Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Soru Takıntılardan Kurtulmak İçin Neler Tavsiye Edersiniz?

metin öztürk Çevrimdışı

metin öztürk

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Yani oy veriyor hocam oy verdigi partiyide seviyor onlardan memnun. kufur uzere olmayan bir partide olmadigina gore imamin akidesi bozuk olabilir. Belkide arkasinda namaz kilmamam gerekiyor ama ben ilimsizligimden dolayi supheye dusuyorum. Siz neye dayanarak kilmam gerektigini soyluyorsunuz?

konu oy vermek değil akhi
başka bir şansınız yoksa (kendisinden şüphe duymadığınız kişiler yoksa) sırf şüpheyle cemaati terketmenin caiz olmadığını düşünüyorum.
şüpheyle abdest nasılki bozulmuyorsa şüpheyle cemaatde terkedilmez
ayrıca en sağlam akide sizdeyse şeytan sizin cemaatden uzak olmanızı ister, haksızmıyım?
cemaatle namaz kılmak farzmıdır denilebilir, fakat cemaat öyle basite alınıcak bir konu değildir
cuma namazı konusuna girmeden ben farz olduğuna inanıp kılıyorum
 
avam16 Çevrimdışı

avam16

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
ayrıca en sağlam akide sizdeyse şeytan sizin cemaatden uzak olmanızı ister, haksızmıyım?
abi zaten kendi sıkıntımda da bunun şeytanın vesvesesi olduğundan en ufak şüphem olsa bende terk ederim , benim ki biraz fıtrı de olsa dediğin gibi bunu yenmeye çalışıyorum , yoksa şeytan çok kurnaz insanı MUTEZİLE yapması an meselesi , bu sıkıntıyı ilk düşünmeye başladığım an şeytanın ilk vesvesesi ta 1400 sene önce daha islam yeni yayılmaya başlamış tabiki müslümanların birlik beraberlik içinde gözükmesi gerekli , tabiki cemaat önemli , herkes evinde kılsa Nasıl yayılır namaz, şimdi sene olmuş 2017 zaten herkes Müslüman neyin ne olduğu belli !!! Al sana 1 dk da hadis inkarcısı oluyorsun !!! Subhanallah
Vesvesenin şeytanın şaşırtmasına bak !!
 
Alketa Çevrimdışı

Alketa

2024 Resmi Kitap Sponsoru
İslam-TR Üyesi
abi zaten kendi sıkıntımda da bunun şeytanın vesvesesi olduğundan en ufak şüphem olsa bende terk ederim , benim ki biraz fıtrı de olsa dediğin gibi bunu yenmeye çalışıyorum , yoksa şeytan çok kurnaz insanı MUTEZİLE yapması an meselesi , bu sıkıntıyı ilk düşünmeye başladığım an şeytanın ilk vesvesesi ta 1400 sene önce daha islam yeni yayılmaya başlamış tabiki müslümanların birlik beraberlik içinde gözükmesi gerekli , tabiki cemaat önemli , herkes evinde kılsa Nasıl yayılır namaz, şimdi sene olmuş 2017 zaten herkes Müslüman neyin ne olduğu belli !!! Al sana 1 dk da hadis inkarcısı oluyorsun !!! Subhanallah
Vesvesenin şeytanın şaşırtmasına bak !!

Birsey sormak istiyorum
Neden bu konuda yorumunuzu yaparken
Baska bir konuda uzerine gelisen
Gerek mutezile gerek hadis inkarcisi gibi atif ya da imalarda bulunma gereği duyuyorsunuz?
Yani ne gerek var buna ?

Kişiyi kazanip anlatmak varken yermenin amaci nedir ?
 
Sükunet Çevrimdışı

Sükunet

Twitter: @sknttt
İslam-TR Üyesi
He demokrasili dewlete dua etmis he demokrasiye dua etmiş
Sükunet abi bir fark varmı?

Kardeşim; Hiçbir fark yok mu sence? Madem tağuta imamlık yapmak diye aynî bir küfür çeşidi var o zaman diğer imamları neye göre ayırıyorsun? Hepsini toptan tekfir et zira hepsi tağuta imamlık yapıyor öyle değil mi? Neden adamın açık bir islam alameti olan namazına, şehadet getirmesine, ezanına itibar ederek bizde ki yakîn ile Müslüman demiyoruz da, hangi anlamı kastettiğini bile bilmediğimiz, bilmemiz için şahsın kastını ortaya çıkarmamız gereken üzerinde zanlarımız ve vehimlerimiz bulunan bir duasını baz alarak tekfir ediyoruz? Allah için söyle! Bu sahsın sözünün lazımı ile tekfir değil de nedir?

Adam’ın yaptığı duadaki kastı açıkça şeriatin yerine beşeri kanunların yürürlükte olmasından rıza ve bunu medh ise ve bu sözünü de manasını idrak ederek söylüyorsa tamam tekfir edelim lakin demokrasiye yüklediği anlamda çok önemlidir. Çünkü Tekfir de elimizde ki delil subuten ve delaleten kat’i olmalıdır. Adamın söylediği söz subuten kat’i olsa dahi, adamın sözünün delaleti, demokrasiyi şirk olarak bilmesine rağmen övdüğü gibi bir mânânın mübeyyenliğine kat’i değildir. Bu durum hasebiyle de şahsa kasdını sormadan tekfir hükmünü indirgeyemeyiz. Çünkü ihtimal mevcuttur. Muayyen bir şahsa “kafir” ismini ıtlak etmek de ancak, hiçbir ihtimalin kalmamasından sonra caiz olur. Aksi halde ihtimal ile hüküm vermek gibi bir hariciliğe düşeriz ve şahsın kastını ortaya çıkarmadan ona yapacağımız muamele de ancak, adamın lafzına yüklediğimiz takdîrî mana üzerine olur. Peki, demokrasiye dua eden müşrik belamlar yok mu? Var, Vallahi var. Bizzat ben çok karşılaştım. Adam demokrasiye islam’ı sevmediği için dua ediyor. Sakaldan, takkeden, şalvardan nefret ettiği için dua ediyor. Husûsen karadeniz illerinde bunlar çok görülebilirler. Lakin dediğim gibi adamın kastının açıkça ortaya çıkması gerekir. Bu sebepten ötürü Abdulhak Hoca’nın Şeyh Ebu Muhammed el-Makdisi’den naklettiği şu söz üzerinde iyice bir tefekkür etmek gerekir:

Allah onu korusun Şeyh Makdîsî dedi ki: “Kafir ya da Müslüman olsun, yöneticiler ve sultanlar için duada bulunmak bize göre cuma namazının bid’atlarından ve onların itaati altına girmenin işaretlerindendir. Biz bunu hoş görmez ve reddederiz. Bu bid’ati terk edip Ehl-i Sünnet’e uyan bir kimse bize göre daha iyidir. Bununla birlikte, bu duadan dolayı namazı batıl saymayız.Dua, AÇIK BİR ŞEKİLDE tağutlara ya da onların şirk olan dinine yardımı içermedikçe namazın iade edilmesini şart görmüyoruz. AÇIK BİR ŞEKİLDE tağutlara ya da onların şirk olan dinine yardım içerikli dua eden kimseler, tağutların yardımcıları ve orduları hükmündedir. Bu durumda, dili ile tağutlara destek olmuş olur.

Açıkça görüldüğü gibi Şeyh Ebu Muhammed el-Makdîsî bizim nezdimizde çok açık olan (!) tağutlara dua meselesinde bile, hiçbir izahata mahal bırakmayacak bir tafsilata gitmiş ve devlete dua eden imamları iki kısma ayırmıştır.

İçimdeki bir meseleyi de yeri gelmişken size arz edeyim inşallah. Kardeşlerim! Biz bir halka umumen Müslüman demek ne demektir bunu murâdı üzere idrak edemiyoruz. Eğer sen bir topluluğa umumen Müslüman diyorsan o topluluktan herhangi bir ferdi, küfrünü açık seçik bir şekilde, bir tevile ve ihtimale mahal bırakmayacak bir şekilde görmeden tekfir edemezsin. Zira diğer cüz’i hükümleri de bunun üzerine bina ederek terk edemezsin. Misalen nasıl ki islam devletinde cemaat ile namaz kılma fiili, özrü bulunmayan herkese muayyen olarak şiddetli bir farz ise (ki farzdır), aynı şekilde umumen Müslüman dediğin bir diyarda da bu amellerin terettüp ettikleri hüküm aynıdır. Yaptığımız her amelin veya sarf ettiğimiz her bir kavlin, âlimi olması hususuna hususen dikkate edelim inşallah. Dikkat edelim ki kendimizi dayandırdığımız bir dağ bulunsun…

Dolayısı ile acizane tavsiyem: Cemaatle namazı terk etmeyin. Vallahi, Billahi ve Tallahi, gittiğiniz o ilk cemaat namazından benim aldığım zevki sizde almazsanız gelin bana istediğinizi söyleyin. Subhânallah! Namaza gittiğim o ilk gün Müslüman olduğumu hatırladım! Çünkü ilk defa rabbime ibadet için yola çıkıp camiye cemaate katılmak için gidiyordum.

Sakın ha! Bu söylediklerimden de küfrü açık seçik olan kişilerin bile arkasında namaz kıldığımı veya kılınmasına caiz dediğimi çıkarmayın. Ne demek istediğimi benim ile aynı derdi paylaşan kardeşlerimin anlayacağını umud ediyor ve sizleri yine Abdulhak Hoca’nın Şeyhu’l-İslam İbn Teymiyye’den naklettiği bir ibare ile baş başa bırakarak sözlerimi bitiriyorum:

Şeyhu'l İslam İbn Teymiyye şunları bildirmektedir:

Dört imam ve Müslümanların diğer imamlarının ittifakı ile, durumu kapalı olan her Müslümanın arkasında namaz kılınır. Kim, “Ben sadece batınî akidesini tanıdığım kimsenin arkasında Cuma yahut cemaat namazı kılarım” derse; sahabeye, onlara iyilikle uyanlara, Müslümanların dört imamına ve diğerlerine muhalefet eden bir bid’atçıdır. Allah en iyisini bilir.”(Mecmuu’l-Fetâvâ, 4/ 542)

Aynı konuda farklı yerde şöyle der:

Dört imam ve Müslümanların diğer imamlarının ittifakıyla, bid’atı ve fıskı bilinmeyen kimsenin arkasında beş vakit namaz, Cuma ve başka namazları kılmak caizdir. İmama uyan kimsenin, ne kendisine imamlık eden kimsenin itikadını bilmesi ve ne de onu sınayarak; “Senin itikadın nedir?” diye sorması imamlığın şartlarından değildir. Bilakis durumu kapalı olanın arkasında namaz kılınır.”(Mecmuu’l-Fetâvâ,23/351)

Hülâsâ; Burada kelam sarf eden herkes, kavlinin “Dört imam ve Müslümanların sair imamlarının ittifakına” muhalif olan bir bid’at ve kendisinin de bu bid’ati savunan bid’atçi olmasından kaçınsın!

Kimseyi itham etmek veya tartışma çıkarmak gayesi ile yazmadım sadece Meliksah kardeşimin sorduğu soruya cevap verdim o kadar.

Yine içimi döktüm bu arada :)
 
Son düzenleme:
فرقان Çevrimdışı

فرقان

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Kardeşim; Hiçbir fark yok mu sence? Madem tağuta imamlık yapmak diye aynî bir küfür çeşidi var o zaman diğer imamları neye göre ayırıyorsun? Hepsini toptan tekfir et zira hepsi tağuta imamlık yapıyor öyle değil mi? Neden adamın açık bir islam alameti olan namazına, şehadet getirmesine, ezanına itibar ederek bizde ki yakîn ile Müslüman demiyoruz da, hangi anlamı kastettiğini bile bilmediğimiz, bilmemiz için şahsın kastını ortaya çıkarmamız gereken üzerinde zanlarımız ve vehimlerimiz bulunan bir duasını baz alarak tekfir ediyoruz? Allah için söyle! Bu sahsın sözünün lazımı ile tekfir değil de nedir?

Adam’ın yaptığı duadaki kastı açıkça şeriatin yerine beşeri kanunların yürürlükte olmasından rıza ve bunu medh ise ve bu sözünü de manasını idrak ederek söylüyorsa tamam tekfir edelim lakin demokrasiye yüklediği anlamda çok önemlidir. Çünkü Tekfir de elimizde ki delil subuten ve delaleten kat’i olmalıdır. Adamın söylediği söz subuten kat’i olsa dahi, adamın sözünün delaleti, demokrasiyi şirk olarak bilmesine rağmen övdüğü gibi bir mânânın mübeyyenliğine kat’i değildir. Bu durum hasebiyle de şahsa kasdını sormadan tekfir hükmünü indirgeyemeyiz. Çünkü ihtimal mevcuttur. Muayyen bir şahsa “kafir” ismini ıtlak etmek de ancak, hiçbir ihtimalin kalmamasından sonra caiz olur. Aksi halde ihtimal ile hüküm vermek gibi bir hariciliğe düşeriz ve şahsın kastını ortaya çıkarmadan ona yapacağımız muamele de ancak, adamın lafzına yüklediğimiz takdîrî mana üzerine olur. Peki, demokrasiye dua eden müşrik belamlar yok mu? Var, Vallahi var. Bizzat ben çok karşılaştım. Adam demokrasiye islam’ı sevmediği için dua ediyor. Sakaldan, takkeden, şalvardan nefret ettiği için dua ediyor. Husûsen karadeniz illerinde bunlar çok görülebilirler. Lakin dediğim gibi adamın kastının açıkça ortaya çıkması gerekir. Bu sebepten ötürü Abdulhak Hoca’nın Şeyh Ebu Muhammed el-Makdisi’den naklettiği şu söz üzerinde iyice bir tefekkür etmek gerekir:

Allah onu korusun Şeyh Makdîsî dedi ki: “Kafir ya da Müslüman olsun, yöneticiler ve sultanlar için duada bulunmak bize göre cuma namazının bid’atlarından ve onların itaati altına girmenin işaretlerindendir. Biz bunu hoş görmez ve reddederiz. Bu bid’ati terk edip Ehl-i Sünnet’e uyan bir kimse bize göre daha iyidir. Bununla birlikte, bu duadan dolayı namazı batıl saymayız.Dua, AÇIK BİR ŞEKİLDE tağutlara ya da onların şirk olan dinine yardımı içermedikçe namazın iade edilmesini şart görmüyoruz. AÇIK BİR ŞEKİLDE tağutlara ya da onların şirk olan dinine yardım içerikli dua eden kimseler, tağutların yardımcıları ve orduları hükmündedir. Bu durumda, dili ile tağutlara destek olmuş olur.

Açıkça görüldüğü gibi Şeyh Ebu Muhammed el-Makdîsî bizim nezdimizde çok açık olan (!) tağutlara dua meselesinde bile, hiçbir izahata mahal bırakmayacak bir tafsilata gitmiş ve devlete dua eden imamları iki kısma ayırmıştır.

İçimdeki bir meseleyi de yeri gelmişken size arz edeyim inşallah. Kardeşlerim! Biz bir halka umumen Müslüman demek ne demektir bunu murâdı üzere idrak edemiyoruz. Eğer sen bir topluluğa umumen Müslüman diyorsan o topluluktan herhangi bir ferdi, küfrünü açık seçik bir şekilde, bir tevile ve ihtimale mahal bırakmayacak bir şekilde görmeden tekfir edemezsin. Zira diğer cüz’i hükümleri de bunun üzerine bina ederek terk edemezsin. Misalen nasıl ki islam devletinde cemaat ile namaz kılma fiili, özrü bulunmayan herkese muayyen olarak şiddetli bir farz ise (ki farzdır), aynı şekilde umumen Müslüman dediğin bir diyarda da bu amellerin terettüp ettikleri hüküm aynıdır. Yaptığımız her amelin veya sarf ettiğimiz her bir kavlin, âlimi olması hususuna hususen dikkate edelim inşallah. Dikkat edelim ki kendimizi dayandırdığımız bir dağ bulunsun…

Dolayısı ile acizane tavsiyem: Cemaatle namazı terk etmeyin. Vallahi, Billahi ve Tallahi, gittiğiniz o ilk cemaat namazından benim aldığım zevki sizde almazsanız gelin bana istediğinizi söyleyin. Subhânallah! Namaza gittiğim o ilk gün Müslüman olduğumu hatırladım! Çünkü ilk defa rabbime ibadet için yola çıkıp camiye cemaate katılmak için gidiyordum.

Sakın ha! Bu söylediklerimden de küfrü açık seçik olan kişilerin bile arkasında namaz kıldığımı veya kılınmasına caiz dediğimi çıkarmayın. Ne demek istediğimi benim ile aynı derdi paylaşan kardeşlerimin anlayacağını umud ediyor ve sizleri yine Abdulhak Hoca’nın Şeyhu’l-İslam İbn Teymiyye’den naklettiği bir ibare ile baş başa bırakarak sözlerimi bitiriyorum:

Şeyhu'l İslam İbn Teymiyye şunları bildirmektedir:

Dört imam ve Müslümanların diğer imamlarının ittifakı ile, durumu kapalı olan her Müslümanın arkasında namaz kılınır. Kim, “Ben sadece batınî akidesini tanıdığım kimsenin arkasında Cuma yahut cemaat namazı kılarım” derse; sahabeye, onlara iyilikle uyanlara, Müslümanların dört imamına ve diğerlerine muhalefet eden bir bid’atçıdır. Allah en iyisini bilir.”(Mecmuu’l-Fetâvâ, 4/ 542)

Aynı konuda farklı yerde şöyle der:

Dört imam ve Müslümanların diğer imamlarının ittifakıyla, bid’atı ve fıskı bilinmeyen kimsenin arkasında beş vakit namaz, Cuma ve başka namazları kılmak caizdir. İmama uyan kimsenin, ne kendisine imamlık eden kimsenin itikadını bilmesi ve ne de onu sınayarak; “Senin itikadın nedir?” diye sorması imamlığın şartlarından değildir. Bilakis durumu kapalı olanın arkasında namaz kılınır.”(Mecmuu’l-Fetâvâ,23/351)

Hülâsâ; Burada kelam sarf eden herkes, kavlinin “Dört imam ve Müslümanların sair imamlarının ittifakına” muhalif olan bir bid’at ve kendisinin de bu bid’ati savunan bid’atçi olmasından kaçınsın!

Kimseyi itham etmek veya tartışma çıkarmak gayesi ile yazmadım sadece Meliksah kardeşimin sorduğu soruya cevap verdim o kadar.

Yine içimi döktüm bu arada :)
bu zaten acık bir şey bir kişinin küfrünü görene kadar o kişinin arkasında namaz kılınır. ama imam küfrünü izhar ediyorsa mesela; Polisimize,askerimize,devletimize diye başlıyan dualar zaten akidesini ortaya koyar bu saydığı kişiler bacılarımızın baş örtüsüne el uzatan kişiler Allahin dinine savaş açmış kişiler emri Allahtan değil tağuttan alan kişiler. tağuta dost edinen kişiler. şuan devlet başındakiler açıkca küfrünü izhar ediyor imamda bunu bile bile bekası için dua ediyor. Namaz Kılmak için o imamların arkasında, onların izhar ettikleri küfürleri görmezden gelemeyiz.
 
Üst Ana Sayfa Alt