Rasûlullah buyurdu ki:
— "Ümmetini onun üstünden en evvel geçirecek, ben olacağım. O gün rasûllerin duaları 'Allâhumme! Sellim settim ( Yâ Allah, selâmet ver, selâmet ver) '(den ibaret) olacaktır. Sırat Köprüsü 'nde sa '-dân dikenlerine benzer birçok çengeller vardır. Sizler sa'dân dikenlerini gördünüz mü?"
Sahâbîler:
— Evet görmüşüzdür yâ Rasûlallah! dediler. Rasûlullah devamla dedi ki:
— "İşte bu çengeller sa'dân dikenler ine benzerler. Ancak şu var ki, ne kadar büyük olduklarını yalnız Allah Taâlâ bilir, tşte bu çengeller insanları (kötü) amellerinden dolayı kapıp alırlar. Kimi kötü ameli sebebiyle helak olur. Kimi hardal gibi ezik ezik ezildikten sonra kurtulur. Nihayet Allah Taâlâ kulları arasında hüküm ve adaletini tamamlayıp sırf ilâhî rahmeti olarak, nâr ehlinden dilediklerini cehennemden çıkarmayı irâde ettiğinde meleklerine, ilâhî rahmete nâi-liyetleri murâd olanlardan Allah'a birşeyi ortak edinmemişleri, 'Lâ ilahe ille 'ilâh diye şehâdet etmişleri cehennemden çıkarsınlar diye ferman buyuracaktır. Melekler bunları cehennemde, üzerlerindeki sucûd izleri, alâmetleriyle tanıyıp çıkaracaklardır. Allah Âdem oğlu'ndan sucûd eserini yemeyi ateşe haram kılmıştır. Melekler onları ateşten kavrulup kapkara olarak çıkaracaklar. Sonra üzerlerine hayât suyu denilen bir su dökülecek de sel uğrağında biten yabanî reyhan tohumları nasıl çabuk biterlerse (yeniden) öyle biteceklerdir. Ve onlar*dan yüzü ateşe dönük bir kimse kalır ki, o:
— Yâ Rabb! Beni şu ateşin kokusu zehirleyip duruyor, yalım beni yakıp duruyor, benim yüzümü bu ateşten döndür! diyecek.
O kimse mütemadiyen yüzünü ateşten çevirmesi için Allah'a duâ edip duracak. Sonunda Allah ona:
— Senin istemekte olduğun şeyi sana verirsem, ondan başka bîr şey daha istemen olacak mı? buyuracak.
O kul:
— İzzetineyemîn ederim ki, Sen'den, ondan başkasını istemem! diyecek.
Allah onun yüzünü ateşten döndürecek. Sonra bunun ardından o kul:
— Yâ Rabb, beni cennetin kapısına yanaştır! diyecek. Allah:
— Sen ondan başka birşey istemeyeceğine azmedip kesin söz vermiş değil miydin? Yazık sana ey Âdem oğlu! Sen ne kadar sözünde durmaz, ahdine vefa etmez kişisin! buyuracak.
O kul Allah'a devamlı duâ edip duracak. Allah:
— Bu isteğini sana verirsem, ondan başkasını ister misin? buyuracak.
O kul:
— Hayır, izzetine yemîn ederim ki, ondan başka birşey istemem! deyip, ondan başka hiçbir şey istemeyeceğine dâir Allah'a birçok ahidler ve mîsâklar verecek.
Bunun üzerine Allah onu cennetin kapısına yaklaştıracak. O kimse cennet kapısına yanaşıp da ondaki güzellikleri görünce Allah'ın dilediği kadar bir müddet sükût edecek. Sonra:
— Yâ Rabb! Beni cennetin içine girdir! diyecek. Sonra Allah da:
— Sen ondan başka hiçbirşey istemeyceğine kesin söz vermiş değil miydin? Yazık sana ey Âdem oğlu! Sen ne sözünde durmaz kimsesin! buyuracak.
Oda:
— Yâ Rabb! Beni mahlûkaatının en bedbahtı kılma! diyecek ve bu söz üzerine duâ ve niyazını tekrar ede ede nihayet Allah Taâlâ ona
Gülecek Allah ona gülünce de, o kimseye, cennete girmesine izin vermiş olacaktır. Cennete girdiği zaman da o kula:
— Fulân şeyden temenni eti denilir, o da temenni edecek. Sonra ona:
— Fulân şeyden de temenni eti denilecek.
O da uzun uzun temennilerde bulunacak. Nihayet bütün temennileri kesilince, Allah Taâlâ ona:
— Bunların hepsi ve bir o kadar dahası da hep senindir.' buyuracaktır".
Ebû Hureyre: Bu kimse, cennet ehlinin cennete en son girecek
kişisidir, demiştir.
Hadîsi Ebû Hureyre'den rivayet edenlerden birisi olan Atâ ibn Yezîd el-Leysî dedi ki: Ebû Hureyre bunu rivayet ederken, Ebû Saîd el-Hudrî de Ebû Hureyre'nin beraberinde oturuyor ve Ebû Hureyre'nin dediklerinden hiçbir şeyi değiştirmeye lüzum görmüyordu. Tâ "Bunların hepsi senin ve bir o kadar dahası da hep senindir" sözüne gelince, Ebû Saîd, Ebû Hureyre'ye:
— Ben Rasûlullah(S)'tan "Bunların hepsi ve daha on misli de senindir, buyuracaktır" derken işittim, dedi.
Ebû Hureyre de:
— Ben Rasûlullah'tan yalnız "Bunlar ve beraberinde bir misli daha senindir" buyurduğunu belledim, dedi
Bu "Dihk", Allah'ın zâtına göre fiilî sıfatlardan bir sıfattır. Birçokları bunu rızâ ve hayır irâdesi ile tefsir etmişlerse de, "Dıhk" müteşâbih bir sıfattır deyip, duraklamadan îmân etmek te'vîlden daha salim bir yoldur
Başlığa uygunluğu "Sonra cehennem köprüsü kurulur" sözündedir ki, o Sırat 'tan ibarettir. Sırat, cehennem köprüsüdür, dedi. Çünkü Namaz Kitabı, "Sucûdun fadlı bâbı"nda "Sonra Sırat kurulur" demişti. Buradaki başlıkta her iki lafzı birleştirmiş oldu.
Buhârî bu hadîsin bâzı rivayetlerini değişik sahâbîlerden Tefsir de (en-Nısa: 39; el-îsrâ: 3), Tevhîd'de,... getirdi. Müslim de îmân'da getirmiştir: Müslim Ter., I, 246-250 "182".
Bu ru'yet hadîsi, rivayet yollarının çokluğu ile meşhur hadîslerdendir. Uzun kısa birçok ve birbirlerini îzâh eder mâhiyette metinlerle rivayet olunmuştur...