Doğrusu sizde bu şekilde olması, herkesin net şekilde anlayacağı sonucuna çıkmıyor kardeşim. Nitekim genel olarak hoca takip eden insanlar, daha öncesinde de bu konuları hiç duymadılarsa, farklı anlayabiliyor o ayetleri.Abla bu mevzuda aynı görüşteyiz zaten, benim dediğim şey Maide 44, Yusuf 40 ayetleri gibi. Yani açık açık Allah bunun böyle olduğunu söylüyor ve elimizde fıtrat delili denen bir şey de var. Bu ayetleri 1 kez bile gören insan fıtratı gereği ne olduğunu anlar. He diyelim ki bir insan dinini daha dün öğrenmeye başlamış Fatihayı okumuş Bakaraya geçmiş. Bu adam dün gece başlamış bu sabah şirk ya da küfür eylemi olursa bu adam mazeretli olabilir ama çok zamanı olup da tembellik eden adam yüz çevirmiş oluyor ve bu mazeret olmuyor ki. Şahsen ben bu mevzuları 2-3 yıl önce anlamıştım sonradan tam iman ettim. Kuranı okuyup araştırdığım için kimseye ihtiyacım olmadan bu mevzuları anlamıştım çocukken. Eğer benim dediğim görüş sizin görüşünüzle aynıysa o zaman bu meseleyi anlamış oluruz. Ama benim anladığım kadarıyla aynı düşünmüyoruz ve sonu farklı inançlar dediğim şey oluyor. O yüzden dedim ben. Yoksa aynı görüşteysek bu meseleden sonra başka meseleleri de aydınlatırız inşaAllah.
Mesela o Yusuf 40, "Hüküm Allah'ındır" ayetini ben: "Kaderde ne yazıldıysa o başımıza gelir, hakkımızdaki son kararı Allah verir" diye algılıyordum, ki benim gibi zanneden çok. Ayrıca politikanın sadece yol, köprü gibi caiz kısımlarını görüp, arka plandaki "haramları serbest kılma" gibi kısımlarının işleyişini bilmeyen çok insan var. Bu insanların çoğu genel olarak dinden yüz çeviren değil, ancak ayetleri yanlış anlayan insanlar. Ki bu da hataen yapılmış bir şey, haliyle cehaletin mazeret oluşu bu şekilde gündeme gelir.
Ancak, dediğim gibi, kişiye açık şekilde tebliğ yapılırsa, işte o zaman "duymadım etmedim" de diyemez. İşte ancak ondan sonrasında...