Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Suriye Cihadı Farz-ı Ayn mıdır?

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Alketa Çevrimdışı

Alketa

1 Milyoncu : )
İslam-TR Üyesi
Neden sevdiğizi bir türlü anlayamıyorum. Salih insanlar çok mu o sebeple mi seviyorsunuz ?

Neden sevmeyeyim bende onu anlamiyorum.
var tabi.
bir seyin az ya da cok olmasi mesele degil ki.
az ve öz olan da bir beldeyi tekrar ayağa kaldirabilir.
burayi imar etmek varken neden gitmek isteyeyim.
muslumanlarin hicbir yerde butunluk icinde yasadigina inanmiyorum açıkçası.
yani misal sovyetten kalma tacikastan. 40 yasina kadar hacca gidemezsin sakal birakamazsin, 18 inden once camiye gidemezsin kurumlara girerken basini acmak zorundasin yaninda dini kitap tasiyamazsin vs burayi da boyle yapmak istiyorlardi hala istiyorlar neden buna firsat verelim.
turkiyede 4. siniftan itibaren baslayan normal egitim yaninda hafizlik yaptiran devlet okullari var. ozel de degil yani.

istersen paran pulun arkanda cemaatin varsa yaptir kendi okulunu ver egitimini yetistir neslini. kadronu kendin kur atama yaptirma.
gitmeye karsi degilim ben burada yapamiyorum diyene ne amacla gitmek istiyorsa yol bulunur
herkes kendi hanesi ile ailesi ile alakadar oldu mu gulluk gulistanlik mi yol bulunur en makul sekilde gidilir.
yani ben sevmiyorum gitmek istemiyorum gidemezsin diyor devlet olayı bana biraz tuhaf geliyor.
 
مكنون Çevrimdışı

مكنون

İslam-tr Sakini
İslam-TR Üyesi
Neden sevmeyeyim bende onu anlamiyorum.
var tabi.
bir seyin az ya da cok olmasi mesele degil ki.
az ve öz olan da bir beldeyi tekrar ayağa kaldirabilir.
burayi imar etmek varken neden gitmek isteyeyim.
muslumanlarin hicbir yerde butunluk icinde yasadigina inanmiyorum açıkçası.
yani misal sovyetten kalma tacikastan. 40 yasina kadar hacca gidemezsin sakal birakamazsin, 18 inden once camiye gidemezsin kurumlara girerken basini acmak zorundasin yaninda dini kitap tasiyamazsin vs burayi da boyle yapmak istiyorlardi hala istiyorlar neden buna firsat verelim.
turkiyede 4. siniftan itibaren baslayan normal egitim yaninda hafizlik yaptiran devlet okullari var. ozel de degil yani.

istersen paran pulun arkanda cemaatin varsa yaptir kendi okulunu ver egitimini yetistir neslini. kadronu kendin kur atama yaptirma.
gitmeye karsi degilim ben burada yapamiyorum diyene ne amacla gitmek istiyorsa yol bulunur
herkes kendi hanesi ile ailesi ile alakadar oldu mu gulluk gulistanlik mi yol bulunur en makul sekilde gidilir.
yani ben sevmiyorum gitmek istemiyorum gidemezsin diyor devlet olayı bana biraz tuhaf geliyor.
Burayı nasıl imar etmeyi düşünüyorsunuz?Bunun için yol ve yöntem nedir ?
 
Umm Hureyre Çevrimdışı

Umm Hureyre

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Bizzat ümmetin üstünde haçlı harekati vardır hatta Müslümanlar uzerine gönderilen bir dünya sihir var sırf Müslümanlara zarar vermek için yapılan gizli toplantılar var üzerimizde çok olaylar dönüyor Allah ayaklarımızı sabit kilsin
 
أ Çevrimdışı

أهل الحديث

İslam-tr Sakini
İslam-TR Üyesi
@Ubeydullahhuzeyfe kardeşin demek istediği burası her ne kadar bizim içinde bulunduğumuz toprak olsa da her yerinden ayrı fitne fışkırıyor. O da bu yüzden izzetli bir diyara gitmek istiyor ki haksız da değil. Ama gitmek isteyen kaçak da olsa gider yani ben de bu düşüncedeyim. Bir de şu ara ortalık biraz karışık gibi belki o yüzden denetimi sıkı tutuyorlardır.

Burayı nasıl imar etmeyi düşünüyorsunuz?Bunun için yol ve yöntem nedir ?
İlim, davet, tebliğ, irşad, bilinç çalışması...
Burada adam gibi teşkilatlanma yok. Yarısı orada milleti şirke çağırma peşinde, yarısı birbirini tekfir ediyor, yarısı mutaassıp olmuş şeyhlerine taparcasına sevgi besliyor.
Burayı imar etmek kolay değil, vakit alır. Ama sonuçta imkânsız değil. Müşrikler de Müslümanlar hakkında dalga geçerken "Muhammed onlara Fars ve Şam diyarının sultanları olmayı vaad ediyor." diyorlardı. Ama çok geçmeden fazlasını aldılar .)
Azim, sabır, dua...
Enver el-Evlakî diyor ki: "Eğer Allah bir son istiyorsa onu gerçekleştirmek için bütün vasıtaları yaratır."

Ama her halükarda ümmetin kurtuluşu cihaddadır. Ne kadar gecikirse geciksin eninde sonunda iş oraya doğru gidecek. Allahu Alem.
 
أ Çevrimdışı

أهل الحديث

İslam-tr Sakini
İslam-TR Üyesi
Burayı imar etmek çok vakit alır ki din çok istismar edildi bazı firavunlar tarafından..bidatlar çoğaldı vs..
Biz asayı vurmadan deniz yarılsın, firavun boğulsun istiyoruz. Bu işin yolu bu değil. Oturmakla bir yere varamayız.

Bir tarafımızda Rum, öbür tarafımızda Moğol varken bir avuç Müslümandık. Cihad ettik 3 kıtaya yayıldık.
Cihadı bıraktığımızda ise bir avuç Yahudinin karşısında zelil duruma düştük. Vallahi Allah cihad edenleri, oturanlardan üstün kılmıştır.

Biz eğer bir yeri imar etmek istiyorsak Nebevî metoda uymamız lazım. Uydurma yollara değil.
 
Lavandula19 Çevrimdışı

Lavandula19

وَلَمْ أَكُنۢ بِدُعَآئِكَ رَبِّ شَقِيًّا
İslam-TR Üyesi
Kalbinde hicrete meyil olmayanların, cihad sevgisini sorgulaması gerektiğini şiddetle savunuyorum.
Bilhassa Biladuşşam'ın değerini biz bilmeyeceğiz de kim bilecek, oralarda toplanmaya layık görülenlerden olmayı biz yüreğimiz sızlayarak istemeyeceğiz de kim isteyecek merak ediyorum.
Kul hangi amele ihlasla kendini çevirse, Allah ona onu kolaylaştırıyor. Buna binaen Allahu Alem, "TR'den hiç gitmek istemeyerek" burayı imar etmek isteyenler, nebevî metodun uygulanmasından taviz vermeye mecbur kalarak - ki bu gün gibi ortada - burada ikamet etmeye devam ederlerken diğerleri hicret etmiş olacak.
Kalanlar elbette makbul faaliyetlerde de bulunacaklardır. Davet ve irşada devam edeceklerdir. Yalnız izzetli yaşamdan uzak kalmaya alışmak zorundadırlar. Zira küfrün hakimiyeti altındadırlar halen.
Muhacirler ise alışkın olmadıkları fitnelerle ibtila edilmeye başlamaları ile birlikte, İslam hakimiyeti altında, zelil oluştan sıyrılmış haldedirler.
Kime hangisi kolaylaştırılacak Allahu alem.

Aslında konuşulacak hiçbir şey yok biliyor musunuz?
Konuya dair ayet ve hadisleri fıkhetmek yeterli değil mi noktalamak için?
 
أ Çevrimdışı

أهل الحديث

İslam-tr Sakini
İslam-TR Üyesi
Kalbinde hicrete meyil olmayanların, cihad sevgisini sorgulaması gerektiğini şiddetle savunuyorum.
Bilhassa Biladuşşam'ın değerini biz bilmeyeceğiz de kim bilecek, oralarda toplanmaya layık görülenlerden olmayı biz yüreğimiz sızlayarak istemeyeceğiz de kim isteyecek merak ediyorum.
Bu kısma katılıyorum.
Ancak mesele sadece "Hadi atlayalım otobüse gidelim" meselesi değil. Durduğumuz her gün kâfir zulmüne zulüm ekliyor farkındayım. Ancak hatalarımızı tekerrür edemeyiz. Bu işe usûlsüz girişenler, ilimsiz girişenler bugün ya yok olup gittiler, ya da etkisizleştiler. Kalanlar ise yozlaşmaya doğru gidiyorlar. Mesele sadece yürek meselesi değil. Bizden öncekiler de bizden daha az yürekli değillerdi. Geçmişte başarısız olan hareketlerin neden başarısız olduğuna bakıp ibret almazsak veya bugün yozlaşmanın neden kaynaklandığını anlamazsak cihadın hiçbir kıymeti kalmaz. Ancak ölü amel olur. Bu yüzden işin fizikî boyutu kadar ilmî ve manevî boyutuna ağırlık vermek elzemdir.
Diğer mesele ise kalanlar elbet olacak. Zarurî bir durum bile olsa şartlar bunu gerektiriyor. Burada da bir elimiz olmak zorunda ki, bu eli kesmek yarardan çok zarar getirir. İşin teferruatına indiğimizde aileler, bacılar buradalar. İlim, davet ve irşadla uğraşan kardeşler var ki onlardan bazıları mücahidlere buradan yardımcı olacaklar. Hatta işin medya boyutu da var ki bunu yok saymak toplumsal olarak büyük sonuçlar doğuracaktır. Bundan dolayı mesele "Ya ak, ya kara" demek gibi basit değil. Hele şu zamanda hiç değil. Bunun altyapısını hazırlamak, fikrî olarak hazırlığını yapmak, sistematik planını yapmak, doğru bir usûl ile ilerlemek... gibi şeylerin de hesaba katılması lazım. Buna katılmayanlar elbet olacaktır. Ama böyle düşünenlere hatırlatmak isterim ki şeytanla ve şeytanın düzeniyle savaşıyoruz. Usûlsüzce, aceleyle bu işe girişmenin sonuçları bugün görülmese bile elbet görülecektir. Taviz vermeyi istemiyorsak veya mümkün olan en az şekilde bunu yapmayı istiyorsak yapılması gereken bütün ümmetin, bir vücud halinde nebevî metoda uymasıdır. Aksi halde bu işin sonuçları bugünkü durumdan pek farklı olmayacaktır.
 
Lavandula19 Çevrimdışı

Lavandula19

وَلَمْ أَكُنۢ بِدُعَآئِكَ رَبِّ شَقِيًّا
İslam-TR Üyesi
Bu kısma katılıyorum.
Ancak mesele sadece "Hadi atlayalım otobüse gidelim" meselesi değil. Durduğumuz her gün kâfir zulmüne zulüm ekliyor farkındayım. Ancak hatalarımızı tekerrür edemeyiz. Bu işe usûlsüz girişenler, ilimsiz girişenler bugün ya yok olup gittiler, ya da etkisizleştiler. Kalanlar ise yozlaşmaya doğru gidiyorlar. Mesele sadece yürek meselesi değil. Bizden öncekiler de bizden daha az yürekli değillerdi. Geçmişte başarısız olan hareketlerin neden başarısız olduğuna bakıp ibret almazsak veya bugün yozlaşmanın neden kaynaklandığını anlamazsak cihadın hiçbir kıymeti kalmaz. Ancak ölü amel olur. Bu yüzden işin fizikî boyutu kadar ilmî ve manevî boyutuna ağırlık vermek elzemdir.
Diğer mesele ise kalanlar elbet olacak. Zarurî bir durum bile olsa şartlar bunu gerektiriyor. Burada da bir elimiz olmak zorunda ki, bu eli kesmek yarardan çok zarar getirir. İşin teferruatına indiğimizde aileler, bacılar buradalar. İlim, davet ve irşadla uğraşan kardeşler var ki onlardan bazıları mücahidlere buradan yardımcı olacaklar. Hatta işin medya boyutu da var ki bunu yok saymak toplumsal olarak büyük sonuçlar doğuracaktır. Bundan dolayı mesele "Ya ak, ya kara" demek gibi basit değil. Hele şu zamanda hiç değil. Bunun altyapısını hazırlamak, fikrî olarak hazırlığını yapmak, sistematik planını yapmak, doğru bir usûl ile ilerlemek... gibi şeylerin de hesaba katılması lazım. Buna katılmayanlar elbet olacaktır. Ama böyle düşünenlere hatırlatmak isterim ki şeytanla ve şeytanın düzeniyle savaşıyoruz. Usûlsüzce, aceleyle bu işe girişmenin sonuçları bugün görülmese bile elbet görülecektir. Taviz vermeyi istemiyorsak veya mümkün olan en az şekilde bunu yapmayı istiyorsak yapılması gereken bütün ümmetin, bir vücud halinde nebevî metoda uymasıdır. Aksi halde bu işin sonuçları bugünkü durumdan pek farklı olmayacaktır.
Hakkınız çokça var elbette. Kimse damdan düşer gibi olsun demiyor zaten. Karşımızdakilerin kaç yıllık planlarını yürüttüklerinin farklındayız, olmalıyız. Tarih çizgisine aşina olan kaçımız varızdır bilmiyorum, mazide kurulan tezgahlara şimdi de gelmemek için gereken ufka sahip miyiz? Bunun gerekliliğini hiç sorguladık mı veya?

Medya, ilmî faaliyetler, davet çalışmaları ve daha birçoğu ile "mucahidleri desteklemeye" vaktini ve kudretini adayacak ve Allah'ın hükmü kaim olsun diye üstüme ne düşerse yaparım diyecek kişilere kim ne diyebilir? Mekanizmayı işleten çarklardan biri hükmündeler. Lakin kalanlarda herkes böyle düşünmüyor işte, anlatmaya çalıştığım şey bu. Kendi salih amel dünyasını adeta yeterli görme, kendini bütünün parçası görememe durumunda olanlara benim sitemim. Mucahide yardım, onunla kalbini bir etme gibi değil de ayrıştırarak düşünen ve hareket edenlere. Tam izah etmeye gücüm yetemedi.

Binaenaleyh gitmeyi istemekten bahsederken oturarak istemekten bahsetmedim ben. Hep diyoruz sayıp döktüğünüz gibi, "lazım, gerek, - meli, - malı". Bunlar amele ne kadar dönüşüyor ben bilmiyorum, reelde takıldığım bir çevre olmadığı için.
İnşaallah iyidir vaziyet. İnşaallah emin ve kararlı ilerleyelim derken tosbağaya dönüşülmemiştir. Ömür kısa ve yapılması gereken amellerin ucu bucağı yok. Bunu yazarken tokat yemiş gibi hissediyorum. Sözüm önce benim yüzüme çarpsın zaten.
 
أ Çevrimdışı

أهل الحديث

İslam-tr Sakini
İslam-TR Üyesi
Kendi salih amel dünyasını adeta yeterli görme, kendini bütünün parçası görememe durumunda olanlara benim sitemim.
Yukarıda Mubadil ahi güzel söylemiş. Mazaretsiz cihaddan geri kalmak fasıklıktır. Dolayısıyla kendini ümmetten hariç tutanlara, kendini bu vücudun(ümmetin) bir parçası saymayanlar ne hali varsa görsün. Allah, kadın ve çocuklarla beraber oturmaya razı olanların kalbini vaktiyle nasıl mühürlediyse elbet yine mühürleyecektir.


İnşaallah emin ve kararlı ilerleyelim derken tosbağaya dönüşülmemiştir. Ömür kısa ve yapılması gereken amellerin ucu bucağı yok.
Doğru ama demek istediğim bu değildi. Teşkilatlı ve sistematik şekilde geçmiş hatalarımızdan ibret alıp tekrar tekerrür etmesini önleyerek, işin ilmî ve manevî boyutuna da gereken özeni gösterirsek az sayıda bile olsak nice çok sayılı orduları perişan edebiliriz. Allahu Alem.
Ancak bunlar olmazsa sayımız ne kadar çok olursa olsun. Aynen hadiste geçtiği üzere "Selde sürüklenen çer çöp" gibi oluruz.


Bunun gerekliliğini hiç sorguladık mı veya?
Sorgulaması gerekenler sorgulamadığı için böyleyiz ya. İşte ilim derken kastetmeye çalıştığım buydu. İşin şer'î boyutu elbette mühim. Ama ilim sadece İslâmî ilim demek değil. Tarih de bir ilim. Savaş sanatı da bir ilim. Gerilla savaşı da bir ilim. Doğru istihbarat ağı kurabilmek de bir ilim...

Biz bunlar için çabalayalım da, dini cihadsız yaşamak isteyen bel'âmlar bize dokunamaz : )

Sevban (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Ümmetinden bir taife hak üzere galip olarak devam edecektir! Allah’ın emri gelene kadar onlar hak üzerinde hep öyle sebat edeceklerdir. Muhalif olanlar onlara zarar veremeyecektir!”
Müslim 1920/170, Ebu Davud 4252, Tirmizi 2230, İbni Mace 10, Hâkim 4/449, 450, Ahmed bin Hanbel Müsned 5/278, 279, Albânî Silsiletu’l-Ehâdîsi’s-Sahîha 1957

İmran bin Husayn (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Ümmetinden bir taife, sonuncuları Mesih-i Deccal ile savaşana kadar kendileriyle savaşan kimselere galip gelerek hak için cihad edecektir!”
Ebu Davud 2484, Hâkim 4/480, Ahmed bin Hanbel Müsned 4/429, 437, Albânî Silsiletu’l-Ehâdîsi’s-Sahîha 1959

Seleme bin Nufeyl (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Savaş vakti şimdi geldi. Ümmetimden bir taife insanlar üzerinde muzaffer olmaya devam edecektir. Allah Teâlâ bu taifeyle birçok toplulukların gönüllerini yüceltecek de onlar bu sebeple Allah’ın düşmanlarıyla savaşacaklardır. Allah da onları bu hal üzere rızıklandıracaktır. Mü’minlerin diyarı Şam’dır.”
Nesei 3563, İbni Hibban 7307, Taberani Mucemu’l-Kebir 6357, 6358, 6359, Ahmed bin Hanbel Müsned 4/104, İbnu Sa’d Tabakat 7/427, Albânî Silsiletu’l-Ehâdîsi’s-Sahîha 1961

Rabbim bizleri cihad yoluna muvaffak kılsın.
İlimsiz cihaddan da korusun!
Allahümme Âmin.
 
Son düzenleme:
Lavandula19 Çevrimdışı

Lavandula19

وَلَمْ أَكُنۢ بِدُعَآئِكَ رَبِّ شَقِيًّا
İslam-TR Üyesi
Yukarıda Mubadil ahi güzel söylemiş. Mazaretsiz cihaddan geri kalmak fasıklıktır. Dolayısıyla kendini ümmetten hariç tutanlara, kendini bu vücudun(ümmetin) bir parçası saymayanlar ne hali varsa görsün. Allah, kadın ve çocuklarla beraber oturmaya razı olanların kalbini vaktiyle nasıl mühürlediyse elbet yine mühürleyecektir.



Doğru ama demek istediğim bu değildi. Teşkilatlı ve sistematik şekilde geçmiş hatalarımızdan ibret alıp tekrar tekerrür etmesini önleyerek, işin ilmî ve manevî boyutuna da gereken özeni gösterirsek az sayıda bile olsak nice çok sayılı orduları perişan edebiliriz. Allahu Alem.
Ancak bunlar olmazsa sayımız ne kadar çok olursa olsun. Aynen hadiste geçtiği üzere "Selde sürüklenen çer çöp" gibi oluruz.



Sorgulaması gerekenler sorgulamadığı için böyleyiz ya. İşte ilim derken kastetmeye çalıştığım buydu. İşin şer'î boyutu elbette mühim. Ama ilim sadece İslâmî ilim demek değil. Tarih de bir ilim. Savaş sanatı da bir ilim. Gerilla savaşı da bir ilim. Doğru istihbarat ağı kurabilmek de bir ilim...

Biz bunlar için çabalayalım da, dini cihadsız yaşamak isteyen bel'âmlar bize dokunamaz : )

Sevban (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Ümmetinden bir taife hak üzere galip olarak devam edecektir! Allah’ın emri gelene kadar onlar hak üzerinde hep öyle sebat edeceklerdir. Muhalif olanlar onlara zarar veremeyecektir!”
Müslim 1920/170, Ebu Davud 4252, Tirmizi 2230, İbni Mace 10, Hâkim 4/449, 450, Ahmed bin Hanbel Müsned 5/278, 279, Albânî Silsiletu’l-Ehâdîsi’s-Sahîha 1957

İmran bin Husayn (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Ümmetinden bir taife, sonuncuları Mesih-i Deccal ile savaşana kadar kendileriyle savaşan kimselere galip gelerek hak için cihad edecektir!”
Ebu Davud 2484, Hâkim 4/480, Ahmed bin Hanbel Müsned 4/429, 437, Albânî Silsiletu’l-Ehâdîsi’s-Sahîha 1959

Seleme bin Nufeyl (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Savaş vakti şimdi geldi. Ümmetimden bir taife insanlar üzerinde muzaffer olmaya devam edecektir. Allah Teâlâ bu taifeyle birçok toplulukların gönüllerini yüceltecek de onlar bu sebeple Allah’ın düşmanlarıyla savaşacaklardır. Allah da onları bu hal üzere rızıklandıracaktır. Mü’minlerin diyarı Şam’dır.”
Nesei 3563, İbni Hibban 7307, Taberani Mucemu’l-Kebir 6357, 6358, 6359, Ahmed bin Hanbel Müsned 4/104, İbnu Sa’d Tabakat 7/427, Albânî Silsiletu’l-Ehâdîsi’s-Sahîha 1961

Rabbim bizleri cihad yoluna muvaffak kılsın.
İlimsiz cihaddan da korusun!
Allahümme Âmin.

Allahumme amin.
Değerli kardeşim, aykırı bir şey söylemedim zaten dediklerinize, bunlara da demiyorum. Bilakis temas ettiğiniz noktaların farkındayım. İlmî çeşitliliğin gözardı edilecek bir basitlik olmadığının da. Benim derdim tam da bu konuda, adeta koordinat sisteminin orijininde, şimdiye kadar nereye gelindi ve nereye gidiliyor analizini yapmak, yaptırmak.
Yine kendimi ifade edemedim, ilme gereken değeri vermiyor görüntüsü oluşturdum sanırım. Ne yapayım. Allah azze ve celle Musa Aleyhisselam'ın dilindeki tutukluğu çözdüğü gibi benimkini de çözsün.
 
أ Çevrimdışı

أهل الحديث

İslam-tr Sakini
İslam-TR Üyesi
Allahumme amin.
Değerli kardeşim, aykırı bir şey söylemedim zaten dediklerinize, bunlara da demiyorum. Bilakis temas ettiğiniz noktaların farkındayım. İlmî çeşitliliğin gözardı edilecek bir basitlik olmadığının da. Benim derdim tam da bu konuda, adeta koordinat sisteminin orijininde, şimdiye kadar nereye gelindi ve nereye gidiliyor analizini yapmak, yaptırmak.
Yine kendimi ifade edemedim, ilme gereken değeri vermiyor görüntüsü oluşturdum sanırım. Ne yapayım. Allah azze ve celle Musa Aleyhisselam'ın dilindeki tutukluğu çözdüğü gibi benimkini de çözsün.
Yok kardeşim, lafım sana değildi. Bu mesele açılmışken değinmek istedim. Ben senin demek istediğini anladım.
Bu meselenin analizini yapmak şu aşamada bizim ilmimizi aşar diye düşünüyorum. Bunu yapacak adamlar var mıdır? Eskiden vardı. Şu an o kalitede stratejist, teorisyen var mıdır pek bilmiyorum açıkçası. Ancak bu meselenin eksikliğini fark etmiş biri olarak ben kendimi buna hazırlamak istiyorum inşâAllah. Bu büyük bir eksiklik ve kimse bunu eksiklik olarak görmüyor. Bu konuda faydalı işlere girişen insanlara karşı da mücahid(olduğunu söyleyenlerin) göstermiş olduğu tutum da hiç iç açıcı değil maalesef. Allah hidayet etsin.
 
عبد الرحمن Çevrimdışı

عبد الرحمن

قُل آمَنتُ بِاللهِ ثُمَّ استَقِم
İslam-TR Üyesi
Hangisi daha iyidir sorusuna genel bir cevap vermek mümkün değil. Zaten fetva da kişiye has verilir. Kendini en iyi herkes kendisi bilir ve tartmalıdır. Kimisinin kabiliyeti yetkinliği mizacı ruh hali şuraya daha çok uyar, kimisinin ki buraya. Tabi kimisi de vardır ki hiç bir yere uyum sağlayamaz, her yerde şikayetçi olur, bu durumda da daha temelde yatan sorunları vardır kişinin. Herhalükarda kendimizi ilmi, ahlaki ve mesleki açıdan geliştirmeliyiz. Belli hasletler beceriler her yerde faydalıdır.
 
مكنون Çevrimdışı

مكنون

İslam-tr Sakini
İslam-TR Üyesi
Hangisi daha iyidir sorusuna genel bir cevap vermek mümkün değil. Zaten fetva da kişiye has verilir. Kendini en iyi herkes kendisi bilir ve tartmalıdır. Kimisinin kabiliyeti yetkinliği mizacı ruh hali şuraya daha çok uyar, kimisinin ki buraya. Tabi kimisi de vardır ki hiç bir yere uyum sağlayamaz, her yerde şikayetçi olur, bu durumda da daha temelde yatan sorunları vardır kişinin. Herhalükarda kendimizi ilmi, ahlaki ve mesleki açıdan geliştirmeliyiz. Belli hasletler beceriler her yerde faydalıdır.
Vallahi benim ruh halim buraya değil cihad meydanına uyuyor.Bana zamanında terörle mücadele müdürü şu soruyu sormuştu; "Neden Suriye'ye gitmek istiyorsun?" Verdiğim cevap şuydu "Ruhum meylediyor. :D " bana sonra tekrar şunu sordu dedi ki ; "Ruhun mu meylediyor " ve ben tekrardan "Evet ruhum meylediyor" demiştim. Bu söylediğiniz doğru olabilir bazı insanların fıtratı bulundukları ortamı kabul etmiyor.En çok da beni cihad meydanlarında yaşayıp büyüyen kişilerin cihad etmeyip kaçmaları ve o kişilerin yerine bir avuç insanın cihad etmesi üzüyor.Allah, sonumuzu hayr eylesin .Ve biz Müslümanları zelil olanlardan eylemesin.
 
Alketa Çevrimdışı

Alketa

1 Milyoncu : )
İslam-TR Üyesi
Yorumlarınızın genel kısmına katılmakla beraber bir kısmını kavramakta zorluk çektim. Alıntı yapayim dedim ama hem çok uzun olacak ve karşılıklı 5 yıl sürecek diyaloglar olacak, hem de yazi dilinin cilvesi gereği yorum, fikir üzerinden değil şahsileştirme ve alınganlık üzerinden gider diye korktuğumdan genel yorum yapayım dedim.

imar elbette zordur.
tek başına yapilacak bir mevzu değil
lakin imari yapabilecek alanlar oluşturup nesiller yetiştirebiliriz.
bazen şey düşünüyorum,
belki de bizim nesil ara bir nesildir

belki, bir sancak altında toplanacak nesli yetistirenlerizdir,onlara alan açabilecek kişilerizdir.
bilmiyorum
lakin benim çalışma alanım yetimler olduğundan ve onlardan sorumlu olduğumdan, onların en makul en donanımlı şekilde yetiştirilmesine katkı sağlayabilmek üzere çalışıyorum.
Misal ben hayatlarına şahit olduğum, gördüğüm, bunca evladı nereye bırakıp gideyim? Bu sistem içersinde, sekulerizmin, kemalizmin, vb ellerine mi teslim edeyim? ve sonra ben izzetli bir yaşam mı sürmüş oluyorum?

Fitne dediğimiz mevzu her daim var olacak bir durum.
Forumda bir başlık var 2 hoca birbirine girmiş mesela.Kim hakli kim haksiz bilmem, açıkçası beni ilgilendirmiyor cidden. 30 hoca varsa 30'u da birbirine karşı. 30 hoca imar için çalışmış olsa idi, belki durum biraz daha farklı olabilirdi.

Ama olmadı ve ilk olarak ahlaken çöktük.
Cihada aşık olan sahabe ahlak timsali idi.

İlmen çöktük, ama onlar ilim sahibi idi.

Ahlak yok, ilim zaten herkes alim,herkes çok bilgili ama amel yok. Görüntüde super müslüman imajı ama gerçekte fasa fisoluk.
Yahu Allah aşkına dürüst olalım, sizleri tanımasam dahi tenzih ederim
ama söyleyin topluca gittik hicret ettik diyelim. Zannediyor musunuz ki her şey mükemmel olacak.
izzetli yasamayan gittiği yerde izzetli nasıl yasayacak ?
Ha bana şunu deseler,
Kardeşim gittiğimiz falanca yer ana merkez olacak, harbiden inşa edeceğiz.
ilim irfan yuvası olacak bilimde ilerleyeceğiz. Sonra ana damarlar kollar açılacak merkezlerimiz olacak. boylece diğer diyarlarda yasayan müslüman kardeşlerimizinde çocuklarına eğitim verebileceği toplanabileceği yerler olacak falan fıstık.
yani anlamadığım sadece yasamak için mi bu gidiş? Ölecez yav?

naziler bütün bilim dallarındaki insanları toplamış. ve o kadar detaylı bir sistem kurup işleme koymuşlar ki, Savaş belgesellerini izlediğimde yuh demişimdir bunu da mi düşünmüşler diye.

Bir kere baş kim imam kim yönlendirecek kim, organize edecek kimler planlamalar nedir? Veriler olmadan ben kimin sözüne itimat edeyim?

oy askerlik memuriyet kemalizm sistem akp vs demiş biri başka konu içinde bunlarla uğraşmadan yaşamak.. anlarım gerçekten yorulmuştur.
ruhu buraya ait değildir ve tebdili mekan arıyordur anlarım.
Sevmiyordur anlarım.
Arkada bakmakla yükümlü olan kimsesi yoktur ve savaşmak istiyordur anlarım
hepsini anlarım.

ama burada da mücadele edilmesi gerektiğini, buranın olduğu gibi,diğer beldeler de kalan ve mücadele eden insanların ne cihad sevgisine laf edilmesini ne de izzetsiz bir yasam sürebilecekleri iddiasini anlayamam ve kabul edemem.

Kalmak isteyenler için şöyle yaşayacaksınız boyle yaşayacaksınız demek yerine
biz inşa için oradayken
size de yardim edeceğiz ki
4 bir koldan kalkınalım dendigi gün
imar baslar.

Bu benim dusuncem doğrudur yanlıştır eksiktir 3 sene sonra başka düşünürüm insaniz öğrenir değişiriz başkan anlamlar yükleriz. Şartlar değişir sürülür mecbur kalırız, Allah nasip eder birden şahlanırız. Ama kimse kimsenin kalbini sorgulamasın artık.
 
أ Çevrimdışı

أهل الحديث

İslam-tr Sakini
İslam-TR Üyesi
Son düzenleme:
F Çevrimdışı

furkan ebu muhammed

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
Yorumlarınızın genel kısmına katılmakla beraber bir kısmını kavramakta zorluk çektim. Alıntı yapayim dedim ama hem çok uzun olacak ve karşılıklı 5 yıl sürecek diyaloglar olacak, hem de yazi dilinin cilvesi gereği yorum, fikir üzerinden değil şahsileştirme ve alınganlık üzerinden gider diye korktuğumdan genel yorum yapayım dedim.

imar elbette zordur.
tek başına yapilacak bir mevzu değil
lakin imari yapabilecek alanlar oluşturup nesiller yetiştirebiliriz.
bazen şey düşünüyorum,
belki de bizim nesil ara bir nesildir

belki, bir sancak altında toplanacak nesli yetistirenlerizdir,onlara alan açabilecek kişilerizdir.
bilmiyorum
lakin benim çalışma alanım yetimler olduğundan ve onlardan sorumlu olduğumdan, onların en makul en donanımlı şekilde yetiştirilmesine katkı sağlayabilmek üzere çalışıyorum.
Misal ben hayatlarına şahit olduğum, gördüğüm, bunca evladı nereye bırakıp gideyim? Bu sistem içersinde, sekulerizmin, kemalizmin, vb ellerine mi teslim edeyim? ve sonra ben izzetli bir yaşam mı sürmüş oluyorum?

Fitne dediğimiz mevzu her daim var olacak bir durum.
Forumda bir başlık var 2 hoca birbirine girmiş mesela.Kim hakli kim haksiz bilmem, açıkçası beni ilgilendirmiyor cidden. 30 hoca varsa 30'u da birbirine karşı. 30 hoca imar için çalışmış olsa idi, belki durum biraz daha farklı olabilirdi.

Ama olmadı ve ilk olarak ahlaken çöktük.
Cihada aşık olan sahabe ahlak timsali idi.

İlmen çöktük, ama onlar ilim sahibi idi.

Ahlak yok, ilim zaten herkes alim,herkes çok bilgili ama amel yok. Görüntüde super müslüman imajı ama gerçekte fasa fisoluk.
Yahu Allah aşkına dürüst olalım, sizleri tanımasam dahi tenzih ederim
ama söyleyin topluca gittik hicret ettik diyelim. Zannediyor musunuz ki her şey mükemmel olacak.
izzetli yasamayan gittiği yerde izzetli nasıl yasayacak ?
Ha bana şunu deseler,
Kardeşim gittiğimiz falanca yer ana merkez olacak, harbiden inşa edeceğiz.
ilim irfan yuvası olacak bilimde ilerleyeceğiz. Sonra ana damarlar kollar açılacak merkezlerimiz olacak. boylece diğer diyarlarda yasayan müslüman kardeşlerimizinde çocuklarına eğitim verebileceği toplanabileceği yerler olacak falan fıstık.
yani anlamadığım sadece yasamak için mi bu gidiş? Ölecez yav?

naziler bütün bilim dallarındaki insanları toplamış. ve o kadar detaylı bir sistem kurup işleme koymuşlar ki, Savaş belgesellerini izlediğimde yuh demişimdir bunu da mi düşünmüşler diye.

Bir kere baş kim imam kim yönlendirecek kim, organize edecek kimler planlamalar nedir? Veriler olmadan ben kimin sözüne itimat edeyim?

oy askerlik memuriyet kemalizm sistem akp vs demiş biri başka konu içinde bunlarla uğraşmadan yaşamak.. anlarım gerçekten yorulmuştur.
ruhu buraya ait değildir ve tebdili mekan arıyordur anlarım.
Sevmiyordur anlarım.
Arkada bakmakla yükümlü olan kimsesi yoktur ve savaşmak istiyordur anlarım
hepsini anlarım.

ama burada da mücadele edilmesi gerektiğini, buranın olduğu gibi,diğer beldeler de kalan ve mücadele eden insanların ne cihad sevgisine laf edilmesini ne de izzetsiz bir yasam sürebilecekleri iddiasini anlayamam ve kabul edemem.

Kalmak isteyenler için şöyle yaşayacaksınız boyle yaşayacaksınız demek yerine
biz inşa için oradayken
size de yardim edeceğiz ki
4 bir koldan kalkınalım dendigi gün
imar baslar.

Bu benim dusuncem doğrudur yanlıştır eksiktir 3 sene sonra başka düşünürüm insaniz öğrenir değişiriz başkan anlamlar yükleriz. Şartlar değişir sürülür mecbur kalırız, Allah nasip eder birden şahlanırız. Ama kimse kimsenin kalbini sorgulamasın artık.


Maşallah kafayı mantığı çok güzel çalıştırmışsın . Fakat ulemanın dinden anladığı bu değil . Nakilleri aşağıya bırakıyor ve bu parlak fikirlerini içinde sakla kardeşim gitmiyorsan , gitmek isteye fitne olma .

İmam ibni Teymiyye (rahimehullah) şöyle diyor: “Mahremlere ve dine saldıran düşmanı def etmenin en büyük ve en önemli türü savunma savaşıdır. Savunma savaşı icma ile vaciptir. İmandan sonra, din ve dünyayı ifsat eden saldırgan düşmanı def etmekten daha çok vacip olan bir şey yoktur. Nitekim savunma savaşı için hiçbir şey şart koşulmaz. Bilakis imkânı hasebinde saldırganı def eder. Bu böylece ulemadan nakledilmiştir. Bizim ashabımızdan ve gayrisinden.” El-İhtiyaratu’l-İlmiyye, Mulhak bi’l-Fetava el-Kubra, 4/608

İbni Kudame (rahimehullah) şöyle der: “Cihad işleri imamın vekâletindedir. Halkın ona bu hususta itaat etmesi lazımdır… Ama imam olmadığı zaman cihad ertelenmez. Zira onun ertelenmesiyle maslahatı kaybolur.”El-Muğni, 10/368.

Ve el-Cuveyni (rahimehullah) şöyle der: “Sultan olmadığı zaman herkese güç nispetinde iman ehlini saldırıya karşı müdafaa etmek vaciptir.”55- Ğıyasu’l-Umem, 279.

Ve ibni Hazm (rahimehullah) şöyle der: “Allah (subhanehu ve teâlâ)

قَاتِلُوا الَّذِينَ يَلُونَكُمْ مِنَ الْكُفَّارِ وَلْيَجِدُوا فِيكُمْ غِلْظَةً

“Kâfirlerden size yakın olanlara karşı savaşın. Onlar sizde büyük bir şiddet bulsunlar.” (et-Tevbe sûresi, 123. âyet) buyurmuştur ve bunun için imamın emrini gerekli görmemiştir. Şayet imam harb ehline karşı savaşmayı nehyetse ona itaat etmemek vacip olur. Zira masiyet emretmiş olur ki bu durumda ona itaat etmek caiz olmaz. Allah’u Teâlâ

فَقَاتِلْ فِي سَبِيلِ اللَّهِ لَا تُكَلَّفُ إِلَّا نَفْسَكَ

“Sen artık Allah yolunda savaş. Sen anacak kendinden sorumlusun.” (en-Nisa sûresi, 84. âyet) buyurmuştur. Bu ilahi hitapla her Müslüman müteveccihtir. Her Müslüman cihatla memurdur velev ki yalnız kalmış olsa da.”El-Muhalle, 7/351

Ama kişinin cihad etmesi için emirin varlığı şart değildir. Bunun en açık delili İmam el-Buhari (rahimehullah) ve başkaların rivayet ettikleri Ebu Basir radıyallahu anhu’nun kıssasıdır. O Hudeybiye sulhundan sonra muhacir olarak Medine’ye gelmişti ancak sulhun şartları gereğince Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) onu teslim almaya gelen iki müşrike teslim etmişti. Mekke’ye dönerken yolda iki müşriki öldürmüş ve sahil tarafına yerleşmişti. Sonra yanına gelenlerle beraber Mekke müşriklerinin Şam tarafından gelen kervanlarını basmaya, adamlarını öldürmeye ve mallarını ganimet almaya başlamıştı. O ne Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’in emirliği altındaydı ve ne de kendisi emir idi. Bilakis kendi başına müşriklere karşı savaşıyordu.

Bu bahiste ulema arasında düşen ihtilaf, imamın varlığında saldırı cihadı için imamın izni vacip midir değil midir yönündedir. Ama savunma savaşında veya imamın yokluğu durumunda hiçbir âlim imamsız cihad olmaz dememiştir. Bilakis yukarıda da geçtiği gibi: “imam olmadığı zaman cihad ertelenmez. Zira onun ertelenmesiyle maslahat kaybolur” El-Muğni, 10/368.

Ebu Abdullah el-Kurtubi (rahimehullah) şöyle diyor: “Düşmanın İslam topraklarının bir bölümüne galip gelmesiyle veyahut Müslüman topraklarına girmesiyle cihad farzı ayn olur. Bu durumda o bölgede yaşayan herkese, ağırlıklı ağırlıksız, genç yaşlı herkese kendi gücü oranında savaşa çıkması vacip olur. Babası olan babasından izin almadan savaşa çıkar. Babası olmayan da savaşa çıkar. Savaşa çıkmaya gücü yeten hiç kimse savaştan geri kalamaz. İster kişi savaşmaya muktedir kimse olsun, isterse sadece savaşçıların sayısını artıracak olsun. Çıkabilecek hiçbir kimse savaştan geri kalamaz. Eğer o bölge halkı düşmana karşı koymaktan aciz olursa o zaman onlara yakın olanlara ve komşu olanlara aynı şeklide savaşa çıkmak vacip olur. Bu durum onların düşmana karşı durabilecek ve kendilerini savunabilecek güce geldiklerini bilinceye kadar böylece devam eder. O Müslümanların düşmanlarına karşı zayıf hallerinden haberdar olan ve kendilerine varıp onları kurtarabilme imkânına sahip olduğuna inanan herkese de onlarla birlikte savaşmak üzere yanlarına gitmesi lazım gelir. Zira Müslümanlar kendilerinden gayrisine karşı tek bir eldirler.”El-Camiu li Ahkami’l-Kuran, 8/151
 
أ Çevrimdışı

أهل الحديث

İslam-tr Sakini
İslam-TR Üyesi
Maşallah kafayı mantığı çok güzel çalıştırmışsın . Fakat ulemanın dinden anladığı bu değil . Nakilleri aşağıya bırakıyor ve bu parlak fikirlerini içinde sakla kardeşim gitmiyorsan , gitmek isteye fitne olma .

İmam ibni Teymiyye (rahimehullah) şöyle diyor: “Mahremlere ve dine saldıran düşmanı def etmenin en büyük ve en önemli türü savunma savaşıdır. Savunma savaşı icma ile vaciptir. İmandan sonra, din ve dünyayı ifsat eden saldırgan düşmanı def etmekten daha çok vacip olan bir şey yoktur. Nitekim savunma savaşı için hiçbir şey şart koşulmaz. Bilakis imkânı hasebinde saldırganı def eder. Bu böylece ulemadan nakledilmiştir. Bizim ashabımızdan ve gayrisinden.” El-İhtiyaratu’l-İlmiyye, Mulhak bi’l-Fetava el-Kubra, 4/608

İbni Kudame (rahimehullah) şöyle der: “Cihad işleri imamın vekâletindedir. Halkın ona bu hususta itaat etmesi lazımdır… Ama imam olmadığı zaman cihad ertelenmez. Zira onun ertelenmesiyle maslahatı kaybolur.”El-Muğni, 10/368.

Ve el-Cuveyni (rahimehullah) şöyle der: “Sultan olmadığı zaman herkese güç nispetinde iman ehlini saldırıya karşı müdafaa etmek vaciptir.”55- Ğıyasu’l-Umem, 279.

Ve ibni Hazm (rahimehullah) şöyle der: “Allah (subhanehu ve teâlâ)

قَاتِلُوا الَّذِينَ يَلُونَكُمْ مِنَ الْكُفَّارِ وَلْيَجِدُوا فِيكُمْ غِلْظَةً

“Kâfirlerden size yakın olanlara karşı savaşın. Onlar sizde büyük bir şiddet bulsunlar.” (et-Tevbe sûresi, 123. âyet) buyurmuştur ve bunun için imamın emrini gerekli görmemiştir. Şayet imam harb ehline karşı savaşmayı nehyetse ona itaat etmemek vacip olur. Zira masiyet emretmiş olur ki bu durumda ona itaat etmek caiz olmaz. Allah’u Teâlâ

فَقَاتِلْ فِي سَبِيلِ اللَّهِ لَا تُكَلَّفُ إِلَّا نَفْسَكَ

“Sen artık Allah yolunda savaş. Sen anacak kendinden sorumlusun.” (en-Nisa sûresi, 84. âyet) buyurmuştur. Bu ilahi hitapla her Müslüman müteveccihtir. Her Müslüman cihatla memurdur velev ki yalnız kalmış olsa da.”El-Muhalle, 7/351

Ama kişinin cihad etmesi için emirin varlığı şart değildir. Bunun en açık delili İmam el-Buhari (rahimehullah) ve başkaların rivayet ettikleri Ebu Basir radıyallahu anhu’nun kıssasıdır. O Hudeybiye sulhundan sonra muhacir olarak Medine’ye gelmişti ancak sulhun şartları gereğince Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) onu teslim almaya gelen iki müşrike teslim etmişti. Mekke’ye dönerken yolda iki müşriki öldürmüş ve sahil tarafına yerleşmişti. Sonra yanına gelenlerle beraber Mekke müşriklerinin Şam tarafından gelen kervanlarını basmaya, adamlarını öldürmeye ve mallarını ganimet almaya başlamıştı. O ne Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’in emirliği altındaydı ve ne de kendisi emir idi. Bilakis kendi başına müşriklere karşı savaşıyordu.

Bu bahiste ulema arasında düşen ihtilaf, imamın varlığında saldırı cihadı için imamın izni vacip midir değil midir yönündedir. Ama savunma savaşında veya imamın yokluğu durumunda hiçbir âlim imamsız cihad olmaz dememiştir. Bilakis yukarıda da geçtiği gibi: “imam olmadığı zaman cihad ertelenmez. Zira onun ertelenmesiyle maslahat kaybolur” El-Muğni, 10/368.

Ebu Abdullah el-Kurtubi (rahimehullah) şöyle diyor: “Düşmanın İslam topraklarının bir bölümüne galip gelmesiyle veyahut Müslüman topraklarına girmesiyle cihad farzı ayn olur. Bu durumda o bölgede yaşayan herkese, ağırlıklı ağırlıksız, genç yaşlı herkese kendi gücü oranında savaşa çıkması vacip olur. Babası olan babasından izin almadan savaşa çıkar. Babası olmayan da savaşa çıkar. Savaşa çıkmaya gücü yeten hiç kimse savaştan geri kalamaz. İster kişi savaşmaya muktedir kimse olsun, isterse sadece savaşçıların sayısını artıracak olsun. Çıkabilecek hiçbir kimse savaştan geri kalamaz. Eğer o bölge halkı düşmana karşı koymaktan aciz olursa o zaman onlara yakın olanlara ve komşu olanlara aynı şeklide savaşa çıkmak vacip olur. Bu durum onların düşmana karşı durabilecek ve kendilerini savunabilecek güce geldiklerini bilinceye kadar böylece devam eder. O Müslümanların düşmanlarına karşı zayıf hallerinden haberdar olan ve kendilerine varıp onları kurtarabilme imkânına sahip olduğuna inanan herkese de onlarla birlikte savaşmak üzere yanlarına gitmesi lazım gelir. Zira Müslümanlar kendilerinden gayrisine karşı tek bir eldirler.”El-Camiu li Ahkami’l-Kuran, 8/151

Meseleyi anlamamışsın. Demek istediği tatlı su müslümanı olup oturmak değil. Cihad ahkâmı hakkında bilgisi yeterli olmadığı için bu kısmı vurgulamamış. Ancak senin de atladığın şu: Neden cihad ediyoruz? Küffarı perişan etmek, Allah'ın dinini yüceltmek, zulmü bitirmek için mi, yoksa sadece öylesine elimize silah alıp denk getirebilirsek vur kaç yapmak için mi?

Eğer ilkiyse ona uygun davranmak gerekir. Yok eğer ikincisini seçiyorsan yarım yamalak ilminle yaptığın cihadın da hiçbir faydası olmaz. Bizzat sen fitnenin kendisi olursun. Sonra ne toplumları sana karşı kışkırtan kâfirlere karşı bir kozun olur elinde, ne de söyleyecek sözün. Başındaki gider kâfirin meclisine girer, öteki gider başka kâfiri dost sayar. Haa eğer diyorsan ki benim yöntemim bu değil, o zaman anlarım.

Diğer mesele, cihadın ertelenmesi gerektiğine dair kimsenin bir fikri olmadı. Cihadı bıraktığımız için bu haldeyiz zaten. Cihadı bırakalım diye de bir şey söylemedi kimse. Cihad olacaksa Kur'ân ve Sünnet'e uygun olacak. Bâtıl siyasetle değil. 30 senedir iyi kötü bir cihad var. Hareketler çıktı, şu oldu, bu oldu. Sonuç ne? Kalıcı olan, tevhîd çizgisinde ilerleyen kaç tanesi kaldı? Getireceğin örnekler adına tevil diyerek tağutları Müslüman sayıyorlar. Tağutun tağut olduğu mücahid olduğunu söyleyen birisinin bilmeyeceği bir mesele mi? Dinin en temel meselesi tevhid ve şirk. Bu adam bunu bilmiyorsa cihad etmesin daha iyi. Ne için cihad ettiğini bile bilmiyor. Allah'ın dinine destek olacakken şeytanın ekmeğine yağ sürüyor. Anca onun bunun elinde maşa oluyor. İşte 3-4 mesajdır anlatmak istediğim mevzu bu. Adamlar adaletliymiş, mertmiş, erdemliymiş... Hep aynı itirazlar. Kimse zaten onlar adaletsizdir, namerttir demiyor. Ne için cihad ettiğini, nasıl cihad edeceğini bilmeden, hazırlık yapmadan 2 tane ilmihal kitabı okuyarak cihada gidilmez. Eğer ilim sahibi yöneticiler, emirler olsaydı olurdu. Bilmediğin meselelerde onlara tâbi olurdun, mesele kalmazdı...
 
Alketa Çevrimdışı

Alketa

1 Milyoncu : )
İslam-TR Üyesi
Meseleyi anlamamışsın. Demek istediği tatlı su müslümanı olup oturmak değil. Cihad ahkâmı hakkında bilgisi yeterli olmadığı için bu kısmı vurgulamamış. Ancak senin de atladığın şu: Neden cihad ediyoruz? Küffarı perişan etmek, Allah'ın dinini yüceltmek, zulmü bitirmek için mi, yoksa sadece öylesine elimize silah alıp denk getirebilirsek vur kaç yapmak için mi?

Eğer ilkiyse ona uygun davranmak gerekir. Yok eğer ikincisini seçiyorsan yarım yamalak ilminle yaptığın cihadın da hiçbir faydası olmaz. Bizzat sen fitnenin kendisi olursun. Sonra ne toplumları sana karşı kışkırtan kâfirlere karşı bir kozun olur elinde, ne de söyleyecek sözün. Başındaki gider kâfirin meclisine girer, öteki gider başka kâfiri dost sayar. Haa eğer diyorsan ki benim yöntemim bu değil, o zaman anlarım.

Diğer mesele, cihadın ertelenmesi gerektiğine dair kimsenin bir fikri olmadı. Cihadı bıraktığımız için bu haldeyiz zaten. Cihadı bırakalım diye de bir şey söylemedi kimse. Cihad olacaksa Kur'ân ve Sünnet'e uygun olacak. Bâtıl siyasetle değil. 30 senedir iyi kötü bir cihad var. Hareketler çıktı, şu oldu, bu oldu. Sonuç ne? Kalıcı olan, tevhîd çizgisinde ilerleyen kaç tanesi kaldı? Getireceğin örnekler adına tevil diyerek tağutları Müslüman sayıyorlar. Tağutun tağut olduğu mücahid olduğunu söyleyen birisinin bilmeyeceği bir mesele mi? Dinin en temel meselesi tevhid ve şirk. Bu adam bunu bilmiyorsa cihad etmesin daha iyi. Ne için cihad ettiğini bile bilmiyor. Allah'ın dinine destek olacakken şeytanın ekmeğine yağ sürüyor. Anca onun bunun elinde maşa oluyor. İşte 3-4 mesajdır anlatmak istediğim mevzu bu. Adamlar adaletliymiş, mertmiş, erdemliymiş... Hep aynı itirazlar. Kimse zaten onlar adaletsizdir, namerttir demiyor. Ne için cihad ettiğini, nasıl cihad edeceğini bilmeden, hazırlık yapmadan 2 tane ilmihal kitabı okuyarak cihada gidilmez. Eğer ilim sahibi yöneticiler, emirler olsaydı olurdu. Bilmediğin meselelerde onlara tâbi olurdun, mesele kalmazdı...

Allah razi olsun guzel ifade etmişsin.

Maşallah kafayı mantığı çok güzel çalıştırmışsın . Fakat ulemanın dinden anladığı bu değil . Nakilleri aşağıya bırakıyor ve bu parlak fikirlerini içinde sakla kardeşim gitmiyorsan , gitmek isteye fitne olma .

sağ olasın, ultra paril paril zekam her daim formundadir, nazarlara gelecek...

parlak fikirlerimi icimde saklarsam neyi nasil öğrenecem ya da öğrenecez ?
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst Ana Sayfa Alt