Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Günün Sahih Hadis-i Şerif'i

kâtib Çevrimdışı

kâtib

لَا إِلَٰهَ إِلَّا ٱللَّٰهُ
İslam-TR Üyesi
Rasulullâh (sallallahu aleyhi we sellem) buyurdular ki:
"Bir avuç çürük hurma ile de olsa, akşam yemeği yeyin. Zira akşam yemeğinin terki ihtiyarlık sebebidir." [Tirmizî, Et'ime/46]

Şimdi bilimsel araştırmalar da bunu söylüyor (diğer birçok hadis ve âyette geçenleri keşfettikleri gibi) ve sanki daha önceden Müslümanlara Rasûlullah tarafından bildirilmemiş bir şeymiş gibi bu araştırmalara değer veriliyor, hayret ediliyor!
 
kâtib Çevrimdışı

kâtib

لَا إِلَٰهَ إِلَّا ٱللَّٰهُ
İslam-TR Üyesi
Rasûlullah ﷺ şöyle buyurdu;
"Ey Esma! Cimri olma ki, ALLAH da sana eksik vermesin. Saymadan ver ki, ALLAH da sana saymadan versin. Kesenin ağzını bağlama ki, ALLAH da sana nimetini eksik etmesin, kesenin ağzını bağlamasın. İnfak et ki ALLAH da sana infak etsin.
[Buhari, Zekat 21/Müslim, Zekat 88/Tirmizi]
 
Hawkeye Çevrimdışı

Hawkeye

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Ömer (r.a.)'den rivayet edilmiştir,
"Rasûlullah ﷺ 'in şöyle buyurduğunu işittim: "Ameller niyetlere göredir ve herkes niyet ettiği şeye göre karşılık alır. Kim Allah ve Resulü için hicret ederse, hicreti Allah ve Resulü için sayılır; kim de dünya menfaati veya evleneceği bir kadın için hicret ederse, hicreti ne için hicret etmişse onun için sayılır."
Sahih-i Buhari 6689, Kitap 83, Hadis 66
Cilt 8, Kitap 78, Hadis 680
 
İ Çevrimdışı

İki Hicretyolu

İslam-tr Sakini
İslam-TR Üyesi
IMG_20220823_053141_768.jpg


Seleme bin Nufeyl el-Kindi radiyallahu anh dedi ki:

"Rasûlullah'ın ﷺ yanında oturuyordum, bir adam şöyle dedi:

'Ey Allâh’ın Rasûlu! İnsanlar atlarını salıverdiler, silahlarını da bıraktılar ve şöyle diyorlar: 'Cihad yoktur! Kuşkusuz ki harp ağırlıklarını bırakmıştır.'

Bu söze müteakiben Rasûlullah yüzünü o kimseye çevirdi ve şöyle buyurdu:

"Yalan söylüyorlar! Asıl savaş şimdi başladı. Ümmetim içinden öyle bir cemaat olacak ki onlar hak yolunda cihad ederek savaşacaklar. Allâh da, bir kısım insanların kalplerini onlara meylettirecek ve onlar yüzünden diğerlerine rızık verecektir. Kıyamet kopup Allah’ın vaadi yerine gelinceye kadar hatta Ye’cuc ve Me’cuc çıkıncaya dek bu böylece devam edecektir. Kıyamet gününe kadar atların alınlarında hayır vardır.

Rabbim bana vahyederek bildirdi ki çok geçmeden ruhum kabzolunacaktır. Sizler benim yoluma uyacaksınız, bir kısmınız da bir kısmınızın boynunu vuracaktır ve mü’minlerin esas yurdu da Şam olacaktır."

İmam Ahmed, Musned 4/104, Nesai 3505
 
Hawkeye Çevrimdışı

Hawkeye

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ مُعَاذٍ، حَدَّثَنَا أَبِي، حَدَّثَنَا شُعْبَةُ، عَنْ قَتَادَةَ، عَنْ عِكْرِمَةَ، عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ، عَنِ النَّبِيِّ صلى الله عليه وسلم أَنَّهُ لَعَنَ الْمُتَشَبِّهَاتِ مِنَ النِّسَاءِ بِالرِّجَالِ وَالْمُتَشَبِّهِينَ مِنَ الرِّجَالِ بِالنِّسَاءِ ‏

İbn Abbas (ra) rivayet ettiğine göre,

Allah Rasulü (ﷺ) erkeklere benzeyen kadınlara ve kadınlara benzeyen erkeklere lanet etmiştir.
Sünen Ebu Davud 4097, Kitap 34, Hadis 78.
 
kalemşur Çevrimdışı

kalemşur

berhedan jiyane
İslam-TR Üyesi
الَّذِينَ يَتَّبِعُونَ الرَّسُولَ النَّبِيَّ الأُمِّيَّ الَّذِي يَجِدُونَهُ مَكْتُوبًا عِندَهُمْ فِي التَّوْرَاةِ وَالإِنْجِيلِ يَأْمُرُهُم بِالْمَعْرُوفِ وَيَنْهَاهُمْ عَنِ الْمُنكَرِ وَيُحِلُّ لَهُمُ الطَّيِّبَاتِ وَيُحَرِّمُ عَلَيْهِمُ الْخَبَآئِثَ وَيَضَعُ عَنْهُمْ إِصْرَهُمْ وَالأَغْلاَلَ الَّتِي كَانَتْ عَلَيْهِمْ فَالَّذِينَ آمَنُواْ بِهِ وَعَزَّرُوهُ وَنَصَرُوهُ وَاتَّبَعُواْ النُّورَ الَّذِيَ أُنزِلَ مَعَهُ أُوْلَئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ
Yanlarındaki Tevrat ve İncil'de yazılı buldukları o elçiye, O ummî Peygamber'e uyanlar (var ya), işte o Peygamber onlara iyiliği emreder, onları kötülükten meneder, onlara temiz şeyleri helâl, pis şeyleri haram kılar. Ağırlıklarını ve üzerlerindeki zincirleri (ağır yükleri) indirir. O Peygamber'e inanıp ona saygı gösteren, ona yardım eden ve onunla birlikte gönderilen nûr'a (Kur'an'a) uyanlar var ya, işte kurtuluşa erenler onlardır. (A'raf 157)
Bu hususta Ebu Rafi (Ebu Rafı, Rasulullah'ın azadlı kölesi olup, İsmi Eslem'dir) Rasulullah'ın şöyle buyurduğunu rivayet etmektedir:
"Sakın sizden birinizi koltuğuna yaslanmış otururken, kendisine emrettiğimiz veya yasakladığımız hususlardan bir husus geldiğinde "biz bunu bilmiyoruz. Biz Allah'ın Kitabında ne bulduksa ona tabi oluruz" diyen biri olarak görmeyeyim. "
(Ebû Dâvûd, Kit. Sunnet, bab: 6 hadis no: 4605; Tirmizî, Kit. İlim, bab: 10 hadis no: 2663; İbn Mâce, Kit. Mukaddime, bab: 13)

Mikdam b. Mâdi Kerib ise Rasulullah'ın şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Dikkat edin! Bana kitab, bir de onun kadarı (vahy-i gayri metluv) verilmiştir.” Yakında karnı tok olan ve koltuğuna yaslanan bir kişi: "Siz sadece bu Kur'an'a sarılın. Siz onda neyin helal olduğunu görürseniz onu helal sayın ve neyin de haram olduğunu görürseniz onu haram sayın" diyecektir. Dikkat edin! Ehlî eşeklerin etleri size helal değildir. Köpek dişi bulunan yırtıcı hayvanların etleri de helal değildir."
(Ebû Dâvûd, Kit. Sünnet bab: 6, hadis no: 4604; Tirmizî, Kit. İlim, bab: 10, hadis no:2664; İbn Mace, Kit. Mukaddime, bab: 12; Musned, İmam Ahmed, c. IV, sh. 131.00)

Diğer bir rivayette şöyledir:

"Dikkat edin olabilir ki, koltuğuna yaslanan bir kimseye benim hadisim ulaşır.” O da der ki: "Bizimle sizin aranızda Allah'ın kitabı bulunmaktadır. Onda neyin helal olduğunu görürsek onu helal sayarız. Neyin de haram olduğunu görürsek onu haram sayarız." Dikkat edin. Allah'ın rasulunün haram kıldığı, Allah'ın haram kıldığı gibidir."
(Tirmizî, Kit. ilim: bab: 10, hadis no: 2664)


Şimdi buraya daha fazla dikkat edelim:

"Zanlarınca dediler ki:"Bunlar dokunulmaz hayvanlar ve ekinlerdir. Bunları bizim dilediğimizden başkası yiyemez. Bunlar da sırtına binilmesi yasaklanmış hayvanlar." Bir kısım hayvanları da üzerlerine Allah'ın adını anmadan boğazlarlar. Bütün bunları Allah'a iftira ederek yaparlar. Allah onları iftiralarıyla cezalandıracaktır.
"Dediler ki: "Bu hayvanların karınlarındakiler sadece erkeklerimize ait olup kadınlarımıza haramdır". Eğer ölü doğarsa o zaman hepsi onda ortaktır. Bu nitelemelerinden dolayı Allah onların cezasını verecektir. Çünkü O hikmet sahibidir, her şeyi bilendir.


" Bilgisizlik yüzünden beyinsizce çocuklarını öldürenler ve Allah'ın kendilerine verdiği rızkı, Allah'a iftira ederek haram kılanlar muhakkak ki, ziyana uğradılar. Bunlar, doğru yoldan sapmışlardır; hidayete erecek de değillerdir.

"Asmalı ve asmasız (üzüm) bahçeleri, hurmaları, ürünleri çeşit çeşit ekinleri, zeytinleri ve narları, birbirine benzer ve benzemez biçimde yaratan O'dur. Her biri meyve verince meyvesinden yiyin, hasat günü de hakkını (zekat ve sadakasını) verin; ama israf etmeyin, çünkü O, israf edenleri sevmez.


"Hayvanlardan da
(çeşit çeşit yarattı). Kimi yük taşır, kiminin yününden döşek yapılır. Allah'ın size verdiği rızıktan yiyin ve şeytanın adımlarına uymayın (peşinden gitmeyin); çünkü o, sizin için apaçık bir düşmandır.
"Sekiz çift: Koyundan iki, keçiden iki. De ki: "
(Allah), iki erkeği mi haram kıldı yoksa iki dişiyi mi, ya da iki dişinin rahimlerinde bulunan yavruları mı? Eğer doğru iseniz bana ilimle haber verin."

"Ve deveden iki, sığırdan iki. De ki:
(Allah), "İki erkeği mi haram kıldı, yoksa iki dişiyi mi, ya da iki dişinin rahimlerinde bulunan yavruları mı? Yoksa, Allah'ın size böyle vasiyet ettiğine şahitler mi oldunuz? (O'nun yanında mıydınız?). Böyle hiçbir bilgiye dayanmadan, insanları saptırmak için, Allah'a karşı yalan uydurandan daha zâlim kim olabilir? Şubhesiz Allah, o zalimler topluluğunu doğru yola iletmez"

"De ki: "Bana vahyolunanda, (bu haram dediklerinizi) yiyen kimse için haram edilmiş bir şey bulamıyorum. Ancak leş, veya akıtılmış kan, yahud domuz eti - ki bu gerçekten pistir yahud Allah'tan başkası adına kesilmiş bir hayvan olursa, bunlar haramdır. Ama kim çaresiz kalırsa, (başkasının hakkına) tecavüz etmemek ve zaruret sınırını aşmamak üzere (bunlardan yiyebilir)" Çünkü Rabbin çok bağışlayandır, merhamet edendir.
"Yahudilere bütün tırnaklı hayvanları haram kıldık. Sırtlarında, yahut bağırsaklarında bulunan, ya da kemiğe karışan yağlar dışında, sığır ve koyunun da, yağlarını onlara haram ettik. Saldırganlıkları yüzünden onları böyle cezalandırdık. Biz elbette doğru söyleyenleriz
." (En'am 138 - 146)
 
kalemşur Çevrimdışı

kalemşur

berhedan jiyane
İslam-TR Üyesi
HÜKÜM VERME YETKİSİ
إِنَّمَا كَانَ قَوْلَ الْمُؤْمِنِينَ إِذَا دُعُوا إِلَى اللَّهِ وَرَسُولِهِ لِيَحْكُمَ بَيْنَهُمْ أَن يَقُولُوا سَمِعْنَا وَأَطَعْنَا وَأُوْلَئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ

2- “Aralarında hüküm vermesi için Allah’a ve Resulüne davet edildiklerinde, mü’minlerin sözü ancak ‘işittik ve itaat ettik’ demeleridir. İşte asıl bunlar kurtuluşa erenlerdir.” (Nur 51)

Ayeti Kerimenin iniş sebebi çok manidardır. Münafık Bişr ile bir yahudi hakkında nazil olmuştur. İkisi arasında bir arazi üzerinde ihtilâf çıkmıştı. Yahudi, Bişr’i, aralarında hüküm vermesi için Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’a çekerken münafık, Yahudiyi Ka’b ibnu’l-Eşref e gitmeleri için çekiyor, bir yandan da: “Muhammed bize haksızlık eder, zulmeder.” diyordu. Sonunda Yahudinin ısrarı ile Peygamberimiz’e gelip davalarını anlattılar; Allah’ın Rasûlü de Yahudi lehine hükmetti.

Ancak münafık, Hazreti Peygamber (Aleyhisselam)’ın hükmüne razı olmayıp: “Gel bir de Ömer’e davamızı anlatalım, ondan hüküm vermesini isteyelim.” dedi. Yahudi buna da razı oldu ve gidip davalarını Hazreti Ömer (Radıyallahu anh)’a anlattılar. Yahudi bu arada Hz. Ömer’e: “Hazreti Peygamber, benim lehime hükmetti de bu adam O’nun hükmüne razı olmadı.” dedi. Hazreti Ömer, o münafığa: “Öyle mi oldu?” diye sordu, onun: “Evet.” cevabı üzerine: “Beni burada biraz bekleyin, hemen geliyorum.” deyip evine girdi, kılıcını kuşanmış olarak çıktı ve münafığın oracıkta boynunu vurup öldürdü ve: “Rasûlullah’ın hükmüne razı olmayan hakkında benim hükmüm budur.”
dedi de bunun üzerine Allah Tealâ bu âyet-i kerimeleri indirdi.

Hazreti Ömer’in bu davranışı üzerine Cibril: “Ömer, Hak ile bâtılın arasını ayırdı.” demiş, bunun üzerine Hazreti Ömer’e: “el-Fârûk” lâkabı verilmiştir.

Ayeti Kerimenin ifadesi ile de anlaşılıyor ki Peygamberimiz hazreti Muhammed Mustafa (Sallallah Aleyhi ve Sellem) kesin bir hüküm verme yetkisine sahiptir. Mü’minlere düşen ise bu hükme razı olmaları ve gönülden kabul etmeleridir.
 
Hawkeye Çevrimdışı

Hawkeye

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Abdullah İbnu Amr İbni'l-As (radıyallahu anhüma) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Öğlenin (başlama) vakti, güneşin (tepe noktasından batıya) meylettiği zamandır. Kişinin gölgesi kendi uzunluğunda olduğu müddetçe öğle vakti devam eder, yani ikindi vakti girmedikçe. İkindi vakti ise güneş sararmadıkça devam eder. Akşam vakti ufuktaki aydınlık (şafak) kaybolmadığı müddetçe devam eder. Yatsı namazının vakti orta uzunluktaki gecenin yarısına kadardır. Sabah namazının vakti ise fecrin doğmasından (yani şafağın sökmesinden) başlar, güneş doğuncaya kadar devam eder. Güneş doğdu mu namazdan vazgeç. Çünkü o, şeytanın iki boynuzu arasından doğar."

Kaynak: Müslim, Mesacid,173, (612); Ebu Davud, Salat 2, (396); Nesai, Mevakit 15, (1, 260).
 
Hawkeye Çevrimdışı

Hawkeye

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
وَحَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا وَكِيعٌ، ح وَحَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ، نُمَيْرٍ حَدَّثَنَا أَبِي وَابْنُ، بِشْرٍ قَالُوا جَمِيعًا حَدَّثَنَا هِشَامٌ، عَنْ أَبِيهِ،، عَنِ ابْنِ عُمَرَ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم " إِذَا بَدَا حَاجِبُ الشَّمْسِ فَأَخِّرُوا الصَّلاَةَ حَتَّى تَبْرُزَ وَإِذَا غَابَ حَاجِبُ الشَّمْسِ فَأَخِّرُوا الصَّلاَةَ حَتَّى تَغِيبَ " .

İbn Ömer, Allah Resulü'nün ( sallallâhu aleyhi ve sellem ) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
Güneşin kenarı görünmeye başladığında tamamen görününceye kadar namazı tehir edin ve güneşin kenarları kaybolduğunda tamamen kayboluncaya kadar namazı tehir edin. [Sahih-i Müslim 829, 6. Kitap, 354. Hadis]
 
Hawkeye Çevrimdışı

Hawkeye

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
عَنْ عَبْدِ اَللَّهِ بْنِ عَمْرِوٍ رَضِيَ اَللَّهُ عَنْهُمَا; أَنَّ نَبِيَّ اَللَّهِ - صلى الله عليه وسلم -قَالَ: { وَقْتُ اَلظُّهْرِ إِذَا زَالَتْ اَلشَّمْسُ, وَكَانَ ظِلُّ اَلرَّجُلِ كَطُولِهِ مَا لَمْ يَحْضُرْ اَلْعَصْرُ, وَوَقْتُ اَلْعَصْرِ مَا لَمْ تَصْفَرَّ اَلشَّمْسُ, وَوَقْتُ صَلَاةِ اَلْمَغْرِبِ مَا لَمْ يَغِبْ اَلشَّفَقُ, وَوَقْتُ صَلَاةِ اَلْعِشَاءِ إِلَى نِصْفِ اَللَّيْلِ اَلْأَوْسَطِ, وَوَقْتُ صَلَاةِ اَلصُّبْحِ مِنْ طُلُوعِ اَلْفَجْرِ مَا لَمْ تَطْلُعْ اَلشَّمْسُ } رَوَاهُ مُسْلِمٌ 1 .

1 - صحيح. رواه مسلم (612) (173)، وتمامه: "فإذا طلعت الشمس فأمسك عن الصلاة، فإنها تطلع بين قرني شيطان". وله ألفاظ أخر.

Resulullah (ﷺ) şöyle buyurmuştur: "Öğle namazının vakti, güneşin meridyeni geçtiği ve insanın gölgesinin boyu ile aynı uzunlukta olduğu zamandır. Bu vakit ikindi namazının vaktine kadar devam eder. İkindi namazının vakti, güneş (batarken) sararmadığı müddetçe devam eder. Akşam namazının vakti, alacakaranlık kaybolmadığı müddetçe devam eder. Yatsı namazının vakti gece yarısına kadardır. Sabah namazının vakti de fecrin doğuşundan itibaren güneş doğuncaya kadardır (güneş doğduğu zaman namazı terk edin; çünkü güneş şeytanın iki boynuzu arasından doğar)." (Müslim rivayet etmiştir) (2. Kitap, 1. Hadis)
 
kâtib Çevrimdışı

kâtib

لَا إِلَٰهَ إِلَّا ٱللَّٰهُ
İslam-TR Üyesi
Ebû Zer (r.a) şöyle anlattı:
Rasûlullah'ın (ﷺ) huzurunda Akkâf b. Bir Temimî Hilalî adında biri vardı. Rasulullah (ﷺ):
"Ey Akkâf, hanımın var mı?" diye sordu.

"Hayır" dedi.

"Cariye de mi yok" diye sordu.

"Hayır" dedi.

"Maddî durumun iyi, zenginsin?" dedi.

"Evet" dedi.

Bunun üzerine Rasulullah (ﷺ) şöyle buyurdu:
"Öyleyse sen şeytanların kardeşlerindensin. Hristiyanlardan olsaydın rahiplerden olurdun, ama bizim yolumuz nikâhtır. En şerlileriniz bekârlarınız, en rezil ölüleriniz bekâr ölülerinizdir. Başınızı tutup şeytanlarla belâya mı sokuyorsunuz? Halbuki şeytanın sâlih kimselere karşı kullandığı en güçlü silah kadınlarla evlenmeyi terk etmektir."

[Ahmed, 5/163, Durru'l-Mensur, 2/311]
 
kâtib Çevrimdışı

kâtib

لَا إِلَٰهَ إِلَّا ٱللَّٰهُ
İslam-TR Üyesi
Rasûlullah ﷺ bir adama dedi ki:

“Muhakkak sen bir şeyi ALLAH korkusu sebebiyle bırakırsan, ALLAH sana ondan daha hayırlısını verir.”

[İmam Ahmed, Müsned 5/79]
(Alıntı)
 
kâtib Çevrimdışı

kâtib

لَا إِلَٰهَ إِلَّا ٱللَّٰهُ
İslam-TR Üyesi
Abdullah b. Amr رضي الله عنه’dan:

Resûlullah ﷺ'in yanındaydık. Güneş
doğunca Resûlullah ﷺ şöyle buyurdu:

ALLAH Teâlâ kıyamet gününde bir
topluluk getirecek. Bunların nuru güneşin nuru gibidir.


Ebû Bekir رضي الله عنه sordu:

“Bizler onlar mıyız yâ Resûlallah?”

Resûlullah ﷺ şöyle buyurdu:

Hayır. Sizin için pek çok hayır var, ancak onlar yeryüzünün çeşitli bölgelerinden haşrolunacak olan, (yerlerini yurtlarını bırakıp) hicret etmiş fakirlerdir.

Resûlullah ﷺ daha sonra,

Gariplere ne mutlu, gariplere ne
mutlu!
” diye buyurdu.

“Garipler kimlerdir?” diye sual edilince şöyle buyurdu:

Güzel hâlde bulunan insanlardır. Bunlar pek çok insan içinde sayıca az kimselerdir. Sayıları bazı toplumlarda diğerlerine göre fazla olur.”

[Beyhaki/Zühd kitabından]

[Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 2/177, 222; İbnü’l-Mübârek, Zühd, s. 267; Heysemî, Mecmau’z- Zevâid]
 
kâtib Çevrimdışı

kâtib

لَا إِلَٰهَ إِلَّا ٱللَّٰهُ
İslam-TR Üyesi
Rasûlullah(ﷺ) şöyle buyurmuştur:

''Bir kimse doğru yola dâvet ederse, ona uyanların sevabı kadar kendisi için de sevap vardır. Bu ona uyanların sevabından bir şey eksiltmez."

[Müslim, İlim 16]
 
G Çevrimdışı

Genç55

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
عن عائشة رضي الله عنها أنها قالت: لما رأيت من النبي -صلى الله عليه وسلم- طيب نفس قلت: " يا رسول الله ادع الله لي" , فقال: " اللهم اغفر لعائشة ما تقدم من ذنبها، وما تأخرّ، ما أسَرَّت، وما أعلنَتْ», فضحكت عائشة حتى سقط رأسها في حجرها من الضحك. قال لها رسول الله -صلى الله عليه وسلم-: «أيسرك دعائي؟»، فقالت: «وما لي لا يسرني دعاؤك», فقال -صلى الله عليه وسلم-: «والله إنها لدعائي لأمتي في كل صلاة».


Hz. Aişe (r.a), Peygamber Efendimiz'i neşeli gördüğü bir gün:'Ey Allah'ın Rasulü, benim için Allah'a dua ediver!' demişti. Rasûlullah (s.a.v): 'Allah'ım, Aişe'nin geçmiş, gelecek, gizli ve açık bütün günahlarını mağfiret eyle!' diye dua etti. Hz. Aişe validemiz o kadar mutlu oldu ki, sevincinden başı önüne düştü. Rasulullah (s.a.v):'Mutlu musun?' diye sordu. O da: "Senin duan beni neden sevindirmesin ki?" dedi. Bunun üzerine Hz. Muhammed (s.a.v): "Bu dua, benim ümmetim için her namazda yaptığım duamdır" buyurdu.

[Sahih İbn Hibban]
 
kâtib Çevrimdışı

kâtib

لَا إِلَٰهَ إِلَّا ٱللَّٰهُ
İslam-TR Üyesi
•Rasulullâh (sallallahu aleyhi we sellem) buyurdu ki:
"Kim şu üç şeyden uzak olarak ölürse cennete girer; Kibir, ganimet malına hainlik ve borç." [Sünen-i İbn Mâce]

•Rasulullâh (sallallahu aleyhi we sellem) şöyle buyurdu:
"Sadaka vermek malı eksiltmez. Kul başkalarının hatalarını bağışladıkca ALLAH da onun şerefini arttırır. Kim ALLAH için alçakgönüllü davranırsa, ALLAH da onu yükseltir." [Sahih Muslim]
 
Üst Ana Sayfa Alt