A
Çevrimdışı
baş örtüsü ilk kez ne zaman okullarda yasaklanmıştı?bu yasağı duyduğumuzda nasıl şaşırdığımızı hatırlayalım.
ilk kez kimi "başını açarsan ders notun 100 olur" tekliflerini geri çevirdiği için sınıftan dışarı çıkarmışlardı?bunu öğrendiğimiz zaman canımızın nasıl yandığını hatırlayalım!
ilk kez kimi başı örtülü olduğu için "dini siyasete alet etmekten" yargılamışlardı?bunu da hatırlayıp sinirlerimizin iyice yıpranıp yıpranmadığını kontrol edelim.
görevlerinden alınan baş örtülü öğretim görevlilerini,"bilime bile ara verin,yeterki yasağı uygulayın" diyen rektörleri,ikna odalarını,bizlere" modern dünyada kabul görecek daha modern inanışlar" vaad ederek maneviyatımızla alay edercesine zihinlerimizi bulandıran fetvaların öncüsü hocaları,karışık cemaatin ortasında başı açık namaz kılan kadınları,neyin nasıl olduğunu anlamadan "kanaat önderi" sıfatı kazandırdığımız(!) işgüzarların güya baş örtüsünü savunurken aslında bizi yerden yere vuruşlarını hatırlayalım..
bütün bunları bir tarafa bırakıp 71 yaşındaki kanser tedavisi görmek için İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesine giden Medine Bircan'ı başka türlü hatırlayalım.Medine Bircan acılar içinde kıvranırken "fotoğrafında başı örtülü!é diyebilen doktorları ve Medine Bircanın "birilerinin vicdanının sızlamasını"beklerken ölüp gittiğini hiç unutmayalım!
yasaklar art arda gelirken hangisini makul bulmuştuk?baş örtüsünün günün birinde sokakta da yasaklanacağını ilk kim söylemişti?bunu ilk duyduğumuzda "provokatif ve başarısız bir çaba" olarak mı yorumlamıştık?
işte baş örtüsü artık dışarda da yasak!kararın "bundan sonraki davalara örnek teşkil edeceği"nin kutlandığı düğünler çoktan başladı.YÖK Başkanı erdoğan teziçin ebesobe oyununu tarif edercesine danıştayın kararını yorumlarken söylediklerini okuyalım: "yolda yürüyprsunuz.tesettürlü bir kadınsınız.polis, sizi tanımakta güçlük çekiyorum dediği zaman yüzünüzü açmak zorundasınız.sizi tanımakta güçlük çekiyorum dediği anda orası kamusallaşır..eviniz olsa bile..ama polis teşekkür ederim deyip gittikten sonra yine özel alan olur..."
fakat artık buna inanalım.ötesine de inanalım..günün birinde evimize girip başımızdaki örtüye karışacaklarını...
ilk kez kimi "başını açarsan ders notun 100 olur" tekliflerini geri çevirdiği için sınıftan dışarı çıkarmışlardı?bunu öğrendiğimiz zaman canımızın nasıl yandığını hatırlayalım!
ilk kez kimi başı örtülü olduğu için "dini siyasete alet etmekten" yargılamışlardı?bunu da hatırlayıp sinirlerimizin iyice yıpranıp yıpranmadığını kontrol edelim.
görevlerinden alınan baş örtülü öğretim görevlilerini,"bilime bile ara verin,yeterki yasağı uygulayın" diyen rektörleri,ikna odalarını,bizlere" modern dünyada kabul görecek daha modern inanışlar" vaad ederek maneviyatımızla alay edercesine zihinlerimizi bulandıran fetvaların öncüsü hocaları,karışık cemaatin ortasında başı açık namaz kılan kadınları,neyin nasıl olduğunu anlamadan "kanaat önderi" sıfatı kazandırdığımız(!) işgüzarların güya baş örtüsünü savunurken aslında bizi yerden yere vuruşlarını hatırlayalım..
bütün bunları bir tarafa bırakıp 71 yaşındaki kanser tedavisi görmek için İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesine giden Medine Bircan'ı başka türlü hatırlayalım.Medine Bircan acılar içinde kıvranırken "fotoğrafında başı örtülü!é diyebilen doktorları ve Medine Bircanın "birilerinin vicdanının sızlamasını"beklerken ölüp gittiğini hiç unutmayalım!
yasaklar art arda gelirken hangisini makul bulmuştuk?baş örtüsünün günün birinde sokakta da yasaklanacağını ilk kim söylemişti?bunu ilk duyduğumuzda "provokatif ve başarısız bir çaba" olarak mı yorumlamıştık?
işte baş örtüsü artık dışarda da yasak!kararın "bundan sonraki davalara örnek teşkil edeceği"nin kutlandığı düğünler çoktan başladı.YÖK Başkanı erdoğan teziçin ebesobe oyununu tarif edercesine danıştayın kararını yorumlarken söylediklerini okuyalım: "yolda yürüyprsunuz.tesettürlü bir kadınsınız.polis, sizi tanımakta güçlük çekiyorum dediği zaman yüzünüzü açmak zorundasınız.sizi tanımakta güçlük çekiyorum dediği anda orası kamusallaşır..eviniz olsa bile..ama polis teşekkür ederim deyip gittikten sonra yine özel alan olur..."
fakat artık buna inanalım.ötesine de inanalım..günün birinde evimize girip başımızdaki örtüye karışacaklarını...