Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Soru Bayan Olarak Nereden İlim Almalıyım?

S Çevrimiçi

Sidretul Munteha

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
Selamun Aleykum kardeşler. Danışacak hiç kimse bulamıyorum gerçekten. Günlerdir nasıl çıksam işin içinden diye bakıyorum.

İlk birkaç sene tarikat yolculuğum oldu tüm akidem alt üst oldu. Ardından Rabbimin rahmeti ile Selefi düşünce ile tanışmış oldum. Öncesinde herkes gibi Eşari/Maturidiyi hak biliyordum.

Selefi düşünceyi Halis Bayuncuk vesilesi ile öğrendim. Selefi düşünce ile tanışınca ilk başlarda imanın tadına varmaya başladım Elhamdülillah. Artık benim için de tüm ayetlerin anlamı vardı ve beni aktif Müslüman olmaya davet ediyordu...Mücadeleye...
İlk fırsatta Tevhid grubunun sohbetlerine katıldım ama yolda gidene kadar bile herkesi kafir gibi görmek kalpte hastalık yapıyordu. 1 avuç mu Müslüman kaldık diye düşüyordum. Sonra twitterdan selefileri görmeye başladım, çeşit çeşit Selefi var. Tekfir eden- Tekfir edeni bile tekfir eden...Yolda denk gelmek istemeyeceğim insanlar. En sonunda twitterı da kapadım. Bu kadar harici görmek kalbi karartıyor.

ALLAH'ın rahmeti ile bu süreçte dengeli Selefileri görmüş oldum. Musa Ebu Cafer hoca gibi...Hatta bu siteyi de böyle buldum. Yalnız tek başıma kaldım ve çevremde Selefi bir arkadaş bile yok. Erkek olsam onların yanına gider sohbetlerine katılırdım ama erkek de değilim. Tek başıma da karman çorman bir itikadım var. Okumalar yapmaya çalışıyorum ama biraz maturidiyim biraz selefiyim böyle karışık bir şey oldum. Şimdi ne yapayım ? Tek başına ilerlemek çok zor. İlk selefi olduğum dönemler çok iyi hissediyordum kendimi, imanın tadına varmış gibiydim. Git gide tek başınalıktan kendime Selefi desem de yine maturidi gibi oldum.

Tavsiyelerinizi bekliyorum.
Ayrıca 30 yaşındayım ve ALLAH Tealanın rızasını kazanmayı istiyorum ama yeterli ilmim yok. Bu yüzden (geç gözükmüş olsa bile) İlahiyat okumak mantıklı mı ? En azından diğer fırkalarla beraber kapsamlı şekilde insanların itikad yapılarını öğrenmiş olurum diye düşünüyorum. Ve Arapça öğrenmek elbette. Buna gerek yok desek bile alternatif yok ? Nereye gidip Hak dini öğreneceğiz ki zaten ? Erkekler bir arada ama benim gibiler nerelerde yaşıyor bilmiyorum. Halis hocanın vakfı gibi yerleri de ben istemiyorum harici düşünce geliyor biraz ama doğrusunu ALLAH bilir.
 
Mustafa bin Yılmaz Çevrimdışı

Mustafa bin Yılmaz

''Selef,selef ve selef...''
İslam-TR Üyesi
Tek kalıp dinden uzaklaşma gibi bir durum söz konusu olursa veya böyle bir risk var ise sohbet veya seminerlere katılabilirsiniz. En azından sizi taze tutarlar ancak ileriye gidilen konularda onlardan beri olabilirsiniz. Bunun için gerek Musa hoca gerekse diğer hocalar ve alimlerin kitab veya videolarını sık sık takip etmelisiniz. Nerede yaşıyorsunuz bilmiyorum ancak her yerde selefiler bulunmakta. Allah karşınıza Salih insanlar çıkarsın inşallah. Ayaklarını bu din üzeri kılsın
 
S Çevrimiçi

Sidretul Munteha

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
Tek kalıp dinden uzaklaşma gibi bir durum söz konusu olursa veya böyle bir risk var ise sohbet veya seminerlere katılabilirsiniz. En azından sizi taze tutarlar ancak ileriye gidilen konularda onlardan beri olabilirsiniz. Bunun için gerek Musa hoca gerekse diğer hocalar ve alimlerin kitab veya videolarını sık sık takip etmelisiniz. Nerede yaşıyorsunuz bilmiyorum ancak her yerde selefiler bulunmakta. Allah karşınıza Salih insanlar çıkarsın inşallah. Ayaklarını bu din üzeri kılsın

Yaratılış gayemi bulamıyorum tek. Selefi olduğumda mücadele edeceğim bir şey vardı artık. Tek kaldığım için yine Maturidi düşünceler normalleşmeye başladı Selefi düşünceler biraz aşırı gibi gelmeye başladı. Çok net bu oluyor. Yine de İbn Kayyım vs okuyorum. Okuyup öğrenmeye çalışıyorum...

Evet sohbetlere katılabilirim sanırım ama hocam tarikat içerisinde de kendimi böyle hissediyordum ve huzursuz oluyordum (yanlış yolda gibi), nedense Halis hocanın grubunda da bunu hissediyorum. Belki de onlara karşı fazla ön yargım vardır. ALLAH doğrusunu göstersin. Dikkate alacağım dediğinizi, duruma göre hareket edeceğim ALLAH razı olsun.
 
H Çevrimdışı

hse

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
Selamun Aleykum kardeşler. Danışacak hiç kimse bulamıyorum gerçekten. Günlerdir nasıl çıksam işin içinden diye bakıyorum.
Aleykümselam ve rahmetullah
Ben de bu aralar tarikatların tehlikesi, kimlere uzak kimlere yakın olmalıyım konularındayım uhtim. Evlilikle ilgili düşünceler de bu konuları epeyce düşündürüyor.
Elhamdulillah tekfirci olmayan selefi ablalar/ hocalarla tanıştım. Sonrasında vakıf ve derneklerden haberim oldu. Mesafeli olduğumuz Milli Eğitimin vesile olduğu en güzel şey denebilir.
Online yerler ve bildiğim yerler hakkında özelden bahsetmek isterim konuşmak istersen
 
S Çevrimiçi

Sidretul Munteha

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
ALLAH razı olsun kardeşim. Özelden yazıyorum.

Edit: Özelden yazmayı bulamadım forumda yeniyim özelden mesaj atsan (varsa öyle bir alan) iyi olur.
 
Abdurrahman el-Maarifi Çevrimiçi

Abdurrahman el-Maarifi

أيا مَن يدّعي الفَـهْـمْ ... إلى كمْ يا أخا الوَهْ
İslam-TR Üyesi
Ve aleykümü selam ve rahmetullahi ve bereketuhu abi.
Düşünüyorum ki, bazen insan kendini bulmaya çalışırken bir rehbere ihtiyaç duyar. Ancak en büyük rehber Allah’tır. Kur'an-ı Kerim’de Allah Azze ve Celle şöyle buyurur:
"إِنَّ هُدَى اللَّهِ هُوَ الْهُدَى" (Bakara, 2:120)
Şüphesiz ki, hidayet Allah’ın hidayetidir.
Bu nedenle abi, insan kendine bir aidiyet grubu ya da bir yol ararken önce kendi iç dünyasına dönmeli. Allah’ın izniyle insan önce kendini anlamalı ki, nerede durduğunu ve nereye yöneleceğini bilsin.
Ama bunu yaparken ümmeti unutmamalıyız bence, kendim için konuşuyorum ümmet bilincim benim en büyük aidiyetim. Ancak ümmetin bir parçası olabilmek için önce kendi nefsimizi anlamalı, Allah’a olan yakınlığımızı artırmalı ve Rasulullah’ın (SAV) sünnetiyle kendimizi yoğurmalıyız. Çünkü ne kadar çabalarsak çabalayalım, kalplerin sahibi yalnız Allah’tır.
Abi, belli ki sen zaten bu yolda düşünen, sorgulayan birisin. Bu yüzden Allah’a yakın olmak için sürekli dua et:
Kendi yolunu bulurken sabırlı ol derim. Her zaman bil ki Allah, kendisine yönelen kullarına yardım eder ve asla kimseyi çaresiz bırakmaz. Allah seni hak yoldan ayırmasın ve hayırlı insanlarla karşılaştırsın İnşeAllah.
 
Abdurrahman el-Maarifi Çevrimiçi

Abdurrahman el-Maarifi

أيا مَن يدّعي الفَـهْـمْ ... إلى كمْ يا أخا الوَهْ
İslam-TR Üyesi
Abi, Allah’tan daha büyük bir gaye var mıdır? Şüphesiz ki yoktur.
"وَمَا خَلَقْتُ الْجِنَّ وَالْإِنْسَ إِلَّا لِيَعْبُدُونِ"
(Ben cinleri ve insanları ancak bana ibadet etsinler diye yarattım) [Zariyat, 51:56].
Bu ayet bize gösteriyor ki, tüm yaratılmışların nihai gayesi yalnızca Allah’a kulluktur. Yaratılan, yaratılana ne kadar anlam verebilir ki? İnsan, yalnızca Allah’ın koyduğu sınırlar ve değerler çerçevesinde bir anlam bulabilir.

Naçizane düşünüyorum ki, yaşantımızı değerli kılan yegâne beş esas şunlardır: Allah, Peygamber, Kur’an, Sünnet ve Ümmet. Eğer hayatımız bu temel değerler üzerine şekillenir ve bu şekilde yaşamaya gayret edersek, inşeAllah hayatımız da ölümümüz de anlamlı ve hayırlı olur.

Abi, sert bir din anlayışından bahsetmişsiniz, fakat ben meseleye biraz daha farklı bakıyorum belki yanılıyorum muhtemelen düşündüğünüz gibi müminin duruşu daima adalet ve merhamet üzere olmalıdır. Ancak şunu da unutmamalıyız:
"وَمَا لَكُمْ لَا تُقَاتِلُونَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ وَالْمُسْتَضْعَفِينَ"
(Siz ne diye Allah yolunda ve zayıf bırakılmışlar uğrunda savaşmıyorsunuz?) [Nisa, 4:75].
Tağutlar, mustazafları binlerce yolla ezmeye çalışırken, müminlerin de bu zulümlere alet edilmesine karşı ne yapılabilir?

Bir Müslüman, Allah’ın çizdiği sınırların dışına çıkmadıkça zalimlerden ya da sapkınlardan olabilir mi? Elbette hayır. Çünkü Allah, kullarını asla kaldırabileceğinden fazlasıyla imtihan etmez:
"لَا يُكَلِّفُ اللَّهُ نَفْسًا إِلَّا وُسْعَهَا"
(Allah hiç kimseye gücünün yettiğinden fazlasını yüklemez) [Bakara, 2:286].

Abi, Allah doğru yolda olanlara yardım eder:
"إِنَّ اللَّهَ مَعَ الَّذِينَ اتَّقَوْا وَالَّذِينَ هُمْ مُحْسِنُونَ"
(Şüphesiz Allah, sakınanlar ve iyilik edenlerle beraberdir) [Nahl, 16:128].
İnşeAllah sen de doğru yolu bulursun ve o yolda sabit kalırsın. Rabbim seni hayırlı insanlarla karşılaştırsın ve seni zalimlerden korusun.
 
S Çevrimiçi

Sidretul Munteha

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
Abi, Allah’tan daha büyük bir gaye var mıdır? Şüphesiz ki yoktur.
"وَمَا خَلَقْتُ الْجِنَّ وَالْإِنْسَ إِلَّا لِيَعْبُدُونِ"
(Ben cinleri ve insanları ancak bana ibadet etsinler diye yarattım) [Zariyat, 51:56].
Bu ayet bize gösteriyor ki, tüm yaratılmışların nihai gayesi yalnızca Allah’a kulluktur. Yaratılan, yaratılana ne kadar anlam verebilir ki? İnsan, yalnızca Allah’ın koyduğu sınırlar ve değerler çerçevesinde bir anlam bulabilir.

Naçizane düşünüyorum ki, yaşantımızı değerli kılan yegâne beş esas şunlardır: Allah, Peygamber, Kur’an, Sünnet ve Ümmet. Eğer hayatımız bu temel değerler üzerine şekillenir ve bu şekilde yaşamaya gayret edersek, inşeAllah hayatımız da ölümümüz de anlamlı ve hayırlı olur.

Abi, sert bir din anlayışından bahsetmişsiniz, fakat ben meseleye biraz daha farklı bakıyorum belki yanılıyorum muhtemelen düşündüğünüz gibi müminin duruşu daima adalet ve merhamet üzere olmalıdır. Ancak şunu da unutmamalıyız:
"وَمَا لَكُمْ لَا تُقَاتِلُونَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ وَالْمُسْتَضْعَفِينَ"
(Siz ne diye Allah yolunda ve zayıf bırakılmışlar uğrunda savaşmıyorsunuz?) [Nisa, 4:75].
Tağutlar, mustazafları binlerce yolla ezmeye çalışırken, müminlerin de bu zulümlere alet edilmesine karşı ne yapılabilir?

Bir Müslüman, Allah’ın çizdiği sınırların dışına çıkmadıkça zalimlerden ya da sapkınlardan olabilir mi? Elbette hayır. Çünkü Allah, kullarını asla kaldırabileceğinden fazlasıyla imtihan etmez:
"لَا يُكَلِّفُ اللَّهُ نَفْسًا إِلَّا وُسْعَهَا"
(Allah hiç kimseye gücünün yettiğinden fazlasını yüklemez) [Bakara, 2:286].

Abi, Allah doğru yolda olanlara yardım eder:
"إِنَّ اللَّهَ مَعَ الَّذِينَ اتَّقَوْا وَالَّذِينَ هُمْ مُحْسِنُونَ"
(Şüphesiz Allah, sakınanlar ve iyilik edenlerle beraberdir) [Nahl, 16:128].
İnşeAllah sen de doğru yolu bulursun ve o yolda sabit kalırsın. Rabbim seni hayırlı insanlarla karşılaştırsın ve seni zalimlerden korusun.
ALLAH razı olsun kardeşim.
Elbette hak olan doğru olan çok yer var ama

"Ama bunu yaparken ümmeti unutmamalıyız" diyorsun. Ben kendimi tek başıma ümmet gibi hissedemiyorum ki. Yaratılış gayesinde de bahsettin ALLAH razı olsun ama sanki teoride böyle gözükse de pratikte işler değişiyor. Bir gruba bağlı olmadan; 2 gün şeytan beni yeniyor, 1 gün ben onu. Ya da tam tersi. Bir bakıyorum bir gün ya da birkaç saat çok iyi gidiyor ardından kendimi film izlerken bulabiliyorum. Çünkü yaratılış gayeni gerçekleştiremiyorsun, pratikte bunu yaşayacağın alan yok (tek başına). Ayrıca tek başınalık, içe dönmek kısımlarında yine teoride hak versem de pratikte veremiyorum. İçe dönünce şeytan ve nefs vesveselerinden başka çok az şey kalıyor. Bir grubun içinde olmak (bu arkadaşlarla buluşma dahi olabilir) bu vesvese halini durduruyor insanı ruhen sağlıklı yapıyor. Kendi içime dönünce saçma fikirlerle uğraşıp duruyorum. Nefsin bazı şeyleri süslü göstermesi başlıyor: Mesela ilahiyat okumak gibi. En azından bir grubun içinde bulunurum diyorum.

Bence tek olmak hastalık ! zaten hadisler de var. Öyle bakıyorum çooooooook uzun deneyimlerimden sonra. Tek başıma vardığım sonuç nefsin sağa sola savurmasından başka çok az şey olacak.

Elbette ALLAH'ın yardımı ve hidayeti ulaştığında bunu engelleyecek yoktur. Amin...Dualarınız için ALLAH razı olsun.

(Bu arada cihat kısmına katılıyorum. Bence cihat ALLAH Tealanın kuluna rahmeti. Çünkü insanı canlı tutuyor. Hem ayetler canlı kalıyor, hem ruhun...Kalem ve kılıç)
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Selamun Aleykum kardeşler. Danışacak hiç kimse bulamıyorum gerçekten. Günlerdir nasıl çıksam işin içinden diye bakıyorum.

İlk birkaç sene tarikat yolculuğum oldu tüm akidem alt üst oldu. Ardından Rabbimin rahmeti ile Selefi düşünce ile tanışmış oldum. Öncesinde herkes gibi Eşari/Maturidiyi hak biliyordum.

Selefi düşünceyi Halis Bayuncuk vesilesi ile öğrendim. Selefi düşünce ile tanışınca ilk başlarda imanın tadına varmaya başladım Elhamdülillah. Artık benim için de tüm ayetlerin anlamı vardı ve beni aktif Müslüman olmaya davet ediyordu...Mücadeleye...
İlk fırsatta Tevhid grubunun sohbetlerine katıldım ama yolda gidene kadar bile herkesi kafir gibi görmek kalpte hastalık yapıyordu. 1 avuç mu Müslüman kaldık diye düşüyordum. Sonra twitterdan selefileri görmeye başladım, çeşit çeşit Selefi var. Tekfir eden- Tekfir edeni bile tekfir eden...Yolda denk gelmek istemeyeceğim insanlar. En sonunda twitterı da kapadım. Bu kadar harici görmek kalbi karartıyor.

ALLAH'ın rahmeti ile bu süreçte dengeli Selefileri görmüş oldum. Musa Ebu Cafer hoca gibi...Hatta bu siteyi de böyle buldum. Yalnız tek başıma kaldım ve çevremde Selefi bir arkadaş bile yok. Erkek olsam onların yanına gider sohbetlerine katılırdım ama erkek de değilim. Tek başıma da karman çorman bir itikadım var. Okumalar yapmaya çalışıyorum ama biraz maturidiyim biraz selefiyim böyle karışık bir şey oldum. Şimdi ne yapayım ? Tek başına ilerlemek çok zor. İlk selefi olduğum dönemler çok iyi hissediyordum kendimi, imanın tadına varmış gibiydim. Git gide tek başınalıktan kendime Selefi desem de yine maturidi gibi oldum.

Tavsiyelerinizi bekliyorum.
Ayrıca 30 yaşındayım ve ALLAH Tealanın rızasını kazanmayı istiyorum ama yeterli ilmim yok. Bu yüzden (geç gözükmüş olsa bile) İlahiyat okumak mantıklı mı ? En azından diğer fırkalarla beraber kapsamlı şekilde insanların itikad yapılarını öğrenmiş olurum diye düşünüyorum. Ve Arapça öğrenmek elbette. Buna gerek yok desek bile alternatif yok ? Nereye gidip Hak dini öğreneceğiz ki zaten ? Erkekler bir arada ama benim gibiler nerelerde yaşıyor bilmiyorum. Halis hocanın vakfı gibi yerleri de ben istemiyorum harici düşünce geliyor biraz ama doğrusunu ALLAH bilir.
Âleykum selamwe rahmetullah kardeşim,
Sağa devrilen arabayı sola da devirmemek lazım. İsrail zulmundeki Filistin halkını müslüman kardeşi görerek savunamayıp "mazlum insanlar, filistinliler" diyerek halka kelime oyunları yapan aşırı tekfir hastalarına karşı da dikkatli olunuz. Acele ederek hatalı hareket de etmeyiniz. Bu süreçte forumda hem konuları okuyup akidenizi pekiştirmenizde fayda var.
 
Ummu Aişe Çevrimdışı

Ummu Aişe

حسبنا الله ونعم الوكيل
Site Emektarı
Aleykum selam ve rahmetullah uhtim,

Yıl 2011 Kasım'da tevhidle tanıştım, ve tam olarak bu sitede. Bir gün öncesinde İsmailağa Tarikati nasıl bir tarikat, iyi mi diye araştırırken (amcalarım o tarikatte ve ben de dahil olsam mı diye araştırıyordum; nitekim manevi atmosferi çok güzel görünüyordu), bir gün sonrasında ise burası ile tevhide ilk girişi "Rabıta ve Gavs konularının şirk olduğuna dair konulara ulaşarak" yaptım elhamdülillah (iki konu hayatımı değiştirdi yani). Benim fiziki çevremde çekirdek ailem ve yaşlı bir komşum dışında tevhidi benimseyen çıkmadı. Uzakta yaşasa da bir de annem, teyzem ve bir kuzenim var, ancak genel olarak cemaatsizliğin ve interneti aktif kullanamayan (fırsatı olmayan veya bilmeyen) kişiler olduğu için, ben ne kadar öğretebildiysem o kadarla kaldı. Yine de bugünüme elhamdülillah, ilk başlarda anlayan tek bir kişi bile yoktu. Hepsi zamanla oldu.

Ve, sonuç olarak, benim size diyeceğim:

İnternet imkânınız varsa, aradığınız cemaat doğrudan burası. Her ne sorarsanız cevabı büyük oranda forumda çoktan sorulup, cevabı verilmiştir, arama yapıp bu konulara ulaşabilirsiniz. Hasbihal etmek derseniz, şu anki gibi konuşarak, seviyeli olduğu sürece, erkek kardeşlerimizin fikirleri ile birlikte elhamdülillah ortak alanda yazıyoruz yıllardır. Yüzlerini bir kez bile görmediğim birçok hanım kardeşle bu forumda yıllar boyu arkadaşlıklar kurdum ve kimileri ile hala arkadaşız elhamdülillah. Sadece bekârlar evlenip çoluk çocuğa karışınca foruma vakit ayıramama gibi bir sorun oluyor ama bu da hayatın bir dönemi sonuçta, böyle kabulleneceğiz artık )

Bu arada forumda aktif uhti çok olsa, çok eskiden olduğu gibi sadece kayıtlı hanımlara özel grup kurma imkânımız var. Ancak çoğunlukla zaman içinde üyeleri sosyal medyaya kaydığı için, ve genel olarak aktiflik olmadığından kapatılmıştı. Bu arada merak edenler için: bu forumun içerisinde geçerli olan tüm kurallar o bölümde de geçerliydi. Bölüm gizli diye bazı konularda esneklik yapmıyoruz yani, misal tekfir konusundaki kurallarımız orada da aynen devam ediyordu. Harici olarak 2 uhtinin ve kendileri mürcie olarak bizi harici gören 2 diğer uhtinin, bölümü ve forumu terk edişine üzülerek şahid olmuşluğum var. Bölümün az sayıda yönetici ile desteklenmesi sebebi ile bu şeyleri tekrar yaşamamak adına üye alımını ciddi kısıtlamıştık ve doğrusu bugüne dek bu imkânı da forumda açıktan yazdığımı hatırlamıyorum. Belki onca yılda 1-2 kez kısaca bahsettiysem anca. Şu anda yazmamın sebebi ise, kayıtlı çokça uhti olduğunu forumda zaman zaman denk geldiklerimden ötürü biliyorum. Ancak aktiflik yok. Aktif olmadıkları sürece onları tanıma imkânımız yok. Tanımadığımız sürece de onları böyle bir bölüme alma imkânımız yok.

Kısaca, buradan kimlere ulaşırsa bu mesajım:

Reelde cemaatsiz olmak neye benzer ben sonuna kadar bilirim. Bu konuda gördüğümüz hanım kardeşi de bu yüzden çok iyi anlıyorum. Reelde ister cemaatiniz olsun, ister olmasın: forumun çizgisine ve kurallarına uygunsanız, bunu aktifliğinizi göstererek belli edin ki, benim gibi, bu hanım kardeşimiz gibi uhtiler yalnızlık çekmesinler. Ben şu an, aktif konuşacak 1-2 uhti dışında kimsem olmadığı için buradan kısmen el-ayak çektim, diğerlerinin dolandığı instagram'da hesap açtım, orada çoğu tevhid ehli bile olmayan hanımlarla, bir yandan tebliğ yapmaya çalışırken bir yandan yalnızlığımı gidermeye çalışıyorum. Burada tevhidi bir cemaat duruyor, tüm kadrosu ile bizi her tür olumsuzluğa karşı korumaya adanmış, ancak ben ve diğerleri şu an kâfirin x'inde, instagram'ında... Değeri bilinecek yerin değeri bilinmiyor kısaca ve benim gibi 13 yıllık, buraya evi gibi bağlı birini bile soğutmayı başardılar. Diren diren nereye kadar yani, sonunda ben de "gidenler akımına" uydum.

Sadece, bir ayağım yine burada ve tam olarak da: sizin gibi reel hayatta yalnız olabileceğini düşündüğüm uhtiler sebebiyle. Bu acıyı ben biliyorum ve kimse yaşasın istemiyorum. Allah için bu yazımı gören uhtiler: reelde cemaatiniz varsa nimet içindesiniz. Nimetin hakkı şükür ve sadakasıdır. Tüm cemaatsizlerin "internet ile ulaşabileceği cemaati olmaya" aday şu foruma arada bir yazın çizin de, bayan olarak yalnız oluşumuzu dibine kadar yaşamayalım. (Burada doğrusu, erkeklerden de benzer yalnızlık çekenleri düşünerek üzüldüğümü belirtmek isterim. Ancak erkek oldukları için yazıp çizme konusunda bizler kadar çekinme durumları yok ve doğrusu erkek tabiatı, yalnızlığı kadınlara kıyasla daha kolay kaldırır. )

Dilerim bu kez dediklerim anlaşılır, türlü yollarla çok kez denedim, bu kez gizli bölüm imkânını da ortaya koydum. Eskiden en az 10 aktif uhti olduğunda bölümün açılabileceği iznini almıştık ve şimdi de aynen geçerlidir tabii. Ancak, tekraren: forumun tevhid çizgisine uygun (tekfir konusunda mutedil) olmalı ve aktif olmalı ki "Hmm bu üye düşüncelerini, duygularını, üslubunu çok güzel ortaya koydu; güvenilir birine benziyor, aramıza katılmasında sakınca yok" diyebilmeliyiz.

Bu arada yanlış karar vermemiz her zaman olasıdır, bu sebeple bölümde çok kişisel konular konuşulması yasaktır. Kısaca açık forumdan tek farkı: bölümde sadece bayan olduğu bilinen uygun üyeler kayıtlıdır ve haliyle bizler için daha rahat hasbihal ortamı sunmaktadır.
 
S Çevrimiçi

Sidretul Munteha

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
Âleykum selamwe rahmetullah kardeşim,
Sağa devrilen arabayı sola da devirmemek lazım. İsrail zulmundeki Filistin halkını müslüman kardeşi görerek savunamayıp "mazlum insanlar, filistinliler" diyerek halka kelime oyunları yapan aşırı tekfir hastalarına karşı da dikkatli olunuz. Acele ederek hatalı hareket de etmeyiniz. Bu süreçte forumda hem konuları okuyup akidenizi pekiştirmenizde fayda var.
ALLAH razı olsun. Önerilerden sonra acaba hafta sonu sohbetlerine katılsam mı diye düşündüğümde gelen mesaj oldu tekrardan Rabbimin rahmetine erişmiş oldum.
Halis hocanın grubunu nasıl görüyorsunuz (foruma genel sesleniş) bilmiyorum ama o dönem Filistinli kardeşlerimize bile şüphe ile bakar duruma geldiğimi hatırladım. 1 avuç Müslüman gibiydik. Acaba beni de tekfir ederler mi diye düşünüyor insan.

(bu grubun sohbetine bir kez gittim bunlar benim düşüncelerim bu yapı ile alakası olmayabilir çünkü Müslümanlığına şahit oldukları birisini kolay kolay tekfir etmiyorlar diye biliyorum ama onlara göre kim Müslüman bu da bir soru işareti elbette)

Kesinlikle haricilik bu değilse nedir bilmiyorum. Yine de tarikatlardan gelen şirk kalıntılarından kurtulmama, Selefileri tanımama vesile olan Halis hocadır bu da konunun bir başka boyutu.

ALLAH razı olsun.
 
S Çevrimiçi

Sidretul Munteha

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi

Harici olarak 2 uhtinin ve kendileri mürcie olarak bizi harici gören 2 diğer uhtinin, bölümü ve forumu terk edişine üzülerek şahid olmuşluğum var.


demişsiniz. Hocam bu o kadar doğru ki :) Twitterda gördüm bunları. Hatta erkekler kahve sohbeti gibi, sohbet odaları açıp saatlerce konuşuyorlardı. Ya da sofiler ile tartışıyordu. Bu da Selefilerin kandırılma biçimi sanırım.
Selefi kızlar da -bana mı öyle geliyor bilmiyorum- buz gibi katı kalpli sanki. Bunlar sadece benim gözlemim. Selefi olduk diye herkesi düşman mı görmem gerekiyor ? Merhametimize ne oldu. Selefi kızların da kendilerinin kullandığı savaş-silah vs. resim paylaşımları vardı. EyvAllah gerçekten güzel hareket olabilirdi -ama- içerisinde merhamet olsa. Yani ALLAH Tealanın rahmetini-hak dinini, rahmet dolu kurtuluşu yaymak için mücadele ediyor olsak. Ama buz gibi katı kalplerden başka bir şey pek göremedim. Yolda bu tarz Selefi insanlarla denk gelmektense Eşari/Maturidiye denk gelmeyi tercih ederim. Birisine esir mi olacağım, küfrüme hükmedip tekfir edip cariye mi yapacaklar diye düşünmem en azından. Twitterı kapadım sonrasında.


Ayşe kardeş ALLAH senden razı olsun. Bilmiyorum ama biraz ferahladım. Sanırım evet online da bir kapı diye düşündüğüm için olabilir. Belki bir önderliği üstlenirsin ve biz hemcinsleri bir araya getirirsin. 3 kişi olduk bile, yukarıdan bir kardeş de yazmıştı. En azından online görüşürüz.
 
Son düzenleme:
Ummu Aişe Çevrimdışı

Ummu Aişe

حسبنا الله ونعم الوكيل
Site Emektarı
demişsiniz. Hocam bu o kadar doğru ki :) Twitterda gördüm bunları. Hatta erkekler kahve sohbeti gibi, sohbet odaları açıp saatlerce konuşuyorlardı. Ya da sofiler ile tartışıyordu. Bu da Selefilerin kandırılma biçimi sanırım.
Selefi kızlar da -bana mı öyle geliyor bilmiyorum- buz gibi katı kalpli sanki. Bunlar sadece benim gözlemim. Selefi olduk diye herkesi düşman mı görmem gerekiyor ? Merhametimize ne oldu. Selefi kızların da kendilerinin kullandığı savaş-silah vs. resim paylaşımları vardı. EyvAllah gerçekten güzel hareket olabilirdi -ama- içerisinde merhamet olsa. Yani ALLAH Tealanın rahmetini-hak dinini, rahmet dolu kurtuluşu yaymak için mücadele ediyor olsak. Ama buz gibi katı kalplerden başka bir şey pek göremedim. Yolda bu tarz Selefi insanlarla denk gelmektense Eşari/Maturidiye denk gelmeyi tercih ederim. Birisine esir mi olacağım, küfrüme hükmedip tekfir edip cariye mi yapacaklar diye düşünmem en azından. Twitterı kapadım sonrasında.


Ayşe kardeş ALLAH senden razı olsun. Bilmiyorum ama biraz ferahladım. Sanırım evet online da bir kapı diye düşündüğüm için olabilir. Belki bir önderliği üstlenirsin ve biz hemcinsleri bir araya getirirsin. 3 kişi olduk bile, yukarıdan bir kardeş de yazmıştı. En azından online görüşürüz.
Amin ecmain kardeşim, aynı duygulardan geçtik ve evet dediğiniz gibi: çoğunlukla buz gibiler.

Bu tevhid davetini ülkemizde ilk olarak erkeklerde gördük ve siyah atlar, kılıçlar vs onlara çok yakışıyordu ve hâlâ da yakışıyor. Ancak kadınlarımız da benzer bir cihad ruhuna büründü, ve bu küffâra karşı çok güzel, ama biz tebliği kime yapıyoruz? Erkekler arasında sertlikten ürküp kaçan pek görmedim, nadir; ancak biz kadınların temel tebliğ kitlesi kadınlar. Ve şöyle bir dönüp bakalım, çoğu sadece çiçekli paylaşımlar ile mutlu huzurlu. Bunlar bizim cihâdi sayfamızı, bir de erkeklere benzemiş üslubumuzu görünce ne yapacak? Tabii ki arkalarına bile bakmadan kaçacaklar, ki kaçıyorlar da.

Bunu fark ettiğimden beri üslubumu yumuşatmaya adandım. Hâlâ kısmen eski üslubumun eserleri görülebilir, bilhassa çok kızdığım bir şeyler olursa ama doğrusu artık beni kızdıracak şey de çok nadir çıkıyor. Ve o nadir şeyler de, cahiller içinden değil, bizzat kendi aramızdan, tevhid ehli dediklerimden oluyor. Çünkü ben tevhid ilminin insanın zekâsını açtığını, sorumluluk bilincini artırdığını ve genel olarak sıradanın üstünde birileri olması gerektiğini düşünüyorum. Bu toplumun içinde, tevhidi öğrenmiş kim varsa, ilk işi kendisini düzeltmek, ardınca en yakınlarını ve ardınca da ulaşabildiği herkesi uyarmaktır. Ve bunu yaparken sadece hakkı anlatmak değil, hakkı hikmetle, sabırla, nezaket ve yumuşaklıkla süslemek zorunda. Ve söz konusu çocuklarsa sevimli içerikler, söz konusu kadınlarsa çiçekler kahveler, hedef kitleye göre şekil almak aklın işidir. Bunlar haram şeyler değil ki çiçekli bir sayfa vs olmaktan kaçınıyorlar? Nezaket haram mı, tatlı dil yılanı bile deliğinden çıkaracakken?

Bu arada bu forumda beni görenler "neredeyse hepimiz tevhid ehli olduğumuz ve çoğumuz erkek olduğu için" benim sadece kendi aramızdaki ciddiyetimi görüyorlar. Benim sosyal medyadaki hesaplarım ise çiçeklere bürünmüş, sevimli sempatik sayfalar hep. Ve beraberinde, karşımdaki Ateist bile olsa saygılıyım ve bana hakaret edilse bile sakinim elhamdülillah. Nitekim karşı tarafın üslubu, bana söyledikleri onu ilgilendirir, onun amel defterine yazılır. Ben kendi üslubumdan sorumluyum ve sadece buna bakarım.

Bu arada yukarıda kısaca değindiğim üzere, erkeklerin içinde de sert üsluptan kaçınanları gördüm, gerek bu forumda, gerek sosyal medyada. Bu durumlarda karşı taraf kaçmayıp cevap verse bile, savunma moduna geçtiği için sadece haklı çıkmaya odaklanıyor; ki bu şekle girmiş, yani savunmadaki birinin kalbine ulaşamazsınız. Yumuşak davranın, sizde güven bulsun, saygı görsün ve gardlarını, kalkanlarını indirsinler. Ancak ondan sonra kalpleri açılmaya adaysa açılabilir.

Yoksa hem kendiniz yoruluyorsunuz, hem karşı tarafı yoruyorsunuz ve genel olarak tebliğ yapılmış falan olmuyor. Hani tevhidi bozan şeyler, abdesti namazı bozan şeyler var ya, işte tebliğ de bir ibadet ve onu bozan şey de: kötü/yanlış üslub. Hak olacak; beraberinde hikmet (düşündürecek sorular, örnekler vs), sabır ve yumuşaklık da olacak. Yoksa kişiler uzaklaşıp gider, bizler de tebliğ yaptık sanırız.
 
S Çevrimiçi

Sidretul Munteha

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
Amin ecmain kardeşim, aynı duygulardan geçtik ve evet dediğiniz gibi: çoğunlukla buz gibiler.

Bu tevhid davetini ülkemizde ilk olarak erkeklerde gördük ve siyah atlar, kılıçlar vs onlara çok yakışıyordu ve hâlâ da yakışıyor. Ancak kadınlarımız da benzer bir cihad ruhuna büründü, ve bu küffâra karşı çok güzel, ama biz tebliği kime yapıyoruz? Erkekler arasında sertlikten ürküp kaçan pek görmedim, nadir; ancak biz kadınların temel tebliğ kitlesi kadınlar. Ve şöyle bir dönüp bakalım, çoğu sadece çiçekli paylaşımlar ile mutlu huzurlu. Bunlar bizim cihâdi sayfamızı, bir de erkeklere benzemiş üslubumuzu görünce ne yapacak? Tabii ki arkalarına bile bakmadan kaçacaklar, ki kaçıyorlar da.

Bunu fark ettiğimden beri üslubumu yumuşatmaya adandım. Hâlâ kısmen eski üslubumun eserleri görülebilir, bilhassa çok kızdığım bir şeyler olursa ama doğrusu artık beni kızdıracak şey de çok nadir çıkıyor. Ve o nadir şeyler de, cahiller içinden değil, bizzat kendi aramızdan, tevhid ehli dediklerimden oluyor. Çünkü ben tevhid ilminin insanın zekâsını açtığını, sorumluluk bilincini artırdığını ve genel olarak sıradanın üstünde birileri olması gerektiğini düşünüyorum. Bu toplumun içinde, tevhidi öğrenmiş kim varsa, ilk işi kendisini düzeltmek, ardınca en yakınlarını ve ardınca da ulaşabildiği herkesi uyarmaktır. Ve bunu yaparken sadece hakkı anlatmak değil, hakkı hikmetle, sabırla, nezaket ve yumuşaklıkla süslemek zorunda. Ve söz konusu çocuklarsa sevimli içerikler, söz konusu kadınlarsa çiçekler kahveler, hedef kitleye göre şekil almak aklın işidir. Bunlar haram şeyler değil ki çiçekli bir sayfa vs olmaktan kaçınıyorlar. Nezaket haram mı, tatlı dil yılanı bile deliğinden çıkaracakken?

Bu arada bu forumda beni görenler "neredeyse hepimiz tevhid ehli olduğumuz ve çoğumuz erkek olduğu için" benim sadece kendi aramızdaki ciddiyetimi görüyorlar. Benim sosyal medyadaki hesaplarım ise çiçeklere bürünmüş, sevimli sempatik sayfalar hep. Ve beraberinde, karşımdaki Ateist bile olsa saygılıyım ve bana hakaret edilse bile sakinim elhamdülillah. Nitekim karşı tarafın üslubu, bana söyledikleri onu ilgilendirir, onun amel defterine yazılır. Ben kendi üslubumdan sorumluyum ve sadece buna bakarım.

Bu arada yukarıda kısaca değindiğim üzere, erkeklerin içinde de sert üsluptan kaçınanları gördüm, gerek bu forumda, gerek sosyal medyada. Bu durumlarda karşı taraf kaçmayıp cevap verse bile, savunma moduna geçtiği için sadece haklı çıkmaya odaklanıyor; ki bu şekle girmiş, yani savunmadaki birinin kalbine ulaşamazsınız. Yumuşak davranın, sizde güven bulsun, saygı görsün ve gardlarını, kalkanlarını indirsinler. Ancak ondan sonra kalpleri açılmaya adaysa açılabilir.

Yoksa hem kendiniz yoruluyorsunuz, hem karşı tarafı yoruyorsunuz ve genel olarak tebliğ yapılmış falan olmuyor. Hani tevhidi bozan şeyler, abdesti namazı bozan şeyler var ya, işte tebliğ de bir ibadet ve onu bozan şey de: kötü/yanlış üslub. Hak olacak; beraberinde hikmet (düşündürecek sorular, örnekler vs), sabır ve yumuşaklık da olacak. Yoksa kişiler uzaklaşıp gider, bizler de tebliğ yaptık sanırız.

Elhamdülillah fıtrat üzere hareket etmeniz nasip olmuş.
"Biz kadınların temel tebliğ kitlesi kadınlar." demişsiniz.
Bunu görünce hmm dedim...daha kendime tebliğ aşamasındayım. Hak-Batıl net olarak ayıramıyorum. Selefi olunca tevilden kurtulduğum için mutlu olmuştum. Çünkü Kur'an'daki ayetlere haşa evirip çevirip mana vermeyecektik. Tamam belki şimdi de kendi düşüncemize göre mana vermiyoruz ama harici dediklerimiz bu konuda Kur'an'ın zahirine daha çok uyuyor gibiler... Şimdi her gördüğümü zaten bazı alimler yumuşatmış olacak, haşa Kur'an okumamın ve emirlerin anlamı olmuyor. O zaman emirler neden gelmiş.

Artık bir yol izlesek, madem buradayız bir grubumuz, bir amacımız olsa ? Beraber hareket etsek. Hem ilim öğrenme, hem ilim yayma. Nasıl bir yol haritası ?
 
Ummu Aişe Çevrimdışı

Ummu Aişe

حسبنا الله ونعم الوكيل
Site Emektarı
Elhamdülillah fıtrat üzere hareket etmeniz nasip olmuş.
"Biz kadınların temel tebliğ kitlesi kadınlar." demişsiniz.
Bunu görünce hmm dedim...daha kendime tebliğ aşamasındayım. Hak-Batıl net olarak ayıramıyorum. Selefi olunca tevilden kurtulduğum için mutlu olmuştum. Çünkü Kur'an'daki ayetlere haşa evirip çevirip mana vermeyecektik. Tamam belki şimdi de kendi düşüncemize göre mana vermiyoruz ama harici dediklerimiz bu konuda Kur'an'ın zahirine daha çok uyuyor gibiler... Şimdi her gördüğümü zaten bazı alimler yumuşatmış olacak, haşa Kur'an okumamın ve emirlerin anlamı olmuyor. O zaman emirler neden gelmiş.

Artık bir yol izlesek, madem buradayız bir grubumuz, bir amacımız olsa ? Beraber hareket etsek. Hem ilim öğrenme, hem ilim yayma. Nasıl bir yol haritası ?
Aynen, elhamdülillah.

Tevhidin ilk aşaması dediğimiz gibi kendimize yönelmek. Bilgiler oturmadan, zihindeki karışıklıklar giderilmeden geniş çaplı bir tebliğ girişimi akıllıca değil. Nitekim bugün, ilgili bir konuda "başka bir görüş olup olmadığını bilmediğimiz için" doğru sandığımız bir şey, sonra "aa, bir de bu varmış ve bu daha haklı" deyince oluşturduğu şaşkınlık ayrı, bir de geri dönük "acaba önceki görüşümü kaç kişiye tebliğ etmiştim" diyerek içimiz sızlar halde kalabiliyoruz. (Gerçi hidayet Allah'ın elinde ve bu açıdan sorun yok. Biz nasıl araştırıp geliştiysek, tebliğ yaptıklarımız da son koyduğumuz yerde durmuyor, devam ediyorlar; veya etmeliler, herkesin son nefese kadar yanlarında olamayız.)

Tekfirde önde gidenlerin "zahiren" Kur'an-ı Kerim'e daha çok uydukları da doğru, ilk görünen hali o. Ancak detaylarda, sünnete baktığımızda, o kadar da uyuyor görünmüyorlar. Bununla birlikte "Kur'an-ı Kerim apaçık, kimsede cehalet mazeret değildir, gizli konu olsaydı mazeret olurdu" diyorlar; ancak İlah, Rab, Tağut, İbadet, Şirk ve benzeri kavramların toplumdan gizlendiğini ve kimsenin "birisi uyarmadığı takdirde" durduk yere "bu kelimelerin anlamları hakkında işkillenip araştırmayacağı" gerçeğini görmek istemiyor gibiler. Benim evimde misal, eskiden Diyanet meali vardı, ki en güveniliri odur diyerek almıştım. Ancak hem bu kelimelerin anlamlarına dair orada işaret yok, toplum arasında öğretilenler ise yanlış; hem de kimi yerlerde kişinin uyanması mümkünken, parantez açılarak zihin başka bir alana yönlendirilmiş, veya bazı kelimeler ise komple yanlış çevrilmiş. Şimdi Allah için, toplum içinde en güvenilir bilinen mealde bile böyle yanlışlar varken, Kur'an-ı Kerim olduğu gibi insanlara ulaşmış mıdır? Hayır, açıkça bazı şeyler gizli kalmış durumda.

Bu açıdan, Kur'an-ı Kerim'i hiç okumayan ayrı, sadece Arapçadan okuyan ayrı, mealden okuyan ama elindeki mealin yanlış/eksik olduğunun farkında olmayanlar ayrı olmak üzere, bu insanların çoğu genel olarak Allah'a, Rasulüne ve indirdiğine iman ettiğini söyleyen insanlar. Ve bilinçsizce hataya, daha doğrusu tuzağa düşmüş insanlar. Şirk evet hala şirk, bu değişmiyor. Ancak bu insanlar tekfir edilmeden önce detaylı bir tebliği hak ediyor. Ve tebliğ dediğim de, "kalpleri kilitleyen kişilerin yaptığı" tebliği ben tebliğden saymıyorum. Karşı taraf, hor görülürken kendini koruma adına kırk kilit vurmuş kalbine, kaskatı kesilmiş. Bunun kalbi, söylenilenlere karşı açılmaz ki söylenilenleri duysa? Algıları öfkeyle kilitleniyor. "Tebliğ yaptım" demenin yolu, tekraren: olması gerektiği gibi yapmak. Aksi halde tebliğcilik oyunu gibi bir şey bu, anca kendini kandırmaca.

Son olarak, benim şu an bireysel hâle dönmüş ama genel olarak hepimizde olması gereken amaç şu olmalı:

Önce ilmi en azından ana hatlarıyla net öğrenin, sonrasında tebliğ usulünde, ahlakta, sabırda, psikolojide gelişin; ki tebliğ yapılması gereken kişi sayısı hâlâ bir dolu. Katı üsluplarıyla öcü gibi "işte bir vahhabi" dedirten acemi tebliğcilerin olumsuz izleri halkın arasında hâlâ. Eskiden tevhidi hiç duymayan kişileri bol bol buluyorken, şu an tevhidi duymuş ama geçmişte tekfir edildiği için, sinirle tepki koyanları bol bol görüyorum. Sıfırdan güzel güzel tebliğ etmek varken, şimdi bir de, bizden önceki tevhid ehlinin kırıp döktüklerini toplamak zorundayız. İşimiz zordu ve şu an daha da zor ve tüm bu zorlukları aşmanın yolu: halkın aradığı türde, hem hakla, hem güzel üslupla onlara gelmek. Eskiden de aranılan buydu, ve şu an da hâlâ bu.

Bu arada, tebliğ usulü konusunda kendim bizzat psikolojik yönden liderliğe zaten çok uzun süredir adayım. Ancak ilim konusunda (fıkhi konular ve tekfir konusu vs) diyorsanız, forumun genelindeki konulardan faydalanmak veya aranılan bulunamazsa forumda açıktan sormayı tavsiye ederim, nitekim bu şekilde ilgili konuyu bilen herhangi biri cevabı sunabilir ve hem belli kişilere çok yüklenilmemiş olunur, hem de forum herkese açık olduğu için diğerleri de cevabı okuyarak ilmi alır inşaAllah.
 
Abdurrahman el-Maarifi Çevrimiçi

Abdurrahman el-Maarifi

أيا مَن يدّعي الفَـهْـمْ ... إلى كمْ يا أخا الوَهْ
İslam-TR Üyesi
Aynen, elhamdülillah.

Tevhidin ilk aşaması dediğimiz gibi kendimize yönelmek. Bilgiler oturmadan, zihindeki karışıklıklar giderilmeden geniş çaplı bir tebliğ girişimi akıllıca değil. Nitekim bugün, ilgili bir konuda "başka bir görüş olup olmadığını bilmediğimiz için" doğru sandığımız bir şey, sonra "aa, bir de bu varmış ve bu daha haklı" deyince oluşturduğu şaşkınlık ayrı, bir de geri dönük "acaba önceki görüşümü kaç kişiye tebliğ etmiştim" diyerek içimiz sızlar halde kalabiliyoruz. (Gerçi hidayet Allah'ın elinde ve bu açıdan sorun yok. Biz nasıl araştırıp geliştiysek, tebliğ yaptıklarımız da son koyduğumuz yerde durmuyor, devam ediyorlar; veya etmeliler, herkesin son nefese kadar yanlarında olamayız.)

Tekfirde önde gidenlerin "zahiren" Kur'an-ı Kerim'e daha çok uydukları da doğru, ilk görünen hali o. Ancak detaylarda, sünnete baktığımızda, o kadar da uyuyor görünmüyorlar. Bununla birlikte "Kur'an-ı Kerim apaçık, kimsede cehalet mazeret değildir, gizli konu olsaydı mazeret olurdu" diyorlar; ancak İlah, Rab, Tağut, İbadet, Şirk ve benzeri kavramların toplumdan gizlendiğini ve kimsenin "birisi uyarmadığı takdirde" durduk yere "bu kelimelerin anlamları hakkında işkillenip araştırmayacağı" gerçeğini görmek istemiyor gibiler. Benim evimde misal, eskiden Diyanet meali vardı, ki en güveniliri odur diyerek almıştım. Ancak hem bu kelimelerin anlamlarına dair orada işaret yok, toplum arasında öğretilenler ise yanlış; hem de kimi yerlerde kişinin uyanması mümkünken, parantez açılarak zihin başka bir alana yönlendirilmiş, veya bazı kelimeler ise komple yanlış çevrilmiş. Şimdi Allah için, toplum içinde en güvenilir bilinen mealde bile böyle yanlışlar varken, Kur'an-ı Kerim olduğu gibi insanlara ulaşmış mıdır? Hayır, açıkça bazı şeyler gizli kalmış durumda.

Bu açıdan, Kur'an-ı Kerim'i hiç okumayan ayrı, sadece Arapçadan okuyan ayrı, mealden okuyan ama elindeki mealin yanlış/eksik olduğunun farkında olmayanlar ayrı olmak üzere, bu insanların çoğu genel olarak Allah'a, Rasulüne ve indirdiğine iman ettiğini söyleyen insanlar. Ve bilinçsizce hataya, daha doğrusu tuzağa düşmüş insanlar. Şirk evet hala şirk, bu değişmiyor. Ancak bu insanlar tekfir edilmeden önce detaylı bir tebliği hak ediyor. Ve tebliğ dediğim de, "kalpleri kilitleyen kişilerin yaptığı" tebliği ben tebliğden saymıyorum. Karşı taraf, hor görülürken kendini koruma adına kırk kilit vurmuş kalbine, kaskatı kesilmiş. Bunun kalbi, söylenilenlere karşı açılmaz ki söylenilenleri duysa? Algıları öfkeyle kilitleniyor. "Tebliğ yaptım" demenin yolu, tekraren: olması gerektiği gibi yapmak. Aksi halde tebliğcilik oyunu gibi bir şey bu, anca kendini kandırmaca.

Son olarak, benim şu an bireysel hâle dönmüş ama genel olarak hepimizde olması gereken amaç şu olmalı:

Önce ilmi en azından ana hatlarıyla net öğrenin, sonrasında tebliğ usulünde, ahlakta, sabırda, psikolojide gelişin; ki tebliğ yapılması gereken kişi sayısı hâlâ bir dolu. Katı üsluplarıyla öcü gibi "işte bir vahhabi" dedirten acemi tebliğcilerin olumsuz izleri halkın arasında hâlâ. Eskiden tevhidi hiç duymayan kişileri bol bol buluyorken, şu an tevhidi duymuş ama geçmişte tekfir edildiği için, sinirle tepki koyanları bol bol görüyorum. Sıfırdan güzel güzel tebliğ etmek varken, şimdi bir de, bizden önceki tevhid ehlinin kırıp döktüklerini toplamak zorundayız. İşimiz zordu ve şu an daha da zor ve tüm bu zorlukları aşmanın yolu: halkın aradığı türde, hem hakla, hem güzel üslupla onlara gelmek. Eskiden de aranılan buydu, ve şu an da hâlâ bu.

Bu arada, tebliğ usulü konusunda kendim bizzat psikolojik yönden liderliğe zaten çok uzun süredir adayım. Ancak ilim konusunda (fıkhi konular ve tekfir konusu vs) diyorsanız, forumun genelindeki konulardan faydalanmak veya aranılan bulunamazsa forumda açıktan sormayı tavsiye ederim, nitekim bu şekilde ilgili konuyu bilen herhangi biri cevabı sunabilir ve hem belli kişilere çok yüklenilmemiş olunur, hem de forum herkese açık olduğu için diğerleri de cevabı okuyarak ilmi alır inşaAllah.
Eyvallah abla. Özellikle tekfir konusunda çok tartışma çıkıyor, bu da insanı arada bırakabiliyor. Bu konuda önerebileceğiniz bir kaynak var mıdır? Dediğiniz gibi forumda bazı bilgiler mevcut, ancak açıkçası kendim de araştırmak ve doğrudan kaynaklardan bakmak isterim.
 
Mustafa bin Yılmaz Çevrimdışı

Mustafa bin Yılmaz

''Selef,selef ve selef...''
İslam-TR Üyesi
Eyvallah abla. Özellikle tekfir konusunda çok tartışma çıkıyor, bu da insanı arada bırakabiliyor. Bu konuda önerebileceğiniz bir kaynak var mıdır? Dediğiniz gibi forumda bazı bilgiler mevcut, ancak açıkçası kendim de araştırmak ve doğrudan kaynaklardan bakmak isterim.
İmam Makdisi'nin tekfirden sakındırmak için 30 risale kitabına bakabilirsiniz.

 
Ummu Aişe Çevrimdışı

Ummu Aişe

حسبنا الله ونعم الوكيل
Site Emektarı
Abla bir kez daha yazıyorum ama yaz kitab okuyalım 😄
Eşlikçim yok ve tek başıma ilerleyemiyorum ahi )

Buradan tekrar duyuru:

Tevhid ilmini orta veya daha iyisi üst düzeyde bilen,

Çizgisi İslam-tr ile uyumlu,

Allah için tebliği görev edinmiş,

Güzel ahlâklı olmak için ne gerekiyorsa samimiyetle yapacak kişiler bana ulaşsın.

Ne biliyorsam öğretirim ve beraberinde neyi hangi sırayla yapacağım konusunda desteğimi isterim.

Vakti dar olanlar, yazmaktan okumaktan erinenler gelmesin; nitekim çok yazarım ve gün içinde cevap isterim.

Erkeklerden aday olan olursa takvaya uygun olması için konuşmalara 3. bir kişi davet etme lüksümüz var. Daha fazla kişi çıkarsa grup halinde çalışabiliriz.

Ancak, çok iyi düşünülsün, öyle yazılsın bana. Yarın öbür gün "başka hedeflerim var, ben vazgeçtim" denilirse, bu benim en çok kızdığım şeylerden; verilen sözlerin tutulmaması konusunda sabrım kısıtlı )
 
Mustafa bin Yılmaz Çevrimdışı

Mustafa bin Yılmaz

''Selef,selef ve selef...''
İslam-TR Üyesi
Öğrenmek için ise katılabilirim. Malum yaşımız genç öğrenmemiz gereken hem dünya hemde ahiret ilimleri var. Tecrübe ehlinden bunları öğrenmek gerekiyor. Sakıncası olmazsa öğrenmek amaçlı katılabilirim.
 
Üst Ana Sayfa Alt