Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Soru Kafirlerden Yardım Kabul Edilebilir mi?

matchless maturidi-1 Çevrimdışı

matchless maturidi-1

Üyeliği İptal Edildi
Banned
müslüman kanıyla nemalanan faşist israil in bu gün Van depremi dolaysiyle çeşitli yardımlar gönderdi daha doğrusu Türkiye buna izin verdi, bize yardım yollayın diyebildi.
Bu şartlar altında böyle bir devletten yardım almak ve kullanmak ne derece doğru ve caiz midir _???

31394_115408158502763_115401718503407_84106_2850565_n.jpg
 
eL_Muhacir Çevrimdışı

eL_Muhacir

İlimsiz Mucâhid, kâtil; Cihâdsız âlim, belâm olur
Frm. Yöneticisi
Müşriklerden Ne Zaman Yardım istenir

Bedir savaşı sırasında henüz müşrik olan Hubeyb Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den Müslümanlarla beraber savaşa katılmak için izin istedi.

Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ise:

"Biz müşriklere karşı bir müşriğin yardımını kabul etmeyiz" dedi.

Yine Uhud savaşında münafık İbn-i Ubey'in anlaşmalıları olan bir grup yahudi Müslümanların safında savaşa katılmak istediklerinde Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem yine:

"Müşriklere karşı müşriklerden yardım istenmez" buyurarak onlardan yardım kabul etmemiştir.


Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in bu gibi olaylar karşısındaki tavrı İslami Hareket için önemli bir hususa işaret etmektedir.

Temelde kafirler İslam'ın hakim olmasını asla istemezler ve bu davanın hakim olmaması için ellerinden geleni yaparlar.

Fakat öyle kimseler de vardır ki bu akideye inanmamalarına rağmen İslam sisteminin adaletini bildiklerinden veya maddi çıkarlarından dolayı İslam'ın hakim olması için yardımcı olabilirler.

Müslümanlar bu gibi kafirlerden yardım isteyebilir mi?


Bu gibi kafirlerden yardım isteyip istememek İslam cemaatinin durumuna bağlıdır.

Şayet İslam cemaati işini tek başına halledebilecek kuvvete sahip ise bu gibi kafirlerden yardım istemesi caiz olmaz.

Eğer tek başına bu işi halledebilecek kuvvete sahip değilse veya bu gibi kafirlerin katkısıyla İslam'ı daha çabuk hakim kılabilme imkanına sahipse, o zaman ancak belirli şartlar dahilinde kafirlerden yardım isteyebilir.

Bu şartlara gelince;

1 - Müslümanlar kafirlerden ancak İslam akidesinin ve prensiplerinin izin verdiği sınırlar çerçevesinde yardım isteyebilirler.

2 - Müslümanlar hiçbir zaman kafirleri emir verecek bir mevkiye getiremezler. Komuta daima Müslümanların elinde olmalıdır.

3 - Kafirler hiçbir zaman Müslümanlara zarar verebilecek mevkilere getirilemezler.

Zira kafirler Müslümanlara ya diğer sistemlere olan düşmanlıklarından dolayı ya da maddi çıkarlarından dolayı yardım ederler. Bu yüzden onlara tam olarak asla güvenilemez.

Onlar menfaat ve çıkarlarına daha uygun bir fırsatla karşılaştıklarında her an Müslümanları satabilirler.

Bu yüzden kafirlerin Müslümanlara büyük zararlar verebilecek mevkilere getirilmemeleri gerekir.

İşte bu şartlar dahilinde ve Müslümanlara zarar vermeyip fayda verecek durumlarda kafirlerin kullanılmaları caizdir.


Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in Bedir ve Uhud savaşlarında müşriklerden yardım kabul etmemesine gelince;

Bedir savaşında Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'a gelen Hubeyb ve arkadaşının yardımına Müslümanların o esnada ihtiyaçları yoktu. Ayrıca Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hubeyb'i İslam'a yakın gördüğü ve onun Müslüman olmasını umduğu için, ona ancak Müslüman olursa savaşa katılmasına izin vereceğini ısrarla belirtmiştir.

Uhud savaşında savaşa katılmak isteyen yahudiler ise münafık Abdullah b. Selul'ün halifleri (anlaşmalıları) idiler ve bunlarla Müslümanlar arasında hiçbir anlaşma veya ittifak yoktu.

Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem onlara güvenemedi. Zira Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem onların hiçbir zaman İslam'ın hakim olmasını istemediklerini aksine İslam'ı ortadan kaldırmak için ellerinden gelen her şeyi yapmaya hazır olduklarını çok iyi biliyordu.

Zira Allah-u Teâlâ onlar hakkında şöyle buyurmuştur:

"Kitap ehlinden küfredenler ve müşrikler Rabbinizden üzerinize bir hayrın indirilmesini arzu etmezler." (Bakara: 105)

"Sen onların dinlerine uymadıkça yahudi ve hristiyanlar senden asla razı olmazlar." (Bakara: 120)

Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in Bedir ve Uhud savaşlarında bu kafirlerin yardım etme taleplerine karşılık söylediği:

"Biz müşriklere karşı müşriklerden yardım istemeyiz" sözü müşriklerden hiçbir zaman yardım kabul edilemez demek değildir.


Yukarıda sayılan şartlar dahilinde müşriklerden yardım istenebilir.

Zira Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Medine'ye ilk geldiğinde, Medine ve çevresindeki kafirlerle Medine'ye bir saldırı olduğunda, Medine'yi korumada Müslümanlara yardım etmelerini de içeren bir anlaşma yapmıştı.

Yine Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Huneyn seferinde müşrik Saffan b. Umeyye'den ve Hayber'de Benu Kaynuka yahudilerinden yardım istemiştir.

Burada değinmeden geçemeyeceğimiz önemli bir husus daha vardır:

Müslümanların, hedeflerine ulaşmak için gerekli kuvvete sahip olup olmadıklarının hesabını yaparken değerlendirmelerini, bil-fiil bu davaya inanmış kimselerin sayı ve kuvvetine göre yapmaları gerekir.

Şayet bu davaya inanmış fertlerin sayısı yeterliyse savaş meydanına çıkılır. Yoksa savaş meydanına çıktıktan sonra Müslümanlara katılacakları tahmin edilen kimseleri hesaba katarak değerlendirme yapıp ona göre savaş meydanına çıkılması doğru olmaz.

Müslümanların tağuta karşı savaş ilan etme zamanı geldiğinde hesaplarını, o anda bu davaya bizzat inanmış kişilerin sayı ve kuvvetlerine göre yapmaları gerekir.

Savaşa çıkıldıktan sonra İslam cemaatine katılacakları umulan kimselerin de hesabı yapılarak savaş meydanına çıkmak büyük bir hata olur ve bu, sonuçta Müslümanları büyük bir hayal kırıklığına uğratıp telafisi mümkün olmayan zararlara yol açabilir.
 
Üst Ana Sayfa Alt