Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Günün Sahih Hadis-i Şerif'i

Suraka Çevrimdışı

Suraka

Jihad today, Jannah tomorrow...
İslam-TR Üyesi
Resulullah (sa)'a. soruldu: "Mü'minlerden hangisi efdal (en faziletli)dir?" "Ahlakça en güzelleridir!" cevabını verdi. Tekrar soruldu: "Pekiyi, mü'minlerden hangisi en akıllıdır? "Ölümü en çok zikreden ve kendilerine gelmezden önce onun için en iyi hazırlığı yapanlardır, işte akıllılar bunlardır."
Ravi: Enes
Rezin tahric etmiştir (İbnu Mace, Zühd 31, (4269)]
 
Suraka Çevrimdışı

Suraka

Jihad today, Jannah tomorrow...
İslam-TR Üyesi
Allah Azze ve Celle’nin Güldüğü Adam


Abdullah ibni Mesud (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:


Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:


“Cennete en son giren kişi cehennemden çıkarken bazen yürür bazen düşer. Cehennemden kurtulduğu vakit döner ve:


‘Beni senden kurtaran Allah’ın şanı ne yücedir’ der. Allah bana öncekilere ve sonrakilere yapmadığı ihsanı yapmıştır, der. Ona bir ağaç gösterilir.


Derki:


−‘Rabbim beni bu ağaca yaklaştır, gölgesinde gölgeleneyim, suyundan içeyim.’


Allah-u Teâlâ:


−‘Ey Âdemoğlu! Bunu sana verirsem umulur ki başka şeyler de istersin.’


Kul:


−‘Hayır, Rabbim’ der ve başka bir şey istemeyeceğini vaad eder. Rabbi, kulunun sabırsızlığını mazur görür ve altında gölgelenmesi, suyundan içmesi için ağaca yaklaştırır. Sonra cennetin kapısının yanında ilkinden daha güzel bir ağaç yükseltilir.


Kul:


−‘Rabbim, altında gölgelenmem ve suyundun içebilmem için beni bu ağaca yaklaştır, Senden başka bir şey istemiyorum’ der.


Allah-u Teâlâ:


−‘Ey Âdemoğlu! Az önce başka bir şey istemeyeceğine dair bana söz vermedin mi? Her halde bu ağaca seni yaklaştırsam başka şeyler de istersin’ buyurur.


Kul yine başka bir şey istemeyeceğine dair Allah’a söz verir. Allah-u Teâlâ kulun sabırsızlığını bilir ve mazur görür, kulu ağaca yaklaştırır. Sonra cennetin kapısından ilk ikisinden daha güzel olan başka bir ağaç gösterilir.


Kul:


−‘Rabbim! Altında gölgelenebilmem ve suyundan içebilmem için beni bu ağaca yaklaştır, Senden başka bir şey istemiyorum’ der.


Allah-u Teâlâ:


−‘Ey Âdemoğlu! Az önce başka bir şey istemeyeceğini bana vaad etmedin mi?’ buyurur.


Kul:


−‘Rabbim! Bundan başka bir şey istemeyeceğim’ der. Rabbi kulunun sabırsızlığını mazur görüp onu ağaca yaklaştırır. Kul ağaca yaklaştığı vakit cennet ahalisinin seslerini işitir ve:


−‘Rabbim! Beni cennetine al’ der.


Allah-u Teâlâ:


−‘Ey Âdemoğlu! Senin isteklerini ne durdurur. Sana dünya ve bir benzerini vermem seni hoşnut eder mi?’ buyurur.


Kul:


−‘Rabbim! Sen âlemlerin sahibi olduğun halde benimle alay mı ediyorsun?’ der.”


Abdullah ibni Mesud (Radiyallahu Anh) bu hadisi rivayet ettikten sonra güldü.


Sonra:


–Benim neden güldüğümü sormayacak mısınız? dedi.


Yanında bulunanlar:


−Neden gülüyorsun? dediler.


Abdullah ibni Mesud (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:


−Çünkü Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’de gülmüştü.


Sahabeler:


−Neden gülüyorsun ya Rasulallah? diye sorduklarında ise Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):


−‘Allah Azze ve Celle’de gülmüştür,’ dedi.


Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:


“Kulun bu sorusu üzerine Allah-u Teâlâ:


−‘Ben alay etmiyorum, fakat dilediğimi yapmaya benim gücüm yeter’ buyurmuştur.”


Müslim
 
Zeynep Bint-i Huzeyme Çevrimdışı

Zeynep Bint-i Huzeyme

Üye
İslam-TR Üyesi
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Hiçbir evlâd babasının hakkını ödeyemez.
Şayet onu köle olarak bulur ve satın alıp âzâd ederse, babalık hakkını ödemiş olur.”

Müslim, İtk 25. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd
 
İ Çevrimdışı

İbnu'l Harise

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Cabir bin Abdullah radiyallahu anhuma şöyle dedi:

Nebi sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Ümmetimden bir taife kıyamet gününe kadar hak üzere savaşarak (cihad ederek) muzaffer olmakta devam edecektir. Nihayet Meryem oğlu İsa aleyhisselam (yeryüzüne) iner ve Müslümanların emiri (Mehdi aleyhisselam) ona:

‘Gel bize namaz kıldır’, der.

Bunun üzerine İsa aleyhisselam:

‘Hayır, Allah’ın bu ümmete bir ikramı olarak sizin bir kısmınız diğerleriniz üzerine emirlersiniz’, buyurur.”

Ahmed 14726, 15129, Müslim 1923/173, Ebu Davud 2484, Albani Sahiha 1959
 
Suraka Çevrimdışı

Suraka

Jihad today, Jannah tomorrow...
İslam-TR Üyesi
Amir bin Abdullah bin Zübeyr (Radiyallahu Anhuma) şöyle demiştir:


“Babamın yanına geldim bana:


−‘Nerdeydin?’ diye sordu.


Bende:


−]‘Kendilerinden daha hayırlısını görmediğim, Kur’an’ı Kerim’i okuyan bir gurup buldum. Onlardan birini Allah korkusu o kadar kaplamıştı ki, cezbeye geliyordu. Onlarla birlikte oturdum dedim.’


Bunun üzerine babam:


−‘Bundan sonra onlarla beraber oturma! Dikkat et! Onlar sapıktır! İnsanları saptırıyorlar!’ dedi ve babam şöyle dedi:


−Ben Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’i Kur’an’ı Kerim okurken gördüm. Ebu Bekir ve Ömer (Radiyallahu Anhuma)’yı da Kur’an’ı Kerim okurken gördüm. Hiçbirisinde bu cezbe halini görmedim. Sen bu gurubun, Allah’tan, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), Ebu Bekir ve Ömer (Radiyallahu Anhuma)’dan daha fazla korktuğunu mu zannediyorsun?

Babamın dediklerinin doğru olduğunu anladım ve onları terk ettim!”


Hâkim el-Müstedrek
 
C Çevrimdışı

CihadiL

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Ali radiyallahu anh şöyle demiştir:
“Sabrın imandaki yeri, başın vücuddaki yeri gibidir. Sabır giderse iman da gider!”İbni Ebi Şeybe İman 48
 
İ Çevrimdışı

İki Hicretyolu

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Ebu hureyre r.a derki: Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:"""Kulun Rabbine en yakın olduğu vakit secde ettiği vakittir.O yüzden secdede duayı çok yapın."""(Müslim, Ebu Davud,Nesei,Ahmed,...)

İb Hacer derki:""Secdede çok dua yapma emri çeşit çeşit isteklerde bulunmayı ,hem de isteği defalarca tekrar etmeyi kapsamaktadır.""(Fethul Bari 2/300 )

Gecenin son kısmında alınları secdede sabitleyip uzun uzun dualar etmek duasıyla...
 
İ Çevrimdışı

İbnu'l Harise

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Yedi sınıf insan vardır ki, Allah-u Teâlâ onları hiçbir gölgenin bulunmadığı gününde Arş’ın gölgesinde gölgelendirir.
1) Adaletli yönetici,
2) Allah’a ibadetle büyüyen genç,
3) Kalbi camilere bağlı kimse,
4) Allah için birbirini seven ve bu uğurda bir araya gelip bu sevgi ile ayrılan iki kimse,
5) Mevki sahibi olan güzel bir kadın tarafından birlikte olmaya (cinsel ilişkiye) çağırıldığı halde; Ben Allah’tan korkarım cevabı ile karşılık veren kimse,
6) Sağ elinin verdiği sadakayı sol eli duymayacak şekilde gizli sadaka veren kimse ve
7) Tenha yerde Allah’ı anarak gözleri yaşla dolup taşan kimse.”
Buhari, Müslim, Tirmizi




 
İ Çevrimdışı

İbnu'l Harise

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Yazıklar olsun Ahir zaman babalarına!

Bunun üzerine ashap sordu: “Yoksa müşrik mi olacaklar?”

Peygamberimiz (s.a.a) şöyle buyurdu:

Hayır, Müslüman kalacaklar; ama çocuklarına dini öğretmeyecek ve hatta çocukları dini öğrenmek istediklerinde onlara engel olacak ve onları dünya malı kazanmaya sevk edeceklerdir. İşte ben böyle babalardan uzağım; onlar da benden uzaktırlar."

[Müstedrek’ül-Vesâil, c.2, s.625]
 
İ Çevrimdışı

İki Hicretyolu

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Hz. Câbir (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Kıyamet günü, afiyet ehli kimseler, bela ehline sevapları verilince, dünyada iken derilerinin makaslarla kazınmış olmasını temenni edecekler." [Tirmizî, Zühd 59, (2404).]
 
H Çevrimdışı

Habibullah

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
- وعن جرير بن عبد اللَّه رضي اللَّه عنه قال : قال رسول اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم : « مَنْ لا يرْحَم النَّاس لا يرْحمْهُ اللَّه » متفقٌ عليه . 229. Cerîr İbni Abdullah radıyallahu anh’den rivâyet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “İnsanlara merhamet göstermeyen kimseye Allah da merhamet etmez.” Buhârî, Edeb 18, Tevhîd 2; Müslim, Fezâil 66. Ayrıca bk. Tirmizî, Birr 16, Zühd 48
Açıklamalar
Bu hadis, öncekilerden daha şümullü olup, bütün insan cinsini içine alır. Yani, mü’min olsun, kâfir olsun bütün insanlara karşı adil olmak ve merhamet hissi içinde davranmak, dinimizin temel prensipleri arasında yer alır. Çünkü insan, Allah Teâlâ’nın en mükemmel ve en üstün yarattığı varlıktır. Allah’a iman etmekle yücelir, küfürde kalmakla kıymetini kaybeder. Ama yine de insanca muamele görmesi gerekir. İşte bu insanca muamele, müslümanda var olan merhamet ve şefkat duygusuyla sağlanır. Müslüman, hiç kimseye karşı kin, nefret ve düşmanlık duygularıyla dolu olmaz. Herkese karşı adâletle muamele eder ve haksızlıktan uzak durur. Onu bu davranışa sevkeden imanı ve bu imanın kendisine kazandırdığı değerlerdir. İslâm’ın evrensel mesajını, insanlığa ulaştırırken en başta gelen vasfımız bu üstün değerlere sahip oluşumuzdur. Rahmet veya merhamet kelimesinin ifade ettiği mâna, bütün canlıları kapsayıcı bir niteliğe sahiptir. Bunun gereğini yerine getirmeyerek, insanlara merhametli davranmayanlara, Allah da kıyamet gününde, merhamete en çok ihtiyaç duyulan günde merhamet etmeyecektir. O halde, bu hadis bizi âlemşümul bir merhamete teşvik etmektedir.
Hadisten Öğrendiklerimiz

1. İnsanlara merhametli davranmak, müslümanlığın temel prensiplerindendir. 2. Allah, müslümanları merhametli olmaya teşvik eder.
3. Dünyada, insanlara merhametli davranmayanlara, Allah da kıyamet gününde merhamet etmeyecektir.
 
A Çevrimdışı

asrinsirri

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Ibnu Mes'ud (radiyallahu anh) demistir ki: "Biz, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) zamaninda tencere, kova gibi esyalari ariyeten vermeyi (Maun suresinde zikri gecen) yardim (maun) addederdik."
EbuDavud, Zekat 32, (1657)
 
A Çevrimdışı

asrinsirri

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bir gun mescidde iken hafif bir uyku kestirmesi yapti, sonra gulerek basini kaldirdi. Kendisine:
"Ey Allah'in Resulu, nicin guluyorsunuz?" diye sorulunca:
" Bana az once su sure nazil oldu" deyip besmele cekti, sonuna kadar Kevser suresini okudu:
"Bismillahirrahmanirrahim, Ey Muhammed! Dogrusu sana pek cok nimet vermisizdir. Oyleyse Rabbin icin namaz kil, kurban kes. Dogrusu adi sani ortadan kalkacak olan, sana kin tutan kimsedir" (Kevser 1-3).
Resulullah kiraati tamamlayinca sordu:
"Kevser'in ne oldugunu biliyor musunuz?"
Biz: "- Allah ve Resulu bilir" dedik.
Resulullah (aleyhissalatu vesselam) acikladi: "Bu bir nehirdir. Rabbim onu bana vadetmistir. O nehir uzerinde pek cok hayirlar var. Bu bir havuzdur da. Kiyamet gunu ummetim onun basinda (su icmek uzere) toplanacak. Bu havuzdaki masrapalar gokteki yildizlar kadar coktur. Derken iclerinden bir kul cikarilip atilacak. Ben mudahale edip: "Ey Rabbim (onu niye atiyorsun) o benim ummetimdendir?" diyecegim. Ancak Cenab-i Hakk: "Bunlar senden sonra ne bid'atler islediler senin haberin yok" diyecek."
Buhari, Tefsir, Inna a'taynake'l-kevser 1, Rikak 53, Muslim, Salat 53, (400); Tirmizi,Tefsir, Kevser (3357), Ebu Davud, Sunnet 26, (4747, 4748); Nesai, Salat 21, (2,133,134)
 
A Çevrimdışı

asrinsirri

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Kureys soyle dedikodu yapmisti: "Muhammed'in erkek evladi yok. Bir oldu mu arkasi kesildi demektir." Bunun uzerine Cenab-i Hakk, Kevser suresini (sonuncu ayet olan): "Asil arkasi kesik olan sana kin tutandir"a kadar inzal buyurdu."
Rezin'in ilavesidir.
 
A Çevrimdışı

asrinsirri

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Hz. Omer (radiyallahu anh) beni Bedir seyhleri ile birlikte (sohbet ve istisare meclislerine) aliyordu. Bu hal, sanki, birilerinin agrina gitmisti: "Bunu niye bizimle birlikte cemaate aliyorsun, bizim onun kadar oglanlarimiz var?" diye Hz. Omer'e tarizde bulundu. Hz. Omer kendilerine: "Onun kimlerden oldugunu biliyorsunuz" diye cevap ver(ip gecistir)di.
Bir gun beni cagirip yine onlarla birlikte meclise aldi. Bu sefer, sirf beni(m liyakatimi) onlara gostermek icin beni cagirdigini anlamistim. Hz. Omer (radiyallahu anh): "Cenab-i Hakk'in Iza cae nasrullah ve'l-feth (Nasr 1) kavl-i serifi hakkinda ne dersiniz?" diye sordu. Cemaatten bazilari:
"- Yardima ve fethe mazhar oldugumuz zaman Allah'a hamdetmek ve istigfarda bulunmakla emrolunduk" diye cevap verdi. Bazilari hicbir sey soylemedi.
Hz.Omer (radiyallahu anh) bana yonelerek:
"Ey Ibnu Abbas, sen de mi boyle soyluyorsun?" dedi. Ben:
"Hayir" dedim ve sustum. Hz. Omer:
"Oyleyse soyle, sen ne diyorsun?" diye bana soz verdi.
Ben su aciklamayi yaptim:
"- Bu sure Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in ecelidir, kendisine bu sure ile haber verilmistir. Bu surede Cenab-i Hakk (Resulune soyle demistir): "Allah'in nusreti ve fethi geldigi zaman, bil ki bu senin ecelinin artik yakinligina alamettir. Oyle ise hamdederek Rabbini tesbih et ve ona istigfàrda bulun. O tevbeleri kabul edicidir."
Bu yorumun uzerine Hz. Omer: "Bundan ben de senin soyledigini anliyorum" dedi.
Buhari, Tesfir 4, Menakib 25, Megazi 50, 85; Tirmizi, Tefsir, Feth (Nasr) 3359
 
Üst Ana Sayfa Alt