bu kitaptan alıntıdır. benim hilafet görmemi göstermez. alıntı diye yazmamışım bu benim hatamdır.
Ayrıca her hilafet devleti gören kişi ye de bu şekilde bir tepki verilmez.
Şeyh Eymen , Şeyh Usame gibi Cihad önderleri de bir çok beyanatında "suqutu hilafetil usmaniyye" der ve şeri hilafet olarak gorduklerını dile getirirler.
ben sahsen Şeyh Nasır El-Fehd (hafizahullah)'in görüşünü benimsiyorum. bunu da ihtilaf konusu haline getirmemeye özen gösteriyorum..
"tilke ummetun qad khalet" ayeti gereğince...
Tepkimde herhangibi sorun olduğunu düşünmüyorum. Şeyh Usame'yi çok takıyorsunuz sanırım ondan Şeyh Usame'nin bir videodaki konuşmasında geçen 1 buçuk milyarlık müslüman nufusu nedense göz ardı ediyorsunuz yani işinize gelen şeyleri almış oluyorsunuz bu tavrınızla zira size göre dünyada 100 bin müslüman kalmıyor gördüğümce...
Gelelim hilafetin ardından laikliğe biat edenler hakkında verilen fetvaya. Bilmiyorum tarihsel bilgileriniz ne kadar doğru yani verilen fetvaların hangi ortamda verildiğinden haberiniz var mı?
Dediğiniz fetvanın tarihini yazmamıssınız ancak muhtemelen 1920'lerde verilmiş fetva olsa gerek.
Gelelim o zamanın siyasi yapısına. 2 etkin güç var biri osmanlı hanedanının desteklediği istanbul hükümeti, biri de anadoluda güçlenen mustafa kemal.
Mustafa kemal çeşitli kongreleri topladığı zaman istanbul hükümeti onu devre dışı etmek için zamanın şeyhulislamına çeşitli fetvalar yayınlattı. Ve elaziz valisi Ali Galib'i onu öldürmesi için görevlendirdi. Peki Mustafa kemal ne yaptı? Ankarada 120 kişilik müftilerden oluşan karşı fetva grubu çıkardı. Tamamen siyasi olan bu fetvalar halkın desteğini almak içindi.
Açıp Tbbm'nin açılışındaki konulara bakarsan mustafa kemalin ne kadar dini sömürdüğünü anlarsın. En basit örnek vereyim; açılışı Kuran'ı Kerim ile yapma, ardından kurban kesme, ardından cumaya toplu gidip arkadasın halifeye toplu dua etme.
Evet mustafa kemal bunu yaparken istanbul hükümeti yani osmanlı devletinin şeyhulislamları sütten çıkmış ak kaşık değil.
Buraya daha önce gelen özellikle kaplan cemaatinden kardeşlerime bu bilgilerini hep sorgulamışımdır ve hiç biri daha osmanlıda demokrasinin 1920 ler değilde ta 17-18 yuzyılda yapılan yeniliklerle yapılan değişiklerden haberleri yok.
Öncelikle 2*2=4 eder ; osmanlı devletinde hilafet yoktu. Osmanlı Devletin de saltanat vardı..
Bakın bu saltanatın gelişimini anlatım size;
Osman bey zamanın beylik olarak devlet kuruldu. O zamanın türk beylikleri genelde birbirleriyle çekişirken osman bey zekası ile ve stratejik durumdan dolayı kafirlerle uğraştı. Onun sadece kafirlerle olan cihadı diğer türk beyliklerinin sempatisini kazandı.
Osman bey zamanında kısaca devleti kut anlayışı ile yönetmek ve devlet hükümdarın sülalesinindir anlayışı vardı.
Kut anlayışını eski türk devletlerinin kaynaklarına bakarak öğrenebilirsin aynı gelenek osmanlının sonuna kadar devam etti.
Sultan murad zamanına gelince, sultan ülke hükümdarın sülalesinin değil , babamın malıdır dedi.
Daha sonra yapılan değişiklerlede devlet ailenin değil padişahın malıdır anlayışı geldi.
Ve Fatih sultan mehmed, çoğu türkün övündüğü bu padişah islama tamamen ters olan kardeş kanı akıtmayı helal gören kanunu dönemin şeyhulislamına zorla yada uygun buldurtarak yaptırdı.
Peki daha sonra ne oldu?
Padişahların bu kadar populer olması için çeşitli adımlar atıldı. Sırf ileride yada dönemde kavga çıkmaması için yönetime yani seyfiyye grubuna müslüman aile çocukları değilde devşirme çocukları getirildi. Neden çünkü müslüman ailenin bir sülalesi olur ve o kişi baştayken o sulaleyi destekleye destekleye büyür ve sonunda ülkeyi ele geçirir korkusuyla müslümanlar devlet yönetiminden uzak tutuldu. Kafirlerin çocukları devşirilerek (müslüman yapılarak) yetiştirilip sadrazamanlığa kadar getirildi. Zaten osmanlının tüm sadrazamları genelde devşirme ve özellikle son yüzyıllarda bu sadrazamların rolleri padişahın üstüne çıkmıştır.
Bu padişahlar öyle tutkuluki kendilerine eş alırken bile türk eşlerinden uzak duruyorları, güzelliği ve fiziği nedeniyle kırım hanlığından kız alıyorlardı. (bu yüzden kırım hanlığı vergi vermiyordu sadece savaş zamanında gerekli olursa asker yolluyorlardı) Evet kadın deyip geçmeyin güzel ancak salak olan bu kadınlar ülkenin yıkılmasında önemli bir süreç yaşattırmışlardır.Bu da ayrı konu.
Yavuz sultan selim ile ellerine geçen söz de halifelik (zira bu halifelik değil saltanattı) islam birliğinin başının osmanlı olmasını sağladı. Bakın şeyhulislamın siyasi durumu da bu olaydan sonra şekillenmiştir. Daha önce dinavda söz sahibi olmayan şeyhulislam halifeliğin ele geçmesiyle otoritesi de arttı.
Gelelim osmanlıdaki anayasaya...
İlk anayasa olarak bilinen senedi ittifak ...Bunu araştırdınız mı?
Şuan Tayyip erdoğan nasıl ki ülkenin zenginlerini daha zengin ediyor ve gariban yoksuk halkı daha çok eziyorsa osmanlıdaki senedi ittifak bundan daka kötü idi.
Senedi ittifak padişah ile ülkenin ayanları ile yapılan bir anlaşma idi. Kim bu ayanlar.
Osmanlı toprak sisteminde ülke toprağı genelde devletindi.Devlet oraya tımar verir ve o tımar asker vs yetiştirir karşılığında halkdan vergi alırdı. osmanlı devleti gelirleri azalında daha toprak işlenmeden toprağı peşin para ile vergileri toplatılmak üzere ayanlara satıldı.Ayanlar ne yaptı. Babasının hayrına , hilafet düşmesin diye değil halkı resmen sömürdüler.
Merak ediyorum şeyhulislamlar o zaman neredeydi.
Daha sonra Sultan Abdulmecid döneminde önce tazminat daha sonrada ıslahat fermanı yapıldı. Kısaca yazım ne oldu. O dönemde osmanlı devletinde kafir olarak yaşamak , müslüman olmaktan daha iyiydi(ticari anlamda)
kafirler vergi vs vermezler dışarıdan hertürlü mal girer, ancak yerli müslüman halk ağır vergi altında ezildi.
Merak ediyorum o zamanın şeyhulislamları neredeydi?
Daha sonra ne oldu. Ülke bu yüzden hep geriledi. padişah dini değilde koltuğunu düşündü sırf başda ben kalayım diye sultanlar ilk meşrutiyeti yayınladı tabii ardından 93 harbi bahane edilerek kapatıldı.
Peki meşrutiyette ne vardı.
1- Halkın seçtiği milletvekilleri (günümüzdeki seçimler)
2- padişahın mutlak atadığı ayanlar
mutlak güç padişahda idi. yasaları vekiller yapar padişah onaylardı.
yani adına demokrasi dediğiniz seçimle iş başına getirmeyi mustafa kemal getirmedi ilk bunu getiren osmanlıdır. ve o zamanda avrupa hayranlığı vardı çıkan anayasalar onlara benzetildi.
1908 deki 2.meşrutiyetle ayanların ve padişahın otoriteside gitti ülke tamamen milletvekillerin yani ittihat terakkinin eline geçti.
daha sonra malum 1. dünya savaşı.
ve daha sonra ülke bölündü.
Ve sorunun başına geldik.
Anadoludaki yapılanmayı bastırmak için padişah istanbulda şeyhulislama her türlü fetvayı verdirdi. Ancak mustafa kemal siyasi daha güzel yaptı en başda direnişi padişah adına halife adına yaptığını dedi ardından karşı fetva grubu hazırlatarak padişahın otoritesini yıktı..
Bak olaylar hep bir süreç sana küçük bir olaydan bahsedim..
1922 saltanatın kaldırılma yılı. Kaldıran kim Tbmm.. Nasıl kaldırıldı peki milletvekilleri hala padişah yanlısı olurken bu nasıl oldu.
Mustafa kemal oylama öncesi bir yazı dağıttı milletvekillerine bi kaç maddeden bahsedim..
1- Biz anadoluda ülkeyi düşmanlardan temizlemek için uğraşırken padişah ne yaptı. İngilizlerle birlik oldu bizim yapılanmamızı bozmaya çalıştır.
2- Biz ülkeyi kurtarırken o ne yaptı , mondros anlaşmasını ardından yapılan barış anlaşmasında ülkeyi düşmanlara sattı.
3- Halk perişanken o hala kendi koltuğunu kurtarma çabasındaydı...
Evet bundan daha anlamlı maddeler vardı aklımda kalanlar bunlar.
Gerçekden son imzalanan anlaşmada orta anadoluda bir kaç il osmanlıya bırakılmış onlarda ağır vergi ile ülke varlığını koruyacakdı.
Evet merak ediyorum o zaman şeyhulislam neredeydi.
Yani sen o dönemde yaşasaydın büyük ihtimal sende mustafa kemalin rüzgarına kapılacaktın.
Şimdi sen bana hilafet diye getirdiğin ülkedeki şeyhulislamın fetvasını getiriyorsun.
Bende size diyorum ki kusura bakmayın;
Nerede hilafet, nerede şeyhulislam..
2*2=4 ettiği gibi osmanlıdaki bu şeyhulislamlar vesilesi ile ülke sofizmin altına girdi ve tasavvufçuluk ülkenin politikası haline geldi. Tasavvufçuların ülkenin içindeki etkin yapısınıda istersen anlatırım.
Taa en başdan osman beyin tarikat şeyhi kızını almasından, ülkedeki ahi teşkilatlanmasına vs sonuna kadar çıkar.
Yani osmanlı devleti şeyh usamenin gönlünde ayrı yer tutması Allahu alim , ya osmanlının devamlı kafirler (haçlılarla uğraşması) yada bu konulardaki bilgisizliğinden ileri geliyordu. O zaman da ben de yaşasam bende kafirlerle savaşmak isterdim bende haçlılarla savaşmak isterdim.
Ancak güzel yapılan şeyler içindeki pislikleri örtmez.
Fatihin kurana ters bir hükmü açık açık yapması ve bunla halen hala gurur duyan insanların olması, koltuk uğruna ülkeyi korumak adına avrupadaki demokrasinin yavaş yavaş ülkeye sokulması beni kandırmaz...
Dediğim gibi nereden fetva getirdiğinizi bilin de getirin.
Şeyh usamenin de her sözüne itimatınız varsa 2002 yılı olması lazım bir videosunda dünyada 1 buçuk milyar müslüman nufusdan bahsediyor buyrun bunu da içinize sindirin.