Soru Tekfir ile İlgili Bildiğiniz Bir Kitap Var mı?

Esselamu aleykum. Tekfirin ince detaylarına giren, nelerin tekfir etmeye engel olduğunu, hangi konularda tekfir etmenin lazım olduğunu açıklayan bir kitap biliyor musunuz?

Tavsiye ettiğim üç kitap

Tekfir meseleleriyle alakalı yine mutlaka okunması gerekeni bir diğer kitap:

Kafartu Bittağut' Alıntı:

Esselamu aleykum. Tekfirin ince detaylarına giren, nelerin tekfir etmeye engel olduğunu, hangi konularda tekfir etmenin lazım olduğunu açıklayan bir kitap biliyor musunuz?

Genişletmek için tıkla ...

Aleykumselam kardeş.hakkını helal et merak ettim..bu konu hakkında en ince detaylarına giren kitap sormanızın sebebi acaba bir yerde kadılık görevi filan mı yapacaksınız yoksa hani ilminizi arttırıp tekfirde aşırıya kaçıp hastalanan kişilere yardım mı ediyorsunuz?

Sizlerin de bildiği gibi herkes birbirini tekfir etmenin peşinde bende tekfir etmenin gerçekten bu kadar kolay olup olmadığını merak ediyorum hangi konularda tekfir edilir hangi konularda tekfir edilmez bunu iyice öğrenip ona göre hareket etmek istiyorum. Bizim şehirde bir grup diğer grubu tekfir ediyor. Öbürü diğerinin etini yemiyor. Daha fazla açıklama açıklama yapmama gerek yok herhalde.

Kafartu Bittağut' Alıntı:

Sizlerin de bildiği gibi herkes birbirini tekfir etmenin peşinde bende tekfir etmenin gerçekten bu kadar kolay olup olmadığını merak ediyorum hangi konularda tekfir edilir hangi konularda tekfir edilmez bunu iyice öğrenip ona göre hareket etmek istiyorum. Bizim şehirde bir grup diğer grubu tekfir ediyor. Öbürü diğerinin etini yemiyor. Daha fazla açıklama açıklama yapmama gerek yok herhalde.

Genişletmek için tıkla ...

Tekfir meselesine hiç dalma kardeşim..Allah muhafaza boğulursun..Allah şahit ki tekfir meselesi ile ilgileneceğin vakti Kuranla,fıkıhla,tefsirle,amel ile geçirmen hatta imkanın varsa arapça öğrenmeyle geçirmen Allahualem senin için daha faydalıdır..
Bırak tekfir hastaları aşırılıkları ile uğraşsın.onlar artık laikleri,demokratları bırakmış,kendini tevhide adamış müslümanları dahi tekfir eder olmuşlar..bizim burda Allah bilir en çoğu vardır..ama kuranı yüzünden dahi doğru dürüst okuyamıyor çoğu,ağızlarında sigara,ahlaksızca ahkam kesiyorlar..hepsi allame olmuş onları ne dinle nede muhabbet et.kendi hallerine bırak gitsinler.

Bu kitabta tekfir hususunda çok faydalı ama bu kitapta şuna çok dikkat etmek gerekir. KİTAP: MÜŞRİK VE KAFİR AYIRIMI YAPANLARIN USULÜ ÜZERE YAZILMIŞ..ÇOK GÜZEL BİR KİTAP...

ÖNEMLİ BİR HATIRLATMA!!!

Tekfir Bir Olgu Değil, Şer' î Bir Hükümdür

Tekfir meselesi, ne acıdır ki bu gün bazı çevrelerce sulandırılmakta ve ona olmadık manalar yüklenerek ana mecrasından saptırılmaktadır. Kimileri onun çok anlamsız bir şey olduğundan dem vururken, kimileri de ifrata kaçarak her şeyi onun üzerine bina etmektedir. Oysa tekfir, tıpkı dinin diğer hükümleri gibi dinî bir hükümdür. Nikâh, talak, köle azadı ve benzeri fıkhî meseleler nasıl ki şer'î ahkâmdan ise, tekfir de aynı şekilde şer'î ahkâmdandır. Ne boş bir lakırdıdır, ne de anlamsız bir mesele!

Şeyhu'l-İslam İbn-i Teymiyye der ki: "Tekfir şer'î bir hükümdür ve ancak şer'î delillerle sabit olur."
(İbn-i Teymiyye, "Mecmuu'l-Fetâvâ", 17/78.)

Takiyyuddin es-Subkî der ki: "Tekfir şer'î bir hükümdür. Onun sebebi ise ya Allah' ın rububiyet ve vahdaniyetini inkâr etmek ya (peygamberlerin) peygamberliğini reddetmek ya da Şari' nin küfür olduğuna hükmettiği söz ve fiil (lerden birini) işlemektir."
(Ebu'l Hasen Takiyyuddin es-Subkî, "Fetâvâ's-Subkî", 2/586.)

Tekfir Bir Hastalık Mıdır?

Tekfir: Bir kimseyi küfre nispet etmek ve onun kâfir olduğuna inanmak, manasına gelmektedir. Şer'î ıstılahta ise "işlemiş olduğu bir amel veya söylemiş olduğu bir söz sebebiyle bir kimsenin kâfir olduğuna hükmetmek" demektir. Tekfir, müzpet ve menfi olmak üzere ikiye ayrılır:

1) Müspet Tekfir: Şartları oluşan ve mânileri gözetilerek yapılan tekfirdir ki, bu bırakın bkr hastalık olmasını, aksine vacip olan şer'i bir görevdir.
2)Menfî Tekfir: Şartları oluşmamış ve mânileri gözetilmeyerek yapılan tekfirdir. İşte tekfirin bu kısmı caiz değildir ve bunu adet edinenler için gerçekten de bir hastalıktır.

Şunu bilmemiz gerekir ki küfrü sarih olan kâfirlerin tekfir edilmesi Allah subhanehu ve teâlâ' nın kesin bir emridir.

"De ki: Ey kâfirler!" (Kâfirun,1)

Allah azze ve celle Nebisine, Mekke müşrikleri için "Ey Kureyşliler! Ey Mekkeliler" şeklinde değil de bizzat "Ey Kâfirler" şeklinde hitap etmesini emretmiştir. Bilindiği üzere emir sigaları, aksi bir karine olmadığı sürece vücub ifade eder. Her ne kadar burada ki hitap direkt Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)' a yönelik olsa da, bu noktadaki temel kaide Rasulullah' a yönelik tüm emirlerin, aksi bir delil olmadığı sürece tüm ümmetine şâmil olduğu şeklindedir.

Bundan dolayı şeksiz-şüphesiz kâfir olan kimseleri tekfir etmek bu dinin emirlerine sarılmanın kendisidir. Nitekim Rasulullah' ın (sallallahu aleyhi ve sellem) siretine baktığımızda da O' nun, Allah' ın kendisine verdiği bu emri hiçbir çekinceme göstermeksizin aynen uyguladığını görürüz. İbn-i Hişam' ın naklettiğine göre bir gün Utbe b. Rebia, Rasulullah' a gelerek şöyle demiş:

"Ey kardeşimin oğlu! Sen aramızda bildiğin (gibi değerli bir) konumdasın. Ama kavmine öyle bir şey getirdin ki, bununla onların birliğini bozdun, akıllarını aptallıkla suçladın, ilahlarını ve dinlerini kötüledin ve babalarını tekfir ettin. Şimdi beni dinle! Ben sana bir takım tekliflerde bulunacağım..."
(Siyretu İbn-i Hişam, sf. 293 vd.)

Yapılan nakillerden anlaşılacağı üzere hak edenini tekfir etmek, asla bir hastalık değildir. Eğer böyle olsaydı, o zaman İbrahim (aleyhisselam) ya da önderimiz Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem) gibi bir peygamberin bu hastalığa yaklandığını söylememiz gerekirdi. Bu da Kur' an' ın biz örnek olarak sunmuş olduğu iki şahsiyet hakkında bir itham olur ki, bizi Allah katında mesul etmeye yeter de artar bile.
Böylesi mutlak bir ifade yerine " usulsüz tekfir bir hastalıktır" dememiz daha uygun olacaktır.

İslam Hukuku Açısından Tekfir Meselesi Şartları- Engelleri Ve Ahkâmı.

NOT: Ben bir insanım eğer hatalı birşey yazmışsam bu benden ve şeytandandır.

Ebu Tahir' Alıntı:

Tekfir meselesine hiç dalma kardeşim..Allah muhafaza boğulursun..Allah şahit ki tekfir meselesi ile ilgileneceğin vakti Kuranla,fıkıhla,tefsirle,amel ile geçirmen hatta imkanın varsa arapça öğrenmeyle geçirmen Allahualem senin için daha faydalıdır..
Bırak tekfir hastaları aşırılıkları ile uğraşsın.onlar artık laikleri,demokratları bırakmış,kendini tevhide adamış müslümanları dahi tekfir eder olmuşlar..bizim burda Allah bilir en çoğu vardır..ama kuranı yüzünden dahi doğru dürüst okuyamıyor çoğu,ağızlarında sigara,ahlaksızca ahkam kesiyorlar..hepsi allame olmuş onları ne dinle nede muhabbet et.kendi hallerine bırak gitsinler.

Genişletmek için tıkla ...

burada Ebu Tahir abi meselenin cılkının çıktiğini gayet iyi ozetlemiş aslinda.
muslumanlar birbirlerini tekfit etmekten gercek kafirlere sira bi turlu gelemiyor.


bir de buradaki ornekte verilen kisi zaten inanmamişki tekfir edilmesi kadar doğal bir sey olamaz yani.

Kafartu Bittağut' Alıntı:

-i Hişam' ın naklettiğine göre bir gün Utbe b. Rebia, Rasulullah' a gelerek şöyle demiş:

"Ey kardeşimin oğlu! Sen aramızda bildiğin (gibi değerli bir) konumdasın. Ama kavmine öyle bir şey getirdin ki, bununla onların birliğini bozdun, akıllarını aptallıkla suçladın, ilahlarını ve dinlerini kötüledin ve babalarını tekfir ettin. Şimdi beni dinle! Ben sana bir takım tekliflerde bulunacağım..."
(Siyretu İbn-i Hişam, sf. 293 vd.)

Genişletmek için tıkla ...

bir de ben konuyu okurken şöyle bi aydinlama yasadim
asiri zekam sağolsun anca jetonu düşürdü.
bu tekfir konusu niye hic gundemden dusmeyen bir konu deyip duruyordum kiii-
her yeni gelen nesil icin tekfir cazip bir konu oluyir herhalde diye bi isik yavastan parladi.. ya da yeni musluman olan kisiler icin.
yani ben buraya geldigimde 20 li yaslarimin basindaydim tekfir
simdi sonlarina geliyom yine tekfir
arada daha genc nesil buyuyo, haliyle konu yine tekfir oluveriyor
ama bozula bozula konudan sapa sapa guncelleniyor.

anca düsen jeton zekam icin ayrica bi tebrik alirim.

abla tekfir meselesi iyi bilinmedigi icin boyle. diyelim ki bir konu var ser'i olup olunmamasina bakmadan a kisisi farkli birseyi savunuyor b kisisi de a kisi kendi gorusunde degil diye onu tekfir edebiliyor. ya da tekfirin mutlak oldugu yer var. tekfir etmekten kaciniliyor. gercekten kanayan bir yara!!!
ha. bir de musluman cemaatlerin birlesmeme sebebi de bu mesele degil mi??

Kafartu Bittağut' Alıntı:

abla tekfir meselesi iyi bilinmedigi icin boyle. diyelim ki bir konu var ser'i olup olunmamasina bakmadan a kisisi farkli birseyi savunuyor b kisisi de a kisi kendi gorusunde degil diye onu tekfir edebiliyor. ya da tekfirin mutlak oldugu yer var. tekfir etmekten kaciniliyor. gercekten kanayan bir yara!!!
ha. bir de musluman cemaatlerin birlesmeme sebebi de bu mesele degil mi??

Genişletmek için tıkla ...

Tekfir meselesini tam olark idrak edebilmis degilim ben. tekfir = şudur budur diye kelime manasi anlami tamam eyvallah ama reele yansimasi meselesinde karşılığı farklılaşıyor.
Daha doğrusu sosyal medyada gorduklerim uzerine diyorum. reelen hic tekfirin t si gecen bir grup ya da cemaat vs karsilasmadim açıkçası. idrak edemedigim icinde yani ben gundelik hayatimda tekfiri nereye koyacam napacam bilmiyorum. idrak edemedigim icinde bu konuda kafa yormuyorum.
yani mesela senin icin kanayan yara olan tekfir benim gundemimde bile yok.
yani biri beni tekfir etse yav he he der gecerim.
herhalde bu mensup olan cemaatlerle alakali sanirim. ya da erkek isi mi ilimli insan isi mi bilemedim.
gunu kurtarmaya bakiyom ben yarina Allah Kerim kafasindayim

TEVHİD EHLİ MÜSLÜMANLARI TEKFİR ETMENİN TEHLİKESİ
1-İmam Buhari (Rahimehullah) sahihinde şöyle demiştir: kardeşini te’vilsiz (delilsiz) olarak tekfir eden kimse tıpkı dediği gibidir. (Buhari, 8/26)
2-El-Maziri (Rahimehullah) şöyle demiştir: Müslüman bir kimse hakkında bu sözü (kâfir) söylerse küfre girer. (El-Muallim Bi Fevaid El-Müslim, 1/295)
3-İbnü-l Esir (Rahimehullah) konu hakkında ki hadisi zikretmiş: "Herhangi bir kimse, din kardeşine 'Ey kâfir!' derse, bu tekfir sebebiyle ikisinden biri muhakkak küfre girer. Eğer o kimse dediği gibi ise durum dediği gibidir. Aksi takdirde sözü kendi aleyhine döner." (Müslim, 1/319)
ve daha sonra şöyle demiştir: Çünkü böyle bir söz söyleyen kimse ya sözünde sadıktır ya da yalan söylemektedir. Şayet doğru söylemişse (karşıdaki kimse) kâfir olur. Şayet yalan söylemişse kardeşini tekfir etmesi sebebiyle küfür kendine döner (kendisi kâfir olur). (En-Nihaye Fi Ğaribül Hadis ve-l Eser, 4/185)
4-El-Mütevelli Eş-Şafii (Rahimehullah) şöyle demiştir: Şayet bir Müslüman te’vilsiz (delilsiz) olarak bir kimseye “Ey Kâfir” derse küfre girer. Çünkü islam’ı küfür diye isimlendirmiştir. (Ravdatut talibin, 10/65)
5-Er-Rafii (Rahimehullah) şerhul kebir de şöyle demektedir: Bir kimse bir Müslüman’a “kâfir” derse te’vilsiz olarak küfre girer çünkü islam’ı küfür diye isimlendirmiştir. (El-Aziz Fi Şerhul veciz, 11/97)
6-Şeyhul İslam İbni Teymiyye (Rahimehullah) şöyle demiştir: Mümini tekfir etmek küfürdür. Tıpkı peygamber efendimizin buyurduğu gibi: “Herhangi bir kimse, din kardeşine 'Ey kâfir!' derse, bu tekfir sebebiyle ikisinden biri muhakkak küfre döner...” (Minhac Es-Sünne En-Nebeviyye, 4/505)
7-İmam Zehebi (Rahimehullah) şöyle demiştir: Ben bir Müslüman’a “kâfir” desem küfür bana döner. O halde nasıl olurda Salih bir kimseye ya da Allah Teâlâ’nın bir velisine bu sözü söyleyebilirim ki? (Tarihu-l İslam, 15/167)
8-İbnü Vezir Es-San’ani (Rahimehullah) şöyle demiştir: kelam ilminin âlimlerinin şartlarına göre, kesin delillerle Allah Teâlâ’yı bilmedikleri için Müslümanların umumunu tekfir edenler meselesine gelince, bu kimseler bir nevi kendilerini tekfir edenlerin delillerini iyice kuvvetlendirmektedirler. Çünkü Müslümanların umumuna İslam hükmü vermek İslam dininin zaruri olarak bilinmesi gereken hükümlerdendir. Dolayısıyla da Müslümanların tekfir edilmesi bunun inkâr edilmesi demektir. (İysarül hakkı Ale-l Halk Fi Reddi-l Hilaf, S. 392)
Yine şöyle demiştir: Haksız yere bir Müslüman’ı tekfir eden kimse hakkında, mütevatir olarak bu konuda varid olmuş hadisin yollarını araştıranlar tevatür olarak kâfir olacağını söylemişlerdir. (İysaru-l hakkı Alel halk Fi Reddi-l hilafat, S. 494)
9-Ebu Bekr El-Hısni (Rahimehullah) şöyle demiştir: Bir Müslüman’a ey kâfir diyen kimse tevili yoksa kâfir olur. Çünkü İslam’ı küfür diye isimlendirmiştir. (Kifayetü-l Ahyar, S 494)
10-Ebul Baka Ed-Demiri (Rahimehullah) şöyle demiştir: Bir Müslüman’a tevilsiz olarak kâfir diyen kimse kâfir olur. (Ennecmü-l Vehhac, 9/80 özetle)
11-İbnü Fakih El-Fussa (Rahimehullah) şöyle demiştir: kâfir olmayan bir kimseye kâfir olduğuna itikat ederek tekfir eden kimse küfre girer. Her kimde fasık olduğuna itikat ettiği bir kimseye fasık derse fasık olur. (El-Aynü vel eser Fi Akaid Ehlül Eser, S. 50)
12-Abdulkahir El-Bağdadi (Rahimehullah) şöyle demiştir: Her kim Müslümanları veya sahabenin seçilmişlerini tekfir ederse kâfirdir. (Eş-Şifa Bi tarifi Hukuk El-Mustafa, 2/286)
13-El-Kadı İbnü-l Humsi (Rahimehullah) vefatı 861 h. Şeyhul İslam İbni Teymiyye irtidat etti diyen kimseye reddiye verirken şöyle demektedir: Evet, biz şeyhul İslam İbni Teymiyyeyi te’vilsiz olarak irtidat etti diye fetva vereni tekfir ediyoruz. Çünkü bu kimse cehenneme gidecektir. Çünkü bu, efendimizin sünnetinde sahih olarak gelmiş Buhari’nin hadisinde ve diğer kitaplarda yer almıştır. Hadiste: “bir kimse kardeşine kâfir demesin küfrü kendine döner” denmektedir. (Eş-Şehbül Aliyye fi-r Reddi Ala Men Keffra İbni Teymiyye, S. 126 özetle)
14-Ebu Cafer Et-Tahavi (Rahimehullah) şöyle demiştir: Her kim arkadaşına: Ey kâfir derse bunun neticesi bu sözü söyleyen aslında kâfirdir. Çünkü bu sözü söyleyen kimsenin yapmış olduğu küfürdür. Şayet yapmış olduğu küfür değilse imandır dense o zaman da imanı küfür yaptığı için o kimse kâfir olur. Ve böylelikle Rabbine karşı kâfir olmuştur. Nitekim her kim Allah Teâlâ’ya imanı inkâr ederse Allah Teâlâ’yı inkâr etmiştir. (Şerh Müşkil El-Asar, 2/325)
15-Ebu Süleyman El-Hattabi (r.a) şöyle demiştir: "Herhangi bir kimse, din kardeşine 'Ey kâfir!' derse, bu tekfir sebebiyle ikisinden biri muhakkak küfre döner..." (Müslim, 1/319)
Peygamber efendimizin (s.a.v) bu sözü bir kimsenin hiçbir geçerli tevili olmadan kardeşi hakkında söylemiş olduğu sözdür ki, işte o zaman bu kişinin hiçbir mazereti kalmaz. Dolayısıyla bu kişinin sözü, Müslüman bir kimseye kâfir demesi olarak hamledilir. Nitekim hak olan İslam dininin batıl olduğunu söylemiş olur. Bundan dolayı kâfir olmayı hak eder. Zira bu sözü söyleyen kimsenin küfür sözü gidecek başka bir yer bulamamış kendine dönmüştür. (A’lam El-hadis, 1/177)
16-İbnü Rüşd El-Ceddü (Rahimehullah) şöyle demiştir: Bir kimse mümin bir kimseye kâfir derse, bunu söylerken karşıdaki kimsenin imanının küfür olduğuna itikad ediyorsa bu itikadıyla -yani arkadaşının imanına küfür itikat etmesiyle- kâfir olur. (El-Beyan ve Et-tahsil, 9/173)
17-Ebu Hamid El-Gazali (Rahimehullah) Müslüman kimseyi tekfir eden kimse hakkında şöyle demiştir: Şayet tekfir ettiği kimsenin itikadının tevhid olduğunu, peygamberi ve diğer sahih itikadları tasdik ettiğini bildiği halde yine de tekfir ederse aslında bu sözü söyleyerek kendisi kâfir olur. Çünkü bu kimse hakkı küfür ve batıl olarak görmüştür. (Fadaih El-Batıniyye, S. 150)
18-Şeyh Abdüllatif bin Abdürrahman Al-i Şeyh (Rahimehullah) şöyle demiştir: Kim, ehli tevhid Müslümanları tekfir eder yahut onlarla savaşır, işkence yapar fitneye düşürürse, o kimse kâfirlerin en şerli sınıfındandır. (Uyun Er-Resail ve-l Ecvibe Ale-l mesail, 2/959)
19-El-Bekri Eş-Şafii (Rahimehullah) irtidat meselelerinin nasıl olabileceğini sayarken şöyle demiştir: Bir Müslümana ey kâfir yahut da ey dini olmayan şeklinde bir söz söylerse ve bununla da o kişinin islamını kast ederse kafir olur. (İanet Et-talibin, 4/149)