Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Suriye'de Savaşın Dengesini Değiştirecek Karar

gurabaa- Çevrimdışı

gurabaa-

Üye
İslam-TR Üyesi
Vesikatü Tahkimi’ş Şeria

Şeriatla Hükmetme Vesikası

Hamd Allemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam efendimiz Muhammed’in, pak ve temiz ehlinin ve ashabının üzerine olsun.

Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:

“Allah'ın sana gösterdiği şekilde insanlar arasında hükmedesin diye sana Kitab'ı hak ile indirdik; hainlerden taraf olma!” [4/105]

Rasulullah (sav) şöyle buyurmaktadır:

-Allah’a yemin olsun ki-, yeryüzünde Allah’ın hadlerinden tek birinin -bile- ikame edilmesi, insanlar için bir ay – veya hafta- yağmur yağmasından daha hayırlıdır.”(Terğib ve Terhib, Sahih bir isnadla)

Şam cihadını takip eden herkes Nusret Cephesi’nin Suriye’deki konumunu takdir edebilir. Az sayıda ve kısıtlı imkânlarla sahaya giren Nusret Cephesi, kısa sürede yaptığı operasyonlarla kafir Nusayri rejimine ağır darbeler indirdi ve büyük kazanımlar elde etti. Gün geçtikçe operasyonları artırdı ve 2013 başlarına geldiğinde Suriye’nin en büyük oluşumlarından biri olmayı ve Müslüman Suriye halkının gönlünü kazanmayı başardı. Bu gücün ve temkinin elde edilmesinin neticesinde sahada, Şam ehlinin malına ve canına göz dikmiş birçok silahlı oluşumu parçaladı ve istihbarat çalışmaları ile bunların temellerini söktü.

2013 yılının ortalarına kadar Özgür Suriye Ordusu içindeki, boşluktan ve karmaşadan istifade ederek Müslüman halka zülmeden harami grupların zayıfladığı ve sahada hiçbir etkilerinin kalmadığı olayları takip edenlere aşikardır. Özellikle, Nusret Cephesi’nin öncülüğünde, diğer gruplarında katılımıyla Halep’te merkezi bir mahkemenin kurulduğu, Allah’ın şeriatinin tatbik edilmeye başlandığı ve bu mahkemenin kararlarının tenfiz edilmesi için ordu teşkil edildiği malumdur. Özellikle bu olay, kalplerindeki aşırılık ve harici eğilimler sebebiyle kendilerinden başkalarının varlığına tahammül edemeyen tekfirci taifenin “Nusret Cephesi hadleri tatbik etmiyor!” hezeyanlarına büyük bir cevap olsa gerekir.

2013 yılının ortalarına gelindiğinde ise IŞİD-Nusret Cephesi ayrışması meydana gelmiştir. Bu ayrışma neticesinde kendilerinin devlet olduğunu iddia ederek, Nusret Cephesi’nin mücahitlerinin fedakar kazanımları ile elde ettiği ganimet mallarına, IŞİD çok kaba bir üslupla el koymuştur. Nusret Cephesi’nin karargahlarını basıp silahlarını ve mallarını almıştır. Kan akmasını engellemek adına Şeyh Cevlani –Allah onu korusun- IŞİD’ın yaptığı bu taşkınlıklara karşılık verilmemesini emretmiştir. Nihayetinde Nusret Cephesi bazı şeri mesullerinin de ifade ettiği gibi neredeyse bitme noktasına gelmiştir.

Aradan geçen bir sene zarfında yılmadan çalışmalarına devam eden Nusret Cephesi Allah’ın yardımı ve inayetiyle tekrar kendisini toplamaya başlamıştır. Elde ettiği kazanımlar neticesinde tekrar sahada sesini duyurmaya ve Nusret Cephesi’nin zayıflamasıyla ortaya çıkan eşkıyaların başını ezmeye koyulmuştur. Bunun en bariz örneği Ramazan ayında İdlip’te başlatılan temizlik operasyonudur. Bu operasyonlarda, kontrol noktaları oluşturarak halktan haraç alan, insanları kaçırıp fidye isteyen ve dış güçlere uşaklık yapan gurupların bütün bilinen noktaları vurulmuş, karşı koyanlar öldürülmüş ve Nusret kendi kontrol noktalarını oluşturmuştur. Aynı zamanda Nusayri rejime karşı hatlardan hiç çekilmemiş, gücü yettiğince bu melun rejimin Müslümanların ırzlarına, mallarına ve topraklarına karşı yaptığı saldırıları engellemeye çalışmıştır. Bunun delili ise Halep’in belli bölgelerinde oluşturulan yemekhanelerde düşmana karşı ribat tutan 1000’in üzerinde mücahide Nusret Cephesi’nin günlük yemek çıkartmasıdır. Ama bu zayıflık sebebiyle herkesin bildiği gibi rejim özellikle Halep’te ve Humus’ta ciddi ilerleme kaydetmiştir. Şimdi ise Nusret Cephesi Dımeşk(Şam)’ın kırsal kesimleri olan Ğota bölgesi, Hama, Dera başta olmak üzere Suriye’nin büyük bir kesiminde çok geniş çaplı operasyonlar yapmakta ve ciddi ilerlemeler kaydetmektedir.

Sözde Müslümanların halifesi ise asli kâfirlerle kendilerinin maslahatları kesiştiği için ve mürtetlerle savaş daha öncelikli olduğu için Müslüman gruplarla savaşmakta hiç tereddüt etmemektedir. Bu bir iftira değil IŞİD’ın şeri mesullerinden bazılarının telsiz konuşmaları ile sabittir. Şuanda Halep’in doğusunda Azez ve Ahterin bölgelerine saldırmıştır. Nusret Cephesi bu bölgelerde onların saldırılarına karşı ribat noktaları oluşturmuş ve onları durdurmuştur. Türkiye’deki IŞİD davetçilerinden bazı taşkınların ve ahlaksızların ise Nusret’in emirlerini ve şeri mesullerini tekfir ettiği malumdur. Bu onların hariciliklerini çok açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Harici sözümüz bu şekilde taşkınlık yapanlarla kayıtlıdır.

Nusret Cephesi kendisini toplaması ile birlikte, hedeflerini gerçekleştirmek için tekrar yola koyulmuştur. Nusret Cephesi’nin amaçlarına ulaşmadaki en belirgin özelliği ümmetçi bir bakış açısıyla hareket etmesi, kendisinden başkasının kazanımlarına saygı göstermesi ve İslamî hedefler için ümmetin bireylerini harekete geçirmeye çalışmasıdır. Bu Şeyh Eymen ez-Zevahiri’nin şu sözleri ile açıklık bulmaktadır: “Ey Müslüman Ümmet! Bizim üzerimize vacip olan, kendisinden mahrum bırakıldığımızda hezimete uğradığımız ve darmadağınık olduğumuz bu hilafeti geri getirmek için hep birlikte çabalamaktır. Yine hepimize vacip olan, işgalci ordulara ve despot diktatörlere karşı yapılan İslamî cihadî başkaldırıda, nübüvvet menhecine uygun raşit hilafetin dönmesi için çalışmaktır. Nübüvvet menheci üzere olan raşit hilafet bütün sapmalardan, zulümlerden ve fesatlardan soyutlanmalıdır ki, bunlar raşit hilafetin kaybedilmesine ve hezimete uğramasına sebep olmuştur. Hilafet ancak, kendisini zulüm, fesat ve zorbalığın yiyip tüketmesinden sonra düşmüştür. Bu Yüce Allah’ın mahlûkatındaki sünnetidir. Rabbimiz Tebarek ve Teala şöyle buyurmaktadır: “Allah şöyle bir kenti misal verdi: Orası güven ve huzur içerisinde idi. Oraya her taraftan bolca rızık gelirdi. Fakat Allah’ın nimetlerine nankörlük ettiler; bu yüzden yaptıklarına karşılık Allah onlara şiddetli açlık ve korku ızdırabını tattırdı.” (Nahl 112). Biz nübüvvet menheci üzere raşit hilafet istiyoruz. Raşit Halifelerin yöntemi üzere yürüyen hilafeti. Onlar hilafeti, ümmetin rızası ve tercihi ile üstlendiler. Efendimiz Ebubekir (ra) ve Efendimiz Ömer (ra) ümmetin icması ile halifelik görevini aldılar. Efendimiz Osman (ra) ve Efendimiz Ali (ra) ise ümmetin çoğunluğunun tercihi ile hilafeti üstlendiler. Sonra ümmetin efendisi, Rasulullah (sav)’in torunu beşinci raşit halife Efendimiz Hasan (ra) geldi ve ümmeti tek bir kelimede topladı ve fitneyi bastırdı. Onda Rasulullah (sav)’in şu hadisi gerçekleşti; “Benim bu oğlum efendidir. Umulur ki Allah onunla Müslümanlardan iki büyük taifeyi ıslah eder. (Tirmizi)” İşte bizim istediğimiz hilafet budur. Nübüvvet ve raşit halifelerin yolu üzere yürüyen bir hilafet. Şurayı genişleten, adalet yayan, fesadı bastıran, mazluma yardım eden, Doğu Türkistan’dan Endülüs’e gasp edilmiş Müslümanların diyarını ve Mescid-i Aksa’yı özgürlüğüne kavuşturan bir hilafet. Şura ve adalet devletini hayata geçiren, harici saldırılardan ve dâhili diktatörlerden ümmeti kurtaran bir hilafet. Hoşnutluk, seçim ve yöneticilerin sorgulanabilmesi üzere kurulmuş bir devleti inşa eden bir hilafet. Yoksa zulüm, baskı, ümmetin haklarını gasp etme, tekelcilik, bireylerin yüceltilmesi, despotların masumlaştırılması üzerine kurulmuş bir devlet değil. İşte bu yüzden, Irak’ta, Şam’da, Filistin’de, Arap Yarımadası’nda, Somali’de, yeryüzünün doğusunda ve batısındaki bütün Müslüman ümmete mesajımız, biz bu ümmetin hizmetçileriyiz, evlatlarıyız ve onun bir parçasıyız. Ey Kıymetli Ümmetimiz! Düzenbaz ve yalancı medyanın bizim hakkımıza ayyuka çıkardığı şeylere inanmayın. Bizler ümmeti baskı altına almak, ana zulmetmek veya harap etmek için çalışmıyoruz. Yine bizler hükmü tekelimize almak ve istemediğiniz kişileri başınıza dikmek için uğraşmıyoruz. Değerli Ümmetimiz! Bunlara inanmayın, bunların tamamı yalan, iftira ve safsatadır. Bizler, yöneticileri ümmetin kendi iradesi ve hürriyeti ile seçtiği, kitap ve sünnete göre, dinlemek ve itaat etmek üzere onlarla ahitleşmiş, onların kendisinde Allah’a itaat ettiği hususlarda onlara itaat edecek bir İslam Hilafeti istiyoruz. Bizler kendisinde şeri ehliyetin tamamlanıp ümmetin seçeceği, Allah’ın kitabı ve Resulün (sav) sünneti ile hükmedecek kimseden razıyız. İşte o zaman biz onun yardımcısı ve destekçisi oluruz. İslam’a savaş açmış batı medyası ve beldelerimizdeki ona tabi olan basın organları, yalan ve iftira ile: “El-Kaide’nin ümmetin yöneticilerini seçme hakkını elinden almak, onlara despotça, zalimce yöneten ve onların haklarını gasp eden bir yönetim koymak istiyor.” demektedirler. Bu sözler, İslam ve Müslümanlara savaş açmış haçlı seferlerinin çizgisinde, yalan ve iftira kampanyasının bir parçasıdır. Muhakkak ki el-Kaide, ümmet için, rızası, icması veya çoğunluğunun ittifakı ile kendisinin seçtiği halifeyi istemektedir. Eğer ümmet, İslamî yönetimi, hilafeti inşa etmeden önce yeryüzünün herhangi bir parçasına hakim kılmaya imkan bulursa ve burada Müslüman ümmetin kendisinden imam olarak razı olduğu, şeri şartların üzerinde toplandığı, kitap ve sünnetle yöneten birini seçerse, işte bizler ondan razı olanların ilki olacağız. Çünkü bizler iktidar olmak istemiyoruz, biz ancak İslam’ın yönetimini istiyoruz….

İşte bu atılımlardan birisi de aşağıda metnini verdiğimiz Vesikatü Tahkimi’ş Şeria’dır. Bu vesikayı Nusret Cephesi’nin resmi sözcüsü Şeyh Ebu Firas son konuşmasında ilan etmiştir. Şeyh bu vesika hakkında şöyle demektedir: “Bu vesika Allah’ın hükümlerinin hakim kılınması ve tatbik edilmesi için bunu isteyen bütün gruplarla yardımlaşmayı ifade etmektedir. Öyle ki biz sahada bu işi kendimize has kılmayalım ve sahada tek başımıza hareket etmeyelim. Biz şeriatle hükmetmeyi ve Allah’ın hükümlerini kaim etmeyi hedeflemekteyiz. Kim Allah’ın hükümleri ile hükmetmeyi isterse ve Allah’ın şeriatini yeryüzünde ikame etmeyi hedefliyorsa biz ona elimizi uzatıyoruz ve onunla yardımlaşmayı kabul ediyoruz. Bu vesika bizim hedeflerimizin bir özetidir. Biz Allah’ın hükümleri ile hükmetmek ve Allah’ın şeriatini yeryüzünde ikame etmek için çabalıyoruz. Biz kendi nefsimize ve bu vesikaya imza atan bütün herkese, Meclisi’l Vatani, Heyetü’l Erkan, İtilafü’l Vatani gibi yapılanmalarla irtibatlı olmamayı ve Amerika veya herhangi bir harici istihbarattan yardım almamayı şart koşuyoruz. Aynı zamanda böyle bir alaka içinde olan herhangi bir grupla da ilişkisinin olmaması şartını koşuyoruz.”

Bu vesikanın sahadaki karmaşaların çözülmesinde ve safların netleşmesinde çok etkin bir rol oynaması beklenmektedir. Yüce Rabbimizden, İslam ümmetine bunu hayırlı kılmasını ve başarıya ulaştırmasını diliyoruz.

“İyilik ve (Allah'ın yasaklarından) sakınma üzerinde yardımlaşın, günah ve düşmanlık üzerine yardımlaşmayın. Allah'tan korkun; çünkü Allah'ın cezası çetindir.”[5/2]



Nusret Cephesi Mücahidlerinden Ebu Katade et Türki

Halep / Suriye

01 / 09 / 2014



Rahman ve Rahim olan Allah’ın Adıyla

﴿فَلَا وَرَبِّكَ لَا يُؤْمِنُونَ حَتَّى يُحَكِّمُوكَ فِيمَا شَجَرَ بَيْنَهُمْ ثُمَّ لَا يَجِدُوا فِي أَنْفُسِهِمْ حَرَجًا مِمَّا قَضَيْتَ وَيُسَلِّمُوا تَسْلِيمًا

Hayır, Rabbine andolsun ki, aralarında anlaşmazlığa düştükleri her konuda

seni hakem kılıp sonra da verdiğin hükümden içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın

(onu) tam manasıyla kabullenmedikçe iman etmiş olmazlar.[4/65]



Vesikatü Tahkimi’ş Şeria

Şeriatla Hükmetme Vesikası

Hamd bir olan Allah içindir. Salat ve selam kendisinden sonra hiçbir nebinin olmadığı Efendimizin, pak ve temiz ailesinin ve seçkin ashabının üzerine olsun.

Bu vesikanın amacı, sarf edilen çaba ve gayretleri birleştirip, bunları Nusayri nizamı düşürmeye ve Allah’ın şeriati ile hükmetmeye sevketmektir. Bu vesika aşağıdaki gibidir;



a- Şeri Alandaki Gücün Birleştirilmesi

1. Yargı Alanında: Bu vesikaya imza atan oluşumların bulunduğu kurtarılmış bölgelerde şeri mahkemeler inşa ederek şeriati ikame etmek.

2. Davet Alanında: Kurtarılmış bölgelerde emri bil maruf nehyi anil münker ofisleri oluşturmak. İmkânlar nispetinde kurtarılmış bölgeleri şeri okullarla, hatiplerle donatmak ve mescitlerin işlerini düzenlemek.

3. Şeri kararları, oluşturulan şeri mahkemeler vasıtası ile almak.



b- Askeri Alanda Gücün Birleştirilmesi

1. Bu, planlanan askeri stratejiye bağlı kalınması ile gerçekleştirilecektir. Yani, bu vesikayı kabul eden bütün oluşumlar askeri kuvvetlerini planlanmış hedefin dışına çıkarmayacaklardır.

2. Bu vesikayı kabul etmiş herhangi bir oluşuma karşı yapılan düşmanca saldırıları, İslamî bir cihetten sadır olmadığı sürece, def etmeye bağlı kalınacaktır.

3. Müslüman iki birlik arasında meydana gelen herhangi bir anlaşmazlık şeri mahkemeler kanalıyla çözülecektir.



c- İdari Alanda Gücün Birleştirilmesi

1. Vesikayı kabul eden oluşumlar, kendi kontrollerindeki mıntıkalarda idareyi üstlenecekler ve şeri mahkemelerin oluşturduğu polis kuvvetleri, kontrol noktaları ile emniyeti tesis edeceklerdir. İmkânlar nispetinde de Müslümanlara hizmet ulaştıracaktır.



d- Siyasi Alanda Gücün Birleştirilmesi:

1. Şeriata uygun olup ümmetin maslahatına hizmet eden siyasi kararlar belirlemek ve Allah’ın şeriatini ikame etme hedefine düşman olan bütün çevrelerle alakayı kesmek.



e- Ensar ve Muhacir İlişkileri

Yüce Allah’ın “Allah katında en üstün olanınız, ondan en çok korkanınızdır” ayetinden hareketle, vesikayı onaylayan herkes, Şam cihat sahasının ensar kardeşlerle birlikte omuz omuza muhacirlerin cihadına da imkân verdiği ve içine aldığı şuurunda olacaktır.

f- Vesikanın herhangi bir maddesini ihlal eden veya fesh eden şahıslar veya gruplar şeri mahkemede yargılanacaktır.

incanews.com
 
ehli yemin Çevrimdışı

ehli yemin

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Allah bu hareketi bereketli kılsın. Gerçekten dengeler değişecek ,devle grubunun kini artacak gibi . Allah fitne yapanları bitirsin(devle grubunu).Bu harekete zarar vermek isteyen Kur an ve Sünnetin uygulamasına zarar vermiş olacaktır Allahualem.
“İyilik ve (Allah'ın yasaklarından) sakınma üzerinde yardımlaşın, günah ve düşmanlık üzerine yardımlaşmayın. Allah'tan korkun; çünkü Allah'ın cezası çetindir.”[5/2]
Bu ayetin tatbikini yapan bütün Mücahid guruplara Allah zafer nasip etsin .
 
gurabaa- Çevrimdışı

gurabaa-

Üye
İslam-TR Üyesi
RABBİM OLAN ALLAH CELLE BİZLERİ İFRATTAN VE TEFRİTTEN SAKINDIRSIN VE KORUSUN.ŞEYH MAKDİSİNİN OTUZ RISALESININ IKINCI CILDININ SONLARINDA HARICILERIN OZELLIKLERINE VE KISA BIR TARIH BILGISI VERMEKTEDIR.OKUMAMIŞ KARDEŞLERİME TAVSİYE EDERİM;OKUNMASINI VE OKUTULMASINI

Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'ın adıyla.

1. Asra yemin ederim ki

2. İnsan gerçekten ziyan içindedir.

3. Bundan ancak iman edip iyi ameller işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve sabrı tavsiye edenler müstesnadır.
 
E Çevrimdışı

ENSARİ

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
El Nusra kalk ayağa..artık adında İslam olan sadece, bu harici gurupların sonunu getir inşaAllah..ve artık onların kanıda sana helaldir
 
Üst Ana Sayfa Alt