Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Gezi parkı olayları karşısında tevhidi tavır

S Çevrimdışı

Salman Raduyev

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
2013610215709-b.jpg


İman ettiğimiz Kitab, Hak-batıl Savaşı'ndan başka hiçbir çatışmayı gündem yapmamıştır. Batıl cephesinin iki çirkin yüzü olan ABD ortağı Natoculardan veya çapulculardan taraf değiliz. İkisininde batıl demokrasi anlayışlarını değil, Hakkın hakimiyetini savunuyoruz.Sizler, Ey kulu olduğu heva ve heveslerini, Rahman'ın ağaçlarının hakkını perde edinerek tatmin etmeye çalışanlar. Eğer siz ağaçların hakkını istiyorsanız, ağaçların Rabb'inin hakkını verin ki sizin hak ehli olduğunuzu bilelim. Ey Allah'ın dininin izzetini taşıyamayıp demokrasi dinine sığınan gafil ey "paranın dini olmaz" diyen dindar! Bankalar seninle savaşmadığı müddetçe onların " ALLAH ve resulu ile savaşıyor "olması seni niçin rahatsız etmiyordu?


İman ettiğimiz kitap, müminleri birebir ilgilendiren Hak - Batıl Savaşı'ndan başka hiçbir çatışmayı gündem yapmamıştır. Allah Resulü’nün (s), nübüvvetten sonra tevhit mücadelesinin dışında peşinden sürüklendiği, ikinci bir davası veya ikincil gündemi de olmamıştır.

Bu gün ise biz Müslümanlar, hiçbir etkimizin ve yetkimizin olmadığıgündemlere dahi bir yerinden dâhil olup peşinden sürüklenmekteyiz. On yıllardırbir müzmin hastalık gibi üzerimize yapışan şerrin ehvenini tesbit, tasdik ve ardından tarafgirlik hastalığı, neredeyse inanç DNA’larımızın yapısını değiştirecek kadar derinlere nüfuz etmiş ve hala iliklerimizde ilmik ilmik sanatını icra etmektedir. İslami kimliğimize necaset bulaştıran sağcılık-solculuk savaşından daha dün kurtulduk derken, kimilerinin hassas damarı olankavimcilik depreşmiştir. Türkçü Müslüman, Kürtçü Müslüman, Arapçı Müslüman, Farsçı Müslüman ismi altında kavimci duygular tatmin edilmiş, kimi zaman da İslam şemsiyesiyle nefisler rahatlatılmıştır.

Şimdilerde ise modernizmin de etkisiyle sosyalist, liberal, laik, kapitalist Müslümanlar(!), sahnede boy göstermeye başlamış, tevhid davasına şirk koşarak, hak davanın sekülerleşmesi için adeta, tüm güçleriyle savaşmaktadırlar. Her ne hikmetse, İslam’ın mukaddesatına karşı saldırıları görmezden gelen bu zevatın: özgürlük, eşitlik, demokrasi gibi AB mukaddesatına karşı çok duyarlı oldukları görülmektedir.

Son günlerde içinde yaşadığımız coğrafyada, yine bizim hiçbir etkimizin olmadığı olaylar yaşanmakta ve herkesten önce yine bizler, bir şekilde taraftar olmaya zorlanmaktayız. Fakat artık bıçak kemiğe dayanmıştır. Sözü dolandırmadan bütün çıplaklığıyla söyleyip, alet olmaya, maşa olmaya karşıdirenmenin zamanı gelmiştir. Evet biz kendi önüne ve arkasına hiçbir ek eklemeyen ve sadece İslam kimliğiyle anılmaktan izzet duyan Müslümanlar, Batıl cephesinin iki çirkin yüzü olan ABD ortağı Nato’culardan veya kendi kabulleriyle müsemma olan çapulculardan taraf değiliz. İkisinin de batıl demokrasi anlayışlarını değil, Hakkın hâkimiyetini savunuyoruz. Bu bağlamda Taksim çapulcuları ve gönüldaşlarına inzar ederek sesleniyoruz. Mademki hak hukuk diyorsunuz ve mademki hakkı bütün çıplaklığıyla duymakistiyorsunuz; o vakit size açıkça inzar etmek gerekiyor.

Sizler, Ey kulu olduğu heva ve heveslerini, Rahman’ın ağaçlarının hakkını perde edinerek tatmin etmeye çalışanlar. Eğer siz ağaçların hakkını istiyorsanız, ağaçların Rabb'inin hakkını verin ki sizin hak ehli olduğunuzu bilelim. Ey hem Allah’ın arzında 'içki, zina, faiz ve fuhuş serbest olsun' diyen, hem de 'Müslümanlığı' kimseye kaptırmayanlar. "Allah’la kul arasına girilmez", "ibadette gizli kabahatte", "benim kalbim temiz" v.s gibiuydurduğunuz inancınızı, size hangi din, hangi kitap, hangi ayet tebliğ ediyor! Hiç akletmiyor musunuz? Uydurduğunuz heva dininin kaynaklarını sorgulamaktan dahi acizken, ne de çok konuşuyorsunuz. "Bana kimse karışamaz, bu benim hayatım, ben özgürüm, istediğimi yaparım" derken, Allah'ın kitabında belirttiği heva ve hevesine kul olanların sözlerini söylediğinizi nasıl görmüyorsunuz? Niçin sizi yaradana itaat etmeyip hevanızı ilah ediniyorsunuz? Allah’tan size vahy iniyorda bizim haberimiz mi yok? Allah’ın kitabında 'namazı kılınız, zekatı veriniz' derken; içkiyi, zinayı, faizi, kumarı haram kılarken, siz hangi akılla hem 'müslümanım' diyor hem de Allah’ın yanlış dediği bu fiillere yaklaşmakta bir sorun görmüyorsunuz? Kendinize karşı ve Rabbinize karşı dürüst olun ki, hakka karşı da dürüst olduğunuzu bilelim. Allah’ın kitabındaşeytanın okları olarak bahsettiği şeytani icraatları işlemekle kalmayıp,sınırlanmasına bile tahammül edemeyeceksiniz, ardından 'Müslümanım' diyeceksiniz. İşte bu takiyeciliğin (içi başka dışı başka olmanın) alasıdır veyacehaletin ve körlüğün son aşamasıdır. Unutulmamalıdır ki kendi hakikatine dahi vakıf olamayanların, cüzi hakikatlerde hak arayışı bazen hakikati bulmaya vesile olsada, çoğu zaman basit bir oyalanma ve aparatif tatminlerden öteye gitmez. Kendi hakikatini bulamayanların, kendini sorgulayamayanların, kainatın dengesini tek bir hakikate bağlayamayanların, fanatik futbolcu edasıyla sokakları doldurması, aldatmacadan başka bir şey değildir. Eğer yiğitseniz ölümünüzü ve sonrasını sorgulayın ve kendi hakikatinizi görün. Yoksatıngırdattığınız tencere ve tavalar sizi hakka değil azaba yaklaştırır!

VE SEN Ey Allah'ın dininin izzetini taşıyamayıp, 'demokrasi dininin zilletine' sığınan gafil… Ey "paranın dini olmaz" diyen dindar! Bankalar seninle savaşmadığı müddetçe onların " ALLAH ve Resulu ile savaşıyor" olması seni hiç rahatsız etmiyordu. Hakikati idrak edip,Allah için dönüp kendini sorgulamaz mısın? Şimdi sen ABD ortağı iktidarın için mi, yoksa hak için mi faiz lobisiyle savaşacaksın? Dindar tabanının dini duygularını sömürdüğün yetmedi mi ? Yetmedi mi Müslüman halkın imanı üzerinden iktidar devşirdiğin? Yetmedi mi Müslüman halkları Allah düşmanlarının projelerine peşkeş çektiğin? Yetmedi mi ehveni şerri hayır gösterip, batılı meşrulaştırdığın? Sen hala ateşeçağırıyorsun! Sen hala ABD’ye, hala batının zehirli örtüsü demokrasiye çağırıyorsun. Sen Allah’ın dinini değil, seküler demokrasiyi kutsuyorsun. Mahşer gününde stratejik ortaklarınla, Obama’yla, demokratlarla, laiklerle, birliktehaşredilmekten zerre kadar korkmuyor musun? Halkın yüzde kaçını arkana alırsan al, fakat gün geçtikçe haktan daha da mahrum kaldığını görmüyor musun? Şeytanın safında görünüp, şeytanı kandıracağını umandan daha ahmak kim olabilir? Mümin kimseyi kandırmak için değil, kul olmak için gönderilmiştir hatırlamıyor musun? Biz Müslümanlar ise Çapulcusuna da Obama dostu Nato’cusunu da değil, tek hakiki davaya yani yaratanın üzerimize yüklediği kulluk davasına çağırıyoruz. ALLAH'ı bırakıp; hangi hakkı, hangi hakla savunuyorsunuz? Size bu hakkı kim veriyor? Ey nefislerine zulmeden gafiller! Sizin davanızın referansı kimdir.

Muhakkak ki Bizim referansımız, sizi de bizi de yaratan ve yaşatan Allah’tır. Biz hevasına kulluğu marifet bilen bir 'özgür' değil, sadece inzar ve ikaz eden kullarız. Ve biz ancak kul olduğumuz rabbimizin emriyle, onun dininin iktidarı için mücadele veririz. Hak davamıza batıl karıştırmaz, ehveni şer bataklığında çırpınarak izzeti duruşumuzu sulandırmayız. Biz batılın bizi sürüklediği sahte gündemlerde yol alan, su üzerinde yüzen saman çöpü olmayı reddediyor; sizin heva eseri sapık davalarınıza asla taraf olmuyoruz. Bir başımıza bile kalsak, bir olandan başkasının siyasi hesapları için kılımızı dahi kıpırdatmayız. Biz davamızın safiyetini bozan bütün seküler ekleri reddediyor, kimsenin tenceresine, kimsenin davuluna ve kimsenin batıl davasına eklemlenmeyeceğimizi ilan ediyoruz. Rabbimiz ayaklarımızı sabit kılsın. Çatlasanız da patlasanız da batılın hiçbir kulvarlarında yer almayacağız. Sizin dininiz, sizin davanız, sizin öfkeniz size; bizim dinimiz bizedir. Ulusal ve küresel batıl cephelerinin hepsinden beriyiz. Yalnız Sana ibadet eder yalnız Senden yardım dileriz. Ve bütün zerrelerimize kadar iman etmişiz ki, Senin her şeye gücün yeter…

ALLAH'U EKBER!
 
S Çevrimdışı

seyfuAllah

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Erdogan kendi kufur sisteminin yarattIgI ImansIzlara kar$I Sava$Iyor kimse Amerika natoya suc atmasIn oncelikle kendimizde hatayI arayaLIm
 
E Çevrimdışı

Ebu & Dücane

Guest
BÇG, Erdoğan ve Gökçek'i de fişlemiş (Kim Bunlar!...)
28 Şubat sürecinin organizatörü olarak bilinen BÇG'nin dönemin İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Erdoğan ile Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı Gökçek'i de fişlediği ortaya çıktı.


Dünya Bülteni / Haber Merkezi
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında hazırlanan ve Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen 28 Şubat İddianamesi'ne göre Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da fişlenmiş. Başbakan Erdoğan, "İrticai kesime kaynak aktarmak" ile suçlanıyor.
28 Şubat iddianamesine, 'İrticai Faaliyetlerde Bulunduğu İstihbar Edilen Belediye Başkanları' da girdi. Genelkurmay antetli CD'den elde edilen (Bornova/Bnb. Salih/Kadrolaşma/Belediye Başkanları) irticai faaliyetlerde bulunduğu istihbar edilen belediye başkanlan başlıklı 4 sayfadan oluşan belgede, 112 kişinin fişlendiği tespit edildi.
Konuya ilişkin şüpheli sıfatıyla ifadesi alınan Mehmet Özbek, "Batı Çalışma Grubu'nda (BÇG) sivil memur olarak görevlendirildiğini ve çalıştığını, talimat üzerine 'CD5/BCG/BORNOVA/BNB.SALİH/KADROLAŞMA/BELEDİYE BAŞKANLARI' isimli word belgesinden elde edilen irticai faaliyetlerde bulunduğu istihbar edilen belediye başkanları başlıklı belgenin amirleri tarafından kendisine müsvette olarak verildiğini ve verilen emir doğrultusunda kendisinin hazırladığını belirtiyor.
112 kişinin fişlendiği listenin birinci sırasında ise Başbakan Recep Tayyip Erdoğan yer alıyor. Erdoğan için "İrticai kesime kaynak aktarmaktadır." ifadeleri kullanılıyor. İkinci sırada ise Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek bulunuyor. Gökçek için de "Muradiye Vakfı'na kaynak aktarmaktadır." deniyor.
Fişlemelerde, "İrticai düşünce yapısındadır", "Cadde ve sokaklara dini isimler vermektedir", "İrticai kesime rant sağlamaktadır", "Türban eylemlerini desteklemektedir", "Eşi türbanlıdır, sosyal faaliyetlere katılmaz", "Nurcu, Nakşibendi", "Atatürk'e karşı beyanatlarda bulunur" gibi değerlendirmelere yer veriliyor.
 
Kuteybe Çevrimdışı

Kuteybe

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Allah razı olsun. Allahu Ekber!... Mükemmel bir bildiri. Bizim İslam'dan (Allah rızasından) başka derdimiz yok. Sadece Hakk'tan yanayız. Ve hiçbir beşeri (hizmetin) ideolojinin güdümünde olmayacağız... İzzetli tavrından dolayı Vahdet Haberi tebrik ediyorum.

[TD="class: yorum_ad"]
[TD="class: yorum_tarih"]
[TD="class: yorum_ihbar"]


 
farkındayız Çevrimdışı

farkındayız

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
38590.jpg

12 Haziran 2013 Çarşamba 12:34
Sakarya'dan Gezi Parkı Açıklaması
Sakarya Özgür-Der, Geyve Özgür-Der ve SABED, Taksim Gezi Parkı olayları için bir basın açıklaması yayınladı.

Sakarya Özgür-Der Şubesi, SABED ve Geyve Özgür-Der Temsilciliği Taksim Gezi Parkı olayları ve bunun paralelinde gelişen protestolarla ilgili bir basın açıklaması yaptılar.
Basın Açıklamasının tam metni aşağıdadır:
Kemalistlerin Tükendiği Yer: Taksim12.06.2013 ÇarşambaHükümetin Taksim Gezi parkında yapmayı planladığı düzenlemelere karşı çevre için bir araya gelmiş gönüllülerin tepkisi ile başlayan protestoların kısa sürede ülkenin bir numaralı gündemi haline geldiğini biliyoruz. Başını Kemalist rejimin bekçiliğini üstlenmeye hazır grupların çektiği kitleler İstanbul başta olmak üzere Ankara İzmir ve Adana gibi metropollerde ortalığı yakıp yıkmaya etrafa korku ve kaos yaymaya dönük eylemlerini tırmandırdılar. Kaosa ve gerilime alışık ve bunun sıkça yaşandığı Türkiye toplumunda yapılmak istenen şiddete dayalı bir çatışma ortamı idi. Halihazırda malum çevrelerin bu görevlerinden vazgeçmeyeceklerinin de görmezden gelinmemesi gerekir.
Olayların başlamasında güvenlik güçlerinin gösterdiği aşırı tepkinin görülmesi ve bunun hesabının en ciddi şekilde sorulması gerektiğini vurgulamamız gerekir. Orantısız bir şekilde ve çok yoğun bir tepkiyle çevre için toplanmış insanlara müdahale de bulunulması olayların fitilini ateşleyen ve hızla tırmanmasına katkı yapan en önemli etkenlerden bir tanesi olmuştur.
Ancak şurası bilinmelidir ki;
Türkiye’de laik-Kemalist çevrelerin en genelde Hükümetle ve onun temsil ettiği toplum kesimleriyle ciddi bir iktidar ve muktedir olma savaşının olduğu ortadadır. Zira laik Kemalist yapılanmalar yıllardır topluma dönük toplumun hak ve taleplerine dönük hiçbir gelişmeye yaklaşamadıkları gibi tam tersine toplumun taleplerini görmezden gelen ve buna rağmen siyaset sürdüren yapılar olduğu aşikârdır. Toplumun kurtuluşunu hala tek parti döneminin dinamiklerinde ya da Baasçı ideolojiye tutunmakta arayan bir siyasi partinin ve onun temsil ettiği toplum kesimlerinin günden güne erimeleri ve bunun önüne geçememeleri elbette ki onlar açısından moral bozucu ve özgüven kaybettirici bir unsurdur.
Bir çevreci duyarlılıkla başlayan olayların haddini ve maksadını aşması birçok çevrenin de bu gelişmeler karşısında şaşkınlık yaşamasına ve söz ve tavır geliştirirken yalpalamalarına yol açmıştır.
Bu ülkede on yıllardır Kemalist baskıcı dayatmacı katliamcı bir ideoloji vardır ve bu rejim kendi yarattığı değerler dünyasından başka her şeyi yaramaz ve kötü olarak lanse etmektedir.
Toplumun yararına olan içki ile ilgili bir düzenleme bile Laik Kemalist çevrelerin dengesini bozabilmekte ve Taksim gezi parkı olaylarında da maalesef görüldüğü gibi ellerinde içki şişeleriyle herkese meydan okuyan şuurlarını yitirmiş “gazı gidin Kürtlere sıkın” diyen kalabalıklara dönüşebilmektedir.
Yaklaşık on yıldır Hükümette olan AK Parti’ye karşı tavır alan tüm kesimler Gezi parkı eylemlerinde kendilerine bir yer buldular. TKP, ÖDP, ADD, ÇYDD, İP, TGB, SDP, KESK gibi organize Kemalist ve sosyalist gruplar yanında kendilerine anti-kapitalist müslümanlar diyen ve Kemalistlerin dini motiflerini tamamlamayı vazife edinmiş olanlar ile kendi çıkarlarını her şeyin üstünde gören Koç ve Eczacıbaşı Boyner gibi kapitalist sermayedarlar ve durumdan vazife çıkartmakta mahir olan istihbarat unsurları da olaylarda boy gösterdiler.
Bu boy gösterenlerin yanında bir de köşelerinden kalemleriyle ateş eden sağcısı solcusu kapitalisti cinsel sapkınlıkta sınır tanımayanı ve diğer marjinal unsurların yanında İslami kesimden de çatlak seslerin çıkması bu kesimlerin manevra kabiliyetlerinin iyice gelişmiş olduğunu ortaya çıkardı.
Pensilvanya’dan ses gelmeden konuşamayanlar oradan gelecek sesi kestirmiş olmalılar ki “Başbakan değişmeli” veya “Hedef Akparti değil Tayyip Erdoğan” şeklinde çıkışlara imza attılar.
Bir de “direniş ekseni” buluşunun mucitlerinin “Tayyip giderse ya da yıpranırsa Esed’li günlerimiz biraz daha uzayabilir” umutları ile, gezi parkı olaylarını lale devrinin sonu olarak gören acilci kişisel yaklaşımlar da olmadı değil.
Her ne olursa olsun Hükümetin karşısında olmayı ilke olarak belirlemiş olanlardan adalet beklemek elbette safdilliktir fakat bu çamura yatan zihniyeti ıslah etmek de yine adaleti ilke edinmiş Müslümanlara düşmektedir.
Son olarak Sakarya Özgür-Der Şubesi Geyve Özgür-Der Temsilciliği ve Sapanca Bilgi Eğitim Dayanışma Derneği olarak bizler şunu vurgulamak istiyoruz:
Gezi parkı protestolarında gelinen nokta Kemalist rejimin ihya edilmesi ve yeniden güçlendirilmesi nin anarşi kaos şiddet ve çatışma ortamı ile gerçekleştirilmesi noktasıdır. Çevre duyarlılığı ile başlayan dikta karşıtlığı ile semirtilmeye çalışılan olaylarda temel dinamik Müslüman halkın hak ve taleplerine olan düşmanlık ve yükselen İslamcılığın sindirilmesi ve susturulmasıdır.
Müslümanlar Allah yolunda Yüce Kitabımız Kur’anı Kerim’in ve Rasulün örnekliğinin aydınlığında mücadele ederler ve bilinmelidir ki mücadele ne sandıktadır ne de başka spesifik bir şeydedir mücadele her yerdedir.
Sakarya Özgür-Der Şubesi
Sapanca Bilgi Eğitim Dayanışma Derneği
Geyve Özgür-Der Temsilciliği

Sakaryadan Gezi Parkı Açıklaması haberi
 

Benzer konular

Üst Ana Sayfa Alt