Haber Topuk Kanı Alınmayan 2,5 Aylık Bebeğe Kayyum Atandı

Ummu Aişe' Alıntı:

Genişletmek için tıkla ...

asilama ile hiçbir kontrollu deney yapılmadı. bir takim insanlara asi bir takim insanlarada tuzlu su verip bu iki grup arasında hastalık arastirildimadi diyor. YALAN
1954 YILINDA 1.200.000 KISIYE AIT BU DENEY VE AYRINTILARINA BIRKAC MAKALE ILE CEVAP VERIYORUM.
DONEME AIT GAZETE KUPURLERI

Salk, deneydeki her çocuğun aşısını olmasını istese de, Francis kararlılığını korudu ve plasebo kullanımında ısrar etti. Tartışmalı deney tasarımına "çift kontrollü" deney adı verildi. 11 eyalette, 1. sınıftan 3. sınıfa kadar olan çocuklara ya çocuk felci aşısı ya da plasebo enjeksiyonları yapıldı. Diğer 33 eyalette, 2. sınıftaki çocuklara aşı enjeksiyonları yapıldı ve 1. sınıftan 3. sınıfa kadar olan tüm çocuklar çocuk felci sezonu boyunca "gözlemlendi". Sonunda, 420.000 çocuğa Salk'ın aşısı yapıldı, 200.000 çocuğa plasebo verildi ve 1,2 milyon çocuk "gözlemlendi".146.157.158 Çocuk felci aşısı arayışı büyük bir kamuoyu baskısına maruz kaldı ve bu durum, dahil olan herkesin acele edip bir aşı geliştirmesi için baskı yarattı. Salk'ın kamusal kişiliği, onu bir reklam avcısı olarak gören profesyonel meslektaşları arasında çok fazla düşmanlık yaratsa da, Salk'ın deneyinin ezici derecede olumlu sonuçları 12 Nisan 1955'te büyük bir tantanayla duyurulduğunda sıradan Amerikalılar coşkuya kapıldı ve Salk anında bir "kahraman" oldu

Çok zeki forum üyesi.
Bu konuyu uzatmak istiyorsan kendine başka başlıkta "ben aşı taraftarı olarak aşıların faydalarını anlatacağım" diyerek istediğin şeyleri yaz. Konu topuk kanı olayından taa nereye geldi.

Şunları yazacağım ve daha da muhattabım olmayacaksın. Çünkü ben bu kadar uzasın diye yazmadım, işim gücüm var.

Aşı karşıtları da kendi içerisinde ayrılıyor.
Biz o kadar "içerikten" bahsettik.
Acaba biz enjektör karşıtı mıyız yoksa enjektöre konan içeriğin mi?
Ona bakarsan çiçek aşısı Osmanlı zamanında uygulandı. Osmanlı halkını zehirlemek için yapmıştır diyebilir miyiz? Diyemeyiz.
Zaten Osmanlı da yapılan aşı saf ve katkı maddeleri olmayan aşılardı.
1950'lerden sonra katkı maddeleri konulmaya başlanmış.
Domuz gribi aşılarından sonra yan etkiler olmaya başlayınca insanlarda şüpheler oluşmaya başlamış.
Sonra işin içine mRna girdi.

Tıpkı önceden atalık tohum kullanılırken sonradan daha yüksek verim olsun vs diye hibrit tohum yapmaya başladılar.
Aşıda da bu oldu, raf ömrü uzasın diye katkı maddeleri eklendi.

Ben şu zamandaki insanlarla o zamandaki insanları asla birbiriyle kıyaslayamam.
Fakat sen şu zamandaki insanlardan kaynaklar getiriyorsun.

Aşı deyince şu an insanların aklına Bill Gates geliyor. İsrail'in dostu olan Bill Gates ve kendisi aşılar için servetini harcıyor. Bizi ne kadar düşünüyor bilemezsin(!)

Başka bir örnek vereyim. Nikola Tesla elektriği tüm dünyaya bedava dağıtmak istiyordu fakat yapayalnız ve beş parasız şekilde öldü. Bu fikri yüzünden önüne engel oldular.
Ben şu zamandaki elektriği halka parayla satan şirketlerle onu kıyaslamam bile!
Sen gelmişsin şu zamandaki hiç güvenilmeyen ve kimlerle yakınlığı olduğu bilinen insanlarla o zamanki insanları kıyaslayıp önümüze getiriyorsun.

Tamam sen kendi doğrularınla istediğini yap fakat ayrı başlıkta.
Daha fazla Abdulmuiz Abi'nin topuk kanı konusunu sabote etmek istemiyorum ve bu tartışmaya devam etmek mahalle teyzelerinin dedikodusu gibi bunaltıcı etki yapıyor.
Hiçbir konu başlığı altında bana cevap yazma, etiketleme vs vs. Çünkü çok konuşuyorsun ve uzatıyorsun.
Hadi selametle.

Vҽϲízҽ' Alıntı:

Aşıda da bu oldu, raf ömrü uzasın diye katkı maddeleri eklendi.

Genişletmek için tıkla ...

Eklenen maddeler , raf ömrünü uzatmak için değil. Aşı yapıyorsun toplumun 100 kişisine uygyluyorsun 10 kişide faydası oluyor 90 ında olmuyor. Sonra formülü değiştiriyorsun 90 ında fayda oluyor 10 da olmuyor. Bu aşı işe yaradı diyorsun, erişkinde yaptığın aşı çocukta fayda vermiyor.formülü değiştiriyorsun . İçine katılan maddeler zarar versin diye değil.
Evet aşı geliştirirken olumsuz vakıalar yaşanmış. Nasılki evde yemek yapınca bazen kıl çıkıyor bu istenmeyen bir durum ama oluyor. Bazen aşılar yapılırken bakteri/virüsler yeterince öldürülmediğinden kişilerde hastalıpa ve ölüme yol açabiliyor. Böyle tarihi olgular var. Peki ne oluyor bundan ders çıkartıp denetim mekanizmaları daha sıkılaştırılıyor. Otelde yangın çıktı, sonrasında nasıl yangın denetimleri arttıysa 11 eylülden önce olmayan denetimler 11 eylülden sonra alınması gibi denetimlerin gelişmesine yol açtı. Gereksiz aşı kötüleme yerine aşı denetimlerinin kalitesinin artırılması gibi konuya gelirseniz. Ortak noktada uzlaşabiliriz.