrimdışı

karafi

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Ama günah kavramı ile açıklanabilecek pek çok şeyi TEKFİR le tanımlar olduk.Demokratik seçimlerin anlamsız olduğuna inanabilirsiniz amma bri grupta mücadele biçimini demokratik yolla iktidara gelmekte görebilir bu yalnızca mücadele biçiminizi değiştirir.bir diğerini KAFİR yapmaz Kafir sözü ne acı bir sözdür .İsmet Özel bile Müslüman Kafir birde ortası vardır diyor yani Münafık Ertuğrulgiller için incelikli olamamakta
arkadaşlar kusura bakmayın fakat ben böyle düşünceleri gördümmü duramıyorum uyarmaya çalışıyorum uyardımmıda tekfirci oluyorum ne tuhaf bir durum.adamın hem ilme ihtiyacı var hemde ilimsizce harici ilan ediyorlar.neyse!!
1-günahın tanımını yaparmısın?
2- buradaki hangi kardeş kimi hangi günahından dolayı tekfir etmiş?
3-islamdan gayrı mücadele biçiminin(şirk düzenleriyle)caiz olduğuna dair deliliniz nedir?
4-günümüzdeki harici dediklerinizin amellerine baktınızmı hadislerdeki özelliklere uyuyormu?
 
sirati mustakim Çevrimdışı

sirati mustakim

İslam-tr Sakini
İslam-TR Üyesi
assalamu aleykum.kardes tevil ya da yanlış tevil sahibi kişinin durumu veya hükmü nedir?
Allah razi olsun
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
assalamu aleykum.kardes tevil ya da yanlış tevil sahibi kişinin durumu veya hükmü nedir?
Allah razi olsun
Tevil, tekfirin manilerindendir.
Sahih tevil zaten tekfire engeldir. Fasid tevil'de her zaman olmasa da tekfire engel olabilir. Kudâme bin Maz'un (r.anh)'ın içki içmesine sebeb olarak ileri sürdüğü fâsid tevili misalinde olduğu gibi. Ömer (r.anh) tekfir etmemiş fakat, içki haddini tatbik etmesi gibi. Fakat fasid tevil, tekfire kayma açısından çok hassas ve tehlikelidir.
 
sirati mustakim Çevrimdışı

sirati mustakim

İslam-tr Sakini
İslam-TR Üyesi
Allah razi olsun kardesim.Fasid tevil ile Sahih tevili nasil ayird ede bilirim?kaynak olarak nerden oyrene bilirim?sana da eziyyet vermis olmayim.bi kitap tasviiye ede bilirmisin?Allah razi olsun.selamun aleykum
 
masivaa Çevrimdışı

masivaa

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Benim anladığım şuki,Bir müslüman tekfir edilemez ,fakat düşüncesini tekfir etmede bir sorun yoktur.Doğrumu?
mesela,ibni arabinin vahdeti vucud inancı için şirk denebilir ,fakat ibni arabi için kafirdir ,denemez..
 
Çay-Şakird Çevrimdışı

Çay-Şakird

İslam-tr Sakini
İslam-TR Üyesi
Benim anladığım şuki,Bir müslüman tekfir edilemez ,fakat düşüncesini tekfir etmede bir sorun yoktur.Doğrumu?
mesela,ibni arabinin vahdeti vucud inancı için şirk denebilir ,fakat ibni arabi için kafirdir ,denemez..
tekfir islamda apaçık var olan bir hükümdür. bununla birlikte her konuda değil, bazı konularda tekfire engel olabilecek durumlar vardır.
 
masivaa Çevrimdışı

masivaa

Üyeliği İptal Edildi
Banned
masivaa; Sen bunları bilerek mi yazıyorsun ? İslam dinine yeni şeyler mi sokuyorsun ?Görüş belirtiyorsan LÜTFEN delilleri ile yaz...

Senin bilincin ,kooperasyonun ,oryantasyonun yernide dimi kardeşim?Ne demek islama yeni şeyler sokmak?ben ne sokmuşum?
Makaleye göre görüşüm ortada!..hatta sordum yanlışmı anladım diye.
 
A Çevrimdışı

asrinsirri

İslam-tr Sakini
İslam-TR Üyesi
Senin bilincin ,kooperasyonun ,oryantasyonun yernide dimi kardeşim?Ne demek islama yeni şeyler sokmak?ben ne sokmuşum?
Makaleye göre görüşüm ortada!..hatta sordum yanlışmı anladım diye.
DELİL ile konuş o zaman ? MÜSLÜMAN TEKFİR edilmez, Görüşü TEKFİR edilir de ne demek ?
 
masivaa Çevrimdışı

masivaa

Üyeliği İptal Edildi
Banned
ASLANIM SEN BURALARDA YAZILANLARDAN BİHABER, GELİP AKIL VERMENE GEREK YOK..

TASAVVUFUN KÜFÜR VE ŞİRK AKİDELERİ DİYE BİR MAKALEDEN BAŞLAYALIM..SİTE BU MAKALEDE ,İBNİ ARABİ,YUNUS EMRE ,KONYALI CELALEDDİN,SAİD NURSİYİ VB 'LERİNİ TEKFİRMİ EDİYOR YOKSA FİKİRLERİNİMİ TEKFİR EDİYOR?


YADA SENİN YAZILANLARDAN HABERİN YOK.
 
Üst Ana Sayfa Alt