Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Haber Topuk Kanı Alınmayan 2,5 Aylık Bebeğe Kayyum Atandı

B Çevrimdışı

birhkm

Üye
İslam-TR Üyesi
Günümüzde tıp da ticarete döküldü

Bugün çözmek için aylarca belki yıllarca uğraşılan meselelere İbn Sina ve Maria Treben gibi tabiattan şifalar anlatan hekimler iki üç haftalık hatta belki birkaç günlük çözümler söylüyorlar. Falanca bitki filanca öğünle şunu şunu yapın diye.

Bir örnek üzerinden gideyim, gözün iyileşmesine vesile olan ve Allah'ın izniyle gözlük bıraktıran kırlangıç otu.. Mesela bu ota başvuranlar bir ay geçmeden gözlük takmayı bile bırakıyorlar

Peki bunu hekimler nasıl söylesin? İşinden bile edilebilir.

Çünkü göz sağlığı için kullanılacak ilaçlar tedaviler gözlükler bunların hepsi birilerinin cebine para götürüyor. Bunun yerine adama bahçene kırlangıç otu ek otun sütü ile şunları şu kadar yap dediğinizde bütün ticaretleri çöküyor

Tabiatta her şeyin şifası var.


"Bana Atâ ibn Ebî Rebâh, Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'den tahdîs etti ki, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): "Allah, indirdiği derde, muhakkak şifâsını da indirdi" buyurmuştur."

(Sahih-i Buhârî, Kitabu't-Tıbb, 1)
Kırlangıç otu madem faydalı yok mu bir muvahhid, namaz ehli müslüman doktor / ehli kıble vatandaş . Halep ordaysa arşın burada. Kırganlıç otundan önce gözlük numarasını ölçtürsün , kırgangıç otunu kullansın 1 gün sonra 1 hafta sonra 1 ay sonra gözlük numarasını ölçtürsün . Faydasını gösterip yayın yapsın. Aynı deneyi başkası da deneyip aynı sonucu çıkarsın Buradan 50 tane kırlangıç otu dağıtmayı adak veriyorum.
 
Yorgun Mucahid Çevrimdışı

Yorgun Mucahid

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Kırlangıç otu madem faydalı yok mu bir muvahhid, namaz ehli müslüman doktor / ehli kıble vatandaş . Halep ordaysa arşın burada. Kırganlıç otundan önce gözlük numarasını ölçtürsün , kırgangıç otunu kullansın 1 gün sonra 1 hafta sonra 1 ay sonra gözlük numarasını ölçtürsün . Faydasını gösterip yayın yapsın. Aynı deneyi başkası da deneyip aynı sonucu çıkarsın Buradan 50 tane kırlangıç otu dağıtmayı adak veriyorum.

İnternette bir ara gündem olan Kırlangıç Dede diye ünlü yaşlı bir adam vardı o bayağı kişiye denedi ve başarılı oldu.
O da Maria Trebenin kitabından öğrenmiş formülü
 
Yorgun Mucahid Çevrimdışı

Yorgun Mucahid

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Ancak tabi hebele hubele diye denenmez her türlü tedbir alınır eğer kişide yan etki doğurabilecek bir hastalık falan varsa dikkate alınır ve yöntem de usule uygun şekilde yapılır
 
Vҽϲízҽ Çevrimdışı

Vҽϲízҽ

İslam-tr Sakini
İslam-TR Üyesi
Bende aşıları yaptırmayıp enfeksiyonun yayılmasını hızlandırarak kendimi korumama rağmen kendimi ailemi tehlikeye atan insanlara hakkını helal etmiyorum
"Kendimi korumama rağmen" deyip aşıların güvenilirliğine inanıyorsanız aşı yaptırmayanlardan korkmayacaksınız!

Sentetik kıyafet bile bir bebeği mahvedebilirken, sentetik aşıları bebeklerin o tertemiz vücuduna enjekte ediyorsunuz/onaylıyorsunuz.
ALLAH asla sizlerin sandığı gibi doğar doğmaz aşı yaptırılacak eksik bir varlık yaratmamıştır.
Bebekleri koruyan aşı değil annelerin sütündeki antikordur. Yenidoğan bebekler belli bir aya kadar aktif bağışıklık yerine pasif bağışıklık yaşarken hangi mantığa ve sağlık ilkelerine göre doğar doğmaz bebeklere aşılar yapılır?
Oysa ALLAH bebeğin hastalık durumuna ve gelişim evresine göre anne sütünün içerik gelişimini yaratmıştır.

"Aşı en büyük çocuk katilidir... Sağlıklı doğan çocuklar aşılarla hasta ediliyor. Hepimiz uygulamalarda, en ağır hastalıkların aşı sonrası nasıl başladığını gördük... Dünyada milyonlarca ebeveyn artık aşıların tek bir amaca hizmet ettiğini anlamış durumdadır: Çocuğun bağışıklık sistemini tahrip ederek ilaç üreticileri ve doktorlar için iyi birer müşteri olmalarını sağlamak. Kendi tecrübem ve ailelerin tecrübeleri sayesinde biliyoruz ki, hiç aşı olmayan çocuklar hastahanenin ne olduğunu bilmezken, aşılanan çocuklar nerdeyse hiç hastahaneden kurtulamıyorlar."
-Dr. Prafull Vijayakar, homeopat.

Otizm, aşılara eklenen timerosal maddesinden sonra görülmeye başlanmıştır.
Timerosal eklenme yılı:1931
Otizm sözcüğünün kullanılmaya başlanması:1938

"Bu tahribatı bile bile oluşabilecek zararları göze alarak timerosal içerikli aşıları yeni doğmuş bebeklere uygulayabilen birilerinin hala var olduğuna inanmak bile güçtür."
-Dr.Boyd Haley

Son yıllarda yapılmış olan Coronavirus aşısına ve 8 tane alınan Favipiravir adlı ilaca değinmeye bile gerek yok.
Benim yakınım bu ilaçlardan alırken vefat etti! Ve malesef tek örnek o değil.
Kalp krizi artışları ve özellikle ergen bireylerde daha da artmasının tevafuk olduğuna inanmak zor!

Afrika sömürüldüğü gibi aynı zamanda aşılar konusunda kobay olarak kullanılan bir ülke malesef, batılılar onları o kadar çok seviyor ki beslenme, barınma, eğitim ihtiyaçlarından daha çok onlara ücretsiz aşılar yapmayı seçiyorlar(!) Ne kadar merhametliler değil mi?!

Siz aşı taraftarları DSÖ'nün kobayı olmayı seçebilirsiniz, seçim sizin. İstediğiniz kadar kendinize aşı yaptırabilirsiniz. Bizler inşaALLAH içeriğinden emin olmadığımız şeyleri yapmıyoruz.
Bizim yolumuz bize, sizin yolunuz size.
Vicdanı rahat olanın yastığı yumuşak olur. Elhamdülillah.
 
Son düzenleme:
B Çevrimdışı

birhkm

Üye
İslam-TR Üyesi
"Kendimi korumama rağmen" deyip aşıların güvenilirliğine inanıyorsanız aşı yaptırmayanlardan korkmayacaksınız!

Sentetik kıyafet bile bir bebeği mahvedebilirken, sentetik aşıları bebeklerin o tertemiz vücuduna enjekte ediyorsunuz/onaylıyorsunuz.
ALLAH asla sizlerin sandığı gibi doğar doğmaz aşı yaptırılacak eksik bir varlık yaratmamıştır.
Bebekleri koruyan aşı değil annelerin sütündeki antikordur. Yenidoğan bebekler belli bir aya kadar aktif bağışıklık yerine pasif bağışıklık yaşarken hangi mantığa ve sağlık ilkelerine göre doğar doğmaz bebeklere aşılar yapılır?
Oysa ALLAH bebeğin hastalık durumuna ve gelişim evresine göre anne sütünün içerik gelişimini yaratmıştır.

"Aşı en büyük çocuk katilidir... Sağlıklı doğan çocuklar aşılarla hasta ediliyor. Hepimiz uygulamalarda, en ağır hastalıkların aşı sonrası nasıl başladığını gördük... Dünyada milyonlarca ebeveyn artık aşıların tek bir amaca hizmet ettiğini anlamış durumdadır: Çocuğun bağışıklık sistemini tahrip ederek ilaç üreticileri ve doktorlar için iyi birer müşteri olmalarını sağlamak. Kendi tecrübem ve ailelerin tecrübeleri sayesinde biliyoruz ki, hiç aşı olmayan çocuklar hastahanenin ne olduğunu bilmezken, aşılanan çocuklar nerdeyse hiç hastahaneden kurtulamıyorlar."
-Dr. Prafull Vijayakar, homeopat.

Otizm, aşılara eklenen timerosal maddesinden sonra görülmeye başlanmıştır.
Timerosal eklenme yılı:1931
Otizm sözcüğünün kullanılmaya başlanması:1938

"Bu tahribatı bile bile oluşabilecek zararları göze alarak timerosal içerikli aşıları yeni doğmuş bebeklere uygulayabilen birilerinin hala var olduğuna inanmak bile güçtür."
-Dr.Boyd Haley

Son yıllarda yapılmış olan Coronavirus aşısına ve 8 tane alınan Favipiravir adlı ilaca değinmeye bile gerek yok.
Benim yakınım bu ilaçlardan alırken vefat etti! Ve malesef tek örnek o değil.
Kalp krizi artışları ve özellikle ergen bireylerde daha da artmasının tevafuk olduğuna inanmak zor!

Afrika sömürüldüğü gibi aynı zamanda aşılar konusunda kobay olarak kullanılan bir ülke malesef, batılılar onları o kadar çok seviyor ki beslenme, barınma, eğitim ihtiyaçlarından daha çok onlara ücretsiz aşılar yapmayı seçiyorlar(!) Ne kadar merhametliler değil mi?!

Siz aşı taraftarları DSÖ'nün kobayı olmayı seçebilirsiniz, seçim sizin. İstediğiniz kadar kendinize aşı yaptırabilirsiniz. Bizler inşaALLAH içeriğinden emin olmadığımız şeyleri yapmıyoruz.
Bizim yolumuz bize, sizin yolunuz size.
Vicdanı rahat olanın yastığı yumuşak olur. Elhamdülillah.
Allah eksik varlık yaratmamıştır sözünü analiz et. Demagoji
Nasıl ki çocuk doğar doğmaz annesinin emzirmesine ihtiyacı var , emmez enerji alamazsa hayatta kalamaz korunmasızdır. Kendini besleyemez.aynı çocuk savunmasız dünyaya gelir aşı ile onun ihtiyacını karşılarsın hayatta kalır, karşılamazsın hastalanır ölür. Beslenmeden hiçbir farkı yok kıyas bakımından .


Peki ben size soruyorum , doğuştan kör olanlara eksik yaratılmış diyor musunuz ?
 
Ummu Aişe Çevrimdışı

Ummu Aişe

حسبنا الله ونعم الوكيل
Site Emektarı
Forum kurallarına aykırı olduğu için doğrudan video ekleyemiyorum ancak bilimsel veri arayanlar Dr. Cem Kınacı'nın otizm tedavisini ve kendi otizmli çocuğunun hikayesini araştırabilirler. 18 aya kadar sağlıklı doğmuş bir çocukken, 18. ay aşısı sonrası çocuk otizm oluyor ve doktor kendi oğlunu iyileştirmek isterken bu hastalığa karşı bir tedavi yöntemine ulaşıyor. Ve doktor bunun aşı kaynaklı olduğuna birincil şahid, altını çizeyim.

Bu bilgiyi araştırırken, aynı şeyleri yaşamış birçok insanın hikayesine de ulaşabilirsiniz. Hatta gönüllülerin oluşturduğu bir dernek de vardı, bu konuda ebeveynleri bilinçlendirmeye çalışan...

Bu arada otizm haricinde, çeşitli kronik hastalıkların artması konusunda da ilgili kesim aşıların etkisini öne sürüyor. Ben kendim, anne olmadan önce sağlıklı iken, anne olduktan kısa bir süre sonra çöken ve hala da toparlayamadığım bağışıklık sistemim için "sebep ne olabilir?" diye araştırma yaparken, Prof. Dr. Alişan Yıldıran cevabı çok önceden yapıştırmış: hamilelik aşıları.

Kısaca, ben de bilim ne derse körü körüne inananlardandım. Karşılığında "hayatımın kalan kısmını kronik hastalıklarla yaşamak" ile ödüllendirildim. Bu fikirlerle doğmadım yani, yaşadıklarım, araştırdıklarım, benzer yaşanmışlıkları görüşüm, ilgili doktorlar ve halkın giderek çürük bir nesle evrilmesi vs, her şeyi mantıkla birleştirince bu ortaya çıkıyor. "Görünen" köy kılavuz istemezmiş; ancak bunları yaşamayana görünmediği gibi, "bütün resmi görmeyene" de kılavuz fayda vermiyor.

Sonuç olarak: biz uyarıyoruz; dileyen uyar, dileyen uymaz diyeyim.
 
Ummu Aişe Çevrimdışı

Ummu Aişe

حسبنا الله ونعم الوكيل
Site Emektarı
Bu arada, sırf dindar birisi diye körü körüne güvendiğim hamilelik dönemi doktorumun, bana öve öve bitiremediği çok güvenli(!) hamilelik dönemi vitaminimin, domuz ürünü içerdiğini de sonradan öğrenmiş olarak: doktorlara olan güvenimi tavan yaptıran(!) bu doktoru da hayırla(!) yad ettiğimi bilmenizi isterim.

Bana deneme aşamasındaki ilacı "bunun deneme aşamasında olduğunu belirtmeden" çekmecesinden çıkarıp hediye gibi sunan bir başka doktoru da unutmadım. Sonum acillik olmuştu, ölümden döndüm.

Çocuğum 2 yaşındayken "6 yaşından küçüklere reçete edilemez" ibaresini taşıyan bir ilacı reçete eden doktoru da gördüm. Prospektüsü görüp doktora sorduğumda "bir şey olmaz" cevabı aldım.

Bu arada bir değişik örnek: Çocuğumun kronik sinüziti sebebiyle 3 yıl (yaz mevsimi hariç) daimi antibiyotiği düşünmeden ardı ardına reçete eden doktorumuza karşılık, bir başka vicdan sahibi doktorun uyarısı ile antibiyotiği bırakıp, doğal yolla 2 haftada çocuğumun iyileştiğine de şahidim.

Yani, bunlar ve bunlara benzer irili ufaklı çok şey var, ama kısaca:

Doktor(!) var, doktor var.

Bilim insanı(!) var, bilim insanı var.

İlaç ve aşı sektörünün hem eğittiği, hem yönlendirdikleri var;

Buna karşılık mesleğinin hakkını "insanlık için" veren, kendilerine öğretilenle sınırlı kalmayan, araştıran, gözlemleyen, sorgulayan ve kendi çıkarımını kendi yapan var.

Ben bunu şuna benzetiyorum:

İlim tek, Kur'an-ı Kerim ve hadisler ortada.

Bununla birlikte, eğitiminizi Diyanet'ten alırsanız başka, malum tarikatlerden alırsanız başka, doğrudan Kur'an-ı Kerim ve Sahih hadislerden alırsanız bambaşka bir yola girersiniz.

Bu tıp alanında kelâm edenler de: üniversitede başka; çeşitli akademik alanlarda başka; doğrudan sahada gözlemle ise bambaşka boyuta erişiyorlar.

Peki, kim haklı?

İşte bunu da herkes kendisi seçsin artık.
 
Yorgun Mucahid Çevrimdışı

Yorgun Mucahid

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Allah eksik varlık yaratmamıştır sözünü analiz et. Demagoji
Nasıl ki çocuk doğar doğmaz annesinin emzirmesine ihtiyacı var , emmez enerji alamazsa hayatta kalamaz korunmasızdır. Kendini besleyemez.aynı çocuk savunmasız dünyaya gelir aşı ile onun ihtiyacını karşılarsın hayatta kalır, karşılamazsın hastalanır ölür. Beslenmeden hiçbir farkı yok kıyas bakımından .


Peki ben size soruyorum , doğuştan kör olanlara eksik yaratılmış diyor musunuz ?

Onu kastettiğini zannetmiyorum

Bebeğin anne karnında gelişimi ve anne sütü, Allah'ın doğal olarak yarattığı ve her dönemde de işleyen tabii bir düzen

Aşı dışarıdan enjekte edilen sonradan çıkmış bir şey
 
Vҽϲízҽ Çevrimdışı

Vҽϲízҽ

İslam-tr Sakini
İslam-TR Üyesi
Allah eksik varlık yaratmamıştır sözünü analiz et. Demagoji
Hemen analiz ediyorum.
Biri bunu "ALLAH asla sizlerin sandığı gibi doğar doğmaz aşı yaptırılacak eksik bir varlık yaratmamıştır." deyince, "ALLAH eksik varlık yaratmamıştır" dedi diye mi anlıyorsun?
Oysa "sizlerin sandığı gibi" değil diyerek sanılanın aksine olduğunu söyledim.
Tıpkı bebeğin doğal süreçle doğurulabilirken ebelerin gereksiz yere epizyo yapması gibi.
Modern tıbbın prenses doğum saçmalığını uydurmasıyla bebeklerin daha zor bir şekilde doğması gibi.
Anneyle bebeği birbirine bağlayan kordonun hemen kesilmesi gibi. (Hemen kesilmesi bebeklerde kansızlığa sebep olabiliyor.) ve daha neler neler...
Sadece aşılar değil, modern tıbbın birçok prosedürü bebeklerin daha doğmadan hayata 1-0 yenik olmasına sebep oluyor.
ALLAH'ın yarattığı ölçüte göre değil de doktor ve ebenin DSÖ protokollerine göre bebek hemen çıksın diye yapılan epizyo, bebeğin sabır ve mücadele konusunda yenik başlamasına sebep oluyor.
Bebeğin doğumunu bırakalım gelişimi daha anne karnındayken başlar. Sadece fiziksel gelişimden bahsetmiyorum. Hamile anneye, çirkin ve kötü ve içerikli şeylere bakma denir mesela. Anne haram olan bir şey yese veya yapsa bu çocuğun da ahlaki gelişimini etkiler.

Anlaşılacağı üzere ben eksik bir insan yaratmamıştır demedim bu inancımla zaten bağdaşmaz. Eksiksiz, kusursuz olan ancak ALLAH'tır.
"Sizlerin sandığı gibi" eksik değil anlamı çıkar o cümleden. Çünkü sizler, ALLAH'ın anne sütünü yeterli olarak yarattığı bebeklere sentetik maddelerin yüklenmesini zorunlu(!) görüyorsunuz.
Acaba bizler ahirette sizlere bunun hesabını sormayacak mıyız?

Bir kısım doktorlar ilk 6 ay anne sütü yeter, su vermeye bile gerek yok derken içeriğinde sentetik maddelerin bulunduğu birçok aşıyı bebeklerin hassas vücuduna yaptırmak konusunda hiçbir şey sorgulamadan DSÖ'ye sessizce itaat ediyorlar.
Tıpkı zamanında herkese antibiyotik verip şimdi "her şey de antibiyotik" istemeyin demeleri gibi.
Tıpkı zamanında insanları sigara içmeye teşvik edip, şimdi hastalarına "sigara içme" demeleri gibi.

Sana tekrar gelince, o kadar yazının içinde o cümleyi cımbızla alıp üstüne bide yanlış anlayıp, sonra bide üstüne diğerlerine hiçbir şey yazamamış olman sana tek başına yeterdi zaten. Bu yazdıklarım bile fazla oldu. Fakat tek senin için değil sorgulayan insanlar da okur üstte yazdığım şeyleri araştırırlar diye.
 
Yorgun Mucahid Çevrimdışı

Yorgun Mucahid

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Forum kurallarına aykırı olduğu için doğrudan video ekleyemiyorum ancak bilimsel veri arayanlar Dr. Cem Kınacı'nın otizm tedavisini ve kendi otizmli çocuğunun hikayesini araştırabilirler. 18 aya kadar sağlıklı doğmuş bir çocukken, 18. ay aşısı sonrası çocuk otizm oluyor ve doktor kendi oğlunu iyileştirmek isterken bu hastalığa karşı bir tedavi yöntemine ulaşıyor. Ve doktor bunun aşı kaynaklı olduğuna birincil şahid, altını çizeyim.

Bu bilgiyi araştırırken, aynı şeyleri yaşamış birçok insanın hikayesine de ulaşabilirsiniz. Hatta gönüllülerin oluşturduğu bir dernek de vardı, bu konuda ebeveynleri bilinçlendirmeye çalışan...

Bu arada otizm haricinde, çeşitli kronik hastalıkların artması konusunda da ilgili kesim aşıların etkisini öne sürüyor. Ben kendim, anne olmadan önce sağlıklı iken, anne olduktan kısa bir süre sonra çöken ve hala da toparlayamadığım bağışıklık sistemim için "sebep ne olabilir?" diye araştırma yaparken, Prof. Dr. Alişan Yıldıran cevabı çok önceden yapıştırmış: hamilelik aşıları.

Kısaca, ben de bilim ne derse körü körüne inananlardandım. Karşılığında "hayatımın kalan kısmını kronik hastalıklarla yaşamak" ile ödüllendirildim. Bu fikirlerle doğmadım yani, yaşadıklarım, araştırdıklarım, benzer yaşanmışlıkları görüşüm, ilgili doktorlar ve halkın giderek çürük bir nesle evrilmesi vs, her şeyi mantıkla birleştirince bu ortaya çıkıyor. "Görünen" köy kılavuz istemezmiş; ancak bunları yaşamayana görünmediği gibi, "bütün resmi görmeyene" de kılavuz fayda vermiyor.

Sonuç olarak: biz uyarıyoruz; dileyen uyar, dileyen uymaz diyeyim.

Bilim dünyasında kafa olsa Müslüman olurlardı. Allah kafirlerini ıslah etsin Muminlerini yollarında sabit kılsın. Bizi de şerden muhafaza etsin. Şuan Türkiye'deki en büyük bilim adamı farklı dışkılar tadıp tadından bahseden, taciz ettiği kadını gülerek anlatan, dağlar depreme engel olmaz deyip başka bir videosunda da istanbul depremine karşı dağdan ev alın diyen, Kanuni salaktı diyen ve kendi alanı dışında her alanı konuşan yemiş yemiş bırakmamış bir adam. Buradan yola çıkmak yeterli.

Her dönemde ve toplumlarda bazı kitleler ön plana çıkar. Yunanlarda felsefe, tıp; Araplarda şairlik, İranda mimari ve edebiyat, Türklerde ve Moğollarda savaş, İbranilerde ticaret vs.

Günümüzde dünya ne yazık ki küreselleştiği için bir şey revaç bulunca genel anlamda bütün dünyada revaç buluyor ve fazla abartılıyor.

Bilim hususunda İslâm ilimlerinden örneğiniz güzel. Bize hıristiyan dünyasından yahudilikten hint inanışlarından putperestlikten sentezlenerek İslâmla çorba edilen tasavvufu da İslâm diye anlatan bir hoca, bize tertemiz selef akidesini anlatan da bir hoca. Tıbta da illa bu var.
 
B Çevrimdışı

birhkm

Üye
İslam-TR Üyesi
“ALLAH'ın yarattığı ölçüte göre değil de doktor ve ebenin DSÖ protokollerine göre bebek hemen çıksın diye yapılan epizyo, bebeğin sabır ve mücadele konusunda yenik başlamasına sebep oluyor.“ bu ifadenizle dsö ye iftira ediyorsunuz.
38. Madde epizyotomi rutin önerilmez , diyor.
Kaynak
IMG_0158.png

Adaletle hükmetmek nasıl olur biliyor musunuz? Birinden birşey duydum o da ondan duymuş . Bu sözün ana kaynağına inmek gerek . Kişiye soruyorsun böyle dedin mi diye hayır demedim diyor. Dünya sağlık örgütğ bebek bir an önce çıkarsa çıksın diyorsunuz ama dünya sağlık örgütüne bakıyoruz ben öyle demedim diyor.
Çocuk kansızlık olmasın diye 1 dkdan önce klemplenmemeli diyor , siz dünya sağlık örgütğ hemen kessin dedi diyorsunuz. Kusura bakmayın. Kaynağın aslına inmiyorsunuz, başkasının ağzıyla konuşuyorsunuz.
IMG_0160.png
 
Vҽϲízҽ Çevrimdışı

Vҽϲízҽ

İslam-tr Sakini
İslam-TR Üyesi
“ALLAH'ın yarattığı ölçüte göre değil de doktor ve ebenin DSÖ protokollerine göre bebek hemen çıksın diye yapılan epizyo, bebeğin sabır ve mücadele konusunda yenik başlamasına sebep oluyor.“ bu ifadenizle dsö ye iftira ediyorsunuz.
38. Madde epizyotomi rutin önerilmez , diyor.
Kaynak

Adaletle hükmetmek nasıl olur biliyor musunuz? Birinden birşey duydum o da ondan duymuş . Bu sözün ana kaynağına inmek gerek . Kişiye soruyorsun böyle dedin mi diye hayır demedim diyor. Dünya sağlık örgütğ bebek bir an önce çıkarsa çıksın diyorsunuz ama dünya sağlık örgütüne bakıyoruz ben öyle demedim diyor.
Çocuk kansızlık olmasın diye 1 dkdan önce klemplenmemeli diyor , siz dünya sağlık örgütğ hemen kessin dedi diyorsunuz. Kusura bakmayın. Kaynağın aslına inmiyorsunuz, başkasının ağzıyla konuşuyorsunuz.

Sorun zaten 1 dk gibi bir sürenin bile az olması. 5-15 dakika gibi bir süre beklendiğinde kan akışı tam yapılabiliyor. Kaldı ki bir kısmı 1 dakika bile bekliyor mu acaba?!

Söylediğim şeylerin içinden cımbızla cümleler seçip (gerisine bir şey diyemeyip) DSÖ'nün kendi ayak oyunlarına göre uydurduğu prosedüre itaat edip bana gelip adaletten ve başkasının ağzıyla konuşmaktan bahsedemezsin.
Ben referans olarak bazı kaynaklarını aldığım kişilerin bile "her dediği doğrudur" mantığında gitmem. ALLAH Subhanehu ve Teala ve Rasulu sallallahu aleyhi ve sellem dışındaki herkesin sözü ister alınır ister reddedilir.
Bana gelip başkasının ağzıyla konuşmaktan bahseden insanlar keşke çok savundukları sistemleri de bir sorgulasalar.
 
? Çevrimdışı

.......

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
İtidalli olmak en iyisi olabilir. Tamamen tıbbi kötü görmemek gerekir basit matematik ile:
Hemen hemen hepimiz aşı olduk
O dönemler okula hemşireler gelip devamlı aşı yapıyordu, ne aşısı onu bile bilmiyoruz. Belki denek de olduk.
Kaç kişi otizmli ?
Bu konuda bilimsel veriler ortada ise komplo teorisine gerek olmayabilir.

Mesela çevreden duyduğum,
Düzenli şekilde hacamat yaptıra yaptıra sonunda kansız kalıp bu kez de kan ilacı vs alan insanlar var.

Gözlemlediğim:
Doktorlar da çocuklarına aşı vs yaptırıyor.
Küçük bir azınlık/istisnalar yaptırmıyor.
Onları da duyuyoruz az çok.

Tabiki korona sürecindeki aşılar için aynısını diyemem.
Yeni ortaya çıkmış bir aşıyı kesinlikle yaptırmadım.

Yeni aşı/korona döneminde gözlemim tam tersi:
Hasta olup ilaç içen ya da hastaneye gidenlerin hastalığı artıyordu ya da vefat ediyordu.
Kalp krizlerinin arttığını görüyorduk.
Beyne pıhtı atması ve kısmi felç görüyorduk.
2 ya da 3. aşıdan sonra garip hissettiğini söyleyen bir sürü insan vardı.

Son olarak gıdalar aşılardan tehlikeli olabilir.
Artık insanlar tedavi olmadan çocuğu olmuyor.
 
B Çevrimdışı

birhkm

Üye
İslam-TR Üyesi
eğer aşılar otizm yapıyorsa.Aşılama ne kadar çoksa otizm o kadar çok olmalı. Haritalarda, başka haritalarda arayıp sen refere edebilirsin .bir korelaston orantısallık var mı ?
1738602659631.png
 

Ekli dosyalar

  • 1738602632204.jpeg
    1738602632204.jpeg
    40.8 KB · Görüntüleme: 10
Vҽϲízҽ Çevrimdışı

Vҽϲízҽ

İslam-tr Sakini
İslam-TR Üyesi
Ekli dosyayı görüntüle 34109Ekli dosyayı görüntüle 34108

annemin asilari Allaha şükür ne otizm ne baska birseyi var.
Sen doktor musun? Eğer öyle ise bu daha büyük bir hayal kırıklığı.
Böyle bir şeyin doğruluğu "bazı" insanlara göre mi değerlendiriliyor. Yani senin annen tüm ümmetin referansı, ona bir şey olmamış diye herkes aşı mı olsun?
Sen aşıdan sonra hastalıklar geçiren, aşısız çocuğuyla aşılı çocuğunu karşılaştırdığında aşısız olanın kolay kolay hastalanmadiğını anlatan aile öykülerini de ne okumuş ne de tanık olmuşsun sanırım.
Hoş sizler tanık olsanız da aşıya vs laf ettirmezsiniz.
Bir yapboz olacaksa aşı o yapbozda önemli bir parçadır ama o yapbozda insanların sağlığını bozan bir sürü parçalar daha var.

İş başına geçti mi yeryüzünde bozgunculuk çıkarmak, ekini ve nesli helak etmek için koşar. Allah ise bozgunculuğu sevmez.
Bakara Suresi 205
 
B Çevrimdışı

birhkm

Üye
İslam-TR Üyesi
Etik kurul diye bir kavram var, sen rastgele ben çalışma yapıyorum diyemezsin.yapacağın çalışma insan sağlığını riske atamaz. 90 larda okulda evde yaptıkları aşılar ağza damlatılıp şeker veriyorlardı polio aşısıdır. İğne şeklinde olan hepatit b tamamlama aşısıdır. Bir deney yapılıyorsa bu deneyin sonucu akademik olarak bir yerde yayınlanmalı. BiZ KişiYe şunu verdik şu oldu diye. İhtimali bile olmayacak şeyleri ihtimal diye paylaşmak komplo teorisine destek olur.şöyle düşünün 90 larda bir aşılama programı olacak bu bir deney olacak 28 şubat gibi karşıt siyasi görüşler bunu duysa hükümet değişir. Rasyonelliği elden bırakmayalım
 

Ekli dosyalar

  • IMG_0161.png
    IMG_0161.png
    170.6 KB · Görüntüleme: 5
  • IMG_0162.png
    IMG_0162.png
    162.5 KB · Görüntüleme: 4
  • IMG_0163.png
    IMG_0163.png
    169.3 KB · Görüntüleme: 5
B Çevrimdışı

birhkm

Üye
İslam-TR Üyesi
Sen doktor musun? Eğer öyle ise bu daha büyük bir hayal kırıklığı.
Böyle bir şeyin doğruluğu "bazı" insanlara göre mi değerlendiriliyor. Yani senin annen tüm ümmetin referansı, ona bir şey olmamış diye herkes aşı mı olsun?
benim annemin verisi bir kanaat oluşturmaz, aynen cem kınacının çocuğunun kanaat oluşturmayacağı gibi. Ben çocuğuma aşı yaptırdım otizmli oldu gibi. Bir kişi ya da birkaç kişinin verisi bütünün aslı değildir. illiyet bağı kurulabilmiş mi ? Hayır . İnsanlar böbrek taşı düşürüyor en son şunu yedim ondan oldu diye varsayımlar çıkarıyor.farklılığı sebep sayıyor. Halbuki bu 1 günlük süreç değil.
1.200.000 kişinin incelendiği meta analizde ( meta analiz bilginin en kalitelli olduğu çalışmaları yansıtır/zaman zaman bunlarda taraflı olur) başka metaanalizlere bakılır. Thiomersal -civa - alimimyum otizm ile ilişkisi yoktur.

Böyle bir ilişki olmamasına rağmen aşılar töhmet altında kalmasın diye buna -rağmen - thiomersalsiz aşılar üretilip yapılıyor.
 
? Çevrimdışı

.......

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Aşı hakkındaki endişe yaşayan ailelerin muhtemelen etkilendikleri Aidin Salih/Gerçek Tıp kitabından (sayfa 391-393 aşı bölümü)

******
"Aşı en büyük çocuk katilidir... Sağlıklı doğan çocuklar aşılarla hasta ediliyor. Hepimiz uygulamalarda, en ağır hastalıkların aşı sonrası nasıl başladığını gördük... Dünyada milyonlarca ebeveyn artık aşıların tek bir amaca hizmet ettiğini anlamış durumdadır: Çocuğun bağışıklık sistemini tahrip ederek ilaç üreticileri ve doktorlar için iyi birer müşteri olmalarını sağlamak. Kendi tecrübem ve ailelerin tecrübeleri sayesinde biliyoruz ki, hiç aşı olmayan çocuklar hastahanenin ne olduğunu bilmezken, aşılanan çocuklar nerdeyse hiç hastahaneden kurtulamıyorlar.'"
Dr. Prafull Vijayakar, dünyaca ünlü homeopat.

Çok sayıda hekim, aşıların, yapıları gereği doğallıktan uzak olduğunu ve tamamen gereksiz olduğunu düşünmektedir. Çünkü insanın bağışıklık sistemi, öğrenme metodu ile gelişir. Çocuk hastalıklarının yaratılmasındaki hikmet bağışıklık sisteminin kuvvetlenmesidir. Günümüzde ise her türlü hastalığa karşı yapılan ısrarlı aşılama, sağlıklı çocukların bağışıklık sisteminin gelişmesine engel olmaktadır. Ne yazık ki çocuklar bunun bedelini bu gün olduğu gibi gelecekte de ağır hastalıklarla ödemek zorunda kalacaklar.

"Aşı, aktif bağışıklık sistemini güçlendirmek için yapılır." Immunoloji uzmanları ve bütün insanlar üzerinde bu görüş hakimdir. Ancak, bebekler 6-24 ay boyunca pasif bağışıklığa sahiptir. Onları, hastalıklardan, annenin süt yoluyla geçen antikorları korur. Aktif bağışıklığı ise 6-12 aydan kazanmaya başlarlar. Her doktor bu gerçeği bilir. Buna rağmen aşı takvimine göre aşıların çoğuna doğumda başlanır ve 6. aya kadar tamamlanır. Bebeklerde 12. aya kadar aktif bağışıklık olmadığına göre bu aşılar acaba neyi kuvvetlendirmektedir?

Alerji, astım vakalarının ve onkolojik hastalıkların önüne geçilmez bir hızla artması çok önemli biyolojik kuralların ihlal edildiğini göstermektedir. Bu ihlaller arasında ilk sırayı aşı almaktadır. Uzmanların bu konu ile ilgili bazı gözlemleri şöyledir: "Aşılanan bazı kimselerde, aşılanmayanlarla karşılaştırıldığında, enfekte esnasında etkilenmemek bir yana, hastalık çok daha ağır seyretmektedir. Bu, bağışıklık sisteminin felci olarak adlandırılır. Diğer bir deyişle aşılanan çocuklar, aşıyla korundukları düşünülen bir hastalığa yakalanmakla kalmıyor, hastalığı normalden çok daha ağır geçiriyorlar. Aşıyla koruma gerçekleşmiyor".

Daha endişe verici olan eski aşıların yerine insan genomuna karışan, insanın özünü değiştiren yeni nesil aşıların ortaya çıkmasıdır. Bunlar Gen Mühendisliği ürünü "Rekombinant Aşılar"dır. Hepatit B aşısı, bu aşıya iyi bir örnektir. "Genetik Mühendisliğin" getirdiği metodlarla silahlanan biyologlar artık bakteriyel hücrelere insan proteinlerinin sentezinden sorumlu genler yerleştirmektedir. Bu teknolojinin sağladığı imkanlarla günümüzde interferon, enzim, hormon ve diğer biopreparatlar gibi Grip ve Hepatit B aşısı da aynı mantıkla elde edilmektedir.

"Engerix-B" (Hepatit B aşısı)'nın içindekiler:

1. Preparatın ana maddesi, ekmek ve bira üretiminde yaygın olarak kullanılan "Genetik olarak modifiye edilmiş" mayadır. Sentetik de olabilen Hepatit B virüsünün geni maya hücresine entegre edilmiştir. Genetiği ile oynanmış ürünlerin kullanımı ise önceden tahmin edilemeyen sonuçlar doğurabilir. ("GMO" bölümüne bakınız.)

2. Alüminyum hidroksit: Zehirli olduğu için uzun zamandır aşılardan çıkarılması önerilmektedir. Çocuk felcini ve alerjileri provoke etmektedir. ("Katkı Maddeleri" bölümüne bakınız.)

3. Timerosal: Organik civamsı bir tuzdur ve aşıların içinde kullanılan bir koruyucudur böcek ilacı olarak bilinen ve Merkezi sinir sistemine negatif etki yapan bir maddedir. ("Otizm" bölümüne bakınız.)

4. Polisorbent: Deşifre edilemeyen bir maddedir.

Vücudun Hepatit B aşısına verdiği genel tepkilerin bazısı: Ateş, baş dönmesi, baş ağrısı, kusma, ishal, karın ağrısı, karaciğer fonksiyonunda bofalit, menenjit, artrit, nefes darlığı, vaskulit, kalp ödemi, limfadenit. zulma; deri döküntüleri, eklem ve kas ağrıları, anafilaksi, felç, nevrit, ense - mi geri Hepatit B virüsüne karşı geliştirilen bu yeni Rekombine aşının kullanıgünümüzün çocuklarında olduğu gibi gelecek insan nesli üzerinde de dönülmez ve tahmin edilemez fiziksel, zihinsel ve ruhsal tahribatlar yaratabilir. Rekombine aşının etkisini anlayabilmek için uzun vadeli ve yüksek teknoloji gerektiren deneyler yapılmalıdır. Bu ise, büyük finansman gerektiren bir iştir. İşte bu yüzden "yardımseverler" tarafından ülkemize yeni nesil aşılar mutlaka "geniş bir çocuk kitlesi üzerinde denenmek üzere” akın akın ücretsiz olarak gönderilmektedir. Denekler bizim çocuklarımızdir!

Yeni Zelanda'da aşı takvimine Hepatit-B aşısı eklendikten sonra tip 1 Diyabetin %60 oranında arttığı görülmüştür.

Ülkemiz, dışarıdan gelen herhangi bir aşının, ne kadar güvenilir olduğunu hiçbir şekilde kontrol edebilecek durumda değildir. Çünkü ülkemizde bu araştırmaları yapabilmek için gereken donanım ve laboratuarlar yoktur.

Bazı aşılarda koruyucu olarak timerosal+aliuminyum hidroksit, bazılarında ise timerosal + formaldehit kullanılır. Bu üç madde bildiğimiz pestisidlerdir yani böcek ilaçlarıdır. Yerleştiği organa göre dalak, karaciğer, böbrek, beyin dokularında ve büyüme ve olgunlaşmadan sorumlu timus bezinde tahribat oluşturur. Örneğin, böbreklerde yerleştiğinde böbreklerin gelişimine engel olarak bir süre sonra kronik böbrek yetmezliğine, pankreasta yerleştiğinde, diyabet l'e, beyinde yerleştiğinde, epilepsi, felç, devamlı ağlama, sürekli kendi etrafında dönme, otizme vb. sebep olur. Bunların hepsi, aşıların prospektüsünde, yan etkiler başlığı altında detaylı olarak belirtilmektedir. Dolayısıyla üreticiler bu sonuçlardan sorumlu değildir, sorumluluk aşı yaptıranlardadır. Hastalanan çocukların saç örnekleri tahlil edildiğinde bazılarının beyinlerinde tehlike sınırının altındaki dozdan 125-150 kat fazla timerosal olduğu tesbit edilmektedir.
 
Üst Ana Sayfa Alt