Günün Sahih Hadis-i Şerif'i

بَابُ تَعْجِيلِ قَضَإِ الدَّيْنِ عَنِ الْمَيِّتِ وَالْمُبَادَرَةِ اِلَى تَجْهِيزِهِ اِلَّا اَنْ يَمُوتَ فُجْاَةً فَيُتْرَكُ حَتَّى يُتَيَقَّنَ مَوْتُهُ
947 - Peygamberimiz buyuruyor ki:
عَنْ أَبٖى هُرَيْرَةَ رَضِىَ اللّٰهُ عَنْهُ عَنِ النَّبِىِّ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ نَفْسُ الْمُؤْمِنِ مُعَلَّقَةٌ بِدَيْنِهِ حَتَّى يُقْضَى عَنْهُ رَوَاهُ التِّرْمِذِىُّ وَقَالَ حَديثٌ حَسَنٌ
Râvilerden Ebû Hüreyre (R.A.) den, Allah'ın Resûlü'nün şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir:
"Mü'minin rûhu, borcu ödeninceye kadar kendisinden ayrılmaz (makamına ulaşamaz.) "
TİRMİZİ
948 - Peygamberimiz buyuruyor ki:
وَعَنْ حُصَيْنِ بْنِ وَحْوَحٍ رَضِىَ اللّٰهُ عَنْهُ أَنَّ طَلْحَةَ ابْنَ الْبَرَإِ بْنِ عَازِبٍ رَضِىَ اللّٰهُ عَنْهُمَا مَرِضَ فَأَتَاهُ النَّبِىُّ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَعُودُهُ فَقَالَ إِنِّى لَا أُرَى طَلْحَةَ اِلاَّ قَدْ حَدَثَ فِيهِ الْمَوْتُ فَآذِنُونٖى بِهِ وَعَجِّلُوا بِهِ فَإِنَّهُ لاَ يَنْبَغٖى لِجِيفَةِ مُسْلِمٍ أَنْ تُحْبَسَ بَيْنَ ظَهْرَىْ أَهْلِهِ رَوَاهُ أَبُو دَاوُدَ
Râvilerden Husayn b. Vahvah (R.A.) şöyle demiştir:
Allah'ın Resûlü, Talha b. Berâ b. Âzib (R.A.) hastalandığı zaman onu ziyaret etti ve şöyle buyurdu:
"Talha'nın ölmek üzere olduğunu görüyorum. öldüğünde bana bildiriniz ve onu toprağa vermekte acele ediniz; çünkü bir Müslümanın cesedinin âile içinde kalması doğru değildir."
EBÛ DÂVÜD


KABİR

KABİRDE ÖĞÜT VERMEK

بَابُ الْمَوْعِظَةِ عِنْدَ الْقَبْرِ
949 - Peygamberimiz buyuruyor ki:
عَنْ عَلِّىٍ رَضِىَ اللّٰهُ عَنْهُ قَالَ كُنَّا فٖى جَنَازَةٍ فٖى بَقيعِ الْغَرْقَدِ فَأَتَانَا رَسُولُ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَقَعَدَ وَقَعَدْنَا حَوْلَهُ وَمَعَهُ مِخْصَرَةٌ فَنَكَسَ وَجَعَلَ يَنْكُتُ بِمِخْصَرَتِهِ ثُمَّ قَالَ مَا مِنْكُمْ مِنْ أَحَدٍ إِلاَّ وَقَدْ كُتِبَ مَقْعَدُهُ مِنَ النَّارِ وَمَقْعَدُهُ مِنَ الْجَنَّةِ فَقَالُوا يَا رَسُولَ اللّٰهِ أَفَلاَ نَتَّكِلُ عَلَى كِتَابِنَا فَقَالَ اعْمَلُوا فَكُلٌّ مُيَسَّرٌ لِمَا خُلِقَ لَهُ وَذَكَرَ تَمَامَ الْحَدِيثُ مُتَّفَقٌ عَلَيْهِ
Râvilerden Hz. Ali (R.A.) şöyle demiştir:
"Biz Baklul-Garkad adlı (mezarlık) da oturuyorduk. O sırada Allah'ın Resûlü gelip yanımıza oturdu. Biz de çevresine dizildik. Elinde bir baston taşıyordu. Başını öne eğmiş olduğu halde bastonu ile yere birtakım çizgiler çizdi. Sonra:
"Sizden her birinizin Cennet veya Cehennem'deki yeri (ezelde) yazılmıştır." buyurdu. Bunun üzerine yanında bulunanlar:
"Ey Allah'ın Resûlü! Bu durumda biz işimizi ezeldeki yazımıza bırakalım mı?" diye sordular. Allah'ın Resûlü:
"Hayır, siz üzerinize düşeni yapınız. Sizden biriniz niçin yaratıldı ise onu kolaylıkla ele geçirir." buyurdu.
Râvi, hadisin tamamını zikretti.
BUHARİ VE MÜSLİM

Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Bir adam boş bir arazide giderken bulut içinden gelen bir ses işitti: "Falancanın bahçesini sula!" diyordu. O bulut uzaklaşarak suyunu bir ketire (kayalığa) boşalttı. Derken oradaki sel yollarından biri bu suların tamamını akıtmaya başladı. Adam da suyun istikametini takiben yürüdü. Bir müddet sonra, suyu bahçesine çevirmek üzere elinde bir kürek, çalışan bir adam gördü. Ona:

"Ey Allah'ın kulu ismin ne?" diye sordu.

"Falan!" dedi. Bu isim, adamın buluttan işittiği isimdi. Bu sefer o sordu:

"Ey Allah'ın kulu, peki sen benim adımı niye sordun?"

"Ben sana şu suyu getiren buluttan bir ses işitmiştim, senin ismini söyleyerek "Falanın bahçesini sula!" diyordu. Sen bahçede ne yapıyorsun?"

"Madem ki sordun söyleyeyim. Ben bu bahçeden çıkan mahsule nezaret ederim. Ondan çıkan mahsulün üçte birini tasadduk ederim. Üçte birini ben ve ailem yeriz, üçte birini de bahçeye iade ederim" dedi."

Müslim, Zühd 45, (2984).

Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Allah arzı yarattığı zaman, arz sallanmaya (tıpkı bir hurma ağacı gibi sağa sola) yalpalar yapmaya başladı, bunun üzerine dağlarla onu sabitleştirdi ve böylece arz istikrarını buldu. Melekler dağların şiddetine hayrette kaldılar.

"Ey Rabbimiz, dediler, dağlardan daha şiddetli bir mahluk yarattın mı?"

"Evet, buyurdu. Demiri yarattım.''

"Demirden daha şiddetli bir şey yarattın mı?'' dediler. Hak Teâla:

"Evet! dedi. Ateşi yarattım.''

"Ateşten daha ağır bir şey yarattın mı?" diye yine sordular. Hak Teala:

"Evet, dedi, suyu yarattım! ''

"Sudan daha şiddetli bir şey yarattın mı?'' dediler. Hak Teala tekrar cevap verdi:

"Evet, rüzgârı yarattım.''

"Rüzgârdan daha şiddetli bir şey yarattın mı?'' diye yine sordular. Hak Teâla:

"Evet insanoğlunu yarattım'' dedi ve devam etti: "Eğer o, sağ eliyle sadaka verir, sol eli görmeyecek kadar gizlerse (daha şiddetlidir).''

Tirmizi, Tefsir, Muavvizateyn 2, (3366)

Enes (b.Malik) (r.a.)'den rivayet edildiğine göre: O Resulullah (s.a.) ile birlikte otururken adamin biri namaz kiliyordu. Adam (namazdan)sonra:"Ey Allahım! Hamd ancak sanadır senden başka ilah yoktur.
Gökleri ve yeri yaratan, bol bol veren (sensin) ey celal ve ikram Sahibi! Ey Hay (diri)ve kayyum! diyerek senden istiyorum"
diye dua etti. (Bunu duyan) Resulullah: " Şüphesiz Allah'a kendisi ile dua edildiği zaman mutlaka kabul ettiği ve istenildiğinde
Verdiği İsm-i azam ile dua etti" buyurdu.

Nesai,sehv 58, İbni Mace,dua 9,Tirmizi,deavat 100.

Râvilerden İbn-i Mesûd (R.A.), rivayet etmiştir:"Doğruluk, insanı iyiliğe, iyilik de Cennet'e götürür. İnsan doğru söyleye söyleye Allah hatında sıddıklar derecesine yükselir. Yalancılık, insanı fenalığa, fenalık da Cehennem'e götürür. İnsan, yalan söyleye söyleye sonunda Allah katında "yalancı" diye yazılır.." Buhâri-Muslim

Hz.Aişe radıyallahu anh Hz.Peygamber S.a.V.'in şöyle dediğini rivayet etmiştir:Müslümanın başına gelen her musibeti hatta ona batan bir dikeni dahi Allah onun günahlarına keffaret kılar.(Buhari. 10/103 )

yağmur@hicret' Alıntı:

İbni Abbas (r.anhuma)Resulullah (s.a.)'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Allah (azze ve celle),istiğfara devam eden kimsenin her sıkıntısı için bir çıkış yolu ve her keder için bir ferahlık sağlar. Onu hiç beklemediği yerden rızıklandırır."

İbni Mace,edeb57; Ahmed b. Hanbel,1,248.

Genişletmek için tıkla ...

sağolasın bütün sıkıntılara rağmen hergün allaha dua ve istiğfar ediyorumm.

"Şehidden akan ilk damla kan, onun bütün günahları için keffarettir." [ Ahmed İbn Hanbel ]

Hz.Ebu Hureyre radıyallahu anh.anlatıyor;'Bir gün Rasulullah Sallalahu Aleyhi Vessellem ashabına ''şu kelimeleri benden alıp onlarla amel edecek ve onlarla amel edecek olana öğretecek'' buyurdular.Ben hemen atılıp ''Ben ey Allah'ın Rasulü '' dedim.Aleyhissalatu vesselam elimi tuttu ve:

-''Haramlardan sakın, Allah'IN ABİD kulu ol,

-Allah'ın sana ayıdığına razı ol,insanların en ZENGİNi ol,

-Komşuna ihsanda bulun MÜ'MİN ol,

-Kebdin için istediklerini başkaları içinde iste MÜSLÜMAN ol,

-Fazla gülme çünkü fazla gülmek KALBİ öldürür.


''Tirmizi,zühd 2(2306)İbni Mace,zühd 24(4217)

Hz.Peygamber (S.A.V.)şöyle buyurmuştur:''Size,Allah'ın kendisiyle günahları yok edip dereceleri yükselteceği hayırları haber vereyimmi?'' Ashab:Evet Ya Rasulallah!dediler.Hz. Peygamber S.A.V.de şöyle buyurdu:
Güçlüklere rağmen abdesti güzelce almak
Mescidlere doğru çok adım atmak
Bir namazı kıldıktan sonra öteki namazı beklemek
İşte ribat (rağbet göstermemiz gereken)budur;işte ribat (sarılmanız gereken) budur.

Âmir dediki; etrafında bir topluluk varken
Abdullah b.Amr (r.a)'a bir adam gelip yanına oturdu ve,
-Bana Rasulullah (s.a.)'den işittiğin birşey söyle dedi. Bunun üzerine (Abdullah şöyle)dedi: Ben Rasulullah (s.a.) şöyle buyururken işittim;
"Gerçek müslüman müslümanların (onun) elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir.
Gerçek Muhacir de Allah'ın yasakladığı şeylerden uzak kalan kimsedir."

Buhari,iman4,5rikak26;müslim iman64,65; Tîrmizi kıyame52;iman12,Nesai,iman 8,9,11

Hz.Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur;Rab olarak Allah'tan,din olarak İslam'dan, ve Hz.Peygamber olarak da

Muhammed'den razı olan kimse İMANIN tadını almıştır.

Müslim,iman (56)

Enes (radiyallahu anh)'tan gelen rivayete göre Allah Rasulü(S.A.V.)şöyle buyurdu;''Her kim samimi olarak ŞEHADETİ isterse başına gelmesede bu ona verilir.
Ahmed H.Müslim.

ALLAH Rasulü (S.A.V.)şöyle buyurmuştur;Her kim Allah yolunda öldürülmek için samimiyetle yürekten Allah'a dua ederse ,yatağında da ölse Allah (c.c.) ona şehid sevabı verir.
Tirmizi.

Evzâî, Hasan b. Atiyye'den, o da Resûlullah'tan (s.a.v) şöyle rivayet etti: "Ümmetimin en şerlileri en hayırlıları üzerinde galib ve hakim olacak. Öyle ki, bugün münâfikların aramızda gizlendikleri gibi, o gün mümin kişi onlar arasında gizlenir.

[Ibni Kayyim el-Cevziyye-Kalbin ilacı kitabından alıntı]

Enes b. Malik (Radıyallahu Anh)tan ;Rasulullah (Sallallahu Aleyhi Vessellem) şöyle buyurmuştur:

....Şayet cennet ehli kadınlardan bir kadın arza (dünyaya) çıkmış olsaydı,muhakkak yer ile gök arasını aydınlatır ve ikisi arasını güzel

bir koku doldururdu.Elbet o kadının BAŞÖRTÜSÜ dünyadan ve dünyadaki her şeyden hayırlıdır.

Buhari(6467)

Fudale b. Abid'den (radıyallahu anh ) gelen bir rivayete göre Hz.Rasulullah (sallallahu aleyhi vessellem)şöyle buyurdu:

''Asıl mücahid ALLAH için nefsiyle mücadele edendir.

(Tirmizi,6679.)

Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu :
"Kimin iki gömleği varsa birini olmayan kardeşine giydirsin."(Kitabu’z-Zühd ve’r-Rekaik/Abdullah ibni Mübarek 750.)

Hz.Rasullullah (sallallahu aleyhi vessellem)şöyle buyurmuştur:''Allah (c.c.)şöyle dedi :Benim için birbirlerini sevenlere sevgim hak

olmuştur,benim için birbirleriyle irtibat halinde olanlara sevgim hak olmuştur.Benim için birbirleriyle nasihatleşenlere sevgim hak olmuştur.

Benim için birbirleriyle ziyaretleşenlere sevgim hak olmuştur,benim için birbirlerine fedakarlık yapanlara sevgim hak olmuştur.Benim için

birbirlerini sevenlere nurdan minberler vardır.Nebiler ,Sıddıklar ve Şehidler onların bulundukları konuma gıpta ederler.''

(Ahmed b. Hanbel,Taberani 4321.)

Ey kızım Fatıma. Babam Peygamber diye sakın güvenme. Rabbine karşı kulluk vazifeni yap. Eğer Allah’tan nefsini satın alamazsan vallahi ben bile seni kurtaramam. (Müslim, İman 89, Hadis no:351)