S
Çevrimdışı
İman ettiğimiz Kitab, Hak-batıl Savaşı'ndan başka hiçbir çatışmayı gündem yapmamıştır. Batıl cephesinin iki çirkin yüzü olan ABD ortağı Natoculardan veya çapulculardan taraf değiliz. İkisininde batıl demokrasi anlayışlarını değil, Hakkın hakimiyetini savunuyoruz.Sizler, Ey kulu olduğu heva ve heveslerini, Rahman'ın ağaçlarının hakkını perde edinerek tatmin etmeye çalışanlar. Eğer siz ağaçların hakkını istiyorsanız, ağaçların Rabb'inin hakkını verin ki sizin hak ehli olduğunuzu bilelim. Ey Allah'ın dininin izzetini taşıyamayıp demokrasi dinine sığınan gafil ey "paranın dini olmaz" diyen dindar! Bankalar seninle savaşmadığı müddetçe onların " ALLAH ve resulu ile savaşıyor "olması seni niçin rahatsız etmiyordu?
İman ettiğimiz kitap, müminleri birebir ilgilendiren Hak - Batıl Savaşı'ndan başka hiçbir çatışmayı gündem yapmamıştır. Allah Resulü’nün (s), nübüvvetten sonra tevhit mücadelesinin dışında peşinden sürüklendiği, ikinci bir davası veya ikincil gündemi de olmamıştır.
Bu gün ise biz Müslümanlar, hiçbir etkimizin ve yetkimizin olmadığıgündemlere dahi bir yerinden dâhil olup peşinden sürüklenmekteyiz. On yıllardırbir müzmin hastalık gibi üzerimize yapışan şerrin ehvenini tesbit, tasdik ve ardından tarafgirlik hastalığı, neredeyse inanç DNA’larımızın yapısını değiştirecek kadar derinlere nüfuz etmiş ve hala iliklerimizde ilmik ilmik sanatını icra etmektedir. İslami kimliğimize necaset bulaştıran sağcılık-solculuk savaşından daha dün kurtulduk derken, kimilerinin hassas damarı olankavimcilik depreşmiştir. Türkçü Müslüman, Kürtçü Müslüman, Arapçı Müslüman, Farsçı Müslüman ismi altında kavimci duygular tatmin edilmiş, kimi zaman da İslam şemsiyesiyle nefisler rahatlatılmıştır.
Şimdilerde ise modernizmin de etkisiyle sosyalist, liberal, laik, kapitalist Müslümanlar(!), sahnede boy göstermeye başlamış, tevhid davasına şirk koşarak, hak davanın sekülerleşmesi için adeta, tüm güçleriyle savaşmaktadırlar. Her ne hikmetse, İslam’ın mukaddesatına karşı saldırıları görmezden gelen bu zevatın: özgürlük, eşitlik, demokrasi gibi AB mukaddesatına karşı çok duyarlı oldukları görülmektedir.
Son günlerde içinde yaşadığımız coğrafyada, yine bizim hiçbir etkimizin olmadığı olaylar yaşanmakta ve herkesten önce yine bizler, bir şekilde taraftar olmaya zorlanmaktayız. Fakat artık bıçak kemiğe dayanmıştır. Sözü dolandırmadan bütün çıplaklığıyla söyleyip, alet olmaya, maşa olmaya karşıdirenmenin zamanı gelmiştir. Evet biz kendi önüne ve arkasına hiçbir ek eklemeyen ve sadece İslam kimliğiyle anılmaktan izzet duyan Müslümanlar, Batıl cephesinin iki çirkin yüzü olan ABD ortağı Nato’culardan veya kendi kabulleriyle müsemma olan çapulculardan taraf değiliz. İkisinin de batıl demokrasi anlayışlarını değil, Hakkın hâkimiyetini savunuyoruz. Bu bağlamda Taksim çapulcuları ve gönüldaşlarına inzar ederek sesleniyoruz. Mademki hak hukuk diyorsunuz ve mademki hakkı bütün çıplaklığıyla duymakistiyorsunuz; o vakit size açıkça inzar etmek gerekiyor.
Sizler, Ey kulu olduğu heva ve heveslerini, Rahman’ın ağaçlarının hakkını perde edinerek tatmin etmeye çalışanlar. Eğer siz ağaçların hakkını istiyorsanız, ağaçların Rabb'inin hakkını verin ki sizin hak ehli olduğunuzu bilelim. Ey hem Allah’ın arzında 'içki, zina, faiz ve fuhuş serbest olsun' diyen, hem de 'Müslümanlığı' kimseye kaptırmayanlar. "Allah’la kul arasına girilmez", "ibadette gizli kabahatte", "benim kalbim temiz" v.s gibiuydurduğunuz inancınızı, size hangi din, hangi kitap, hangi ayet tebliğ ediyor! Hiç akletmiyor musunuz? Uydurduğunuz heva dininin kaynaklarını sorgulamaktan dahi acizken, ne de çok konuşuyorsunuz. "Bana kimse karışamaz, bu benim hayatım, ben özgürüm, istediğimi yaparım" derken, Allah'ın kitabında belirttiği heva ve hevesine kul olanların sözlerini söylediğinizi nasıl görmüyorsunuz? Niçin sizi yaradana itaat etmeyip hevanızı ilah ediniyorsunuz? Allah’tan size vahy iniyorda bizim haberimiz mi yok? Allah’ın kitabında 'namazı kılınız, zekatı veriniz' derken; içkiyi, zinayı, faizi, kumarı haram kılarken, siz hangi akılla hem 'müslümanım' diyor hem de Allah’ın yanlış dediği bu fiillere yaklaşmakta bir sorun görmüyorsunuz? Kendinize karşı ve Rabbinize karşı dürüst olun ki, hakka karşı da dürüst olduğunuzu bilelim. Allah’ın kitabındaşeytanın okları olarak bahsettiği şeytani icraatları işlemekle kalmayıp,sınırlanmasına bile tahammül edemeyeceksiniz, ardından 'Müslümanım' diyeceksiniz. İşte bu takiyeciliğin (içi başka dışı başka olmanın) alasıdır veyacehaletin ve körlüğün son aşamasıdır. Unutulmamalıdır ki kendi hakikatine dahi vakıf olamayanların, cüzi hakikatlerde hak arayışı bazen hakikati bulmaya vesile olsada, çoğu zaman basit bir oyalanma ve aparatif tatminlerden öteye gitmez. Kendi hakikatini bulamayanların, kendini sorgulayamayanların, kainatın dengesini tek bir hakikate bağlayamayanların, fanatik futbolcu edasıyla sokakları doldurması, aldatmacadan başka bir şey değildir. Eğer yiğitseniz ölümünüzü ve sonrasını sorgulayın ve kendi hakikatinizi görün. Yoksatıngırdattığınız tencere ve tavalar sizi hakka değil azaba yaklaştırır!
VE SEN Ey Allah'ın dininin izzetini taşıyamayıp, 'demokrasi dininin zilletine' sığınan gafil… Ey "paranın dini olmaz" diyen dindar! Bankalar seninle savaşmadığı müddetçe onların " ALLAH ve Resulu ile savaşıyor" olması seni hiç rahatsız etmiyordu. Hakikati idrak edip,Allah için dönüp kendini sorgulamaz mısın? Şimdi sen ABD ortağı iktidarın için mi, yoksa hak için mi faiz lobisiyle savaşacaksın? Dindar tabanının dini duygularını sömürdüğün yetmedi mi ? Yetmedi mi Müslüman halkın imanı üzerinden iktidar devşirdiğin? Yetmedi mi Müslüman halkları Allah düşmanlarının projelerine peşkeş çektiğin? Yetmedi mi ehveni şerri hayır gösterip, batılı meşrulaştırdığın? Sen hala ateşeçağırıyorsun! Sen hala ABD’ye, hala batının zehirli örtüsü demokrasiye çağırıyorsun. Sen Allah’ın dinini değil, seküler demokrasiyi kutsuyorsun. Mahşer gününde stratejik ortaklarınla, Obama’yla, demokratlarla, laiklerle, birliktehaşredilmekten zerre kadar korkmuyor musun? Halkın yüzde kaçını arkana alırsan al, fakat gün geçtikçe haktan daha da mahrum kaldığını görmüyor musun? Şeytanın safında görünüp, şeytanı kandıracağını umandan daha ahmak kim olabilir? Mümin kimseyi kandırmak için değil, kul olmak için gönderilmiştir hatırlamıyor musun? Biz Müslümanlar ise Çapulcusuna da Obama dostu Nato’cusunu da değil, tek hakiki davaya yani yaratanın üzerimize yüklediği kulluk davasına çağırıyoruz. ALLAH'ı bırakıp; hangi hakkı, hangi hakla savunuyorsunuz? Size bu hakkı kim veriyor? Ey nefislerine zulmeden gafiller! Sizin davanızın referansı kimdir.
Muhakkak ki Bizim referansımız, sizi de bizi de yaratan ve yaşatan Allah’tır. Biz hevasına kulluğu marifet bilen bir 'özgür' değil, sadece inzar ve ikaz eden kullarız. Ve biz ancak kul olduğumuz rabbimizin emriyle, onun dininin iktidarı için mücadele veririz. Hak davamıza batıl karıştırmaz, ehveni şer bataklığında çırpınarak izzeti duruşumuzu sulandırmayız. Biz batılın bizi sürüklediği sahte gündemlerde yol alan, su üzerinde yüzen saman çöpü olmayı reddediyor; sizin heva eseri sapık davalarınıza asla taraf olmuyoruz. Bir başımıza bile kalsak, bir olandan başkasının siyasi hesapları için kılımızı dahi kıpırdatmayız. Biz davamızın safiyetini bozan bütün seküler ekleri reddediyor, kimsenin tenceresine, kimsenin davuluna ve kimsenin batıl davasına eklemlenmeyeceğimizi ilan ediyoruz. Rabbimiz ayaklarımızı sabit kılsın. Çatlasanız da patlasanız da batılın hiçbir kulvarlarında yer almayacağız. Sizin dininiz, sizin davanız, sizin öfkeniz size; bizim dinimiz bizedir. Ulusal ve küresel batıl cephelerinin hepsinden beriyiz. Yalnız Sana ibadet eder yalnız Senden yardım dileriz. Ve bütün zerrelerimize kadar iman etmişiz ki, Senin her şeye gücün yeter…
ALLAH'U EKBER!