Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

vuslat

M Çevrimdışı

miraç burak

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Allah a ortak koşanlar hiç şüphesiz kafirdir bu hükümü ben yada o başkası vermiyor Allah kitabında böyle bildirmiş ben ne yapabilirim sen kafir sen bize düşen uyarmakdır sen uymayıp bu sapıklıkda ısrar edeceksen sana hidayet edecek halimiz yok şüpheciyim ama kimseye sui zan da bulunmam hata ile bulunursamda helallık alırım özür dilerim şirk kini açıkca anlatıyorsun zaten şirk i sahipleniyorsun bu bizi Allaha yaklaştıran vesiledir diyrosun kuranmeallerine google haberi diyorsun yine aynı kişinin yapmış olduğu mealin Allaha yaklaşmak için vesile arayın ayetine iman ediyrosun bizim vesilemiz ölü ve canlı putlardır diyorsun işine gelmeyen ayetlere yaptıkalrının şirk ve kafirlik olduğunu söyleyen ayetlerede google haberi diyrosun yoksa sen kuran ın bir kısmına iman ediyor bir kısmına iman etmiyrosmusun. sen kafirleri acıyor ve sevgi duyuyorda olabilirsin biz müslüman oalrak kafirleri ayırmayı onlardan nefret edip onalra karşı sert olmakla emrolunduk sen ariel şarona kafir diyememişsen bu benim sorunum değil senin sorunundur ben sadece müslümanları seviyorum msülümanlarla yardımlaşıyorum Allah a ortak koşan kafirlere sevgi duyacak değliim bu google haberini izle ve iman et yaptığın bu işlere tevbe et nipe put perestler msülüman oldu kimse ego meselesi yapma bende senin gibiydim bir zmanlar tevbe et putları red et
 
V Çevrimdışı

vuslat*

Üye
İslam-TR Üyesi
Allah a ortak koşanlar hiç şüphesiz kafirdir bu hükümü ben yada o başkası vermiyor Allah kitabında böyle bildirmiş ben ne yapabilirim sen kafir sen bize düşen uyarmakdır sen uymayıp bu sapıklıkda ısrar edeceksen sana hidayet edecek halimiz yok şüpheciyim ama kimseye sui zan da bulunmam hata ile bulunursamda helallık alırım özür dilerim şirk kini açıkca anlatıyorsun zaten şirk i sahipleniyorsun bu bizi Allaha yaklaştıran vesiledir diyrosun kuranmeallerine google haberi diyorsun yine aynı kişinin yapmış olduğu mealin Allaha yaklaşmak için vesile arayın ayetine iman ediyrosun bizim vesilemiz ölü ve canlı putlardır diyorsun işine gelmeyen ayetlere yaptıkalrının şirk ve kafirlik olduğunu söyleyen ayetlerede google haberi diyrosun yoksa sen kuran ın bir kısmına iman ediyor bir kısmına iman etmiyrosmusun. sen kafirleri acıyor ve sevgi duyuyorda olabilirsin biz müslüman oalrak kafirleri ayırmayı onlardan nefret edip onalra karşı sert olmakla emrolunduk sen ariel şarona kafir diyememişsen bu benim sorunum değil senin sorunundur ben sadece müslümanları seviyorum msülümanlarla yardımlaşıyorum Allah a ortak koşan kafirlere sevgi duyacak değliim bu google haberini izle ve iman et yaptığın bu işlere tevbe et nipe put perestler msülüman oldu kimse ego meselesi yapma bende senin gibiydim bir zmanlar tevbe et putları red et



selamünaleyküm yavvv sen ne edepsiz adamsın allah allah derdin ne kardeşim bana kafir deyiy duruyorsun ben konuyu kapatıyorum sen açıyorsun
zorun varsa özelden yaz ben senin baban yaşında adamım edebini takın şu kafir lafını bırak sürekli dinden çıkıyorsun haberin yok sırf sen dedindiye googledeki yazıları kabul etmek zorundamıyım aman yarabbi zamk gibi yapıştın yakama sen günahkarla kafiri ayır edemiyecek kadar cahil bir insansın biraz kitap karıştırmanı tavsiye ederim
kerdeşim allah allah
 
M Çevrimdışı

miraç burak

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
YUNUS suresinden rabıtanın ve yetiş yaa gavs demenin delilleri


18 - Allah'ı bırakıyorlar da, kendilerine ne fayda, ne de zarar verebilecek olan şeylere tapıyorlar ve "Bunlar bizim Allah katında şefaatçilerimizdir." diyorlar. De ki, "Siz Allah'a göklerde ve yerde O'nun bilmediği bir şeyi mi haber veriyorsunuz?" Allah onların ortak koştukları şeylerin hepsinden münezzehtir.


21 - İnsanlara dokunan bir sıkıntıdan sonra kendilerine bir rahmet tattırdığımız zaman, âyetlerimiz hakkında derhal bir takım hilekârlıklara girişirler. De ki: "Allah'ın hilesi daha çabuktur. Haberiniz olsun ki elçilerimiz yaptığınız hileleri yazıp duruyorlar".



28 - O gün ki, hepsini mahşere toplayacağız, sonra da o şirk koşanlara "Haydi yerlerinize! Siz de, ortak koştuklarınız da!" diyeceğiz. Artık aralarını iyice açmışız. O ortak koştukları şeyler, "Siz bize tapmıyordunuz ki." diyecekler.


29 - "Şimdi sizinle bizim aramızda şahit olarak Allah yeter. Sizin bize ibadet ettiğinizden bizim haberimiz yoktur" (diyecekler).

30 - İşte burada herkes geçmişte yaptığını bulacak. Ve gerçek mevlaları olan Allah'a döndürülecekler. İftira edip uydurdukları şeyler de kendilerinden büsbütün uzaklaşıp gidecek.


31 - De ki, "size gökten ve yerden kim rızık veriyor? O, kulaklara ve gözlere hükmeden kim? Ölüden diriyi, diriden ölüyü çıkaran kim? İşleri idare eden kim?" Hemen "Allah'dır" diyecekler. De ki, "O halde Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız?"

32 - İşte o Allah sizin gerçek Rabbinizdir. Gerçeğin dışında sapıklıktan başka ne vardır? O halde haktan nasıl çevriliyorsunuz?


34 - De ki: "Allah'a eş tuttuğunuz ortaklarınızdan, önce yaratıp, sonra da onu çevirip yeniden diriltecek var mı?" De ki, "Önce yaratıp, sonra da onu yeniden yaratacak olan Allah'dır. O halde nasıl yoldan saptırılıyor, döndürülüyorsunuz?"


36 - Onların birçoğu zandan başka bir şeye uymaz. Zan ise haktan hiç bir şeyin yerini tutmaz. Şüphesiz ki, Allah onların ne yaptıklarını bilir.


39 - Hayır. Onlar bilgileriyle kavrayamadıkları, te'vili de kendilerine hiç gelmemiş olan bir şeyi yalan saydılar. Bunlardan önce gelip geçenler de yine böyle inkâr etmişlerdi, amma bak zalimlerin akıbeti nasıl oldu.

55 - Haberiniz olsun ki, göklerde ve yerde ne varsa Allah'ındır. Açın gözünüzü, Allah'ın vaadi muhakkak ki, haktır, gerçektir. Lâkin onların çoğu bunu bilmezler.

66 - Açın gözünüzü! Göklerde kim var, yerde kim varsa hep Allah'ındır. Allah'dan başkasına tapanlar dahi, Allah'a ortak koştuklarına uymuş olmuyorlar, ancak zanna uymuş oluyorlar. Ve yalandan başka bir şey söylemiyorlar.



95 - Ve sakın Allah'ın âyetlerini inkar edenlerden olma, sonra hüsrana uğrayanlardan olursun.


101 - De ki: "Göklerde ve yerde olup bitenlere dikkatle bakın!" Fakat o uyarmalar ve o âyetler, iman etmeyen bir kavme fayda vermez ki!


04 - De ki: "Ey insanlar! Eğer benim dinimde bir şüpheniz varsa, şunu bilin ki, Allah'ı bırakıp da sizin taptıklarınıza tapmam. Lâkin sizin de canınızı alacak olan Allah'a taparım. Bana müminlerden olmam emredilmiştir".

105 - "Ayrıca yüzünü tevhid dininden ayırma ve sakın müşriklerden olma!" (diye emrolundum).

106 - "Ve Allah'dan başka, sana faydası da, zararı da dokunmayacak olan şeylere yalvarma! Eğer yalvarırsan, o zaman hiç şüphesiz sen zalimlerden olursun.


108 - De ki: "Ey insanlar! İşte size Rabbinizden hak geldi. Artık kim hidayeti kabul ederse kendi canı için kabul etmiş olur. Kim sapıklık ederse kendi zararına sapıklık etmiş olur. Ve ben sizin üzerinize vekil değilim."
 
V Çevrimdışı

vuslat*

Üye
İslam-TR Üyesi
selamünaleyküm
anladım sen yapıştın yakama benimle cedelleşmek istiyorsun hımmmmmmmm
sen bu ayetleri anladın ve yorumladın biliyorsun yani helal vala
ben alimin bu işten anlarım dyorsun yani peki

ama okuyacaksın ozaman
eğer ayetinne anlatmak istediğini ve ve anlam cıkaracaksan bir önceki ayetinde ne dediğine bakman gerekir
yunus suresi ayet17 , 18 ben sana açıklayayım


17- Allah'a hakkında yalan uydurup iftira edenden ve O'nun ayetlerini yalanlayandan(22) daha zalim kimdir? Şüphesiz O, suçlu-günahkârları kurtuluşa erdirmez.(
18- Allah'ı bırakıp kendilerine zarar vermeyecek, yararları da dokunmayacak şeylere kulluk ederler ve: "Bunlar Allah katında bizim şefaatçilerimizdir" derler. De ki: "Siz, Allah'a göklerde ve yerde bilmediği bir şey mi haber veriyorsunuz?(24) O, sizin şirk katmakta olduklarınızdan uzak ve yücedir."

ayetlerin açıklaması
22. Yani, "Eğer vahyolunan bu ayetler Allah'tan değilse ve onları ben uydurup da O'ndan geliyormuş gibi aktarıyorsam, benden daha günahkar kimse olamaz. Aynı şekilde eğer bu ayetler gerçekten Allah'tansa ve sizler bunu reddediyorsanız sizden daha günahkar kimse olamaz.
23. Bazı akılsızlar yanlış bir istidlal sonucu bu ayetten yanlış sonuçlar çıkarıp "felah"ın anlamını "uzun ömür"le yahut "dünyevi başarı"yla sınırlandırırlar. Onlara göre bu ayet kesin biçimde "günahkarlar asla başarılı olamaz" gibi bir anlama gelmektedir. Bu önermenin tersini düşündüğümüzde, "başarılı olan günahkar olamaz" önermesinin de doğru olması gerekir. Bundan da şu çıkar ki, bir iddiacı, peygamberlik iddiasından sonra uzun yahut müreffeh bir hayat sürerse veyahut da kavminden iyi bir mukabele görürse gerçek bir peygamber olduğuna hükmedilir(!) Çünkü onların mantığına göre sahte bir peygamber olsaydı, kesinlikle başarılı olamazdı. Hatta öldürülür, açlıktan ölüme terkedilir yahut da, istediği kadar peygamber olduğunu öne sürsün görevinde başarısız addedilirdi.
Fakat az bir düşünmeyle anlarız ki, bu "delil" daha ilk bakışta yanlıştır. Bir kere her önermenin tersi her zaman doğru olmaz. İkinci olarak, Kur'an felah kelimesini böyle sınırlı bir anlamda kullanmaz. Üçüncü olarak da Allah bu kelimeyi, ilahi mühlet verme yasasının kapsamındaki günahkarların durumlarıyla ilgili olarak kullanmaktadır.
Şimdi meseleyi ayrıntılarıyla inceleyelim. "Kuşkusuz mücrimler başarıya ulaşamaz" ifadesi gerçek peygamberi, sahtesinden ayırmak için mi'yar (ölçüt) koyma anlamında kullanılmamıştır. Yani peygamberlik iddia eden biri "başarılıysa" makbul, değilse merduttur biçiminde bir ölçüden sözedilmiyor bu ifadede. İşin aslı şudur: Bu kelimeler şunu bildirmek üzere Hz. Rasul'un (s.a) dilinde yer almıştır: Kesinlikle biliyorum ki mücrimler asla felaha (gerçek başarıya) ulaşamaz. Bu yüzden ben yalancı peygamberlik iddiasında bulunmak gibi bir suç işleyemem. Zira siz, Allah'ın gerçek peygamberi olan beni, yalanlamak gibi bir günah işliyorsunuz.
Bir diğer mesele, felah kelimesinin "dünyevi başarı" gibi sınırlı bir anlamda kullanılmadığı idi. Aksine felah, her ne olursa olsun, yani peygamberlik iddiasında bulunan başlangıçta kazansın ya da kaybetsin hiç kayba düçar olmayan kesintisiz bir "başarı"ya dalalet eder. Buna karşılık sahte bir iddiacının büyük bir halkı yanlış yola çağıran dünyevi "başarı"ya ulaşması gayet mümkündür ve onun dalaleti pekala yaygınlaşabilir de. Ne var ki bu, Kur'an'ın ıstılahlarına göre "başarı" (felah) değildir, aksine mutlak bir başarısızlıktır. Diğer taraftan Hakka çağıran birinin de anlatılmaz elemlere düşmesi, yanlış yoldakilerin işkencelerine maruz kalması ve hiç kimseyi Hakikat'ın saflarına çekemeden bu dünyayı terketmesi pekala mümkündür. Fakat bu Kur'an'ın ıstılahına göre bir başarısızlık değil, gerçek bir başarı olacaktır.
(Yukarıda sözünü ettiğimiz) diğer mesele, "İlahi mühlet verme yasası"nı hesaba katmayan akılsızların yanlışlarını reddetmektedir. Bu yasa sahte peygamberin uzun bir "başarılı" hayat sürmesinin, gerçek bir peygamber olduğuna delalet etmeyeceği ile ilgilidir.
Allah'ın suçluları cezandırmada acele etmediği ve yollarını bağlamak için onlara mühlet verdiği Kur'an'ın bir çok yerinde açıklanmıştır. Hatta onları sapıklıklarında serbest bırakır ki, bu mühleti kötü kullansınlar ve daha da bozguna uğrasınlar. Kimi zaman da onlara daha "müreffeh" bir hayat sunar ve böylece onların, kalblerinde gizledikleri tüm kötülüklerini açığa çıkarmalarını ve kötü amelleri yüzünden uğrayacakları azaba tam anlamıyla layık olmalarını sağlar.
"İlahi mühlet verme yasası" diğer suçlular üzerinde hükümran olduğu gibi, yalancı peygamberlerin durumuna da vaziyet eden bir yasadır. Ve bunun bir istisnasının olması için hiç bir neden yoktur. Nitekim suçluların en büyüğü Şeytan'a Kıyamet Günü'ne kadar her türlü saptırma faaliyeti için mühlet verilmiştir. Ayrıca sahte peygamberlik iddiasına kalkışıp da kendisine mühlet tanınmamış hiç bir istisnai örneğe rastlanmaz.
Kur'an'ı böyle tersinden yorumlayanlar son bir çare olarak Hâkka Suresi'nin 44-47. ayetlerine müracat ederler: "Eğer Muhammed kendinden birşeyler uydurup da Bize isnad etseydi, şu muhakkak ki, onun elini kıskıvrak kavrar da şahdamarını kesip koparıverirdik". Fakat bu anlamıyla ayetler onların iddialarına karşılık olmuyor; çünkü ihtiva ettiği anlam yalnızca şudur: "Eğer Allah tarafından tayin edilmiş bir peygamber, Allah'a uyduruk birşey isnad ederse hemen kıskıvrak alıkonur." Bu yüzden sözkonusu ayetlerden kalkarak kıskıvrak kuşatılmayan bir sahtekarın durumundan, gerçek bir peygamber olduğu sonucunu çıkarmak bir kafa karışıklığından başka bir şey değildir. Akılları sıra, bu ilahi kural (mühlet kuralı) sahtekarlara değil de gerçek peygamberlere uygulandığına göre, şahdamarı koparılmayan bir sahtekar gerçek peygamber olmalıdır. Bu noktayı kavramak için, hükümet memurlarının durumunu ele alalım. Apaçıktır ki, hükumet memurları için öngörülmüş olan kural ve düzenlemeler yalnızca bu memurlar içindir. Olmayanlar için değil. Memur olmadıkları halde kendilerini hükumet memuruymuş gibi göstermeye, tanıtmaya çalışan sahte memurlar diğer suçlular gibi ceza hukukuna göre hüküm giyerler, memurlar kanununa göre değil. Dolayısıyla bu ayetlerin yer aldığı bağlam şunu açıkça gösterir ki, vurgulanmak istenen, nübüvvet iddiasına sahip herhangi birinin gerçek bir peygamber mi, yoksa sahte peygamber mi olduğuna dair herhangi bir mi'yar (ölçüt) değildir. Nitekim 43'üncü ayetin devamında gelen ayetlerde mealen şöyle denilmektedir: "Bu alemlerin Rabbinden indirilmiş bir vahiydir. Eğer Muhammed (s.a) bunu uydurup da bize isnad etmiş olsaydı, onu şöyle şöyle yapardık." Dahası gerçek bir peygamber, sahtesinden yüksek karakteri, asıl misyonu ve biricik mesajı ile kolayca ayrılabilir. Dolayısıyla, peygamberin gerçeğini sahtesinden ayırmak için böyle akıl dışı ve gayri tabii standartların üzerinde durmaya gerek yoktur.
24. Arzıhallerini Allah'a sunacak hiçbir şefaatçinin olmadığını söylemenin en güzel yolu budur. Çünkü "herhangi birşey" Allah'ın ilminde değilse bu demektir ki o zaten yoktur; zira göklerde ve yerde varolan herşey Allah'ın ilmi dahilindedir.

bu bir sen deşeledin
ben yazayım ama abilerin kızacakdemedi deme
 
V Çevrimdışı

vuslat*

Üye
İslam-TR Üyesi
21- İnsanlara, şiddetli bir sıkıntı dokunduktan sonra, bir rahmet dokundurduğumuz zaman, ayetlerimiz konusunda hileli bir düzen kurmak(29) (bir entrika geliştirmek) onlar için (bir alışkanlık ve kötü bir edinim) dir. De ki: "Düzen kurmada (karşılık vermede) Allah daha hızlıdır. Şüphesiz, bizim elçilerimiz, sizin 'geliştirmekte olduğunuz düzenleri' yazmaktadırlar."(30)

açıklaması
. Yani "Allah bana neyi vahyediyorsa ben size onu söylüyorum. Fakat Allah'ın vahyetmediği şey hem benim hem de sizin için "gayb"tır. Ve onu ifşa etmek ya da etmemek bütünüyle Allah'a kalmış bir şeydir. Şimdi, Allah'ın göndermediği vahye, o göndermeksizin inanmıyacaksınız. Beklemelisiniz. Ben de bekleyeceğim ve ısrarla talep ettiğiniz şeyin (mucize) karşılanıp karşılanmayacağını göreceğim.
29. Onlar, kendilerine ceza olsun diye maruz bırakıldıkları "kıtlık ayeti" ardından dolaplar çevirmeye başladı. Bu ayet de ll. ve 12. ayetlerde belirtilen şeyin benzerini ima etmektedir: "Tekrar aynı ayetle karşılaşmayı nasıl istersiniz?" Oysa daha geçenlerde sizlere "kıtlık ayeti" gösterilmemiş miydi? O zaman tanrılarınızdan yardım istemiştiniz de boşa çıkmıştı. Güya onları Allah'la aranızda şefaatçı bellemiştiniz ve onların sahte kudsiyetlerine (!) yönelttiğiniz dilekler güya kıtlığın üzerinizden kalkmasını sağlayacaktı. Fakat daha ilk tecrübenizde ilah diye isimlendirilenlerin kesinlikle hiçbir güce sahip olmadığını bizzat öğrendiniz. Bu yüzden tüm kudretin Allah'ın elinde olduğuna ikna olunca O'na döndünüz ve O'ndan yardım istediniz. Bu tecrübe Hz. Muhammed'in (s.a) mesajının Hak olduğuna sizi inandırmaya yetmeliydi zira (Rasul'un) öğrettiği temel gerçek zaten buydu. Bu ayetten ders çıkaracak yerde, kıtlık atlatılır atlatılmaz ve gökten bereketli yağmurlar iner-inmez gerçeği saptırmak için düzenler kurmaya başladınız. Kıtlığın sebebiyle ilgili türlü düzme açıklamalar getirmeye yeltendiniz ve bu düzmeler, sonunda Tevhid Öğretisi'nden "kaçıp" şirkinize yapışmanızla neticelendi.
Bu ayet, kıtlık gibi büyük bir işaretten ders almayan bir topluluğu, hiçbir işaretin (ayet) ikna edemeyeceği anlamını içerir. Bu yüzden onlara herhangi bir ayet (işaret, mucize) göstermenin bir yararı yoktur.
30. "Allah düzen (plan, mekr) kurmada sizden daha hızlıdır..." şu demektir: "Kıtlık ayetinin delalet ettiği anlamı, bu ayeti teslim etmenin ihtiva ettiği gerçeklerden yakayı kurtarmak niyetiyle belli istisnalar bulabilmek ve isyancı tavırlarınızı sürdürmek için saptırmaya çalışırsanız, Allah düzenbaz yöntemlerini devre dışı bırakmak üzere kendi planını (mekr) devreye sokmada çok daha hızlıdır. Sizi kendi dalaletinizde serbest bırakacak; hatta size dünyevi bir refah da sunacak; bu refah, genişlik sizleri aldatacak ve size pek yanınızda bekleyen akıbeti unutturacak ve böylece de kaygısız bir bağışıklıkla günahlar işleyeceksiniz ve kalblerinizde bulunan şeyler sizi hoşnud edecek. Fakat O'nun melekleri amellerinizi, (ölümünüzden sonra dava edilmek üzere önünüze konacak amellerinizi) kayıt ve muhafaza etmeye devam edecekler. Sonunda ise sizlere ölüm gelir ve hesap vermek üzere Allah'ın huzuruna sürülürsünüz.
 
V Çevrimdışı

vuslat*

Üye
İslam-TR Üyesi
28- O gün, onların tümünü bir arada toplayacağız, sonra şirk katanlara: "Yerinizden ayrılmayınız; siz de, şirk koştuklarınız da" diyeceğiz. Artık onların arasını açmışızdır.(36) Şirk koştukları derler ki: "Siz bize ibadet ediyor değildiniz."

açıklaması
Yani, "Onların melekler, cinler, ruhlar, atalar, nebiler, azizler, şehidler vs. gibi Allah'a şirk koştukları ve yalnızca Allah'ın olan hakları kendilerine devrettikleri ilahlar, tutup kendilerine tapanlardan ayrılacak şöyle diyecekler: "Sizin bize taptığınızdan haberimiz bile yoktu. Çünkü sizin bize yönelttiğiniz ta'zim, saygı, tebcil, hayranlık, dikkat, prestij, sadakatten hiçbiri, bize sunduğunuz ibadet, başvuru, rica, dilek ve adaktan hiçbiri, adımıza yaptığınız secde, rüku, zikir, dini hizmet, dini tören, toplantılardan hiçbiri bize ulaşmadı."
 
M Çevrimdışı

miraç burak

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
zaten size göre mekke fetih edildi putlar kırıldı ve şirk bitti o günki putlara yapılan ibadetle bu gün gavs denilen adamlara yapılan ibadet aynıdır emice ben senlen cebelleşmiyorum ayetelride yorumlamıyorum bunlar apaçık ayetlerdir ayetleri evirip çevirip işinize geldiği gibi yorumlayan sizlersiniz mekkedeki put perestler bu putlar bizi yarattı demiryoalrdı ki siz bu gün gavs için ne idda ediyrosanız onlarda aynısını idda ediyorlardı demekki imanda, akılda yaşa ve tahsile bakmıyormuş 15 yaşındaki kırsal kesimde dağlarda yaşıyan çocuklar bile tevhidi anlıyabilrken sizin gibi koskoca 40 yaşında tahsilli bir kişinin anlyamamsına şaşmamak gerek sonuçda çinde ve japonayda nice 60 yaşıdna insanlr var prof ama budist .
 
V Çevrimdışı

vuslat*

Üye
İslam-TR Üyesi
29- "Bizim ile sizin aranızda şahid olarak Allah yeter. Gerçekten biz, sizin ibadetinizden habersizlerdik."


6. Bazı müfessirler () ibaresinin asıl anlamı hakkında şu görüşü ileri sürerler: "Biz, kendi aralarında herhangi bir ilişkinin varolduğunu gösteremesinler diye aralarındaki her türlü bağlantı ve münasebeti keseceğiz." Oysa bu, ibarenin Arapça'daki şu anlamına zıttır: 'Onları birbirinden ayıracağız" yahut şu anlamına: "Aralarına bir mesafe koyacağız". İbareyi, "Aralarındaki uzaklık ve yabancılığı kaldıracağız" biçiminde çevirmemizin nedeni budur. Yani, müşrikler ve ilahları birbiri önünde karşılıklı duracak ve böylece birbirlerine olan karşılıklı nisbetin mahiyetini anlayacaklar." Müşrikler taptıkları şeyler hakkındaki tüm gerçeği böylece bilmiş olacaklar ve ilahları da kendilerine tapanlar hakkındaki herşeyi (karşılıklı görerek) öğrenecekler
 
M Çevrimdışı

miraç burak

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
açık bir ayeti anlıyamıyorsan aha oku ORTAKLARINIZ VE ARACILARINIZ NEREDE
28- O gün insanların hepsini biraraya toplarız da sonra bize ortak koşanlara, "Siz ve koştuğunuz ortaklar olduğunuz yerde kalınız " deriz. Sonra onları birbirinden ayırırız. O zaman bize ortak koşulan putlar, ortak koşanlara şöyle derler: "Siz bize tapmıyordunuz. "
29- Aramızda şahit olarak Allah yeterlidir. Gerçekten sizin bize taptığınızdan haberimiz yoktu.
30- İşte orada herkes geçmişteki her davranışının yararını ve zararını somut olarak görür, insanların tümü gerçek sahipleri olan Allah'a döndürülürler ve yakıştırdıkları düzmece ilahlar yanlarından kayboluverir.
İşte kıyamet sahnelerinden birinde şefaatçıların ve ortakların durumu böyle dile getirilmektedir. Bu canlı bir sahnedir. Ortak koşulanların şefaatçıların, kendi kullarını Allah'ın azabından koruyamayacaklarını, onları korumaya ve kurtarmaya güç yetiremeyeceklerini soyut bir haber olarak vermekten çok daha etkilidir.
Bunların hepsi toptan Mahşer yerine gidecektir... Kâfirler de ortak koşulanlar da... Onlar, bunların Allah'ın ortakları olduklarına inanıyorlardı. Fakat Kur'an onlara, `kendi ortakları' adını veriyor. Böylece bir taraftan bu düşünceyi küçümsüyor, bir taraftan da bu ortakları kendilerinin icad ettikleri ve onların hiçbir zaman Allah'a ortak olmadıklarına işaret ediyor.
Bunların hepsine, kâfirlere ve koştukları ortaklarına birden şu ferman çıkıyor:
"Siz ve koştuğunuz ortaklar olduğunuz yerde kalınız."
Olduğunuz yerde durun! Onların kendi yerlerinde çakılıp kalmış olmaları gerekir! Çünkü bugün emir, uygulama içindir. Sonra onlara ve ortak koştuklarını birbirinden ayırırlar ve aralarına bir engel koyarlar.
"Sonra onları birbirlerinden ayırırız."
O zaman kâfirler konuşamazlar. Yalnız ortaklar konuşurlar. Kendilerinin, bu cinayetten ve bu kâfirlerin Allah ile beraber veya Allah'ı bir yana bırakarak kendilerine tapmış olma cinayetinden habersiz olduklarını açıkça ortaya koymak için, kâfirlerin kendilerine taptıklarını bilmediklerini ve anlamadıklarını, hissetmediklerini ilan etmek için konuşurlar. Demek ki, onlar cinayete ortak değildir. Onlar bu söylediklerine yalnız Allah'ı tanık olarak gösterirler.
"O zaman bize ortak koşulan putlar, ortak koşanlara şöyle derler; "Siz bize tapmıyordunuz."
Aramızda şahit olarak Allah yeterlidir. Gerçekten sizin bize taptığınızdan haberimiz yoktu.
İşte kendilerine ibadet edilen ortakların halı budur!.. Onlar zayıf yaratıklardır. Kendilerine tâbi olanların günahından sıyrılmak istiyorlar. Yalnız Allah'ı şahit olarak gösteriyorlar. İştirak etmedikleri bir günahtan kurtulmayı talep ediyorlar!
İşte bu sırada, bu apaçık meydanda herkese dünyada işledikleri amellerin hepsi bildirilir. Bilgi ve deneyim sahibi bir insan gibi, bu amellerinin kendisini nereye götüreceğini herkes anlar.
"İşte orada herkes, geçmişteki her davranışının yararını ve zararını somut olarak görür."
İşte orada herkesin kendisine dönüş yaptığı tek ve gerçek olan Allah'a karşı durumu ortaya çıkar.
"İnsanların tümü gerçek sahipleri olan Allah'a döndürülürler."
Burada müşrikler kendi iddialarından, inançlarından ve ilahlarından gerçek hiçbir şey bulamazlar. Bunların hepsi kendilerinden kaçmıştır. Artık bunların hepsi yokolmuştur.
"Ve yakıştırdıkları düzmece ilahlar yanlarından kayboluverir."
İşte bu şekilde Mahşer meydanı ile ilgili bir sahne, bütün gerçekliği, bütün realiteleri, olayları, bütün etkileri ve bütün imajları ile gözler önüne serilmiş olmaktadır. Kur'an bu sahneyi birkaç kelime ile ortaya koyuyor. Bunlar insanın gönlünde, kuru bir haber verme ve uzun boylu diyalektik deliller ile elde edilmeyen etkiler bırakıyor.
GERÇEK RABBİNİZ
Saçma ve temelsiz iddiaların geçersiz olduğunu, Mahşer yerine ve oradaki olaylara egemen olan Allah'ın gerçek dost olduğunu ortaya koyan Mahşer gezisinden sonra, içinde yaşadıkları pratik hayatın realitesine, yakından tanıdıkları iç dünyalarına, hayatta gördükleri sahnelere, hatta onların kendilerinin bile bunların hepsinin Allah tarafından yaratıldığını ve O'nun tarafından idare edildiğini kabul etmelerine geçmektedir:
 
V Çevrimdışı

vuslat*

Üye
İslam-TR Üyesi
zaten size göre mekke fetih edildi putlar kırıldı ve şirk bitti o günki putlara yapılan ibadetle bu gün gavs denilen adamlara yapılan ibadet aynıdır emice ben senlen cebelleşmiyorum ayetelride yorumlamıyorum bunlar apaçık ayetlerdir ayetleri evirip çevirip işinize geldiği gibi yorumlayan sizlersiniz mekkedeki put perestler bu putlar bizi yarattı demiryoalrdı ki siz bu gün gavs için ne idda ediyrosanız onlarda aynısını idda ediyorlardı demekki imanda, akılda yaşa ve tahsile bakmıyormuş 15 yaşındaki kırsal kesimde dağlarda yaşıyan çocuklar bile tevhidi anlıyabilrken sizin gibi koskoca 40 yaşında tahsilli bir kişinin anlyamamsına şaşmamak gerek sonuçda çinde ve japonayda nice 60 yaşıdna insanlr var prof ama budist .

allah allah ben gavs falan bir şey yazdımı hala cahillik peşindesin ben ayetler senin anladığın gibi deyil onu anlatmaya çalışyorum öününe gele kafir demenden usandım yazayımı yoksa bu kısır döngüye devammı edeceksin
 
M Çevrimdışı

miraç burak

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
saat geç oldu tasavvufçuların helede 40 yaşında tahsilli bir tasavvufçuyla uğraşılmaz sizin dininiz size bizim dinimiz bize.
 
V Çevrimdışı

vuslat*

Üye
İslam-TR Üyesi
bak bu ayette cahiliye döneminde kafirlere söylenmiş bir ayet hala kafir diyor
kafirun suresindedir
aptallığın bu kadarınada pes doğrusu
insanlara zorla ''bu din yalan lan'' gibi söylemlerle kendi düşüncelerini zorla kabul ettirmeye çalışan sözde ateistciklere söylenecek söz.
Herhalde O dönem iman edenler değil. Çünkü o dönem insanlarını Kafirler (hiç tanımayanlar), müşrikler (tanımakla birlikte ortaklar koşanlar), münafıklar (kalben iman etmedikleri halde iman etmiş görünen iki yüzlüler) bu ayet
ama ben sana bu ayeti yakıştıramıyorum ben senin gbi deyilim vesselam
 
yusuf Çevrimdışı

yusuf

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
VUSLAT ..

OKUMA OZURLUSUN .. SEN ONCE YAZILANLARI OKU ANLAMAYA CALIS INATLA BIR YERE VARAMAZSIN ONCE 43 DEGIL 93 YASINDA DAHI OLSAN KONU DIN OLDUMU HAK KIMDEN GELIYORSA KABUL ETMEK ZORUNDASIN (velevki dogru yolu bulmak istiyorsan)


bak bu senin yazin ...

s,a kardeşlerim hoşbulduk gününüz mübarek olsun
hidayeti kuldan bekleyen himmeti şeytandan bulur hidayet allahtandır,
ama insanı hedefe ulaştıran ,vesileler vardır,
ne yani gavus zamanın kutbu yokmudur illaki vardır, ama biz bilemeyiz bunu ilim ve irfan bilir.
bunu yok saymakta yanlıştır. deyilmi kardeşlerim selam allahın selamı şeytanda verse alırım deyil gavs
vesselam

ne yani gavus zamanın kutbu yokmudur illaki vardır ... hem sormus hem kendin cevablamissin .. sanda mirac burak bunun uzerine yazmis .. sen once sana yazilanlar hakinda ne diyorsun onu yaz, sonra TEFHİMU'L KUR'AN (Kur'an'ın Anlam ve Tefsiri) EBU'L AL'A MEVDUDİ' den ALINTI YAPARAK burada yaz , biz yaptigin alintilari severek okuruz ama bu alintilar SENIN ITIKATINI DOGRULAMIYOR ...


EGERKI SENIN YASANTINDA gavus, zamanın kutbu illaki vardır ISE MIRAC KARDES SANA MUSRIK DEMEKTE HAKLIDIR ...
 
H Çevrimdışı

Habibullah

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
s,a kardeşlerim hoşbulduk gününüz mübarek olsun
hidayeti kuldan bekleyen himmeti şeytandan bulur hidayet allahtandır,
ama insanı hedefe ulaştıran ,vesileler vardır,
ne yani gavus zamanın kutbu yokmudur illaki vardır, ama biz bilemeyiz bunu ilim ve irfan bilir.
bunu yok saymakta yanlıştır. deyilmi kardeşlerim selam allahın selamı şeytanda verse alırım deyil gavs
vesselam
bak kardeşim gney kutbu vardır biliyoruz hakeza kuzey kutbuda vardır onuda biliyoruz ama gavs kutup kelimelerini gelip İSLAM da bulmaya çalışırsan bilmediğin halde işra suresindeki bimediğin şeylerin ardına düşme ayeti kerimesine rağmen bu konuda ısrar etmen gerçekten ilginç dolayısı ile rotayı buşabilmen için evvela tarikat söylemi içerisindeki şahışların kendi mürütlerine anlatıkları gavs kutup hikayelerinden onların neler yaptıklarını dinlemişsindir !!!!!!!! ve bunların olmasını saf saf bekliyorsan senin gerçekten evvela okumana ihtiyacın var lütfen evvela KURAN ve sahih sünnet ışığında olanları incele ve sonra deki bak şurada bununla ilgili delil var burada var orada var de bizde bilelim !!!! ama bunları yapmadan kendi bildiklerini buraya yazarak bir yere erişmen imkansızdır bizler burada eksik olan bilgilerimizi birbirimize kardeşlerimize yazıyoruz ve yazılan çizlen herşey KURAN ve sahih sünnet çatısı altında oluyor eksiklerimizi bu şekilde riyaya kaçmadan yapmaya çalışıyoruz ve eminimki sen de bu yolu izler isen bizlerinde geçmişte yaptığımız bir sürü hatayı faredip bu sitenin amacı olan gerçek dini yaşamaya hurafelerden uzak hokus fokus tan uzak bir İSLAM dinini göreceksin.....
ALLAH azze ve celle hepimizdeki eksikleri gidersin...
 
J Çevrimdışı

jihat fisabilillah

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
benim merak ettiğim şey şu.tasavvufçular kutup kontenjanını geniş tutmuşlar orda bir sorun çıkmaz.Kaliteli bir vizyonla yola çıkan,iyi bir referans ele geçiren herkes kutup olabilir :) ama bu devrin gavsını nasıl paylaşıyorlar? Aralarında kavga çıkmıyor mu onu merak ediyorum.Şu an dünya üzerinde kaç gavs var acaba bilgisi olan var mı? :)
 
B Çevrimdışı

Bilal.T

Üye
İslam-TR Üyesi
selamun alayküm


meal= Elmalılı Hamdi Yazır
Araf-33 - De ki: "Rabbim, sadece fuhşiyatı, onun açık ve gizli olanını, günahları, haksız yere isyanı, haklarında hiç bir delil indirmediği şeyleri Allah'a ortak koşmanızı ve Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri söylemenizi yasaklamıştır".
 
Muwahhid202 Çevrimdışı

Muwahhid202

Üye
İslam-TR Üyesi
Selamünaleyküm
Ne söylense, ne kadar delil ortaya konsa da fayda etmiyor maalesef. Ebu cehil inadı denir buna, lakin farkında değiller sanırım. Kendilerinin söz sahibi olduğu sitelerde Din diye, bilinçsiz insanlara Hakikat-ı Muhammediye, kutup, gavs, mürşidi kamile bağlanmanın lüzumluluğu, v.s. gibi saçmalıkları, kısaca batılı süslü laflarla hak göstermeye çalışıyorlar. Biri çıkıp Kur'an ve sahih Sünnet ışığında gerçekleri anlatmaya çalışınca onu banlayıp, arkasından iftiralar da atıp, kendilerince kurtuluyorlar ve Dini bilgisi zayıf insanların kafalarının bulanmasını da önlemiş oluyorlar. Bunca insan sırf Allah rızası için onlara doğru yolu gösterme çabasında iken, bunca net deliller ortaya konmuş iken, nasıl olurda biraz oturup düşünmezler, ve nasıl olurda bunca vebalin altına girerler aklım almıyor doğrusu. Neymiş efendim, o ayetler müşrikler için inmiş. A benim tasavvufçu kardeşim, o ayetler biz Müslümanlara indi. Müşriklerin hangi hataları yapıp müşrik ve kafir olduklarını görelim, ve aynı hatalara bizlerde düşmeyelim diye indi. Uyanın artık, uyanında kurtarın kendinizi. Bakın günler su gibi akıp geçiyor, ömürler tükeniyor. O vaad olunan son vakit gelip çattımı çok geç olacak, o zamanki pişmanlık fayda etmeyecek. Henüz fırsat elde iken kurtarın kendinizi.
Sevgi ve Dualarımla...
 

Benzer konular

Üst Ana Sayfa Alt