Mü’min, Kılıcıyla ve Diliyle Cihad Eder
Ka’b b. Malik radiyallahu anh’ten Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in şöyle dediği rivayet edilmiştir:
"Mü’min, kılıcıyla ve diliyle cihad yapandır."(Ahmed b. Hanbel sahih senedle.)
Allah-u Teâlâ yolunda cihad yapan mü’min, hem dünyada hem de ahirette mutlu olur. Çünkü mü’minin Allah-u Teâlâ yolunda cihad yapması, onun cennete girmesi için bir sebebtir. Mü’min, bu gerçeği çok iyi bilir ve Allah-u Teâlâ, kendi yolunda cihad yapması sebebiyle ondan hem dünya hem de ahirette her türlü üzüntüyü giderir.
Ubade b. Samit radiyallahu anh’den Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in şöyle dediği rivayet edilmiştir.
"Allah-u Teâlâ yolunda cihad edin! Çünkü bu, cennete sokan bir sebebtir ve Allah-u Teâlâ onunla üzüntüyü giderir."(Hakim rivayet etti ve sahih dedi.)
Ebu Said el Hudri radiyallahu anh’den şöyle rivayet edilmiştir:
"Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’e şöyle soruldu:
"İnsanların en iyisi kimdir?"
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem:
"Allah-u Teâlâ yolunda canıyla ve malıyla cihad yapandır" dedi. Ona:
"Ondan sonra hangisidir?" diye soruldu.
Bunun üzerine şöyle cevab verdi:
"Dağların eteklerinde yaşayan, Allah-u Teâlâ'ya ibadet eden ve insanlara zarar vermeyen kişidir."(Buhari, Müslim)
Mü’min, iman ettiği andan itibaren kendisini Allah-u Teâlâ'ya satmış kimsedir. Bu sebeble bu ahdini ve vazifesini yerine getirmesi gerekir. Şayet yerine getirmezse yalancılardan olur.
Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:
"Hiç şüphesiz ki Allah, cennet karşılığında müminlerden canlarını ve mallarını satın almıştır. Onlar, Allah yolunda savaşırlar. Öldürürler ve öldürülürler." (Tevbe: 111)
Can ve mal, Allah için feda edilmedikçe cenneti kazanmak mümkün değildir. Çünkü bir mü’minin cihad etmemesi asla düşünülemez. Mü’minlerin izzetli ve kerim kalabilmeleri ve zillete düşmemeleri için can ve mallarıyla Allah-u Teâlâ yolunda cihad etmeleri gerekir.
Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:
"Ey iman edenler! Ne oldu ki size, Allah yolunda savaşa çıkın denildiği zaman, yer(iniz)de kaldınız? Ahiretten (cayıp da) dünya hayatına mı razı oldunuz? Ama ahirettekine (göre), bu dünya hayatının yararı pek azdır. Eğer savaşa kuşanıp çıkmazsanız, O sizi pek acı bir azabla azablandıracak ve yerinize bir başka topluluğu getirip değiştirecektir. Siz O’na hiç bir şeyle zarar veremezsiniz. Allah, her şeye güç yetirendir." (Tevbe: 38-39)
Ka’b b. Malik radiyallahu anh’ten Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in şöyle dediği rivayet edilmiştir:
"Mü’min, kılıcıyla ve diliyle cihad yapandır."(Ahmed b. Hanbel sahih senedle.)
Allah-u Teâlâ yolunda cihad yapan mü’min, hem dünyada hem de ahirette mutlu olur. Çünkü mü’minin Allah-u Teâlâ yolunda cihad yapması, onun cennete girmesi için bir sebebtir. Mü’min, bu gerçeği çok iyi bilir ve Allah-u Teâlâ, kendi yolunda cihad yapması sebebiyle ondan hem dünya hem de ahirette her türlü üzüntüyü giderir.
Ubade b. Samit radiyallahu anh’den Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in şöyle dediği rivayet edilmiştir.
"Allah-u Teâlâ yolunda cihad edin! Çünkü bu, cennete sokan bir sebebtir ve Allah-u Teâlâ onunla üzüntüyü giderir."(Hakim rivayet etti ve sahih dedi.)
Ebu Said el Hudri radiyallahu anh’den şöyle rivayet edilmiştir:
"Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’e şöyle soruldu:
"İnsanların en iyisi kimdir?"
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem:
"Allah-u Teâlâ yolunda canıyla ve malıyla cihad yapandır" dedi. Ona:
"Ondan sonra hangisidir?" diye soruldu.
Bunun üzerine şöyle cevab verdi:
"Dağların eteklerinde yaşayan, Allah-u Teâlâ'ya ibadet eden ve insanlara zarar vermeyen kişidir."(Buhari, Müslim)
Mü’min, iman ettiği andan itibaren kendisini Allah-u Teâlâ'ya satmış kimsedir. Bu sebeble bu ahdini ve vazifesini yerine getirmesi gerekir. Şayet yerine getirmezse yalancılardan olur.
Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:
"Hiç şüphesiz ki Allah, cennet karşılığında müminlerden canlarını ve mallarını satın almıştır. Onlar, Allah yolunda savaşırlar. Öldürürler ve öldürülürler." (Tevbe: 111)
Can ve mal, Allah için feda edilmedikçe cenneti kazanmak mümkün değildir. Çünkü bir mü’minin cihad etmemesi asla düşünülemez. Mü’minlerin izzetli ve kerim kalabilmeleri ve zillete düşmemeleri için can ve mallarıyla Allah-u Teâlâ yolunda cihad etmeleri gerekir.
Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:
"Ey iman edenler! Ne oldu ki size, Allah yolunda savaşa çıkın denildiği zaman, yer(iniz)de kaldınız? Ahiretten (cayıp da) dünya hayatına mı razı oldunuz? Ama ahirettekine (göre), bu dünya hayatının yararı pek azdır. Eğer savaşa kuşanıp çıkmazsanız, O sizi pek acı bir azabla azablandıracak ve yerinize bir başka topluluğu getirip değiştirecektir. Siz O’na hiç bir şeyle zarar veremezsiniz. Allah, her şeye güç yetirendir." (Tevbe: 38-39)