Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Şirk Cehaletin, Tevhid İlmin Arkadaşıdır

mücaşi Çevrimdışı

mücaşi

Üye
İslam-TR Üyesi
Şirk Cehaletin, Tevhid İlmin Arkadaşıdır

Ey hidayeti isteyen kişi!
Bil ki; şirk cehaletin, tevhid ilmin ayrılmaz arkadaşıdır!
Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor :

"İşte! Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler." (Yusuf: 40)

İbn Kesir yukarıdaki ayetin tefsirinde şöyle diyor:

"Yani; insanların çoğu cehalet sebebiyle müşriktir." (İbn Kesir Tefsiri)

Kur'anı kerimin bir çok ayetinde insanların çoğunun cahil olduğu ve bu yüzden şirke düştükleri bildirilmiştir. Allah-u Teâlâ'nun şu ayetinde buyurduğu gibi:

"Hamd, Allah'a aittir de! Fakat insanların çoğu bilmezler." (Lokman: 25)

"Biz onları, yalnızca hak ile yarattık. Fakat insanların çoğu bilmezler." (Duhan: 39)

"Onun (asıl) koruyucuları sadece korkup sakınanlardır. Ancak onların çoğu bilmezler." (Enfal: 34)

Allah-u Teâlâ birçok ayette, insanların çoğunu cahillikle ve ilimsizlikle vasfetmiştir. Aynı, Kur'anı kerimin bir çok ayetinde insanların çoğunun müşrikler ve doğru yoldan sapanlar olduğunu zikrettiği gibi...

Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:

"Onların çoğu ancak şirk koşarak Allah'a iman ederler." (Yusuf: 106)

Yine Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:

"Yeryüzünde olanların çoğunluğuna uyarsan, seni Allah'ın yolundan saptırırlar." (Enam: 116)

Zikredilen Kur'an nasları açıkça şuna delalet etmektedir: İnsanların çoğu şirk ve cehalet vasfını birlikte taşımaktadırlar. Buna rağmen Allah-u Teâlâ'nın:

"Allah kendisine şirk koşulmasını asla bağışlamaz" sözünü, sadece bilen ve bildiği halde inat eden kimselerle sınırlandırabilir miyiz? Bu takdirde bu ayeti çok az kimseye tatbik etmiş oluruz. Halbuki bilindiği gibi Kur'an nasları nadir azınlık için değil, yaygın çoğunluk için inmiştir.


İmam Ebu Batin, İbn Teymiye'den naklettikten sonra şöyle diyor:

"Şirk işleyen kişi muhakkak müşrik olur. Tevbeye çağırılır, eğer tevbe etmezse öldürülür.

İbn Teymiye rahimetullahi aleyh, zikrettiği çeşitli konularda defalarca, şirk çeşitlerinden birini işleyen kişinin müşrik olduğunu kesin olarak belirtmiş ve alimlerin bu konuda icma ettiğini söylemiştir.

İbn Teymiye müşrik hükmü verirken cahil olanla olmayan arasında bir fark gözetmemiştir.

Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:

"Allah kendisine şirk koşulmasını asla bağışlamaz." (Nisa: 48 ve Nisa: 116)

Allah-u Teâlâ Kur'an'ı kerimde, Mesih aleyhisselam'ın dilinden şöyle buyuruyor:

"Allah-u Teâlâ'ya şirk koşan kimseye Allah cenneti haram kılar. Onun varacağı yer ateştir." (Maide: 72)

Kim bu ayetteki geneli haslaştırır ve sadece bildiği halde inad eden müşriklere has kılar, cahil, tevilci ve taklidcileri bunun dışında tutarsa, Allah ve rasulünün gösterdiği yoldan başka bir yol tutmuş, mü'minlerin yolundan çıkmış olur.

İslam fıkıh alimleri, Allah-u Teâlâ'ya şirk koşup mürted olanlarla ilgili hüküm bildirirken, bu hükmü hiçbir zaman, bildiği halde inat edenlerle sınırlandırmamışlardır. Bu açık olan bir meseledir. Hamd Allah-u Teâlâ'ya mahsustur." (El İntisar li Hizbillahi'l Muvahhidin)
 
ABDULHAK Çevrimdışı

ABDULHAK

الإذلال هو بعيد عنا
Admin
Utanmazlık zor zanaat
 
Ş Çevrimdışı

şuayb

Üye
İslam-TR Üyesi
1: İmam şafi: Allahın isim ve sıfatları vardır.Onları hiç kimse reddedemez.Buna rağmen bir kimse hüccetin ulaşamsından sonra onlardan bir şeye muhalefet etse cehalet yüzünden mazur görülür.Çünkü isim ve sıfatların bilgisi akıl,görüş ve fikirle idrak edilemez.Biz bu isim ve sıfatları Allaha kendisine izafe ettiği için isbat eder,kendisinden teşbih ve ta’tili nefyettiği için onları nefyederiz.Ona benzeyen hiçbirşey yoktur.O işiten ,görendir.Şura :11 (Fethul bari 13/407)

2: Ebu Bekir B.El Arabi rh. Şöyle dedi: İtaatler iman diye isimlendirildiği gibi masiyetler de küfür diye isimlendirilir.Fakat küfür ıtlak olunan bir masiyet ,sahibini İslam milletinden çıkaran küfür olmayabilir.Bu ümmetten cahil ve hatalı bir kimse ,küfür veya şirkten bir şey yapsa kafir veya müşrik olmaz.Çünkü o kimse cehaleti ve hatası sebebiyle mazur görülür.Terkedildiğinde tekfir edilen ,benzerine anlaşılmaz ve karışık olmayan bariz bir hüccet iyice açıklanıncaya kadar veya müslümanlarınicma ettiği herkes tarafından düşünmeden islamdan olduğu zorunlu,olarak bilinen şeyi inkar eidinceye kadar bir Müslüman tekfir edilemez.Bunun açıklaması gelecektir inşeallah.Bu meseleye bidat ehlinden başka hiç kimse muhalefet etmemiştir.(Kasimi Mehasınut –Tevil 5/1307)



3: Tahavi rh.şöyle dedi:Bir masiyeti helalsaymadığı sürece EHLİ KIBLEDEN hiç kimseyi tekfir etmeyiz.Bununla beraber,kişi iman ettikten sonra işlediği herhangi bir günahona zarar vermez de demeyiz.Allahdan müminleri affetmesini,rahmetiyle onları cennetine girdirmesini umarız.Onları akibetinden emin olarak cennete gireceklerinede şahitlik etmeyiz.Günahlariçin isitğfar eder aleyhlerinde endişe edriz.eminlik ve ümitsizlik kişiyi İslam milletinden çıkarır.Kıble ehli için hak,ikisi arası yani korku ve ümit arası bir yol takip etmektedir.



4: İmam zehebi rh. Şöyle der: Günahı kebairin-azı müstesna çoğunun yasaklndığı ,haram edilip failine tehdit geldiğini halkın birçoğu bilmiyor.Bu kısım günahlar ,tafsili bilgiyi gerektiren günahlardır.Alime yaraşan onları bilmeyen cahil kimselere karşı acele etmemesi ve ona karşı yumşak davranıp,Allahın kendisine öğrettiği bilgilerden ona öğretmesidir.özellikle o kimse yeni İslam girmiş,uzak bir küfür diyarında yetişmiş,sonra esir edilerek İslam ülkesine getirilmiş bir kimseyse öyle biri Arapçayı bilmyen müşrik bir gürcü veya türk olabilir.Onu bir türk emir satın almıştır.Ne bilgisi nede anlayışı bulunmamaktadır.Güçlükle kelimei şehadeti söylemektedir.Birkaç gün ve gecenin geçmesinden sonra biraz Arapçadan anlar ve kelimeyi şehadetin manasını anlarsa ne mutl.sana o bazan namaz kılar bazen namaz kılmaz.uzun zaman sonra ğer üstadı din sahibi biriyse fatihayı iyice öğrenir.ama istadı da kendi gibi biriyse bu miskin islamın ukukunu büyük günahları ve onlardan korunmayı farzları ve onları aksatmadan yerine getirmeyi bilecek nasıl öğrenecektir:Böyle bir helak edici büyük günahları bilir ve onlaradan sakınır,farzları bilir ve onlarla amel edileceğini itikad ederse o kimse mesuttur.Kendisine farz olan şeyi sormadığından dolayı o kimse ihmalkardır diye sorulursa,ona şöyle cevap verilir;Bir bilene sormanın kendisine farz olduğunu bilmeyen kimse ne yapacak ?Allahın nur vermediği kimseye nur yoktur.hiçkimse öğreninceye ve kendisine hüccet oluncaya kadar günahkar olmaz.Allahu Teala çok merhametli ve çok lütüfkardır.Biz bir Resul göndermedikçe hiçbir kavmi azab edecek değiliz isra:15 (İmam Zehebi Kitabul-Kebair 12 Hamiş)

5: İbn Hazm rh.şöyle dedi: Bir kimseye nebi s.a.v emri ulaşana kadar tekfir edilmemesi grekir.Bir kimse iman ettikten sonra Rasulullahı s.a.v. dan kendisine bir şey ulaşıncaya kadar dilediği akideye veya dilediği fetvaya inanır veya dilediği ameli işlrse islama ters düşen itikat ve amellerin hilafına hüküm verilir.Rasulullah s.a.v dan kendisine bir şey ulaşana kadar ona hiçbir sorumluluk yoktur.Bir kimseye Rasulullah s.a.v den bir mesele ulaşsa o meselede onun yanında sahih olsa ,hak tarafı belli olmama yününden ondan ictihad ederek muhalefet etse o kimse hatalıdır,mazurdur ve bir ecir ulaşmıştır.Rasulullah s.a.v. hadisinde kastettiği budur:Bir hakim hükmedeceği zaman hakkı arayıp hükmeder de sonra bu hükmünde isabet ederse o hakime iki ecir vardır.Eğer hükmedeceği zaman hakkı araştırır da isabet edemez hata ederse bu hakime de bir ecir vardır.Her itikad sahibi,her sözün sahibi ve amelin sahibi itikadinde,sözünde ve amelinde hakim hükmündedir.Bir kimse amelinin hilafına inandığı halde hakka karşı inad ederek ameliyle itikadına muhalefet ederse o fasık mümindir.İtikadına kalbiyle veya kavliyle muhalefet ederse, o müşrik kafirdir.Zikrettiğimiz nasların delaletiyle bu ister itikadi ister fetvalardan olsun aynıdır.Bu görüş İshakB.Rahuveyenin görüşüdür.biz de aynı görüşü savunuyruz.(İbn Hazm El Faslu Fil Milel 4/24-25)

6: Ahmed B. Üşd rh. Şöyle dedi:Üç meselenin dışında kimseye küfürle hükmolunmaz.Onlardan ikisi üzerinde ittifak edilmiştir.Birisi hakkında ihtilaf edimiştir.Üzerinde ittifak edilen meselelerden birincisi:Allaha iman etmediğini ikrar ve itiraf etmesi.İkincisi: Doğrudan küfür olmasa da onun kafirlerden vaki olacağına icma olan bir fiili yapması veya bir sözü söylemesi.Mesela içki içmek malları gasbetmek,dinin farzlarını terk etmek ,adam öldürmek,zina etmek ,putlara tapmak ,Rasullerle eğlenmek Kurandan bir sureyi yok etmek vb şeyleri helal görmek örnek verilebilir.Bu fiilleri helal görmek onların bazısı mücerred küfür değilse de sahibinin küfrüne birer alemettir.Ehli sünnetten tekfir edenelere göre namazı terk eden kimse işte bu kısma girmektedir.Ancak tekfircilerin elinde namazı terk edenin tekfir edileceğine dair bazı eserlerin zahirinden başka delilde yoktur.Üçüncüsü:Hakkında ihtilaf edilendir.Kişinin Allahı bilmei tasdik etmesi ve selef itikadıyla bağdaşmayan bir sözü söylemesidir.Allahı bildiğini ve ona iman ettiğini zannetse de durum aynıdır.Sözlerin muhteviyatına bakarak bidat ehlini tekfir edenler,işte bu yönden tekfir etmiştir.İmam Malikin: Heva sahibine ogün bazı yüzler ağarır,bazı yüzlerde kararır.Ali imran106 ayetinden daha şiddetli ayet yoktur söz de aynı konumadır.Fakat bir kimsenin küfrüne veya imanına kesin hüküm vermek doğru değildir.Çünkü açığa vurduğu ile gizlediğinin ayrı ayrı şeyler olma ihtimali vardır.Rasulullah s.a.v. den bize bir belirti olursa ve tekfirini gerektiren itikadını izhar ederse bu müstesnadır. O kimse tekfir edilemez (Fethul Aliyyil- Malik 2/346)


7: Şeyhülislam İbn Teymiyye rh.şöyle dedi:Ben muayyen (şahıs), bir şahsın küfre ,fıska v isyana alel ıtlak nisbet edilmesine karşı olanların en şiddetlisiyim.Fakat muhalefet ettiğinde kafir fasık, veya asi duruma düşecek nebevi hüccet ,kişiye tebliğ edildikten sonra o kişinin mezkur fiilleri yaptığı bilinirse bu müstesnadır.Ben Allahın bu ümmetin hatasını bağışlayacağına ikrar eden biriyim.Hata kavli meselelere şamil olduğu gibi ,ameli meselelere de şamildir.(Mecmuu Feteva3/229) Dinden olduğun zannederek bir adam başka bir adama secde etse bu fiili kendisine açıklanana kadar o kimse tekfir edilemez.
Tekfir etmek Allahu Tealanın bir hakkıdır.Ancak Allahu Tealanın Rasulunun tekfir ettiği kişi tekfir edilir.Muayyen(şahıs) bir kişinin tekfir eilmesi ve öldürülmesi caiz olması muhalefet eden kişin kafir olacağı nebevi hiccetin kendisine ulaşmasına bağlıdır.Değilse dinden bir mesele hakkında cahil olan herkes kafir olmaz.(2/409-410)

8: İbn Kayyım rh. Şöyle dedi: İkinci asıl azab iki sebebten dolayı tahakku eder.Birincisi; delilden yüz çevirmek ,onu istememek ve gereğiyle amel etmemektir.İkincisi: Delil getirildikten sonra ona karşı inatlaşmak ve onun gereğini istememektir.Birincisi yüz çevirme küfrü,ikincisi inat küfrüdür.Fakat delil ulaşmadan ve delili öğrenme imkanı olmaksızın cehalet küfrüne gelince,Allah Rasulleri hücceti ulaşıncaya kadar onun sahibine azabı kaldırmıştır.(Tarikul –Hicreten 412)

9: Şeyhülislam Muhammed İbn Abdulvehhab rh. Şöyle dedi: Biz Abdulkadirin kubbesindeki puta tapan kimseleri cehaletleri ve onlara bu fiillerin yanlışlığını anlatacak kişilerin olmadığı için onları tekfir etmez isek,bizi tekfir etmediği ve bizimle savaşmadığı halde Allaha şirk koşmayan kimseler bize hicert etmedi die nasıl tekfir ederiz??????? Sübhanallah!!!!Bu bize büyük bir iftiradır.(Dahlan Siyanetul İnsan 449)


10: Kurtubi rh şöyle dedi: Bir kafir imanı küfür üzerine tercih etmesiyle mümin olduğu gibi ,mümin de küfrü kasdedip onu seçinceye kadar icmaen kafir olmaz.(Kurtubi Tefsiri7/6128)



11: Şevkani rh şöyl dedi: Bozuk şer akide yollarından özellikle onların islamın yoluna muhalefeti bilinmeden meydana şeylere itibar edilmez.Sahibi fiiliyle İslam milletinden küfür milletine geçmeyi istemediği halde kendisinden küfri bir fiilin meydana gelmesine de itibar edilmez.Aynı zamanda manasını kabul etmediği halde müslümaın küfre dalalet eden bir sözü söylemsine de itibar edilmez.(Şevkani Es Seylul –Cerar 4/578) Bilmeden Allahdan gayrına secde eden de tekfir edilmez.(Şevkani Neylul-Evtar 6/210)


12: Üstad Abdulkadir Udeh rh.şöyle dedi:Mürtedlik sıfatının bir kimseye verilmesi için ,kişinin bir fiil ve sözün küfür olduğunu bilmesine rağmen o küfri sözü veya fiili yapması şarttır.bir kimse manasını bilmediği halde kendisine küfre götürücü bir fiil işlerse veya manasını bilmediği halde kendisini küfre düşürücü bir söz söylerse o kimse tekfir edilemez(Abdulkadri Udeh Et-Tefsirul –Cınai 2/419)


13: Şatıbi rh.şöyle dedi: Rasullerin inzarından önce muhezenin olmaması da aynı usullerdendir.Buna Allahu Tealanın “Biz rasul göndermedikçe hiçbir kavme azab edecek değiliz İsa 15 ayeti delalet eder.Allahın yarattıklarından cari olan sünneti,muhezenin sadece rasulleri gönderdikten sonra ve hüccetin ikamesinden sonra olacağı şeklindedir.Hüccetin tebliğinden sonra “Artık dileyen iman etsin dileyen de inkar etsin (Kehf 29)--- (Şatıbi El Muvafakat 3-377)


14: İmam Azam: Bidatçıların kusurlarından biride birbirlerine kafir demeleridir.Ehli sünnetin güzel tarafı hata edince birbirlerini tekfir etmemeleridir.(Aliyyul Kari,Fıkhul Ekber Şerhi Sayı 429)
 
Üst Ana Sayfa Alt