Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Tevhid

hamza01 Çevrimdışı

hamza01

İslam-tr Sakini
İslam-TR Üyesi
Tevhid; Kelam ve Tasavvuf Ehlinin Sandığı Gibi, Allah'ın Bu Alemi Tek Başına Yarattığına İnanmak Değildir


Onlar kendi ıstılahlarında tevhid ve vahid sözleriyle, sıfatı olmayan, hakkında hiçbir şey bilinmeyen, görülmeyen bir şey kastederler.

Rasûlun getirdiği dinde bu olumsuzluklardan hiçbiri yoktur.

O dinde Allah'ın tek ilah olduğunun ispatı vardır.

Allah'tan başka ibadete layık ilah olmadığına şehadet edilecek,

Ondan başkasına kulluk / ibadet edilmeyecek,

Sadece ona güvenilecek,

Sadece onun için dost olunacak ve sadece onun için düşman olunacak,

Sadece onun rızası için çalışılacaktır.

Bütün bunlar Allah'ın kendisi için varlığını haber verdiği isim ve sıfatların manaları içindedir. Cabir b. Abdillah sahih bir hadisinde veda haccı konusunda "tevhid" ile ilgili olarak şöyle der:

"Rasûlullah yüksek sesle tevhidi söylemeye başladı: "Lebbeyk Allahüme Lebbeyk!" Senin ortağın yok lebbeyk!"

Cahiliye döneminde:

"Lebbeyk senin hiçbir ortağın yok; sadece bir ortaktan başka.. Sen ona maliksin ve onun malik olduklarına da.." diyorlardı.

Rasûlullah (sallAllahu aleyhi ve sellem) ise "tevhidi" az önce geçtiği gibi söyledi.

Allah Teala şöyle buyurur:

"Gerçek) ilahınız bir (tek) ilahtır. O'ndan başka ibadete layık ilah yoktur. O Rahman'dır, Rahim'dir." (Bakara: 2/163)

"Allah dedi ki: "İki ilah edinmeyin; O, ancak tek bir ilahtır. Öyleyse benden, yalnızca benden korkun."(Nahl: 16/51)

"Kim Allah ile beraber ona ilişkin geçerli kesin bir kanıt (burhan) ı olmaksızın başka bir ilaha taparsa (kulluk ederse), artık onun hesabı Rabbinin katındadır. Şüphesiz küfredenler kurtuluşa eremezler." (Mü'minun: 23/117)

"Senden önce gönderdiğimiz peygamberlere sor. Biz Rahman olan Allah'tan başka kulluk edilecek ilahlar meşru kılmış mıyız?" (Zuhruf: 43/45)

"Andolsun ki her ümmete: "Allah’a ibadet edin ve tağuttan kaçının" diye (söylemeleri için) bir rasul gönderdik. Böylelikle onlardan kimine Allah hidayet etti ve onlardan kiminin üzerine de sapıklık hak oldu. Öyleyse yeryüzünde gezin de yalanlayanların sonunun nasıl olduğuna bir bakın."(Nahl: 16/36)

Allah Teala her peygamberin insanları "yalnızca Allah'a ibadet etmeye, ona ortak koşmamaya" davet ettiğini haber vermektedir.

Allah Sübhanehu buyurur ki:

"İbrahim ve onunla beraber olanlarda, sizin için uyulacak güzel bir örnek vardır. Onlar milletlerine şöyle demişlerdi: Biz sizden ve Allah'tan başka taptıklarınızdan uzağız; Sizi reddettik, bizimle sizin aranızda yalnız Allah'a inanmanıza kadar ebedi düşmanlık ve öfke baş göstermiştir" (Mümtahine: 60/4)

Allah Teala müşriklerin şöyle dediğini haber verir:

"İlahları tek bir ilah mı yaptı, ne tuhaf şey bu?!" (Sad: 38/5)

Allah Tela şöyle buyurur:

"Sen Kur'an'da Rabbini bir olarak zikrettiğinde onlar nefret ederek sırt çevirirler" (İsra: 17/46)

"Allah tek olarak anıldığı zaman ahirete inanmayanların kalpleri nefretle çarpar, ama Allah'tan başka putlar anıldığı zaman hemen yüzleri güler." (Zümer: 39/45)

"Onlara Allah'tan başka ibadete layık ilah yoktur denildiğinde büyüklenir ve biz bir mecnun şair yüzünden ilahlarımızı mı barakacağız!" (Saffat: 37/35) derlerdi.

Kur'an'da bunlara benzer ayet çoktur.

Bu ayetlerde "tevhitle" kastedilen soyut olarak Rabbliğin bir oluşu değildir. Kelam ve tasavvuf ehlinin sandığı gibi tevhid, Allah'ın bu alemi tek başına yarattığına inanmak değildir. Onlar bu konuyu delillerle ispat ettiklerinde tevihidin gayesini ispatlamış olduklarını sanıyorlar. Sanıyorlar ki buna şehadet ettiklerinde ve bu konu üzerinde çalıştıklarında tevhidin amacına ulaşabilecekler.

Kelamcıların çoğu şöyle der:

"Tevhidin üç anlamı vardır:

Allah zatı itabariyle bir olup onun parçası, bölümü yoktur. O, sıfatlarında bir olup, bir benzeri yoktur; ve o, fiillerinde bir olup, hiçbir ortağı yoktur." Bu cümlelerde anlatılan şey Rasûlun getirdiği şeylere uygun değildir. Onlarda Rasûlun bildirdiği şeylere ters düşen anlamlar vardır.

Rasûlullah'ın getirdikleri amacın o cümelelerde olduğu doğru değildir. Aksine emredilen tevhid, bu cümlelerde anlatılanı ve daha fazlasını içeren gerçektir. O cümlelerde hak ile batıl birbirine karışmış ve hak gizlenmiştir.

Bir insan Rabb Teala'nın sıfatlarını hak olduğu şekilde kabul etse ve Allah'ı ona uymayan bütün sıfatlardan uzak olduğunu ikrar etse, onun herşeyi tek başına yaratan olduğuna iman etse muvahhid olmaz, hatta mü'min bile olmaz. Ta ki Allah'tan başka ilah olmadığına şehadet edip Allah'ın tek ilah olduğunu ikrar edinceye ve onun kulluk / ibadet edilmeye layık tek Rabb olduğunu kabul edinceye kadar...

Onun muvahhid ve müslüman olabilmesi için hiçbir ortağı olmayan Allah'a kulluk etmesi gerekir.

Zaten "ilah" demek, ibadet edilmeye layık olan (demektir. Onlar (Kelam ve tasavvuf ehli) ilah'a bu alemi tek başına yaratma kudretine sahip olan varlık) anlamını verdiğinden ilahın asıl anlamının bu olduğuna inanılıyor ve bu tevhidin amacının bu anlamı ispat etmek olduğu sanılıyor.

Sıfatlarla uğraşan kelamcıların yaptığı budur. Bu anlam, Ebu'l Hasen el-Eşari ve onun mezhebinden nakledilmektedir. Onlar Allah'ın, Rasûluyle gönderdiği tevhidin hakikatini anlamadılar.

Hiç kimsenin kuşkusu olmasın ki müşrik araplar Allah'ın bir olduğunu ve her şeyi bir başına yarattığını kabul ediyorlardı. Buna rağmen onlar yine de müşrikti.

Allah Teala buyurur ki:

"Onların çoğunluğu, ortak koşmadan Allah'a inanmazlar"

Bazı selef dediler ki:

"Onlara yeri ve gökleri kimin yarattığını sorarsan, onlar Allah, derler. Buna rağmen onlar yine de Allah'tan başkasına kulluk ederler."

Allah Teala buyurur ki:

"De ki, "biliyorsanız söyleyin, yer ve onda bulunanlar kimindir?" Onlar "Allah'ındır" diyecekler, "Öyleyse ders almaz mısınız?" de. "Yedi göğün rabbi, yüce arşın rabbi kimdir. Biliyorsanız söyleyin hükmü elinde olan himaye eden ama himayeye muhtaç olmayan kimdir?" de "Allah'tır" diyecekler. De ki "Öyleyse nasıl aldanıyorsunuz" (Mü'minun: 23/84-89)

"And olsun ki onlara, gökleri ve yeri yaratan, güneşi ve ayı buyruğu altında tutan kimdir diye sorarsan, mutlaka "Allah" derler. Öyleyse niçin döndürüyorlar?" (Ankebut: 29/61)


İbn Teymiyye: Sarih Akılla Sahih Naklin Uyuşması
 
hamza01 Çevrimdışı

hamza01

İslam-tr Sakini
İslam-TR Üyesi
Tevhid bir Yemindir
LÂ İLÂHE:

Tâgutu ve kendini ilahlaştıranları tanımayıp inkar edeceğime, onlarla ilişkimi keseceğime, kalbimi bu pisliklerden temizlemek için bütün gücümü kullanacağıma dair Allah'a söz veriyorum.


İLLALLAH:

İbadetimde ve ibadetimin gerektirdiği şeylerde tam anlamıyla ihlaslı olacağıma; ilim, akide ve amelde sadece ve sadece tek olan Rabbim Allah'ın rızasını hedef kabul edeceğime, bütün amellerimi, ibadetlerimi, ihlasımı, Rasulullah'ın öğrettiği şekilde yapacağıma dair Allah'a söz veriyorum.


MUHAMMEDUN RASULULLAH:

Rabbime olan ibadetlerimi insanların düşüncelerine, kendi arzu ve hevesime ve bid'ate göre yapmayacağıma, fakat bütün ibadetlerimi Allah'ın sevdiği, Kur'an'da gösterdiği, Rasulüne öğrettiği ve Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem'in de bizlere gösterdiği şekilde yapacağıma dair Allah'a söz veriyorum.
 
hamza01 Çevrimdışı

hamza01

İslam-tr Sakini
İslam-TR Üyesi
la İlahe İllAllah diyen bir kimse, genel olarak şöyle demiştir:



insanın, manasını bilmediği bir şeyi kabul etmesi imkansızdır. “La ilahe illAllah” kelimesi, arapça bir kelimedir ve şüphesiz bir manası vardır.

La ilahe illAllah kelimesi ve bu kelimeyi açıklayan ayetler incelendiğinde, La ilahe illAllah kelimesinin iki bölümden oluştuğu görülür:

a) - “La ilahe”: Reddetme bölümü.

“La ilahe” diyen bir kimse, genel olarak şöyle demiştir:

“Ey Rabbim! Ben, hiçbir ilah kabul etmiyorum. Yani, Allah’ın hükümleri dışında hükümler koyan, insanların sözünü dinlediği, kanun ve hükümlerine itaat ettiği, haram ve helallerine, emir ve yasaklarına riayet ettiği, hiçbir ilahı tanımıyorum, bütün bunları reddediyorum.

Ey Rabbim! Ben, insanları kendisine ibadet etmeye; hükümlerini dinlemeye, kendisine saygı göstermeye, yüceltmeye çağıran tüm sahte ilahları reddediyorum, bunları kabul etmiyorum.

Ey Rabbim! Ben, Senin sıfatlarını kendisinde gören; kendisini hüküm koyucu, gaybi bilici, insanları dilediği gibi yönetici, muhakeme edici olarak ileri süren her sahte ilahı reddediyor, onlara tabi olmuyor, onlardan uzak duruyorum.

Ey Rabbim! Ben, hiçbir sahte ilahı, onların hükümlerini, yasa kitaplarını, uydurdukları sistemlerini, onların peşine takılıp dediklerini yapan yandaşları müşrikleri de reddediyorum, onları kesinlikle sevmiyorum, onlardan nefret ediyorum ve onlara düşmanlık duyguları besliyorum, bütün imkanlarını bunları yok etmek için kullanacağım.”

b) - “İllAllah”: Kabul etme bölümü.

“İllAllah” diyen bir kimse, genel olarak şöyle demiştir:

“Ey Rabbim! Ben, ilah olarak sadece Seni kabul ediyorum. Yani, ben, nasıl yaratıcı ve Rab olarak seni kabul etmişsem, benim hakkımda ve tüm kullar hakkında yegane hüküm koyucu olarak yine seni kabul ediyorum.

Yaşamımı, yalnız senin sistemine göre düzenleyeceğim. Senin emirlerine itaat edip yasakladığın şeylerden uzak duracağım. Senin helal kıldıklarınla amel edip haram kıldıklarını terkedeceğim. Yalnız Senin kitabın Kur'an’ı anayasa kabul edip ona göre yaşayacağım. Yalnız Senin rasulünü örnek alıp onun sözlerini doğru kabul edeceğim. Yalnız senin değer verdiklerine değer verip düşman olduklarına düşman olacağım. Hayatımı yalnız Sana adayıp yalnız senin yolunda öleceğim. Her ihtilafta yalnız Kur'an’ı ve Rasulünün sünnetini hakem kabul edip hükümlerine itirazsız teslimiyet göstereceğim. Senin isim ve sıfatlarını kimseye vermeyeceğim, Sana asla şirk koşmayacağım.”
 
Üst Ana Sayfa Alt