Bedelli Askerlik
SORU:
İçinde yaşadığımız devlet gençleri ileride askeriyeye katılmaları için mecburi olarak bazı dönemlerde askeri eğitimlere tabii tutuyor. Aynı şekilde bazı iş yerleri işe alacağı kişinin askerliğini yapmış olma şartını koşuyor. Biz bütün bunlardan kurtulmak için özellikle okuyan kişi bir dilekçe ile bunu tecil etme veya bir çocuğu olan kişi tamamen bu askeri hizmetten muaf tutulabiliyor. Ya da hatırladığım kadarıyla bir dinar ödeyerek zannedersem bu zorunlu hizmeti tecil edilebiliyor. Tamamen bundan kurtulmak için ne kadar ödenmesi gerektiğini bilmiyorum. Fakat sembolik bir miktar olduğunu biliyorum… Zannedersem verilen bu parada idari işler ve tecil için ya da bu hizmetten tamamen muaf tutulmak için hazırlanmış kart bedeli için alınıyor.
CEVAP:
بسم الله الرحمن الرحيم
Bil ki, bu askeri hizmetlere katılmak mürted tağutlara yardım etme ve sancaklarının altında yürüme gibi manalar içerdiği için en büyük münkelerdendir.
Bu konuda her bir muvahhidin yapması gereken onlardan tamamen dönmemek üzere uzaklaşması ve onlara hiçbir şekilde meyletmeksizin onlara düşman olmasıdır.
Allah kime hidayet nasip etmişse o tağutların bayrakları altında girmesi, gönlünün rahat etmesi ve onlara göz yumması mümkün değildir.
Ey kardeşim sen Allah’ın şu ayetini yoksa duymadın mı;
“Ayetlerimiz hakkında dedikoduya dalanları gördüğün vakit başka bir söze dalıncaya kadar onlardan yüz çevir, uzaklaş. Şayet şeytan sana unutturursa hatırladıktan sonra (kalk), o zalimler grubu ile beraber oturma.” (En'am, 68)
“Zulmedenlere meyletmeyin. Yoksa size de ateş dokunur. Sizin Allah’tan başka dostlarınız yoktur. Sonra size yardım da edilmez.” (Hud, 113)
Görmedin mi rabbimiz yarattıklarının için kendisinin en sevdiğini nasıl tehdit ettiğini; “Eğer biz sana sebat vermiş olmasaydık az kalsın onlara biraz meyledecektin.
"İşte o zaman sana, hayatın da, ölümün de katmerli acılarını tattırırdık. Sonra bize karşı kendine hiçbir yardımcı bulamazdın." (İsra, 74-75)
Bil ki, kardeşim İmam Şevkani hacca giden kimselerin önlerinin zalimlerce kesilerek zorla vergi alınması halinde vermesi gerektiği görüşünü tercih etmiştir. Zalimlerin zorla vergi alması ise haccın farziyetini düşürmez demiştir.
Şevkani’nin bu konu ile ilgili olarak söylemiş olduğu tam olarak şöyledir; ilim ehli ihtilaf etmiştir ki, hac yolunda zalimler hacıların mallarına zorla el koyuyor ise İmam Şafii şöyle demiştir; kişi bu zalimlere hiçbir şey vermez ve dolayısıyla hac farziyeti üzerinden düşer. Bu görüşü bir gurup alim dile getirirken diğer bir gurup ise buna karşı çıkmışlardır.
Meselenin zahirinden anlaşılan nafaka ve yol azığını hazırlayan ve yolun güvenli olması halinde hatta zalimlere bir miktar ödeyerek ve yol nafakasının azalmayacağını bilerek ve ön yargıyla davranmayarak onların güvenini kazanarak gidilebilecek bir şekilde olsa dahi haccı yerine getirir. Bu halde kişinin üzerinden hac farziyeti düşmez bilakis hac farz olarak kalır. Çünkü bu kişi bir miktar ödeyerek hacca gidebilecek konumdadır.
Fakat bu kişinin yolda ödemiş olduğu para hacca gidebilme gücünün ve imkânının oluşmasından kabul edilir.(Fethul kadir, Şevkani 1/49)
İmam Şevkani sanki bu sözleriyle şu fıkıh kaidesine işaret etmektedir; ”Bir vacip şayet bir şeyin yerine getirilmesiyle yerine gelecekse o şeyde vacip hale gelir”
Derim ki; bir vacibin yerine getirilebilmesi için kişinin gönlü olmaksızın para vermesi meşru ise aynı şekilde yasak olan şeylerden de uzaklaşmak için vermek daha evla olması gerekir. Çünkü haram olan şeylerin terk edilmesi vacip olan şeylerin yapılmasından daha önce gelir.
Ayrıca mefsedetlerden uzaklaşmak, maslahatların celbinden daha önce gelir. İmam Müslim sahihinde yunus dan o da şihab dan o da Ebi Seleme İbni Abdurrahman’ın ve Said ibni-l Müseyyib’in şöyle dediklerini nakleder; Ebu Hureyre Rasûlullah
(sallallahu aleyhi ve sellem)’den şöyle duyduğunu söyler;
“Sizlere neyi yasaklamışsam ondan uzaklaşın ve sizlere neyi emretmişsem onu gücünüz yettiğince yerine getirin”
Ayrıca mal’ın şer-i bir faydasıdır ki, kişi mal ile ırzını müdafaa edebilir. İbni Asakir ve İbni Adiy’nin Hasan bir Mübarekin’de yer aldığı ve Aişe
(radiyallahu anhu)'dan rivayet ettiği hadiste Rasulullah
(sallallahu aleyhi ve sellem) şöyler buyurmuştur;
"Irzlarınızı mallarınızla koruyunuz."
Kuşkusuz kişinin dinini koruması ırzını korumasından daha önce gelir.
Buna binaen senin bahsetmiş olduğun miktarı tağutlara hizmet etmemek için ödemende bir sakınca yoktur.
Ebu-l Münzir Eş-Şankıti
http://nakilkursusu.com/tr/sorucevap/7-bedelli-askerlik