Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

12 Halife

Y Çevrimdışı

Yasin Bala Al Hanafi

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
Selamun Aleykum sevgili Kardeslerim. Bu Hadislerin Hakkinda bir Sorum var:

Buhari, Cabir bin Semere’den şöyle rivayet etmektedir:

“Resulullah (s.a.a)’ın şöyle buyurduğunu duydum: “Emirler on iki kişidir.” Sonra bir kelime dedi, ama ben duymadım. Babam şöyle dedi: “Şüphesiz Resulullah orada şöyle buyurdu: “Hepsi de Kureyş’tendir.” (Buhari- Kitab’ul-Ahkam- Bab’ul-İstihlaf 1/109)

2- Müslim’in rivayetlerinde de şu ibareler yer almıştır:

“Şüphesiz ki bu iş on iki halife gelip geçmeden sona ermez.”

“İnsanların işi, velileri on iki kişiye tamamlanıncaya kadar böylece devam eder.”

“Halife on ikiye tamamlanıncaya kadar İslam güçlü kalır.”

“Halife on ikiye tamamlanıncaya kadar da bu din güçlü ve yüce kalır.”

“Kıyamet kopana veya üzerinize on iki halife gelene dek de bu din ayakta kalacaktır.” (Müslim 6/23)

3- Ahmed b. Hanbel’in otuz dört yolla Cabir b. Semure’den naklettiği rivayette ise şu tabir yer almıştır:

“Bu ümmetin on iki halifesi olacaktır.”

4- Hakim’in Müstedrek’deki ibaresi ise şöyledir:

“Bu ümmetin işleri on iki halife gelinceye kadar iyilik ile geçecektir.”

“Bu ümmetin işleri... sürekli üstün olacaktır.” (Müsned-i Ahmed b. Hanbel, 5/86-108)

5- Zikredilen bütün hadislerde de “Hepsi Kureyş’tendir” ibaresi rivayetin sonunda yer almıştır.

6- Ahmed, Mesruk’tan şöyle rivayet etmiştir:

“İbn-i Mes’ud’un yanında oturmuştum ve o bizlere Kur’an okuyordu. Bu arada dinleyenlerden biri kendisine şu soruyu yöneltti: “Ey Abdurrahman, acaba Allah’ın resulüne bu ümmete kaç halifenin hüküm edeceğini hiç sordun mu?”

Abdullah b. Mes’ud şöyle cevap verdi:

“Irak’a geldiğim günden beri hiç kimse bana bu soruyu sormadı.” Daha sonra şöyle dedi: “Evet bu soruyu Allah’ın Resulüne sordum ve o şöyle cevap verdi. İsrail oğullarının önderleri sayısınca on iki kişi bu ümmete hüküm edecektir. (Müsned-i Ahmed 1/398-406)
______________


Brinci Sorum: Bu Hadisler, Buhari ve Müslimden Haric, hepsi Sahih mi? Sahih ise, bana Alimlerimizin bunu Sahih zikreddiyi Kaynaklari bana vere bilcekmisiniz?

Ikinci Sorum: Rafizilere göre bu Hadis, Ehli beytin 12 Imamlari tarif ediyormus. Alimlerimizin görüsü bu Hadisde nedir?

Yardiminiza icin Cok tesekür ederim.

Selamun aleykum

 
Abu_ibrahim Çevrimdışı

Abu_ibrahim

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Selamun Aleykum sevgili Kardeslerim. Bu Hadislerin Hakkinda bir Sorum var:

Buhari, Cabir bin Semere’den şöyle rivayet etmektedir:

“Resulullah (s.a.a)’ın şöyle buyurduğunu duydum: “Emirler on iki kişidir.” Sonra bir kelime dedi, ama ben duymadım. Babam şöyle dedi: “Şüphesiz Resulullah orada şöyle buyurdu: “Hepsi de Kureyş’tendir.” (Buhari- Kitab’ul-Ahkam- Bab’ul-İstihlaf 1/109)

2- Müslim’in rivayetlerinde de şu ibareler yer almıştır:

“Şüphesiz ki bu iş on iki halife gelip geçmeden sona ermez.”

“İnsanların işi, velileri on iki kişiye tamamlanıncaya kadar böylece devam eder.”

“Halife on ikiye tamamlanıncaya kadar İslam güçlü kalır.”

“Halife on ikiye tamamlanıncaya kadar da bu din güçlü ve yüce kalır.”

“Kıyamet kopana veya üzerinize on iki halife gelene dek de bu din ayakta kalacaktır.” (Müslim 6/23)

3- Ahmed b. Hanbel’in otuz dört yolla Cabir b. Semure’den naklettiği rivayette ise şu tabir yer almıştır:

“Bu ümmetin on iki halifesi olacaktır.”

4- Hakim’in Müstedrek’deki ibaresi ise şöyledir:

“Bu ümmetin işleri on iki halife gelinceye kadar iyilik ile geçecektir.”

“Bu ümmetin işleri... sürekli üstün olacaktır.” (Müsned-i Ahmed b. Hanbel, 5/86-108)

5- Zikredilen bütün hadislerde de “Hepsi Kureyş’tendir” ibaresi rivayetin sonunda yer almıştır.

6- Ahmed, Mesruk’tan şöyle rivayet etmiştir:

“İbn-i Mes’ud’un yanında oturmuştum ve o bizlere Kur’an okuyordu. Bu arada dinleyenlerden biri kendisine şu soruyu yöneltti: “Ey Abdurrahman, acaba Allah’ın resulüne bu ümmete kaç halifenin hüküm edeceğini hiç sordun mu?”

Abdullah b. Mes’ud şöyle cevap verdi:

“Irak’a geldiğim günden beri hiç kimse bana bu soruyu sormadı.” Daha sonra şöyle dedi: “Evet bu soruyu Allah’ın Resulüne sordum ve o şöyle cevap verdi. İsrail oğullarının önderleri sayısınca on iki kişi bu ümmete hüküm edecektir. (Müsned-i Ahmed 1/398-406)
______________


Brinci Sorum: Bu Hadisler, Buhari ve Müslimden Haric, hepsi Sahih mi? Sahih ise, bana Alimlerimizin bunu Sahih zikreddiyi Kaynaklari bana vere bilcekmisiniz?

Ikinci Sorum: Rafizilere göre bu Hadis, Ehli beytin 12 Imamlari tarif ediyormus. Alimlerimizin görüsü bu Hadisde nedir?

Yardiminiza icin Cok tesekür ederim.

Selamun aleykum

بسم الله الرحمن الرحيم
Aleykum selam ve rahmetullahi ve berekatuhu.
haricilerle mutezile dışında bütün müslümanlar, müminlerinin emirinin ancak kureyşten olabileceği, başka olamayacağı hususunda ittifak etmişlerdir. bu konuda gelen hadisler mütevatirdir.
Emeviler dönemiyle ısırıcı sultanlık başlamış, abbasilerin halifeliği devrim yoluyla olmuştur. daha sonra bu şekilde devam etmiştir. raşid halifelerin dönemi, kamil halifeliktir, Muaviye radıyallahu anh bu ümmetin meliklerinin ilki olmuş, ondan sonra babadan oğula bir saltanat başlamıştır. Bunların melik/kral olmaları, kendilerine itaat edilmesi vacip olan "müminlerin emiri" sıfatına engel değildir. bu yönetime İmametu'l-Uzma denilir ve bu imamı ehl-i hal ve'l-akd denilen, alim kimselerden oluşan istişare kurulu seçer, insanlar da bu kurulun kararına uyarak biat ederler. Bu konuda ed-Demicî'den terceme edilen: İslamda Devlet adlı kitaba bakabilirsiniz.

Rafizilerin iddiasıyla ilgili olarak kısaca şu reddiyeyi verebiliriz: Sözkonusu hadiste Kureyş'ten on iki halife devam edeceği zaman ümmetin işlerinin istikamet üzerinde olacağı bildirilmektedir. ancak şiaların iddia ettikleri on iki imamın dönemlerinde ümmetin işleri düzgün gitmemiştir. hadiste zikredilen imamların birbiri ardından gelmesi de zorunlu değildir. raşid halifelerden sonra Ömer b. Abdilaziz, Abbasilerden el-Mehdi gibi salih önderlerin de bu hadiste zikredilen on iki imama dahil olması muhtemeldir. Hadislerde sıfatları belirtilip de ismen belirtilmeyen şahısları tayin edip bu yüzden fırkalaşmak bidatçilerin menhecidir. Müceddid hadisinden hareketle kendi önderlerinin zamanının müceddidi olduğunu iddia eden ve bu yüzden çekişen fırkalar da böyledir. yine Allah dostu kavramının mevcudiyetini delil getirerek kendi şeyhlerinin Allah dostu olduğunu tayin etmeye kalkışanlar da böylesi bir bidat içerisindedirler. Yine Allah Teala'nın isim ve sıfatları konusu da buna örnek verilebilir. bizlere düşen şey, kitap ve sünnetin zikrettiği, sahabelerin üzerinde durdukları sınırlarda durmamızdır.
 
M Çevrimdışı

Molla_efendi

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
selamunaleykum abu ibrahim halifenin kureyşten olması ile ilgili hadisler emir kipi ile değilde haber kipi ile mi gelmiştir. aşağıda ki alıntıda bu konu ile ilgili bir yazı var. islamda devlet adlı kitap ravza yayınlarının mı?

Başınızdaki emir, siyah Habeşli bir köle olsa da, ona mutlaka itaat edin!) [Buhari]

Bu hadiste kastedilen halife mi? halife ise şayet bu hadisten başımıza kureyşli olmasa da itaat etmemiz gerektiği ortaya çıkmaz mı? kureyşten olmasa sahih hadisle amel edilmediğinden itaat etmeme gibi durum olabilir mi? günümüzde kimin kureyşli olup olmadığını nasıl anlayacağız?

aşağıda bir sitede alıntı var emirlerin kureyşten olmadığı ile ilgili.
"Bu iş (devlet başkanlığı) Kureyş’ten olacaktır. Onlar İslâm'ı uyguladıkça kim bu konuda onlara düşmanlık ederse Allah onu yüz üstü süründürür ve rezil eder." (Buhari Kitabu'l Ahkam C. 8 S. 105 Bab 2)

Yine Buhari'nin Abdullah ibni Ömer (ra)'dan rivayetiyle Rasulullah (s.a.v) buyurmuştur ki:

"Kureyş’ten iki kişi kaldıkça bu iş (devlet başkanlığı) Kureyş’te devam eder." (Buhari Kitabu'l Ahkam C. 8 S. 105 Bab 2 Müslim 1820)

Bu ve benzeri sahih hadisler Rasül (s.a.v)'e istinaden rivayet edilerek devlet idaresinin Kureyş’e ait olduğu haber ifadesi ile bildirmektedirler. Ancak bu hadislerden hiçbiri emir ifadesi içeren hadisler değildir. Haber ifadesi içeren hadisler bir talebi ifade etseler de bu hadisi destekleyen bir işaretle birleşmedikçe söz konusu hadise kesin ve bağlayıcı bir emir olarak bakılmaz. Bu hadisler için de, onların kesin birer talep olmasına ilişkin herhangi bir delil herhangi bir sahih rivayette geçmemiştir. Bu nedenle yukarıda zikredilen iki hadis halife seçiminin farzlarını değil mendublarını belirtmektedirler. Bu nedenle bu şart bir tercih şartıdır. Rasulullah (s.a.v)'den Muaviye kanalı ile rivayet edilen hadiste geçen"Onlara kim düşmanlık ederse yüz üstü sürünür, rezil olur" ibaresi onlara düşmanlık yapmanın yasaklanmasını ifade etmektedir. Yoksa "Bu iş Kureyşindir" ifadesi için bir te'yid işareti değildir. Bu hadis bu işin, Kureyş'te olacağını açıkladığı gibi onlara düşmanlığı da yasaklamaktadır. Hadisteki "Kureyş" kelimesi sıfat değil isimdir. Buna da usul ilminde "lakap" denir ve isim mefhumu ile yani lakab ile mutlak surette amel edilmez. Çünkü kavram ifade etmeyen isim ya da lakabın anlam üzerinde hiçbir etkisi yoktur. Bu nedenle Kureyş hakkındaki hüküm, yönetimin Kureyş'in dışında olamayacağına işaret etmez. Rasulullah (s.a.v)'in: "Bu iş Kureyş'indir" ifadesi ile "Kureyş’te devam eder" sözü, "Bu iş (devlet başkanlığı) Kureyş'in dışında olursa doğru olmaz ve bu iş onlarla devam eder" anlamına gelmez. Aksine yönetim işi Kureyş’te olabileceği gibi başkasında olması da caizdir. Bu nedenle bu hadis Halifenin Kureyşin dışından olmasına engel değildir. Dolayısı ile Kureyş’ten olma şartı tercih şartıdır, Hilâfet sözleşmesi şartı değil.

Bununla birlikte Rasulullah (s.a.v) Abdullah b. Revaha, Zeyd b. Harise ve Usame b. Zeyd'i emir yaptı ki onlar Kureyş'ten değildiler. Buradaki "Bu iş" kelimesi sadece Hilâfet hakkında bir hüküm olmayıp işlerin herhangi bir hükümle görülmesidir. Rasulullah (s.a.v)'in Kureyş’ten olmayanları emir tayin etmesi bu işin sadece Kureyş’e ait olmayıp başkalarına yasak olmadığına delildir. Kureyş'i Hilâfet için ehil gösteren hadisler Hilâfeti Kureyş’e has kılıp başkalarına yasaklayan deliller değil tercih edilmelerine öncelik tanıyan delilerdendir.

Halife’nin Haşim oğullarından ya da Ali oğullarından olması da Halifeliğin şartlarından değildir. Çünki Nebi (s.a.v) Haşim ve Ali oğulları dışındaki kimselerden idareci seçip emir yapmıştır. Rasulullah (s.a.v) Tebük'e giderken Medine'de ne Haşimî ne de Ali oğullarından olmayan Muhammed b. Meslemeyi emir yaptı. Aynı şekilde Yemen'e Haşimî ve Ali oğullarından olmayan Muaz b. Cebel ve Amr b. As'ı emir (vali) yaptı. Yine müslümanlar ve Ali (ra) Beni Haşim'den olmamalarına rağmen kesin delille Ebu Bekir, Ömer ve Osman (rahm)'a biat ettiler. Sahabenin hiçbirinden, bu biatlar karşısında, "bu kimseler Hişam ya da Ali oğullarından değiller" diye itiraz ettiklerine dair bir rivayet bizlere ulaşmamıştır.

Halife’nin Haşimi ve Ali oğullarının dışında kimselerden de olabileceğinin caizliği noktasında, içinde Ben-i Haşim'den Ali, İbn Abbas (rahm) ve Haşimîlerin de bulunduğu bütün sahabelerin icmâ'ı vardır.
 
Abu_ibrahim Çevrimdışı

Abu_ibrahim

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
selamunaleykum abu ibrahim halifenin kureyşten olması ile ilgili hadisler emir kipi ile değilde haber kipi ile mi gelmiştir. aşağıda ki alıntıda bu konu ile ilgili bir yazı var. islamda devlet adlı kitap ravza yayınlarının mı?

Başınızdaki emir, siyah Habeşli bir köle olsa da, ona mutlaka itaat edin!) [Buhari]

Bu hadiste kastedilen halife mi? halife ise şayet bu hadisten başımıza kureyşli olmasa da itaat etmemiz gerektiği ortaya çıkmaz mı? kureyşten olmasa sahih hadisle amel edilmediğinden itaat etmeme gibi durum olabilir mi? günümüzde kimin kureyşli olup olmadığını nasıl anlayacağız?

aşağıda bir sitede alıntı var emirlerin kureyşten olmadığı ile ilgili.
بسم الله الرحمن الرحيم

Aleykum selam ve rahmetullahi ve berekatuhu.
halifenin kureyşli olması şartı üzerinde Ehli sünnetin icmaı hasıl olmuştur. bu konuda gelen hadisler haber sigasında emirdir. bazı hadislerde de bunun emredildiği açıkça belirtilmiştir. mesela "Kureyşi öne geçirin, Kureyşin önüne geçmeyin" (Beyhaki, Taberani ve İbn Ebi Asım rivayet etmişler, Elbani el-İrva'da (no 519) sahih demiştir.evet o eser ravza yayınlarından çıkan kitap. adı geçen eserde halifenin kureyşten olma şartıyla ilgili deliller, bunlara yapılan itirazlar ve cevapları ele alınmıştır.
habeşli bir köle dahi başınıza emir olsa... hadisi imametul uzma dediğimiz halifelikle ilgili değil, küçük emirlik, komutanlık, valilik, başkanlık gibi makamlarla ilgilidir. yahut bazı alimler, yönetimi kuvvet kullanarak - devrim ve inkılap gibi - ele geçiren, karşı konulmaz güç sahibi olan, karşı çıkıldığında daha büyük fitnelerin husule gelebileceği yöneticiler - günümüzdekiler gibi - hakkında yorumlamışlardır. Allah en doğrusunu bilendir.
Kureyşten olmayan yöneticiler isyan, devrim, inkılap, ayaklanma gibi gayri meşru yolla yönetime gelenlerdir. onların gayri meşru yol kullanmaları müslümanların da gayri meşru yol tutarak onlara karşı ayaklanmalarını gerektirmez. bilakis maslahat ve mefsedetlerin gözetilmesi vaciptir. zalim ve kafir yöneticilere karşı ayaklanmanın kötülükten başka bir şey getirmediği anlaşıldıktan sonra Ehli sünnet, ayaklanmanın caiz olmayacağı hususunda ittifak etmişlerdir. bu ittifaktan sonra ancak bidat fırkaları ayaklanmayı caiz görmüşlerdir. ancak yöneticinin kafir olduğu apaçık, kesin olarak ortaya çıkar, müslümanların ona denk veya daha fazla gücü bulunursa, onun yerine salih bir lider getirme imkanları olursa ve bu ayaklanmanın sebep olacağı kötülük, mevcut durumdan daha az, iyiliği de daha fazla olacaksa, ayaklanmak caiz olur, değilse olmaz.
zalim yöneticilere karşı, meşru konularda itaat etmek, imkan nispetinde iyiliklerin emredilmesinde, kötülüklerin yasaklanmasında yardımlaşmak gerekir. onların kötülüklerini heryerde dile getirip anlatmak, onlara uluorta beddua etmek caiz değildir. bu sözle ayaklanmaktır ve fiili olarak ayaklanmaya bir adımdır. Ehli sünnetin menheci bu değildir. Ehli sünnet, yöneticinin ıslahı için Allaha dua eder, zulme sabreder, elde kalan iyiliklerin muhafazası ve devamı, kötülüklerin yok edilmesi veya azaltılması için gayret eder. şüphesiz mevcut kötülüklerin ortadan kaldırılmasının yolu, yöneticileri hedef edinmek değil, toplumun ıslahına çalışmaktadır. Ebu Hureyre radıyallahu anh, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'den iki kap dolusu ilim aldığını, birini yaydığını, diğerini yayması halinde boynunun vurulacağını söylemiştir. şüphesiz Ebu Hureyre radıyallahu anh.'ın gizlediği kısımda başa gelecek olan zalim yöneticilerin zikri vardı. ancak o bu konudaki fitneyi bildiğinden bunu yaymamış, yöneticilerin kusurlarını sayarak davette bulunmamıştır. Allah rasulü de bu bilgiyi herkese vermemiş, sayılı kimseler bildirmiştir. şayet halkın davet edileceği konu, yöneticilerin kötülükleri olsaydı, hem Allah rasulü bunu herkese açıklar, hem de Ebu hureyre bu bilgileri herkese yayardı. Allah en iyi bilendir. Allah yardımcımız olsun.
 
Üst Ana Sayfa Alt