Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Türkçe Ezan Zulmu Ve Felah Kelimesi‏

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
ي Çevrimdışı

يَعْقِلُونَ

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
İhsan Eliaçık'ın müridisin galiba. Sizin gibi kemalist ırkçı faşistler bu siteye neden gelir anlamıyorum. Oysa bir ton ateist,komünist,kemalist siteler mevcutken.

Bunlar şimdi de kabe yerine anıt kabiri tavaf edelim derler.

"Ey inananlar, zandan tümüyle sakının, çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin gizli şeylerini araştırmayın ve birbirinizi arkadan çekiştirmeyin. Ölü kardeşinizin etini yemekten hoşlanır mısınız? Elbette ondan iğrenirsiniz. ALLAH'ı dinleyin. ALLAH tevbeleri kabul edendir, Rahimdir."
 
E Çevrimdışı

Ebu & Dücane

Misafir
Her gün sokağa çıkmam ve her gün alışveriş merkezlerine de takılmam ancak uzun zamandır camiye gitmediğim doğrudur.

Allah bizi Türkçü ırkçıların da, Arapçı ırkçıların da kötülüklerinden korusun. Allah bizi akılsız naklin kötülüklerinden korusun.

Ben belki cehennemliklerle haşrolunurum, Allah bilir. Ancak bunların Mustafa Kemal ve İsmet İnönü olacağını düşünmüyorum.

Mustafa Kemal gibi Türkçe'yi savunmaktan neden korkayım ki? Mustafa Kemal Türkçe'yi savunuyor diye benim Türkçe'yi savunma gibi bir hakkım yok mu? Mustafa Kemal "Allah birdir" dedi diye de "Allah üçtür" mü demeliyim yoksa?

Mustafa Kemal doğru bir iş yapmışsa elbette bu konuda onu savunur ve desteklerim. Hak kimden gelirse gelsin kabulümüzdür. Firavun'dan da gelse, Nemrud'dan da gelse kabulümüzdür. Batıl ise kimden gelirse gelsin reddederiz. Ebu Hanife'den de gelse, Fatih Sultan Mehmed'den de gelse reddederiz.

Allah, bizleri bir topluluğa olan kinleri yüzünden adaletsizliğe düşenlerden eylemesin ve böylelerine doğru yolunu gösterip o yolunda yürütsün.

"Ey inananlar, zandan tümüyle sakının, çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin gizli şeylerini araştırmayın ve birbirinizi arkadan çekiştirmeyin. Ölü kardeşinizin etini yemekten hoşlanır mısınız? Elbette ondan iğrenirsiniz. ALLAH'ı dinleyin. ALLAH tevbeleri kabul edendir, Rahimdir."
M.kamal ve inönüyü seven birisinin islamla alakası olamaz.İslam şeriatını ve ilim metodunu,cihad yolunu kökünden kazıyan bir zihniyete sempati duyan kişinin bütün zihin kodları çözülmüş ve bozulmuştur.Bozuk plak gibi çalar durur,ve gürültüden başka bir anlam ifade etmez.Bu ifadelerin zan ile alakası yok,sadece söylediğiniz sözlerin kişilerde uyandırdığı tepki biçimi.siz resmi tarihin hegomanyasından kendinizi ilk önce bir kurtarın,islamı m.kamal ve inönüye göre tefsir etmeyin.m.kamal ve inönünün yaptıklarını islama göre tefsir edin.yani siz tam tersten gidiyorsunuz.
 
ي Çevrimdışı

يَعْقِلُونَ

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Bak hâlâ zan yapıyorsun. Mustafa Kemal'i ve ekürisi İsmet İnönü'yü sevdiğimi ifade eden bir cümlemi bulup getiremezsin. Birisini bazı konularda desteklemek ile sevmeyi birbirine karıştırmayın.
 
K Çevrimdışı

Kuşçu

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Peki sence namazdaki dualarımız da türkçe olmalı değil mi? Öyle ya türk olan biri duasını en iyi türkçe yapar.

Hayır, yanılıyorsun. İnsanın imana giden ilk yolu kalptir. Çünkü allah çoğu kez kur'an'da kalplerin kör olduğuyla ilgili telkin yapar. Dolayısıyla insanın takva kazanması, ibadetlerini huşu içerisinde gerçekleştirmesi tamamen ihlasla ilgili bir durumdur. Bu dille ilgili bir durum değildir. Kalpte doğan güneş dile iner.

Peki siz neden savunuyorsunuz? Çünkü siz gerçekten mutmain değilsinizdir. Biz daha önce hiç görmediğimiz arap kardeşlerimizi, fransız kardeşlerimizi, ingiliz kardeşlerimizi ilk defa gördüğümüz zaman birbirimize öyle sıkı sarılırız ki. Bu sarılış aynı dilden konuştuğumuz içindir. Biz iman diliyle konuşuruz. Dilimiz aynı şeyler söylemese de kalbimiz hep aynı anlam doludur.

Siz dini kendinize uyduracağınıza kendinizi dine uydurun. Çünkü duaların arapçasını ezberlemek pek de fazla bir yük olmasa gerek. Ha insanlar arapça bilmiyor. Bilmek zorunda değil zaten. Anlamlarını bilmesi yeter. Yanisi, tembelliklerin faturası dine kesilmesin.
 
farkındayız Çevrimdışı

farkındayız

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Ezanın Türkçeleştirilmesini, anlamlarıyla oynamak olarak değerlendiriyorsanız o halde siz meale de, tefsire de karşısınızdır. Hepiniz anadiliniz gibi Arapça biliyor olmalısınız. Öyle olsa bile herkes sizin gibi değil, bu dili bilenlerden çok bilmeyenler var. Bunlar dini nasıl anlayacaklar? Yoksa dini öz kaynağından (Allah'tan) değil de falanca şıhın, falanca hocanın ağzından mı öğrensin? Allah'ı değil de alimleri mi rab edinsinler?

Ezanın Türkçe konuşulan bir ülke sınırları içerisinde Türkçeleştirilmesi dünya çapında Arapça okunmasına engel değil ki. Dünya'da yine ortak dil olarak Arapça kullanılabilir ancak neden ortak dil Arapça değil de Türkçe olmasın?

Ezanı Türkçeleştirmek ile Çankaya'yı tavaf etmeyi aynı kefeye koyan zihniyete göre, Arapça yapılan bir Çankaya tavafı Türkçe yapılan bir Kabe tavafından daha değerli olsa gerek.

"Ey inananlar, zandan tümüyle sakının, çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin gizli şeylerini araştırmayın ve birbirinizi arkadan çekiştirmeyin. Ölü kardeşinizin etini yemekten hoşlanır mısınız? Elbette ondan iğrenirsiniz. ALLAH'ı dinleyin. ALLAH tevbeleri kabul edendir, Rahimdir."


Hadi git tıp fakültelerinde Latince kelimeler yerine Türkçe kelimelerle eğitim istiyorum de..

Meal türkçe olabilir, Tefsir de türkçe olabilir. Ancak kuran arapçadır. ve bu dinin dili arapçadır. Bu dine mensub isek arapçayı reddetmek yerine öğrenmek zorundayız.


Senin takıldığın sorunun cevabını yine senin kendi cümlenle veriyorum:

highone' Alıntı:
Ezanın Türkçeleştirilmesini, anlamlarıyla oynamak olarak değerlendiriyorsanız o halde siz meale de, tefsire de karşısınızdır. Hepiniz anadiliniz gibi Arapça biliyor olmalısınız. Öyle olsa bile herkes sizin gibi değil, bu dili bilenlerden çok bilmeyenler var. Bunlar dini nasıl anlayacaklar? Yoksa dini öz kaynağından (Allah'tan) değil de falanca şıhın, falanca hocanın ağzından mı öğrensin? Allah'ı değil de alimleri mi rab edinsinler?


Sen şu anki mevcut durumu anlatıyorsun. Kuranın mealini okumaktan beri olan, ŞIHların KÖLELERİNİN olduğu bir türkiyedeyiz.

Bunun nedeni sence Arapça mıdır? Yoksa Türkçe mi????





Arapçayı bilir isek tefsir ve meal esnasındaki anlam kayıpları ve ifade hataları daha az olur bizim için.
Şu aslında esas konu. Türklerin dili Türkçe mi olmalı. yoksa arapça mı. Arapça bilmeyen bir Türk olarak benim cevabım : arapça olmalıydı


Sayın highone
Sinir bozmaktan başka birşey yapmıyorsunuz.
Türkçe olimpiyatınız sizin olsun
Siz gidin istediğiniz dille okuyun yazın. Fesat çıkarmak için mi burdasın
 
İ Çevrimdışı

İbnAbbas

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Hz. Aişe validemizden rivayet edilen bir hadisi şerifde Peygamberimiz (sav)
"Bir arkadaşınız öldüğü zaman onu bırakın, onu gıybet edip ayıplamayın." buyurmuştur.(Ebu Davud, Sünen, Edeb, 49, IV /275)


Abdullah b. Ömer'den rivayet edilen bir hadiste de"Ölülerinizin iyiliklerini, güzelliklerini anın ve kötülüklerini sarfı nazar edin." buyurmuştur. (Tirmizi, Sünen, Cenaiz, 33, II/215; Ebu Davud, Sünen, Edeb, 49, IV /275.)


Buna göre ölüde görülen iyi ameller söylenebilirse de kötü halleri söylemek caiz değildir. Hz. Peygamber (sav)'in kötülüklerinin zikredilmesini yasakladığı ölüler, kâ*fir, münafık, günahları açıktan işleyen ve bi'dat ehli olmayan ölülerdir. Bu özellikleri taşıyan ölülerin kötülüklerini zikretmekte bir sakınca yok*tur. Çünkü bu ölülerin kötülükleri arkalarından anılınca Müslümanlar bun*dan ibret alır ve kendilerini onların kötü akıbetinden korumak imkânı bu*lurlar.

Nitekim,"Ölülerinize sövmeyiniz." (Buhari, Cenâiz 96.)

mealindeki hadis-i şerifte ge*çen "ölüler" kelimenin başında bulunan ve ahd için olan "el" takısı, kö*tülüklerinin sayılması yasaklanan ölülerin, her ölü olmayıp, belli ölüler ol*duğunu ortaya koyduğu gibi Tirmizî hadisinde ge*çen "ölüleriniz", terkibindeki "mevta-ölüler" kelimesinin "kum = siz" kelimesine izafe edilişi de bu ölülerin Müslümanların ölüleri ol*duğunu ortaya koyar.

Cumhur ulemaya göre, bir fasıkın ölmeden önce tövbe etmiş olması ihtimali mevcut olduğundan, fasık bile olsa hiçbir Müslümanın ölümünden sonra kötülüklerini zikretmek caiz değildir.
 
İ Çevrimdışı

İbnAbbas

Üyeliği İptal Edildi
Banned
أحبوا العرب لثلاث لأني عربي والقرآن عربي وكلام أهل الجنة عربي

İmam Münâvî'nin Feyzu'l-Kadîr isimli hadis kitabında İbni Abbas'tan şu mealde bir hadis-i şerif rivayet edilir: "Üç hasletten dolayı Arabı seviniz: Çünkü ben Arabım, Kur'ân-ı Kerim Arapça olarak nazil olmuştur, Cennet ehlinin konuştukları dil Arapça’dır." (Feyzü'l-Kadîr, 1:178 Hadis no: 225; Hâkim, el-Müstedrek, c: 4, s: 87; Beyhaki, Şuabu’l-İmân, c: 3, s: 34)

Arapça, belagat, edebiyat, fesahat ve zenginlik bakımından dünya dillerinin en güzelidir. Aynı zamanda ses, ahenk ve cümle yapısı bakımından da diğer diller arasında apayrı bir yeri vardır. Cenab-ı Hak da kendi kelâmı Kur'ân-ı Kerimi Arap diliyle indirmiştir. Peygamber-i Zîşân (a.s.m.) da zaten bu dili konuşuyordu; kendi milletinin, kavminin dilini...

Bu hadis-i şerifi bazı âyetler de tasdik etmekte, desteklemektedir.

"Halkı Allah'ın azabından sakındıran peygamberlerden olsun diye onu apaçık bir Arapça lisan ile senin kalbine Cebrail getirdi." (Şuarâ Sûresi, 195)

"Biz hiçbir peygamberi kendi kavminin dilinden başkasıyla göndermedik ki, amrolunduklarını onlara apaçık anlatsınlar" (İbrahim Sûresi, 4) mealindeki âyet-i kerime de Peygamberimizin kendi kavmi olan Araplara kendi dilleriyle tebliğde bulunduklarını bildirir.

Evet, Kur'ân'ın dili, son Peygamber Hazret-i Muham-med Mustafa'nın (a.s.m.) konuştuğu dil Arapça olunca, Cennet dilinin de Arapça olacağı şüphe götürmez bir gerçek olur. Hz. Âdem de yeryüzüne indirilmeden önce Cennette bulunduğu zamanlar Arapça olarak konuşurdu. Ayrıca bu dil Peygamberimizden başka diğer peygamberlerden bazılarının da konuştuğu dildir. Meselâ, Hz. Nuh, Hz. Hud, Hz. İsmail, Hz. Salih, Hz. Şuayb Arapça konuşuyorlardı.

Ayrıca imam Kastalânî, Hz. Âişe'den "Cennet ehli Mu-hammed Aleyhisselâmın diliyle konuşacaklar" mealinde bir rivayeti zikreder.(Mevâhib-i Ledünniye , 1:276.)



 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Cumhur ulemaya göre, bir fasıkın ölmeden önce tövbe etmiş olması ihtimali mevcut olduğundan, fasık bile olsa hiçbir Müslümanın ölümünden sonra kötülüklerini zikretmek caiz değildir.
Kardeşim üsteki yazıyı (konuyla alakalı olarak) hangi fasıklar için yazdınız?
 
İ Çevrimdışı

İbnAbbas

Üyeliği İptal Edildi
Banned
O yazı şu kaynakta geçiyor : (Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 12/138-139)
 
Mukim Çevrimdışı

Mukim

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Evet anladım o tip eserlerden forumda arkadaşlar sık sık alıntı yapıyor. bu konuda böyle bir hatırlatmaya uyarıya gerek yoktu böyle bir hatırlatmaya. Çünkü burada iki kafir yani atatürkle inönü konuşuluyor.
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Hayır.Şahıs olarak kimseyi kastetmedim.Genel olarak yazdım.

Genel olarak yazdıysan sorun yok, fakat ezanın kaldırılmasıyla ilgili tartışmanın altına bunu ekleyince, ezanın arabcasını yasaklayan kafirlerin öldükten sonra konuşulmaması anlamına sebeb olduğundan hatalı anlaşılıyor.
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
أحبوا العرب لثلاث لأني عربي والقرآن عربي وكلام أهل الجنة عربي

İmam Münâvî'nin Feyzu'l-Kadîr isimli hadis kitabında İbni Abbas'tan şu mealde bir hadis-i şerif rivayet edilir: "Üç hasletten dolayı Arabı seviniz: Çünkü ben Arabım, Kur'ân-ı Kerim Arapça olarak nazil olmuştur, Cennet ehlinin konuştukları dil Arapça’dır." (Feyzü'l-Kadîr, 1:178 Hadis no: 225; Hâkim, el-Müstedrek, c: 4, s: 87; Beyhaki, Şuabu’l-İmân, c: 3, s: 34)

Arapça, belagat, edebiyat, fesahat ve zenginlik bakımından dünya dillerinin en güzelidir. Aynı zamanda ses, ahenk ve cümle yapısı bakımından da diğer diller arasında apayrı bir yeri vardır. Cenab-ı Hak da kendi kelâmı Kur'ân-ı Kerimi Arap diliyle indirmiştir. Peygamber-i Zîşân (a.s.m.) da zaten bu dili konuşuyordu; kendi milletinin, kavminin dilini...

Bu hadis-i şerifi bazı âyetler de tasdik etmekte, desteklemektedir.

"Halkı Allah'ın azabından sakındıran peygamberlerden olsun diye onu apaçık bir Arapça lisan ile senin kalbine Cebrail getirdi." (Şuarâ Sûresi, 195)

"Biz hiçbir peygamberi kendi kavminin dilinden başkasıyla göndermedik ki, amrolunduklarını onlara apaçık anlatsınlar" (İbrahim Sûresi, 4) mealindeki âyet-i kerime de Peygamberimizin kendi kavmi olan Araplara kendi dilleriyle tebliğde bulunduklarını bildirir.

Evet, Kur'ân'ın dili, son Peygamber Hazret-i Muham-med Mustafa'nın (a.s.m.) konuştuğu dil Arapça olunca, Cennet dilinin de Arapça olacağı şüphe götürmez bir gerçek olur. Hz. Âdem de yeryüzüne indirilmeden önce Cennette bulunduğu zamanlar Arapça olarak konuşurdu. Ayrıca bu dil Peygamberimizden başka diğer peygamberlerden bazılarının da konuştuğu dildir. Meselâ, Hz. Nuh, Hz. Hud, Hz. İsmail, Hz. Salih, Hz. Şuayb Arapça konuşuyorlardı.

Ayrıca imam Kastalânî, Hz. Âişe'den "Cennet ehli Mu-hammed Aleyhisselâmın diliyle konuşacaklar" mealinde bir rivayeti zikreder.(Mevâhib-i Ledünniye , 1:276.)

Rivayet uydurma , bazı alimlere göre de zayıftır!




أحبوا العرب لثلاث لأني عربي والقرآن عربي وكلام أهل الجنة عربي

“Şu üç şeyden dolayı Arabları seviniz: Çünkü ben Arab’ım, Kur’an Arabcadır ve Cennetliklerin dili Arabcadır.”

Sahih değildir.
(Hâkim, el-Mustedrak, c: 4, s: 87; Beyhaki, Şuabu’l-İmân, c: 3, s: 34, Hadis no: 1433, 1610; Feyzu'l-Kadîr, 1:178 Hadis no: 225; Halimi Minhac (2/77); İbni Asakir (5/397); Ukayli Duafa(3/348); Suyuti, Leali (1/404); Fevaidu Mecmua(413); Fethul Kebir(353); Mecmauz Zevaid (10/52); Esrarul Merfua (706); Tenzihuş Şeria (2/30); İhyau Ulumid Din (2/364); Zehebi, Mizan (5737); Keşfu'l Hafa (133); Zubeydi İthaf (7/112); Durru Mensur (4/3); Kenz (33922); Nevafihul Atire (47); Tahricul İhya(2/364); Lisanul Mizan(4/486) İlelul Hadis (4641) Daife (160); İbni Cevzi, Mevduat (2/46); Ahmed Bin Mubarak, El İbriz (161); Kurtubi (1/23); Taberani (11/185); İbni Mende, Tercemeti Ebul Kasım Suleyman Bin Ahmed (1/357); Cami us Sagir (225); İbni Teymiyye İktiza (s212)


Ahmed b. Hanbel’in bu rivayeti “zayıf” gördüğü,
Ukaylî’nin “munker” ve “aslı yoktur” ve,
Zehebî’nin ise “uydurma” dediği kaydedilmiştir.

Muhaddislerin gerek bu ifadeleri ve gerekse rivayetin farklı geliş yolları ve râvileriyle ilgili değerlendirmeleri hakkında geniş bilgi için:
(Heysemi, Mecmau’z-Zevâid, c: 10, s: 25;
Zehebî, Telhîsu Kitâbi’l- Mevzûât, c: 1, s: 92;
Suyûtî, el-Leâli’l-Masnûa, c: 1, s: 404-405;
Fetteni, Tezkiretu’l-Mevzûât, c: 1, s:112;
İbn Arrâk, Tenzihu’ş-Şeria, c: 2, s: 30-31;
Şevkânî,el-Fevâidu’l-Mecmûa, s: 413;
Aclûnî, Keşfu’l-Hafâ, c: 1, s: 54-55)
 
ي Çevrimdışı

يَعْقِلُونَ

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Peki sence namazdaki dualarımız da türkçe olmalı değil mi? Öyle ya türk olan biri duasını en iyi türkçe yapar.

Hayır, yanılıyorsun. İnsanın imana giden ilk yolu kalptir. Çünkü allah çoğu kez kur'an'da kalplerin kör olduğuyla ilgili telkin yapar. Dolayısıyla insanın takva kazanması, ibadetlerini huşu içerisinde gerçekleştirmesi tamamen ihlasla ilgili bir durumdur. Bu dille ilgili bir durum değildir. Kalpte doğan güneş dile iner.

Peki siz neden savunuyorsunuz? Çünkü siz gerçekten mutmain değilsinizdir. Biz daha önce hiç görmediğimiz arap kardeşlerimizi, fransız kardeşlerimizi, ingiliz kardeşlerimizi ilk defa gördüğümüz zaman birbirimize öyle sıkı sarılırız ki. Bu sarılış aynı dilden konuştuğumuz içindir. Biz iman diliyle konuşuruz. Dilimiz aynı şeyler söylemese de kalbimiz hep aynı anlam doludur.

Siz dini kendinize uyduracağınıza kendinizi dine uydurun. Çünkü duaların arapçasını ezberlemek pek de fazla bir yük olmasa gerek. Ha insanlar arapça bilmiyor. Bilmek zorunda değil zaten. Anlamlarını bilmesi yeter. Yanisi, tembelliklerin faturası dine kesilmesin.

Güçlü bir imana sahip olan ancak ibadetini Türkçe yapan biri mi yoksa zayıf bir imana sahip olan ancak ibadetini Arapça yapan biri mi Allah katında daha değerlidir?

Siz sizinle aynı itikada sahip olmayan ancak sizinle Arapça konuşan kardeşinize mi daha sıkı sarılırsınız yoksa sizinle aynı itikada sahip olan ancak sizinle Çince konuşan kardeşinize mi daha sıkı sarılırsınız?

Kendin de itiraf etmişsin işte, önemli olan dil değil kalptir.
 
K Çevrimdışı

Kuşçu

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Güçlü bir imana sahip olan ancak ibadetini Türkçe yapan biri mi yoksa zayıf bir imana sahip olan ancak ibadetini Arapça yapan biri mi Allah katında daha değerlidir?

Siz sizinle aynı itikada sahip olmayan ancak sizinle Arapça konuşan kardeşinize mi daha sıkı sarılırsınız yoksa sizinle aynı itikada sahip olan ancak sizinle Çince konuşan kardeşinize mi daha sıkı sarılırsınız?

Kendin de itiraf etmişsin işte, önemli olan dil değil kalptir.

Madem ki önemli olan kalptir de neden dini türkçeleştirmek yolunda tahrife gidiyorsun? Sen türkçe dua ettiğinde kimse sana illa ki duanı arapça yapacaksın diyor mu? Ama dinin bazı temelleri vardır ki onları kendine uyduramazsın.

Mesela ezanın nasıl olacağını peygamber gbelirlemiş. Sen ezanın türkiyede türkçe olması için bir hadis getir. Getir de görelim seni...
 
ي Çevrimdışı

يَعْقِلُونَ

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Hadi git tıp fakültelerinde Latince kelimeler yerine Türkçe kelimelerle eğitim istiyorum de..

Meal türkçe olabilir, Tefsir de türkçe olabilir. Ancak kuran arapçadır. ve bu dinin dili arapçadır. Bu dine mensub isek arapçayı reddetmek yerine öğrenmek zorundayız.


Senin takıldığın sorunun cevabını yine senin kendi cümlenle veriyorum:




Sen şu anki mevcut durumu anlatıyorsun. Kuranın mealini okumaktan beri olan, ŞIHların KÖLELERİNİN olduğu bir türkiyedeyiz.

Bunun nedeni sence Arapça mıdır? Yoksa Türkçe mi????





Arapçayı bilir isek tefsir ve meal esnasındaki anlam kayıpları ve ifade hataları daha az olur bizim için.
Şu aslında esas konu. Türklerin dili Türkçe mi olmalı. yoksa arapça mı. Arapça bilmeyen bir Türk olarak benim cevabım : arapça olmalıydı


Sayın highone
Sinir bozmaktan başka birşey yapmıyorsunuz.
Türkçe olimpiyatınız sizin olsun
Siz gidin istediğiniz dille okuyun yazın. Fesat çıkarmak için mi burdasın

Tıp fakültelerinde Türkçe kelimeler kullanılmasını desteklerim. Bilim dili Türkçe/Arapça olmaz, Latince olur gibisinden bir iddiam yok.

Kur'an'ın anlamları (meal) ve açıklamaları (tefsir) Türkçe olabilirse, Kur'an'ın emrettiği salat gibi ibadetler de Türkçe yakarışlarla gerçekleştirilebilir, değil mi? Arapça öğrenmeliyiz elbette. Arapçayı öğrenmezsek Kur'an'ı nasıl Türkçe'ye çevirebiliriz, değil mi?

Bugün insanların şıhların, hocaların köleleri olmalarının sebebi Arapça bilmemeleri ve Arapça bilmeden Kur'an'ı Arapçasından okumalarıdır. İşte bu yüzden Arapça'nın öğrenilmesini ve Kur'an'ın Türkçe'ye çevrilmesini savunuyorum.

Beni Türkçe olimpiyatları ile ilişkilendirerek de zan yapmış oluyorsunuz. Yam yam mısınız siz?
 
ي Çevrimdışı

يَعْقِلُونَ

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Madem ki önemli olan kalptir de neden dini türkçeleştirmek yolunda tahrife gidiyorsun? Sen türkçe dua ettiğinde kimse sana illa ki duanı arapça yapacaksın diyor mu? Ama dinin bazı temelleri vardır ki onları kendine uyduramazsın.

Mesela ezanın nasıl olacağını peygamber gbelirlemiş. Sen ezanın türkiyede türkçe olması için bir hadis getir. Getir de görelim seni...

Kardeşim, dini Türkçeleştirmeyi neden tahrif olarak görüyorsunuz? Ben yakarışımı, salatımı, çağrımı (ezan) Türkçe yaptığımda bazı Arapçılar bana bunları illa ki Arapça yapacaksın diyor. Dil, dinin temellerinden biri değildir. Dinin temelleri Tanrı'nın kesin buyrukları ve yasaklarıdır. Bunlar salat, savm ve sair şeylerdir. Dinin Arapça icra edilmesi gibi bir buyruk ve dinin Türkçe icra edilmemesi gibi bir yasak bilmiyorum ben.

Peygamber "ezanı (çağrıyı) Arapça yapın" mı demiş? Peygamber Çinli olsaydı ezanı yine "Allahu ekber" diye mi okuturdu?
 
K Çevrimdışı

Kuşçu

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Tıp fakültelerinde Türkçe kelimeler kullanılmasını desteklerim. Bilim dili Türkçe/Arapça olmaz, Latince olur gibisinden bir iddiam yok.

Kur'an'ın anlamları (meal) ve açıklamaları (tefsir) Türkçe olabilirse, Kur'an'ın emrettiği salat gibi ibadetler de Türkçe yakarışlarla gerçekleştirilebilir, değil mi? Arapça öğrenmeliyiz elbette. Arapçayı öğrenmezsek Kur'an'ı nasıl Türkçe'ye çevirebiliriz, değil mi?

Bugün insanların şıhların, hocaların köleleri olmalarının sebebi Arapça bilmemeleri ve Arapça bilmeden Kur'an'ı Arapçasından okumalarıdır. İşte bu yüzden Arapça'nın öğrenilmesini ve Kur'an'ın Türkçe'ye çevrilmesini savunuyorum.

Beni Türkçe olimpiyatları ile ilişkilendirerek de zan yapmış oluyorsunuz. Yam yam mısınız siz?

Sübhanallah, sen gerçekten de zır cahilsin.

Kur'an'ın bir harfi dahi değişmez olurken çeviri gibi şeylerin nasıl anlam kayıplarına neden olacağını bir hesap edin. Mesela:

Fatiha suresindeki "elhamdulillahi rabbilalemin" ayetini bilirsiniz, alemlerin rabbi olan Allah'a hamd olsun demektir. Bu ayet yerine "elhamdulillahi rabbissemawati welard", yerlerin ve göklerin rabbi olan Allah'a hamd olsun derken bile kuran bozulurken türkçede bir kelimeyle bir şeyin karşılığının olmadı ve bu yüzden birçok anlam kayıplarını, farklı manaları nasıl dinin temelini oluşturabilir?
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst Ana Sayfa Alt