Ve aleyküm selam ve rahmetullah ve berekatuh. Nerden başlasam nasıl anlatsam bilemiyorumki, o kadar çok hadise yaşadım ki, ben yazsam destan olur sanırım, en az 10 sahife yazabilirim, ama uzatıp da başınızı ağrıtmak istemiyorum, bir kaç özet geçiyim. Hakikati ve hidayeti bulmak için Ankara'dan Konya'ya yaptığım 3 tane yolculuğu mu anlatsam, Konya'ya onları ikna edip Nurcu (Okuyucu) yapmaya gidip de, onların sabaha kadar 7 saat süren münazaradan sonra beni ikna edip Nurculuktan Tevhidi çevirdiklerini mi anlatsam, (Bu arada Yatsıdan sonra bir başladık, sabah namazına kadar sürdü tartışma, onlar delillerini koydu meydana, ben de koydum, Tevhid Risale-i Nur'a galip geldi her batıl davaya galip geldiği gibi) Mehmet Emin Akın Hocamla tanışma sürecini mi anlatsam, Akın Hocamın tam ofisinin kapısından çıkarken 2009 Şubatında; "Hocam bi de Çubukta EbuMuaz Seyfullah Çubukabadi diye birisi varmış, gidip onunla da tanışmayı düşünüyorum, ne dersiniz?" sorusuna, "Sakın gidip onunla tanışma, akideni bozar, o kişi Suud Selefisidir, onlar Suudcudur, Kralcıdır. Hem o kişi benim kitap çevirimi çaldı, kendisinin diye yayınladı." diye uyarısını dinlemeyip, yine de gidip o şaşkınla tanıştığımı mı anlatsam, Akın Hocamın tavsiyesini dinlemediğim için tevhid 1 yılımı heba ettiğimi mi anlatsam, hangi birini anlatsam, v.s. Bu süreçte bi de Menzil Ankara Vekillerinden tevbe aldığımı anlatmam gerek yok sanrım...Benim bildiğiniz 2007-2009 arası benim kafa beyin akıl Eslem Berire bacı da olduğu gibi çorba oldu, onda da olduğu sabahlara kadar uyuyamadığım günler oldu. Beynin bir yerinde tasavvuf, bir yerinde Risale-i Nur, bir yerinde gelenekselcilik, bir yer Tevhid...Rabbim nasip etti de müslüman olduk sonunda, yoksa halimiz haraptı, önceden ülkücü olduğumu da anlatmama hiç gerek yok sanırım. Rabbime hamdediyorum iyiki ülkücü iken canımı almamış. 2006'larda filan bizim akidede olanlara terörist, sapık, mezhepsiz, vehhabi, harici filan derdim, iyi hatırlıyorum. Olduk şimdi biz de terörist...Müslümanın adı olmuş terörist, Sübhanallah...