Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Soru Rıhle Dergisi ve Genç Birikim Dergisi Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?

dua sadık Çevrimdışı

dua sadık

Üye
İslam-TR Üyesi
Selamun aleykum kardeşler…

Rıhle dergisi ile genç birikim dergisi hakkında olumlu yada olumsuz düşünceleriniz nedir? paylaşın lütfen…

Allah razı olsun…
 
dua sadık Çevrimdışı

dua sadık

Üye
İslam-TR Üyesi
peki açıklayayım;

Öncelikle, sormadan önce tereddüt ettim. Genelde forumda özellikle bazı konular çok tartışılıyor, sorumun da tartışma amaçlı algılanmasından korktum Ama niyetim bu değil.
Sadece bazı dergileri takip etme kararı aldım. Bu ikisini ve daha başkalarını da... okuyup en olumlu bulduklarımı takip etmeyi düşünüyorum. Şimdilik genç birikim dergisini beyendim fakat buradaki kardeşlerinde varsa genel kanaatlerini öğrenmek istiyorum. Çünkü pekçok konuda isabetli kanaatlarinin olduğunu düşünüyorum.
yani sadece fikir alışverişi yapmak... başka bir kastım yok.
 
ibnikayyim Çevrimdışı

ibnikayyim

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
peki açıklayayım;

Öncelikle, sormadan önce tereddüt ettim. Genelde forumda özellikle bazı konular çok tartışılıyor, sorumun da tartışma amaçlı algılanmasından korktum Ama niyetim bu değil.
Sadece bazı dergileri takip etme kararı aldım. Bu ikisini ve daha başkalarını da... okuyup en olumlu bulduklarımı takip etmeyi düşünüyorum. Şimdilik genç birikim dergisini beyendim fakat buradaki kardeşlerinde varsa genel kanaatlerini öğrenmek istiyorum. Çünkü pekçok konuda isabetli kanaatlarinin olduğunu düşünüyorum.
yani sadece fikir alışverişi yapmak... başka bir kastım yok.


rıhle dergisi genel olarak FIKHı bir dergidir genc beyını pek bılmıyorum,,, rıhleyı okumanızı tavsıye ederım agır mızaclı bır dergıdır,,,fıkır dergısı olarak da vuslat dergısı nı tavsıye ederım vuslatta bızım menhecımıze daha yakın hocalar yazıyor,,,,
 
dua sadık Çevrimdışı

dua sadık

Üye
İslam-TR Üyesi
Rıhle dergisi fıkıh dergisi değildir. Her sayıda farklı bir konsepti vardır. Mesela bir sayıda "Sahabe" temasını işlemişlerdi. Dergi Ebu Bekir Sifil tarafından çıkıyor. Hadisleri savunmaları, hadis inkarcılarına verdikleri reddiyeler güzel fakat isim ve sıfatlar konusunda Selefin menhecinde değiller. Daha çok Kevseri'nin usulünü takip ediyorlar. Allah'ın isim ve sıfatlarını keyfiyyetsiz olarak kabul ettiğimiz için biz kısmı bizim gibi itikad edenlere "mücessime" derken bir kısmı da "haşeviyye" demektedir. Darul Hikme ve Ebu Bekir Sifil'in en çok uğraştıkları konu da isim sıfat konusudur. Sitelerine, dergilerine bakanlar bunu kolayca görebilir.

Dinin asıllarını talim etmiş bir kimseye bu dergileri okuyup onların inançları konusunda bilgi sahibi olmasını tavsiye ederim fakat henüz dinin asıllarını talim etmemiş, alimlerin tabiriyle "kuru yaş her odunu toplayan" kişilere asla tavsiye etmem. Allah en doğrusunu bilir.

Allah razı olsun
 
ibnikayyim Çevrimdışı

ibnikayyim

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
RIHLE dergisini Darulhikme kardeşler çıkarıyorlar....... VUSLATI tavsiye ederim...
 
H Çevrimdışı

hamzax

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
HİZB-ÜT TAHRİR'İNGAYESİ
Hizb-üt Tahrir'in gayesi İslâmî hayatı yeniden başlatmak ve İslâm Davasını âleme yaymaktır. Bu gaye; bir İslâm ülkesinde, içinde hayatın bütün işlerinin şerî hükümlere uygun olarak yürütüldüğü ve hayata bakışın helâl ve harama uygun olduğu bir İslâmî toplumda Hilâfet Devleti olan İslâm Devleti'nin gölgesinde bir İslâmî yaşantıyı yaşamaya müslümanları tekrar döndürmektir. O İslâm Devleti ki, içinde Allah'ın Kitabı ve Resulullah'ın Sünneti üzerine dinleyip-itaat etmek üzere, İslâm'ı davet ve cihad yoluyla bütün dünyaya yaymak üzere biat ederek müslümanların seçtiği bir halifenin bulunduğu devlettir.
Hizb, aydın fikirle, doğru bir kalkınmayla ümmeti kalkındırmayı hedef edinir. Ümmeti geçmişteki izzet ve şerefine yeniden ulaştırmaya çaba sarfeder. Böylece ümmet, geçmişte olduğu gibi İslâm hükümlerine göre yönetilen, diğer devletlerden ve halklardan süratle ilerleme dizginlerini söküp almak suretiyle yeniden birinci devlet durumuna gelecektir.
Yine Hizb; beşeriyetin hidayetini ve İslâm yeryüzünü kaplayıncaya kadar; küfürle, küfür fikirleri ve nizamlarıyla çarpışmak için İslâm ümmetinin liderliğini hedef edinir.

HİZB-ÜT TAHRİR'EÜYELİK
Hizb, müslüman erkek ve kadınları siyah ya da beyaz olmalarına veya Arap olup olmamalarına bakmaksızın üyeliğe kabul eder. Hizb, bütün müslümanların hizbidir. Bütün müslümanları kavmiyetlerine, renklerine ve mezheplerine bakmak-sızın İslâm Davasını yüklenmeye, onun nizamlarını benimsemeye davet eder, hepsine yalnız İslâm nazarıyla bakar.
Kişilerin Hizb'e bağlanma metodu; İslâm Akidesine inanıp bağlanma, Hizb'in kültüründe olgunlaşma, Hizb'in fikirlerini ve görüşlerini benimseme yoluyla olur. Hizb'de eridiği, davetle etkilenip şahsiyeti geliştiği ve fikirlerini, mefhum-larını benimsediği zaman kişi bizzat kendisini Hizb'e bağlı sayar. Hizb'in fertlerini birbirine bağlayan rabıta İslâm Akidesi ve bu akideden kaynaklanan Hizbî kültürüdür. Kadınların halkaları erkeklerin halkaların-dan ayrıdır. Kadınların halkalarını kocaları, mahremleri veya kadınlar yönetir.

HİZB-ÜT TAHRİR'İNÇALIŞMASI

Hizb-üt Tahrir'in çalışması; bozuk toplum vakıasını değiştirmek ve onu İslâmî bir toplum haline getirmek için İslâm Davasını yüklenmektir.. Hizb bu işi; İslâm'ın fikirlerinin insanların yanında bir kamuoyu haline gelesiye ve insanları onları tatbik etmeye ve onların gerektirdiğiyle amel etmeye iten mefhumları haline gelesiye kadar toplumdaki mevcud fikirleri İslâm'ın fikirleriyle değiştirerek; Allah'ın razı olduğuna razı olan, ondan hoşnutluk duyan, Allah'ın gadablandığına da gadablanan, İslâmî duygular haline gelesiye kadar toplumdaki duyguları değiştirerek; İslâm'ın çözümlerine ve hükümlerine uygun olarak seyreden İslâmî alâkalar (ilişkiler) haline gelesiye kadar toplumdaki alâkaları değiştirerek yapar.
Hizb, şerî çözüm ve hükümlere uygun olarak insanların işlerini gözettiğinden, onun yapmış olduğu bu çalışmalar siyasî amellerdir.. Zira siyaset, insanların işlerini İslâm hükümleriyle ve çözümleriyle gütmek demektir.
Hizb, bu siyasî amellerde ümmeti, İslâm'la kaynaşıp erimesi için fasid akidelerden ve hatalı fikirlerden ve yanlış mefhumlardan ve onlardan etkilenmekten kurtarmak için İslâmî kültürle kültürlendirmeyi ön plana çıkarır. Yine bu siyasî çalışmalarda fikrî çarpışma ve siyasî mücadeleyi de bariz kılar.
Fikrî mücadele, küfür fikirleri ve nizamlarıyla çarpışmada tecellî ettiği gibi (açığa çıktığı gibi) aynı zamanda hatalı fikirlerle, fasid akidelerle ve yanlış mefhumlarla mücadele etmek, onların bozukluğunu açıklamak, hatalarını ortaya koymak ve bunlar hakkında İslâm'ın hükümlerini açıklamak süretiyle de tecellî eder.
Siyasî mücadele ise; ümmeti onların egemenliğinden kurtarmak, nüfuzlarından kurtuluşa kavuşturmak için emperyalist kâfirlerle çarpışmak ve fikrî, kültürel, siyasî, ekonomik, askerî ve benzerî bütün köklerini İslâm beldelerinden söküp atmak süretinde ortaya çıkar. Yine bu siyasî mücadele; yöneticilerle çarpışmak, onların ümmete hiyanetlerini ve hilelerini ortaya çıkarmak ve onları muhasebe etmek; ümmetin haklarını çiğnemeleri, ümmete ilişkin vazifelerini eda etmekte kusur göstermeleri veya ümmetin işlerinden birini ihmal etmeleri yahut İslâm hükümlerine muhalefet etmeleri halinde onları değiştirmek süretinde ortaya çıkar.
Hizb'in bütün çalışmaları, ister yönetim konusunda ister yönetim konuları dışında olsun, siyasî çalışmalardır. Hizb'in çalışması vaaz ve irşad olmadığı gibi öğretim de değildir. Zira Hizb, medrese değildir.. Bilâkis, Hizb'in çalışması siyasîdir. Orada; kendileriyle amel olunması ve hayatla devlet sahasın-da vücuda getirilmeleri için taşınmaları maksadıyla İslâm fikirleri ve hükümleri verilmektedir.
Hizb; İslâm'ı, tatbik olunması, İslâm Akidesinin devletin esası, devletteki kanunların ve anayasanın temeli olması için yüklenir. Çünkü, İslâm'ın Akidesi aklî bir akidedir.. O akide; ister siyasî veya iktisadî, isterse kültürel veya içtimaî veya bunlardan başkası olsun, insanların müşkillerinin hepsini çözümleyen nizamların kendisinden kaynaklandığı siyasî bir akidedir..

HİZB-ÜT TAHRİR'İNÇALIŞMA SAHASI

İslâm ediolojisi âlemşumul olmakla beraber, evrensel biçimde çalışmaya başlama, İslâm'ın metodu değildir. Bilâkis, İslâma evrensel olarak davet etmek ve orada yerleşinceye, böylece İslâm Devleti kurulun-caya kadar bir ya da bir kaç bölgeyi İslâm Davası için çalışma yeri olarak kabul etmek mutlaka gereklidir.
İslâm Daveti için dünyanın her yeri uygundur. Ne var ki, halkı İslâm Dininden olduğu için davete İslâm beldelerinde başlamak gereklidir. Arapçanın, Kur'an ve Hadis'in dili, İslâm kültürünün temel unsurlarından biri, İslâmî cevherden bir parça olmasından dolayı da bu davetin öncelikle Arapçanın konuşulduğu, İslâm beldelerinin bir parçası olan Arap beldelerinde başlaması daha evlâdır.
Nitekim Hizb'in, ortaya çıkıp gelişmesinin başlangıcı ve davayı yüklenmesi bazı Arap beldelerinde olmuştur. Sonra, tabiî gelişmesine bağlı olarak davet yayılmaya başladı, ta ki pek çok Arap beldesinde ve Arap olmayan İslâm beldelerinde çalışır hale geldi.
 
M Çevrimdışı

mustafa_mardin

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
rıhle dergisi türkiyedeki sahte hanefi-nakşibendi tarikatçısı-eşari tayfanın sayısız dergisinden sadece biridir. iddia edildiği gibi ilmi bi altyapısı yoktur. gösteriş olsun diye süslü püslü janjanlı bi grafik tasarım vermişler ki millet ciddiyet sahibi sansın.

ömrünü hurafeleri yaymaya adayan kevserinin fikirlerini yeniden pazarlamaya adayan hadis karşıtı çevrelerdir.

rıhle, gurabamecmuası, arifan vs... gibi yayınlar tıpkı mutezile gibi bu hadis tasavvufa uymuyor bu hadis eşari kelamcıların görüşlerine uymuyor bu hadis hanefi mezhebine uymuyor diyerek hadis alimlerine ve hadislere saldırmayı meslek edinmişlerdir.

ille de dergi okuyacaksanız ilahiyat fakültelerinin akademik dergilerini okuyun. en azından ilminizi arttırır. ötekileri felsefe okuması olur.
:cihad:
 
M Çevrimdışı

mustafa_mardin

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
onu şunun için söyledim. dergiler ilim talebesi için öncelikli bilgi kaynağı değildir malum.

dergi ilim öğrenmekten ziyade gündelik siyasi sosyal olaylardan haberdar olmak için okunur. e onun için de bu devirde illa dergi okumaya gerek yok. gazeteleri tv kanallarını beğenmiyorsa insan özgür internet haberciliği var. dergiler eğer ideolojik yada dini ise türkiyede ve dünyada çoğu kez haber vermek için yada bilgi yaymak için değil örgütsel döküman olsun diye örgüt içi birlikteliğin tabelası olsun diye çıkarılır. hangi dergiyi okuyorsan o derginin camiasından sayılırsın maksat içerik değildir. tıpkı zaman gazetesinin içerik olarak bomboş olması gibi ama bedava dağıtılır neden çünkü bir semboldür.
 
dua sadık Çevrimdışı

dua sadık

Üye
İslam-TR Üyesi
dergi ilim öğrenmekten ziyade gündelik siyasi sosyal olaylardan haberdar olmak için okunur. e onun için de bu devirde illa dergi okumaya gerek yok.

Bugün köklü bir ilim öğrenmek kadar, önemli ilmi kitapları okumak kadar, dünyada neler olup bittiğini öğrenmek, kimin hangi gruptan olduğunu öğrenmek, cemaatlerin itikatlarını öğrenmek hatta bazı şahısların ne yazıp çizdiğini bilmekte çok çok önem arz ediyor. Çünkü insanlar hep buralardan bir taraflara çekiliyor, eskiden olduğundan daha elzem bu canlı bilgiler, dergilerde bu canlı bilgilere ulaşmamızın en kolay ve kaliteli yoludur. ve kesinlikle İnternet haberciliğinden daha kalitelidir. Herşey o kadar hızlı gelişiyor dünya o kadar küçülüyor ki bize kısa zamanda fayda sağlayacak çalışmaları küçümseyecek lüksümüz olmadığını düşünüyorum.
 
P Çevrimdışı

parsa

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
rıhle dergisi türkiyedeki sahte hanefi-nakşibendi tarikatçısı-eşari tayfanın sayısız dergisinden sadece biridir. iddia edildiği gibi ilmi bi altyapısı yoktur. gösteriş olsun diye süslü püslü janjanlı bi grafik tasarım vermişler ki millet ciddiyet sahibi sansın.

ömrünü hurafeleri yaymaya adayan kevserinin fikirlerini yeniden pazarlamaya adayan hadis karşıtı çevrelerdir.

rıhle, gurabamecmuası, arifan vs... gibi yayınlar tıpkı mutezile gibi bu hadis tasavvufa uymuyor bu hadis eşari kelamcıların görüşlerine uymuyor bu hadis hanefi mezhebine uymuyor diyerek hadis alimlerine ve hadislere saldırmayı meslek edinmişlerdir.

ille de dergi okuyacaksanız ilahiyat fakültelerinin akademik dergilerini okuyun. en azından ilminizi arttırır. ötekileri felsefe okuması olur.
:cihad:
Salla başı al maaşı diyorum sana.

Hangi birikim ve ferasetle bu yaftalarda bulunabiliyorsun şasırmamak elde degil.
İnsanlara somut deliller sunmalısın.
İpe sapa gelmez adamları sırf dünya görüşü olarak begendiginiz için allame , şeyh yapıyorsunuz lakin kevseriye cahil cühela , rıhle dergisine deli saçması diyebiliyorsunuz.
Vicdanınıza sesleniyorum.
Vesselam.
 
Ebu Hayseme Çevrimdışı

Ebu Hayseme

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Salla başı al maaşı diyorum sana.

Hangi birikim ve ferasetle bu yaftalarda bulunabiliyorsun şasırmamak elde degil.
İnsanlara somut deliller sunmalısın.
İpe sapa gelmez adamları sırf dünya görüşü olarak begendiginiz için allame , şeyh yapıyorsunuz lakin kevseriye cahil cühela , rıhle dergisine deli saçması diyebiliyorsunuz.
Vicdanınıza sesleniyorum.
Vesselam.

Senin amacın ne? Kevseri'ye nerde cahil denilmiş yazıda? Biz kimseyi dünya görüşünden dolayı (kendimizce) allame, şeyh yapmıyoruz herkesin ilmi neyse o.
 
P Çevrimdışı

parsa

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Senin amacın ne? Kevseri'ye nerde cahil denilmiş yazıda? Biz kimseyi dünya görüşünden dolayı (kendimizce) allame, şeyh yapmıyoruz herkesin ilmi neyse o.

Bir amaç için yazmadım, konuya verdigim cevap ortada.
Eger sende alinti yaptigim mustafa mardin in yazısına bende katiliyorum diyor isen yazdigim cevabi üzerine alinabilirsin.
Benim alıntı yaptıgım kişi belli. Onun yazdıgı belli. Hurafeler dagıtan kevseriymiş.
Ben islamın sertifikasyonunu yapan yada bu ilim kaliteli bu ilim kalitesizdir diyen birisi deģilim. Bu din nakil dinidir kimin nakli sahih ve sarih ise ben onu alırım. Herhangi bir amaç gütmeden sadece alinti yapip cevap verdim.

En baştan sorulan soruya da nacizane bir görüs belirteyim. Ben rihle dergisini begeniyorum. Almak isteyenlerede oneririm. Kimseyi saptirmaz yoldan çikatmaz mutlak manada size ilim olarak birşeyler katar. Hidayet Allah'tandır.
 
Ebu Hayseme Çevrimdışı

Ebu Hayseme

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Bir amaç için yazmadım, konuya verdigim cevap ortada.
Eger sende alinti yaptigim mustafa mardin in yazısına bende katiliyorum diyor isen yazdigim cevabi üzerine alinabilirsin.
Benim alıntı yaptıgım kişi belli. Onun yazdıgı belli. Hurafeler dagıtan kevseriymiş.
Ben islamın sertifikasyonunu yapan yada bu ilim kaliteli bu ilim kalitesizdir diyen birisi deģilim. Bu din nakil dinidir kimin nakli sahih ve sarih ise ben onu alırım. Herhangi bir amaç gütmeden sadece alinti yapip cevap verdim.

En baştan sorulan soruya da nacizane bir görüs belirteyim. Ben rihle dergisini begeniyorum. Almak isteyenlerede oneririm. Kimseyi saptirmaz yoldan çikatmaz mutlak manada size ilim olarak birşeyler katar. Hidayet allahtandir.

Buyur sana Kevseri'nin Selef-i Salih'e ve hidayet imamlarına sövgüleri,

1-İmam İbn Huzeyme (rahimehullah) hakkında şöyle der: “Bu iki kitabın bir de hacimli olan bir üçüncüsü daha vardır ki, müellifi İbn Huzeyme ona “Kitabu’t-Tevhid” ismini vermiştir. Hâlbuki bu kitap muhakkik ilim ehli nazarında şirk kitabıdır. Bunun sebebi, ihtiva ettiği putperest görüşlerden dolayıdır.” (Makalat s–409)

2-İmam Ahmed bin Hanbel (rahimehullah)’ın oğlu Abdullah (rahimehullah)’a karşı düşmanlığını şu sözleriyle ifade etmiştir: “Şuan, kitabın yazarının babasından işitmesiyle avamdan bazı kişilerin aldanma ihtimalinden dolayı ve Müslümanları, kitabın içinde var olan değişik sapkınlıklardan sakındırmak için “Kitabu’s-Sünnet” ten bahsedeceğiz. Bu sapkınlıkları konuşanın kim olursa olsun küfür küfür olmasıyla beraber…”(Makalat, s 412)

Zahit el-Kevseri Makalat adlı kitabının başka bir yerinde selefe söverken derki: “Karmatiler Haceru’l-esved’i Kâbe’yi Mukerreme’den söküp aldıkları zaman bu Haşevi Berbehariler Bağdat’ta kılıç zoruyla putperestliğe çağırıyordu.” (Makalat, s 405)

3-İmam Osman bin Sa’id ed-Darimi(rahimehullah)’a sövmesi ve düşmanlığı: “Acaba dünyada “Nakd” kitabının sahibi ve ona tabi olanlardan başka bu usulsüz küfrü işleyen bir başkası daha var mı?”

4-Zahit el-Kevseri Şeyh Subki’nin telif ettiği “es-Seyfu’l-Sakil” adlı esere yazdığı talikte İbn Kayyım(rahimehullah)’ı küfür ve zındıklıkla itham etmiş ve ona “sapkın, saptırıcı, bidatçı, arsız, yalancı, Haşevi, aptal, kalın kafalı, cahil” gibi sözler sövmüş ve kötülemiştir

5-İmam İbn Teymiyye (rahimehullah)’a saldırması ve sövmesi: “Kim onu kendisine imam edinirse, her insanın imamıyla çağırılacağı o günden korkmaksızın dalalet ve şaz görüşlerde onu imam edinmiştir.”

“Bilakis İbn Teymiyye Harran’daki sabiilerin ilimlerine varis olmuştur…”
 
Üst Ana Sayfa Alt