Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Tekfir Vakıası

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Konunun Uzamasına Sebeb Olan Mesaj :

Kalemşörün ilk eklediği mesaj Mehmed Alagaşın, yanlış bir şey söylemiyordu.

tekfir vakıası

Uzun yıllardır geleneksel din anlayışının tesirinde kaldıktan sonra, apaçık bir tevhidi akideyle karşılaşan müslümanlar, güneşi unutturan hücre hapsinden, bir anda günyüzüne çikanlarılan mahkumlar gibi' aydınlık şaşkınlığına girmişlerdir. Tevhidi akideyle karşılaşmaları ve bu akideye iman etmeleri, hiç şüphesiz ki bu müslümanların dünyasını ve dünyaya bakışlarını değiştir miştir. Tevhidi düşüncenin yansımasıyla, asırlardır karanlıkta kalan bazı yönelişler aydınlanmış ve kimlerin ne yaptıkları, ne durumda oldukları açıklık kazanmıştır. Çünkü tevhidin bilinmesi, şirkin ve şirki yönelişlerin de bilinmesini sağlamıştı.
Peki ne yapılacaktı?
Tevhide iman eden müslümanlar, içinde yaşadık ları çevreye ve hergün karşılaştıkları insanlara nasıl davranacaklardı?
Tabi ki bu gibi soruların cevabı, sadece Ve sadece aşağıdaki sorunun cevaplanmasıyla mümkündü.
Bizlere tevhidi ve tevhidin esaslarını açıklayan İlahî vahiy, bizleri bu önemli konuda hangi usule, hangi yola, hangi metoda davet etmektedir?
Fakat bu önemli soru bazı kesimlerce hiç dikkate alınmadı. Kur'an'ı Kerim'in fiillere ve faillere yaklaşım konusundaki usulünü ve ehl-i kitab'a yaklaşım merhale lerini dikkate almak bir yana, bunların varlığını dahi bilmeyen bazi müslümanlar; fiilleri faillere, failleri fiillere nisbet ederek, en kısa yoldan sonuca gitmişlerdi!. Şu, şu fiiller şirk olduğuna göre, bu fiilleri işleyen her fail müşriktir. Dolayısıyla insanların kınamasından hiç çekinmeden, bu faillerin müşrik olduğu açıklanmalıdır.
Ve açıkladılar da!.
Anneler, babalar, abiler ablalar, dayılar amcalar.. hemen tekfir ediliverdi. Bu tekfir kasırgasına kapılanlar dan biraz insaflı olanlar, tabi ki tebliğe de yer veriyor*lardı.
Bunlar karşı tarafı hemen tekfir etmiyorlardı. Resulullah (s.a.v.)'in onüç yılda anlattığı gerçekleri, onüç dakika gibi uzun bir zamanda uzun uzadıya anlatıyorlar, sonra tekfir ediyorlardı!.
Tevhidi bilgi ile muvahhid olduklarını zanneden bu insanlar, bu gerçekleri yaşamadan, bu gerçekleri yansıtmadan, bu gerçeklere yani İslam'a davet etmeden, zaten İslam'da olmayan insanları İslam'dan tekfir ediyorlardı!.
Peki sonuç ne oldu? demeyiniz.
Çünkü sonuç malumunuz!. Onları İslam'dan, ken dilerini de insanlardan tecrit etmiş oldular..


Mehmed Alagaş

Fakat Kalemşör'e konuyu daha iyi anlamak için sorduğum soruya verdiği cevap; ehli sunnete uymayan çok sakat bir itikadın kelamıydı. tabi ki bu ifade Alagaşın değil, kendisinin ürünüydü.

Orda Henüz islamla tanışmamış insanların tekfir edilmesini doğru bulmuyor.

Kafir, kefere yani kendisine gelen hakikati inkar eden demektir lugat manası
Yani bir kişi müslüman olmasada, kafir olmıyan bir gayri-müslim ise o tekfir edilemez.

Çünki tekfirin gerçekleşmesi için muhatab kafir olması gerekir. Kafir olması içinde hakikatin kendisine gelmesi, açıklanması iyice idrak ettikten sonra reddetmesi gerekir..

Kalemşör; Mehmed alagaşın "tevhidi akideye sahip olan muvahhid gençlerin , bu toplumdaki cahil muslumanlar olan annesini babasını akrabasını arkadaşını vs, tebliğ etmeden tekfir etmesini eleştirmiş, onlara direk kafir dememek gerek"tiğini söylemiş iken;
Kalemşör bunu yanlış algılamış ve "gayrı muslum kafirlere direkt kafir dememek lazım" diye algılayarak körü körüne "yazar böyle dedi" diyerek nefsini savunmaya çalışarak ayetleri kendince çarpıtarak kullanarak hatasını çığ gibi büyütmüştür.
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Red ve Kabul kardeşim
"et yeme" ile ilgili Mehmed alagaşın yazısına dayanarak bu konuya delil getirmeye çalışman yanlış. Çünkü bu şekilde düşünen, halka topyekün kafir demediğinden musluman olarak gördüğü kişilerin kestiklerinin yenebileceğini bildiren ehli sunn net alimleri de vardır.
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Şu senin sözün:

aslında açık olarak konuşamasa da ben ne demek istediğini anladım arkadaşın.Yani hani müslüman olduğunu söyleyen,fakat hariciler tarafından müşrik diye ilan edilenlerden bahsediyor.
Kalemşörü anladığını söyledin ve Kalemşörün savunduğu "ğayrı muslimlerin musluman olanları var" iddiasına Haricileri delil getirdiğin için ; "sende Haricileri gayrı muslim mi sanıyorsun" dedim.
 
H Çevrimdışı

Habibullah

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
İSLAM TOPLUMU MALESEF 1400 YILDIR GERÇEK OLAN ŞARTLARINDAN ,AMELLERİNDEN .UZAKLAŞTIRARAK DEĞİL BURASI ÇOK ÖNEMLİ İSLAM DİNİNİN ŞARTLARININ VE AMELLERİNİ SULANDIRA SULANDIRA GÜNÜMÜZE KADAR GELİNDİ ŞİMDİ KİM OLSA BAZI YERLERDE BOCALAMASI NORMALDİR AMA EN ÖNEMLİSİ YANLIŞINI ANLADĞI AN DÖNÜO TEVBE ETMESİ VE YANLIŞINI İZAH EDEREK DİĞER KİŞİLEREDE YARDIMCI OLMASI GEREKMEKTEDİR.MALESEF KAVRAMLARDA ÇOK SIKINTILI BİR DURUM VAR VE BU KELİMEYİ FAZLA KULLANMIŞ OLABİLİRİM( MALESEF ) AMA BİZLER HALA TABİRİ CAİZ İSE TİLAVETE TAKILI KALDIK VEDE HALAAA ORADA DURMAKTA ISRAR EDİYORUZ..........
 
Y Çevrimdışı

Yavuz_Selim

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
RedveKabul bu alıntının kaynağını sormuştum.

Tasdik ve Tekfir Meselesi/ Mehmed Alagaş
Dolayısıyla tahrif edilmiş semavi bir dinde bulunmalarına rağmen bu dinin bozulmamış doğruları olan gerçeklere sarılan yani “Allah'a ve ahiret gününe iman edip, salih amellerde bulunan kimselere” rahmetle yaklaşılmaktadır.

Bunu bulamadım. Bu söz nerede geçiyor ?

http://www.youtube.com/watch?v=c-IP0mIkUTE
 
Y Çevrimdışı

Yavuz_Selim

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Bakınız Mehmed Alagaş'ın Sünnete bir başka çarpıcı (!) yaklaşımı :

Ancak altını çizerek belirtmek isterim ki, sahih sünnet dünya müslümanlarıyla ihtilaflanmızı çözümleyebileceğimiz değil, din adına faydalanacağımız bir kaynaktır. Bu kaynaktan faydalanırken karşılaşılan ve daha ziyade mezhebi yaklaşımların neticesi olan farklılıkların ise (makul karşılayacağımız ihtilaflar başlığında da belirttiğimiz gibi) makul karşılanması ve müslümanların ayrılığına neden olacak bir ihtilaf durumuna getirilmemesi gerekir.

Anlamamız ve iman etmemiz gereken yegane gerçek dünya müslümanlarının vahdetini sağlayabilecek olan kaynağın, sadece ve sadece Kur'an-ı Kerim olduğudur. Bu gerçeği kabul etmeyen, birçok beşeri kaynağı İlahi zanneden ve İlahi zannettiği bu gibi kaynaklara bilinçsizce iman eden kimselerin, böylesi kaynaklardan hareket ederek sürdürdükleri ihtilaflar, mutlak Hakim olan Rabbimizin kıya*met günü hükme bağlayacağı ihtilaflardır. Kaynak meselesinin çözümlenemediği bu gibi ihtilaflar çerçevesinde uzun uzadıya tartışmaya ve cedelleşmeye hiç gerek yoktur.

Kaynak:

Vadete 7 Adım-
1- Tahrif edilmiş kaynağa davalı ihtilaflar

Öncelikle şunu belirteyim, bu kitabın isminden de anlaşılacağı üzere bu kitap müslümanlar arasında birliğin , vahdetin sağlanması amacına yönelik olarak yazılmıştır. Mesela şiiler sünni hadis kitaplarını kabul etmezler , sünniler de şii hadis kitaplarını kabul etmez. Bu yüzden örneğin şiilerle bir konu hakkında tartışacaksak sünni hadis kitaplarından değil , Kur'an'dan deliller getirerek tartışabiliriz. Ayrıca şiilerle sünniler arasındaki tartışmalarda tarafların karşı tarafın hadis kitabından delil sunmaları gerekir. Yani şiiler sünni hadis kitaplarını delil olarak kabul etmedikleri için şiileri herhangi bir konuda ikna etmek için bizim Ku'ranı Kerim ve şii hadis kitaplarından delil sunmamız gerekir. Onların da bizi herhangi bir konuda ikna etmeleri için bize Ku'ranı Kerim ve sünni hadis kitaplarından delil sunmaları gerekir. Görüldüğü gibi Kur'anı Kerim şiilerin de sünnilerin de beraberce iman ettiği kitaptır.

RedveKabul senin Mehmed Alagaş'a karşı gereksiz bir kinin var sanki. Eğer bu alıntıyla Mehmed Alagaş'ın hadis inkarcısı olduğunu ima ediyorsan şunu belirteyim ki: ben, Alagaş'ın Rasulullah'ın sünnetini savunduğu bir çok yazısını alıntı yapabilirim. Yani illaki bir adamın hatasını aramak , açığını bulmak istedikten sonra , o adama senin gözünün üstünde neden kaş var diye de çıkışabilirsin.

Ayrıca üsteki alıntıdan kopyaladığım

''Bu gerçeği kabul etmeyen, birçok beşeri kaynağı İlahi zanneden ve İlahi zannettiği bu gibi kaynaklara bilinçsizce iman eden kimselerin''

bu sözlerden kendi elleriyle bir şeyler yazıp yazdığı bu şeyler için ''bunlar, ALLAH katındandır'' diyen bazı insanların yazdığı kitaplar ve bu tür insanların yazdığı kitaplara ''vahiy'' muamelesi yapan insanların kastedildiğini düşünüyorum.

''Vay o kimselere ki, elleriyle Kitab’ı yazarlar, sonra da onu az bir karşılığa değişmek için, “Bu, Allah’ın katındandır” derler. Vay ellerinin yazdıklarından ötürü onların hâline! Vay kazandıklarından dolayı onların hâline!'' (bakara/79)
 
I Çevrimdışı

ibn teymiyye

Üye
İslam-TR Üyesi
Selamun aleykum,
muvahhid müslüman kardeş, şu ayet:".. .insanoğlu tartışmaya her şeyden çok düşkündür" (Kehf/54) ve şu hadis, inşaallah hatırımızda olsun: ”Kim haklı olmadığı halde mücadeleyi terk ederse kendisine cennetin yan kısmından bir ev verilir. Kim haklı olduğu halde mücadeleyi terk ederse kendisine cennetin ortasında bir ev verilir.Kim de ahlakını düzeltirse cenneti en üst yerinde kendisine bir ev verilir.”(Ebu Davud)

Türkçe'de dilbilgisinde şöyle bir kural vardır: 'Doğrudan Anlatım' : Sözü, lafız ve mana olarak sahibinden motamot aktarmaktır. 'Dolaylı Anlatım' : Sözü, sahibinden aktarırken manayı, lafızdan kastedilen şekilde aktarmaktır. Örneğin: Zeyd dedi ki: 'Ben eve gidiyorum'. Burada, Zeyd'in cümlesi, olduğu gibi aktarılmış. Bu da doğrudan anlatım'a örnektir. Cümle, 'Zeyd, eve gideceğini söyledi' şeklinde olursa, anlaşılan söyleniyor ve önceki ile lafzen olmasa da mana itibari ile aynı şey murad ediliyor. Bu noktada, RedveKabul nickli kardeşe ısrar ile 'Mehmet Alagaş hoca efendinin kitabından yaptığın alıntıda verdiğin cümle yoktur' diye tekrarlamanız da yersizdir. Kanaatimce, RedveKabul nickli kardeşimiz, Mehmet Alagaş hocaefendinin
“Amel imandan bir cüzdür” görüşüyle birleştirildiği zaman, ister-istemez haksız tekfir vakasıyla karşılaşılacaktır.
cümlesini baz alarak dolaylı anlatım yolunu seçmiştir. Ki, yukarıda Mehmet Alagaş hocaefendinin kitabından verdiğiniz yazıları okudum ve kardeşimizin dolaylı olarak, Mehmet Alagaş hocaefendinin cümlelerinin manalarını ifade etmiş.Kendi kanaatimi belirtecek olursam, Mehmet Alagaş Hoca efendinin alıntısını yaptığım cümlesine ben de karşıyım. Hoca efendi, Allahu a'lem 'Amel, imanın sıhhatinin şartıdır' yanlışı ile 'Amel, imandan bir cüzdür' cümlesini aynı zannediyor. Sıhhat şartı usul durumlarına göre değişiklik gösterir. Örneğin Namaz abdestin şartlarındandır. Peki sıhhat şartı mı yoksa kabul şartı mı? Sıhhat şartı: namazı kılan kişiden farziyetin düşmesi; kabul şartı, kıldığı namazdan dolayı sevap elde etmesidir. Örneğin; kim bir kahine (muneccim, falcı) gider, ve ona sorar , sonra da söylediklerinde onu tasdik ederse o kimsenin kırk günlük namazı kabul olunmaz'' (Müslim 2229/125)
Hadisinde belirtilen 'namazı kabul olunmaz' ifadesinden maksat ,namazından dolayı sevap alamaz demektir. Ancak kırk günlük namazlar ile namaz borcunu ödemiştir. Hiç bir alim, falcıya veya yıldıznamelere bakan müneccimlere giden kişilerin kırk günlük namazını iade etmesi gerek, şeklinde fetva vermemiştir. Namazı kabul olunmaz, demek; namazından dolayı sevap alamaz demektir. Dolayısıyla Sıhhat ile farziyet düşer, kabul ise yapılan ibadetten sevap elde ettirir.
Bu açıklamadan sonra şuraya gelelim:
Amelin imandan cüz olduğu mes'elesi ile Amelin imanın sıhhat şartı olduğu mes'elesi. Bu iki cümle ayrı ayrı kullanıldığında her zaman her yerde ve her amel için kullanılmaları yanlıştır. Örneğin, puta tapmak bir ameldir bu ameli işlemek dinden çıkaran bir küfürdür, aynı şekilde puta tapmaktan dolayı kafir olan kişi bu ameli terk ettiğinden dolayı da mü'min olur. İşte burda amel imanın sıhhat şartı oldu. Peki Hadiste geçen ' yoldan eziyet veren şeyi kaldırmak da imandandır'(muslim, iman) şimdi yolda olan eziyet verici bir şeyi kaldırmamak, imansızlık mıdır? elbette hayır. işte bu da Amelin imanın bir cüz'ü olduğunu anlatır.
Bu nedenle siz iki müslüman kardeşimizin birbiriniz ile tartışmadan ve birbirinize baskın gelmeden önce, niyetlerinizi inşaallah düzeltin (niyetleriniz kötüdür demiyorum fakat şeytana fırsat vermeyin) ve birbirinizi tam anlamıyla anlayın (anlayın der iken, birbirinizin sözlerini hemen kabul edin demiyorum), daha sonra ihtilafınızın asıldan mı? furu'dan mı olduğunu anlayarak cevap yazın. Yoksa Allah'ın şu ayetlerini size hatırlatmak zorundayım:
"Onlarla en güzel şekilde tartış." (Nahl, 16/125), "Sen hikmetle güzel öğütle Rabbi'nin yoluna çağır ve onlarla en güzel şekilde mücadele et. Çünkü Rabbin, yolundan sapanları en iyi bilendir. Ve O, yola gelenleri de en iyi bilendir." (Nahl, 16/125)

Bu nedenle birbirinizi itham etmeden, birbirinizi zan altında bırakmadan önce, birbirinizi anlayın......

Selamun aleykum....
 
Y Çevrimdışı

Yavuz_Selim

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
konu uzuyor lakin muvahhid kardeşin " bu nerede geçiyor ben bulamadım" diye benden ısrarla istediği bölümü aktarıyorum.
Sizin yüzünüzden bir sürü vaktimi boşa harcadım en azından bir özür dilersiniz herhalde.

Vahdete 7 Adım- Geleneksel Dindarlara Yaklaşım.

Tevhid dininin sahibi olan, tevhidi önemseyen ve önceleyen Rabbimiz, birçok tevhidi gerçekten bihaber olmalarına rağmen Allah'a ve ahiret gününe iman ederek, salih amellerde bulunan kimselere rahmetle yaklaşmaktadır. Çünkü birçok tevhidi gerçek, tebliğe muhtaç gerçekler olmasına rağmen; Allah'a iman meselesi, tebliğe muhtaç bir mesele olmadığı gibi, dünya insanlarının genel olarak bildiği ahirete iman meselesi de, bu insanlar için tebliğe muhtaç bir mesele değildir. Dolayısıyla tahrif edilmiş semavi bir dinde bulunmalarına rağmen bu dinin bozulmamış doğruları olan gerçeklere sarılan yani “Allah'a ve ahiret gününe iman edip, salih amellerde bulunan kimselere” rahmetle yaklaşılmaktadır.

Günümüzdeki bazı kardeşlerimiz bu yaklaşımın aksine tevhidi gerçeklerin bilinmesi ve iman edilmesi şartını da ileri sürmekte, Allah'a ve ahiret gününe iman etmeyi tek başına bir değer olarak kabul etmemektedirler. Nitekim böyle bir yaklaşımdan hareket ederek bu geleneksel dindarları tekfir ettikleri gibi “Allah'a ve ahiret gününe iman etmeme rağmen tevhidi gerçeklerle karşılaşmadan önce ben de müslüman değildim” diyerek, kendi geçmişlerini de tekfir etmektedirler. Oysa Kur'an-ı yaklaşım böyle değildir.

İbn Teymiyye kardeş bu güzel açıklama için teşekkür ediyorum Allah razı olsun.
Bende uzamasını istemezdim lakin "cımbızladın, eksik yazdın, çarpıttın, hani nerde bu yazı göremiyoruz, hoca bunu söylemez, kaç kitabını okudunuz "vs türü ithamlar olunca bizde uzatmış olduk.


Yani mehmed alagaş burada ''ehli kitap'' diye kendilerine müslüman diyen ve seçimlerde oy kullanan insanlardan mı bahsediyor ?

Anladığım kadarıyla, mehmed alagaş seçimlerde oy kullanan insanların hepsini tekfir etmiyor galiba.


RedveKabul, bu konuya senin ilk başta mehmed alagaş'tan yaptığın o alıntının 1. paragrafı o kitabın (Vahdete 7 Adım'ın) ''Tasdik ve Tekfir Meselesi'' isimli bölümünde 2. ve 3. paragrafları da (Tasdik ve Tekfir Meselesi bölümünde değil) Geleneksel Dindarlara Yaklaşım bölümüne geçiyormuş. Sen o alıntınının başına ''Tasdik ve Tekfir Meselesi'' yazdığın için ben de o bölümde o alıntının 2. ve 3. paragraflarını bulamayınca doğal olarak o bölümü bulamadım demiştim.

Eğer gereksiz yere zamanını aldıysam özür dilerim.

Ama mehmed alagaş iyidir. Mehmed Alagaş, Türkiye'de, tağut kavramını güzelce ve yoğun bir şekilde insanlara anlatan ender yazarlardandır.

Zaten kendisi çok medyatik bir insan da değildir , ben kendisinin internette bir fotoğrafını bile bulamamıştım. Zaten AbdulMuizz abi de Mehmed Alagaş'ın resmini ekleyim derken başka birisinin resmini eklemişti. :)

Ayrıca Mehmed Alagaş pazarda süpürge satarak geçimini sağlayacak kadar da kanaatkar ve takva sahibi bir insandır.

ALLAH (c.c.), Mehmed Alagaş'tan razı olsun.

RedveKabul kardeş, senin gereksiz yere zamanını aldıysam senden tekrar özür diliyorum.
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
muvahhid musluman

Ben şunu da anlamak için sorayım sana :

(Cezalı Üye) Kalemşör'ün savunduğu "kafir olmayan gayri muslim" tabirine bakışın ne oldu ?
 
S Çevrimdışı

soru işareti

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Kardeşim nasıl soru yazıyorsun ? 5 kişiden bahsediyorsun en son 2 kişiyi soruyorsun.

Son iki kişinin son haline bakarsak; ikisi de o an hala kafirdir. Tabi ki birincisi daha şiddetli, daha ağır suçu vardır. Haliyle cehennemdeki yeri ona göre de daha alt seviyededir.
İnsanların aklını karıştıran, İslama küfretmeyen biri ; musluman olmasa da mumin sayılabilir kuşkusudur. Ki böyle bir şeey yoktur. Böyle olmuş olmasaydı Ebu talib Cehennemlik kafir olmaz, Rasulullahta ona iman et diye ısrar etmezdi.

Merhaba arkadaşım, amacım sadece çeşitlilik olması içindi. Hem ben 5 değil 3 kişiden bahsetmiştim.

Hakkı arayan kişiye Allah hidayet etmediği için nasıl kafir denebilir? Allah bu adamı nasıl yargılayacak? Adam hakkı aradı aradı ancak bir türlü şeytan peşini bırakmadı, Allah da hidayet verip iman ettirmedi. Adam bir türlü inanamadığı halde yine de "iman ettim" deyip münafık olup cehennemin dibini mi boylasın? Hakkı inkar etmeyi bırakın hakkı aradığı halde hidayet nasib olmayıp iman edemeyen adamın akıbeti nedir?
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Hakkı arayan kişiye Allah hidayet etmediği için nasıl kafir denebilir? Allah bu adamı nasıl yargılayacak? Adam hakkı aradı aradı ancak bir türlü şeytan peşini bırakmadı, Allah da hidayet verip iman ettirmedi. Adam bir türlü inanamadığı halde yine de "iman ettim" deyip münafık olup cehennemin dibini mi boylasın? Hakkı inkar etmeyi bırakın hakkı aradığı halde hidayet nasib olmayıp iman edemeyen adamın akıbeti nedir?

Kardeşim sen bu siteye misyoner olarak mı geldin? Çoğu yazıların bu yönde. Eğer amacın bize tebliğ değil ise; daha güzel taktikler bul, yoksa yanlış kapıdasın. Yok eğer niyetinin sahih olduğunu iddia edeceksen; yazılarını İslam dairesinde yazmaya çalış. Bilmiyorsan edebinle öğrenmek için sor. Hem cahil , hemde biliyormuş gibi iddialı yazıp bu nasıl böyle olur diyerek Allah c.c. sorgulamaya kalkma. Çünkü yazıların İslam akaidine uymayan, eleştiren yazılar, hatalı bulan nir anlayışta. İnsanları kendin hakkında yanlış düşünmesini istemiyorsan muslumana yakışan uslub ve içeriklerde yazılar, sorular yaz. Bu sana bu konudaki son uyarım. Sakın ola bana kızma, kendine kız.

Allaha iman , hz. Muhammed (s.a.v.)'i Rasul, Kuran-ı Kerim geldiği halde çeşitli bahanelerle kabul etmeyen , iman edemeyen kendine şimdiden Cehennemde yer beğensin.
Allah c.c. kendi rızalığı için samimiyetle arayan her insanoğluna Hidayeti ulaştıracak , yollarına ulaştıracağına vaadi olduğu halde, iman etmeyene kafir, makamına cehennem denir...

"Allah, rızası peşinde koşanları, bu kitap sayesinde selamet yollarına erdirir, onları, kendi izni ile, karanlıklardan aydınlığa çıkarır, doğru yola iletir." (Maide 16)

"Eğer biz dilemiş olsaydık her nefse hidâyetini verirdik. Fakat benden: "Bütün insanlar ve cinlerden cehennemi elbette dolduracağım." sözü hak olmuştur" (Secde 13)
"Sonra o cehenneme atılmaya layık olanların kimler bulunduğunu elbette biz daha iyi biliriz." (Meryem 70)
 
S Çevrimdışı

soru işareti

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Allah'ı sorgulamak kimsenin haddine değildir ancak insanların Allah'a, Kitab'ına olan itikadlarını sorgulamak sınırsızdır. Ben seni Allah'a inanıyorsun diye eleştiremem ancak Allah'a yanlış itikad ile inanıyorsun diye eleştirebilirim. İşte ben de böyle düşünüyorum. Peki arkadaşım ben şimdi bir soru daha soracağım; Ben mümin olmayan bazılarının kafir değil de sadece müslüman olabileceğini düşünüyorum. Dayanak noktam ise hucurat 14 ayetidir. Eğer mümin olmayan kafir ise bu ayete ne diyeceğiz?
 
S Çevrimdışı

soru işareti

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Merhaba arkadaşım, ben peygamberden daha iyi bir müfessir yani Kitab'ı açıklayacak kişi tanımadığımdan peygamber dışındaki insanların sözlerine pek itibar etmem. Tefsirden daha çok hadis okumaya çalışırım. Bu veya bunun gibi ayetler hakkında peygamberimizin hadis(ler)i (tefsir/açıklama) var mıdır?
 
eL_Muhacir Çevrimdışı

eL_Muhacir

İlimsiz Mucâhid, kâtil; Cihâdsız âlim, belâm olur
Frm. Yöneticisi
Merhaba arkadaşım, ben peygamberden daha iyi bir müfessir yani Kitab'ı açıklayacak kişi tanımadığımdan peygamber dışındaki insanların sözlerine pek itibar etmem. Tefsirden daha çok hadis okumaya çalışırım. Bu veya bunun gibi ayetler hakkında peygamberimizin hadis(ler)i (tefsir/açıklama) var mıdır?


o zaman bizim sözlerimizede itibar etme biz tefsir alimlerinden daha kıymetli değiliz. böyle saçmalık mı olur

İbni Kesir (r.a) İbni Teymiye (r.a) Seyit Kutup (r.a) gibi tefsir alimlerimiz dururken onların sözlerine itibar etmemen gelipte burda verilen cevaplara mı itibar ediyorsun soru işareti ?
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Merhaba arkadaşım, ben peygamberden daha iyi bir müfessir yani Kitab'ı açıklayacak kişi tanımadığımdan peygamber dışındaki insanların sözlerine pek itibar etmem. Tefsirden daha çok hadis okumaya çalışırım. Bu veya bunun gibi ayetler hakkında peygamberimizin hadis(ler)i (tefsir/açıklama) var mıdır?

Yalancının teki olmasan , yukarıda verdiğin Hucurat 14 ayetinin tefsirini Rasulullahtan delillendir bakalım; onlar "gayrı muslim olup kafir olmadıklarını"

Hucurat 14 ayeti Bedevi muşriklerin(kafir), İslamın yayılması , güç salması karşısında, zorunluluktan ve ganimet ihtirasıyla zahiren musluman olmuş, İslama boyun eğmiş; fakat kalben iman etmemiş , kalblerinde İslam olmayan, eski kafir halleri üzerine oldukları bir hakikattir. Tüm alimler bunların bedevi kafirler olduğunda hemfikirdir. Sen hariç
 
S Çevrimdışı

soru işareti

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Merhaba el_muhacir arkadaşım, öncelikle sana bakara 269, daha sonra ise tevbe 31 ayetlerini hatırlatırım. Bununla birlikte adını anmış olduğun ibni teymiyye hakkında "ilmi aklından çoktur." dendiğini de duymuşsundur. Yani ilim tahsil etmek ile o ilmi yorumlamak, o ilimle içtihad etmek ayrı şeylerdir. Nice kitap okuyanlar var ki, kütüphanelerce kitap okuyup doğru 1 cümle bile yorumlayamazlarken, nice tek sayfa ilim edinip de ciltler dolusu doğru yorum yapabilenler vardır. Bu yüzden ben alim sıfatlı insanları mukallid sıfatlı insanlardan üstün görmüyorum. Allah çobanları, marangozları peygamber yapmış, oxford, harvard doç. prof.larını değil. okumakla adam olunmuyor anlamakla adam olunuyor. netekim haricileri bilirsiniz. Kur'an okurlar ancak kıt akıllı oldukları için hiçbirşey anlamazlar.
 
H Çevrimdışı

Habibullah

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
Merhaba el_muhacir arkadaşım, öncelikle sana bakara 269, daha sonra ise tevbe 31 ayetlerini hatırlatırım. Bununla birlikte adını anmış olduğun ibni teymiyye hakkında "ilmi aklından çoktur." dendiğini de duymuşsundur. Yani ilim tahsil etmek ile o ilmi yorumlamak, o ilimle içtihad etmek ayrı şeylerdir. Nice kitap okuyanlar var ki, kütüphanelerce kitap okuyup doğru 1 cümle bile yorumlayamazlarken, nice tek sayfa ilim edinip de ciltler dolusu doğru yorum yapabilenler vardır. Bu yüzden ben alim sıfatlı insanları mukallid sıfatlı insanlardan üstün görmüyorum. Allah çobanları, marangozları peygamber yapmış, oxford, harvard doç. prof.larını değil. okumakla adam olunmuyor anlamakla adam olunuyor. netekim haricileri bilirsiniz. Kur'an okurlar ancak kıt akıllı oldukları için hiçbirşey anlamazlar.


BAŞTAN SONA HANDİKAPLAR İÇERİSİNDESİN BULUNDUĞUN ÇUKURDAN UMARIM ÇIKARSIN ......

BU ARADA AYNALARA SIK SIK BAK Kİ!!!! BİR ŞEYLER AKLINA GELSİN......
 
S Çevrimdışı

soru işareti

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Ben böyle konularda alimlere itibar etmemeyi savunmuyorum. Sadece alim sıfatlı insanları rableştirip sadece onların görüşleriyle ya da tek bir alimin etrafında toplanıp hareket edilmesine karşıyım. Şucu, bucu diye dini parça parça etmeye, fırkalara bölünmeye karşıyım. Doğrusu; Tüm ümmetin her bir bireyinin görüşünü almak, icmaına uymak, referandum yapmak, müminlerin yolundan gitmektir. Görüşler alınır; Çobanın görüşü alimin görüşünden üstün ise çobanın görüşüne uyulur. Sonuçta Allah hikmeti dilediğine verir.

Habibullah arkadaşım, yazdıklarınızın iyi niyetli bir dua olduğu zannındayım. Siz de eğer ki farkında olmadan benim olduğumu düşündüğünüz durumdaysanız, ben de sizin için aynı duada bulunuyorum.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst Ana Sayfa Alt