Burada çok güzel açıklamışlar :
https://sorularlaislamiyet.com/duny...erdikleri-ayete-karsilik-ne-cevap-verilebilir
Kehf Sûresi 86. Âyette ifade edildiği üzere Zülkarneyn’in “
güneşi bulanık bir gözede, bazı âlimlere göre ise kızgın bir suda batıyor” görmesinin mecâzî olduğu açıktır.
Karineler yardımıyla bir sözün mecâzî mi hakiki manada mı söylendiğini anlamak, işin uzmanları için zor değildir. Ancak mecâz ilmin elinden cehlin eline düşerse, hakikat telakki olunur. Örneğin “
ormanda bir aslan gördüm”dediğimizde, bu aslanın gerçek bir aslan olduğunu anlarız. Çünkü “
orman”kelimesi bu konuda karinedir. Ancak “
hamamda bir aslan gördüm”dediğimizde buradaki aslanla pehlivan yapılı bir insanın kasdedildiğini düşünürüz. Çünkü “
hamam” karinesi var. Ancak bazen bir sözle hakikat mi mecaz mı kasdedilmiş karıştırılabilir.
Kur’an’da mecazi ifadelerin bulunduğunu şu âyet açıkça ifade ediyor: “
Bu dünyada kim kör ise, o âhirette de kördür…”
(İsrâ, 17/72) Bu âyetteki birinci körlükten maksadın Kur’ân hakikatlerine karşı körlük olduğu, fiziki körlük olmadığı açıktır.
Kur’ân’daki bir ifadenin mecaz mı hakikat mi olduğu hususunda âyetin siyak ve sibakı (öncesi sonrası) kimin söylediği, ne için söylediği, hangi makamda söylediği, genel islamî prensipler, Kur’an âyetleri vs. birer karinedir.
Sonuç olarak yazının tamamını okursanız
- Hem dünyanın bir dâhî (atıcı/ yuvarlatıcı) tarafından yörüngesine atılıp yerleştirildiğine,
- Hem yuvarlaklığına, hem elips şeklinde olduğuna,
- Hem kendi yörüngesi etrafında döndüğüne
- Hem de güneş etrafındaki yörüngesi üzerinde döndüğüne delâlet etmektedir.