BİTLİS MACERASI
Olayı anlatan: Kolo Yusuf (Yusuf Eroğlu)
Mastarspor’da 1966-67 yılları arasında Kolo Yusuf olarak oynadım. Epeyi hatıramız oldu. Bu yıllar arasında Mastarın, Elazığ futbolunda ve Doğu Anadolu’daki başarısını elli yaşın üzerindekiler iyi bilir. Berber Fetiler, Saymay Kaanlar, Mustafa Özerhan, Salih Özdemir, Lakkaş Hıdır, Rahmetlik Mehmet Erdem vb. renkli idarecilerle hemdem olduk. Bu günler hem başarı, hem gırgır doludur.
Müsaade edersez aklıma geldükçe size annadacam. Yalavuz abelerimiz gusura galmasınlar. Bilhassa Lillo Metin, Çetin Abe, Fıs Tayyar, rahmetlik Saim Abe, Aydın Karakaş, Pala Ahmet, Şorikli Hıdır, Yüksel Abe vb. Biz onların çırağı bile olamazuh.
Şimdi size Mastarspor’un, Bitlis Güzelderespor ile Bitlis’te yaptığı maçı annadacam. Hem top oynayacayuh, hem de bi gece düzenleyeceyük. 7500 liraya anlaştuh. Gece düzenleyecek ekip önceden yola düştü. Biz sporcularda sonadan otibisnen yola çıhtuh. O vakıtlar bele mersedes, maraton gibi otibisler yoh, tosbağa gibin bi otibis. Herhal markası mercuri, boyası moyası galmamış, hıldır hış bişe. Bi de üzerine “enseleme yetişemessin” yazmışlar. Eviz yıhıla yolda epeyim su gaynattı. Su goya goya gidük, Allah veresiye. Gafilemizin en renkli simasi Nuri Kazancı. Nuri baba (rahmetlik) Elazığ’da tanımayan yoh. İdareci, futbol ajanı, aslen de Bitlisli gendisi. Hemi de Bitlislileri tani diye o da biznen geldi. Neyse yatsı mehli Bitlis’e gavuştuh. Bizim ekip o sırada sahnede. Bizi bi otele götürdüler. Yerleştirme yapıldı, on iki gişi bu otelde galacah. Nuri Babanın yanı boş galdı, odalar da iki gişilik. Biri Nuri Babanan galacah, öbürleri diger otele gidecek. Ortada bi sessüzlük, heç kimse ses çıharmaya yanaşmi. Malum, rahmetligin adı çıhmış. Kâzim Hoca
-Vula biriz Nuri Babanan galın, gan mı tuttu sizi, niye sesiz çih mi? dedi. Heç kimse oralı olmi. Ben galacam, gendime güvenim ama takım gaptanıyım. Öbür otele de gidecem, arhadaşları yetiştirecem. Neyse birden Büyük Yavuz gendini feda etti.
-Ben galırım gaptan dedi.
Demesinnen birabar millet makaraları goyverdi. Nuri Babada güli. Gulağıma egildi;
-Yav Yusuf Beg gardaşım, herkes de bennen yatmaya gorhi. Dedi.
Ben de;
-Nuri Baba evin yıhılmaya sen de şılombu patladimişsin. Dedim. Yavuz hocaya:
-Allah rahatlık versin, gendine mukayyet ol dedük, çıhtıh. Nuri Baba rahmet istedi.( Allah rahmet etsin)
Devrüsü gün oldu, maça çıhacayuh, stat dedügüme bahmayın, bi tepenin gıkgiliginde bi tump. Herşe hazır. İdareciler parayı alah, ele çıhah dediler. O zamanın idarecileri uyanıh, hepsi anasının gözü. Lakin Bitlisliler 5000 lira verürük deyiler. Halbuki 7500’e anlaşmışdıh. Adamlara yalvarük;
-Yav itiz olam, ...zu tökem, yedibin beş yüze anlaşmadıhmı? Niye vermisiz paramızı? Paramızı vermezsez bizde sahaya çıhmik. Deyince bi idareci;
-Yav gardaşım her şe eyi güzeldi de, ahşam gecede dömbek yohtu. Dedi.
Vay Allah heyrizi vere, bi dömbek için 2500 lira kesilir mi? ( O zaman dömbeğin fiyatı 50 liraydı.)...
Kaynak: Harput Posta Gazetesi