İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler
İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
selamunaleykum ve rahmetullah ve berekatuhu
cahiliye döneminden kasıt islamdan öncesi ve ardından peygamber efendimiz sallAllahu aleyhi ve sellemin tebliğini görüp dinden dönmekse bu elbette daha tehlikelidir. Peygamber tebliğine şahit olup küfrü seçenler tevbe suresiyle helak edilmiştir. Günümüzde ise sabah müslüman olarak uyanıp akşam kafir olarak uyuyanlar olacaktır dolayısıyla fitne döneminde dinden dönmek ve dine dönmek daha muhtemeldir. Bence.
selamunaleykum ve rahmetullah ve berekatuhu
cahiliye döneminden kasıt islamdan öncesi ve ardından peygamber efendimiz sallAllahu aleyhi ve sellemin tebliğini görüp dinden dönmekse bu elbette daha tehlikelidir. Peygamber tebliğine şahit olup küfrü seçenler tevbe suresiyle helak edilmiştir. Günümüzde ise sabah müslüman olarak uyanıp akşam kafir olarak uyuyanlar olacaktır dolayısıyla fitne döneminde dinden dönmek ve dine dönmek daha muhtemeldir. Bence.
Aleyküm selam ve rahmetullah. Evet, cahiliye döneminde yaşanan riddetten kastım tam olarak budur. Bu arada bu soruyu bir kişiye vereceği zarar açısından hangisi tehlikelidir diye sormuyorum. İslam'a vereceği zarar açısından yada topluma vereceği zarar açısından hangisi daha tehlikelidir diye soruyorum.
Şöyle bir yorum getirsem düşünceleriniz ne olur;
Cahiliye riddeti, düşünsel derinlik açısından oldukça sığ, tutarsızlık ve yanlışlık açısından da oldukça belirgin bir riddetti. Bu nedenle İslamiyet bu sığ anlayışa karşı gerçekten de muazzam ve muhteşem, yepyeni bir örneklik ile temsil edilmekteydi. Ayrıca o dönem yaşanan riddet evrenselliği kapsayacak kadar şaşalı bir kalıba sokulmadığı için sadece belirli bölgedeki insanları kapsıyordu (bunda henüz İslam'ın yayılmamasının da etkisi var). Dolayısıyla etki bakımından büyük kitleleri hedef almıyordu.
Halbuki peygamber efendimiz sallAllahu aleyhi ve sellemin davetine muhattap olup yine de inkar edenler şimdiki ateistlerin atasıdır, fikir babasıdır. Düşün ki ilk nesillerde hiç kimse islamı inkar etmese islamla karşılaşan herkes Allaha ve resulüne teslim olsa "hakkı inkar" diye bir kavram oluşmazdı. ki dinden dönmenin cezasının ölüm olmasının da bir sağlam bir sebebi var ki önce verilen bilgileri kabul edip, tasdik edip ardından inkar ediyorsun arkadan kuyu kazıyorsun, özel planlara hakimsin bir kafirin peygamberimiz s.a.s. hakkında bilemeyeceği şeyleri biliyorsun. pusu kurmak daha kolay. yalan söylemek iftira atmak daha kolay ve inandırıcılık payı daha yüksek. öyle hadisler hadiseler var ki kimin yalanı kimin hain planı (ilimsiz kimseye) anlamak zor. belki ilk mürtedler şuan hala insanların dinden dönmesine sebep oluyor olabilir. dolayısıyla her yönüyle ilk dönem inkarcılarının islama ve topluma zararı daha yüksektir.
bu inkarcıların tarihe geçmiş olması nedeniyle de bugün milyonlarca kişinin izlediği bir youtube videosundan daha fazla bir kitleye hitap etmektedirler. bir de silsile olarak düşünürsek 1 çürük yumurtadan etkilenen 5 çürük yumurta (5 100 1000 vs) günümüze kadar yaşamış ölmüş milyonlarca çürük yumurtaya tekabul eder.
Halbuki peygamber efendimiz sallAllahu aleyhi ve sellemin davetine muhattap olup yine de inkar edenler şimdiki ateistlerin atasıdır, fikir babasıdır. Düşün ki ilk nesillerde hiç kimse islamı inkar etmese islamla karşılaşan herkes Allaha ve resulüne teslim olsa "hakkı inkar" diye bir kavram oluşmazdı. ki dinden dönmenin cezasının ölüm olmasının da bir sağlam bir sebebi var ki önce verilen bilgileri kabul edip, tasdik edip ardından inkar ediyorsun arkadan kuyu kazıyorsun, özel planlara hakimsin bir kafirin peygamberimiz s.a.s. hakkında bilemeyeceği şeyleri biliyorsun. pusu kurmak daha kolay. yalan söylemek iftira atmak daha kolay ve inandırıcılık payı daha yüksek. öyle hadisler hadiseler var ki kimin yalanı kimin hain planı (ilimsiz kimseye) anlamak zor. belki ilk mürtedler şuan hala insanların dinden dönmesine sebep oluyor olabilir. dolayısıyla her yönüyle ilk dönem inkarcılarının islama ve topluma zararı daha yüksektir.
bu inkarcıların tarihe geçmiş olması nedeniyle de bugün milyonlarca kişinin izlediği bir youtube videosundan daha fazla bir kitleye hitap etmektedirler. bir de silsile olarak düşünürsek 1 çürük yumurtadan etkilenen 5 çürük yumurta (5 100 1000 vs) günümüze kadar yaşamış ölmüş milyonlarca çürük yumurtaya tekabul eder.
Eğer cahiliye dönemindeki riddet eğilimlerinde Allah azze ve celleyi inkar etmek olsaydı dediklerin doğru olabilirdi. Ama riddet eğilimleri içince Allah azze ve celleyi inkar etmek yoktu. Sadece Allah'ın Nebisini ve Kur'an'ı inkar ediyorlardı. Yahut Ebubekir radıyallahu anh dönemindeki gibi İslam'ın belirli bir rükununu inkar vardı, zekat gibi. Cahiliye döneminde dinden dönenlerden ziyade M.Ö. ki felsefenin mihenk taşları olan Epikur, Sofistler ve Tales'ler gümüz ateistlerinin atalarıdır. Ki tam olarak günümüz ateizmi, 16 ve 17. yüzyıldaki felsefede yeni bir anlayış olarak ortaya çıktı.
Velhasıl. Gözden kaçırdığımız nokta şu; o dönem altın tepside sunulan bir riddet yoktu. Olsa bile buna karşı hazırlıklı ve bilinçli bir İslam toplumu vardı. Ve insanlar mürted olduklarında bunun farkındaydılar. Bilinçli bir riddetti kısacası. Dolayısıyla bu durum o dönem ki riddetin düşence derinliği açısından ne kadar sığ olduğunun delilidir. Tutarsızlık ve yanlışlık açısından gözler önünde olan bir riddetti. Ama günümüzde ki riddet eğiliminde akaidi unutmuş Müslümalara karşısavaş verilmekte. Dolayısıyla riddete düşen bunun farkında değil. Riddete hazırlıklı ve bilinçli çok az bir topluluk bulunmakta.
Ayrıca Putlar nesnelliğini kaybetmiş, düşünsel ve fikirsel putlar bunların yerini almış. Bu düşünsel ve fikirsel putlar Müslümanların riddete eğilim göstermelerini amaçlamış. Bu amacı felsefik kalıplara sokarak altın tepside, şaşalı, göz kamaştırıcı bir şekilde Müslüman toplumlarına sunmuşlar. Kısacası o dönem mürtedleri cahil, sığ, tutarsız kişilerden oluşurken; günümüz mürtedleri planlı, düşüncelere dayalı, kalıplaştırılmış ve Müslüman ülkelerin okullarında müfredatlarda yer bulacak şekilde çalışmış kişilerden oluşuyor. Buna karşı mücadele veren Müslüman toplulukların ellerinde birlik, beraberlik, güç, medya ve kuvvet yok.
Üstad Said Havva'ın da dediği gibi; "Çağdaş riddet eğiliminin eski riddet eğiliminden daha tehlikeli olmasının bir diğer sebebi de şudur: İlk riddet döneminde Müslümanların buna karşı birlik ve beraberliğe ulaşmasını sağlayacak, vahdet inancıyla tek bir yönetim ve liderlik çatısı etrafında birleşmesine yarayacak, onların hepsini bir arada bulunduran bireysel ve toplumsal bir dünya görüşünü benimsetecek, bunlara ilaveten iman ve yakin kuvveti ile birlikte insan gücü ve silah gücü sağlayacak imkanları bulunmaktaydı. Ama çağdaş Müslümanlara ait böyle bir imkan bulunmamaktadır."
Herkes ALLAH ı biliyor. yanı insan kendısının yaratıldığını çok ıyı biliyor. Sadece ALLAH ın koymuş olduğu kural ve kanunları kabullenmek yerıne kendı nefisinin uygun gorduklerıne yöneliyor. Kısaca işine gelmiyor dıyelim. Oysa ılk kavımden son kavime kadar ALLAH kullarına durumu izah eden Elçiler gonderdi.atada tapan putuda tapan bunu çok ıyı bılıyor.Oncekı kıtaplarda kendılerınden sonra gelecek olan nebıyı dahı bildirdi.buna rağmen ınsan nefsını bırakıp rabbıne çok azı harıc ıman etmedı dünyanın süsüne kapıldı ölmeyecegını yada kafırlerın reklamlarında hayalilerinde filmlerindeki gıbı güya dünyanın sonu gelınce kacabıleceklerı bır yer var hıssıne kapıldılar. Günümüz ıle onların bır farkı yok. O zaman nebı vardı bu zaman Kaya gıbı quran var sunnet var iş iman etmesını bılene çok kolay asıl zor olan hem nefsının kolesı olmuş ama bır yandanda ALLAH a kul olmaya çalışanıdır.bu devride ben daha başaranı göremedim.
İslamiyetin ilk dönemlerinde güçlü silahlı şaşalı oldukları iddiasını yanlış buluyorum (hangi dönemden bahsettiğimiz önemli) öğle ve ikindi namazlarında kıraatin dıştan okunmamasının amacı dıştan gelen alayları engellemek değil mi? herkesin uyuduğu veya yemekle meşgul oldukları vakitlerde sesli kıraat okunuyor. Peygamberimiz sallAllahu aleyhi ve sellemin üzerine pislik atılması müminlerin sokaklarda zulm görmesi güç gösterisi mi? işte bu islamın en kırılgan dönemindeki riddet eğiliminin tehlikesi bugünle kıyaslanamaz. ha elhamdulillah bu tehlike atlandı bu günlere geldik elhamdulillah ama şuan varsayımsal bir tartışmadan bahsediyoruz zaten. Günümüzdeki müslümanların "imkansızlığı" nı da aynı şekilde reddetmek durumundayım çünkü sözde müslamnların elinde de medya, zeka, silah, teknoloji mevcut. Ancak bizim zayıflığımız imanımızda, elimizdeki kuvvetleri imanımız için değil dünyevi menfaat için kullanıyoruz.
Yukarıdaki tespitte kısmen katıldığım bir nokta ise birlik konusunda. ümmet bin bir parçaya bölündü. ancak şunu gözönünde bulundurmak gerek ki 1.7 milyar müslümanın 72 fıkraya bölünmesi mi yoksa yüz bin (varsayımsal rakam) müslümanın 2ye bölünmesi mi birliğin daha kuvvetli/zayıf olduğunu gösterir. sonuç olarak Allah sonumuzu hayır etsin doğru yoldan sapmamıza izin vermesin. Allah doğru yola iletmese biz de kaybolur gideriz.
Dinden çıkanların hepsının ortak noktası budur. Nefsının kulu olmaları. Gerçekleri kaldıramayıp dünyalık dürtüleri nı kontrol edememelırıdır. Hepsının özüne baktığınızda bunu apaçık görürsünüz.Yoksa seytan iman eden adamı kolay kolay tuzagına cekıp yoldan çıkaramaz.
Dinden çıkanların hepsının ortak noktası budur. Nefsının kulu olmaları. Gerçekleri kaldıramayıp dünyalık dürtüleri nı kontrol edememelırıdır. Hepsının özüne baktığınızda bunu apaçık görürsünüz.Yoksa seytan iman eden adamı kolay kolay tuzagına cekıp yoldan çıkaramaz.
selamunaleykum ve rahmetullah ve berekatuhu kardeşim bu da farklı bir tartışmanın konusu. Allahı gerçekten herşeyi bilip gören sonsuz güç sahibi tek otorite olarak kabul eden bir kimsenin sonradan fikir değiştirmesi riddet. Günümüzdeki "dinden çıkanlar" acaba bu hissi yaşamışlar mı ki dinden dönmüş olsunlar? Bunlar dine girmiş mi ki çıksınlar? veya kültürel islam dediğimiz babadan oğula aktarılan anlamadan uygulanılması beklenilen kuralları çiğneyenler de mürted ilan edilir mi?
Bu bir tartışma değildi, nefis tezkiyesiydi. Hamd olsun. Az da olsa bilinçli toplumlar, fertler var (ümit ediyorum ki biz de o zümreden oluruz). Riddetin ayyuka çıktığı, üstüne basa basa okullarda okutulduğu, toplumumuza nakış nakış işlendiği bu dönemde bunlarla nasıl başa çıkabiliriz? Asıl nefislerimize sormamız gereken soru bu. Şüphesiz bununla İslami hareketi yeniden dirilterek ve o hareketin bir cundullahı yani Allah'ın bir eri olmakla karşı çıkabiliriz. Bunun içinde Allah erinin özelliklerini taşımalıyız. Kısaca: Velâyet ile Berâet merkezli bir İslami hareketle; gayret, ahlak, berâet ve velâyet sahibi erlerle ancak başarılı olabiliriz. O halde bize düşende budur. Rabbim bunu anlayan, idrak eden ve amel eden kullarından eylesin. Bu sorudan herkesin kendine bir pay çıkarmasını âlemlerin Rabbi olan Allah'tan niyaz ediyorum.
Cahiliye riddeti, düşünsel derinlik açısından oldukça sığ, tutarsızlık ve yanlışlık açısından da oldukça belirgin bir riddetti. Bu nedenle İslamiyet bu sığ anlayışa karşı gerçekten de muazzam ve muhteşem, yepyeni bir örneklik ile temsil edilmekteydi. Ayrıca o dönem yaşanan riddet evrenselliği kapsayacak kadar şaşalı bir kalıba sokulmadığı için sadece belirli bölgedeki insanları kapsıyordu (bunda henüz İslam'ın yayılmamasının da etkisi var). Dolayısıyla etki bakımından büyük kitleleri hedef almıyordu.
Açıklamadım, doğrulamadım... @Pangea kardeşle ayrı fikirlerde ve düşüncelerde olmamıza rağmen ben alabileceğim dersi yazdım. Anketler sadece çoğunluk olabilecek fikri öğrenmek için mi olmalı? Ders almak için olamaz mı?
Ben yazsaydım olurdu. Anketi yapan kişinin uyması gereken bir kaide olduğunu düşünerek yazdım. Şu sebeplerden dolayı cevabı bu olmalı değilmi gibi bi sözle ankete denk gelmediğim için dikkatimi celbetti, abartılacak bi durum da değil gerçi. Dileyen dilediği gibi anket yapar.
belki ben tartışma kelimesi ile kendimi yanlış ifade ettim. kastettiğim fikirlerin karşılıklı tartılmasıydı. münazara da değil aslında sadece fikir beyanı ve savunması.
Açıklamadım, doğrulamadım... @Pangea kardeşle ayrı fikirlerde ve düşüncelerde olmamıza rağmen ben alabileceğim dersi yazdım. Anketler sadece çoğunluk olabilecek fikri öğrenmek için mi olmalı? Ders almak için olamaz mı?
Belki de ben yanlış işlem yaptım; konu ilk açıldığında "anket" işareti yoktu ve bir başka bölümdeydi. İlk mesaja binaen, ankete uygun diye buraya taşıyıp, bir de anket işareti ekledim )
Şu an görünüyor ki; konu en baştan tefekkürlük, soru-cevap şeklinde ilerleyecek bir konu olarak düşünülmüş, maşaAllah karşılıklı yazışmalarla birlikte faydalı da olmuş. Yine de anket bölümünde kalmaya devam edebilecek bir konu, anket kurallarını azcık esnetiyor olsa da )
selamunaleykum ve rahmetullah ve berekatuhu kardeşim bu da farklı bir tartışmanın konusu. Allahı gerçekten herşeyi bilip gören sonsuz güç sahibi tek otorite olarak kabul eden bir kimsenin sonradan fikir değiştirmesi riddet. Günümüzdeki "dinden çıkanlar" acaba bu hissi yaşamışlar mı ki dinden dönmüş olsunlar? Bunlar dine girmiş mi ki çıksınlar? veya kültürel islam dediğimiz babadan oğula aktarılan anlamadan uygulanılması beklenilen kuralları çiğneyenler de mürted ilan edilir mi?
benim sorular zaten daha çok düşünmeye yönelten sorulardı kardeşim. la ilahe illallah'ın şartları, iman ile amel arasındaki ilişki vs çok uzun ve fikir ayrılıkları içeren bir konu. helal olsun kardeşim.