Kardeşim müslüman bir kötülük veya bir saldırı durumunda illa tek tip bir tavır alacak diye bir kaide yoktur. Yâni böyle bir durum karşısında müslüman kişi, durumu değerlendirir ve ona göre hareket eder. Saldıranın kimliği, amacı, niyeti, sebebi ve dönemi değerlendirmeli, hızlıca durum tesbiti yaparak ona göre hareket etmelidir. Yerine gelir saldırı, kendisine vuran veya kaba harekette bulunana karşı hiç elini kaldırmayabilir, yerine göre mutecâvize karşılığını misliyle verebilir.
"(Ey Muhammed!) Onlara, Âdem’in iki oğlunun haberini gerçek olarak oku. Hani ikisi de birer kurban sunmuşlardı da, birinden kabul edilmiş, ötekinden kabul edilmemişti. Kurbanı kabul edilmeyen, “Andolsun seni mutlaka öldüreceğim” demişti. Öteki, “Allah, ancak kendisine karşı gelmekten sakınanlardan kabul eder” demişti. - “Andolsun! Sen beni öldürmek için elini bana uzatsan da ben seni öldürmek için sana elimi uzatacak değilim. Çünkü ben âlemlerin Rabbi olan Allah’tan korkarım.” - “Ben istiyorum ki, sen benim günahımı da, kendi günahını da yüklenib cehennemliklerden olasın. İşte bu zâlimlerin cezasıdır.” - Derken nefsi onu kardeşini öldürmeye itti de (nefsine uyarak) onu öldürdü ve böylece ziyan edenlerden oldu." (Mâide 27 - 30)
"Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse, (bilin ki) Allah onların yerine öyle bir topluluk getirir ki, Allah onları sever, onlar da Allah’ı severler. Onlar mûminlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı güçlü ve onurludurlar. Allah yolunda cihad ederler. (Bu yolda) hiçbir kınayıcının kınamasından da korkmazlar. İşte bu, Allah’ın bir lutfudur. Onu dilediğine verir. Allah, lutfu geniş olandır, hakkıyla bilendir." (Mâide 54)