Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Soru Aliyyul Kâri, İbn Teymiyye Hakkında Böyle Demiş midir?

C Çevrimdışı

cihad_38

Üye
İslam-TR Üyesi
"Aliyy'ül-kaari Şifa şerhinde diyor ki:

Hanbelîlerden İbni Teymiyye, ifrata kaçmış bulunmaktadır Zira Resulullah efendimizi ziyaret için yolculuk yapmayı haram saymıştır Halbuki ziyaretin yakınlık sebebi olduğu bilinmektedir Onu inkara kalkan üzerine küfür ile hükmolunmuştur Zira müstehab olduğunda ulemanın icmaı bulunan bir şeyi haram kılmak küfür olur Bu, mübah olduğunda icma bulunan bir şeyi haram kılmanın da ötesinde bulunmaktadır" (s188) "İbni Teymiyye'nin bozucu aklı ile muhalefette bulunduğu her şey, kendi uydurmasıdır Kendi fasid inanışına göre, def edecek boş bir şüphe bulamadığı zaman "O yalandır" diye başka bir davaya geçer Onun hakkında "İlmi aklından büyüktür" diyen, insaflı davranmıştır" (s189) "Ben, İbni Teymiyye'nin Minhacü's-sünnet kitabında Allahü tealaya cihet [yön] isnadını tafsilatı ile görmüş bulunuyorum Selef-i salihinden böyle bir söz varid olmamıştır. Bilakis [İbni Teymiyye] onu kendi nefsinden çıkarıp ortaya atmış ve birçok yerde tekrarlayıp durmuştur" (s203)

Bir çok hadise uydurma diyen Aliyyül kari kaynak alınıp hadislerin uydurma olduğuna, geçenlerde kapatılan bir konuda şahit olmuştuk.

Bugün bir yazı okurken aynı ismi görünce aklımda kalmış ve değerli alimimiz teymiyye hakkında bu sözleri söylediği yazılmış.islam tr fetva meclisine sormak istedim. Aliyyül karinin kitaplarını kaynak alarak mevzu hadislere itibar edersek,teymiyye hakkında söylediklerine ne deriz.?
 
Lalekai Çevrimdışı

Lalekai

Üyeliği İptal Edildi
Banned
İbn Teymiyye hakkında bu sözleri uydurmadır. Yiğit olan, bize arapçasıyia beraber sahife numarasını versin. Dinimizislam.com ve sofiler, rivayet uydurmakta üstlerine yok.

Onlar genellikle kendi uyduruk alimlerinden söz naklederek, Aliyyul Kari falan dedi filan dedi derler.

Bende diyorum ki, sizler yalancısınız. Kendi kitabından nakiller varsa getirin. Yoksa senedsiz uyduruk laflarınızla insanları kandırmayın.

Abdullah İbn Mübarek dedi ki : Dinde sened olmasaydı, dileyen dilediğini uydururdu.

Bakın ben herkesi açık davet ediyorum. İbn Teymiyye hakkında anlatılan sözlerin kaynağını versinler, hak ortaya çıksın.

Fıkhu’l- Ekber şarihi ve Hanefi ulemasının büyüklerinden Molla Aliyyül-Kari, İbn Kayyım ve İbn Teymiyye ye saldıranlara karşı onları şu sözleriyle savunmuştur:

“Medaricus salikin” adlı eseri okuyan herkes görecektir ki Her ikisi de Ehl-i Sünnet vel cemaatin büyüklerinden ve bu ümmetin evliyalarındandır.

Reddul Vafir'e önsözünde İbn Hacer diyor ki : "Onun hakkında söylenen sözlerin birçoğu nefsi birtakım mülahazalar ile söylenmiştir. Onun eserleri kendisini tecsim ile suçlayanları haksız çıkaracak sözlerle doludur.

ve yine diyor ki : "Şeyh güneşten daha meşhurdu ve kendisine “Şeyhulislam” lakabı verilmişti. Geceleri sabaha kadar yaranı, talebe ve dostlarıyla sohbet ederdi. Bu gerçeği, ancak onun kadrini bilmeyen ve insaftan uzak kimseler inkâr edebilir. Şeriat alimleri, onun, ictihad için gerekli tüm unsurları kendisinde topladığına şahitlik ederler."

Yine Reddul Vafir'e önsöz yazan Bedruddin el-Ayni el-Hanefi diyor ki : "Ona dil uzatan kimse ancak gülleri koklamakla birlikte hemen ölen pislik böceği gibidir. Gözünün zayıflığı dolayısıyla ışık parıltısından rahatsız olan yarasaya benzer. Ona dil uzatanların tenkid edebilme özellikleri de yoktur, ışık saçıcı, dikkate değer düşünceleri de yoktur. Bunlar önemsiz şahsiyetlerdir. Bunlar arasından onu tekfir edenlerin ise ilim adamı olarak kimlikleri belirsizdir, adları, sanları yoktur."

Ve yine diyor ki : "Kim onun kâfir olduğunu söylerse o kâfir olur. Kim onu zındıklığa itham ederse o zındıktır. Bu sözler ona nasıl nisbet edilebilir? Onun kitapları her tarafta yayılmıştır ve onun kitaplarında sapıklık ve tefrikaya işaret eden hiç bir şey yoktur."

Devamında diyor ki : "İlmi büyüklüğü ve bilgideki mükemmelliğiyle birlikte onda görülen kerametleri o kadar çok insan nakletmiştir ki, bunda şüphe götürmeye imkân yoktur."

Ve yine diyor ki : "O, İslam dinini zındıkların ve mülhidlerin zanlarına karşı müdafaa etmiş, peygamberlerin efendisinden rivayet olunan şeyleri tenkit süzgeçinden geçirmiştir. Eserleri afakı tutmuştur ve bunlarda, haktan sapmaya ve şikaka delalet eden en küçük bir şey bulunmamaktadır."

Son olarak diyor ki : "O, faziletli, maharetli, takvâlı, tertemiz, vera’ sahibi, hadis ve tefsir ilimlerinin süvarisi, fıkıh ve hadis usulü ve fıkıh usulü ilimlerinde gerek anlatımı ve gerek yazımı itibariyle ileri derecede idi. Bid’atçilere karşı çekilmiş yalın kılıçtı. Dinin emirlerini uygulayan büyük ilim adamı, marufu çokça emreden, münkerden çokça alıkoyandı. Son derece gayretli, kahraman ve korku ve dehşete düşüren yerlerde atılgan, çokça zikreden, oruç tutan, namaz kılan, ibadet eden bir kimse idi. Geçiminde kanaatkarlığı seçmiş, fazlasını istemeyen bir kimse idi. Oldukça güzel ve üstün şekilde sözlerine bağlı kalır, çok güzel ve değerli işleriyle vaktini değerlendirirdi. Bununla birlikte aşağılık dünyalıktan da uzak kalırdı. Meşhur, kabul görmüş ve tenkid edilebilecek bir kusuru bulunmayan, nihaî sözü kestirip atan fetvaları vardır."

Ve dileyenlere daha çok nakilde bulunabilirim. Dinimizislam.com ve zehirli.org gibi sitelerin yalancı ve iftira dolu rivayetlerine kanmayınız.

Zaten Yahudilerin genel karakteri iftira atmaları, olmayan şeyleri olmuş gibi göstermeleridir.

Yahudilerin şerrinden Allah'a sığınırız.
 
M Çevrimdışı

Muhammed Usame

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Alimler farklı görüşleri ileri sürmüşler bu meselede 2 çelişik görüş vardır. 1.sime göre,bu amaçla yolculuğa çkmak caiz değldir,hatta günahtır. Bu yüzden böyle bir yolculukta 4 rekatlı farz namazlarn 2 rekate indirmekde caiz değildir. Bu görüş ibn-i Batta, ibn-i Ukayl gibi alimler tarından savunulmuştur."Şu 3'ü dışında kalan hç bir mescdi ziyaret etmek için yolculuğa çıkılmaz:1-mescid-i Haram (kabe), 2-mescid-i aksa,3-benim bu mescidim(mescd-i nebevi)."/BUHARİ,MÜSLİM//
Bu yasak hem mescdlerı hem şehtlikleri ve hemde ibadet amacı ile gezilip görülen diğer bütün belirli yerleri ziyaret etmek içn grişilecek olan tüm yolculukları içine alır.bunun en yalın delili şudur. Sahabilerden Busre b ebu Busret-ül gıfari r.a. Bir defasnda cenab-ı Allah'ın s.w.t Musa a.s ile konuşma yeri olan tur-ı Sina'dan yeni dönen Ebu hureyre ile karşılaşınca kendisine şöyle demişti: "eğer bu yolculuktan ônce görùşmüş olsaydk,oraya gîtmezdin. Çünkù Rasulullah s.a.s "3 mescd dışnda kalan hç bir mescdi zıyaret etmek içn yolculuğa çkılmaz" buyurmuştur.
Gôrùldüğü gbi bu hadisi nakleden sahbi,peygamberlerle ilgli hatralar barndran yerlernde hadisn genel yasak kapsamına grdığni belrtmştr.2. Görüş .: bu tür zıyaretlsrin caiz olduğudur. Ebu Hamid Gazzalî, Ebu Hasan b. Abdus Harrani ve şeyh ebu Muhammed Makdısi 'nın savunduğu görù$tür. RASULULLAH'IN KABRİNİ ZIYARET ETMENIN ADABI:: Rasulullah s.a.s'in mezarı ziyaret edilirken rasulullah s.a.s ile 2 arkadaşı Ebu Bekr r.a ile Ömer r.a selamlaştıktan sonra dua edilmesinin yerinde olacağı: imam-ı Ahmed ile arkadaşlarının belirttiklerine göre Ravza-i Mutahhara'nın ziyaretçisi yüzünü kıbleye dönerek hücreyi roluna alır, böylece hücreye arkasını dônmemiş olur. Daha öncesinde ziyaretçi rasulullah'ı selamlamalıdır. Arkasından da kendisi için istediği şekilde dua eder. /// Şeyhul islam ibn Teymiyye: KABİR ZİYARETLERİ KİTABI////

anlaşlcağı üzre şeyh öyle bir lafz kullanmamış. Dewamını okumak isteyen ısmını yazdğm kitbı alp okuyabilr. FİEMANİLLAH
 
A Çevrimdışı

ammar huseyn

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
İmam İbni Teymiyye'yi öven 126 tane alimin sözleri
111- imam Mulla Ali el-Kari.
Buyuk Hanefi alimi Muhaddis Mulla Ali El-Kari, bazi kisilerin imam ibni Teymiyye’ye ve talebesi olan imam ibnulkayyim’e dil uzatmasini ve Mucessime olduklarini iddia ettiklerini zikretmistir.
İmam Mulla, İbni Hacer el-Heysemi’ye reddiye verirken soyle demistir:
Derim ki(imam Mulla diyor) : Allah onlari bu kotu vasiftan uzak tutsun. Kimde Menazilus Sairin adli eseri okursa, bu ikisinin (ibni Teymiyye – ibnul Kayyim) Ehli Sunnet ve Cemaatin buyuklerinden oldugunu, ummetin evliyalarindan oldugunu anlayacaktir. Zikredilen şerhte sunlarida zikretmistir: “Bu soz Şeyhulislamin sozundendir”. Yani; Seyh Abdullah el-Ensari el-Hanbeli. Allah onu mukaddes kilsin. Buda onun Sunnet’teki mertebesini, ilimde seviyesini gosterir. Yine onun dusmanlari olan Cehmiyye’lerin onun hakkinda Teşbih ve Temsil yalan oldugunu iddia ettiklerinden beri ve ayri oldugunu gostermektedir.
Onlar zaten kendi adetleri uzere Ehli Hadis ve Sunneti bu gibi seyler ile itham ederler. Nasil ki Rafiziler onlarin Nasibi oldugunu soylerler. Nasibi’lerde onlarin (Ehli sunnetin) Rafizi oldugunu soylerler. Mutezile’de onların Haşeviyye oldugunu soylerler. İşte bu Allah Rasulu’nun s.a.v. ve arkadaslarinin dusmanlari tarafindan onlara atilan iftiralarin tekrarlanmasidir. Buda Ehli sunnete (Peygamberden ve ashabindan) Miras kalmistir. Onlar Peygamberin Ashabinin Sabii olduklarini, Din‘de yeni şeyler ortaya cikarip Bidatler cikarttiklarini ddia ederler. Buda Ehli Hadis ve Sunnet’in oncediklerden aldiklari miraslaridir(Yani müslüman alimler he böyle ötü iftiralara maruz kalırlar). Bunu Peygamberlerinden almistir. Ehli Batil hep onlari kotu sozler ile isimlendirmislerdir.
Allah Şafii’nin ruhunu mukaddes kilsin, o Rafizi’lige nisbet edilmisti, bu nedenle soyle derdi:
Eger Peygamberin Ailesini sevmek Rafizi’lik ise = Sekaleyn Şahid olsunlar ki ben rafizi’yim
Allah, hocamiz Ebu Abdullah ibni Teymiyye’den razi olsun. O şöyle derdi: Eger Muhammed’in s.a.v. arkadaslarini sevmek Nasibi olmak ise, Sekaleyn bilsin ki ben Nasibi’yim.
Allah ucuncusundende razi olsun (ibnul Kayyim’i kasd etmekte) o soyle derdi:
Eger Allah’in sifatlari oldugunu soylemek Mucessimlik ise = Butun iftiraci Tevilcinin tevilinden uzak tutup Allah’i bundan tenzih etmek Mucesimelik ise
O zaman Allah’a sukur herkes bilsin ki ben de Mucessimim = Ey şahidler gelin buraya, butun her yerde bunu yayin!
Sonrada zikredilen şerhte onun yazilan pis ve kotu şeyden ayri ve beri olduguna dair bir sey zikretmistir. O da Esma ve Sifat hurmetini korumak, bu konuda gelen haberleri zahirine gore almak ile olur. Bu sekilde anlamakta genelin anlayisidir. Genel derkende Cahil halk kasd edilmez, halbuki ummetin geneli kasd edilir. Nasil ki imam Malik –Allah ondna razi olsun– Allah şu sozu hakkinda soruldugunda (Rahman Ars’a istiva etti)(taha suresi 5.ayet) nasil istiva etti? Bunun uzerine Malik biraz duraklamis ve soyle demiştir: istiva bilinen bir seydir. Nasil oldugu ise bilinmez. Iman etmek ise Caviptir. Bu konuda osoru sormak ise Bidattir.
Bu lafizdan bilinen mana ile, insanlarin algiliyamadigi keyfiyyet arasinda fark vardir. Malik’ten r.h. olan bucevapta geneldir. Sıfat konusundaki butun sifatlari icerir. Duyma, Gorme, ilim, Hayat, Kudret, irade, inmek(her gece Dunya semasina inmek), Rahmet, Gülme. Bunlarin hepsinin manasi bilinmektedir. Ama keyfiyyet ise bilinmemektedir. Keyfiyyetini akil algiliyamaz. Bunlarin keyfiyyetini ve nasil oldugunu anlamak icin Zatin nasil oldugunu algilamak gerekir. Eger Zatin keyfiyyeti bilinmiyorsa, nasil sifatlarin keyfiyyesi bilinsin ki?
(Mirkatu El-Mefatih bi Şerhi Muskatu El-Mesabih 13.clt. 87-90 / Cemul Mesail Fi Şerhi eş-Şemail ).
Derim ki: Imam Mulla, elbette imam ibni Teymiyye’nin talebesi degildir. Imam ibni Teymiyye’den cok sonra yasamistir. Ama ihtiram ve sevgi babindan bunu soylemistir.
Nasibi: Aslinda Peygamberimizin s.a.v. ailesine düşmanlik besleyenlere denir. Ama Sapik Rafizi’ler ve Şii’ler, Ehli sunneti boyle isimlendirirlerdi. Imam ibni Teymiyye’de onlara bu sekilde reddiye vermistir.
Sekaleyn: Insanlar ve Cin’ler.
Derim ki: İmam Mulla Kari, ibni Hacer el-Heysemi adindaki iftiraciya ilk reddiye veren kisidir. Sonradan bir cok alim ona reddiye vermistir.
Ehli sunnet dusmanlari, imam Mulla’nin Seyhulislam ibni Teymiyye’ye dil uzattigini iddia edip şu sozleri nakletmislerdir:
Bir: Hanbelîlerden İbni Teymiyye, ifrata kaçmış bulunmaktadır Zira Resulullah efendimizi ziyaret için yolculuk yapmayı haram saymıştır Halbuki ziyaretin yakınlık sebebi olduğu bilinmektedir Onu inkara kalkan üzerine küfür ile hükmolunmuştur Zira müstehab olduğunda ulemanın icmaı bulunan bir şeyi haram kılmak küfür olur Bu, mübah olduğunda icma bulunan bir şeyi haram kılmanın da ötesinde bulunmaktadır” (s188)
Ikinci olarak şunu naklederler: “İbni Teymiyye’nin bozucu aklı ile muhalefette bulunduğu her şey, kendi uydurmasıdır Kendi fasid inanışına göre, def edecek boş bir şüphe bulamadığı zaman “O yalandır” diye başka bir davaya geçer Onun hakkında “İlmi aklından büyüktür” diyen, insaflı davranmıştır” (s189)
Üçüncü olarakta şunu naklederler: “Ben, İbni Teymiyye’nin Minhacü’s-sünnet kitabında Allahü tealaya cihet [yön] isnadını tafsilatı ile görmüş bulunuyorum Selef-i salihinden boyle bir söz varid olmamıştır. Bilakis [İbni Teymiyye] onu kendi nefsinden çıkarıp ortaya atmış ve birçok yerde tekrarlayıp durmuştur” (s203)
Derim ki: Muhalifler bu üç nakilin Mulla’nin “Şerhuşşifa” adli eserinde oldugunu iddia etmislerdir.
Bizler bu nakilleri tek tek elimize alip Arapçasindan inceledigimizde, cok ilginç bir sey ortaya cikiyor.
Birinci nakilin gercek cevirisi ise su sekildedir: Iste bu, Şabi’den ve Nehai’den ve baskalarindan kabri ziyaretin Mekruh olduguna dair dedikleride Şazdır. Bu gorusler sayilmaz. Cunku icma’ya muhalefet etmistir.
Ve Hanbelîlerden olan İbni Teymiyye, başkalarinin(imam Şabi ve Nehai gibi) ifrata kactigi gibi ifrata kaçmış bulunmaktadır.
Zira Resulullah efendimizi ziyaret için yolculuk yapmayı başkalari gibi haram saymıştır.
O soyle demistir(bu ibni Teymiyye’nin sozu, Mulla aktariyor) : Ziyaretin yakınlık sebebi olduğu bilinmektedir. Onu inkara kalkan üzerine küfür ile hükmolunmuştur.
Heralde ikincisi dogruya daha yakindir. Cunku alimlerin mustehab oldugunda icma etmeyi kufur gormek, kufur olur. Cunku bu, bu konuda ittifak edilmis Mubahinda ustundedir(demek ki ibni Teymiyye vb. burada ittifak etmisler, bu nedenle onun tekfir ettigi kisilerin arasina girmezler).
(Buradan sonrasi Mulla’nin sozu, ibni Teymiyye’nin sozu nerede bitiyor tam anlamadim)Evet, onu haram gören, veya mekruh gorenlerin sözleri özel bir ziyaret şekli için has oladabilir(bu manaya cekilir. Tevil edilir). Nasil ki bu ozel bir vakitte munker bir sekilde toparlanmak gibi(kabirde toparlanmak), veya mekruh bir sifat ile kadinlarin ve erkeklerin birlikte toparlanmalari olabilir. Çünkü boyle olursa onun kabri bayram yeri haline gelir. Bu konuda gelen cezayada bu kisilerin uzerine vacip olur(Şifa serhi 2.clt. 152.s.).
Yani: ibni Teymiyye kafir oldu diyenler, Mulla’nın Nehai’yi ve Şabi’yi tekfir etti desinler o zaman. Ama bunu diyemiyorlar!! Çünkü işlerine gelmiyor…
Yani Muhaliflerimiz, imam Mulla’nin ibni Teymiyye’den naklen zikrettigi sozunu, ibni Teymiyye’nin degilde, Mulla’nin sozu gibi gosterip ibni Teymiyye’yi tekfir ettirmeye calismislar. Buda yalanin ta kendisidir.
Şimdide bu sozun arapcasini koyalim ki, hak ortaya cikip tercumemizin dogru oldugu Güneş gibi gözüktüğü gibi, muhaliflerimizin tercümesininde nasıl yalan ile dolu olduğunu ortaya çıksın inşallah:
هذا وما وقع للشعبي والنخعيوغيرهما مما يقتضي كراهة زيارة القبور شاذ لا يعول عليه لمخالفته الإجماع وقد فرط ابن تيميةمن الحنابلة حيث حرم السفر لزيارة النبي صلى الله تعالى عليه وسلم كما أفرط غيره حيث قال كون الزيارة قربة معلوم من الدين بالضرورة وجاحده محكوم عليه بالكفر ولعل الثاني أقرب إلى الصواب لأن تحريم ما أجمع العلماء فيه بالاستحباب يكون كفرا لأنه فوق تحريم المباح المتفق عليه في هذا الباب نعم يمكن حمل كلام من حرم أو كره على صورة خاصة من الزيارة من الاجتماع في وقت خاص على هيئة منكرة أو صفة مكروهة من اجتماع الرجال والنساء في وقت واحد لما فيه من اتخاذ قبره عيدا والموجب لما أورد فيه وعيدا

Muhalfilerimizin zikrettigi ikinci ve üçüncü nakilleri ise, imam Mulla’nin zikrettigi kitabinda bulamadim. Umarim bu kadar büyük yalan soylemiyorlardir. Eğer gerçekten bu iftiracılar doğru nakil yapmışlar ise, bizlere bu ikinci ve üçüncü nakillerin aslını arapça olarak bulsunlar!!!

İmam İbni Teymiyye’yi öven eski alimlerden 126 tane alimin sözleri | ehliilm
 
vega1977 Çevrimdışı

vega1977

Üye
İslam-TR Üyesi
İbn Teymiyye hakkında bu sözleri uydurmadır. Yiğit olan, bize arapçasıyia beraber sahife numarasını versin. Dinimizislam.com ve sofiler, rivayet uydurmakta üstlerine yok.

Onlar genellikle kendi uyduruk alimlerinden söz naklederek, Aliyyul Kari falan dedi filan dedi derler.

Bende diyorum ki, sizler yalancısınız. Kendi kitabından nakiller varsa getirin. Yoksa senedsiz uyduruk laflarınızla insanları kandırmayın.

Abdullah İbn Mübarek dedi ki : Dinde sened olmasaydı, dileyen dilediğini uydururdu.

Bakın ben herkesi açık davet ediyorum. İbn Teymiyye hakkında anlatılan sözlerin kaynağını versinler, hak ortaya çıksın.

Fıkhu’l- Ekber şarihi ve Hanefi ulemasının büyüklerinden Molla Aliyyül-Kari, İbn Kayyım ve İbn Teymiyye ye saldıranlara karşı onları şu sözleriyle savunmuştur:

“Medaricus salikin” adlı eseri okuyan herkes görecektir ki Her ikisi de Ehl-i Sünnet vel cemaatin büyüklerinden ve bu ümmetin evliyalarındandır.

Reddul Vafir'e önsözünde İbn Hacer diyor ki : "Onun hakkında söylenen sözlerin birçoğu nefsi birtakım mülahazalar ile söylenmiştir. Onun eserleri kendisini tecsim ile suçlayanları haksız çıkaracak sözlerle doludur.

ve yine diyor ki : "Şeyh güneşten daha meşhurdu ve kendisine “Şeyhulislam” lakabı verilmişti. Geceleri sabaha kadar yaranı, talebe ve dostlarıyla sohbet ederdi. Bu gerçeği, ancak onun kadrini bilmeyen ve insaftan uzak kimseler inkâr edebilir. Şeriat alimleri, onun, ictihad için gerekli tüm unsurları kendisinde topladığına şahitlik ederler."

Yine Reddul Vafir'e önsöz yazan Bedruddin el-Ayni el-Hanefi diyor ki : "Ona dil uzatan kimse ancak gülleri koklamakla birlikte hemen ölen pislik böceği gibidir. Gözünün zayıflığı dolayısıyla ışık parıltısından rahatsız olan yarasaya benzer. Ona dil uzatanların tenkid edebilme özellikleri de yoktur, ışık saçıcı, dikkate değer düşünceleri de yoktur. Bunlar önemsiz şahsiyetlerdir. Bunlar arasından onu tekfir edenlerin ise ilim adamı olarak kimlikleri belirsizdir, adları, sanları yoktur."

Ve yine diyor ki : "Kim onun kâfir olduğunu söylerse o kâfir olur. Kim onu zındıklığa itham ederse o zındıktır. Bu sözler ona nasıl nisbet edilebilir? Onun kitapları her tarafta yayılmıştır ve onun kitaplarında sapıklık ve tefrikaya işaret eden hiç bir şey yoktur."

Devamında diyor ki : "İlmi büyüklüğü ve bilgideki mükemmelliğiyle birlikte onda görülen kerametleri o kadar çok insan nakletmiştir ki, bunda şüphe götürmeye imkân yoktur."

Ve yine diyor ki : "O, İslam dinini zındıkların ve mülhidlerin zanlarına karşı müdafaa etmiş, peygamberlerin efendisinden rivayet olunan şeyleri tenkit süzgeçinden geçirmiştir. Eserleri afakı tutmuştur ve bunlarda, haktan sapmaya ve şikaka delalet eden en küçük bir şey bulunmamaktadır."

Son olarak diyor ki : "O, faziletli, maharetli, takvâlı, tertemiz, vera’ sahibi, hadis ve tefsir ilimlerinin süvarisi, fıkıh ve hadis usulü ve fıkıh usulü ilimlerinde gerek anlatımı ve gerek yazımı itibariyle ileri derecede idi. Bid’atçilere karşı çekilmiş yalın kılıçtı. Dinin emirlerini uygulayan büyük ilim adamı, marufu çokça emreden, münkerden çokça alıkoyandı. Son derece gayretli, kahraman ve korku ve dehşete düşüren yerlerde atılgan, çokça zikreden, oruç tutan, namaz kılan, ibadet eden bir kimse idi. Geçiminde kanaatkarlığı seçmiş, fazlasını istemeyen bir kimse idi. Oldukça güzel ve üstün şekilde sözlerine bağlı kalır, çok güzel ve değerli işleriyle vaktini değerlendirirdi. Bununla birlikte aşağılık dünyalıktan da uzak kalırdı. Meşhur, kabul görmüş ve tenkid edilebilecek bir kusuru bulunmayan, nihaî sözü kestirip atan fetvaları vardır."

Ve dileyenlere daha çok nakilde bulunabilirim. Dinimizislam.com ve zehirli.org gibi sitelerin yalancı ve iftira dolu rivayetlerine kanmayınız.

Zaten Yahudilerin genel karakteri iftira atmaları, olmayan şeyleri olmuş gibi göstermeleridir.

Yahudilerin şerrinden Allah'a sığınırız.
İmam-ı Şarani hazretleri buyuruyor ki:
(İbni Teymiye, tasavvufu inkâr eder, evliyaya, ariflere dil uzatırdı. Kitaplarını okumaktan, yırtıcı hayvandan kaçar gibi kaçmalıdır.) [Tabakat-ül-kübra]

İmam-ı Süyuti hazretleri buyuruyor ki:
(İbni Teymiye kibirliydi. Kendini beğenirdi. Herkesten üstün görünmek, karşısındakini küçümsemek, büyüklerle alay etmek âdeti idi.) [Kam-ul Muarıd]

Muhammed Ali Bey; Hitat-uş-Şam kitabında diyor ki:
(İbni Teymiye’nin hedefi, Luther adındaki papazın hedefine benzer. Fakat, Hristiyanlığın reformcusu muvaffak oldu. İslamınki olamadı.)

İbni Hacer-i Askalani hazretleri buyuruyor ki:
(İbni Teymiye; “Kabri Nebeviyi ziyaret için sefere çıkmak haramdır. [Hazret-i] Ali iman ettiği zaman çocuk olduğu için Müslümanlığı sahih olmadı. [Hazret-i] Osman malı çok severdi” diyerek eshab-ı kiramın büyüklerine dil uzattı.) [Ed-Dürer-ül-Kamine]

İbni Hacer-i Mekki hazretleri buyuruyor ki:
(İbni Teymiye, Peygamberlerin masumiyetini (günahtan korunmuş olduklarını) reddetmiştir. Halbuki, masumiyet Peygamberlerin sıfatlarındandır.
Başta Peygamber efendimizin kabri şerifleri olmak üzere eshab-ı kiramın, velilerin, âlimlerin ve salih Müslümanların kabirlerinin ziyaret edilmesine karşı çıkmış, bunları şefaate vesile kılmayı da haram saymıştır.) [Fetava-i Hadisiyye]
 
vega1977 Çevrimdışı

vega1977

Üye
İslam-TR Üyesi
İbn Teymiyye hakkında bu sözleri uydurmadır. Yiğit olan, bize arapçasıyia beraber sahife numarasını versin. Dinimizislam.com ve sofiler, rivayet uydurmakta üstlerine yok.

Onlar genellikle kendi uyduruk alimlerinden söz naklederek, Aliyyul Kari falan dedi filan dedi derler.

Bende diyorum ki, sizler yalancısınız. Kendi kitabından nakiller varsa getirin. Yoksa senedsiz uyduruk laflarınızla insanları kandırmayın.

Abdullah İbn Mübarek dedi ki : Dinde sened olmasaydı, dileyen dilediğini uydururdu.

Bakın ben herkesi açık davet ediyorum. İbn Teymiyye hakkında anlatılan sözlerin kaynağını versinler, hak ortaya çıksın.

Fıkhu’l- Ekber şarihi ve Hanefi ulemasının büyüklerinden Molla Aliyyül-Kari, İbn Kayyım ve İbn Teymiyye ye saldıranlara karşı onları şu sözleriyle savunmuştur:

“Medaricus salikin” adlı eseri okuyan herkes görecektir ki Her ikisi de Ehl-i Sünnet vel cemaatin büyüklerinden ve bu ümmetin evliyalarındandır.

Reddul Vafir'e önsözünde İbn Hacer diyor ki : "Onun hakkında söylenen sözlerin birçoğu nefsi birtakım mülahazalar ile söylenmiştir. Onun eserleri kendisini tecsim ile suçlayanları haksız çıkaracak sözlerle doludur.

ve yine diyor ki : "Şeyh güneşten daha meşhurdu ve kendisine “Şeyhulislam” lakabı verilmişti. Geceleri sabaha kadar yaranı, talebe ve dostlarıyla sohbet ederdi. Bu gerçeği, ancak onun kadrini bilmeyen ve insaftan uzak kimseler inkâr edebilir. Şeriat alimleri, onun, ictihad için gerekli tüm unsurları kendisinde topladığına şahitlik ederler."

Yine Reddul Vafir'e önsöz yazan Bedruddin el-Ayni el-Hanefi diyor ki : "Ona dil uzatan kimse ancak gülleri koklamakla birlikte hemen ölen pislik böceği gibidir. Gözünün zayıflığı dolayısıyla ışık parıltısından rahatsız olan yarasaya benzer. Ona dil uzatanların tenkid edebilme özellikleri de yoktur, ışık saçıcı, dikkate değer düşünceleri de yoktur. Bunlar önemsiz şahsiyetlerdir. Bunlar arasından onu tekfir edenlerin ise ilim adamı olarak kimlikleri belirsizdir, adları, sanları yoktur."

Ve yine diyor ki : "Kim onun kâfir olduğunu söylerse o kâfir olur. Kim onu zındıklığa itham ederse o zındıktır. Bu sözler ona nasıl nisbet edilebilir? Onun kitapları her tarafta yayılmıştır ve onun kitaplarında sapıklık ve tefrikaya işaret eden hiç bir şey yoktur."

Devamında diyor ki : "İlmi büyüklüğü ve bilgideki mükemmelliğiyle birlikte onda görülen kerametleri o kadar çok insan nakletmiştir ki, bunda şüphe götürmeye imkân yoktur."

Ve yine diyor ki : "O, İslam dinini zındıkların ve mülhidlerin zanlarına karşı müdafaa etmiş, peygamberlerin efendisinden rivayet olunan şeyleri tenkit süzgeçinden geçirmiştir. Eserleri afakı tutmuştur ve bunlarda, haktan sapmaya ve şikaka delalet eden en küçük bir şey bulunmamaktadır."

Son olarak diyor ki : "O, faziletli, maharetli, takvâlı, tertemiz, vera’ sahibi, hadis ve tefsir ilimlerinin süvarisi, fıkıh ve hadis usulü ve fıkıh usulü ilimlerinde gerek anlatımı ve gerek yazımı itibariyle ileri derecede idi. Bid’atçilere karşı çekilmiş yalın kılıçtı. Dinin emirlerini uygulayan büyük ilim adamı, marufu çokça emreden, münkerden çokça alıkoyandı. Son derece gayretli, kahraman ve korku ve dehşete düşüren yerlerde atılgan, çokça zikreden, oruç tutan, namaz kılan, ibadet eden bir kimse idi. Geçiminde kanaatkarlığı seçmiş, fazlasını istemeyen bir kimse idi. Oldukça güzel ve üstün şekilde sözlerine bağlı kalır, çok güzel ve değerli işleriyle vaktini değerlendirirdi. Bununla birlikte aşağılık dünyalıktan da uzak kalırdı. Meşhur, kabul görmüş ve tenkid edilebilecek bir kusuru bulunmayan, nihaî sözü kestirip atan fetvaları vardır."

Ve dileyenlere daha çok nakilde bulunabilirim. Dinimizislam.com ve zehirli.org gibi sitelerin yalancı ve iftira dolu rivayetlerine kanmayınız.

Zaten Yahudilerin genel karakteri iftira atmaları, olmayan şeyleri olmuş gibi göstermeleridir.

Yahudilerin şerrinden Allah'a sığınırız.
Bakalım kim Yahudi
 
سلسلة : نقاط التوافق بين العقيدة الوهابية و العقيدة اليهودية ( الجزء 1)
▬▬▬▬▬▬

نسبتهم الشبه بين الخالق والمخلوق والعياذ بالله

• اليهود : يقولون في نسخة التوراة المحرفة: (و قال الله نعمل الإنسان على صورتنا على شبهنا فيتسلطون على سمك البحر وعلى طير السماء وعلى البهائم. )
في كتابهم المسمى : سفر التكوين الاصحاح الأول الرقم (26 - 28)

______

• الوهابية : يقول شيخهم المدعو صالح آل الشيخ:

{ وأما المشابهة - أي بين الخالق و المخلوق - في مطلق المعنى، وهو أصله الذي حصل به الاشتراك، فان هذا ليس منفيا، لان هذا أثبته الرب } .

من كتابه المسمى : شرح العقيدة الطحاويّة (ج2 / 1009)

 

 
 
 
02

سلسلة : نقاط التوافق بين العقيدة الوهابية و العقيدة اليهودية ( الجزء 2)
▬▬▬▬▬▬

قولهم بان الله يتأذى من خلقه

• اليهود : يقولون في نسخة التوراة المحرفة :
( و راى الرب ان شر الانسان قد كثر في الأرض ، وان كل تصور افكار قلبه انما هو شرير كل يوم ، فحزن الرب انه عمل الانسان في الارض وتأسف قلبه )
من كتابهم المسمى : سفر التكوين الاصحاح الرابع (5 - 6)

______

• الوهابية : قال ابن عثيمين المجسم :

( قوله يؤذيني ابن ادم اي يلحق بي الأذى فالاذية لله ثابتة )

من كتابه المسمى : القول المفيد على كتاب التوحيد (ج2 / ص 356)

 

 
  
03

 
سلسلة : نقاط التوافق بين العقيدة الوهابية و العقيدة اليهودية ( الجزء 3)
▬▬▬▬▬▬

نسبتهم المكان الى الله تعالى

• اليهود : يقولون في نسخة التوراة المحرفة :
( حقّاً إن الرب في هذا المكان و أنا لم أعلم)

من كتابهم المسمى : سفر التكوين الاصحاح الثامن والعشرون (16)

______

• الوهابية : قال ابن عثيمين المجسم :

( وفي حديث الجارية من صفات الله: إثبات المكان لله وأنه في السماء. )

من كتابه المسمى : مجموع فتاوى ابن عثيمين (ج4 / ص 287)
 
vega1977 Çevrimdışı

vega1977

Üye
İslam-TR Üyesi
İbn Teymiyye hakkında bu sözleri uydurmadır. Yiğit olan, bize arapçasıyia beraber sahife numarasını versin. Dinimizislam.com ve sofiler, rivayet uydurmakta üstlerine yok.

Onlar genellikle kendi uyduruk alimlerinden söz naklederek, Aliyyul Kari falan dedi filan dedi derler.

Bende diyorum ki, sizler yalancısınız. Kendi kitabından nakiller varsa getirin. Yoksa senedsiz uyduruk laflarınızla insanları kandırmayın.

Abdullah İbn Mübarek dedi ki : Dinde sened olmasaydı, dileyen dilediğini uydururdu.

Bakın ben herkesi açık davet ediyorum. İbn Teymiyye hakkında anlatılan sözlerin kaynağını versinler, hak ortaya çıksın.

Fıkhu’l- Ekber şarihi ve Hanefi ulemasının büyüklerinden Molla Aliyyül-Kari, İbn Kayyım ve İbn Teymiyye ye saldıranlara karşı onları şu sözleriyle savunmuştur:

“Medaricus salikin” adlı eseri okuyan herkes görecektir ki Her ikisi de Ehl-i Sünnet vel cemaatin büyüklerinden ve bu ümmetin evliyalarındandır.

Reddul Vafir'e önsözünde İbn Hacer diyor ki : "Onun hakkında söylenen sözlerin birçoğu nefsi birtakım mülahazalar ile söylenmiştir. Onun eserleri kendisini tecsim ile suçlayanları haksız çıkaracak sözlerle doludur.

ve yine diyor ki : "Şeyh güneşten daha meşhurdu ve kendisine “Şeyhulislam” lakabı verilmişti. Geceleri sabaha kadar yaranı, talebe ve dostlarıyla sohbet ederdi. Bu gerçeği, ancak onun kadrini bilmeyen ve insaftan uzak kimseler inkâr edebilir. Şeriat alimleri, onun, ictihad için gerekli tüm unsurları kendisinde topladığına şahitlik ederler."

Yine Reddul Vafir'e önsöz yazan Bedruddin el-Ayni el-Hanefi diyor ki : "Ona dil uzatan kimse ancak gülleri koklamakla birlikte hemen ölen pislik böceği gibidir. Gözünün zayıflığı dolayısıyla ışık parıltısından rahatsız olan yarasaya benzer. Ona dil uzatanların tenkid edebilme özellikleri de yoktur, ışık saçıcı, dikkate değer düşünceleri de yoktur. Bunlar önemsiz şahsiyetlerdir. Bunlar arasından onu tekfir edenlerin ise ilim adamı olarak kimlikleri belirsizdir, adları, sanları yoktur."

Ve yine diyor ki : "Kim onun kâfir olduğunu söylerse o kâfir olur. Kim onu zındıklığa itham ederse o zındıktır. Bu sözler ona nasıl nisbet edilebilir? Onun kitapları her tarafta yayılmıştır ve onun kitaplarında sapıklık ve tefrikaya işaret eden hiç bir şey yoktur."

Devamında diyor ki : "İlmi büyüklüğü ve bilgideki mükemmelliğiyle birlikte onda görülen kerametleri o kadar çok insan nakletmiştir ki, bunda şüphe götürmeye imkân yoktur."

Ve yine diyor ki : "O, İslam dinini zındıkların ve mülhidlerin zanlarına karşı müdafaa etmiş, peygamberlerin efendisinden rivayet olunan şeyleri tenkit süzgeçinden geçirmiştir. Eserleri afakı tutmuştur ve bunlarda, haktan sapmaya ve şikaka delalet eden en küçük bir şey bulunmamaktadır."

Son olarak diyor ki : "O, faziletli, maharetli, takvâlı, tertemiz, vera’ sahibi, hadis ve tefsir ilimlerinin süvarisi, fıkıh ve hadis usulü ve fıkıh usulü ilimlerinde gerek anlatımı ve gerek yazımı itibariyle ileri derecede idi. Bid’atçilere karşı çekilmiş yalın kılıçtı. Dinin emirlerini uygulayan büyük ilim adamı, marufu çokça emreden, münkerden çokça alıkoyandı. Son derece gayretli, kahraman ve korku ve dehşete düşüren yerlerde atılgan, çokça zikreden, oruç tutan, namaz kılan, ibadet eden bir kimse idi. Geçiminde kanaatkarlığı seçmiş, fazlasını istemeyen bir kimse idi. Oldukça güzel ve üstün şekilde sözlerine bağlı kalır, çok güzel ve değerli işleriyle vaktini değerlendirirdi. Bununla birlikte aşağılık dünyalıktan da uzak kalırdı. Meşhur, kabul görmüş ve tenkid edilebilecek bir kusuru bulunmayan, nihaî sözü kestirip atan fetvaları vardır."

Ve dileyenlere daha çok nakilde bulunabilirim. Dinimizislam.com ve zehirli.org gibi sitelerin yalancı ve iftira dolu rivayetlerine kanmayınız.

Zaten Yahudilerin genel karakteri iftira atmaları, olmayan şeyleri olmuş gibi göstermeleridir.

Yahudilerin şerrinden Allah'a sığınırız.
kişi fani olduğu zaman ( Fena Haline Büründüğü Zaman, Vahdeti Şuhud Makamında Olduğu Zaman ) Enel Hak ( Ben İlahım ) Diyebilir,Ev-Subhani ( Kendimi Her Türlü Noksanlıklardan Tenzih Ederim ), Ev Ma Fil Cübbe İllallah ( Cübbede Yalnızca ALLAH Var ). ALLAH'ın Görüntüsünden ALLAH'I Görmez. ALLAH'ın Varlığından Da ALLAH'ın Varlığında Fani Olur.

Devamında Şöyle Devam Edip İbn Teymıyye Örnek Veriyor;

كَمَا يَحْكُونَ أَنَّ رَجُلًا كَانَ مُسْتَغْرِقًا فِي مَحَبَّةِ آخَرَ فَوَقَعَ الْمَحْبُوبُ فِي الْيَمِّ فَأَلْقَى الْآخَرُ نَفْسَهُ خَلْفَهُ فَقَالَ مَا الَّذِي أَوْقَعَك خَلْفِي؟ فَقَالَ: غِبْت بِك عَنِّي فَظَنَنْت أَنَّك أَنِّي

"Bir Kişi Vardı Başkasının Muhabbetinin Sevgisiyle Gark Olmuştu. Sevdiği Kişi Denize Düştü. Diğeride Kendisini De Denize Attı Hemen Onun Ardından. Mahbub Sordu Habibe; ' Benden Sonra Seni Denize Kim Attı? ' Dedi Ki; ' Seninle Kendimden Geçtim, Seni Kendim Zannettim '

Ve Devamında İbn Teymıyye Şöyle Diyor;

وَفِي مِثْلِ هَذَا الْمَقَامِ يَقَعُ السُّكْرُ الَّذِي يُسْقِطُ التَّمْيِيزَ مَعَ وُجُودِ حَلَاوَةِ الْإِيمَانِ
" Bu Gibi Makamlarda İmanın Tatlığının Ve Varlığıyla Beraber Kişiden Temyiz'in Düştüğü Haldir. "

KAYNAKLAR; [ İBN TEYMIYYE, EL-MECMUA EL-FETAVA, CİLD; 10, SAYFA; 339 / DARU'L-İBN HAZM, CİLD; 5, SAYFA; 197 / DARU'L-VEFA, CİLD; 10, SAYFA;340]
 
vega1977 Çevrimdışı

vega1977

Üye
İslam-TR Üyesi
İbn Teymiyye hakkında bu sözleri uydurmadır. Yiğit olan, bize arapçasıyia beraber sahife numarasını versin. Dinimizislam.com ve sofiler, rivayet uydurmakta üstlerine yok.

Onlar genellikle kendi uyduruk alimlerinden söz naklederek, Aliyyul Kari falan dedi filan dedi derler.

Bende diyorum ki, sizler yalancısınız. Kendi kitabından nakiller varsa getirin. Yoksa senedsiz uyduruk laflarınızla insanları kandırmayın.

Abdullah İbn Mübarek dedi ki : Dinde sened olmasaydı, dileyen dilediğini uydururdu.

Bakın ben herkesi açık davet ediyorum. İbn Teymiyye hakkında anlatılan sözlerin kaynağını versinler, hak ortaya çıksın.

Fıkhu’l- Ekber şarihi ve Hanefi ulemasının büyüklerinden Molla Aliyyül-Kari, İbn Kayyım ve İbn Teymiyye ye saldıranlara karşı onları şu sözleriyle savunmuştur:

“Medaricus salikin” adlı eseri okuyan herkes görecektir ki Her ikisi de Ehl-i Sünnet vel cemaatin büyüklerinden ve bu ümmetin evliyalarındandır.

Reddul Vafir'e önsözünde İbn Hacer diyor ki : "Onun hakkında söylenen sözlerin birçoğu nefsi birtakım mülahazalar ile söylenmiştir. Onun eserleri kendisini tecsim ile suçlayanları haksız çıkaracak sözlerle doludur.

ve yine diyor ki : "Şeyh güneşten daha meşhurdu ve kendisine “Şeyhulislam” lakabı verilmişti. Geceleri sabaha kadar yaranı, talebe ve dostlarıyla sohbet ederdi. Bu gerçeği, ancak onun kadrini bilmeyen ve insaftan uzak kimseler inkâr edebilir. Şeriat alimleri, onun, ictihad için gerekli tüm unsurları kendisinde topladığına şahitlik ederler."

Yine Reddul Vafir'e önsöz yazan Bedruddin el-Ayni el-Hanefi diyor ki : "Ona dil uzatan kimse ancak gülleri koklamakla birlikte hemen ölen pislik böceği gibidir. Gözünün zayıflığı dolayısıyla ışık parıltısından rahatsız olan yarasaya benzer. Ona dil uzatanların tenkid edebilme özellikleri de yoktur, ışık saçıcı, dikkate değer düşünceleri de yoktur. Bunlar önemsiz şahsiyetlerdir. Bunlar arasından onu tekfir edenlerin ise ilim adamı olarak kimlikleri belirsizdir, adları, sanları yoktur."

Ve yine diyor ki : "Kim onun kâfir olduğunu söylerse o kâfir olur. Kim onu zındıklığa itham ederse o zındıktır. Bu sözler ona nasıl nisbet edilebilir? Onun kitapları her tarafta yayılmıştır ve onun kitaplarında sapıklık ve tefrikaya işaret eden hiç bir şey yoktur."

Devamında diyor ki : "İlmi büyüklüğü ve bilgideki mükemmelliğiyle birlikte onda görülen kerametleri o kadar çok insan nakletmiştir ki, bunda şüphe götürmeye imkân yoktur."

Ve yine diyor ki : "O, İslam dinini zındıkların ve mülhidlerin zanlarına karşı müdafaa etmiş, peygamberlerin efendisinden rivayet olunan şeyleri tenkit süzgeçinden geçirmiştir. Eserleri afakı tutmuştur ve bunlarda, haktan sapmaya ve şikaka delalet eden en küçük bir şey bulunmamaktadır."

Son olarak diyor ki : "O, faziletli, maharetli, takvâlı, tertemiz, vera’ sahibi, hadis ve tefsir ilimlerinin süvarisi, fıkıh ve hadis usulü ve fıkıh usulü ilimlerinde gerek anlatımı ve gerek yazımı itibariyle ileri derecede idi. Bid’atçilere karşı çekilmiş yalın kılıçtı. Dinin emirlerini uygulayan büyük ilim adamı, marufu çokça emreden, münkerden çokça alıkoyandı. Son derece gayretli, kahraman ve korku ve dehşete düşüren yerlerde atılgan, çokça zikreden, oruç tutan, namaz kılan, ibadet eden bir kimse idi. Geçiminde kanaatkarlığı seçmiş, fazlasını istemeyen bir kimse idi. Oldukça güzel ve üstün şekilde sözlerine bağlı kalır, çok güzel ve değerli işleriyle vaktini değerlendirirdi. Bununla birlikte aşağılık dünyalıktan da uzak kalırdı. Meşhur, kabul görmüş ve tenkid edilebilecek bir kusuru bulunmayan, nihaî sözü kestirip atan fetvaları vardır."

Ve dileyenlere daha çok nakilde bulunabilirim. Dinimizislam.com ve zehirli.org gibi sitelerin yalancı ve iftira dolu rivayetlerine kanmayınız.

Zaten Yahudilerin genel karakteri iftira atmaları, olmayan şeyleri olmuş gibi göstermeleridir.

Yahudilerin şerrinden Allah'a sığınırız.
İbn Hacer Askalanî ed-Dürerü'l-kamine'sinde İbn Teymiyye'den şöyle nakleder:

“‘Ali on yedi hususta hataya düştü ve Kur'ân'ın nassına muhalefet etti. Bunlardan birisi, kocası ölen kadının iddesi meselesidir…' Kimileri Müminlerin Emiri hakkındaki şu sözünden dolayı İbn Teymiyye'yi münafıklıkla itham etmiştir: ‘Ali, hilafeti ele geçirmek için defalarca uğraştı, ama kimse ona yardım etmedi. O, riyaset için savaştı, diyanet için değil.' Yine şöyle der: ‘Ali liderliği severdi, Osman ise malı.' Bir başka yerde ise şöyle der: ‘Ebu Bekir ne dediğini idrak edebildiği yaşlılık çağında Müslüman oldu. Ali ise çocukken Müslüman oldu. Çocuğun İslâm'ı, Müslümanlığı bir görüşe göre sahih değildir.'”5
4. Allame Muhammed Kevserî, Muhammed b. Fahd Mekkî'nin kaleme aldığı li-Hatti'l-elhaz bi-zeyli Tezkiretü'l-huffaz'ın dipnotunda (s. 216) Sehavî'nin Allame Taftazanî'nin önde gelen talebelerinden olan Şeyh Alaüddin Muhammed b. Muhammed b. Muhammed Buharî Hanefî'nin biyografisini yazarken şöyle dediğini nakleder: “Allame Buharî Şam'a yerleştiğinde ona İbn Teymiyye'nin yazılarını sordular. O, bu yazılarda kimi hatalar olduğunu söylüyor ve kalbinde ona karşı nefret besliyordu. Sonraları Şam'da tanındığında ve güçlendiğinde onun (İbn Teymiyye'nin) bidatlerini açıkladı. İlerleyen zamanda onu tekfir etti ve meclislerinde İbn Teymiyye'ye Şeyhülislâm diyenin, sırf bu yüzden kâfir olduğunu açıktan ilan etti.”
5. İbn Hacer Askalanî, ed-Dürerü'l-kamine, c. 1, s. 163-165.
 
vega1977 Çevrimdışı

vega1977

Üye
İslam-TR Üyesi
İmam İbni Teymiyye'yi öven 126 tane alimin sözleri
111- imam Mulla Ali el-Kari.
Buyuk Hanefi alimi Muhaddis Mulla Ali El-Kari, bazi kisilerin imam ibni Teymiyye’ye ve talebesi olan imam ibnulkayyim’e dil uzatmasini ve Mucessime olduklarini iddia ettiklerini zikretmistir.
İmam Mulla, İbni Hacer el-Heysemi’ye reddiye verirken soyle demistir:
Derim ki(imam Mulla diyor) : Allah onlari bu kotu vasiftan uzak tutsun. Kimde Menazilus Sairin adli eseri okursa, bu ikisinin (ibni Teymiyye – ibnul Kayyim) Ehli Sunnet ve Cemaatin buyuklerinden oldugunu, ummetin evliyalarindan oldugunu anlayacaktir. Zikredilen şerhte sunlarida zikretmistir: “Bu soz Şeyhulislamin sozundendir”. Yani; Seyh Abdullah el-Ensari el-Hanbeli. Allah onu mukaddes kilsin. Buda onun Sunnet’teki mertebesini, ilimde seviyesini gosterir. Yine onun dusmanlari olan Cehmiyye’lerin onun hakkinda Teşbih ve Temsil yalan oldugunu iddia ettiklerinden beri ve ayri oldugunu gostermektedir.
Onlar zaten kendi adetleri uzere Ehli Hadis ve Sunneti bu gibi seyler ile itham ederler. Nasil ki Rafiziler onlarin Nasibi oldugunu soylerler. Nasibi’lerde onlarin (Ehli sunnetin) Rafizi oldugunu soylerler. Mutezile’de onların Haşeviyye oldugunu soylerler. İşte bu Allah Rasulu’nun s.a.v. ve arkadaslarinin dusmanlari tarafindan onlara atilan iftiralarin tekrarlanmasidir. Buda Ehli sunnete (Peygamberden ve ashabindan) Miras kalmistir. Onlar Peygamberin Ashabinin Sabii olduklarini, Din‘de yeni şeyler ortaya cikarip Bidatler cikarttiklarini ddia ederler. Buda Ehli Hadis ve Sunnet’in oncediklerden aldiklari miraslaridir(Yani müslüman alimler he böyle ötü iftiralara maruz kalırlar). Bunu Peygamberlerinden almistir. Ehli Batil hep onlari kotu sozler ile isimlendirmislerdir.
Allah Şafii’nin ruhunu mukaddes kilsin, o Rafizi’lige nisbet edilmisti, bu nedenle soyle derdi:
Eger Peygamberin Ailesini sevmek Rafizi’lik ise = Sekaleyn Şahid olsunlar ki ben rafizi’yim
Allah, hocamiz Ebu Abdullah ibni Teymiyye’den razi olsun. O şöyle derdi: Eger Muhammed’in s.a.v. arkadaslarini sevmek Nasibi olmak ise, Sekaleyn bilsin ki ben Nasibi’yim.
Allah ucuncusundende razi olsun (ibnul Kayyim’i kasd etmekte) o soyle derdi:
Eger Allah’in sifatlari oldugunu soylemek Mucessimlik ise = Butun iftiraci Tevilcinin tevilinden uzak tutup Allah’i bundan tenzih etmek Mucesimelik ise
O zaman Allah’a sukur herkes bilsin ki ben de Mucessimim = Ey şahidler gelin buraya, butun her yerde bunu yayin!
Sonrada zikredilen şerhte onun yazilan pis ve kotu şeyden ayri ve beri olduguna dair bir sey zikretmistir. O da Esma ve Sifat hurmetini korumak, bu konuda gelen haberleri zahirine gore almak ile olur. Bu sekilde anlamakta genelin anlayisidir. Genel derkende Cahil halk kasd edilmez, halbuki ummetin geneli kasd edilir. Nasil ki imam Malik –Allah ondna razi olsun– Allah şu sozu hakkinda soruldugunda (Rahman Ars’a istiva etti)(taha suresi 5.ayet) nasil istiva etti? Bunun uzerine Malik biraz duraklamis ve soyle demiştir: istiva bilinen bir seydir. Nasil oldugu ise bilinmez. Iman etmek ise Caviptir. Bu konuda osoru sormak ise Bidattir.
Bu lafizdan bilinen mana ile, insanlarin algiliyamadigi keyfiyyet arasinda fark vardir. Malik’ten r.h. olan bucevapta geneldir. Sıfat konusundaki butun sifatlari icerir. Duyma, Gorme, ilim, Hayat, Kudret, irade, inmek(her gece Dunya semasina inmek), Rahmet, Gülme. Bunlarin hepsinin manasi bilinmektedir. Ama keyfiyyet ise bilinmemektedir. Keyfiyyetini akil algiliyamaz. Bunlarin keyfiyyetini ve nasil oldugunu anlamak icin Zatin nasil oldugunu algilamak gerekir. Eger Zatin keyfiyyeti bilinmiyorsa, nasil sifatlarin keyfiyyesi bilinsin ki?
(Mirkatu El-Mefatih bi Şerhi Muskatu El-Mesabih 13.clt. 87-90 / Cemul Mesail Fi Şerhi eş-Şemail ).
Derim ki: Imam Mulla, elbette imam ibni Teymiyye’nin talebesi degildir. Imam ibni Teymiyye’den cok sonra yasamistir. Ama ihtiram ve sevgi babindan bunu soylemistir.
Nasibi: Aslinda Peygamberimizin s.a.v. ailesine düşmanlik besleyenlere denir. Ama Sapik Rafizi’ler ve Şii’ler, Ehli sunneti boyle isimlendirirlerdi. Imam ibni Teymiyye’de onlara bu sekilde reddiye vermistir.
Sekaleyn: Insanlar ve Cin’ler.
Derim ki: İmam Mulla Kari, ibni Hacer el-Heysemi adindaki iftiraciya ilk reddiye veren kisidir. Sonradan bir cok alim ona reddiye vermistir.
Ehli sunnet dusmanlari, imam Mulla’nin Seyhulislam ibni Teymiyye’ye dil uzattigini iddia edip şu sozleri nakletmislerdir:
Bir: Hanbelîlerden İbni Teymiyye, ifrata kaçmış bulunmaktadır Zira Resulullah efendimizi ziyaret için yolculuk yapmayı haram saymıştır Halbuki ziyaretin yakınlık sebebi olduğu bilinmektedir Onu inkara kalkan üzerine küfür ile hükmolunmuştur Zira müstehab olduğunda ulemanın icmaı bulunan bir şeyi haram kılmak küfür olur Bu, mübah olduğunda icma bulunan bir şeyi haram kılmanın da ötesinde bulunmaktadır” (s188)
Ikinci olarak şunu naklederler: “İbni Teymiyye’nin bozucu aklı ile muhalefette bulunduğu her şey, kendi uydurmasıdır Kendi fasid inanışına göre, def edecek boş bir şüphe bulamadığı zaman “O yalandır” diye başka bir davaya geçer Onun hakkında “İlmi aklından büyüktür” diyen, insaflı davranmıştır” (s189)
Üçüncü olarakta şunu naklederler: “Ben, İbni Teymiyye’nin Minhacü’s-sünnet kitabında Allahü tealaya cihet [yön] isnadını tafsilatı ile görmüş bulunuyorum Selef-i salihinden boyle bir söz varid olmamıştır. Bilakis [İbni Teymiyye] onu kendi nefsinden çıkarıp ortaya atmış ve birçok yerde tekrarlayıp durmuştur” (s203)
Derim ki: Muhalifler bu üç nakilin Mulla’nin “Şerhuşşifa” adli eserinde oldugunu iddia etmislerdir.
Bizler bu nakilleri tek tek elimize alip Arapçasindan inceledigimizde, cok ilginç bir sey ortaya cikiyor.
Birinci nakilin gercek cevirisi ise su sekildedir: Iste bu, Şabi’den ve Nehai’den ve baskalarindan kabri ziyaretin Mekruh olduguna dair dedikleride Şazdır. Bu gorusler sayilmaz. Cunku icma’ya muhalefet etmistir.
Ve Hanbelîlerden olan İbni Teymiyye, başkalarinin(imam Şabi ve Nehai gibi) ifrata kactigi gibi ifrata kaçmış bulunmaktadır.
Zira Resulullah efendimizi ziyaret için yolculuk yapmayı başkalari gibi haram saymıştır.
O soyle demistir(bu ibni Teymiyye’nin sozu, Mulla aktariyor) : Ziyaretin yakınlık sebebi olduğu bilinmektedir. Onu inkara kalkan üzerine küfür ile hükmolunmuştur.
Heralde ikincisi dogruya daha yakindir. Cunku alimlerin mustehab oldugunda icma etmeyi kufur gormek, kufur olur. Cunku bu, bu konuda ittifak edilmis Mubahinda ustundedir(demek ki ibni Teymiyye vb. burada ittifak etmisler, bu nedenle onun tekfir ettigi kisilerin arasina girmezler).
(Buradan sonrasi Mulla’nin sozu, ibni Teymiyye’nin sozu nerede bitiyor tam anlamadim)Evet, onu haram gören, veya mekruh gorenlerin sözleri özel bir ziyaret şekli için has oladabilir(bu manaya cekilir. Tevil edilir). Nasil ki bu ozel bir vakitte munker bir sekilde toparlanmak gibi(kabirde toparlanmak), veya mekruh bir sifat ile kadinlarin ve erkeklerin birlikte toparlanmalari olabilir. Çünkü boyle olursa onun kabri bayram yeri haline gelir. Bu konuda gelen cezayada bu kisilerin uzerine vacip olur(Şifa serhi 2.clt. 152.s.).
Yani: ibni Teymiyye kafir oldu diyenler, Mulla’nın Nehai’yi ve Şabi’yi tekfir etti desinler o zaman. Ama bunu diyemiyorlar!! Çünkü işlerine gelmiyor…
Yani Muhaliflerimiz, imam Mulla’nin ibni Teymiyye’den naklen zikrettigi sozunu, ibni Teymiyye’nin degilde, Mulla’nin sozu gibi gosterip ibni Teymiyye’yi tekfir ettirmeye calismislar. Buda yalanin ta kendisidir.
Şimdide bu sozun arapcasini koyalim ki, hak ortaya cikip tercumemizin dogru oldugu Güneş gibi gözüktüğü gibi, muhaliflerimizin tercümesininde nasıl yalan ile dolu olduğunu ortaya çıksın inşallah:
هذا وما وقع للشعبي والنخعيوغيرهما مما يقتضي كراهة زيارة القبور شاذ لا يعول عليه لمخالفته الإجماع وقد فرط ابن تيميةمن الحنابلة حيث حرم السفر لزيارة النبي صلى الله تعالى عليه وسلم كما أفرط غيره حيث قال كون الزيارة قربة معلوم من الدين بالضرورة وجاحده محكوم عليه بالكفر ولعل الثاني أقرب إلى الصواب لأن تحريم ما أجمع العلماء فيه بالاستحباب يكون كفرا لأنه فوق تحريم المباح المتفق عليه في هذا الباب نعم يمكن حمل كلام من حرم أو كره على صورة خاصة من الزيارة من الاجتماع في وقت خاص على هيئة منكرة أو صفة مكروهة من اجتماع الرجال والنساء في وقت واحد لما فيه من اتخاذ قبره عيدا والموجب لما أورد فيه وعيدا

Muhalfilerimizin zikrettigi ikinci ve üçüncü nakilleri ise, imam Mulla’nin zikrettigi kitabinda bulamadim. Umarim bu kadar büyük yalan soylemiyorlardir. Eğer gerçekten bu iftiracılar doğru nakil yapmışlar ise, bizlere bu ikinci ve üçüncü nakillerin aslını arapça olarak bulsunlar!!!

İmam İbni Teymiyye’yi öven eski alimlerden 126 tane alimin sözleri | ehliilm
Birazda sövenleri oku
İbn Hacer Askalanî ed-Dürerü'l-kamine'sinde İbn Teymiyye'den şöyle nakleder:

“‘Ali on yedi hususta hataya düştü ve Kur'ân'ın nassına muhalefet etti. Bunlardan birisi, kocası ölen kadının iddesi meselesidir…' Kimileri Müminlerin Emiri hakkındaki şu sözünden dolayı İbn Teymiyye'yi münafıklıkla itham etmiştir: ‘Ali, hilafeti ele geçirmek için defalarca uğraştı, ama kimse ona yardım etmedi. O, riyaset için savaştı, diyanet için değil.' Yine şöyle der: ‘Ali liderliği severdi, Osman ise malı.' Bir başka yerde ise şöyle der: ‘Ebu Bekir ne dediğini idrak edebildiği yaşlılık çağında Müslüman oldu. Ali ise çocukken Müslüman oldu. Çocuğun İslâm'ı, Müslümanlığı bir görüşe göre sahih değildir.'”5
4. Allame Muhammed Kevserî, Muhammed b. Fahd Mekkî'nin kaleme aldığı li-Hatti'l-elhaz bi-zeyli Tezkiretü'l-huffaz'ın dipnotunda (s. 216) Sehavî'nin Allame Taftazanî'nin önde gelen talebelerinden olan Şeyh Alaüddin Muhammed b. Muhammed b. Muhammed Buharî Hanefî'nin biyografisini yazarken şöyle dediğini nakleder: “Allame Buharî Şam'a yerleştiğinde ona İbn Teymiyye'nin yazılarını sordular. O, bu yazılarda kimi hatalar olduğunu söylüyor ve kalbinde ona karşı nefret besliyordu. Sonraları Şam'da tanındığında ve güçlendiğinde onun (İbn Teymiyye'nin) bidatlerini açıkladı. İlerleyen zamanda onu tekfir etti ve meclislerinde İbn Teymiyye'ye Şeyhülislâm diyenin, sırf bu yüzden kâfir olduğunu açıktan ilan etti.”
5. İbn Hacer Askalanî, ed-Dürerü'l-kamine, c. 1, s. 163-16Allame Eş-Seyyid Alavi b. Tahir el-Haddad “El-Kavlu’l-Fasl fi mali beni Haşim min el-Fadl”kitabının ikinci cüzünde şöyle diyor: İbn Teymiyye “Minhac” kitabında, Emiru’l-müminin Ali, hz Fatima, Hasan ile Hüseyin hakkında yazdığı delillerin mukaddimelerinde ve dokunaklı sözler perdesi altında öyle yerme ve seb var ki, ondan insanın tüyleri ürperir ve kalbleri titrer. Demek ki, Nasibi ile Harici taifelerinin, İbn Teymiyye’nin adı geçen kitabı üzerinde durup, önem vermelerinin sebebi, ancak kendisinin o kitapta mezkur taifelerin tellerinden çaldığı ve izleri üzerinden yürüdüğü içindir. Öyle ise hem ondan hem taifelerinden sakin!!
[Ebu Hamid bin Merzuk, Bera’atü’l-Eş’ariyyîn, s.467]*İbn Teymiyye ve Hz. Peygamber'in Ehlibeyti'ne hakareti var*ibni Hacer-i Mekki, imam-ı Sübki, kendi oğlu Abdulvehhab, izzeddin bin Cema'a, Ebu Hayyan Zahiri, Zahid-ül Kevseri, Yusuf-i Nebhani, imam-ı Şarani, Ahmed bin Seyyid Zeyni Dahlan, Şeyh-ül-İslam Mustafa Sabri Efendi gibi nice âlimler İbni Teymiye’ye reddiyeler yazmışlar, dalalet ve küfürlerini açıklamışlardır. Üstad Necip Fazıl da, (14. asrın irşad kutbu seyyid Abdülhakim Arvasi, “İbni Teymiye dini içinden zedeleyen mülhiddir” demiştir) diyor.İbni Teymiye’nin sözlerinin kıymeti yoktur. O, dalalettedir ve Müslümanları dalalete sürüklemektedir. Müslümanların icmasından ayrılmış, bid’at yolunu tutmuştur. İslam âlimleri, onun dalalette [sapık] olduğunu, sözbirliği ile bildirdi. Kutbüd-Berdiri, Şerhi Muhtasarda, bunu uzun yazmaktadır. (Tahir Muhammed Süleyman - Zahiretül-fıkhil-kübra)Ehli Sünnetin Büyük Alimlerinden Kadı Şafii, İbni Teymiye Takipçilerinin, kanının helal olduğunu söylemektedir.

Ehli sünnetin iki büyük alimi İbni Hacer Askalani (Ölümü, 852) ve Şevkani (Ölümü, 1255) şöyle yazmışlardır: Kadı Şafii Dimeşk, Şam’da şöyle bir duyuru yapılmasını emretmiştir: Her kim İbni Teymiye’nin itikadına inanıyorsa kanı ve malı helaldir.(Ed Dureru’l Kamine, c. 1, s. 147; El- Bedru’t Tali’, c. 1, s. 67 ve Mir’tu’l Cenan, c. 2, s. 242)

Ehli sünnetin Büyük Alimlerinden Hisni Dimeşki, İbni Teymiye’nin Zındık olduğunu söylemekteHisni Dimeşki şöyle yazmaktadır: İlim deryası olarak vasıflandırılan İbni Teymiye’yi, Bazı büyük öncüler mutlak zındık (mülhit) olarak saymaktadırlar.İbni Teymiye’nin kitapları Hak Teala’nın mahlukata benzetilmesi ve Bari’ Teala’nın zatının cisme teşbih verilmesiyle doludur. Aynı şekilde Resulü Ekrem’e (s.a.a), Şeyheyne (Ebu Bekir ve Ömer) dil uzatmakta ve Abdullah Bin Abbas’ı tekfir etmektedir. ibni Teymiye, İbni Abbas’ı mülhit, Abdullah İbni Ömer’i mücrim, sapkın ve bidatçi saymaktadır. Bu sözlerini Sıratu’l Müstakim kitabında ifade etmiştir. (Def’u Şübhe Ani’r Resul, Tahkik Cemaatu’n Mine’l Ulema, s. 125)Hinsi Dimeşki, başka bir yerde şöyle yazmaktadır: İbni Teymiye demiştir ki her kim ölü birinden veya uzaktaki birinden medet umarsa… zalim, sapkın ve müşriktir.M.İbni Abdulvehhâb'ın tâbiileri zamanımızın haricîleridir.
|İbn Âbidîn, Reddu'l-Muhtâr, 4/262


dir



5.
 
vega1977 Çevrimdışı

vega1977

Üye
İslam-TR Üyesi
İbn Teymiyye hakkında bu sözleri uydurmadır. Yiğit olan, bize arapçasıyia beraber sahife numarasını versin. Dinimizislam.com ve sofiler, rivayet uydurmakta üstlerine yok.

Onlar genellikle kendi uyduruk alimlerinden söz naklederek, Aliyyul Kari falan dedi filan dedi derler.

Bende diyorum ki, sizler yalancısınız. Kendi kitabından nakiller varsa getirin. Yoksa senedsiz uyduruk laflarınızla insanları kandırmayın.

Abdullah İbn Mübarek dedi ki : Dinde sened olmasaydı, dileyen dilediğini uydururdu.

Bakın ben herkesi açık davet ediyorum. İbn Teymiyye hakkında anlatılan sözlerin kaynağını versinler, hak ortaya çıksın.

Fıkhu’l- Ekber şarihi ve Hanefi ulemasının büyüklerinden Molla Aliyyül-Kari, İbn Kayyım ve İbn Teymiyye ye saldıranlara karşı onları şu sözleriyle savunmuştur:

“Medaricus salikin” adlı eseri okuyan herkes görecektir ki Her ikisi de Ehl-i Sünnet vel cemaatin büyüklerinden ve bu ümmetin evliyalarındandır.

Reddul Vafir'e önsözünde İbn Hacer diyor ki : "Onun hakkında söylenen sözlerin birçoğu nefsi birtakım mülahazalar ile söylenmiştir. Onun eserleri kendisini tecsim ile suçlayanları haksız çıkaracak sözlerle doludur.

ve yine diyor ki : "Şeyh güneşten daha meşhurdu ve kendisine “Şeyhulislam” lakabı verilmişti. Geceleri sabaha kadar yaranı, talebe ve dostlarıyla sohbet ederdi. Bu gerçeği, ancak onun kadrini bilmeyen ve insaftan uzak kimseler inkâr edebilir. Şeriat alimleri, onun, ictihad için gerekli tüm unsurları kendisinde topladığına şahitlik ederler."

Yine Reddul Vafir'e önsöz yazan Bedruddin el-Ayni el-Hanefi diyor ki : "Ona dil uzatan kimse ancak gülleri koklamakla birlikte hemen ölen pislik böceği gibidir. Gözünün zayıflığı dolayısıyla ışık parıltısından rahatsız olan yarasaya benzer. Ona dil uzatanların tenkid edebilme özellikleri de yoktur, ışık saçıcı, dikkate değer düşünceleri de yoktur. Bunlar önemsiz şahsiyetlerdir. Bunlar arasından onu tekfir edenlerin ise ilim adamı olarak kimlikleri belirsizdir, adları, sanları yoktur."

Ve yine diyor ki : "Kim onun kâfir olduğunu söylerse o kâfir olur. Kim onu zındıklığa itham ederse o zındıktır. Bu sözler ona nasıl nisbet edilebilir? Onun kitapları her tarafta yayılmıştır ve onun kitaplarında sapıklık ve tefrikaya işaret eden hiç bir şey yoktur."

Devamında diyor ki : "İlmi büyüklüğü ve bilgideki mükemmelliğiyle birlikte onda görülen kerametleri o kadar çok insan nakletmiştir ki, bunda şüphe götürmeye imkân yoktur."

Ve yine diyor ki : "O, İslam dinini zındıkların ve mülhidlerin zanlarına karşı müdafaa etmiş, peygamberlerin efendisinden rivayet olunan şeyleri tenkit süzgeçinden geçirmiştir. Eserleri afakı tutmuştur ve bunlarda, haktan sapmaya ve şikaka delalet eden en küçük bir şey bulunmamaktadır."

Son olarak diyor ki : "O, faziletli, maharetli, takvâlı, tertemiz, vera’ sahibi, hadis ve tefsir ilimlerinin süvarisi, fıkıh ve hadis usulü ve fıkıh usulü ilimlerinde gerek anlatımı ve gerek yazımı itibariyle ileri derecede idi. Bid’atçilere karşı çekilmiş yalın kılıçtı. Dinin emirlerini uygulayan büyük ilim adamı, marufu çokça emreden, münkerden çokça alıkoyandı. Son derece gayretli, kahraman ve korku ve dehşete düşüren yerlerde atılgan, çokça zikreden, oruç tutan, namaz kılan, ibadet eden bir kimse idi. Geçiminde kanaatkarlığı seçmiş, fazlasını istemeyen bir kimse idi. Oldukça güzel ve üstün şekilde sözlerine bağlı kalır, çok güzel ve değerli işleriyle vaktini değerlendirirdi. Bununla birlikte aşağılık dünyalıktan da uzak kalırdı. Meşhur, kabul görmüş ve tenkid edilebilecek bir kusuru bulunmayan, nihaî sözü kestirip atan fetvaları vardır."

Ve dileyenlere daha çok nakilde bulunabilirim. Dinimizislam.com ve zehirli.org gibi sitelerin yalancı ve iftira dolu rivayetlerine kanmayınız.

Zaten Yahudilerin genel karakteri iftira atmaları, olmayan şeyleri olmuş gibi göstermeleridir.

Yahudilerin şerrinden Allah'a sığınırız.
Arapçan varsa şunu oku
 

Ekli dosyalar

  • FB_IMG_1636544988595.jpg
    FB_IMG_1636544988595.jpg
    167.7 KB · Görüntüleme: 150
  • Screenshot_20210907-232420_Gallery.jpg
    Screenshot_20210907-232420_Gallery.jpg
    120.2 KB · Görüntüleme: 145
  • Screenshot_20210908-163256_Keep Notes.jpg
    Screenshot_20210908-163256_Keep Notes.jpg
    78.1 KB · Görüntüleme: 135
  • Screenshot_20211110-124340_Facebook.jpg
    Screenshot_20211110-124340_Facebook.jpg
    71.2 KB · Görüntüleme: 147
  • FB_IMG_1636537430794.jpg
    FB_IMG_1636537430794.jpg
    75.1 KB · Görüntüleme: 128
  • FB_IMG_1636544185259.jpg
    FB_IMG_1636544185259.jpg
    65.1 KB · Görüntüleme: 153
  • FB_IMG_1636537118271.jpg
    FB_IMG_1636537118271.jpg
    87.5 KB · Görüntüleme: 131
  • FB_IMG_1636392634072.jpg
    FB_IMG_1636392634072.jpg
    63.5 KB · Görüntüleme: 150
  • FB_IMG_1597956222936.jpg
    FB_IMG_1597956222936.jpg
    69.6 KB · Görüntüleme: 147
  • FB_IMG_1602788428378.jpg
    FB_IMG_1602788428378.jpg
    77.9 KB · Görüntüleme: 141
Hicret Vakti Çevrimdışı

Hicret Vakti

Üye
İslam-TR Üyesi
Ne oldu dinimiz İslam sitesini falan mı okudun bir anda girip hortlattın konuyu biraz içerlemiş gibisin
sana birazdan ilimle karışık banlı cevap gelir
 
Son düzenleme:
U Çevrimdışı

Ubeydullah

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Harbi kimin gazına geldin sen kopyala yapıştır yapıp duruyorsun bekle bir okuyalım iftiralarını ,yalanlarını.
 
U Çevrimdışı

Ubeydullah

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
İmam-ı Şarani hazretleri buyuruyor ki:
(İbni Teymiye, tasavvufu inkâr eder, evliyaya, ariflere dil uzatırdı. Kitaplarını okumaktan, yırtıcı hayvandan kaçar gibi kaçmalıdır.) [Tabakat-ül-kübra]

İmam-ı Süyuti hazretleri buyuruyor ki:
(İbni Teymiye kibirliydi. Kendini beğenirdi. Herkesten üstün görünmek, karşısındakini küçümsemek, büyüklerle alay etmek âdeti idi.) [Kam-ul Muarıd]

Muhammed Ali Bey; Hitat-uş-Şam kitabında diyor ki:
(İbni Teymiye’nin hedefi, Luther adındaki papazın hedefine benzer. Fakat, Hristiyanlığın reformcusu muvaffak oldu. İslamınki olamadı.)

İbni Hacer-i Askalani hazretleri buyuruyor ki:
(İbni Teymiye; “Kabri Nebeviyi ziyaret için sefere çıkmak haramdır. [Hazret-i] Ali iman ettiği zaman çocuk olduğu için Müslümanlığı sahih olmadı. [Hazret-i] Osman malı çok severdi” diyerek eshab-ı kiramın büyüklerine dil uzattı.) [Ed-Dürer-ül-Kamine]

İbni Hacer-i Mekki hazretleri buyuruyor ki:
(İbni Teymiye, Peygamberlerin masumiyetini (günahtan korunmuş olduklarını) reddetmiştir. Halbuki, masumiyet Peygamberlerin sıfatlarındandır.
Başta Peygamber efendimizin kabri şerifleri olmak üzere eshab-ı kiramın, velilerin, âlimlerin ve salih Müslümanların kabirlerinin ziyaret edilmesine karşı çıkmış, bunları şefaate vesile kılmayı da haram saymıştır.) [Fetava-i Hadisiyye]
Bakalım kim Yahudi
 
سلسلة : نقاط التوافق بين العقيدة الوهابية و العقيدة اليهودية ( الجزء 1)
▬▬▬▬▬▬

نسبتهم الشبه بين الخالق والمخلوق والعياذ بالله

• اليهود : يقولون في نسخة التوراة المحرفة: (و قال الله نعمل الإنسان على صورتنا على شبهنا فيتسلطون على سمك البحر وعلى طير السماء وعلى البهائم. )
في كتابهم المسمى : سفر التكوين الاصحاح الأول الرقم (26 - 28)

______

• الوهابية : يقول شيخهم المدعو صالح آل الشيخ:

{ وأما المشابهة - أي بين الخالق و المخلوق - في مطلق المعنى، وهو أصله الذي حصل به الاشتراك، فان هذا ليس منفيا، لان هذا أثبته الرب } .

من كتابه المسمى : شرح العقيدة الطحاويّة (ج2 / 1009)

 

 
 
 
02

سلسلة : نقاط التوافق بين العقيدة الوهابية و العقيدة اليهودية ( الجزء 2)
▬▬▬▬▬▬

قولهم بان الله يتأذى من خلقه

• اليهود : يقولون في نسخة التوراة المحرفة :
( و راى الرب ان شر الانسان قد كثر في الأرض ، وان كل تصور افكار قلبه انما هو شرير كل يوم ، فحزن الرب انه عمل الانسان في الارض وتأسف قلبه )
من كتابهم المسمى : سفر التكوين الاصحاح الرابع (5 - 6)

______

• الوهابية : قال ابن عثيمين المجسم :

( قوله يؤذيني ابن ادم اي يلحق بي الأذى فالاذية لله ثابتة )

من كتابه المسمى : القول المفيد على كتاب التوحيد (ج2 / ص 356)

 

 
  
03

 
سلسلة : نقاط التوافق بين العقيدة الوهابية و العقيدة اليهودية ( الجزء 3)
▬▬▬▬▬▬

نسبتهم المكان الى الله تعالى

• اليهود : يقولون في نسخة التوراة المحرفة :
( حقّاً إن الرب في هذا المكان و أنا لم أعلم)

من كتابهم المسمى : سفر التكوين الاصحاح الثامن والعشرون (16)

______

• الوهابية : قال ابن عثيمين المجسم :

( وفي حديث الجارية من صفات الله: إثبات المكان لله وأنه في السماء. )

من كتابه المسمى : مجموع فتاوى ابن عثيمين (ج4 / ص 287)
kişi fani olduğu zaman ( Fena Haline Büründüğü Zaman, Vahdeti Şuhud Makamında Olduğu Zaman ) Enel Hak ( Ben İlahım ) Diyebilir,Ev-Subhani ( Kendimi Her Türlü Noksanlıklardan Tenzih Ederim ), Ev Ma Fil Cübbe İllallah ( Cübbede Yalnızca ALLAH Var ). ALLAH'ın Görüntüsünden ALLAH'I Görmez. ALLAH'ın Varlığından Da ALLAH'ın Varlığında Fani Olur.

Devamında Şöyle Devam Edip İbn Teymıyye Örnek Veriyor;

كَمَا يَحْكُونَ أَنَّ رَجُلًا كَانَ مُسْتَغْرِقًا فِي مَحَبَّةِ آخَرَ فَوَقَعَ الْمَحْبُوبُ فِي الْيَمِّ فَأَلْقَى الْآخَرُ نَفْسَهُ خَلْفَهُ فَقَالَ مَا الَّذِي أَوْقَعَك خَلْفِي؟ فَقَالَ: غِبْت بِك عَنِّي فَظَنَنْت أَنَّك أَنِّي

"Bir Kişi Vardı Başkasının Muhabbetinin Sevgisiyle Gark Olmuştu. Sevdiği Kişi Denize Düştü. Diğeride Kendisini De Denize Attı Hemen Onun Ardından. Mahbub Sordu Habibe; ' Benden Sonra Seni Denize Kim Attı? ' Dedi Ki; ' Seninle Kendimden Geçtim, Seni Kendim Zannettim '

Ve Devamında İbn Teymıyye Şöyle Diyor;

وَفِي مِثْلِ هَذَا الْمَقَامِ يَقَعُ السُّكْرُ الَّذِي يُسْقِطُ التَّمْيِيزَ مَعَ وُجُودِ حَلَاوَةِ الْإِيمَانِ
" Bu Gibi Makamlarda İmanın Tatlığının Ve Varlığıyla Beraber Kişiden Temyiz'in Düştüğü Haldir. "

KAYNAKLAR; [ İBN TEYMIYYE, EL-MECMUA EL-FETAVA, CİLD; 10, SAYFA; 339 / DARU'L-İBN HAZM, CİLD; 5, SAYFA; 197 / DARU'L-VEFA, CİLD; 10, SAYFA;340]
İbn Hacer Askalanî ed-Dürerü'l-kamine'sinde İbn Teymiyye'den şöyle nakleder:

“‘Ali on yedi hususta hataya düştü ve Kur'ân'ın nassına muhalefet etti. Bunlardan birisi, kocası ölen kadının iddesi meselesidir…' Kimileri Müminlerin Emiri hakkındaki şu sözünden dolayı İbn Teymiyye'yi münafıklıkla itham etmiştir: ‘Ali, hilafeti ele geçirmek için defalarca uğraştı, ama kimse ona yardım etmedi. O, riyaset için savaştı, diyanet için değil.' Yine şöyle der: ‘Ali liderliği severdi, Osman ise malı.' Bir başka yerde ise şöyle der: ‘Ebu Bekir ne dediğini idrak edebildiği yaşlılık çağında Müslüman oldu. Ali ise çocukken Müslüman oldu. Çocuğun İslâm'ı, Müslümanlığı bir görüşe göre sahih değildir.'”5
4. Allame Muhammed Kevserî, Muhammed b. Fahd Mekkî'nin kaleme aldığı li-Hatti'l-elhaz bi-zeyli Tezkiretü'l-huffaz'ın dipnotunda (s. 216) Sehavî'nin Allame Taftazanî'nin önde gelen talebelerinden olan Şeyh Alaüddin Muhammed b. Muhammed b. Muhammed Buharî Hanefî'nin biyografisini yazarken şöyle dediğini nakleder: “Allame Buharî Şam'a yerleştiğinde ona İbn Teymiyye'nin yazılarını sordular. O, bu yazılarda kimi hatalar olduğunu söylüyor ve kalbinde ona karşı nefret besliyordu. Sonraları Şam'da tanındığında ve güçlendiğinde onun (İbn Teymiyye'nin) bidatlerini açıkladı. İlerleyen zamanda onu tekfir etti ve meclislerinde İbn Teymiyye'ye Şeyhülislâm diyenin, sırf bu yüzden kâfir olduğunu açıktan ilan etti.”
5. İbn Hacer Askalanî, ed-Dürerü'l-kamine, c. 1, s. 163-165.
Birazda sövenleri oku
İbn Hacer Askalanî ed-Dürerü'l-kamine'sinde İbn Teymiyye'den şöyle nakleder:

“‘Ali on yedi hususta hataya düştü ve Kur'ân'ın nassına muhalefet etti. Bunlardan birisi, kocası ölen kadının iddesi meselesidir…' Kimileri Müminlerin Emiri hakkındaki şu sözünden dolayı İbn Teymiyye'yi münafıklıkla itham etmiştir: ‘Ali, hilafeti ele geçirmek için defalarca uğraştı, ama kimse ona yardım etmedi. O, riyaset için savaştı, diyanet için değil.' Yine şöyle der: ‘Ali liderliği severdi, Osman ise malı.' Bir başka yerde ise şöyle der: ‘Ebu Bekir ne dediğini idrak edebildiği yaşlılık çağında Müslüman oldu. Ali ise çocukken Müslüman oldu. Çocuğun İslâm'ı, Müslümanlığı bir görüşe göre sahih değildir.'”5
4. Allame Muhammed Kevserî, Muhammed b. Fahd Mekkî'nin kaleme aldığı li-Hatti'l-elhaz bi-zeyli Tezkiretü'l-huffaz'ın dipnotunda (s. 216) Sehavî'nin Allame Taftazanî'nin önde gelen talebelerinden olan Şeyh Alaüddin Muhammed b. Muhammed b. Muhammed Buharî Hanefî'nin biyografisini yazarken şöyle dediğini nakleder: “Allame Buharî Şam'a yerleştiğinde ona İbn Teymiyye'nin yazılarını sordular. O, bu yazılarda kimi hatalar olduğunu söylüyor ve kalbinde ona karşı nefret besliyordu. Sonraları Şam'da tanındığında ve güçlendiğinde onun (İbn Teymiyye'nin) bidatlerini açıkladı. İlerleyen zamanda onu tekfir etti ve meclislerinde İbn Teymiyye'ye Şeyhülislâm diyenin, sırf bu yüzden kâfir olduğunu açıktan ilan etti.”
5. İbn Hacer Askalanî, ed-Dürerü'l-kamine, c. 1, s. 163-16Allame Eş-Seyyid Alavi b. Tahir el-Haddad “El-Kavlu’l-Fasl fi mali beni Haşim min el-Fadl”kitabının ikinci cüzünde şöyle diyor: İbn Teymiyye “Minhac” kitabında, Emiru’l-müminin Ali, hz Fatima, Hasan ile Hüseyin hakkında yazdığı delillerin mukaddimelerinde ve dokunaklı sözler perdesi altında öyle yerme ve seb var ki, ondan insanın tüyleri ürperir ve kalbleri titrer. Demek ki, Nasibi ile Harici taifelerinin, İbn Teymiyye’nin adı geçen kitabı üzerinde durup, önem vermelerinin sebebi, ancak kendisinin o kitapta mezkur taifelerin tellerinden çaldığı ve izleri üzerinden yürüdüğü içindir. Öyle ise hem ondan hem taifelerinden sakin!!
[Ebu Hamid bin Merzuk, Bera’atü’l-Eş’ariyyîn, s.467]*İbn Teymiyye ve Hz. Peygamber'in Ehlibeyti'ne hakareti var*ibni Hacer-i Mekki, imam-ı Sübki, kendi oğlu Abdulvehhab, izzeddin bin Cema'a, Ebu Hayyan Zahiri, Zahid-ül Kevseri, Yusuf-i Nebhani, imam-ı Şarani, Ahmed bin Seyyid Zeyni Dahlan, Şeyh-ül-İslam Mustafa Sabri Efendi gibi nice âlimler İbni Teymiye’ye reddiyeler yazmışlar, dalalet ve küfürlerini açıklamışlardır. Üstad Necip Fazıl da, (14. asrın irşad kutbu seyyid Abdülhakim Arvasi, “İbni Teymiye dini içinden zedeleyen mülhiddir” demiştir) diyor.İbni Teymiye’nin sözlerinin kıymeti yoktur. O, dalalettedir ve Müslümanları dalalete sürüklemektedir. Müslümanların icmasından ayrılmış, bid’at yolunu tutmuştur. İslam âlimleri, onun dalalette [sapık] olduğunu, sözbirliği ile bildirdi. Kutbüd-Berdiri, Şerhi Muhtasarda, bunu uzun yazmaktadır. (Tahir Muhammed Süleyman - Zahiretül-fıkhil-kübra)Ehli Sünnetin Büyük Alimlerinden Kadı Şafii, İbni Teymiye Takipçilerinin, kanının helal olduğunu söylemektedir.

Ehli sünnetin iki büyük alimi İbni Hacer Askalani (Ölümü, 852) ve Şevkani (Ölümü, 1255) şöyle yazmışlardır: Kadı Şafii Dimeşk, Şam’da şöyle bir duyuru yapılmasını emretmiştir: Her kim İbni Teymiye’nin itikadına inanıyorsa kanı ve malı helaldir.(Ed Dureru’l Kamine, c. 1, s. 147; El- Bedru’t Tali’, c. 1, s. 67 ve Mir’tu’l Cenan, c. 2, s. 242)

Ehli sünnetin Büyük Alimlerinden Hisni Dimeşki, İbni Teymiye’nin Zındık olduğunu söylemekteHisni Dimeşki şöyle yazmaktadır: İlim deryası olarak vasıflandırılan İbni Teymiye’yi, Bazı büyük öncüler mutlak zındık (mülhit) olarak saymaktadırlar.İbni Teymiye’nin kitapları Hak Teala’nın mahlukata benzetilmesi ve Bari’ Teala’nın zatının cisme teşbih verilmesiyle doludur. Aynı şekilde Resulü Ekrem’e (s.a.a), Şeyheyne (Ebu Bekir ve Ömer) dil uzatmakta ve Abdullah Bin Abbas’ı tekfir etmektedir. ibni Teymiye, İbni Abbas’ı mülhit, Abdullah İbni Ömer’i mücrim, sapkın ve bidatçi saymaktadır. Bu sözlerini Sıratu’l Müstakim kitabında ifade etmiştir. (Def’u Şübhe Ani’r Resul, Tahkik Cemaatu’n Mine’l Ulema, s. 125)Hinsi Dimeşki, başka bir yerde şöyle yazmaktadır: İbni Teymiye demiştir ki her kim ölü birinden veya uzaktaki birinden medet umarsa… zalim, sapkın ve müşriktir.M.İbni Abdulvehhâb'ın tâbiileri zamanımızın haricîleridir.
|İbn Âbidîn, Reddu'l-Muhtâr, 4/262


dir



5.
Birşey sorucam bu kaynakların kaç tanesi elinde mevcut bu kadar eminsin kendinden ?
 
U Çevrimdışı

Ubeydullah

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
İmam-ı Şarani hazretleri buyuruyor ki:
(İbni Teymiye, tasavvufu inkâr eder, evliyaya, ariflere dil uzatırdı. Kitaplarını okumaktan, yırtıcı hayvandan kaçar gibi kaçmalıdır.) [Tabakat-ül-kübra]
İmam Şarani hazretleri dediğin adam İbni Teymiyeden yaklaşık yüz elli yıl sonra yaşamış ekberiyye tarikatına mensup, İbni arabinin sapık yolundan giden adamın tekidir.ilk delilin buysa diğerlerini düşünemiyorum ama vaktim boş olunca hepsine bakacağım inşaAllah ve sana önerim şudurki önce ehli sünnet itikadını öğren öyle konuş.Yani ibni arabi gibi birinin müridini bile delil kabul etmen senin itikadındaki sıkıntıyı gösterir bunları senin yazmadığınıda biliyorum zaten direk kopyala yapıştır yaptın daha delil olarak verdiğin şeyleri kendin okumamışsın söyleyenleri tanımamışsın alimlik yapıyorsun.
Amacın Hakkı aramaksa ilk önce bir sakinleş ehli sünnet akidesini öğren . Yok eğer amacın İbni Teymiyye düşmanlığıysa devam et sizi gördükće ibni teymiyeye sevgim dahada artıyor ALLAH ondan razı olsun.Hakkı arayıp hakkı bulanlardan olman dileğiyle Es Selamu Aleyküm ve Rahmetullah.
 
Hicret Vakti Çevrimdışı

Hicret Vakti

Üye
İslam-TR Üyesi
İmam-ı Süyuti hazretleri buyuruyor ki:
(İbni Teymiye kibirliydi. Kendini beğenirdi. Herkesten üstün görünmek, karşısındakini küçümsemek, büyüklerle alay etmek âdeti idi.) [Kam-ul Muarıd]
2. de benden olsun:
İmam Suyuti :
''İbn Teymiyye, Şeyhu'l-İslam'dır. İmamdır.Allamedir, Hafızdır. Nakid'dir (Tenkidçi). Fakihtir. Müctehiddir. Ustad müfessirdir. Şeyhulislamdır. Zahidlerin sancaktarıdır. Asrın nadiratındandır. Müftüdür. Dinin takvasıdır. O, takiyu'd-din Ahmed bin İbn Teymiyye el-Harrani'dir. Alimlerden biriydi. Hadiste, tahriçte ve onu zikretmede uzmanlaştı. Rical ilminde, ilelu'l-hadis ilminde, hadislerin fıkhında, İslam ilimleri, kelamda ve diğer konularda zirveydi. O ilim okyanuslarından biriydi. Sayılı dahilerdendi, sayılı zahidlerden ve afraddan idi. 300 kitap yazdı. İmtihan edildi ve eziyete uğradı. 20 Zilkade 728 senesinde vefat etti.''
Tabakatu'l-Huffaz, sayfa: 515,517

ve bu eser doğrudan Suyutiye aittir senin gibi 2. kaynaktan değil doğrudan ana kaynaktan
3. kez biri yazmadan terk et burayı ya da tövbe et

mahputçulardan gavsputçulardan mı aldıysan o iftiracı ya da iftirayı yayıcılarında yüzüne tükür
 
Pangea Çevrimdışı

Pangea

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Bi bitmedi şu ibn teymiyye düşmanlığı. Onun hakkında kim ne demiş diye bakmaktan ibn teymiyye ne demiş bakmaya fırsat bulamıyor.
İbni Teymiye demiştir ki her kim ölü birinden veya uzaktaki birinden medet umarsa… zalim, sapkın ve müşriktir.
Zaten ibn teymiyyeyi kötüleyenlerin kötüleme sebebi tam da budur. Taptıkları medet umdukları şeyhlerden hocalardan medet ummamaları gerektiğini anlattığı için sevmezler.

bni Teymiye’nin kitapları Hak Teala’nın mahlukata benzetilmesi ve Bari’ Teala’nın zatının cisme teşbih verilmesiyle doludur. Aynı şekilde Resulü Ekrem’e (s.a.a), Şeyheyne (Ebu Bekir ve Ömer) dil uzatmakta ve Abdullah Bin Abbas’ı tekfir etmektedir. ibni Teymiye, İbni Abbas’ı mülhit, Abdullah İbni Ömer’i mücrim, sapkın ve bidatçi saymaktadır. Bu sözlerini Sıratu’l Müstakim kitabında ifade etmiştir.
Bu kitap bende var okuyup sonucunu bildiririm Allah’ın izniyle ama biraz kalın bir kitap. Kaynak verilse daha iyi olurdu direkt açıp bakardık. Ama zaten kaynak verme usulü bu insanlarda bir rezalet. Şu yazılanlardan hangi kısım hangi kaynayapa ait hiç anlaşılmıyor. O kadar kopyala yapıştır ki herşey birbirine karışmış. Alıntının sonu 5.le bitiyor ne alaka? Bu kadar tanınan övülen birinin RasulAllaha dil uzatan biri olduğuna inanmak pek mümkün gözükmüyor ama yine de ibn arabi gibiler de kimilerince iyi bilindiği için ihtimal dışı denilemez. Bakıcam in şa Allah. Eserleri bu kadar irdelenen incelenen başka kaç tane alim vardır acaba bu da merak konusu.
“Allame Buharî Şam'a yerleştiğinde ona İbn Teymiyye'nin yazılarını sordular. O, bu yazılarda kimi hatalar olduğunu söylüyor ve kalbinde ona karşı nefret besliyordu. Sonraları Şam'da tanındığında ve güçlendiğinde onun (İbn Teymiyye'nin) bidatlerini açıkladı. İlerleyen zamanda onu tekfir etti ve meclislerinde İbn Teymiyye'ye Şeyhülislâm diyenin, sırf bu yüzden kâfir olduğunu açıktan ilan etti.”
5. İbn Hacer Askalanî, ed-Dürerü'l-kamine, c. 1, s. 163-16
Bu metnin sonundaki 5mi o beş acaba. Tam bir kopyala yapıştır rezaleti.
 
Hicret Vakti Çevrimdışı

Hicret Vakti

Üye
İslam-TR Üyesi
seyhini yaz bütün her seyini ortaya dökelim var mısın
 
Üst Ana Sayfa Alt